Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 2006 PAZARTESİ 6 HABERLER ATO’nun anketinde esnafın yüzde 66’sı cumhurbaşkanını Meclis’in seçmesini istemiyor 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Çarşı halk seçsin diyor Karayalçın’dan birlik çağrısı ? MUDANYA (Cumhuriyet) Bursa’nın Mudanya ilçesinde partisi tarafından düzenlenen Volkan Konak konseri öncesi halka seslenen SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, solda ittifak üzerinde durdu. Sağlı sollu ittifak arayışına tepki gösteren Karayalçın, ‘‘Hiç kimse sağlı sollu seçim ittifakına ihtiyacımız var demesin. Yurttaşlarımız, temel değerleri savunabilmek için solun temel değerlerini öne çıkarmamız gerekmektedir. Solun temel değerlerini öne çıkarmadan, Cumhuriyetin temel değerlerini kimse öne çıkaramaz’’ diye konuştu. Karayalçın, ‘‘Cumhuriyetin temel değerlerini savunmak, yoksulluğu, işsizliği, sömürüyü ortadan kaldırmaktan geçer’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Ticaret Odası’nın (ATO), üyeleri ile gerçekleştirdiği ‘‘Çarşının Nabzı’’ anketine göre, seçmenlerin yüzde 42’si önümüzdeki seçimde 2002 yılında oy verdikleri parti yerine bir başka partiye oy verecek. Seçmenlerin yüzde 44’ü Meclis’e 3 partinin gireceğini öngörürken, yüzde 66’sı da cumhurbaşkanını halkın seçmesini istiyor. Ankara’daki 1056 işyerinde bire bir görüşme yöntemiyle yapılan ankete göre, 2002 seçimlerinde oy verdikleri partiye yeniden oy vereceklerin oranı yüzde 58. Bin Pınarlı İda... İda dağlarında bin pınar var. Böylesine coşkulu, böylesine duygu zengini dağlar. Ören, bu dağların eteğinde güzel bir yöre. Turizme açılmış, kültüre sanata gönül vermiş bir yöre. 17. BurhaniyeÖren Turizm, Sanat Kültür Festivali için buradayız. Hikmet Çetinkaya, Mehmet Faraç, Tan Oral, Erdal Atabek söyleşiler yapacak, kitaplarını imzalayacaklar. Dün Tan Oral’ın karikatür sergisini açtık. Ören, kültür ve sanat insanlarının dostu, onların yeri. Festival Ruhi Su anısına düzenlenmiş. Ruhi Su Dostlar Korosu da etkinliklere katılıyor. Cumhuriyet Kitap Kulübü, Ören’de bir stand açtı. Kitap imzalamayı orada yapacağız. Cumhuriyet okurları burada da yazarlarını buluyor. Ayaküstü dostluk gösterileri, içtenlikli konuşmalar hemen ortamı ısıtıyor. Belediye Başkanı Fikret Akova sivil toplum kuruluşları ve turistik işletmelerle gönül desteği kurmuş, onlar da festivali olanaklarıyla destekliyor. Biz Club Orient’te kalıyoruz. Burası kahvaltıyı Mozart eşliğinde sunan değişik bir köşe. Sabah gazeteler dağıtılırken Cumhuriyet gazetesinin isteniş oranının yüksekliği de yerli konukların seçimini gösteriyor. Club Orient’in ev sahibesi Birsel Lemke, tanınmış bir çevre aktivisti. Yörenin korunmasını hiç yorulmadan dile getiriyor. ‘‘Allahın dağı denir, yani uçsuz bucaksız ya da sahipsiz anlamında. Ama bizim dağımıza taşımıza, toprağımıza, zeytinimize sahip çıkmamız gerekiyor’’ diyor. İşin özü bu. ‘Bizim’ dediğimiz şeylere sahip çıkmak. ‘Bizim olan’a sahip çıkmak. Ama olan biten böyle değil. Ülke toprakları yabancılara satılıyor. Hem de her yörede. Siyanürle altın çıkarma işlemi bütün yargı kararlarına karşın sürüp gidiyor. Sivil toplum kuruluşları hep birlikte karşı çıkıyorlar ama şaşılacak iştir, etkisi olmuyor. Mühendis Odaları, Barolar, Tabip Odaları, bütün etkin kuruluşlar siyanürle altın üretimine karşı. Ama işbaşındaki siyasal iktidar bütün bunları görmüyor, dinlemiyor, aldırmıyor. Binyılların zeytin üreten toprakları siyanürle zehirleniyor. Bin pınar yavaş yavaş kurutuluyor. Oktay Ekinci, ‘Bin pınarlı İda Bildirgesi’ni açıklıyor. Hikmet Çetinkaya Ege’yi, Ören’i, İda’yı kaçıncı kez yazıyor. Bin pınara su vermek gerekiyor. İnsanın toprağa da, insana da su vermesi gerekiyor. İşte bu festivaller insanların birbirine pınarlarından su vermeleri. Işık Erkal, ressam, resim öğretmeni, sanat eylemcisi. Eski bir yağ fabrikasını Kültür ve Sanat Merkezi’ne dönüştüren sanat insanlarından. Burada Bingül Başarır’ın seramik sergisini geziyoruz. Hitit döneminin gizemli motifleri, insanlar, çivi yazıları bu yapıtlarla kalıcı kılınmış. Öztürk Başarır’ın heykellerini, Nejat Saygıner’in fotoğraflarını geziyoruz. Toprağımıza sahip çıkmak. Taşımıza toprağımıza, evimize, köyümüze, çoluğumuza çocuğumuza, gencimize, yaşlımıza sahip çıkmak. İnsanın insana sahip çıkması. Kendimize sahip çıkmak. Değerlerimize sahip çıkmak. Cumhuriyete, Atatürk’e, birbirimize sahip çıkmak. Buralarda daha çok duyumsanıyor, daha derin anlamlar kazanıyor. Gazetemizin ‘Aydınlanma Toplantıları’nda da aynı heyecanlar yaşanıyor. Varlığımızı birbirimizde güçlendirmek. Hem doğru hem güzel. Doğru ve güzel. Yürüyeceğiz. Doğruya ve güzele hep birlikte... email:erdalatak@gmail.com erdalatak@superonline.com www.erdalatabek.com ? Ankara Ticaret Odası’nın üyeleri ile gerçekleştirdiği ‘‘Çarşının Nabzı’’ anketine göre, esnafın yüzde 44’ü, olası bir seçimde Meclis’te üç partinin temsil edileceğini düşünüyor. ‘‘Tek parti Meclis’e girer’’ diyenlerin oranı ise yüzde 9’da kalıyor. yenlerin oranı yüzde 27 iken, ‘‘üç partiden fazla’’ diyenlerin oranı yüzde 20 düzeyinde bulunuyor. Ankete katılanların yüzde 66’sı erken seçim istemediğini belirtirken yüzde 34’ü ise ‘‘Mümkün olan en kısa zamanda seçim yapılmalı’’ dedi. ‘‘Olası bir erken seçim Türkiye ekonomisini nasıl etkiler’’ sorusuna, katılımcıların yüzde 80’i ‘‘olumsuz etkiler’’, yüzde 20’si ‘‘olumlu etkiler’’ yanıtını verdi. Anket sorularını yanıtlayan her 100 kişiden 66’sı ‘‘Cumhurbaşkanını halk seçsin’’ dedi. Yüzde 22’si ‘‘TBMM tarafından seçilsin’’, yüzde 11’i ise ‘‘Tüm parti temsilcilerinin objektif bir isim üzerinde uzlaşması ile seçilsin’’ yanıtını verdi. Ankette Avrupa Birliği (AB) ile ilgili sorular da yer aldı. Ankete katılan ATO üyelerinin yüzde 93’ü AB’nin Türkiye’ye karşı samimi davranmadığını düşünüyor. de 54’ü ‘‘olumlu’’, yüzde 35’i ‘‘olumsuz’’, yüzde 11’i ‘‘Bu konuda bilgi sahibi değilim’’ yanıtını verdi. En önemli sorun suç Ankete göre, artan suç oranlarının yarattığı endişe ise ulusal güvenliğe ilişkin endişelerin bile önüne geçti. Ankete katılanların yüzde 49’u en önemli toplumsal sorun olarak ‘‘kişisel güvenlik ve artan suç oranları’’nı görüyor. Yüzde 30’u ‘‘sosyal ve/veya siyasi farklılıkların sürekli gündemde tutulması’’ derken, yüzde 15’i ‘‘ulusal güvenlik ve dış tehditler’’, yüzde 6’sı ‘‘uyuşturucu ve alkol bağımlılığı’’ dedi. Ankete göre, son 1 yılda asayiş sorunu yaşayanların oranı yüzde 14. Asayiş ile ilgili bir sorun yaşayanların yüzde 30’unun işyeri, yüzde 23’ünün evi soyulmuş, yüzde 20’si ise kapkaça maruz kalmış. Ankette AB sorusu ‘‘Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin bir referandum yapılsa ne yönde oy kullanırsınız’’ sorusunu ankete katılanların yüzde 58’i ‘‘üyelik yönünde’’, yüzde 42’si ‘‘üyeliğe karşı’’ şeklinde yanıtladı. AB ile ilgili bir başka soru da ‘‘Türkiye’nin AB üyeliğinin yaşamınızı ne yönde etkileyeceğini düşünüyorsunuz’’ sorusu oldu. Deneklerin yüz Erken seçim istenmiyor Anketi yanıtlayanların yüzde 44’ü, olası bir seçimde Meclis’te üç partinin temsil edileceğini düşünüyor. ‘‘Tek parti Meclis’e girer’’ diyenlerin oranı yüzde 9, ‘‘İki parti Meclis’e girer’’ di 12 EYLÜL ’ÜN SEMBOLÜ OLDU İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Güney’in idamına suç duyurusu ? 1981’in haziran ayında idam edilen ve cenazesi ailesine verilmeyen Güney’in ‘‘kayıp mezarını’’ 25 yıl sonra bulan Dinçer, ‘‘Veysel Güney bir simge haline geldi’’ dedi. ABİDİN YAĞMUR ‘Ülke parçalanma arifesinde’ ? BURSA (AA) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bursa’nın Keles ilçesinde düzenlenen ‘‘15. Kocayayla Türkmen Kurultayı’’nda, Cumhuriyetin, ‘‘en tufanlı döneminin’’ yaşandığını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etmek isteyenlerin olduğunu ifade eden Bahçeli, ‘‘Türkiyemiz kuşatma altında, parçalanma arifesindedir. Bazı şeylerin partiler üstü olduğunun farkına varmalıyız. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti yok olup parçalanırsa, hangi siyasi partinin mensubu olursanız olun, memlekete hizmet edecek bir imkân bulamazsınız’’ diye konuştu. Hakkâri’de 3 PKK’li öldürüldü ? HAKKÂRİ (AA) Hakkâri Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, dün akşam saatlerinde Çukurca ilçesinin Irak sınırı yakınlarında terör örgütü PKK üyesi bir grubun Türkiye’ye giriş yaptığı belirtildi. Açıklamaya göre, güvenlik güçlerinin, ‘‘teslim ol’’ çağrısına ateşle karşılık veren örgüt üyeleriyle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada, örgüt üyesi 3 terörist öldürüldü. Bölgede operasyonların sürdüğü bildirildi. MERSİN Eski savcı Mete Göktürk’ün ‘‘Adaleti Gördünüz mü?’’ adlı kitabında ‘‘haksız yere idam edildiğini’’ açıkladığı Veysel Güney, Türkiye’nin 12 Eylül askeri darbesi ve darbe hukukuyla yüzleşmesinin sembolü oldu. 78’liler Derneği, Güney’in idam edilmesine neden olan darbeciler hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. 1981’in haziran ayında idam edilen ve cenazesi ailesine verilmeyen Güney’in ‘‘kayıp mezarını’’ 25 yıl sonra Gaziantep’te bulan Mersin 78’liler Derneği Başkanı Ethem Dinçer, ‘‘Veysel’in mezarını aramaya 3 ay önce başlamıştık. Çabamız yurt çapında geniş yankı uyandırdı. Veysel Güney, 12 Eylül darbesinin hukuksuzluğunu kanıtlayan bir simge haline geldi’’ dedi. Dinçer, Güney’in son günleriyle ilgili bilgileri de idam gecesinin tanıklarından öğrendiklerini belirtti. Dinçer, ‘‘O dönemde mezarlıkta görevli olan birisi, idam gecesi cezaevine çağrıldıklarını ve cenazeyi aldıklarını söyledi. Mezarı bulmamızı da o kişi sağladı. 25 yıl önce Veysel’i gömdüğü mezarı bize gösterdi, ‘Ben gömdüm’ dedi. O dönemde idam edilen 52 kişi içinde me zarı saklanan tek kişi Veysel Güney” dedi. ‘‘İsimsiz mezardaki’’ cesedin Güney’e ait olduğunun DNA testiyle onaylanmasını beklediklerini ifade eden Dinçer, ‘‘Mezarlık Müdürlüğü’nün kayıtlarında, orduevinden kimliği meçhul bir ceset getirildiği yer alıyor. Kimliği meçhul birisi yargılanıp idam edilebilir mi? Mezardaki kişi Veysel olsa da olmasa da o kayıtlar 12 Eylülcülerin suçluluğunu gösteren en önemli belgeler’’ dedi. namikzafer@yahoo.com Diyanet’ten karikatür raporu Başbakan Erdoğan’a da sunulacak Diyanet raporunda çeşitli ülkelerin liderlerinden köşe yazarlarına kadar birçok kesimin görüşüne yer verildi FIRAT KOZOK ANKARA Diyanet İşleri Başkanlığı, Hz. Muhammed’in karikatürlerinin bir Danimarka gazetesinde yayımlanmasının ardından yaşanan süreci raporlaştırdı. Raporda, çeşitli ülkelerin liderlerinden köşe yazarlarına kadar birçok kesimin görüşlerine yer verildi. Rapor, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanlar Kurulu üyelerine de sunulacak. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Görmez başkanlığında uzmanlardan oluşan bir komisyonun 6 ay önce çalışmalarını başlatttığı ‘‘Batı Düşüncesinde Hz. Muhammed Tasavvuru ve Dünya Basınında Karikatür Krizi’’ adlı rapor tamamlandı. Raporda, Hz. Muhammed karika türlerinin bir Danimarka gazetesinde yayımlanmasından sonra dünya çapında meydana gelen olaylar, tepkiler ve medyada yer alan haber ve yazılar bulunuyor. Raporda ayrıca Vatikan’dan Dünya Kiliseler Birliği’ne, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den ABD Başkanı George Bush’a kadar çeşitli kesimlerin ve liderlerin görüşleri de yer aldı. Neden: İslam karşıtlığı Mehmet Görmez, raporun tamamlanması için Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça ve Arapça dillerinden 2’şer uzmanın katılımıyla bir ekip oluşturulduğunu ve bu ekibin yaklaşık 6 ay boyunca ayrıntılı bir tarama yaptığını söyledi. Batı’da İslamla ilgili eleştirile rin Hz. Muhammed üzerine yoğunlaşmasının nedenlerine de değinilen raporda, bu durumun ilk nedeninin ‘‘tarihsel ve teolojik’’ olduğu belirtildi. Raporda, ‘‘Klasik Hıristiyan düşüncesi, İslamın Tanrı ile olan bu bağını kesin bir şekilde kopardıktan, insanı ve evreni açıklamada kendi savlarını ve inançlarını mükemmel olarak sunduktan ve kendi dışında herhangi bir dini oluşumun teolojik olarak mümkün olamayacağı anlayışını onayladıktan sonra, İslamı ilahi alanla bağlantılı bir din olarak algılama tarzının yerini, Hz. Muhammed tarafından oluşturulmuş bir oluşum olarak görme eğilimi almıştır’’ denildi. Batılı düşünür ve teologların, İslamı Hıristiyan teolojisinin sınırları, terminolojisi ve argümanları doğ rultusunda açıklamaya çalışmasının da onları Hz. Muhammed’in ‘‘sahte bir insan’’ olduğu sonucuna götürdüğüne değinilen raporda, saldırıların altındaki bir diğer nedenin de ‘‘din karşıtı yaklaşım’’ olduğu belirtildi. Raporda, şunlar kaydedildi: ‘‘Çünkü bu insanlar, dinlerin insanlara huzur, barış ve mutluluk getirmekten ziyade savaş ve çatışma getirdiğini savunmuşlardır. Karşıt dinlerin ve medeniyetlerin birbirleriyle diyaloğa girmesinden ve ittifak kurmalarından rahatsızlık duymuşlar, bu oluşumları tahkir yoluyla engellemeye çalışmışlardır. Şeytan Ayetleri ve Karikatür krizinin oluşumunda ve yayılmasında da söz konusu grubun önemli bir payının olduğunu söylemek mümkündür.’’ YURTSEVERLER KURULTAYI AB, Kürt sorunu ve Kıbrıs tartışıldı ? Yurtsever Cephe’nin düzenlediği kurultaya akademisyen, sanatçı, gazeteci, hukukçu, emekli asker ve işçilerin de aralarında olduğu 600 kişi katıldı. İstanbul Haber Servisi Emperyalizme karşı Yurtsever Cephe’nin düzenlediği ‘‘Yurtseverler Kurultayı’’ dün Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde toplandı. Kurultayda 600’ü aşkın katılımcı, Avrupa Birliği, Kürt sorunu, Kıbrıs ile İran ve Irak olarak belirlenen dört ana başlıkta sunulan tebliğler üzerinde tartıştı. Davetliler ve Yurtsever Cephe delegeleri dışında kimsenin salona alınmadığı kurultaya 600’ü aşkın kişi katıldı. Kurultay Ahmet Atalık, Ayşe Tütüncü, Birgül Ayman Güler, Celalettin Can, Emin İgüs, Erhan Karaçay, Eyüp Muhçu, Ferda Mutlu, İlker Belek, İzzettin Önder, Kaya Güvenç, Merdan Yanardağ, Metin Coşkun, Nimet Özgönül, NurettinAbacıoğlu, Rahmi Yıldırım, Renan Bilek, Sezen Öz, Sönmez Targan, Tahir Öngür, Tuncay Çelen, Vedat Sakman’ın da aralarında bulunduğu akademisyen, bilim insanı, sanatçı, gazeteci, hukukçu, emekli asker ve öncü işçilerin aktif katılımıyla gerçekleştirildi. Sağlık sorunları nedeniyle kurultayı izleyemeyen Tevfik Çavdar’ın mesajının da okunduğu toplantıda Yunanistan’dan Kamu Emekçileri Sendikaları yöneticisi Dimitris Aganavakis de bir konuşma yaptı. Kurultaya sunulan tebliğler ve bu tebliğler üzerinden yürütülen tartışmalar, kurultayın ardından bir kitapçık olarak yayımlanacak. Bu kitapçıkta kurultayın karara bağlayacağı ortak bildiri ve tutum metinleri de yer alacak. Yusuf Ziya Bahadınlı 1965 seçimlerinden sonra Meclis’e giren 15 TİP (Türkiye İşçi Partisi) milletvekilinden birisiydi. Bahadınlı, Yozgat milletvekiliydi. Meclis’te yaşadıklarını bir anı kitapta topladı. ‘‘Meclis’in İçinde Vurdular Bizi’’ (Asyaşafak Yayınları) kitabında 19651969 yılları arasında yaşananları anlatıyor. Kitap, Türkiye’nin çok yakın tarihinde Meclis’te neler yaşanabildiğini gözler önüne seriyor. Komünizm ve demokrasi düşmanlığının önde gelen isimlerini, unutkan belleklere hatırlatıyor. Örneğin o dönemde Başbakan olan Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel’i tanımak açısından ilginç sahneleri yeniden anımsayabilirsiniz. Çetin Altan’ın, ‘‘Nâzım Hikmet büyük vatan şairidir’’ sözleri üzerine onu linç etmeye kalkanların öykülerini, Meclis zabıtlarından aktarıyor Yusuf Ziya Bahadınlı. Mehmet Ali Aybar, o dönemde TİP’in genel başkanı ve İstanbul milletvekiliydi. TİP’e yönelik vatan Aybar’ı 11 Yıl Sonra Anarken haini suçlamasına Meclis kürsüsünden şu cevabı vermişti. ‘‘Türkiye İşçi Partisi dışarıdan emir alırmış; dışarıdan beslenen komünistler varmış; komünistler bir ihtilal hazırlığı içindelermiş. Peki ne duruyorsunuz baylar, ne duruyorsunuz? Elinizde belgeler vardır elbet, döksenize bunları ortaya. Hayır! Hiçbir delilleri, ispatları yoktur. Ama bu baylar söylerler bunları. Terör rejimi kurmak için söylerler bunları; halk uyanmasın diye söylerler bu yalanları.’’ ??? Mehmet Ali Aybar’ı 11 yıl önce 10 Temmuz 1995 yılında yitirdik. Sevgili Uğur Cankoçak, Aybar’ın hem yakını, hem fikirdaşı olarak, 10 Temmuz’dan önce harekete geçer ve Aybar’ı anmayı daha anlamlı hale getirirdi. Geçen yıl Uğur’u da kaybettik. Bir kuşak yavaş yavaş tarih oluyor. Yusuf Ziya Bahadınlı’nın kitabını okurken benim kuşağım için de çok anlamlı olan 1960’lı yıllara yeniden gittim. Kitabın kapağındaki fotoğraftaki tanıdık isimleri saptamaya çalıştım. Behice Boran, Tarık Ziya Ekinci, Şaban Erik, Yusuf Ziya Bahadınlı, avukat Nermin Aksın, Zeki Kılıç ve de Tarsus’ta uzun yıllar TİP ilçe başkanlığı yapan, sendikacı dostum Derviş Sabır. Aradan 40 yıldan fazla bir zaman geçmiş. Bu isimlerin bir kısmı artık aramızda yoklar. ??? Hafızası çürük bir toplumuz. O günlerin saldırganlıklarını, acımasızlıklarını, o günlerin ‘‘vatan hainleri’’, ‘‘dışarıdan para alıyorlar’’ çığlıklarını hatırlıyorum. Vietnam’daki ABD işgaline karşı yürütülen mücadelelerin nasıl ülkücülerin saldırısına uğradığını gözümün önüne getirmeye çalışıyorum. Bugün o günleri unutup, akıl almaz ittifaklar peşinde koşanları düşünüyorum. Mehmet Ali Aybar’ların öncülük ettiği ‘‘Türkiye sosyalizmi’’ terimi uzun süre hepimizin küçümsediği bir terim olarak kaldı. Mehmet Ali Aybar’ın Çekoslovakya’nın Sovyetler Birliği tarafından işgalini protesto etmesi, ne yazık ki o zaman ‘‘sosyalizm düşmanlığı’’ olarak suçlanmıştı. Aybar, Sovyet sistemini bürokratik sosyalizm diyerek eleştirmişti. Ona kızmışlardı. Tarih büyük ölçüde Aybar’ı haklı çıkardı. ??? Aradan uzun yıllar geçti. Köprülerin altından çok sular aktı. Yaşanan sosyalizm deneyi ne yazık ki kapitalizm karşısında yenilgiye uğradı. İnsanlık eşitlik, özgürlük mücadelesinde önemli bir geri adım attı. Ancak ne haksızlıklar tükendi, ne zorbalık. İşte Irak, ABD işgali altında. Filistin halkı, İsrail yö netimine egemen olan saldırganlıktan acı çekiyor. Yoksul ülkelerin halkları artık eşitlik mücadelesinin simgesi olan sosyalizmi unuttular, tepki içinde dine sarılıyorlar. Dünya bir değişik dönemden geçiyor. Bütün bu yaşadıklarımız; Mehmet Ali Aybar’ların, Behice Boran’ların, Deniz Gezmiş’lerin, Mahir Çayan’ların ütopyalarının, eşitlik çığlıklarının ne kadar haklı olduğunu gözler önüne seriyor. ??? Yaşanmış sosyalizm deneyleri, kendi sosyalist tecrübelerimizi tabii ki eleştirici bir gözle incelemeli, geçmişi aşırı idealize etmemeliyiz. Yaşanan hataları da tartışmalı ve gözden geçirmeliyiz. Aybar’ı bu sabah Aşiyan’daki mezarı başında saat 10.30’da anacağız. Bir tarihi, bir eşitlik ve özgürlük sembolünü, bir sosyalisti saygıyla anacağız. Onu hep sevgiyle anmaya devam edeceğiz. CUMHURİYET 06 K