22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER TBMM Adalet Komisyonu’nda, TMY Tasarısı üzerindeki görüşmelere başlandı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘İrticacı terör’ tartışması DİSK ve Mensa karşı karşıya ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Mensucat Sanayi ve Ticaret AŞ’de (Mensa) verilen sözlerin yerine getirilmediği gibi, 94 işçinin de sendikasızlaştırma çalışmaları kapsamında işten çıkarıldığını belirterek ‘‘Kendimizi aldatılmış hissediyorum. Çalışanların özverisi karşısında bile işveren hukuk tanımıyor. Ulusal ve uluslararası alanda ILO, Çalışma Bakanlığı ve uluslararası alanda üyesi olduğumuz tekstil sendikasına bugün itibarıyla başvurularımızı yapıyoruz’’ dedi. Mensa yönetimiyse işçilerin mayıs ayı içinde gerçekleştirdikleri yasadışı eylemler nedeniyle işten çıkarıldıklarını savundu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terörle Mücadele Yasa (TMY) Tasarısı üzerindeki görüşmelere başlayan TBMM Adalet Komisyonu’nda, AKP ve CHP’liler arasında sert tartışmalar yaşandı. CHP’li Orhan Eraslan, hükümetin silahsız terör örgütlerini TMY kapsamından çıkararak irticacı terör örgütlerini himaye ettiğini söyledi. CHP’li Feridun Ayvazoğlu, ‘‘etkin pişmanlık’’ hükmünün 6. maddeden çıkarıldığına, ancak başka bir maddede korunduğuna dikkat çekti. TBMM Adalet Komisyonu’nda, TMY Tasarısı’nın görüşmeleri tartışmalı başladı. CHP’li Orhan Eraslan, tasarının mevcut yasadan daha geri olduğunu belirterek irticacı terörün kollandığı ve himaye edildiğini söyledi. Eraslan, ‘‘Adeta irticacı terörün her türlü iklim Yıpratma Eylemi mi?.. Kim söylemişti Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın değiştiğini? AKP iktidarını ‘‘demokrasi ve özgürlük savaşçısı’’ olarak gören, ‘‘AK Parti’’ diye bas bas bağıran, ‘‘AB kapısını açtık, giriyoruz’’ diye yazılar yazanlar... Kuzey Kıbrıs’ta ‘‘Yes be Annem’’ diyenler, bir yandan ‘‘Türk askeri işgalci’’ manşeti atarken öte yandan ‘‘TalatTayyip el ele’’ sloganları atıyorlardı... Her şey ne kadar da güzeldi o yıllar, anımsadınız mı? Lefkoşa’da Saray Oteli’nin önünü mesken tutan gazeteciler, televizyoncular, politikacılar ‘‘AB’ye giriyoruz’’ mesajı veriyorlar, ‘‘Rüya görüyorsunuz’’ yanıtını aldıklarında da masayı yumruklayıp ‘‘Dinozorların sonu geldi’’ diye kükrüyorlardı... Onlara göre Tayyip Bey, ‘‘Milli Görüş gömleği’’ni çıkarmış, ‘‘camilerin kışla, minarelerin süngü, kubbelerin miğfer’’ olduğunu laf olsun diye söylemişti... Tayyip Bey uygar, Tayyip Bey çağdaş, Tayyip Bey Türkiye için büyük bir şanstı, bizim takkesiz liboşlara göre... TRT’nin ikinci kanalında program kapıp ayda 810 bin YTL’yi ceplerine indirenler AKP’yi, Tayyip Bey’i, Abdullah Gül’ü öve öve bitiremiyorlardı: ‘‘AKP merkez sağı da, merkez solu da, merkezi de kucaklayan bir partidir...’’ O yıllar sık sık Kuzey Kıbrıs’a gidiyor, seçimleri, Annan Planı oylamasını izliyordum... Ada’da yayımlanan kimi gazeteler Kuzey Kıbrıs’ın kurtulduğunu yazıyor, Türkiye’ye rest çekiyorlardı: ‘‘İşgalci Türk askeri Ada’dan çekilsin, Türkiye bize karışmasın.’’ ??? Başbakan Tayyip Bey, TRT’de konuşuyor: ‘‘...Dün neysem bugün de oyum. Değişemem, değişmedim...’’ Ben değiştiğini söylemedim!.. Salt ben değil bazı gazeteci arkadaşlarımız da ‘‘değişmediğini, değişmeyeceğini’’ yıllardır yazıp söylüyorlar: Bakmayın siz Tayyip Bey’in AB’ye ‘‘rest’’ çeker gibi yaptığına... Türkiye’de ‘‘milliyetçilik’’ ve ‘‘ulusalcılık’’ rüzgârına karşı bir ‘‘taktik’’ uyguluyor gibi gözüküyor... Yarın Maraş, Rum yönetimine verilirse hiç şaşmayın... Gazimağusa AB ve Rum ortak yönetimine teslim edilirse ‘‘vay be’’ demeyin... Çünkü Tayyip Bey hiç değişmedi... AB’nin ve ABD’nin desteklediği bu plan yaşama geçerse Tayyip Bey, yine TRT ekranından şöyle seslenir: ‘‘Eylem planımızı kabul ettirip Kuzey Kıbrıs üzerindeki izolasyonları kaldırttık. Ambargolar yok artık. Hem Kuzey Kıbrıs hem de Rum kesimi çıkarlarını korudu...’’ Halkımız böyle masalları dinlemeyi çok sever... Halkımız masal dinlerken atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiştir... Bakın Şemdinli’ye... AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hansjörg Kretschmer, Van Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz hakkında verdiği kararı nasıl değerlendiriyor: ‘‘Hızlı bir karar. İki askerin sivil mahkemede yargılanması çok önemli...’’ Şemdinli davası 1.5 ayda bitti... Çok hızlı!.. Bu karar AB’ye bir göz kırpma mı, Genelkurmay Adli Müşavirliği’nin öne sürdüğü gibi YAŞ öncesi askeri yıpratmaya yönelik bir eylem mi, çok merak ediyorum... ??? Peki Şemdinli kararından sonra Umut Kitabevi’nin sahibi Seferi Yılmaz’ın tutuklanmasına ne denir? Ertuğrul Özkök’ün dün Hürriyet’teki yazısı bence çok önemliydi. Şemdinli olayı elbet aydınlatılıp, karanlıkta kalmamalı. PKK ile yakınlığıyla bilinen gazete, yargıçlardan birinin izne çıkacağını ve kararın 19 Haziran 2006’daki dördüncü duruşmada çıkacağını 13 Haziran 2006’da duyurmuştu... Gerçekten Türkiye’de neler oluyor, hangi oyunlar tezgâhlanıyor, anlamak olası değil... Ne diyor Ertuğrul Özkök: ‘‘Şu hain soru benim gibi birçok insanın kafasına takılmıştır. Acaba Yüksek Askeri Şura’dan önce, verilmek istenen mesaj mı vardır?’’ Dün sabah PKK yanlısı gazetenin manşetine baktım: ‘‘Şemdinli davası kararı olumlu ancak yetersiz bulundu: Paşalar da yargılansın...’’ Bazı siyasilerin söylemediğini PKK yandaşı gazete manşet yapmıştı... Sonra düşünmeye başladım... Şemdinli’deki kitapçı Seferi Yılmaz’ın tutuklanması niçin iki astsubayın 39 yıl hüküm giymesinin ardından gerçekleşti? Soruları çoğaltabilirim... Bir yandan Kıbrıs, öte yandan Güneydoğu... Neler oluyor? Başa döneyim: Tayyip Bey hiç değişmemişti ki!.. Değişti diyenler utansın... ? CHP’li milletvekilleri, AKP’nin TMY Tasarısı ile irticacı terör örgütlerini himaye ettiğini belirterek ‘etkin pişmanlık’ hükmünün de korunduğuna dikkat çektiler. Görüşmeler sırasında, CHP ve AKP’liler arasında sert tartışmalar yaşandı. de yaşaması için kuyumcu titizliğiyle çalışılmış’’ dedi. TMY’nin terör tanımının yapıldığı 1. maddesindeki ‘‘Örgüt, iki veya daha fazla kimsenin aynı amaç etrafında birleşmesiyle meydana gelmiş sayılır’’ ve ‘‘Örgüt terimi, TCY ile ceza hükümlerini içeren özel kanunlarda geçen teşekkül, cemiyet, silahlı cemiyet, çete veya silahlı çeteyi de kapsar’’ fıkralarının çıkarıldığına dikkat çeken Eraslan, Türkiye’de Şemdinli ile başlayan, Danıştay saldırısıyla süren dinci terörün devleti ele geçirme biçiminde kademe kademe arttığını vurguladı. Eraslan’ın dile getirdiği fıkraların çıkarılmasıyla TMY’nin terör tanımıyla ilgili maddesi şöyle düzenlendi: ‘‘Terör; cebir ve şiddet kullanarak baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, anayasada belirtilen cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk devletinin ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.’’ Eraslan’ın sözlerine tepki gösteren AKP’li Muzaffer Külcü, ‘‘Şemdinli, Danıştay öyle mi, kendine gel’’ dedi. Eraslan, ‘‘Ben kendimdeyim, irticacı terör örgütlerine cevaz veriliyor’’ dedi. AKP’li Haluk İpek, ‘‘Bildiklerini git mahkemeye anlat’’ derken Eraslan, ‘‘Düşüncelerimizi ifade etmeme bile tahammül etmiyorsunuz’’ dedi. Eraslan, terörün yalnızca silahla yapılmadığını, domuz bağıyla insanları toprağa gömmenin de bir terör olduğunu söyledi. AKP’li Hüsrev Kutlu ise, ir tacacı terörün bir fobi ve hayal ürünü olduğunu ileri sürerek ‘‘İrticai terör kafalarda olursa, hayali düşman yaratılır’’ dedi. CHP’li Feridun Ayvazoğlu, Abdullah Öcalan’a af getirdiği ileri sürülen 6. maddenin son fıkrasının tasarı metninden çıkarıldığına, ancak aynı etkin pişmanlık hükmünün 2. maddede korunduğuna dikkat çekerek ‘‘Etkin pişmanlık burada yine karşımıza çıkıyor’’ dedi. AKP’li Hakkı Köylü ise, TCY’nin silahlı örgütlerle ilgili maddesinin etkin pişmanlığı içerdiğini belirterek ‘‘Zaten bir yıldır terör örgütü yöneticileri ve üyeleri koşulları yerine getiriyorsa bu hükümden yararlanıyor’’ dedi. ‘İrticacı faaliyetler var’ Cumhurbaşkanı, Rusya’ya gidiyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in davetlisi olarak Rusya’ya gidecek. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, 2830 Haziran arasında gerçekleşecek ziyaret, Rusya Federasyonu’nun kurulmasından bu yana Cumhurbaşkanı düzeyinde Türkiye’den Rusya’ya yapılacak ilk resmi ziyaret olma niteliği taşıyor. E Tarifine uyuyorsa Erdoğan’ı seçelim RKAN MUMCU: ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘‘Cumhurbaşkanlığına seçilecek isme yönelik tarifine aynen katıldığını’’ vurgularken ‘‘O tarifteki vasıflar varsa Erdoğan’ı seçelim. Ben razıyım’’ dedi. Mumcu, dün partisinin grup toplantısında iktidar ve ana muhalefet partisi CHP’ye sert eleştiriler yöneltti. Mumcu Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarına dikkat çekerken, Başbakan Erdoğan’ın yaptığı tarifte kendisini işaret ettiği yorumlarını anımsattı. Mumcu, ‘‘Tarifine aynen katılıyorum. Ama millete de soralım o tarife kim uyuyor diye. Hem, cumhurbaşkanı milleti kucaklayacak diyeceksiniz hem de alt kimliküst kimlikten bahsedeceksiniz’’ dedi. Mumcu yayımlanan son kamuoyu araştırmalarına tepki gösterirken şunları söyledi: ‘‘Bizi kimse anketlerle, manketlerle korkutamaz. Biz istikametimizden eminiz, gittiğimiz yoldan eminiz, milletimizin vicdanından eminiz. Bu oyunları geçmişte de oynadınız, elinize ne geçti dönün ona bakın.’’ Mumcu, AKP ile CHP’yi işbirliği yapmakla suçlarken Deniz Baykal’a yüklendi. Mumcu, ‘‘Sözüm ona muhalefet ediyor ana muhalefet partisi, neyle muhalefet, işte bakın Meclis’te işbirliği yapıyor. Atatürk’ün mirası deyip, koca bir milleti dışarıda bırakıp, ‘Atatürk, Atatürk’ diyenler, konu Atatürk Orman Çiftliği olunca işbirliği yapıyorlar. Şimdi CHP’nin sağa açılmaktan neyi kastettiğini anladınız mı? Sağa açılmaktan kasıtları AKP ile iyi ilişki kurmak. Tebrik ediyorum, hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu. ÇİZMEDEN YUKARI ‘Devleti kurma’ tartışması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki 9. Kalkınma Planı’nın görüşmeleri sırasında, CHP’li Enis Tütüncü ile AKP’li Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu arasında ‘‘devleti biz kurduk’’ tartışması yaşandı. Tütüncü, plana yönelik eleştirilerini dile getirerek AKP’nin devleti yönetemediğini söyledi. Terzibaşıoğlu’nun, ‘‘Siz, iktidara bile gelemediniz’’ demesi üzerine Tütüncü, ‘‘Biz, devleti kurduk’’ dedi. Terzibaşıoğlu da Tütüncü’ye, ‘‘Peki devlet kurulurken bizim dedelerimiz, biz neredeydik, biz o zaman ne yapıyorduk?... Devleti hep birlikte, kurduk’’ yanıtını verdi. Tütüncü’nün, ‘‘Çelik çomak oynuyordunuz’’ demesi üzerine, Terzibaşıoğlu, ‘‘Yazıklar olsun size’’ dedi. Eleştirileri yanıtlayan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ceza mevzuatında çok önemli değişiklikler yapıldığını, ancak irtica tanımını yapmadıklarıMUSA KART nı kaydetti. Çiçek, ‘‘Keşke yapabilsek. Kanunsuz suç ve ceza olmaz. Evet, Türkiye’de irticai bir kısım faaliyetler var mıdır? Geçmişte olmuştur, bugün vardır, yarın da olabilir. Bunu tarif edebilirsek, belki bu karışıklıktan istifade etmek isteyen o grupların da ekmeğine yağ sürmemiş oluruz. Türkiye’de etnik terör de, bu ad altında işlenen terör olayları da olmuştur. Nitekim mahkemelerce karara bağlanan olaylar olmuştur. Hizbullah gibi, İBDAC gibi. Türkiye, terörün her türünü yaşamış bir ülkedir’’ dedi. Terörün tanımında bir değişiklik yapmadıklarını anlatan Çiçek, TMY’nin ceza mevzuatıyla birlikte uygulanacağını, tasarıda ‘‘silah’’ tanımı yapmadıklarını, bunun TCY’nin 6. maddesinde sayıldığını belirtti. CHP’lilerin silahsız terör örgütlerinin TMY dışına çıkarılacağına ilişkin eleştirilerini yanıtlayan Çiçek, ‘‘Bir kısım örgütler terör örgütü olmasa bile kanun dışına çıkıyorsa, onlar yasadışı örgütlerdir. Terör örgütüyse, yasadışı örgütün silahlı olanı, cebir ve şiddet kullananı, bununla toplumda korku, dehşet meydana getirerek kendi amacını gerçekleştirmeye çalışana terör örgütü dedik. Kanun zaten böyle uygulanıyor’’ diye [email protected] konuştu. rine Başbakanlık yetkilileri, bugüne kadar 24 saat açık kalan büroyu mesai bitimiyle kapatma kararı aldı. Yeni uygulamayla birlikte gazeteciler, eğer Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Merkez Bina’da ise, bir süre daha fazla çalışabiliyorlar. Ancak, çoğu zaman büroda görev yapan memurların mesai bitimiyle birlikte gazeteciler de odayı terk etmek durumunda kalıyor. BAŞBAKANLIK FIRAT KOZOK Gazeteciye ‘Hırsızlık arttı’ kısıtlaması ANKARA Bir süre önce Başbakanlık muhabirlerine 3 yıllık sarı basın kartı zorunluluğu getiren ve ‘‘çalışma usul ve koşullarına uymayan muhabirlerin’’ kartlarının iptal edileceğini duyuran Başbakanlık, bu kez de gazetecilere ‘‘memur uygulaması’’ yapmaya başladı. Bugüne kadar 24 saat açık kalan Başbakanlık’taki basın bü rosu, ‘‘hırsızlıkların arttığı’’ gerekçesiyle görevli memurların mesaisinin bitimiyle birlikte kapatılıyor. Türkiye’nin en iyi korunan noktalarından biri olan Başbakanlık’ta ‘‘hırsızlık olaylarının arttığı’’ gerekçesiyle ilginç bir uygulama başlatıldı. Başbakanlık’ın hemen yanında yer alan ve basına ayrılan büroda son dönemde art arda çeşitli hırsızlık olayları yaşandı. Bunun üze DDK raporunda ithalatçıya uygulanan vergi indiriminin aşırı stoka neden olduğu belirtildi ADD genel kurul yapacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), hafta sonu genel kurulunu gerçekleştirecek. ADD Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı, toplantı öncesi yaptığı yazılı açıklamada, genel kurulun ‘‘umutları yeşerten bir çekim merkezi olarak yepyeni bir şahlanışa tanık olacağını’’ söylerken Türkiye’nin Atatürkçülüğün birleştirici harcına gereksinim duyduğunu vurguladı. Unakıtan’ın kârı TMO’nun zararı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhuriyet’in bir süre önce ortaya çıkardığı, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlunun sadece gümrük vergisindeki ayarlamayla yüzde 55 kazanç sağladığı mısır ithalatını da kapsayan dışalımlar, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından da mercek altına alındı. Kurul, Toprak Mahsulleri Ofisi’nde (TMO) aşırı mısır stokları oluşmasına yol açtığını belirttiği 2003 ve 2004 yıl ? Devlet Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan raporda, Unakıtan’ın oğlunun sadece vergi indirimiyle yüzde 55 kazanç sağladığı mısır ithalatının Toprak Mahsulleri Ofisi’nde aşırı stoka neden olduğu belirtildi. ları mısır dışalımlarının Başbakanlıkça incelenmesi ve gerekirse soruşturulması gerektiğini vurguladı. DDK, TMO’nun 2002, 2003 ve 2004 yılları eylem ve işlemlerini araştırıp denetledi. Raporda, Türkiye’nin 2005 sonu itibarıyla mısır stok miktarının 767 bin 257 ton olduğuna dikkat çekildi. Bu miktarın, son yılların en yüksek stoku olup piyasada alıcı olmaması nedeniyle gittikçe arttığına vurgu yapılan raporda, 2005 yılında yurtiçinde ve yurtdışındaki üretim artışına bağlı olarak düşen fiyatlar nedeniyle elindeki stoku eritemediği bildirildi. Satıştaki her gecikmenin çok masraflı olan stoklama maliyetlerini de arttırdığına işaret edilen raporda, yalnızca 20042005 döneminde kurutmayla ilgili harcamaların 2.7 trilyon lira olduğu belirtildi. 2004 yılında vergi oranlarının düşük tutulması yoluyla ülke gereksiniminin üzerinde dışalımlar yapıldığına değinilen raporda, vergi oranlarındaki kısa süreli düşüş ve yükselişlerin de haksız kazanca neden olduğu saptaması yapıldı. Raporda, ‘‘2004 rekoltesinin yüksek olmasının beklendiği belirtilmesine ve 17 bin ton kurum stoku bulunmasına, yıl içi alımların da başlamış olmasına rağmen 900 bin tonluk mısır dışalımı için gümrük vergisinin 55 puan düşürülerek alım yapılması, depolarda aşırı stok oluşmasına, dolayısıyla stoklar için yüksek harcama yapılmasına yol açılmıştır’’ denildi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle