Katalog

23 HAZİRAN 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER KURTULUŞ’UN MANİFESTOSU 3 Turhan Selçuk SÖZ ÇİZGİNİN GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Amasya Genelgesi’nin 87. yıldönümü kutlandı MEHMET MENEKŞE Bazı Hukukçular Farklı Düşünüyor Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin Şemdinli davasında iki astsubayı ‘‘jet karar’’la 39 yıl 5’er ay hapse mahkum etmesi, tartışmayı da beraberinde getirdi. Etnik siyasetçiler zevkten dört köşe, bir kısım Avrupalıların ağzı kulaklarında. Hukukla ilgisi olmayan bazı Avrupalılar, kararın çok sağlıklı bir işleyişle alındığını savunuyorlar. ‘‘Ucu nereye gidiyorsa oraya kadar gidip soruşturma yapılsın’’ gerekçesiyle, (savcı Ferhat Sarıkaya’nın yaptığı gibi) işi Kara Kuvvetleri Komutanı’na kadar uzatmak isteyenler de seslerini yükseltiyorlar. Ancak farklı düşünenler de var. Deneyimli iki hukukçunun görüşlerine başvuralım. Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu bakınız neler diyor: ‘‘Bir sanığın (Veysel Ateş) savunmasını yapması için davası 3 Ağustos’a ertelenirken diğer sanıklar hüküm giyiyor. Yani bunun anlamı yok. Nihayet üçünü beraber verirsiniz. 3 Ağustos’ta verseniz ne lazım gelir, yani spekülasyon yapılabilir. Soruşturmanın genişletilmesi için birçok talep yapıldı ve bunlar reddedildi. Reddedilmesi yerinde midir, değil midir, bunun tartışması Yargıtay’da yapılacak. Yalnız şu rahatlıkla söylenebilir ki, bir an önce karara bağlanması için bir gayret sarf edildiği açık.’’ Çete suçlarına bakan Yargıtay 8’inci Dairesi’nin emekli Başkanı Naci Ünver de şu değerlendirmeyi yapıyor: ‘‘Bir sanık hastanedeyken, bir sanığın ve avukatının da yokluğunda kararın ayrılarak verilmesi, yerleşmiş usul kurallarına aykırıdır. Birden çok sanıklı davada, sanıklardan biri hakkındaki davanın ayrılıp diğerleri hakkındaki yargılamanın sürdürülmesi ve son karara ulaşılmasını usul yasası belli kurallara bağlamıştır. Uygulama da aynı doğrultudadır. Buna göre: a) Sanığın kaçak olması yani eski deyimle firarda olması, bulunmasının olanaklı olmaması ya da ne zaman bulunacağı konusunun belli olmaması, b) Sanığın dokunulmazlığı söz konusu olup kaldırılmamış bulunması. Doğal olarak ne zaman kaldırılacağının, kaldırılıp kaldırılmayacağının belli olmaması, c) Yine sanığın yargılanmasının izne tabi olduğu halde, bu iznin alınmamış olması gibi durumlarda mahkemeler bu sanıklar hakkındaki davayla diğer sanıklar hakkındaki davayı ayırır. Bunun dışındaki hallerde böyle bir uygulama yerleşmiş kurallara aykırı olur’’ Sözü iki deneyimli hukukçuya bıraktık. Bir anlamda hukuk tarihine bir not, bir kayıt düştük. Kararı veren Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi. Yasal süreç elbette işleyecek. Ama bilinmesinde yarar var. Bütün hukukçular o mahkeme gibi düşünmüyor. Ve bir soru: Yargıtay bu kararı bozarsa, Van mahkemesinin kararını alkışlayanlar (yerli ya da yabancı), Yargıtay kararını da alkışlayacaklar mı? Göreceğiz... hikmet.bila?ntv.com.tr AMASYA Kurtuluş Savaşı’nın manifestosu, Cumhuriyetin doğum belgesi olarak tanımlanan Amasya Genelgesi’nin hazırlanıp yayımlanışının 87. yıldönümü törenlerle kutlandı. Amasya’daki törenlere Harşena Kalesi’nden dokuz pare top atışıyla başlandı. Daha sonra Amasya Genelgesi’nin kaleme alınıp imzalandığı Saraydüzü mevkiinde yer alan Atatürk Anıtı önünde resmi tören düzenlendi. Törene Amasya Valisi M. Celalettin Lekesiz, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ömer Esenyıl, Belediye Başkanı İsmet Özarslan, Başsavcı Sadık Bölek, üst düzey askeri ve mülki erkân ile öğrenciler katıldı. Törende 15. Piyade Er Eğitim Tugayı Bandosu milli marşlardan oluşan bir mini konser verdi. Atatürk Anıtı’na çelenk sunulmasının ardından yapılan konuşmalarda Amasya Genelgesi’nin önemine dikkat çekildi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de gönderdiği mesajında Amasya Genelgesi’nin ulusal kurtuluş sürecinde ve tam bağımsız bir devlet kurulmasında önemli bir kilometre taşı olduğunu belirterek şöyle dedi: ‘‘Türkiye’nin varlığını koruyabilmesi ve her dönem güçlü kalabilmesi, her şeyden önce Cumhuriyetin değiştirilemez niteliklerinin, Atatürk devrimlerinin yaşatılmasına bağlıdır. Geleceğimiz yönünden büyük önem taşıyan bu temel değerlere sahip çıkılması, yöneteni ve yönetileniyle tüm yurttaşlarımızın ortak sorumluluğudur.’’ SEZER: ÖNEMLİ BİR KİLOMETRE TAŞI “DÜŞÜNEN ADAM” İSTANBUL’DA.. CİNSİYET DEĞİŞİKLİĞİNE VİZE Yargıtay: Önce rapor sonra değişim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay, cinsiyetini değiştirmek isteyen bir kadının açtığı davayı, ‘‘ürolojik olarak erkek dış genital organlarına sahip bulunmadığı’’ gerekçesiyle reddeden yerel mahkemenin kararını bozdu. Yüksek mahkeme, cinsiyet değiştirmek isteyen kişiye ‘‘resmi sağlık kurulu raporu’’ sunması için olanak tanınıp karar verilmesini istedi. Bir kişi, Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesi uyarınca, kadın olan biyolojik cinsiyetinin erkek olarak değiştirilmesine izin verilmesi, yasal koşullar gerçekleştiğinde de nüfus kâğıdına buna uygun cinsiyet ve isim yazılması istemiyle dava açtı. Yerel mahkeme bu isteği, dosyada bulunan raporda davacının ürolojik olarak erkek dış genital organlarına sahip bulunmadığı gerekçesiyle reddetti. Kararın, cinsiyet değiştirmek isteyen kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne geldi. Davacının, 18 yaşından büyük, bekâr ve kadın olarak nüfusa kayıtlı olduğu, transeksüel yapıda olup cinsiyetinin erkek olarak değiştirilmesinin ruh sağlığı açısından zorunlu bulunduğunun dosyadaki tıbbi belge ve raporlardan anlaşıldığı belirtildi. AVUKAT ŞAHİN’İN ÖLDÜRÜLMESİ Adliyede cinayete müebbet istemi İSTANBUL (AA) İstanbul Barosu avukatlarından Aydın Şahin’in 8 Haziran’da adliye bahçesinde öldürülmesiyle ilgili olarak yürütülen soruşturma tamamlandı. Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı, Şahin’i öldürdüğü gerekçesiyle, Behçet Akıcı hakkında kasten adam öldürmek ve ruhsatsız silah bulundurmak suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açtı. İddianamede, diğer 3 sanığın ise kasten adam öldürmeye teşebbüs, adam öldürmeye yardım etmek ve ruhsatsız silah bulundurmak suçlarından yargılanması istendi. Davanın görülmesine önümüzdeki günlerde Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. CUMHURİYET 03 CMYK