23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y PB A A A A Y 27 31 25 30 32 34 36 33 24 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y PB PB PB B A 26 27 26 24 29 28 30 27 35 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A PB PB Y 33 31 36 40 36 34 27 28 27 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri ile zamanla Doğu Akdeniz parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın kuzey ve doğusu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu, Doğu Akdeniz’in iç kesimleri ile Yozgat çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo B 24 Helsinki B 22 Stockholm B 22 Londra B 25 Amsterdam B 26 Brüksel B 26 Paris B 29 Bonn PB 25 Münih PB 27 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB Y Y PB Y Y PB B PB 27 28 33 25 25 26 32 32 28 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y A Y Y PB Y Y Y Y 24 36 27 34 31 26 27 34 33 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada komplo diye nitelediler. RTE ise ‘‘üzüldüğünü’’ söylemekle yetindi. Savcılık iddianamesi, amacı ‘‘türbanı baskı, şiddet ve tehdit olarak kullanarak topluma hâkim kılmak’’ diye açıklıyor. RTE’nin ve hükümet üyelerinin olayın üstünü örtmeye yönelik çabalarındaki amaç nedir? RTE ile Meclis Başkanı Arınç’ın, Dışişleri Bakanı Gül’ün ve bilumum bakanlarla kimi milletvekillerinin, türbanla ilgili ister yazıyla ister sözle eleştirisel bir yaklaşım sergilediğiniz zaman elleri ayakları sinirden buz kesiyor. Danıştay saldırısının bir numaralı sanığı ise türban kararına tepki olarak saldırıyı düzenlediğini söylüyor. Adamı türban mücahidi ilan edemeyeceklerine göre; eylemini başka yönlere, başka alanlara çevirmekte yarar gördüler. RTE’nin, yargıya saldırıya mı, yaralananlara ve ölen hukuk adamına mı, yoksa türban idealinin kana bulanmasına mı, neye üzüldüğüne inanmakta insan güçlük çekiyor. ??? Zaten devleti anlamakta güçlük çekilir duruma dönüştürdüler. Sade bir insan, devletin başbakanı RTE’nin üst perdeden, üstelik hiçbir belgeye dayanmayan sözlerine mi inanacak, yoksa uluslararası kuruluşlarla devletin belgelerine mi? Global terör listesinde yer alan El Kadı adındaki Arabın; Dışişleri Bakanlığı, El Kaide’ye para sağladığı gerekçesiyle, üstelik AKP hükümetinin hüküm sürdüğü 2003 yılında Türkiye’deki 2 milyon dolar dolayındaki malını mülkünü dondurduğunu BM’ye resmen bildiriyor. Dün de Emniyet Genel Müdürlüğü, El Kadı’nın Türkiye’ye girişinin yasaklandığını açıkladı. Bu gerçeklere karşın TC Başbakanıyım diye ortalıkta gezinen RTE ise; El Kadı’yı ‘‘Terörle ilgisi olamaz. Hayırsever bir adamdır. Tanırım ve kendisine kefilim’’ diye demeçler veriyor. ‘‘Bir ihtimal daha var’’ diyen ünlü şarkıyı değiştirelim. Olasılık iki: Ya Başbakan’ın Dışişleri’nde (devlette) olan bitenden (Bakan Gül uyarmadığı için) haberi yok. Ya da dostu Cüneyd Zapsu’ya başka nedenlerden kaynaklanan borcunun bir bölümünü ödüyor. Bu nedenle El Kadı’yı tanıdığına kefil oluyor. Zapsu’nun ortağı El Kadı’nın, El Kaide’ye para naklinin üzerini örtmeye çalışıyor. Hangi açıdan bakarsak bakalım; BM belgeleri, Dışişleri’nin BM’ye verdiği yanıtları içeren yazı, Bakanlar Kurulu kararı ortada ve RTE’nin durumu kel! İstanbul Belediye Başkanlığı’nda yardımcılığını yapan Ali Müfit Gürtuna’nın, RTE’nin vaktiyle ‘‘Babama bile kefil olmam’’ dediğini açıkladıktan sonra; RTEZapsuEl Kadı üçgenindeki bilinenlerin ötesinde bir şeyler olduğu izlenimini veriyor. ??? Konuyla ilgisi olmadığını düşünebilirsiniz: Magazincilerin malzemesi Hülya Avşar bir program yapımcısına hakaret ettiği için 2 ay hapse, 343 YTL para cezasına çarptırıldı. Mahkeme cezayı 883 YTL’ye yükselterek para cezasına çevirdi. Ama ertelemedi. Cezanın arttırıldığını yazan gazetemizin habere koyduğu başlık şöyle: ‘‘Sicili bozuk!’’ El Kadı olayı ortada iken; bu haber, bu başlık siyasette daha büyük oynayan birini veya birilerini anımsatmıyor mu? Erdoğan’ın tehlikeli ilişkileri Başbakan’ın El Kadı’yı sahiplenmesinden önce Müslüman Kardeşler’in yöneticilerini ağırlaması ve uluslararası terörist Hikmetyar’ın dizinin dibinde oturması unutulmuyor MEHMET FARAÇ GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Başbakan Erdoğan’ın, radikal dinci örgütler ve liderlerine yönelik ilişki ve yaklaşımı konusunda uluslararası kamuoyunun da tepkisini çeken tehlikeli bir geçmişi bulunuyor. Erdoğan’ın Hamas’la yakınlaşması ve Yasin el Kadı’yı sahiplenmesinden önce Müslüman Kardeşler örgütü yöneticilerini İstanbul’da ağırlaması, hatta uluslararası terörist Gülbeddin Hikmetyar’ın dizinin dibinde oturması unutulmuyor. Geçmişte, laiklik, Cumhuriyet ve Atatürk konusundaki tepki çeken açıklamalarının ardından kamuoyuna ‘‘değiştim’’ mesajları veren Başbakan Erdoğan’ın, radikal dinci çevrelerle olan ilişkisi eskiye dayanıyor: 11 Eylül saldırılarının ardından ABD Savunma Bakanlığı’nın yayımladığı terörist listesinde Usame bin Ladin’in hemen ardında Afganistan’daki Hizbi İslami Örgütü’nün lideri Gülbeddin Hikmetyar’ın adı dikkat çekiyor. Sonraları bir gazeteye yansıyan fotoğraf, bugün Atatürk’ün koltuğuna yerleşme hesapları yapan Erdoğan’ı, uluslararası terörist Hikmetyar’ın dizinin dibinde otururken gösteriyor. Erdoğan, şeyhmürit ilişkisini andıran bu pozun açıklamasını ancak fotoğrafın çekilmesinden yıllar sonra Meclis kürsüsünde yapmak zorunda kalıyor. CHP lideri Deniz Baykal, geçen Cumhurbaşkanlığı koltuğu hesapları yapan Erdoğan’ı Hizbi İslami Örgütü’nün lideri Hikmetyar’ın dizinin dibinde otururken gösteren fotoğraflar basına yansımıştı. yıl bütçe görüşmelerinde bu fotoğrafı göstererek ‘‘Erdoğan hangi Erdoğan’dır?.. Hikmetyar’ın önünde diz çöken mi?.. Anıtkabir’in önünde sap gibi duruyorlar diyen mi?.. Yoksa Anıtkabir’de saygı duruşu yapan mı?..’’ diye sorunca Erdoğan şu yanıtı veriyor: ‘‘O fotoğraf 1986 yılında çekilmiştir. Hikmetyar, Afganistan başbakanı sıfatıyla, resmi davetle Türkiye’ye gelmiştir. Ben de o zaman siyasi bir partinin il başkanıydım.’’ Ancak Hikmetyar’ın Türkiye’ye resmi davetli değil, Refah Partisi’nin konuğu olarak geldiği, o yıllarda başbakan değil aslında Afgan mücahit lideri olduğu ortaya çıkıyor. Erdoğan’ın radikal dinci çev relerle ilişkisini gösteren bir başka belge ise Mülkiye müfetişlerinin 27 Ocak 1999 tarihli raporuna yansıyor. Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, İslami Kurtuluş Çeçen Direnişi’ne bağlı 4 kişi ile Müslüman Kardeşler (İhvanı Müslimin) örgütünün Ürdün şefi Mohammed Ashmawey ve Mısır yetkilisi Hasan Huyavyi’nin İstanbul’da, Holiday Inn Oteli’nde kaldıkları ve giderlerinin belediyeye bağlı İstanbul Ulaşım Sanayi ve Ticaret AŞ tarafından ödendiği anlaşılıyor. Mısır’daki terör eylemleriyle tanınan Müslüman Kardeşler’in, Türkiye’yi kan gölüne çeviren Hizbullah örgütü lideri Hüseyin Velioğlu’yla bağlantısını anımsatmak, ilişkinin nasıl bir tehlike içerdiğini anlatmaya yetiyor. ABD ve İsrail’in tüm karşı çıkışlarına rağmen Hamas’ın siyasi büro şefi Halid Meşal, diplomatik kuralları altüst ederek 4 kişilik bir heyetle Türkiye’ye geliyor ve AKP Genel Merkezi’nde ağırlanıyor. Üstelik Erdoğan’ın yardımcısı Abdullah Gül de heyetle görüşüyor. İsrail Dışışleri Bakanı Tzipi Livni AKPHamas ilişkisi nedeniyle Türkiye’yi protesto ederken, İsrail Başbakanlık Sözcüsü Raanan Gissin’in,‘‘Biz Öcalan’la görüşsek ne hissedersiniz?’’ sözleri gündeme bomba gibi düşüyor. Tepkilere aldırmayan Erdoğan, Hamas’la ilişkisini koparmıyor ve son olarak Büyükelçi Ahmet Davutoğlu’nu Şam’a göndererek Hamas lideri Meşal’la görüşmesini sağlıyor. Laik Cumhuriyetin başbakanı son olarak BM Güvenlik Konseyi’nin ‘‘Terorizme destek verenler’’ listesine aldığı Yasin el Kadı’ya ‘‘kefil’’ olduğunu açıklayabiliyor. Uluslararası ilişkiler, diplomatik kurallar ve devlet yönetiminin gerektirdikleri bir yana, Erdoğan’ın bu ilişkilerinin radikal dinci kesimleri de cesaretlendirdiğini Danıştay’a yönelik türban saldırısı zaten kanıtlamaya yetiyor. Minareyi süngü, kubbeyi miğfer, müminleri asker sayan bir zihniyetin radikal dincilerle olan bu ilişkilerinin aslında hiç de şaşırtıcı olmaması gerekiyor. tirebilen, sınır ve sinir tanımayan bir harita... BakuTiflisCeyhan (BTC) petrol boru hattına ilk petrol 28 Mayıs 2006’da gelmiş, 4 Haziran’da da tankerlerle dünya piyasalarına doğru yola çıkmıştı. Haziran başında bu gelişmeyi şu başlıkla işlemiştik: BakuTiflis Ceyhan: BarışTicaretCanlılık! Önceki günkü törenler bu durumun bir yansımasıydı. Çok az tören bunca bölge ülkesinin ve küresel aktörün temsilcisini bir araya getirebilirdi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in yanı sıra boru hattının güzergâhını oluşturan Azerbaycan’ın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Gürcistan’ın Cumhurbaşkanı Mikhael Saakaşvili katıldı. Törende, 32 ülkenin başbakan yardımcısı, bakan, bakan yardımcısı düzeyinde temsilcisi yer aldı. İngiltere’den ABD’ye, Sudan’dan Polonya’ya, Kazakistan’dan Nijerya’ya, Yemen’den Pakistan’a kadar 4 kıta Hazar petrollerinin denize ulaştığı Ceyhan’da buluştu. ??? BTC’nin 15 yıllık öyküsü yayın organlarında yer aldı. İlk hayali kuranların önemli bir bölümü bugün yaşamıyor. Projenin ana eksenini şu oluşturdu: ABD ile Rusya’nın bölge rekabeti! Rusya uzun süre şu tezi savundu: Eski Sovyetler Birliği döneminde bölgedeki petrol ve doğalgazın tüketim alanlarına ulaştırılması için yapılan pek çok boru hattı var. Bunları yenileyelim. Yeni hatta ne gerek var! ABD’nin konuya bakışı ise şuydu: Biz bu bölgenin hâkimi olmakla kalmamalı, petrolün güzergâhını da kontrol etmeliyiz. Bunun yolu, Rusya’nın seçeneklerini yaratmaktır! Rusya, bir dizi ayrıcalık olanağını garanti ederek bu hatta evet dedi. Ceyhan’a Samsun da bağlanırsa, o hattın öncüsü Rusya olacak. BTC’nin bir başka önemli noktası da hangi şirketin ne kadar pay alacağıydı. Azerbaycan’da Ebulfez Elçibey’in yönetimde olduğu dönemde aslan payı Türkiye’nindi. Elçibey bunun bedelini iktidardan uzaklaştırılarak ödedi. Uzun tartışmalardan sonra BTC’nin paylaşımı şöyle oluştu: BP (İngiltere) yüzde 30.10, SOCAR (Azerbaycan) yüzde 25, Unocal (ABD) yüzde 8.90, Statoil (Norveç) yüzde 8.71, TPAO (Türkiye) yüzde 6.53, Agip (İtalya) yüzde 5, TotalElf (Fransa) yüzde 5, İtochu (Japonya) yüzde 3.40, İnpex (Japonya) yüzde 2.5, ConocoPhilips (ABD) yüzde 2.5, DeltaHess (ABDSuudi Arabistan) yüzde 2.36. ??? Dağılım aslan payının BP’de olduğunu gösteriyor. Kulis bilgilerine göre, BP evet demeseydi bu hat gerçekleşmezdi. Yeri gelmişken BP’nin geçen yüzyılda İran petrollerinden aldığı aslan payıyla doğduğunu, büyüdüğünü vurgulayalım... BTC, Türkiye’nin stratejik önemini arttırdı. Hemen herkesin birleştiği tanım şu: BTC yeni ipek yoludur! Gerçekten öyle... Ancak sadece stratejik önemin artmış olması tek başına yetmez. Bunun içini doldurmak, önümüzdeki dönemi öngörüp ona göre politikalar oluşturmak gerekiyor. BTC’de ev sahibiyiz; burada aldığımız sorumluluğun karşılığını tam olarak alamadığımızı da görmeliyiz. Sorumluluğumuz yüzde 100, payımız da yüzde 6.53... Olası çevre sonuçlarına karşı da şimdiden hazırlıklı olmak gerekiyor. Her şeye karşın projenin başarılmış olması olumlu gelişmeleri çoğaltabilecek bir durumdur... ankcum?cumhuriyet.com.tr ‘Hükümet, asker ölümüne ilgisiz’ ? Baştarafı 1. Sayfada Emniyet: Yasin el Kadı yasaklı 5 erimizin şehit olmasına neden olan terör olaylarına karşı tepkisiz, ilgisiz ve duyarsız kalmıştır’’ dedi. CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler’in (BM) terör listesinde bulunan Yasil el Kadı’ya kefil olduğunu anımsatarak ‘‘Teröriste kefil olduğunu açıklayan birinin terörü önleme şansı olamaz. Bu dünya görüşüne sahip olan birisinin, terör olaylarını sağlıklı tahlil etmesi mümkün değil’’ dedi. Kılıçdaroğlu, AKP’nin ‘‘günlük esen rüzgâra göre politika oluşturduğunu, bunun sonucunda da terörün arttığını’’ vurguladı. Kuzey Irak’tan Türkiye’ye gelen çok sayıda terörist olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, ‘‘Burada gerekli önlemler alınmadı. Oysa bu önlemlerin sadece askeri olarak değil, politik olarak da alınması gerekiyordu’’ dedi. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç ise yalnızca son dönemde değil, geçen yıl eylül ayından beri terör olaylarının artmaya başladığını anım satarak CHP’nin birçok kez artan terör olaylarına ilişkin Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırdığını, ancak AKP’nin engellemesiyle karşılaştıklarını anlattı. Koç, ‘‘Bütün 4. yasama yılı boyunca terör konusunda verilen genel görüşme önergelerinin hepsini reddettiler’’ dedi. Terör olaylarının Kuzey Irak’taki ABD’nin desteğindeki yeni devlet arayışlarıyla daha da arttığına işaret eden Koç, AKP’nin, Türkiye’nin üniter yapısını tehdit eden tüm gelişmelere karşı kayıtsız kalmadığını söyledi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural da AKP hükümetinin terör ile mücadelede yetersiz kaldığını vurgulayarak ‘‘Kandil Dağı’nda ABD’den medet umar hale geliyoruz. Elimiz kolumuz bağlı, burada askerlerimizin ne zaman şehit edileceğini bekliyoruz. Sayın Başbakan bir İsrail askerinin kaçırılmasından dolayı ABD Başkanı’nı arıyor, onunla görüşüyor, bununla görüşüyor. Ama benim askerim şehit olduğu zaman ne yapıyorsun sen? Neden elin titriyor’’ diye sordu. Basayev için namaz Rusya tarafından öldürülen Çeçen lider Şamil Basayev için dün çeşitli illerde cuma namazının ardından cenaze namazı kılındı. Ankara’da Kocatepe ve Hacıbayram camilerindeki cuma namazlarının ardından Basayev için cenaze namazı kılınırken tekbir getirilirek slogan atıldı. İstanbul Fatih Camisi’nde bir grup, cuma namazının ardından Basayev için cenaze namazı kıldı. Çeçen liderin resimlerini taşıyan grup, ‘‘Katil Putin, Çeçenya’dan defol’’,‘‘Ne ABD, ne Rusya, bağım sız Çeçenya’’ sloganları atarak Rusya bayrağını yaktı. Gruptakiler Hamas liderlerinin fotoğraflarının yer aldığı afişleri duvarlara astı. Basayev için Çorum ve Malatya’da da cenaze namazı kılındı. Cuma namazlarının ardından İsrail’in Lübnan’a, Filistin’e yönelik saldırıları da protesto edildi. Gruplar İsrail ve ABD aleyhine slogan atarken, EMEP Denizli İl Teşkilatı üyeleri Yeni Cami ve Ulucami’de İsrail’in Filistin’e saldırısını kınayan bildiriler dağıttı. Sakarya, Mersin,Adana ve İzmir’de de İsrail protesto edildi. Eylemlerde ABD’de protesto edilirken ABD’nin en büyük destekçisi AKP’nin görmezden gelinmesi ise dikkat çekti. (Fotoğraflar: AA) ‘Hayırsever’ama ülkeye giremiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, BM’nin teröre destek verenler listesinde yer almasına karşın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘‘Kendime inandığım gibi inanıyorum” diye övdüğü Yasin el Kadı’nın Türkiye’ye girişinin yasak olduğunu söyledi. Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Çalışkan, dünkü haftalık basın toplantısında Başbakan Erdoğan’ın danışmanı Cüneyd Zapsu ile ticari ilişkisi gündeme gelen ve ABD’nin ‘‘küresel teröristler’’ listesinde yer alan Yasin el Kadı’ya ilişkin soruları yanıtladı. Çalışkan, ‘‘Polis,Yasin el Kadı’ya nasıl bakıyor’’ sorusu üzerine, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün söz konusu kişiyle ilgili elinde belge ve bilginin bulunmadığını bildirdi. Polisin yasalar çerçevesinde hareket ettiğini anımsatan Çalışkan, ‘‘Polisin bunun dışında ayrı bir bakış açısı olamaz. Polis yasalara göre hareket eder’’ dedi. Çalışkan, BM’nin, Yasin el Kadı’nın teröre yardım ettiği iddiasıyla üye ülkelerde bu kişiye ait malvarlıklarının dondurulmasına dair karar alarak bu kararı Türkiye’ye de ilettiğini anlattı. Ayrıca Çalışkan, bu karar kapsamında Bakanlar Kurulu’nun, El Kadı’nın Türkiye’ye girişine yasak koyduğunu bildirdi. Emniyet Sözcüsü’nün bu sözlerine karşın, Başbakan Erdoğan, geçen günlerde El Kadı için ‘‘övgü dolu’’ sözler sarf etmişti. ‘‘Ben Yasin Bey’i tanıyorum ve kendime inandığım gibi inanıyorum. Yasin Bey’in bir terör örgütüyle münasebet kurması, ona destek vermesi mümkün değil’’ diyen Erdoğan, El Kadı ile tanışıklığının, kendisinin belediye başkanlığı dönemine uzandığını söylemişti. Kadı’nın ‘‘hayırsever olmaktan başka hiçbir özelliği olmadığını’’ vurgulayan Erdoğan, ‘‘Böyle yargısız infaz yapılmaz. Savcı takipsizlik kararı vermiş mesela Yasin Bey’le alakalı olarak. Hâlâ bununla ilgili yeniden yargı süreci başlatılsın deniyor. Var mı böyle bir anlayış, böyle bir mantık var mı?’’ demişti. Başbakan’a ‘kefillik’ sorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, Başbakan Tayyip Erdoğan’a ‘‘Yasin El Kadı’ya televizyonda ‘Kendime inandığım gibi inanıyorum’ diye sahip çıkarak yargıyı etkilediğinizi düşünüyor musunuz’’ sorusunu yöneltti. Eraslan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Eraslan’ın soruları şöyle: BM Güvenlik Konseyi’nin kararına dayalı olarak çıkarılan ve 30 Aralık 2001 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararında tüm para, mal, hak ve alacakları dondurulan Yasin El Kadı hakkında bu tarihten sonra herhangi bir Bakanlar Kurulu kararı alınmış mıdır? Eğer alınmış ise bu kararların içeriği nedir? Eğer böyle bir karar alınmadı ise 11 Temmuz 2006 tarihinde NTV’ye verdiğiniz mülakatta, ‘‘Yasin Bey’i tanıyorum, kendime inandığım gibi inanıyorum’’ ifadelerine dayalı olarak böyle bir karar alınması mı planlanmaktadır? Hakkında suç duyurusu bulunan Yasin KILIÇDAROĞLU: EL KADI TÜRKİYE’DE Mİ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘‘El Kadı’ya kefil olduğunu’’ söylemesinin zihinlerde bazı şüpheleri doğurduğunu söyledi. Bu şüphelerinden en önemlisinin, El Kadı’nın Türkiye’de bulunup bulunmadığı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, El Kadı’nın yasaklı olduğu dönemde Türkiye’deki şirketlerinin genel kurul raporlarına imza attığını, bunun da El Kadı’yı televizyonda savunarak ve sahip çıkarak bu konuda yargıyı etkilediğinizi düşünüyor musunuz? Yasin El Kadı son 5 yılda hangi tarihlerde Türkiye’ye giriş ve çıkış yapmıştır? Türkiye’ye giriş çıkışına engel bir hali var mıdır? Engel hali var ise kaldırılmış mıdır? Kaldırılmamış ise hukuk devleti olan Türkiye’yi beyanatınızla uluslararası camiada şüphelerini güçlendirdiğini söyledi. ‘‘Yasin El Kadı, bir Başbakan’ın kendisine kefil olduğu bir ülkede yaşamak ister’’ diyen Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın bir an önce konuya ilişkin bir açıklama yapması gerektiğini belirtti. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç da konuyla ilgili olarak, ‘‘El Kadı ile ilişki, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin nasıl bir sermayeyle ilişkisi olduğunu, siyasi omurgasını ve anatomisini ortaya çıkarıyor’’ dedi. zor duruma düşürdüğünüzün farkında mısınız? Yasin El Kadı’nın Türkiye’de bir ikametgâhı var mıdır? Kendisi halen Türkiye’de midir? Ortağı olduğu şirketin yönetim kurulu toplantılarına katılmış mıdır? Giriş yasağı var ise bu konuda gerekli önlemi almayan kamu görevlileri hakkında herhangi bir işlem yapılmış mıdır? CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle