21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2006 CUMARTESİ 12 GÖRÜŞ SADİ UZUNOĞLU EKONOMİ Laik ve demokratik Cumhuriyetin tartışılamayacağı vurgulanan YİK toplantısında işadamları sert çıktı Ekonomik İstikrardan Ne Anlıyoruz? Ekonomi hakkında genel olarak herkesin bir fikri var. Ne de olsa fanusun içinde değiliz. Doğrudan veya dolaylı olarak ekonomiyle ilgiliyiz. Ekonomi ile doğrudan ilgili olmayanların ekonomik terimleri doğru kullanmamasını anlayışla karşılayabiliriz. Ancak bırakın Türkiye’yi, eğitiminin önemli bir bölümünü yurtdışında tamamlamış, dünyanın ünlü okullarında ve ekonomistlerinden ders almış kişilerin kavramları karıştırma lüksü olamaz. Bir kavramın özellikle belli başlı işadamlarının, politikacı ve bürokratların ağzından düşmediği görülüyor: ‘‘Makro ekonomik istikrar...’’ Politikacıyı anlıyoruz, bürokratı da. Doğal olarak onlar uyguladıkları programı savunacak. Ama ekonominin içinde bulunan, direkt olarak ekonomiyle ilgilenenlerin ‘‘Makro ekonomik istikrar sağlandı, bu güzel havayı bozmayalım’’ türünden açıklamalarını anlamak mümkün değil. Üç yıldan bu yana, yani 2003 yılı başından 2006 yılı mart ayına kadar Türkiye’nin döviz açığı toplam 55 milyar dolar olmuş. Ancak bu süre içinde ülke içerisine toplam 96 milyar dolar döviz girişi olmuş... ‘‘İyi işte, ne kadar güzel’’ demeyin... Giren 85 milyar dolar dövizin 15 milyar doları doğrudan yabancı sermaye yatırımı (gayrimenkul satışları da dahil), 8.6 milyar doları da hisse senedi yatırımı olarak, yani borsaya gelmiş. İkisi borç yaratmayan giriş. Kısaca 2003 yılı başından itibaren giren 96 milyar doların 23.6’sı borç yaratmaz iken 72.4 milyar doları borç yaratan giriş olmuş. Dikkat edin dünyada faizler artıyor, bunlara daha yüksek faiz ödemek zorunda kalacağız... Dahası bu paranın bir bölümünü oluşturan sıcak parayı tutmak için ise ona iyi kazançlar sunmaya devam etmek zorundayız. Aksi takdirde neler olabileceğini 2001 yılından hatırlamıyorsak, son 15 gün içinde olanlara bakarak anlayabiliriz... ??? Türkiye’de enflasyon, faiz ve kamu dengelerinde başarı sağlanmış ise bunun önemli oranda (tabii ki diğer faktörler de var) aşırı döviz girişi ile döviz kurlarının gerilemesine bağlı olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Döviz ucuzladıkça ithal girdi fiyatları hızla geriliyor, dışarıdan otomobil, beyaz eşya, pamuk, kumaş, parfüm, elma, armut daha düşük fiyatla temin edilmiş oluyor. Özellikle ithalata dayalı sektörlerde enflasyon baskısı ortadan kalkıyor. Bu arada zaten krizlerle bozulan gelir dağılımı nedeniyle, geniş kesimlerin satın alma gücü kırıldığından enflasyon kontrol altına alınmış oluyor. Diğer taraftan yerli üretici, çiftçi düşük maliyetle giren ithal mallarla boy ölçüşemediği için maliyetleri yüksek olsa bile malının fiyatını arttıramıyor. Yerli girişimci de üretmek yerine ithal etmenin peşinde koşuyor. Dışarıdan giren dövizler krediye dönüştükçe, içerideki tasarruflar tüketime yönlendirildikçe ekonomi canlanıyor ama bu istihdama yansımıyor. İşsizlik bir türlü azaltılamıyor. Nedeni açık: İçeride üretmek yerine dışarıdan satın almak yani ithal etmek daha cazip hale geliyor... Dışarıdan gelen döviz kuru ucuzlattıkça içeride üretip de yurtdışına satmaya çalışanlar malları pahalı olduğu için rekabet gücünü kaybediyor. Onlar da çözümü daha çok ithal girdi kullanmakta buluyor... Sonuçta ağırlıklı borç olarak gelen aşırı döviz içeride yüksek getiri peşinde koşarken dövizi ucuzlatıyor. Ülke ekonomisi ucuz ithal girdileri ve artan kredilerle canlanmış gibi görünüyor. Faiz ve enflasyon düşüyor... Ama bunun maliyeti artan borç, sermaye hareketlerinin ‘‘keyfine’’ bırakılmış bir ekonomi, hızla rekabet gücünü yitiren yerli üretim ve artan işsizlik olarak karşımıza çıkıyor... ??? Makro ekonomik istikrar yalnızca ‘‘Yurtiçinde işler iyi gidiyor’’ görüntüsü ile sağlanmaz. 2003 yılından günümüze kadar ülkenin rekabet gücü kırıldığı için ortaya çıkan 55 milyar dolarlık döviz açığı da ‘‘dış denge’’nin öğesidir. Makro ekonomik istikrar, iç ve dış denge ile birlikte sağlanır. Sanal ortamı, ‘‘Makro ekonomik istikrar sağlandı, bu güzel havayı bozmayalım’’ açıklamalarıyla korumak mümkün değildir... TÜSİAD hükümeti topa tuttu Ö mer Sabancı, ‘‘Laiklik ekseninde cepheleşmelere yol açacağı ayan beyan belli olan konularla Türkiye’nin gündemi dolduruldu. Bizden olanlar ve olmayanlar çizgisi her an biraz daha derinleştirildi. Türkiye’nin son 3 yıldır yükselen itibarı yavaş yavaş erozyona uğramaya başladı” dedi. Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) yönetimi, hükümeti topa tuttu. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç, 2006 yılının ilk Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında yaptıkları konuşmalarda hükümete ağır eleştirilerde bulundular. Konuşmasında Erdoğan’ın sözlerine de atıfta bulunan Sabancı, ‘‘Bizden olanlar ve olmayanlar’’ çizgisinin her an biraz daha derinleştirildiğini vurgulayarak şunları söyledi: Yapılan her eleştiri ‘‘hükümete karşı düzenlenmiş bir komplo’’ olarak görüldü. Laiklik ekseninde cepheleşmelere yol açacağı ayan beyan belli olan konularla Türkiye’nin gündemi dolduruldu. Eğitimde çağdaş Türkiye’nin ihtiyacı olan reformların içeriğini tartışmak yerine dini refanslı konular gündeme taşındı ya da laiklik konuları üzerine tartışmalar açıldı. Laiklik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumsal yapısına ve tüm toplumsal hücrelerimize derinlemesine nüfuz etmiş ve özümsenmiş bir yaşam biçimidir. Bu temel değerimizin değişikliğe uğramayacağının Y İK toplantısında konuşan TÜSİAD Başkanı , “Şok dalgasının ekonomide ne derinlikte bir iz bırakacağını henüz bilmiyoruz. Tüm hesapların yeniden yapılması, planların gözden geçirilmesi gerekebilir. Bu dalgalanma erken seçimi de kesin olarak gündemden çıkarmıştır, çıkarmış olmalıdır. ” güvencinin bizzat Türk insanında olduğunu dile getirmek istiyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu günler gelecek yılları etkileyebilecek gelişmelere sahne oluyor. Bu öngörünün doğrulanması halinde Türkiye’de de enflasyon beklentileri yukarı, büyüme beklentileri ise aşağıya çekilmek zorunda kalınacak. Tüm hesapların yeniden yapılması, planların gözden geçirilmesi, zamanlamaların yeniden düşünülmesi zorunlu hale gelecek. Yaşadığımız dünyada ve çağda bütün bunların kendi içimizde olup bittiğini kimse düşünmesin. Bütün sözünü ettiğimiz konular dünya medyasında da yankısını buluyor. Türkiye’nin son üç yıldır yükselen itibarı yavaş yavaş erozyona uğramaya başladı. Bu da Türkiye ile ilgili risk alınmasını olumsuz yönde etkiliyor. Ekonomide son günlerde yaşanan dalgalanmalar erken seçimi kesin olarak gündemden çıkardı. Etkiler tam olarak hazmedilmeden bir de seçim şoku yaşamak hedefleri iyice bulanıklaştıracak ve ekonomide ciddi bir geriye dönüş tehlikesi yaratacaktır. Erken seçim, siyasi ve ekonomik sorunları daha da ağırlaşmış olarak bir sonraki döneme taşıyacaktır. Komili: AB fırsatı kaçıyor TÜSİAD eski başkanlarından Halis Komili, ‘‘AB’ye üyelik fırsatını kaçırma tehlikesi, yine önümüzde duruyor’’ dedi. ‘‘Ankara’da tekrar iç siyasete dönme, oradaki birtakım mücadeleler nedeniyle AB yolundaki ivmenin önemi biraz azalmaya başlamış durumda’’ diye konuştu. Koç: Laiklikten asla taviz yok Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç, Türkiye’nin, bölgede örnek gösterilen bir ülke olarak kalabilmesi için ‘‘laik, demokratik çizgiden asla taviz verilmeyeceğinin gösterilmesi gerektiğini’’ söyledi. Mustafa Koç, TÜSİAD YİK toplantısında yaptığı konuşmada, siyasi gündemin çok dikkatle oluşturulması gerektiğini belirterek ‘‘Özellikle yersiz ve zamansız bir biçimde ortaya çıkan dini referanslı tartışmalara, laiklik ekseninden sapma izlenimi uyandırabilecek girişimlere, bu gündemde asla yer olmamalıdır’’ dedi. Koç, şunları vurguladı: Ekonomideki iyileşmenin kesintiye uğramamasının en önemli güvencesi olumlu beklentilerdir. Bu beklentileri olumsuza çevirebilecek en önemli faktör, ufukta bir siyasi istikrarsızlığın gözükmesidir. Özellikle yersiz ve zamansız bir biçimde ortaya çıkan dini referanslı tartışmalara, laiklik ekseninden sapma izlenimi uyandırabilecek girişimlere bu gündemde asla yer olmamalıdır. Hükümetin, AB idealinin gerçekleştirilmesi konusunda eskisi kadar belirgin bir kararlılık sergilememesi, bu konudaki samimiyetinin sorgulanmasına neden olmaktadır. Biz bu reformları Avrupalı liderleri ve kamuoylarını tatmin etmek için yapmıyoruz. Türkiye’yi gelişmiş ülkeler arasında yer alacak bir yapıya kavuşturmak için yapıyoruz. Değişiklikleri kâğıt üzerinde yapıp, uygulamayı kendi haline bırakıp, sonra da değişim konusundaki samimiyetimiz sorgulandığında tepki gösteremeyiz. Türkiye her dış şokta derin sarsıntılar geçiren bir ülke olmaktan artık kurtulmalıdır. Bu yönde alınmış mesafeler var. Bunlar korunmalı, geliştirilmelidir. İçinden geçilen bugünler, önemli bir sınav dönemidir. Bu sınav birkaç cephede birden verilecek. Siyasetin zirvesinde, çatışma görüntüsü yaratacak her türlü gündemden uzak durulması ve Türkiye’nin bölgede örnek gösterilen bir ülke olarak kalabilmesi için laik demokratik çizgiden asla taviz verilmeyeceğinin gösterilmesi gerekir. Şahin: Siyasiler dikkatli olmalı Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, dövizin yüzde 20 artması ve borsanın düşmesinin dengeleri biraz rahatsız edeceğini belirterek, ‘‘Bu, yavaş yavaş toparlanacaktır. Siyasiler biraz dikkatli olursa, bu geçecektir diye düşünüyorum. Ama bu düzelme kalacaktır. İhracatı arttıracak, ihracata yönelik doğrudan yatırımları çekecek bir etkisi olacaktır’’ dedi. 23 Nisan konuşması bardağı taşırdı Y üksek İstişare Konseyi toplantısında Mustafa Koç ve Ömer Sabancı’nın özenle şeçtiği bazı bölümler, bir süre öncesine kadar hükümeti genel olarak destekleyen TÜSİAD’ın nasıl olup da köprüleri atma noktasına geldiğinin ipuçları yer alıyor. TÜSİAD Başkanı Sabancı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “bizden ve onlardan” diye ifade ettiği ayırımın laik iş adamlarında yarattığı rahatsızlığı dile getiriyor. Yılbaşına doğru bazı endişeleri dile getirmeye başladıklarını hatırlatan Koç da, şöyle devam ediyor: ‘‘Bu yılın başında reform sürecinde gözlediğimiz yavaşlama ve özellikle AB ile ilgili konuların hükümetin gündeminden çıkmaya başladığı görüntüsü, üyelik idealinin toplumsal planda zayıfla ması, bizim için ilk işaretlerdi. Bunlara siyasal istikrarı etkilemesinden her zaman korktuğumuz, laiklikle ilişkilendirilebilecek, dini eksenli muhtelif tartışma konuları eklendi. Yurtdışında Türkiye’deki istikrarın önemli iki ayağı olan AB ve IMF ile ilişkilerin rotasından çıkabileceği yorumları yapılmaya başlandı. Merkez Bankası Başkanı’nın seçimi esnasındaki tartışma dış piyasalarda bir kırılma noktası yarattı, Türkiye üzerine kuşkular doğdu. 23 Nisan’da başlayan laiklik konusundaki tartışmalar ise siyasi istikrarın korunabilirliği ile ilgili tedirginlikleri arttırdı. Sonunda mayıs ayında dünya piyasalarında başlayan dalgalanmada bu süreçten en fazla etkilenen ülkenin Türkiye olduğu görüldü. ’’ Ayhan Paksoy ‘Çimento yok, sıkıntı büyüdü’ Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ayhan Paksoy, çimentocuları bir nevi karne usulüyle arzı sınırlandırmakla suçladı. Paksoy, betonun 1 metreküpünün 75 YTL’ye çıktığını, çimentocuların iki kez zamma niyetlendiklerini, ancak bazı bakanların ricası üzerine geri çektiklerini söyledi. Paksoy daha sonra şöyle konuştu: ‘‘Hammaddemiz olan çimentoyu alamıyoruz. Nasıl çimento yok derler, onlar bulamayacak da ben mi bulacağım? İhtiyaç acilen karşılanmalı. ’’ Benzinde 5 ayda yüzde 15.1 artış Benzinin litresine dün yapılan 56 YKr’lik zamla birlikte benzin fiyatlarında yılbaşından bu yana yaşanan artış yüzde 15.1’i buldu. Petrol fiyatlarındaki artış, ardından kurlardaki yükseliş Ankara’da 1 Ocak’ta 2.57 YTL’den satılan 95 oktan kurşunsuz benzinin fiyatını, son ayarlamayla 2.96 YTL’ye yükseltti. Bu arada Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), petrol üretiminde kısıntıya gitmeme kararı aldı. Kartelin 28 milyon varil olan günlük ham petrol üretimi aynen sürdürülecek. 122. YIL ZİRAATÇILAR OTEL GÖKOVAAKYAKA’DA / 2006 SEZONUNU AÇTI Limon ve portakal ağaçlarıyla bezenmiş Gökova’nın koynunda. doğanın tarihle bütünleştiği bir ortamda, bu ülkenin çağdaş insanlarını kendi evlerinde ağırlamak istiyoruz. ÇERKEZKÖY İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2002/1161 Talimat Bir borçtan dolayı, ipotekli ve aşağıda cins, miktar ve kıymeti yazılı taşınmazlar satışı çıkarılmıştır. Satılmasına Karar Verilen Gayrimenkullerin Cinsi, Kıymeti, Adedi, Evsafı: 1 Tekirdağ İli, Çerkezköy İlçesi, G.O. Paşa Mahl., 30. K. 11. C. Pafta, 940 ada, 6 parselde kin 6.042,00 m2 miktarlı organize sanayi bölgesinde bulunan arsa, İmar Durumu: 1 Taşınmaz organize sanayi bölgesi içinde arsa vasıflıdır. Kıymeti: 1 Tekirdağ İli, Çerkezköy İlçesi, G. O. Paşa Mah., 30. K. 11 C. Pafta, 940 ada, 6 parselde kain 6.042,00 m2 miktarlı organize bölgesinde bulunan arsanın tamamına 211.470,00 YTL (İkiyüzonbirbin dörtyüzyetmiş Yeni Türk Lirasıdır) kıymet takdir edilmiştir. Satış Şartları: 1 Satış 8.8.ƒ b2006 salı günü saat: 15.ƒ 09015.15 arasında Çerkezköy İcra Müdürlüğü’nde yapılacaktır. 1 1. artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklarınn mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile en çok artırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa ise, en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile, 18.8.2006 cuma günü 15.0015.15 arasında, ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememiş ise gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere, artırma ilanında belirtilen müddet sonunda, en çok artırana ihale olunacaktır. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteenin alacağına rüçhanı olan alacakların tolamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise, satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde, 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. KDV alıcıya aittir. (%18) 3 İpotek sahibi alacakılar ile diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeleri ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi, ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başka bilgi almak isteyenlerin Çerkezköy İcra Müdürlüğü’nün 2002/1161 Talimat dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 29.05.ƒ 2006 (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 26553) İSTANBUL (ERKEK) LİSESİ GELENEKSEL AŞURE GÜNÜ 4 Haziran 2006 Saat: 10.00 İstanbul Lisesi Bahçesi Sabah Kahvaltısı+Akşam Yemeği+Konaklama Haziran Ayı Boyunca 35 YTL’dir. Bilgi ve Rezervasyon Türkiye Ziraatçılar Derneği Taşkent Cad. 7/6 Bahçelievler/Ankara Tel: (0312) 213 94 17 (0312) 213 84 35 / Faks: (0312) 213 22 52 Ziraatçılar Otel Akyaka Tel: (0252) 243 44 02 / Faks: (0252) 243 59 90 İstanbul Erkek Liseliler Derneği ANTALYA ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas No: 2005/511 / Karar No: 2006/125 Davacı Maliye Hazinesi vekili tarafından davalı Ahmet Kılınç (Duraliler köyünden) aleyhine; Antalya Merkez Duraliler köyü 694 parsel sayılı taşınmazın 3116 sayılı yasaya göre 1942 yılında yapılan orman tahdidinde devlet ormanı sınırları içinde kaldığını, taşınmazın tespit harici bırakıldığını, orman dışına çıkarıldığını, taşınmazın Hazine adına tespiti gerekirken davalı Ahmet Kılınç adına tespit ve tescil edilmiş bulunduğunu, ayrıca taşınmazın Antalya Belediyesi nazım imar planı içinde kaldığını ileri sürerek, dava konusu parselin davalı adına olan tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, mahkemece davacının davasının kabulüne, dava konusu Antalya Merkez Duraliler köyü 694 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile orman olarak Maliye Hazine’si adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Ayrıca 12.20 YTL. harcın ve 744.47 YTL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı Maliye Hazinesi’ne ödenmesine karar verilmiş olup davalı Ahmet Kılınç adına tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar ilanen tebliğ olunur. Basın: 26891 Dosya No: 200677 Müflisin adı, soyadı ve ikâmetgâhı: Çalıkoğlu Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Ordu Caddesi Çardak/Lapseki Yukarıda adı ve adresi yazılı müflisin masaya ait hiçbir malı bulunmadığından İcra ve İflas Kanunu’nun 217. maddesi uyarınca tasfiyenin tatiline karar verilmiştir. İşbu ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde alacaklılar tarafından gideri peşin verilerek iflasa müteallik işlemin devamı istenmediği takdirde iflasın kapatılacağı tebliğ ve ilan olunur. 8.5.2006 Basın: 24042 LAPSEKİ İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TASFİYE TATİLİNİN İLANI CUMHURİYET 12 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle