25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 2006 PAZAR 18 HENRY SAHNEDE SPOR spor?cumhuriyet.com.tr ZIDANE’DAN TESELLİ RIBERY RÜZGÂR GİBİ RONALDINHO KAYIP Brezilya’nın kâbusu Fransa Dünya Kupası’ndaki son yenilgisini 8 yıl önce Paris’te alan Sambacılar, Horozlar’a yine boyun eğdi Brezilya: 0 Fransa: 1 STAT: Commerzbank Arena (Frankfurt) HAKEMLER: L.Medina Cantalejo (6), V.Giraldez Carrasco (6), P.Medina Hernandez (6) (İspanya) BREZİLYA: Dida (8), Cafu (4) (dk. 76 Cicinho), Lucio (6), Juan (5), Roberto Carlos (5), Juninho (2) (dk. 63 Adriano 2), G.Silva (5), Ze Roberto (5), Kaka (3) (dk. 79 Robinho), Ronaldinho (2), Ronaldo (3) FRANSA: Barthez (7), Sagnol (7), Thuram (7), Gallas (6), Abidal (6), Ribery (7) (dk. 76 Govou), Makelele (7), Vieira (7), Zidane (9), Malouda (6) (dk. 81 Wiltord), Henry (8) (dk. 85 Saha) GOL: DK. 57 Henry SARI KARTLAR: Cafu, Juan, Ronaldo, Lucio (Brezilya); Sagnol, Saha, Thuram ????????????????????????????????????????????????????????? ????????????????????????????????????????????????????????? K U PA D A N Panzer Gibi ALTAN AYANOĞLU Lig maçlarının temposuyla yorulan tüm futbolcular kısa bir süre sonra ulusal takımları için ter dökmeye başladı. Tahminlerin dışında bazı sonuçlar olmasına karşın son durum dünyanın en iyi futbol takımlarının yarı finale yaklaştığını gösteriyor. Dünya Kupası’nın bizim üzerimizde bıraktığı izlenim,Türkiye’de Daum’un F.Bahçe’ye oynattığı futbol ve duran toplardan atılan gollerin yanlış eleştirildiği. Görüldü ki ölü toplar bir takım için büyük avantaj. Yine bizde sağ ayaklı futbolcunun sol taraftan oynayamayacağı düşüncesi veya aksine sol ayaklı futbolcunun sağda görev alamayacağı tezi Dünya Kupası’nda sağ ayaklı Lahm’ın sol bekteki başarısı ile önemini yitirdi. Şans verilen ve şampiyon olacakları iddia edilen takımların durumuna bakınca bu konuda fikir ileri sürenlerin hata içinde oldukları görüldü. Almanya’nın çeyrek finale dahi çıkamayacağını söyleyenler Arjantin’in final oynayacağını ileri sürerken, penaltılarla Almanya, Arjantin’i kupanın dışına itti. Yazının yazıldığı anlarda Brezilya Fransa maçı henüz oynanmadığı için bir hata yapabiliriz, ama görüşümüz finalin Avrupa takımları arasında oynanacağı şeklinde. TV’den maç anlatanlar ve yorum yapanlar, kullandıkları terimler ve yaptıkları eleştirilerle, kendilerini Dünya Kupası’nda oynayan futbolculardan da, hakemlerden de ön planda görüyorlar. Örneğin Van Basten’i adeta idam etiler. Nedeni de Nistelrooy’u yedekten bile takıma almaması... Hakemlerin verdiği kararların hemen hemen hepsine karşı çıkıyorlar. Faul bile olmayan bir durumda sarı kart gösterildiğini iddia ediyorlar. Açıkça yazmam gerekirse yorumculara hiç ihtiyaç yok, maç anlatanlar ise futbolcuların isimlerini söylemekle yetinseler çok daha iyi olacak. Pek çok kişi zaten maçı izlediği için TV’nin sesini kısmakta... Görüşümü belirtmek pek âdetim olmamakla birlikte Almanya’nın final oynayacağını düşünüyorum. BİNALİ KARTAL FRANKFURT Brezilya’nın kâbusu Fransa yine sahneye çıktı. 1998’deki Dünya Kupası finalinde Fransa’ya kaybeden Sambacılar, bu kez de çeyrek finalde rakibine boyun eğdi. Turnuva öncesi en büyük favori olarak gösterilen yıldızlar topluluğu Brezilya ‘düş kırıklığı’ yaratırken, Fransa Zidane’ın önderliğinde büyük bir başarıya imza attı. ‘İhtiyar delikanlı’ Zidane, maçın yıldızıydı. Topla harika şovlar yaptı, Henry’ye turu getiren golün asistinde ön plana çıktı. Ribery ise meşin yuvarlakla çok oynasa da kaleci Dida’ya soğuk terler döktürdü. Brezilya’da Ronaldinho’yu sahada göremedik. Aldığı topları ezdi. Ronaldo, yere düşmekten başka bir şey yapmadı. Dida da olmasa skorboardda daha farklı bir rakam yazabilirdi. Sonuçta da Fransa yarı finale ismini yazdırdı, son dünya şampiyonunu da evine uğurladı; yarı finaldeki rakibi Portekiz’le ilgili dersini çalışmaya başladı... Kupada Almanya karnavalı FİKRET DOĞAN BERLİN Dünya Kupası’nın başladığı ilk günden beri Almanlar zaten her gün vur patlasın çal oynasın havasındaydı. Şimdi bir de Klinsmann’ın öğrencileri kendilerinden bir numara büyük Arjantin’i nefes kesen bir mücadeleden sonra penaltılarla eleyip yarı finale çıkınca Almanlar iyice keçileri kaçırdı. İçkinin sarhoşluğuna mutluluğun coşkusu eklenince 7’den 70’e herkesin döküldüğü meydanlar bir karnaval yerine dönüştü. Bellere sarılan, omuzlara atılan bayraklar, yüzlere yapıştırılan çıkartmalar, başlara geçirilen şapkalar, peruklar, bileklere dolanan çiçek bilezikleri hep kırmızı siyah altın renklerindeydi. Sokaklarda, duraklarda, cafelerde hep bir ağızdan söylenen bir şarkının dalına binmiş insanlar hop oturup hop kalkıyordu. Dans edilen eğlence yerleri ağzına kadar tıka basa doluydu. Almanların kalpleri de zafer sarhoşluğuyla... Korna sesleri, şarkılar, haykırışlar, çığlıklar gecenin karanlığında yankılanıyordu. Ama burası Almanya’ydı, çıldırmak bile kurallara bağlanmıştı. Salkım saçak taraftarlarla dolu arabaların ana caddelerin dışına çıkmasına izin verilmiyordu. Biraz da Almanların her yerde söyledikleri şarkılara değinelim. Bizimkiler nasıl galibiyet sonrası ‘Türkiye... Türkiye...’ diye bağırıyorsa Almanlar da ‘Doçlaaand... Doçlaaand’ diye avaz avaz yırtınıyor. Yalnız biz bunu bir solukta söylerken, onlar ağızda yayarak epey zaman yitiriyor. Sonuçta onlarınki bir savaş nidasından çok uykudan yeni uyanmış bir hımbılın böğürtüsünü andırıyor. ‘Eğer Almansan ayağa kalk’ diye bir şarkıları var ki işte o tam akıllara seza... Maç sonrası İngiltere Kaptanı Beckham gözyaşlarını tutamazken, Portekiz büyük coşku yaşadı. (AP, REUTERS) Portekiz Ada’yı kararttı İngiltere: 1 Portekiz: 3 STAT: Arena Aufschalke (Gelsenkirchen) HAKEMLER: Horacio Elizondo (7), Dario Garcia (7), Rodolfo Otero (7) (Arjantin) İNGİLTERE: Robinson (7), G.Neville (7), Terry (7), Ferdinand (7), A.Cole (6), Hargreaves (8), Beckham (4) (dk. 51 Lennon 5) (dk. 118 Carragher), Gerrard (4), Lampard (5), J.ƒ Cole (3) (dk. 65 Crouch 3), Rooney (1) PORTEKİZ: Ricardo (9), Miguel (6), F .Meira (7), Carvalho (6), N.Valente (7), Figo (6) (dk. 86 H.Postiga 5), Maniche (7), Petit (6), Tiago (6) (dk. 74 H.Viana 5), C.Ronaldo (7), Pauleta (4) (dk. 63 Simao 5) SARI KARTLAR: Terry, Hargreaves (İngiltere); Petit, Carvalho (Portekiz) KIRMIZI KART: Dk. 62 Rooney (İngiltere) PENALTILAR: Simao (+), H.Viana (), Petit (), H.Postiga (+), C.Ronaldo (+) (Portekiz); Lampard (), Hargreaves (+), Gerrard (), Carragher () (İngiltere) ZIDANE ERTELEDİ! Futbol kariyerine Almanya 2006’yla nokta koyacak olan Zinedine Zidane, anlaşılan kupayı kaldırıp sahalara öyle veda edecek... Fransa 1998’in finalinde 2 gol atan ve ev sahibine kupayı getiren Cezayir asıllı yıldız, şampiyonadan önce yaptığı açıklamada futbolu bırakacağını belirtmişti. Ancak Zidane, dün gösterdiği performansla ‘daha yeşil sahalara veda etmek için çok erken’ dedi. Henry’nin golünün asistini yapan ve sahada yaptığı müthiş hareketlerle Sambacıları kıskandıran Fransız futbolcu, daha bir süre jübile yapmayacak gibi gözüküyor. RICARDO KLASİĞİ Portekiz’in ve Sporting’in kalecisi Ricardo tarihe geçti. Normal ve uzatma süresi golsüz biten (İngiltere) çeyrek final mücadelesinde Ricardo, dünya kupaları tarihinde 3 penaltı kurtaran tek file bekçisi oldu. İngiltere’den Lampard, Gerrard ve Carragher’ın penaltılarını önleyen 30 yaşındaki Ricardo, 2004 Avrupa Şampiyonası’nda da yine İngiltere’nin karşısına dikilmişti. Vassell’in penaltısını kurtaran ulusal kaleci, bir penaltıyı da gole çevirmişti. YA R I F İ N A L EŞLEŞMELERİ 4 Temmuz/22.00 Almanya İtalya (Westfalen/Dortmund). 5 Temmuz/22.00 Portekiz Fransa (Allianz Arena/ Münih) OSMAN ÇUTSAY Portekiz, normal ve uzatma süresi 00 biten maçta güçlü rakibini yenerek adını yarıfinale yazdırdı. S P O R Bir süre önce medyada küçücük haber yer aldı: ‘‘Spor Kurumu yasa tasarısı kanunlar ve kararlara gönderildi’’ diye. Bu arada Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin uyum yasalarını tamamlanmadığı için de çalışma süresinin uzatılmasının düşünüldüğü görüşleri ağırlık kazanınca Bakan Şahin’in Kartal’laşarak bu yasayı bir gece yarısı birleşiminde çıkarması ağırlık kazanmış bulunuyor. Spor Kurumu yasa taslağı belli yerlere ulaştırıldı. Hatta Bakan Mehmet Ali Şahin kısa bir süre önce, aniden İstanbul’a giderek Türkiye Spor Yazarları Derneği’nde bu yasa hakkında toplantıya gelen arkadaşlarımızın görüşlerini aldı. Bu toplantıda elbette arkadaşlarımız yasadaki eksiklikleri dile getirdiler, görüşlerini bildirdiler. Edindiğimiz bilgiye göre de Bakan Şahin konuşmacıları dinledi, notlar aldı. Bilemiyoruz, Sayın Bakan ne düşündü? İşin gerçeği, medyanın merkezi İstanbul olduğuna göre doğrusunu yapmış bulunuyor. Bu konuda her G Ö Z L E M / A L İ A B A L I bilinciyle buna bir çare bulmak zorundayız. Spor düzenleme kurulu 9 veya en fazla 11 kişiden oluşmalıdır. Kurum içi ve kurum dışından atamalarda çelişki vardır. Sadece teknik personel ve özellikle yabancı uzmanların getirilmesi ve atamasında serbestlik getirilmeli Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Dairesi’nin oluru beklenmemelidir. Başta tahkim kurulu gibi fahri yapılan görevlerde yaş sınırı olmamalı ve bu husus özellikle belirtilmelidir. Kurumun harcamalarının denetimi Sayıştay tarafından yapılmaktadır. Buna karşın tüm Federasyonların harcamaları Adalet ve Maliye Bakanlığı’ndan, Mali Müşavirler Odası’ndan ve spordan sorumlu bakan tarafından belirlenecek bir üyeden oluşacak heyet tarafından denetlenecektir. İşte bu da en büyük çelişki olup spora devletin apaçık müdahalesidir. Görüldüğü gibi reform adıyla Türk sporunun kapısına kilit vurulmak istenmektedir. Bundan sonrası mı?.. Varsa futbol, yoksa futbol... Spor Kurumu Tasarısı olasılığa karşı görüşlerimizi geniş ve kapsamlı değil önemli noktalarını belirterek aktarmak yerinde olacaktır sanırım. Önce şu husus iyi bilinmelidir. Bu yasa çıktıktan sonra amatör spora en büyük darbe vurulacaktır. Çünkü yasa ile tüm taşra teşkilatları Özel idarelere ve belediyelere devredilecektir. Şimdi sayılarını hatırlayamıyorum, her belediye, Büyükşehir Belediyeleri gibi değildir. Bugün Türkiye’de mevcut belediyelerin yüzde 80’i kendi personelinin maaşlarını zamanında ödeyememektedir. Ama bazı belediye başkanları şu anda gençliği avucunun içine alabilmek için fırsat kollamakta ve bu yasanın çıkması için ellerini ovuşturmaktadır. İsim vermek istemiyorum, Atatürk’e karşı gençliği örgütlemenin yolu yasa ile adeta tanınmaktadır. Yasa bu yönüyle daha ilginç konumdadır. Bu nedenle bu belediyeler, kendilerini parlatacak futbol gibi spor dallarından başkalarına kesinlikle fırsat vermeyeceklerdir. Görülen şudur: Sayın Başbakan Erdoğan’ın belediye sevgisi uğruna Türk sporu sonu belli olmayan bir yola sokulmaktadır. Tasarıda dikkat çeken bazı hükümlere gelince: 13 kişi olarak öngörülen Spor Düzenleme Kurulu’nda bürokrat çoğunluktadır. Kurumun iki başkanı çıkarılmalıdır. Milli Eğitim müşteşarı bu toplantılara kesinlikle katılmayacaktır. Öteden beri Milli Eğitimciler her şeyin kendilerince bilindiği saplantısı içindedir. Çok iyi hatırlıyorum, Spor Bakanlığı müsteşarı iken politikaya giren ve Milli Eğitim Bakanı olan rahmetli Avni Akyol, (nur içinde yatsın) Bakan olarak spora karşı olan zincirleri kıramamıştı. Okullarda yoğun bir şekilde spor olmadıkça sporda ilerleme olmayacağının TA N R I ’ N I N E L İ BERLİN Alman basını, Alman Ulusal Takımı’nın Arjantin’i eleyerek yarı finale çıkmasına geniş yer ayırdı. Bild gazetesi birinci sayfadan ‘‘Penaltı kahramanı Lehmann ‘Tanrı’nın eli’ bizim’’ başlığıyla verdiği haberde, Almanya için partinin devam ettiğini ve artık çok sayıda taraftarın Almanya’nın dünya şampiyonu olacağına inandığını yazdı. CUMHURİYET 18 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle