25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 2006 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Yeni TMY ile ‘silahsız’ irticacı terör örgütleri Türk Ceza Yasası’na göre yargılanacak Toparlak Dünyanın Yuvarlak Egemeni Top PARİS Sevgili, Sekiz yıl arayla Paris’te hemen hemen aynı yerlerde aynı görüntülerle karşılaştım. 1998 Haziranı’nda, Dünya Kupası finalinde, Fransa Brezilya’yı yenerek şampiyon olunca Paris sokakları çılgınca gösteri yapan insanlarla dolmuştu. Bu kez de, 27 Haziran günü, Dünya Kupası’nda Fransızlar İspanyolları beklenmedik biçimde, 31 yenince aynı görüntüler, aynı gürültüler oluştu. Aslında daha Zidane’ın takımının önünde çok uzun bir yol var. İspanya galibiyeti, onları ancak ilk sekize soktu. Bu kez karşılarına çıkacak rakip ise turnuvanın favorisi ve Fransa ile görülecek bir hesabı olan Brezilya. Ama Fransa hiç de güçlü olmayan bir gruptan, bir sonraki tura öylesine güç çıkmıştı ki, ilk sekizin kapısını açan yengi bile herkesi çıldırtmaya yetti. Biliyorsun, Fransız milli takımı sahaya, bayraklarının rengi olan mavibeyazkırmızı formayla çıkıyor. Ama baktığın zaman yeşil alanda üç değil, mavi, beyaz, kırmızı ve siyahtan oluşan dört renk görüyorsun. Çünkü oyuncuların yarıya yakını zenci. Geçen Dünya Kupası’nda, Fransızlar bu çok ırklı, çok renkli, çok etnili ve çok dinli takımı, bir kazanım, Fransız Cumhuriyeti’nin bir uyum başarısı olarak iftiharla karşıladılar. Tabii ‘‘Bu oyuncuların çoğu ulusal marşımızı ezbere bile bilmezler’’ diye dudak büken ve duruma sinirlenen ırkçı Le Pen ve benzerleri hariç... ??? Paris politik ve ekonomik sorunların ciddi olarak gündemde olduğu bir yazı yaşıyor. Ama gündemin birinci maddesi yine de futbol. Paris kahvelerinin hemen hepsi, geniş ekranlı yeni model televizyonlarla donatılmış, maç başladı mı, herkes onların karşısına geçiyor. Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan Almanya tam bir şenlik ülkesi, Almanya’nın sokakları Babil Kulesi’ne dönmüş durumda, her renkten, her milletten, her dilden, her cinsten insan kaynaşıyor sokaklarda. Bu yıl, turizm açısından çok kötü bir dönem geçiren Türkiye’de de ilgililer, ‘‘Hele şu Dünya Kupası bir sona ersin de’’ diye tevekülle bekliyorlar. Eskiden bu mevsimde sokakları iğne atsan yere düşmez olan Bodrum’un bomboş olduğu gazetelere yansıyor. Ne yaz tatili, ne politik sorunlar, hatta ne de işsizlik kimsenin umurunda, herkes gözünü toparlak dünyanın egemeni yuvarlak topa dikmiş, büyülenmiş bir halde futbol izliyor. İş toplantıları, randevular, yemek hep maç saatine göre ayarlanıyor. Yaşam artık bir oyuna odaklanmış bulunuyor, sadece bir oyun, ama dünyanın egemeni bir oyun. Şu anda Fransa’da adından en çok söz edilen kişi, turnuvadaki son maçlarının ardından futbol yaşamını noktalayacağını söyleyen, ulusal takım kaptanı, Cezayir asıllı bir Berberi olan Zinedine Zidane. Öyle ki, kimi yorumcular spor programlarında, ‘‘Fransa nereye kadar gidebilecek’’ sorusunu değiştirerek, ‘‘Zidane’ın önünde daha kaç maç kaldı’’ şeklinde soruyorlar. ??? Aslında yeni bir olayla değil, eski bir olgunun yeni döneme uyarlanmasıyla karşı karşıyayız. Çok eski dönemlerde de durum pek farklı değildi. Eski Yunan’da olimpiyatlar döneminde, devletçikler, siteler arasında savaşlar durur, barış dönemi yaşanır, olimpiyatlarda birinci olan sporcular, toplumlarının kahramanları olarak alkışlanırlardı. Tarihçiler, Julius Sezar’ın en büyük politik avantajlarından birinin de arenada oyunlar düzenlemekteki hüneri olduğunu belirtirler ve bu becerisi sayesinde seçildiğini ileri sürerler. Hatta kimileri, ‘‘Eğer Sezar’ın oyun düzenlemedeki hüneri olmasaydı tarih bambaşka olurdu’’ derler. Bilmem bu tarih yorumuna sen de katılır mısın? Ama şurası kesin ki, tarih boyunca değişen pek fazla bir şey yok. Kanlı olsun ya da kansız, oyunlar insanlığın yazgısında değilse bile davranışında önemli bir rol oynuyorlar. Gelişen teknoloji, futbolu artık binlerce kilometre öteye taşıyıp evimize sokuyor. Futbolun seyircisi nitelik değiştiriyor. Artık çoğunluk stadyumda değil, televizyondan izliyor maçları. En güzeli de futbol artık sadece bir erkek oyunu olmaktan çıkıyor, ister TV’de olsun, ister stadyumda, kadın erkek birlikte izlenen bir temaşa haline geliyor. Ben de ‘‘Yaşasın toparlak dünyanın yeni egemeni yuvarlak top!’’ diyor, BrezilyaFransa maçını izlemek için televizyon başına geçmek üzere yazımı noktalıyorum. ‘İrticacı teröre himaye’ EMİNE KAPLAN ANKARA Yeni Terörle Mücadele Yasası (TMY), ‘‘silahsız örgütlerin’’ yasa kapsamından çıkarılması nedeniyle tartışma yarattı. Silahsız örgütler, TMY kapsamında değil, Türk Ceza Yasası’nın (TCY) daha az ceza öngören ‘‘çete suçu’’yla yargılanacak. CHP, bu düzenlemeyle ‘‘domuz bağıyla adam öldüren örgütler’’ ile Fatih Camisi eylemcileri ve Sıvas katliamı sanıklarının ‘‘terör örgütü’’ kapsamından çıkarıldığına dikkat çekti. AKP hükümeti, yeni TMY ile tartışmalı birçok düzenlemeye imza attı. Yasayla ilk kez ‘‘silahlısilahsız terör örgütü’’ ayrımı yapılarak silahsız terör örgütleri TMY kapsamından çıkarılıyor. Buna göre silahlı terör örgütleri TCY’nin ‘‘silahlı örgüt’’ başlıklı ve 10 ? Yeni TMY ile silahsız terör örgütleri yasa kapsamından çıkarıldı. CHP, bu düzenlemeyle irticacı örgütlerin himaye edildiğini belirterek “Domuz bağıyla ya da diri diri gömerek adam öldüren örgütler, Fatih Camisi eylemcileri, Sıvas katliamı sanıkları TMY’ye göre değil, daha az ceza öngören TCY’ye göre yargılanacak” uyarısı yaptı. yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören 314. maddesine göre yargılanacak. Silahsız örgütler ise, TCY’nin ‘‘suç amacıyla örgüt kurma’’ başlıklı ve 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası öngören 220. maddesine göre yargılanacak. TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeler sırasında, Adalet Bakanı Cemil Çiçek başta olmak üzere AKP’nin hukukçu milletvekilleri, silahsız örgütlerin silah kullanması durumunda yine silahlı terör örgütü kapsamında yargılanacağını dile getirdiler. Ancak, TCY’nin söz konusu 220. maddesinin 3. fıkrası, ‘‘Örgütün silah kullanması durumunda yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar hükmolunur’’ hükmünü düzenliyor. Buna göre, silahsız örgütlerin silah kullanması durumunda verilecek hapis cezası en fazla 9 yıla kadar hapis cezası olacak. TMY kapsamındaki silahlı terör örgütleri ise 15 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor. ye etmek amacıyla, silahsız örgütleri de terör örgütü kapsamında değerlendiren fıkralar kaldırılmış, Cumhuriyetin temel niteliklerine karşı eylemlerin yasa kapsamında olduğu ilgisi koparılmaya çalışılmıştır. Yapılan bilinçli bir çalışmadır. Terörle mücadelede terörün cinsini ayırarak başarı sağlayabilmek olanağı yoktur. Ülkemizde ciddi boyutlarda bölücü terör tehdidinin yanı sıra aynı ciddiyette irticacı terör tehdidi de mevcuttur. Yapılan düzenlemeyle Fatih Camisi bahçesinde olan eylemlerin benzeri ile Sıvas katliamı tarzındaki eylemlere sempatiyle bakıl CHP’nin uyarıları CHP, yeni düzenlemelerle ilgili şu uyarıları yapıyor: Yasa, özellikle irticacı terörle mücadele konusunda önemli zaaflar içermektedir. Kimi irticacı grupları hima dığı ortadadır. Terör örgütü kapsamına sadece silahlı örgütler alınmıştır. Oysa terör sadece silaha bağlanabilecek bir olgu değildir. Kitlesel düzeyde toplumsal ayaklanmayı kışkırtabilecek bir örgüt mü tehlikelidir? Yoksa 5 tane maceraperestin 5 tabancayla bir araya gelmesi mi tehlikelidir? Örgütü silah şartına bağladığınız takdirde ‘‘domuz bağıyla’’ insan öldürmek ya da ‘‘diri diri gömerek’’ insan öldürmek ya da yakarak insan öldürmek, TCY’nin 6. maddesi kapsamında silah sayılmayacağı halde, silahla öldürmekten daha ürkütücü ve daha korkutucudur. Bu tür eylemleri yapan örgütlerin mensuplarının terörle mücadele kapsamında değerlendirilmemesi, son derece vahim neticelerin ortaya çıkmasına neden olur. 4. YASAMA YILI SONA ERDİ KALBİNDEN YARALANDI Meclis 1 Ekim’e kadar tatil ? Son çalışma gününde 15.5 saat çalışarak 5 yasa çıkaran TBMM’nin 4. yasama yılında toplam 143 yasa kabul edildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM, 4. yasama yılını önceki gün ve dün sabaha karşı 5 yasayı çıkararak tamamladı. Meclis’te yasama yılının başladığı 1 Ekim 2005’ten bu yana toplam 143 yasa kabul edilirken, AKP hükümetinin ‘‘hukuksuz’’ ve anayasaya aykırı düzenlemeleri Çankaya’dan döndü. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 20 yasayı bir kez daha görüşülmek üzere Meclis’e iade ederken, AKP bu düzenlemelerin tamamına yakınını aynen çıkararak Sezer’i devre dışı bırakma taktiği izledi. Cumhurbaşkanı Sezer ise IMF talimatıyla çıkarılan ve ‘‘mezarda emeklilik’’ olarak adlandırılan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın da aralarında bulunduğu, hükümetin bazı ‘‘inat’’ düzenlemelerine karşı Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açtı. AKP hükümeti, sadece sosyal güvenlik kurumlarının ‘‘tek çatı’’ altında toplanmasını öngören yasayla ilgili Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in veto gerekçelerini dikkate alarak düzenleme yaparken, diğer vetolu düzenlemeleri aynen çıkarma inadını sürdürdü. TBMM’nin tatile girmeden önce son 2 gün içinde çıkardığı 14 yasanın ise en geç hafta başında Köşk’e gönderilmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Sezer, 6 yasayla ilgili de incelemesini sürdürüyor. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, TBMM’nin tatile girmesi nedeniyle yaptığı konuşmada, Meclis’in son anda yoğun bir çalışma temposuna sokulmasını eleştirdi. ‘‘Yaptığımız iş anormal... Bir parlamento 15.5 saat aralıksız çalışır mı?’’ diyen Anadol, gelecek yasama yılında içtüzükteki çalışma sürelerine uyulmasını istedi. AKP Grup Başkanvekili Faruk Çelik ise 22. Dönem Parlamentosu olarak 773 tasarı ve teklifin yasalaştırıldığını, 4. yasama yılında ise 143 yasanın çıktığını bildirdi. Çelik, ‘‘4 yıl milletvekilliğinin hakkını vererek bugüne geldik’’ dedi. Meclis 1 Ekim Pazar günü saat 15.00’te toplanacak. Sarıkaya’ya bıçaklı saldırı İstanbul Haber Servisi Merkez Haber Ajansı muhabiri Ercan Sarıkaya ve eşi Derya Sarıkaya, evlerinin önünde park yüzünden tartıştıkları kişilerce bıçaklanarak yaralandı. Saldırganlar gözaltına alındı. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) Türkiye Gazeteciler Sendikası’na (TGS) tahsis ettiği toplu konut kura çekilişine katılmak üzere Sefaköy Söğütlüçeşme Mahallesi Bülent Sokak’taki evlerinden çıkan Ercan (29) ve Derya (26) Sarıkaya çifti, garajda bulunan otomobillerinin çalışmaması üzerine servis çağırdı. Ercan Sarıkaya, servis bekledikleri sırada otomobilini garajın önüne park eden Cahit T’yi, çıkışı kapattığı için aracını biraz daha ileri park etmesi konusunda uyardı. T’nin bu uyarıya ters cevap vermesi üzerine başlayan tartışmaya, yakındaki başka bir binada oturan Cahit T’nin babası Ebubekir T. de katıldı.Tartışmanın büyümesi üzerine Derya Sarıkaya’yı yumruk atarak yere düşüren Ebubekir T., daha sonra cebinden çıkarttığı sustalı bıçakla genç kadını sol kolundan, Ercan Sarıkaya’yı da kalbinden bıçakla yaraladı. Nabzı durmuş ve aşırı kan kaybetmiş halde Rumeli Hospital’a kaldırılan yaralılardan Ercan Sarıkaya, ameliyata alındı. Sarıkaya’nın, zamanında yapılan müdahale ile hayati tehlikeyi atlattığı belirtildi. Olayda yaralanan Derya Sarıkaya’nın da koluna dikiş atıldı. Polis, iki zanlıyı gözaltına aldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Sarıkaya’ya yapılan saldırıyı kınadı. Şehit jandarma üstçavuş Kazım Faydacı Kayseri’de, jandarma er Ali Er Mersin’de, komando er Sebahattin Dündar da Kocaeli’nde toprağa verildi. Kayseri’deki törende Garnizon Komutanı Tümgeneral Akın Öztürk, Faydacı’nın eşi Gülsüm Faydacı’yı teselli etti. (AA) Kayseri, Mersin ve Kocaeli’ndeki törenlerde teröre lanet yağdı Şehitler uğurlandı KAYSERİ/MERSİN (Cumhuriyet) Bingöl’de mayın patlaması sonucu, Tunceli’de de terör örgütü ile çıkan çatışmada şehit olan 3 asker dün memleketlerinde gözyaşları içinde toprağa verildi. Şehit Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Kazım Faydacı’nın cenazesi için Kayseri’deki Hunat Camisi’nde düzenlenen törene Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Vali Osman Güneş, Garnizon Komutanı Tümgeneral Akın Öztürk, protokol üyeleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Şehit Astsubay Faydacı’nın eşi Gülsüm Faydacı, 15 aylık oğulları Azgal Akın’la birlikte tabutun başında ‘‘Sen gittiğinde oğlun 3 aylıktı. ‘Gözümde tütüyor’ diyordun. ‘Aniden gelip, sürpriz yapacağım’ diyordun, ben böyle sürpriz istemiyordum. Seninle çatışamadı şerefsizler. Haince mayın döşemişler. Vatan bölünmez, gerekirse ben bile giderim’’ diyerek gözyaşı döktü. Şehidin babası Yaşar Faydacı ile Gülsüm Faydacı’yı teselli etmeye çalışan Abdullah Gül, ‘‘Canına okuyacağız onların. Hiç kimsenin yanına kalmayacak’’ dedi.Törene katılan kalabalık, PKK aleyhine slogan attı. Şehit jandarma er Ali Er (21) için de Mersin’in Bozyazı ilçesine bağlı Tekmen beldesindeki Denizci Mehmet Camii’nde tören düzenlendi. Törene şehit erin ailesi, Mersin Vali Yardımcısı Ardahan Totuk, Mersin İl Jandarma Alay Komutanı Albay Cahit Hüsrev Şen ile çok sayıda vatandaş katıldı. Törene katılan Anamur Kaymakamı ve Bozyazı Kaymakam Vekili Ali Uslanmaz, ‘‘Şehidim, adaşım, sen rahat uyu. Bu vatanı bölemeyecekler’’ diye konuştu. Cenaze namazının kılınmasının ardından şehit jandarma er Ali Er’in cenazesi Tekmen Beldesi Akdeniz Mezarlığı’nda toprağa verildi. Tunceli’de terör örgütü ile çıkan çatışmada şehit olan komando er Sebahattin Dündar (21) da Kocaeli’nin Gebze ilçesinde düzenlenen törenle toprağa verildi. Şehit erin babası Mehmet Dündar, cenaze törenine 15. Piyade Tümen Komutanlığı adına katılan Tuğgeneral Abdullah Dalay’a oğlunun şehit olduğu yeri görmek istediğini söyledi. Tuğgeneral Dalay, isteğin yerine getirileceğini belirtti. KAYIPLAR 12’YE ULAŞTI Kırım Kongo’dan bir ölüm daha ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Karabük’ten Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı nedeniyle sevk edildiği Ankara Numune Hastanesi’nde tedavi gören 84 yaşındaki Altın Bulut, yaşamını yitirdi. Böylece hastalık nedeniyle ölenlerin sayısı 12’ye çıktı. Karabük’ün Eflani ilçesine bağlı Soğucak köyünde, hayvanlarını otlattığı sırada baygınlık geçiren 84 yaşındaki Altın Bulut’un yakınları, kolunda kene olduğunu fark ederek Bulut’u Karabük Devlet Hastanesi’ne kaldırmıştı. asirmen?cumhuriyet.com.tr DANIŞTAY’A SALDIRAN EKİP HAKKINDA YENİ İDDİA ‘VATANSEVER KUVVETLERLE İLİŞKİYE GİRMEYİN’ Baydemir de hedefteydi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Gazetemiz ve Danıştay’a saldırı düzenleyen ekibin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e de suikast hazırlığında olduğu öne sürüldü. Bunun için 100 bin YTL teklif edilen bir tetikçinin eylemi ‘‘siyaseten riskli’’ bulması nedeniyle gerçekleştirmediği belirtildi. Baydemir de suikast hazırlığını doğruladı. İddialara göre gazetemiz ve Danıştay’a saldırı düzenleyen Bingöllü avukat Alparslan Arslan’ın üzerinde kartviziti çıkmasıyla gündeme gelen Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Derneği’nin Genel Başkanı Taner Ünal’a yakın olduğu öne sürülen iki kişi mayıs ayı başında Diyarbakır’da geçmişte Ankara, Bursa, Kayseri gibi bazı kentlerde çek senet tahsilatı ve benzeri işler yaptıkları bir kişi ile buluştu. Akli dengesi yerinde olmayan ve hukuken ‘‘cezadan muaf tutulan’’ bu kişiye Baydemir’e suikast düzenlemesi için 100 bin YTL önerildi. Ancak bu kişi teklifi ‘‘siyaseten riskli’’ olarak gördüğünden geri çevirdi. Bu durumu öğrenen Baydemir ise ilk iş olarak makam aracını değiştirerek yaklaşık 100 bin YTL değerindeki yeni bir zırhlı araç aldı, kişisel korumalarını arttırdı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir de kendisine yönelik suikast ihbarını doğruladı. Olayla ilgili çok fazla yorum yapmak istemediğini belirten Baydemir ‘‘Bende şu anda 2 emanet var. Biri halkımı temsil ettiğim makam ve diğeri de Tanrı’nın verdiği can. Bu ikisi de bir gün mutlaka benden alınacak. O nedenle ben fikirlerimden, düşüncelerimden ve pratiğimden hiçbir koşulda geri dönmeyeceğim’’ dedi. Valilikten ‘işbirliği’ uyarısı ABİDİN YAĞMUR MERSİN Mersin Valiliği, ildeki tüm kamu kurum ve kuruluşlarına ve belediyelere, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği ile herhangi bir ‘‘işbirliğine’’ girmemeleri talimatı verdi. MHP’den ayrılan Taner Ünal tarafından kurulan ve kısa sürede ulaştıkları üye sayısının yanı sıra, tüzüklerindeki kimi maddeler nedeniyle gündeme gelen Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği, Danıştay ve gazetemize düzenlenen saldırının ardından, İçişleri Bakanlığı’nın ‘‘sakıncalı dernekler’’ listesine girdi. Saldırıyı düzenleyen Alparslan Arslan’ın üzerinde derneğe ait kartvizit çıkması üzerine dernek kayıtlarını inceleyen Mülkiye müfettişleri hazırladıkları raporu İçişleri Bakanlığı Dernekler Daire si Başkanlığı’na sundu. Müfettiş raporları üzerine Daire Başkanlığı 2 Haziran’da il valiliklerine yazı göndererek Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği ile ilgili uyarılarda bulundu. Mersin Valiliği de, ilde 4 şubesi bulunan dernekle ilişki kurulmaması için tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla belediye başkanlıklarına talimat verdi. 16 Haziran tarihli ve Vali Yardımcısı Reşat Özdemir imzalı ‘‘hizmete özel’’ yazıda, ilgili derneğin denetlenmesi sonucunda ‘‘tutulması gereken defterlerin ve kayıtların tutulmadığı, derneğin yaklaşık 1.5 trilyon TL gelirinin resmi kayıtlara geçirilmediği, gelirlerin şahsi menfaatlar için kullanıldığı, dernek işlemlerinin yasalara uygun olarak yapılmadığı, sahte imzalarla karar alındığı ve derneğe ait kayıtların yok edildiği veya gizlendiği’’ yönünde bilgiler aktarıldı. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle