21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 9 Finlandiya Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin ek protokolü uygulamasını istedi BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Helsinki’ den ilk uyarı Bangladeş’te 200 yaralı ? DAKKA (AA) Bangladeş’in başkenti Dakka’da, Başbakan Halid Ziya’nın reform politikalarına karşı çıkan ve istifasını talep eden muhalefetin kenti kuşatma eyleminde çıkan sokak çatışmalarında yaralı sayısı 200’ü buldu. Görgü tanıkları, Dakka’nın 3 ayrı bölgesiyle kent dışında çıkan olaylarda, 20’si polis 200 kişinin yaralandığını söyledi. Başkentin dış mahallelerinden Kançpur’da, taş atan eylemcilerle polis arasındaki çatışmada, aralarında eski Genelkurmay Başkanı K. M. Şafiullah’ın da olduğu 70 kişi yaralandı, 50 kişi de gözaltına alındı. Tongi bölgesinde de 40 göstericinin yaralandığı belirtiliyor. Küreselleşme ve Piyasalaşma Küreselleşme demek ‘‘piyasalaşmak’’ demektir. Küreselleşmenin öncüleri bu nedenle ‘‘Dünya tek bir pazar olmalı; dünya büyük bir köydür’’ türünden öngörülerde bulundular. Küreselleşme, yerkürenin tek bir pazar haline gelmesiyle özdeştir. Nedir dünyanın tek bir pazar olması? İktisadi, siyasi, askeri, kültürel, teknolojik sınırların kalkması mı kastediliyor? Evet, kastedilen budur. Peki bütün sınırlar kalkınca dünya, ‘‘bileşik kaplar gibi’’ bütünleşecek mi? Hem evet, hem hayır... Önce, ‘‘evet’’lere bakalım; bu sınırlar kalkıp dünya tek bir pazar olunca sermaye, mallar, hizmetler, girişimler, kültürler mutlak bir alışkanlık içinde her yere akacaktır. Türkiye’nin sermayesi mi az? Hemen sermaye gelecek. Yerel yönetimlerde, sivil toplum örgütlerinde para ve bilgi mi eksik? Dışardan gelecek, eksikler tamamlanacak, ne güzel... Eğitimi bile iyi bilen, dışarıdakiler halledecek. Sermaye, kültür yanında en baskın diller yerküre ortak pazarının ortak dili olacak. Ortak dünya pazarında, evinde, köyünde herkes İngilizce konuşacak. Dildeki, iletişimdeki, kafalardaki frekanslar da ortak olacak. Pazar ortak olunca tek dil, tek para, tek din, tek kültür olacak. İşte tek bir dünya böylece tek bir pazarla gerçekleşecek. Bundan dolayı ‘‘piyasalaşmak’’ gerekiyor. Her şey piyasalaşmalı ki dünya ortak pazarının herkes bir parçası olmalı; küreselleşme ve piyasalaşma bir bütündür. Dünya tek bir pazar olunca küreselleşme tamamlanacak. Bunlar ‘‘evet’’ tarafına yazılanlar, şimdi de madalyonun diğer tarafına bakalım. ? AB’nin bir sonraki dönem başkanı Finlandiya’nın Dışişleri Bakanı Tuomioja, ‘‘Türkiye, ek protokolü uygulaması ve Kıbrıs dahil tüm üyeleri tanıması gerektiğini biliyor’’ dedi. ELÇİN POYRAZLAR DORA BAKOYANNİS’İN ZİYARETİ YUNAN BASININDA ‘Rumlar ziyarete gölge düşürdü’ Yunan basını, Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis’in İstanbul ziyaretine Rumların gölge düşürdüğünü yazdı. Gazete haberlerinde, İstanbul’daki 4. TürkYunan Medya Konferansı’na katılmak üzere önceki gün Türkiye’ye giden Bakoyannis’in, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile temaslarında olumlu adımlar atıldığı belirtilirken Brüksel’de, Rum kesiminin Türkiye ile fiili müzakerelerin başlatılması konusundaki olumsuz tutumunun görüşmelere gölge düşürdüğü kaydedildi. Elefterotipia, ‘‘Rum kesiminin, Bakoyannis tanıması gerektiği yönündeki yükümlülüklerini biliyor’’ şeklinde konuştu. Kıbrıs sorununun Türkiye’nin müzakere süreci önünde bir engel oluşturmasını istemediklerini belirten Erkki Tuomioja, ‘‘Türkiye’nin bu yükümlülüklerini yeGül görüşmesine 5 kala yaptığı beklenmedik hareketinin Türk Yunan ilişkilerine tehdit edici gölge düşürdüğünü’’ yazdı. Haberde, ‘‘Bakoyannis, Rum kesiminin, pazartesi başlatılması beklenilen Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili müzakereler konusundaki tavrı yüzünden TürkiyeAB ilişkilerinde kopan fırtına nedeniyle zor durumda kaldı’’ denildi. Tipos, ‘‘Rum kesiminin, Brüksel’deki COREPER toplantısındaki tutumunun Türkiye’nin üyelik müzakerelerini geçici olarak çıkmaza soktuğunu ve bu durumun da Bakoyannis’in ziyaretini gölgelediğini’’ yazdı. hangi siyasi bir mesaj vermediğini dile getirdi. Tuomioja, ek protokolün uygulanmasında sorun çıkması durumunda üyelerin müzakere sürecini gözden geçirmelerinin kaçınılmaz olacağı uyarısını yaptı. Kıbrıs konusunda, ‘‘AB için de bitmemiş işimiz var’’ diyen Tuomioja, KKTC’ye yönelik doğrudan ticaret tüzüğünün yaşama geçirilmesi ve izolasyonların kaldırılması yönünde çalışacaklarını belirtti. Reformlar yavaşladı Türkiye’de reform sürecine de değinen Tuomioja, son dönemde reformların yavaşladığı yönünde sinyaller geldiğini ifade etti. Reformlarda geriye dönüşün çok olumsuz bir adım olacağını söyleyen Tuomioja, bu noktada yalnızca belli bir yavaşlamanın sezildiğini belirtti. 12 Haziran’da Türkiye’nin bilim ve araştırma başlığı altında fiili müzakerelere başlaması konusunda sorun çıkacağını düşünmediğini dile getiren Tuomioja, başlıklara yönelik yeni ölçütler yaratma çabaları olmadığını söyledi. Tuomioja, ‘‘Türkiye zaten var olan kriterlerle yeterince zorlanacak’’ dedi. HELSİNKİ Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığı görevini Avusturya’dan haziran sonunda devralacak olan Finlandiya’nın Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja, Türkiye’nin ek protokolü uygulamaması halinde müzakere sürecinin tıkanabileceği uyarısında bulundu. Cumhuriyet’e özel demeç veren Dışişleri Bakanı, ‘‘Türkiye, ek protokolün Meclis’te onaylanması, uygulanması ve Kıbrıs (Rum Kesimi) dahil olmak üzere tüm AB üyelerini rine getirmemesi, korkarım durumu çok kritik bir noktaya getirecek’’ dedi. Ek protokol konusunda Abdullah Gül ile bizzat konuştuğunu belirten Tuomioja, Ankara’nın ek protokolü uygulamaya koymayacağı yönünde her ORDUNUN SİVİL KATLİAMINA TEPKİ BÜYÜYOR Bizim kazancımız ne? Çok güzel, tek bir pazar, tek bir küresel piyasa olduk ve küreselleştik. Ortak havuzun bir bölümünde biz de varız... Bundan bizim kazancımız ne olacak? Şu soruların yanıtlarını arayalım; 1) Bu pazarda sermaye, mal sonsuz bir akışkanlıkla dolaşıyor; insanlar da dolaşmakta serbest mi? Hayır; pazarın gelişmiş bölgesindekiler bu özgürlükten yararlanabilir. Ama diğerleri kesinlikle yerlerinden kıpırdayamazlar. Yani dünya nüfusunun sadece yüzde 15’i bundan yararlanıyor, yüzde 18’i yerinden kıpırdayamaz. 2) Bu pazarda gelir bölüşümü düzelecek mi? Türkiye’deki köylü, işçi, memur, esnaf bundan bir yarar sağlayacak mı? Ne gezer... Küreselleşmenin başladığı 1990 yılı sonrasında dünyada gelir bölüşümü büsbütün bozuldu. Bizim köylünün, işçinin, memurun, esnafın durumu geriledi. 3) Peki, bizim sanayimiz, enerji sektörümüz, ulaşımımız, medyamız, bankalarımız küreselleşmeden nasıl etkilenecek? Onlar yabancıların eline geçecek. Öyle ya, tek pazar varsa, bu pazarda üstün olanlar öne geçer. Onlar da ABD, Avrupa Birliği ve Japonya. Bütün bu sektörlere onlar sahip olacak, onlar yönetecekler. Başka türlü zaten olmaz ki; tek pazardaki gelişmişler biraz daha gelişirler: Azgelişmişler yerinde saymak zorundadır. Tabii sömürgeleşerek... 4) Bu tek pazarda din, kültür gibi şeyler nasıl değişir? Mallardan, sermayeden pek farkı yoktur kültürün ve dinin. Gelişmişin malını kullandıkça onun kültürünü ve dinini de kullanmaya başlarsın. Kızların haçlı kolyeler takmaya çalışırlar; milli futbolcuların sahaya girerken istavroz çıkarmaya başlarlar. Ne yapacaksın, Batı’da böyle oluyor; gelişmişin diline, dinine, imanına uyacaksın... Desene din de iman da elden gitti... O kadar da kötümser olmaya gerek yok; en azından küreselleşmiş oluyoruz!.. Karısını 10 kez kürtaja zorladı ? YENİ DELHİ (AA) Hindistan’da erkek çocuğu isteyen bir baba, eşine 10 kez kürtaj yaptırdı. Hindustan Times gazetesi, Bombay kentinde yaşayan 4 kız çocuğu annesi Dhanvanti More’nin, her hamile kaldığında kocası tarafından ultrasona sokulduğunu, bebeğin kız olduğu anlaşılınca kürtaja zorlandığını yazdı. Gazeteye konuşan Dhanvanti More, kocasının 23 yıl boyunca erkek çocuk istediğini, en sonunda başka bir kadınla evlenerek ondan erkek çocuk sahibi olduğunu öğrenince polise başvurduğunu söyledi. ‘Gazze plajındaki savaşı biz İsrailliler kaybettik’ Dış Haberler Servisi İsrail donanmasının geçen cuma Gazze’deki bir plajda çoğu yaşlı, kadın ve çocuk 10 sivili katletmesine yönelik tepkiler sürüyor. Plajda ailesini kaybeden 10 yaşındaki Filistinli Huda Halya’nın görüntüleri, İsraillileri sarstı. Basın bombardımanı sorgularken Yediot Aharonot gazetesi, olayı ‘‘Gazze plajında trajedi’’ başlığıyla 1. sayfasına taşıdı. Gazete, kızın kanlı bir elbiseye sarılmış ağlarken göründüğü fotoğrafı da yayımladı. Maariv saldırıyı ‘‘Gazze Şeridi’ni kucaklayan havan topu’’ başlığıyla verdi. Yazar David Grosmann gazetedeki makalesinde, ‘‘Gazze plajında hayatı gözlerimizin önünde paramparça olan küçük kızın bakışı, yıllardır içine dalmış bulunduğumuz uyuşukluğun içinden bizleri çekip çıkarmalıdır’’ ifadesini kullanıyor. Grosmann şöyle diyor: ‘‘Bir güvenlik yetkilileri çetesinin, on yıllardır içinde yaşadığımız ölümcül saldırılar ve misillemeler tuzağına bizi kapatmasını daha ne kadar kabul edeceğiz? Bir zamanlar becerikli ve gözüpek olan İsrail ordusu, tek sonucu aşağılanma, öfke ve intikam arzusu yaratacak şekilde art arda Filistinlilere darbeler indirerek, yıllardır aptal bir piston gibi çalışıyor. İsrail ordusunun tek pistonu, Filistinlileri ve bizleri ezip geçmeye devam ediyor. Gazze’deki plajda biz savaşı kaybettik, kaybettiğimiz bu savaş halk olarak, etten kemikten insan olarak imajımızın savaşıydı.” Haaretz gazetesi de Huda’nın babasının plajdaki cansız bedeni önünde ağlarken göründüğü fotoğraflardan birini yayımladı. Huda, plajda piknik yaparken annesi, babası ve 3 kardeşinin katline tanık olmuştu. İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Gazze’de masum sivillerin ölümünden üzüntü duyduğunu belirterek bombardımanı aydınlatma sözü verdi. İsrail ordusu da özür dilemiş, üzüntülerini bildiren Genelkurmay Başkanlığı da olaya ilişkin soruşturma açmıştı. İngiliz polisi mahkemelik ? LONDRA (AA) İngiltere’de tartışmalı bir operasyonla gözaltına alınan ve suçsuz oldukları anlaşılarak bırakılan iki Müslüman gencin polise karşı dava açacakları açıklandı. Polisin operasyonunu cuma namazının ardından protesto eden Müslüman toplumun desteğini alan iki kardeşin, Londra polisini dava edeceğini açıklayan avukatı, davanın en kısa zamanda açılacağını söyledi. Gazeteler, 20 yaşındaki Abul Koyair ve 23 yaşındaki Muhammed Abdülkahar’ın polis örgütünden 500 bin sterlin tazminat istemeye hazırlandıklarını öne sürdü. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Huda’yı evlat edinecek. (AP) ABD’li komutan tutsakların ölümünü ‘asimetrik savaş’ olarak niteledi EL ZERKAVİ’NİN ÖRGÜTÜ Guantanamo’da üç intihar El Kaide’den Dış Haberler Servisi ABD ordusu, Küba’daki Guantanamo üssünde bulunan kamplarda tutulan yabancı tutsakların 3’ünün intihar ettiğini açıkladı. Washington’a uluslararası baskıların yoğunlaştığı bir dönemde yaşanan bu gelişmenin kampların kapatılmasıyla ilgili tartışmaları yeniden gündeme getirmesi bekleniyor. Miami’deki güney komutanlığına telefonla açıklama yapan Tümamiral Harry Harris, Camp 1’de tutulmakta olan 2 Suudi ve bir Yemenlinin hücrelerinde kendilerini astığını bildirdi. Harris, tutsakların kendilerini giysi ve çarşaflar kullanarak astığını kaydetti. Açıklamada, üsteki bir hücrede önceki sabah erken saatte bir gardiyanın ‘‘anormal’’ bir durum fark ettiği, daha sonra bir tutsağı kendini asmış halde bulduğu belirtildi. Diğer hücrelerin kontrol edilmesinin ardından iki tutsağın daha kendini asmış halde bulunduğu bildirildi. sına rağmen ilk kez ölüm olayı yaşanıyor. Tutsakların ölümünün ardından, ABD Başkanı George Bush’un olaydan büyük üzüntü duyduğu açıklandı. Beyaz Saray Sözcüsü Tony Snow, ‘‘haberi Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’tan alan başkanın 3 tutsağın hücrelerinde ölü bulunmasından büyük üzüntü duyduğunu ifade ettiğini’’ belirtti. İngiltere Başbakanı Tony Blair’in sözcüsü de açıklama yaparak Blair’in üzüntülerini dile getirdi. Suudi Arabistan, iki yurttaşının kimliklerinin saptandığını ve cesetlerinin iadesi için girişim başlattığını açıkladı. Başbakan neyi pazarlıyor? Başbakan R.T. Erdoğan ‘‘Biz Türkiye’yi pazarlıyoruz’’ derken acaba neyi kastediyordu? Açık değil mi; Türkiye’nin dünya pazarının bir parçası olmasını istiyorsan her şeyini pazara çıkaracaksın, satacaksın. Fabrikalarını, limanlarını, topraklarını, sağlık hizmetlerini, eğitim hizmetlerini piyasaya süreceksin. Her şey piyasa marifetiyle yürütülecek. Ama bunun bize bir yarar getirmediğini görmedik mi; köylü, işçi, memur, esnaf kaybediyorsa niye pazarlanıyoruz ki? Vallahi o kadarını bilemem; Başbakan’ın kafasında bir şeyler vardır herhalde, onu da kendisine sorun, benden bu kadar. Kendisi bilemiyorsa danışmanlarına danışın. Onların mutlaka bir bildiği vardır... Ne demişler? Arif olan anlar... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali saldırı tehdidi Dış Haberler Servisi Irak’taki El Kaide, liderleri Ebu Musab el Zerkavi’nin öldürülmesinden sonra, geniş çaplı eylemler düzenleme kararı aldı. New York Times gazetesi de, El Zerkavi’nin, Irak’ta yabancı teröristlere eğitim verdikten sonra saldırı emrini beklemeleri için ülkelerine gönderdiğini yazdı. Örgütün internet sitesinde yayımlanan mesajda, ‘‘El Kaide’nin Mezopotamya’daki örgütünün şurası El Zerkavi’nin şehit düşmesinden hemen sonra toplanıp büyük çaplı eylemler düzenleme kararı almıştır’’ denildi. New York Times da, El Zerkavi’nin, Irak’ta savaşmaları için intihar komandoları ve gönüllüleri eğittiğini ve saldırı emirlerini beklemeleri için ülkelerine gönderdiğini kaydetti. Bush’la Blair çok üzülmüş Tutsakların ‘‘insan yaşamını hiçe saydıklarını’’ söyleyen Tümamiral, ‘‘Bunun bir çaresizlik eylemi değil, bize karşı girişilmiş bir asimetrik savaş eylemi olduğunu düşünüyorum’’ dedi. Kamplarda daha önce de intihar girişimi olma İLAN BÜYÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas No: 2004/147 / Karar No: 2005/1152 Davacı Fatma Farisli tarafından davalı Kazanfer Farisli aleyhine mahkememize açılan boşanma davası Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/147 Esas 2005/1152 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, davalı Kazanfer Farisli’ye tebligat yapılamamıştır. Adı geçen davalı Kazanfer Farisli tüm aramalara rağmen adresleri tespit edilememiş olduğundan, davetiye yerine kaim olmak üzere gazete ile ilanen tebliğine karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 2829. maddeleri gereğince Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/147 Esas, 2005/1152 Karar sayılı ilamın tebligatının ilanen tebliğine, ilandan itibaren 7 gün sonra 15 günlük temyiz süresinin başlayacağı hususu ilanen tebliğ olunur. 05.06.2006 Basın: 28478 Esas No: 2004/4662 28.12.2005 tarihli davet ka ğıdı ile 24.04.2006 tarihli kıymet takdiri bilirkişi raporunun ilanen tebliğidir. Alacaklı: Selahattin Alattinoğlu Vekili: Av. Naim Gül, Borçlu: Şemsettin Tekin, Tevfikbey Mah. Muammer Aksoy Cad. Çınar Yolu No: 9 SefaköyKüçükçekmece/İst. Alacaklı vekili tarafından borçlu aleyhine yapılan icra takibatında: Borçlunun borcundan dolayı İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Sefaköy Mevkii’nde kain 243 DSID Pafta, 113 Ada, 13 Parsel sayılı taşınmazdaki 2/256 hissesi 11.10.2005 tarih ve 16863 yev. sayısı ile kayden haczedilmiş ve haczedilen taşınmaza müdürlüğümüzden verilen talimat gereğince Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğü 2006/971 talimat sayılı dosyası yüzerinden kıymet takdiri yapılmış ve bilirkişi inşaat mühendisi Cevher Kırmızı tarafından düzenlenen 24.04.2006 tarihli kıymet takdiri bilirkişi raporunda borçlunun taşınmazdaki hissesine 700.00 YTL. ve yapı değerine 5.537,00YTL. olmak üzere taşınmazın arsa payı ve yapı değerine toplam 6.237.00 YTL. değer takdir edilmiştir. Borçlunun taşınmazının kayden haczedildiği hususunun tebliğine ilişkin çıkarılan 28.12.2005 tarihli örnek 58 no’lu davetiye kağıdı ve taşınmazın kıymet takdirine ilişkin 24.04.2006 tarihli bilirkişi raporu borçlunun yukarıdaki adresine tebliğe verilmiş çıkarılan tebligat bila tebliğ iade edildiğinden davetiye kağıdı ile kıymet takdiri bilirkişi raporunun gazete ile ilanen tebliğine karar verilmiştir. Karar gereğince yukarıda belirtilen davetiye kağıdı ile kıymet takdiri bilirkişi raporunun tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 05.06.2006 Basın: 28480 İLANEN TEBLİGAT BAKIRKÖY 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN 2005/111 Davacı Rezzan Özkan tarafından davalı Fahri Özkan aleyhine açılan boşanma davasında: Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması ve ortak hayatın tekrar kurulamayacak olması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi talep edilmiş, dava dilekçesi Niğde ili, Çamardı ilçesi (1225), Kavaklıgöl cilt no: 15, hane no: 6’da nüfusa kayıtlı İbrahim ve Cennet oğlu 22.09.1953 Kavaklıgöl doğumlu davalı Fahri Özkan’ın adresi meçhul olması sebebi ile tebliğ edilemediğinden dava dilekçesinin davalıya ilanen tebliğine karar verilmiş olup, işbu ilanın neşir tarihinden itibaren 10 gün içersinde davaya cevap vermeniz gerektiği 13.07.2006 saat 09.30’da mahkememizde hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekil ile temsil ettirmeniz, aksi takdirde HUMK.’nun 213 ve 377. maddeleri gereğince yargılamaya yokluğunuzda devam edileceği ve hüküm verileceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 28588 TC İSTANBUL 1. AİLE MAHKEMESİ’NDEN 2005/656 Davacı Umutcan Akkuş’a velayeten Mehtap Gökbulut vekili tarafından davalı Ufuk Akkuş aleyhine açılan nafaka davası nedeniyle; İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Osmanağa Mahallesi, cilt no: 18, hane no: 2802, BSN: 5, TC no: 26297022044’te nüfusa kayıtlı, Mustafa ve Hafize oğlu, Kadıköy 29.11.1963 doğumlu davalı Ufuk Akkuş’un adresine dava dilekçesi tebliğ edilemediğinden; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 28. maddesi gereğince ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Duruşma günü olan 12.07.2006 günü saat 09.20’de davalının veya vekilinin duruşmada hazır bulunması aksi takdirde yokluğunda yargılama yapılıp karar verileceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 28487 ÜSKÜDAR 2. AİLE MAHKEMESİ’NDEN CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle