25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 HAZİRAN 2006 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB Y PB Y B A A A B 26 31 31 30 34 36 38 35 24 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B B B B PB PB B A 25 26 25 25 31 30 30 28 35 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A A B Y 32 31 38 41 37 37 30 26 25 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri parçalı bulutlu, Trakya ile Kars ve Ardahan çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı Trakya’da biraz azalacak diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 21 Helsinki Y 19 Stockholm Y 25 Londra Y 22 Amsterdam PB 21 Brüksel PB 23 Paris PB 25 Bonn Y 26 Münih Y 30 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y Y Y PB Y B B Y 27 30 32 28 31 29 29 33 29 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB B A A B B PB B A 26 36 35 44 28 36 19 35 40 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada AB, RTE’nin sert karşı çıkışını ve tavrını, Türkiye’nin seçim havasına girmesine bağlıyor. Yalakalar dışında pek çok çevre, hükümetin çözümsüzlük çözüm değildir sloganı altında Kıbrıs Türklerini Rumların insafına bıraktığını ve RTE’nin, seçimleri etkileyeceğine inandığı için Kıbrıs uğruna AB’ye üyelik müzakerelerini umursamaz bir tavır takındığını düşünüyor. AB’nin Türkiye’ye bakış açısında da değişiklikler gözleniyor. AB’ye göre fiili müzakerelere geçen Türkiye ile örgüt arasındaki uyum giderek ‘‘eriyor’’. Kimi sorunlarda AB ile Türkiye arasında algılama kapasitesinde farklılıklar olması doğal ancak, bunların giderek daha derinleşmesi ve süreklilik göstermesi, iyiye işaret sayılmıyor. ??? Başmüzakereci Ali Babacan, AB ile ilişkilerin ve üyelik müzakerelerinin Kıbrıs’a bağlanmasından duydukları rahatsızlıktan dem vuruyor. Bu sırada Güney Kıbrıs Rumlarından sonra Yunanistan’ın da Kıbrıs sorununa çözüm arayan diplomatik bir atağa hazırlandığı haberleri geliyor. Yunan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni Türkiye ziyaretinde Abdullah Gül’e ‘‘Avrupa Birleşik Kıbrıs Planı’’ adını verdiği yeni çözüm arayışını çıtlattı mı acaba? Planın ayrıntıları henüz sahneye çıkmadı. Ama BM mevzuatı çerçevesinde genel sekreter düzeyinde yapılan çalışmalardaki verilere... Kıbrıs Rum kesiminin içinde bulunduğu AB gerçeği ve iki toplumun taleplerine dayanan bir plan. İlk bakışta her şey var Bakoyanni planının içeriğinde; BM de, Annan Planı da, AB de, iki toplum da. Örneğin Bakoyanni planında çözümün ancak (Annan Planı’nın da öngördüğü gibi) Kıbrıs’ta iki devleti barındıran bir cumhuriyetle sağlanabileceğini öne süren Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin temel koşulu görüşmelerde yer alacak mı? Kuşkulu. Zira Papadopulos’un iki ayrı devletten kurulu Kıbrıs Cumhuriyeti’ni asla kabul etmeyeceği biliniyor. Tarihsel bir başka gerçek Papadopulos’u doğruluyor: Atina’ya göre ‘‘Kıbrıs bir Rum adasıdır. Kıbrıs’ta tek egemen devlet Rum cumhuriyetidir. Kıbrıs Rum kalacaktır’’. ??? Türkiye’nin KKTC yönetimi ile birlikte yürüttüğü politikanın akıbetini MA Talat bile söyleyemiyor. Geleceğin nasıl olacağını bilemediğinden söz ediyor. Geleceğe kuşkuyla baktığını ve Türk limanları Rumlara açılırsa Kıbrıs Türklerinin Papadopulos’un insafına kalacağını söylüyor. Şu gerçeği bilerek böyle konuşuyor: Limanların Rumlara açılması sadece KKTC’yi ticari açıdan çökertmeyecek, çözüm için ‘‘son manivela’’ da elden çıkacak ve Türkiye Rumların temsil ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımış olacak. Bu noktaya nasıl mı geldik? Az gittik uz gittik. Bu hükümetin izlediği ödün ver, Kıbrıs’tan kurtul içeriğindeki politikalar sayesinde! Ankara ciddiye almadı Yunan Bakan Bakoyanni’nin ‘Avrupalı Birleşik Kıbrıs’önerisi ‘Türkiye’nin Kıbrıs Eylem Planı’nı gündemden kaldırmaya yönelik girişim’ şeklinde değerlendirildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni’nin ‘‘Avrupalı Birleşik Kıbrıs’’ önerisini ciddiye almadı. Ankara’da, ‘‘Türkiye’nin ocak ayında açıkladığı Kıbrıs Eylem Planı’nı gündemden kaldırmaya yönelik girişim’’ şeklinde değerlendirilen öneri için diplomatik kaynaklar, ‘‘Çorbaya biraz Annan tuzu katmaya çalışıyorlar’’ yorumunu yaptılar. Bakoyanni’nin getirdiği öneriyle, Atina yönetiminin Kıbrıs’ta ‘‘ülkenin bölünmüş parçasının diğerine entegre olması’’ anlamında, ‘‘Doğu Alman modeline’’ özendiği ortaya çıktı. Türkiye’nin Avrupa Birliği müzakere süreci bağlamında, içinde bulunduğu Kıbrıs açmazından kurtulmak için gösterdiği yoğun çaba, Atina yönetimini de harekete geçirdi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün, Lüksemburg dönüşü verdiği mesajlarda, çözüm için altını çizerek Kıbrıs Eylem Planı’nı işaret etmesinden sonra Yunan Bakan Bakoyanni’nin karşı bir öneriyle çıkması dikkat çekti. Konuyla ilgili olarak Cumhuriyet’e bilgi veren diplomatik kaynaklar, ‘‘Ne hazırlıyorlarsa, Kıbrıslı Türkler ne düşünüyorsa, onu dikkate almalarında büyük yarar var. Sistemin Annan Planı üzerine oturmasını da biliyorlar herhalde’’ değerlendirmesini yaptılar. ‘‘Türk tarafı iki bölgeliliği savunuyor. Belli noktalarda Rumların mal edinmelerine, yerleşmelerine sınır getirilmesini istiyor. Rumların, kuzeyden sınırlandırılmadan mal almasının, yerleşmesinin sonucu adada Türk varlığı yok olacak’’ değerlendirmesini yaptılar. Önerinin, 1974 öncesi döneme dönüş anlamına geldiğini dile getiren diplomatik gözlemciler, ‘‘Bu, Akritas Planı’nın hukuki temele dayandırılmasından öte bir şey değildir’’ yorumunu yaptılar. Öneride, BM sürecinde bugüne kadar çıkan verilere atıf yapılmasını değerlendiren diplomatik gözlemciler, ‘‘Gali Fikirler Dizisi, Annan Planı’’ gibi BM önerilerindeki bazı unsurların Rum kesimi tarafından pazarlık konusu durumuna getirilmek istendiğini belirttiler. Buna örnek olarak Annan Planı’ndaki idari yapılanma maddesini gösteren diplomatik gözlemciler, ‘‘Rumlar, devletin işlevsel olması gerektiğini, bunun için de Türklere verilen bazı oylama mekanizmalarının kaldırılmasını istiyorlardı. Şimdi bu ve bunun gibi konuların pazarlığa açık olmasını istiyorlar dedi” görüşünü ortaya koydular. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY KKTC varlığına tehdit AB’nin Kopenhag zirvesi sırasında gündeme getirilen Doğu Alman modeli, iki Almanya’nın birleşmesi gibi, KKTC’nin, Rum kesiminin belirleyeceği koşullar dahilinde, Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında, güneye entegre olması anlamına geliyor. Böylece, KKTC’nin varlığı ortadan kalkmış olurken Kıbrıslı Türklerin de Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında AB vatandaşı olabilmelerinin yolu açılıyor. Bu durum, Kıbrıs’ın tamamında AB müktesebatının uygulanabileceği anlamına geliyor. 1974 öncesine dönüş Bakoyanni’nin önerisi içinde yer alan unsurları değerlendiren diplomatik gözlemciler, Rum kesiminin AB üyeliğine atıf yapılmasının, ‘‘Kıbrıs sorununun AB ilkeleri ve kurumları çerçevesinde çözülmesi’’ anlamına geldiğine, bunun da serbest dolaşım, serbest yerleşme ve serbest mülk edinme gibi konuları kapsadığına işaret ederek Ankara, KıbrısAB ekseninde yaşanan çıkmazdan kurtulmaya çalışıyor Limanlar için 3 senaryo BAHADIR SELİM DİLEK Paker: Soros’un toplantısı gizli değil ? Baştarafı 1. Sayfada da bilinen Soros’un temaslarının basına kapalı olduğu yönündeki görüşlere katılmadığını belirten Can Paker, ‘‘Soros, ülkelerin demokratikleşmesi ve açık toplum için 400 milyon dolar harcıyor. Bunun da 250 milyon dolarını ABD’de, yani kendi ülkesinde kullanıyor.Yalnızca son başkanlık seçimlerinde Bush’a karşı harcadığı para 30 milyon dolar’’ dedi. ‘‘Demokrasi’’, ‘‘sivil toplum’’, ‘‘hukuk devleti’’, ‘‘insan hakları’’, ‘‘özgürlükler’’, ‘‘piyasa ekonomisi’’ söylemleriyle birlikte faaliyette bulunduğu ülkelerde etnik ve dinsel duyarlılıklara büyük önem veren, bu konudaki çalışmaları destekleyen Soros’un bu çalışmalarının ihtilal yapmaya ve rejim değiştirmeye yetmeyeceğini söyleyen Paker, ‘‘Ülkesinde harcadığı paradan sonra elinde kalan 150 milyon doları, faaliyette bulunduğu 50 ülkeye bölerseniz, ülke başına 3 milyon dolar düşer. Bu parayla ihtilal yapılmaz. Çünkü ihtilaller parayla değil, toplumsal birikimle olur’’ dedi. Paker, Soros’un kadife devrimlerin yaşandığı üç ülke de dahil olmak üzere tüm bölgedeki çalışmalarının sivil topluma yönelik olduğunu anlatırken Açık Toplum Enstitüsü olarak Türkiye’de azınlık hakları, Güneydoğu sorunu ve bireysel özgürlükler gibi bir dizi sorunla ilgilendiklerini anlattı. Paker, ‘‘Soros’un ilgilendiği konuların hassas olduğu doğru. Ama bu konuların öyle olması, o ülkelerin ayıbı. Biz toplumun saydam olması için çalışıyoruz’’ diye konuştu. ANKARA Türkiye, AB’nin giderek artan ‘‘Limanlarınızı ve havaalanlarınızı Rumlara açın’’ baskısı ile AİHM’deki Arestis davasının yarattığı sıkıntıdan kurtulma arayışına girerken Dışişleri Bakanlığı’nda, Magosa Limanı’nın AB ile ortak yönetilmesi ve serbest ticaret tüzüğünün yürürlüğe girmesiyle, Türkiye’nin limanlarını açması ve buna bağlı olarak kapalı Maraş bölgesinin yerleşime açılması konusunda üç senaryo üzerinde çalışıldığı öğrenildi. Cumhuriyet, KıbrısAB ekseninde ortaya çıkan açmazdan çıkılması için üzerinde çalışılan senaryoların ayrıntılarına ulaştı. Edinilen bilgilere göre geçen haftalar içinde, Dışişleri Bakanlığı’nda KKTC’den ve Türkiye’den uzmanların katıldığı bir ‘‘atölye çalışması’’ yapıldı. Formülün ana hatları Üzerinde çalışılan formüller ışığında sürecin işleyişinin ana hatları şöyle şekillenecek: Türkiye’nin, KKTC’ye izolasyonların kaldırılması karşılığında, limanlarını Rumlara açacağı taahhüdü çerçevesinde, Magosa Limanı’nın AB ile ortak yönetimi söz konusu olacak. Bu noktada AB serbest ticaret tüzüğünü kabul edecek. Bu, KKTC’ye yönelik izolasyonların fiilen kalkması anlamına geleceği için, Türkiye, limanlarını Rumlara açabilecek. İkinci aşamada AİHM’deki Arestis davasının yarattığı baskıdan kurtulmak için, kapalı Maraş bölgesi yerleşime açılacak. Ancak, bunun için KKTC’deki Mal Takası Yasası’ndaki ‘‘askeri bölge’’ koşulunun kaldırılması gerekecek. Askeri bölge statüsünün kaldırılması durumunda şu üç senaryodan biri uygulanacak. ? KKTC’deki mal tazmin komisyonu, Arestis’e, ‘‘Maraş’taki evine dön’’ çağrısında bulunacak. Böylece Maraş’ta malı bulunan Rumlara başvuru yolu açılacak. Türkiye, böylece kapsamlı çözüme kadar sorunu ertelemiş olacak. ? Maraş’ta malı bulunan Rumlardan, ‘‘Tazminat talebinde bulunulmayacağı’’ taahhüdü alınarak, KKTC yönetimi altında 1974 öncesi Maraş’ta oturdukları evlerine dönmelerinin yolu açılacak. Evlerini kendilerinin tamir etmesi koşulu getirilecek. Su, elektrik ve telefon gibi altyapı hizmetlerini KKTC sağlarken Rumların yerel yöneticilerini kendilerinin seçmesine izin verilecek. ? Maraş, asıl sahipleri olan Türk vakıflarına verilecek. Lala Mustafa Paşa, Abdullah Paşa ve Bilal Ağa vakıflarının toprağı olan Maraş’ta yaşayan Rumlar veya iş yapan Rum şirketleri, 1974 öncesi oturdukları evlerini, sözleşmelerle bu vakıfların mütevellilerinden kiralayabilecekler. Vakıflar da Maraş için bir yenileme projesini uygulamaya koyacaklar. sasına! Alın size fedakârlığın eşit paylaşımı! Başbakan’ın ve Maliye Bakanı’nın gelip geçici dediği dalgalanmanın özünde delip geçici olduğunu geçen hafta vurgulamıştık. Bu haftaya başlangıç da yine belirsizliklerle dolu. Ancak şu nokta kesin: 2006 yılı ekonomik hedefleri tutmayacak. Tümü yeniden düzenlenecek... Çalışanlara enflasyon hedefleri doğrultusunda zam yapılmıştı. Tüm hedefleri yenileyecek olan hükümet, çalışanlara verdiği zammı gözden geçirmeyi düşünmüyor. Bu yılın başında her şeyin tıkır tıkır gittiği ve böyle devam edeceği hesaplanmış, çalışanlara yılın ilk altı ayında yüzde 2.5, ikinci altı ayında da yine yüzde 2.5 zam yapılması öngörülmüştü. Enflasyondaki yükseliş karşısında yıllık zam neredeyse bir ayda eriyor! Son 23 hafta içinde yaşanan dalgalanma sonunda Türkiye, yaklaşık yüzde 20 fakirleşti. Son bir ayda maaşlarda 8090 doları aşan gerçek düşüşler yaşandı. ??? Ekonomideki çalkantılarda iki durum önemlidir: 1 Çalkantının çıkış nedenleri, yarattığı sonuçlar, aşmak için kullanılması gereken yöntemler. 2 Çalkantı karşısında hükümetlerin, sorumlu noktada olanların durumu, yarattıkları güven ortamı. Her iki şıkta da dalgalanmadan çok bulanıklık görüyoruz. Çalkantının çıktığı ilk günlerde, bunun sonuçlarının ne olacağını hükümet kanadından güvenilir biçimde öngören ve bunu toplumla paylaşan kimse olmamıştı. İşi şu tür demeçlerle geçiştirmişlerdi: ‘‘Endişe edecek bir şey yok. Kriz ortamlarını Türkiye çoktan aşmıştır.’’ 35 kişinin telaşla attığı adıma bakıp olumsuzluk beklentisi içinde olanlar yanılıyor. Türkiye geri dönülmez biçimde ekonomisini sağlam zemine oturtmuştur. ‘‘Dış piyasalarda meydana gelen birkaç değişiklik, bizi de etkiledi, o kadar. Başka bir şey yok...’’ İlk zamanlarda AKP’nin sözcüsü durumundaki ekonomi yazarları da aynı telden çalıyordu. Ancak son günlerde bu yaklaşımı değiştirdiklerini, en azından 2006 yılının ‘‘kayıp’’ olduğunu ilan ettiklerini görüyoruz. ??? Bugün Merkez Bankası Para Kurulu toplanacak. Aynı zamanda Merkez Bankası’nın enflasyonla ilgili yeni hedefinin de açıklanması bekleniyor. Bugünün bir başka rakamsal gündem maddesi de, işsizlik. Bugünden görünen o ki, hükümetin bu rakamları pembeleştirmesi çok zor olacak. Yaklaşık 4 yıldır her rakamı özel olarak pembeleştirme havuzundan geçirdikten sonra kamuoyuna duyuruyorlardı. Örneğin; enflasyonu, ölçüm sepetini genişleterek sığlaştırdılar... Bütçe dengelerini bir kalemden alıp ötekine vermeyip, rakamları harmanlayıp duyurdular... Kişi başına düşen geliri, doların en düşük seyrettiği dönemde dolar üzerinden ölçüp yükselttiler... Artık bu tür oynamalarla işi rayında gösterme dönemi sona erdi. Bu sona erişle birlikte, konuşması gereken kişilerin ve kurumların suskunluğu da giderek sırıtacak! ankcum?cumhuriyet.com.tr IŞIL ÖZGENTÜRK 2.5 metrelik mamut dişi Konya’nın Ereğli ilçesine bağlı Zengen beldesinde bir kum ocağında yapılan kazı sırasında yaklaşık 2 milyon yıl önce yaşadığı tahmin edilen mamuta ait diş bulunduğu bildirildi. Ereğli Müze Müdürü Mehmet Bilici, yaklaşık 2 milyon yıl önce ikliminin uygun olması nedeniyle Hasandağı ile Konya Ovası arasındaki kapalı havzada mamutların sürü halinde yaşadığını söyledi. Her bir mamutun günde 100 ile 150 kilo ot tüketebildiğini belirten Bilici,‘‘Yöredeki iklim değişikliği nedeniyle ekolojik denge bozuldu. Bataklıklar kuruyarak mamutların yaşam alanı daraldı ve Zengen beldesi civarında toplu ölümler yaşandı’’ dedi. Daha öncede çalışmalar sırasında benzer mamut fosillerine rastlanıldığını ifade eden Bilici, bölgede bilimsel çalışmaların başlaması için hazırlıkların yapıldığını kaydetti. (AA) On Yıl Geçmiş Değişen Bir Şey Yok! ? Baştarafı Arka Sayfada li olarak 2.5 milyar lirayı almıştır. Kim bilir belki de pek çok aile onlara gıpta etmiştir. Bilinmez. Çok değil, bundan beş yıl önce ne aile böyle bir pazarlığa otururdu ne de Salih Ülkünç’ün aklından kan bedeli ödemek geçerdi. Salih Ülkünç insan öldürmenin utancıyla kıvranır ve kendine verilecek cezayı yürekten kabul ederdi. Aile belki Salih Ülkünç’ü bağışlar ama, küçük güzel kızları Tülay’ın yerinin asla doldurulamayacağını düşünürlerdi. Tülay en güzel anılarda, en güzel sözcüklerde kalırdı. Kimse Tülay = 2.5 milyar demezdi. Şimdi bu şanslarını yitirdiler. Tülay bir daha asla anılarda olmayacak, bir daha asla şen şakrak gülüşünden söz edilmeyecek. Birileri Tülay’dan söz ettiğinde hemen başka konulara geçilecek. Tülay hiç yaşamamış bir ölü olacak. İnsanoğlu kurnazdır, her durumu kendi lehine çevirecek bir özür bulur. Tülay’ın ailesi, yakınları ‘‘Tülay zaten ölmüştü. Biraz pratik düşünmek gerek, hiç olmazsa ölümü bir işe yaradı’’ diyecekler. Trajik olan da bu zaten. Yeni tanrımız para her türlü duygunun, insani düşüncenin üstünü karanlık bir bulutla kapatıyor. Bize yalnızca yeni özürler bulmak kalıyor. Bu sis bulutu içinde çürüyen bizim değerlerimiz, bizim sevgilerimiz, bizim emeklerimiz... Yıllar yıllar sonra Türkiye üstüne araştırma yapacak olanlar, bir toplumun en fazla beş yıl içinde bazı erdemlerini, değerlerini nasıl yitirdiğini görüp şaşkınlığa düşecekler. Tarihe skandallar ülkesi olarak geçen ve volkanik Etna Dağı’nın lav püskürtmesiyle tarihin derinliklerine gömülen Pompei kentinin son günlerinde bile insani erdemler bu denli yitmemiştir, benim bundan hiç kuşkum yok. Şimdi soruyorum size: ‘‘Sizin kızınız kaç para?’’ Daha önce de gelmişti Ülkemize daha önce de gelen Soros, 2. Cumhuriyetçi olarak bilinen kesimle yakın işbirliği yapıyor, Cumhuriyet rejimi ve Kemalizm hakkında AB sözcülerine yakın dil kullanıyor. AKP’nin icraatlarını öven, Türkiye’deki laiklik uygulamasını fazla katı bulduğunu belirten Soros, borsanın yanı sıra özelleştirmeleri de çok önemsiyor. Orta Asya’da faaliyet yürüttüğü bazı ülkelerde çalışmaları yakından izlenen, bazılarında yasaklanan Soros’un Bush karşıtlığı da şüpheyle karşılanıyor. Soros’un Bush’a dönük muhalefetini göstermelik bulan, danışıklı dövüş olduğunu, ‘‘iyi poliskötü polis’’ oyununu andırdığını düşünen pek çok kişi, gittiği ülkelerde Soros’u protesto ediyor. Bu nedenle Soros gittiği ülkelerde çok sıkı korunuyor ve programlarının büyük bölümünü basına kapalı gerçekleştiriyor. Ehliyetimi, vergi kimlik numarası kartımı, öğrenci kimliğimi ve pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. CAN EKİN DİNÇ AİHM Türkiye’den haber bekliyor Kıbrıslı Rum KsenidesArestis’in mülkiyet haklarının çiğnendiği gerekçesiyle Ankara’ya etkin iç hukuk yolu oluşturması için verilen süre 22 Haziran’da doluyor Haber Merkezi Kıbrıslı Rumlara KKTC’deki taşınmazlarını veya bu taşınmazların bedellerini geri alabilmeleri için etkin iç hukuk yolu oluşturulması amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Ankara’ya verdiği süre 22 Haziran’da doluyor. AİHM geçen yıl Kıbrıslı Rum Myra KsenidesArestis’in mülkiyet ve özel hayatla ilgili haklarının çiğnendiğine hükmederek Ankara’ya Ada’nın kuzeyinde Rumlar için tazmin komisyonu oluşturulması için 22 Mart 2006, komisyonun fiili işlerlik kazandığının ispatlanması konusunda ise 22 Haziran 2006’ya kadar süre tanımıştı. Ankara’nın bu hafta içinde, KKTC’deki tazmin komisyonu ve bu komisyona şu ana kadar Rumlar tarafından yapılan başvuruların hangi aşamada olduğu konusunda AİHM’ye ayrıntılı bilgi vermesi bekleniyor. böyle bir durumda Rum başvurularını tazmin komisyonuna yöneltebileceği söyleniyor. İkinci olasılık ise tazmin komisyonunun gerçek anlamda işlerlik kazanamaması senaryosu üzerine kurulu. Böyle bir durumda AİHM’nin KsenidesArestis’le ilgili tazminat kararını AİHS’nin 41’inci maddesi temelinde bu yıl sonuna doğru açıklayabileceği belirtiliyor. KsenidesArestis, mahkeme masrafları da dahil olmak üzere Ankara’dan 2 milyon Euro’nun üzerinde tazminat talep ediyor. Öte yandan, AİHM gündemindeki 1400’ü aşkın Rum başvurusu da KsenidesArestis kararı ve tazmin komisyonunun nasıl işleyeceğini bekliyor. İki olasılık var Türk hükümetinin AİHM’ye ileteceği veriler ışığında, AİHM gelecek aylarda KsenidesArestis davasında yeni karar açıklayacak. AİHM kaynakları, Strasbourg mahkemesinin önünde iki olasılık bulunduğunu belirtiyor. İlk olasılığa göre, Ankara’nın verileri tatmin edici bulunacak ve KKTC’de Rum başvuruları için etkin iç hukuk yolu oluşturulduğuna karar verilecek. AİHM’nin isilozgenturk@gmail.com CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle