27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B B B B B 29 30 30 31 35 34 37 35 24 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B B B PB PB PB B B 26 28 26 27 32 30 31 31 36 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A B B Y 35 31 40 42 37 38 31 27 28 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri parçalı bulutlu, Doğu Karadeniz’in doğusu ile göller yöresi, Afyonkarahisar, Kars, Ardahan, Kırklareli ve Edirne çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı güney ve iç kesimlerde biraz daha artacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 18 Helsinki Y 22 Stockholm Y 25 Londra Y 21 Amsterdam Y 19 Brüksel Y 19 Paris PB 23 Bonn Y 25 Münih PB 30 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB Y PB PB B B Y 27 30 34 28 32 29 29 33 24 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB A Y B B PB Y B A 25 36 27 45 29 37 20 35 39 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada olağan görüşler diye sattılar. Yalakalar övdükçe, destekledikçe RTE de ikide bir elbette değiştim diyecekti, dedi. RTE kaynaklı bu ve benzeri palavralara bir saniye olsun inanılmamasını tam dört yıldır: RTE sahneye çıktığı, bir parti kurduğu, seçimlerde tek başına iktidara geldiğinden beri her fırsatta, her yazıda, her TV konuşmasında söyledik, yineledik. Günü kurtarmaya, güya laik demokratik rejimi ayakta tutmaya ant içmiş gibi davranan yalaka yazarlar, çizerler, aydınlar RTE’yi değiştiği için kutsadılar. Tersini savunanları, kırk yıllık Yani’nin Kâni olamayacağını dünkü sözleriyle bugünkü yaptırımlarını birlikte ortaya koyarak kanıtlayanları statükocu diye dayanaksız kimi savlarla karalamaya çalıştılar. Geçmişi örtmek için RTE’nin hemen her alandaki takıyye uygulamalarına bile bile şapka çıkaranlar artık münasip yerlerine kına yaksınlar! ??? Oysa RTE ne değişti, ne de gelişti. Bu yargıyı devlet TV’si ekranında kanıtladı: ‘‘Dün neysem bugün de oyum. Değişemem, değişmedim’’ dedi. RTE aslına döndüğünü sonunda, ama kendince zamanı geldiğine inandığı için bu sıralarda... Müslümanlığı (oy sağlayacak) bir silah olarak kullanacağı seçimler öncesi... ilan etti. ??? Dün kafasındaki (şimdi ılımlı) İslam cumhuriyeti Türkiye’ye ulaşmak için demokrasi bir araçtır, diyordu. Bugün değişmediğini ilan ettiğine göre, İslamın kimi temel kurallarını ülkeye yerleştirmek ve halka sindirtmek için demokrasiyi kullandı ve kullanacak, demektir. Değişmediğine göre neyi değiştirecek; işte belgesi: ‘‘Hem laik, hem Müslüman demek olmaz. Ya Müslüman olacaksın, ya laik!’’ Değişmediğine göre; ‘‘Minareleri süngü, kubbeleri miğfer, camileri kışla, müminleri asker’’ yapacak! Laiklik elden gidiyor diyenlere: Dünkü sözleriyle karşı çıkacak; ‘‘Yahu bu millet istedikten sonra (RTE cumhurbaşkanı, AKP tek başına iktidar) tabii elden gidecek’’. Nasıl olacak? Plan hazır. RTE’li Çankaya’nın direktifinde iktidardaki AKP laikliğin içini tümüyle boşaltacak! Değişmedim itirafıyla eskiye döndüğünü ilan eden RTE, artık ‘‘Şeriatçıyım diyebilmeliyim’’ demeyecek, şeriatçıyım diyecek. Anıtkabir defterine dört yıldır yazdığı ‘‘laik cumhuriyete sadakatten’’ de vazgeçecek... Olası kimi tepkilerden sonra değişmedim, değişemem itirafının yanlış anlaşıldığını, örneğin yaşam biçimini irdeleyerek, ama ‘‘inandığı istikamette yaşamaya çalıştığını’’ öne sürerek yalanlayabilir ama: Karşımızdaki gerçek: Değişmeyen, değişemeyen RTE! Avrupa’da en yüksek seçim barajı yüzde 5, Türkiye’de ise yüzde 10 GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Baraj değil, barikat TÜREY KÖSE Avrupa ülkelerinde seçim barajları Almanya: Yüzde 5, Avusturya: Yüzde 4, Belçika: Yüzde 5, Çek Cumhuriyeti: Yüzde 5, Danimarka: Yüzde 2, Estonya: Yüzde 5, İsveç: Yüzde 4, İtalya: Yüzde 5, Letonya: Yüzde 5, Litvanya: Yüzde 5, Lüksemburg: Yüzde 5, Macaristan: Yüzde 5, Polonya: Yüzde 5, Slovakya: Yüzde 5, Slovenya: Yüzde 4, Yunanistan: Yüzde 3. Finlandiya, Fransa, Kıbrıs, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, Malta ve Portekiz’de ise baraj uygulanmıyor. da seçim sisteminde değişiklikler yapılması gereğini gündeme getirdi. İktidar partisi AKP ve ana muhalefet partisi CHP, barajın düşürülmesine sıcak bakmıyor. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu, davayla ilgili olarak ‘‘Bu tür bir dava şimdiye kadar görülmedi. Alışıldık bir dava değil. Bu gibi hallerde belki bir zarar söz konusuysa tazminat ödenmesine hükmedilebilir. Ama doğrudan değişikliği sağlamaya dönük bir karar olabilir gibi gözükmüyor’’ dedi. Avrupa Komisyonu yıllık raporlarında da birkaç dönemdir yüzde 10 barajının yüksek olduğununun söylendiğine dikkat çeken Kuzu, ‘‘Ama sanmıyorum ki büyük bir siyasi baskı gelsin. Türkiye’nin özel şartları biliniyor. Ben yüzde 10’luk baraja karşı oldum, ama başkanlık sistemiyle birlikte. Barajı kaldıralım, ama başkanlık sistemine geçelim’’ görüşünü dile getirdi. SHP İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci ve arkadaşlarının, barajın düşürülmesi, ittifaklara olanak sağlanması ve tercihli oy sistemi getirilmesine ilişkin yasa önerisi bugüne dek gündeme alınmadı. SHP lideri Karayalçın, AİHM’nin başvuruyu gündemine alması üzerine şu ANKARA Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), DEHAP’lıların seçim barajının kaldırılmasıyla ilgili başvurusunu esastan görüşmek üzere kabul ederken, bu sürecin sonunda seçim sisteminin değiştirilmesi gereğinin ortaya çıkabileceğine dikkat çekildi. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ise ‘‘Bu gibi hallerde belki bir tazminat ödenmesine hükmedilebilir, ama doğrudan barajın düşürülmesi için değişiklik sağlamaya dönük bir karar çıkabilir gibi gözükmüyor’’ dedi. Avrupa ülkelerinden 9’unda baraj uygulanmadığı ve diğer hiçbir ülkede de barajın yüzde 5’i aşmadığı vurgulanırken; SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, ‘‘Türkiye’nin siyaset alanının yeniden yapılandırılması, hiç olmazsa kendi tercihleriyle yapılabilmeliydi’’ dedi. Türkiye’de uygulanan yüzde 10 seçim barajının AİHM tarafından gündeme alınması, aleyhte karar çıkması durumun değerlendirmeyi yaptı: ‘‘ 41 milyon seçmenin yalnızca 17 milyonunun oyuyla TBMM’nin 22. dönemi yapılandırılmıştır.Yüzde 40’la yapılandırılan, yüzde 60’ı dışarıda bırakan bir siyaset sisteminin hukuki meşruiyeti olsa bile, vicdani ve siyasi meşruiyeti olduğunu söylemek olanaksızdır.’’ SHP MYK üyesi Timur Erkman da AB ülkelerinde baraj uygulaması konusunda bir çalışma yaptı. AB ülkelerinden hiçbirinde yüzde 5’i geçen baraj uygulaması bulunmadığını vurgulayan Erkman, ‘‘9 ülkede hiçbir baraj yoktur. 16 ülkede ise yüzde 5 ve aşağısında barajlar vardır. İncelenen 25 AB ülkesinden 8’i tek parti hükümetleri tarafından yönetilmektedir. Bu ülkelerin tümünde baraj yüzde 5’in altındadır. 25 ülkenin 17’si ise çok partili hükümetler tarafından yönetilmektedir. Üyesi olmak istediğimiz AB’nin 8 ülkesinde yüzde 5’in altında bir barajla da siyasi istikrar gerçekleştirilebilmektedir’’ dedi. BAŞBAKAN ERDOĞAN ‘Değişmedim, değişemem’ ? Baştarafı 1. Sayfada Üç günlük festival Harley’ciler Cunda’da buluştu AYKUT KÜÇÜKKAYA ‘‘Işıltılı çelik atlar’’ın Cunda buluşmasını izlemek için Ayvalık’a doğru yol alırken ‘‘politika’’ yapmak aklımızın ucundan bile geçmiyordu. Hele hele Harley’cilerin buluşmasında iktidarı eleştirmek!.. Ancak ‘‘Evdeki hesap Cunda’ya uymadı’’. Cem Yılmaz’ın reklamlarda söylediği ‘‘Asfalt ağladı be’’ sözünü Harley’ciler bizim karayolları için çoktan değiştirmişler; ‘‘Asfalt eridi be!..’’ AKP hükümeti ve lideri Tayyip Erdoğan her ne kadar duble yollarla, yeni dökülen asfaltlarla övünse de Harley’ciler soruyor, ‘‘Asfaltlar neden eriyor’’ diye... Soruyu soran Harley Owners Group (HOG) Başkanı Emrah Soyuer. Soyuer’in ağzından, ‘‘Avrupa’da da havalar sıcak, ama yollar erimiyor’’ serzenişi yükseliyor. HOG Başkanı, yetkililerden ‘‘mayıshaziran sıcağında eriyen yollarla’’ ilgili, kaza yaşanmadan bir an önce önlem alınmasını istiyor. Neyse... Biz hafta sonuna dönelim, ‘‘Harley Davidson’’ların Türkiye’deki üçüncü, Cunda Adası’ndaki ilk buluşmasında şöyle bir tur atalım. Tabii ‘‘hız’’ yapmadan!.. ‘‘Turkish National HOG Rally’’ üç gün boyunca 700’ü aşkın motosikletçiyi bir araya getirdi. Festivale özellikle Yunanistan ve Bulgaristan’dan da motor tutkunları katılırken bu rakamın yarısını Harley Davidson tutkunları oluşturdu. Evet... Onlar patron, işadamı, mühendis, genel müdür ya da yardımcısı, doktor ya da öğretmen. Ortak tutkuları ise ‘‘1’’ numara; yani ‘‘Harley Davidson!..’’ Bir ‘‘Harley Davidson’’ sahibi olmak sadece motosiklet sahibi olmak anlamına gelmiyor onlar için. Aynı zamanda tüm dünyaya yayılmış 800 bin kişilik bir aileye sahip olmak anlamına da geliyor. İşte burada duralım, ‘‘Harleyciler, Harleylerine neden biniyor’’ diye klasik soruyu soralım. Yanıtı da HOG’un Lady Harley’i Güner Çetinel’den alalım... İlk önce onlar, ‘‘doğayı’’ seviyor. Onlar, günlük hayatta toplumun kendilerine giydirdiği rollerden sıyrılıp asıllarına, özgürlüklerine dönmeyi seviyorlar. Yol arkadaşlığını seviyorlar. Rock’ı seviyorlar. Ve son olarak: ‘‘Motosiklet kıyafetlerinin yarattığı siyahlar, deriler, zincirler ve metal ışıltılardan oluşan maço görüntülerine karşın ince duygularını, aşklarını, kadınlarını, erkeklerini seviyorlar...’’ Hedefleri bin motosikletti, bu rakama ulaşamadılar ama epeyce yaklaştılar. Dönüş günü geldiğinde Harley’ciler gruplar halinde bu güzel adaya veda ederken büyük çoğunluğu İstanbul’un yolunu tutuyordu. Erdoğan, ‘‘Ülkede siyaset yapma hakkım var. Siyasete girerken farklı, siyasetten sonra farklı bir yaşam tarzı mı uygulayacağım, halkımı mı aldatacağım? Dün neysem, bugün de oyum, değişemem, değişmedim’’ dedi. Parti içinde farklı şekilde olanların, partinin muhafazakâr demokrat kimliğinde birleştiklerini belirten Erdoğan, ‘‘Arzumuz şu; kavramalar bizi birbirimizden koparmamalı, anlaşmaya ve zenginlik olarak birbirimize yaklaştırmaya vesile olmalı. Benim düşüncemi kabul etmiyorsanız saygı duymak, saygı duymuyorsanız katlanmak gerekir. Demokrasi bir tahammül rejimidir. Bunun bilmeyenler, anlamayanlar laikliğin tanımında da çelişkiye düşüyorlar’’ diye konuştu. Erdoğan, partisi iktidara geldikten sonra, sürekli olarak değiştiğini ve Milli Görüş kimliğini bıraktığını söylemişti. Milli Görüş konusunda, ‘‘Biz o gömleği çıkardık’’ diyen Erdoğan, son olarak TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında, ‘‘değiştim’’ söylemini eleştiren CHP’lilere şöyle yanıt vermişti: ‘‘Bazı şeyleri sakız gibi çiğniyorsunuz. Hikmetyar’ın önünde diz çöktü diyorsunuz. Bu olay 1986’da oldu. Ben o zaman bir partinin il başkanıydım. O zaman Hikmetyar, İslam Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Toplantısı’na resmi davetli olarak gelmiştir. Afganistan başbakanı olarak. O zaman onların verdiği mücadeleyi herkes alkışlıyordu. Şimdiki farklı safta, desteklemiyorum.’’ Erdoğan, CHP sıralarından yükselen ‘‘Değiştin mi’’ soruları üzerine de, ‘‘Değiştim, gelişerek değiştim. 30 yıl öncesinde kalmadım, çağ atladım’’ demişti. Erdoğan’ın önünde yurttaşa biber gazı Başbakan Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan 21 kavşak ve yolun açılışı ile 21 kavşak ve yolun temelinin atılması nedeniyle Maltepe Stadı’nda düzenlenen törene katıldı. Törende yapılan konuşmalar sırasında Erdoğan’ın oturduğu tribünün karşısındaki bölümde iki grup arasında çıkan kavgaya polis müdahale etti. Gençlerin kavgasını ayırmak için polis biber gazı kullandı. Biber gazının etkisi ve çıkan izdiham nedeniyle tribünde bulunan bazı kişiler fenalık geçirdi. Ayşe Fidan adlı 11 yaşındaki bir çocuk da bayıldı. Polis, kavgaya karışan 19 kişiyi gözaltına aldı. (Fotoğraflar: AA) ve ABD’nin demokrasiyi dünyaya yayma girişimlerini engellemekle suçlardı! Neylersiniz ki, yazan zat, Halilzad; Bush yönetiminin ABD’deki temsilcisi! Raporun ana hatlarını aktaralım: Ülkenin pek çok yerinde yönetim direnişçilerin elinde. İslamcı ve milis gruplar, muhtarlık seçimi gibi yerel yönetim organlarını belirliyor. Direnişçilerle yerel milisler ortak hareket ediyor. Günlük yaşam giderek kötüleşiyor. Elektrik, su gibi temel hizmetler sürekli aksıyor. Akaryakıt sıkıntısı başladı. ŞiiSünni mezhep kavgası derinleşiyor. Karışık evliliklerin olduğu ailelerde istenmeyen olaylar meydana geliyor. Kadınlar çok ağır baskı altında. Amerikan kurumlarında çalışan kadınlar dışarıda başlarını hatta yüzlerini de örtmek durumunda kalıyor. Yanımızda çalışanlar fark edilmemek için kod adı kullanıyor. ??? ABD, 9 Nisan 2003’te Bağdat’a girip Firdevs Alanı’ndaki Saddam heykelini devirdiğinde şöyle bir karşılama hayal ediyordu: Bağdatlılar 40 gün 40 gece bayram edecek, ellerinde çiçeklerle Amerikan askerlerini karşılayacak. Hemen yeni bir yönetim oluşacak. Birkaç ay sonra Irak yeniden yapılandırılmaya başlanacak. 20 Mayıs 2003’te savaşın bittiğini bu beklentilerle ilan etmişlerdi. Olmadı, yanlış hesap Bağdat’tan döndü... Hemen vurgulamak gerekir ki, dönen hesap işin kısa süreli olanı... Uzun vadede ABD’nin bölgeden vazgeçmesi zor değil, olanaksız! Halilzad’ın ucundan vurgulayıp tam olarak söyleyemediklerini de biz ekleyelim: Irak’ta ciddi büyüklükte 11 ayrı direniş ordusu var. Kurulan orduların sanıldığı gibi Saddam yanlılarıyla hiçbir ilgisi yok. Tam aksine Saddam’ın cezaevinde olması, direnişi daha güçlü hale getiriyor. İran’ın Irak içindeki etkisi giderek artıyor. Aylar sonra kurulan El Maliki hükümeti değil Irak’ın, Bağdat’ın bile maliki değil. Hükümet, Bağdat’ta yeşil bölge diye anılan, parlamentonun ve Amerikan karargâhlarının bulunduğu yerde bir ölçüde etkili, o kadar. ABD, İngiltere ile birlikte Irak’a girerken 30 ülke de onlara asker vermişti. Çoğu sembolikti ama, işgali küresel kılıyordu. Bunlardan 3’ü Irak’ı terk etti. Şimdi Japonya da ayrılmaya hazırlanıyor. ??? Irak’a ilişkin yoruma giriştiğimizde mutlaka bir ucundan Türkiye’ye dokundurma yapıyoruz. Bizce bu çok gerekli... Amerikan tipi demokrasi isteyenlerin, onlara körü körüne kananların, Irak’ta ne olup bittiğini çok iyi irdelemesi, sonuçlar çıkarması gerekiyor. Halilzad’ın raporunda ilginç bir ayrıntı var. Diyor ki; ŞiiSünni karışık evliliklerde sorun çıkıyor! Demek ki, Irak halkı kendi içinde belli bir kaynaşma yaşamış, geçmişte ŞiiSünni karışık evlilikler olmuş. Bugün durum ne? Birbirlerini boğazlıyorlar! Bu gidişle Irak’ta Bush yönetiminin sadece iki dostu kalacak: Barzani ve Talabani. Tabii onlar da birbirine girmezse! ankcum?cumhuriyet.com.tr Yurttaşlık önergesine ret AKP’li Koral’dan Nâzım’a Fatiha ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İçişleri Komisyonu’nda CHP’li üyelerin büyük ozan Nâzım Hikmet’in Türk vatandaşlığından çıkarılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının yürürlükten kaldırılması için verdiği önerge reddedildi. AKP’li milletvekilleri, ‘‘Nâzım Hikmet’in vatandaşlığa kabulü konusunda aykırı görüşleri bulunmadığını, ancak kararı Bakanlar Kurulu’nun vermesi gerektiğini’’ söyledi. TBMM İçişleri Komisyonu’nda Vatandaşlık Tasarısı görüşülürken CHP İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü gelişen olaylarla bu tasarının ‘‘Nâzım Hikmet tasarısı haline geldiğini’’ vurguladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın iki kez şair Necip Fazıl Kısakürek’in kitabını yayımladığını anımsatan Ülkü, ‘‘Kısakürek’in düşüncelerine katılmasak da sevdiğimiz bir şairdir.Aynı hoşgörü Nâzım Hikmet’e de tanınmalı’’ dedi. Ülkü, Necip Fazıl’ın ‘‘Canım İstanbul’’ ve Nâzım Hikmet’in ‘‘Memleketimi Seviyorum’’ şiirlerinden dizeler okurken, AKP Sıvas Milletvekili Selami Uzun kendisini alkışladı. Nâzım Hikmet’in oyunlarının Devlet Tiyatroları’nda oynandığını, devlet erkânının bu oyunları izleyerek ayakta alkışladığını vurgulayan Ülkü, Nâzım Hikmet’i vatandaşlıktan çıkaran Bakanlar Kurulu kararının kaldırılmasını istedi. Ülkü, ‘‘Nâzım Hikmet’e vatandaşlığını kazandırma onuru, 22. Dönem Parlamentosu’na ait olsun’’ dedi. Alt Komisyon Başkanı AKP Yalova Milletvekili Şükrü Önder, Nâzım Hikmet’e vatandaşlık verilmesi halinde bu düzenlemeden 35 bin kişiye yararlanma hakkı doğacağını savundu. AKP İstanbul Milletvekili Recep Koral da kendisinin geçen günlerde Moskova’da bulunduğunu ve Nâzım Hikmet’in mezarını ziyaret ettiğini anlattı. Koral, ‘‘Nâzım Hikmet’e Fatiha gönderdiğini’’ söyledi. Koral, ‘‘Ancak tasarının sadece bu konuya indirgenmesini doğru bulmuyorum. Ülke onuru hiçbir kişiye bağlı değildir. Kişiler, ülkelerine bağlılıkla onur kazanır’’ dedi. Erdoğan’ın incileri İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı görevinden başbakanlığa uzanan siyasi yaşamında laik demokratik hukuk düzenini yok sayan pek çok açıklamada bulundu. Laik demokratik hukuk devleti karşıtı düşüncelerini açıkça ifade etmekten çekinmeyen Erdoğan’ın söylediği ve hapis cezası almasına yol açan şiir, ‘‘Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker’’ belleklerden silinmedi. Yine Erdoğan’ın bazı sözleri de, ‘‘AKP iktidarının hedefini’’ açıkça ortaya koyuyor: ‘‘Elhamdülillah şeriatçıyız. (1994)’’ ‘‘Ben tekkeye değil, dergâha gittim. (1997)’’ ‘‘Ata’ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok. (1994)’’ ‘‘10 Kasım’da yaygara kopartıldı. (1994)’’ ‘‘İstanbul’u Medine yapacağız.’’ ‘‘Demokrasi bizim için tramvaydır, istediğimiz yere kadar gider, orada ineriz.’’ ‘‘Bütün okullar imam hatip olacak (1994)’’ ‘‘Ben İstanbul’un imamıyım. (1995)’’ ‘‘Mayo reklamı şehvet sömürüsüdür. (1996)’’ ‘‘Milli Piyango zulümdür. (1994)’’ ‘‘Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır. (1996)’’ ‘‘Ben Meclis’in dua ile açılmasından yanayım. (1996)’’ CHP: Söylemleri uydurma CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, daha önce, ‘‘Değiştim, yenilendim, geliştim’’ diyerek ‘‘uzun nutuklar attığını’’ anımsatarak, Erdoğan’ın söylemlerinin tümünün ‘‘uydurma’’ olduğunu vurguladı. Özyürek, ‘‘Başbakan’ın son söylediği doğru... kendisinin bütün davranışları, laiklikle ilgili çıkışları, açıkça Başbakan’ın Milli Görüş çizgisinde devam ettiğini gösteriyor’’ dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi de, Erdoğan’ın sözlerini ‘‘Gerek iç siyasette, gerek ekonomideki kötü gidiş ve uluslararası ilişkilerdeki gerilemenin getirdiği telaşla sarf edilmiş sözler. Biz zaten kendisinin değişmediğini, değişmeyeceğini biliyorduk’’ dedi. İran’a ‘ABD mesajı’götürecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak’a komşu ülkeler toplantısının 78 Temmuz’da Tahran’da yapılacağı kesinleşti. Toplantıya Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün katılacağı, Gül’ün ayrıca 2425 Haziran tarihlerinde İran’a sürpriz ziyaret gerçekleştireceği ve ‘‘ABD’nin teklifine çabuk yanıt verin’’ mesajını ileteceği öğrenildi. Ziyaretin, Gül’ün ABD gezisinden hemen önce düzenlenmesi dikkat çekiyor. Gül’ün İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki’ye AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana’nın getirdiği teklifin ardından ‘‘Zaman daralıyor. ABD’nin önerisi çok makul. Hem sizinle diplomatik ilişki kurmuş olacaklar hem de İran’ın ticaret hacmi artacak’’ görüşünü bildirecek. Gül’ün İran’dan alacağı yanıtı da ABD yönetimine götüreceği kaydediliyor. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle