21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2006 CUMARTESİ 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr El Zerkavi’nin öldürülmesinin ardından ABD, işgali sürdürebilmek için yeni hedef arıyor AANKARA ÇARESİZ Yeni düşman kim olacak? BAHADIR SELİM DİLEK AB şartlarını ağırlaştırdı MAHMUT GÜRER Hamas’ın güvenlik şefi öldürüldü ? GAZZE (AA) İsrail’in Gazze Şeridi’nde Refah’a düzenlediği füze saldırısında, Filistin’deki Hamas hükümetinin güvenlik şefi Cemal Ebu Samhadana’nın aralarında olduğu 4 kişinin öldüğü bildirildi. İsrail’in en çok arananlar listesinde ikinci sırada yer alan Ebu Samhadana, Filistin Halk Direniş Komitesi’nin de lideriydi. Filistin İçişleri Bakanlığı sözcüsü bu suikasta her şekilde karşılık verme hakları olduğunu söyledi. Arnavutlar BM binasını kuşattı ? PRİŞTİNE (AA) Kosova’da Sırplarla müzakerelere karşı çıkan yüzlerce Arnavut dün BM Kosova Misyonu (UNMIK) binasının önünde çadırlar kurarak girişçıkışı kapattı. Göstericilere müdahale eden polis 36 kişiyi gözaltına aldı. Protestocular olay sırasında yaralananlar olduğunu öne sürdü. Arnavut asıllı protestocular, UNMIK’nin Kosova’dan ayrılmasını istiyor ve mevcut hükümeti kukla olmakla suçluyor. ANKARA El Kaide’nin Irak’taki lideri Ürdünlü Ebu Musab el Zerkavi’nin ABD operasyonu sonucu öldürülmesinin ardından onlarca soru işareti ortaya çıktı. ABD’nin, savaşın başından bu yana ‘‘direnişin lideri olarak’’ sürekli gündeme taşıdığı, başına 25 milyon dolarlık ödül koyarak ‘‘Irak’ta en tehlikeli düşman’’ ilan ettiği Zerkavi’yi, yeni hükümetin kurulmasından hemen sonra öldürmesi ve bunu Savunma ile İçişleri bakanlıklarına atama yapıldığı saatlerde açıklaması, yeni Başbakan Nuri el Maliki’nin elini güçlendirdi. Zerkavi’nin öldürüldüğünün açıklanmasından sonraki yarım saat içinde 4 tane intikam eylemi yapılması ve 35 Iraklının hayatını kaybetmesi ise, hücre yapılanması içinde olan El Kaide’nin direnişinin Zerkavi sonrasında da azalmayacağının ilk işareti oldu. Cumhuriyet’in Iraklı kaynaklardan ulaştığı değerlendirmelere göre, Zerkavi’nin öldürüldüğü operasyondan, ‘‘Hollywood benzeri senaryo’’ kokuları çıkıyor. Yapılan değerlendirmelere göre, Washington yönetimi işgalin hemen ardından Irak’taki savaşın psikolojik boyutu çerçevesinde öncelikle ABD ve Irak halkına göstermek için ‘‘bir düşman’’ yarattı. Irak’ta yapılan her eylemin sorumluluğunu Zerkavi’nin üzerine yıktı. Böylece El Kaide liderinin giderek ünlenmesi sağlandı. Zerkavi’nin ünlenmesiyle, öldürülmesi durumunda yaratacağı olası etkinin gücü hesaplandı. Sonuçta Zerkavi, ‘‘hedefteki adam’’ durumuna geldi. Washington yönetimi de hedefteki adamın yok edilmesini, ‘‘siyasi kazanıma tahvil etmek için’’ uygun zamanı beklemeye başladı. Maliki’nin hükümeti kurmasından sonra yaptığı ilk açıklamada güvenlik konusunu ana gündem maddesi yapacaklarının altını çizmesiyle, ABD için de uygun zaman gelmiş oldu. Bu, Zerkavi için sonun başlangıcı oldu. ABD güçleri hem yeni hükümete destek vermek hem de Maliki’nin elini güçlendirmek için düğmeye bastı. Zerkavi’nin öldürüldüğü operasyon Irak’ta saldırı korkusu Irak’taki El Kaide örgütünün lideri Ebu Musab el Zerkavi’nin geçen çarşamba Bakuba yakınlarında ABDIrak ortak operasyonuyla öldürülmesinin ardından olası saldırılara karşı güvenlik önlemleri arttırıldı. Bağdat ve Bakuba’da, araçların gündüz trafiğe çıkışı yasaklandı. Bu kararın, El Kaide örgütünün Irak’taki lideri Ebu Musab el Zerkavi’nin öldürülmesinden sonra olası misilleme intihar saldırılarını önlemek için alındığı belirtildi. Irak’ta önceki gün düzenlenen saldırılarda 39 kişi öldü. ABD askeri yetkilileri, El Zerkavi’nin yerine, Mısırlı Ebu Hamza el Masri’nin (solda) geçeceği tahmininde bulunuyorlar. (Fotoğraflar: AP) olması da bir başka soru olarak ortaya çıktı. Bir başka dikkat çekici nokta ise Zerkavi’nin öldürüldükten sonra, kimliğinin parmak izinden tespit edilmesi oldu. ABD güçlerinin yaptıkları her operasyondan sonra parmak izi incelemesi yapmadığı bilindiği için, bu durum, El Kaide liderinin yerinin daha önceden bilindiği veya Zerkavi’nin yakınında bulunan isimlerden birinin nokta istihbaratı verme olasılığını güçlendirdi. Bir başka olasılık, Zerkavi’nin yine yanındaki adamlarından biri tarafından ihanete uğrayıp, saldırıdan önce öldürülmesi olarak gösterildi. soru işaretlerini beraberinde getirdi. F16 uçaklarının her biri 250 kiloluk bombalarla operasyon yapması, Zerkavi’nin bulunduğu bölgeye ilişkin nokta istihbaratı verilmiş olduğunu ortaya koydu. ‘Yeni düşman’ kim olacak? Zerkavi’nin öldürülmesiyle, ABD açısından, ‘‘Kamuoyunu meşgul edecek yeni düşman kim olacak’’ sorusu da gündeme gelmiş oldu. Konuya ilişkin bilgi veren kaynaklar, ‘‘Zerkavi’nin yerine kim geçecek? Karşıda bir düşman olmadığı zaman, ‘ABD’nin Irak’ta ne işi var’ diye sorarlar’’ değerlendirmesini yaptılar. Kuşku doğuran noktalar Ancak, El Kaide liderinin neden bombalanan evde değil de evin uzağında ölü olarak ele geçirildiği sorusu yanıt bulmadı. Büyük tahrip gücü olan bombaların etkisiyle parçalanması gereken Zerkavi’nin cesedinin zarar görmemiş ANKARA Avrupa Birliği 1516 Haziran’da toplanacak olan Hükümetlerarası Konferans’ın sonuç bildirisinde, şimdiye kadar Kıbrıs konusunda Türkiye’ye karşı yayımlanmış en sert metin olan karşı deklarasyonu da aşan bir ifadeye yer verdi. Ankara’daki diplomatik kaynaklar Türkiye’nin bunu hak etmediğini belirtirken, ‘‘Ancak bu belgeyi AB hazırlıyor. Yani müdahale etme şansımız bulunmuyor’’ değerlendirmesini yaptı. Belgenin Daimi Temsilciler Konseyi tarafından da onaylanan son halinde, ‘‘Türkiye’nin onaylamakla yükümlü olduğu Katılım Ortaklığı Belgesi ve 2006 yılında uygulanıp uygulanmadığı değerlendirilecek olan Uyum Protokolü’nün tüm gereklerini yerine getirmesi, Katılım Ortaklığı’nın sağlanmasının şartıdır’’ ifadesi yer aldı. AB Kıbrıs’ta yeni bir adım daha attı. 1516 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Hükümetlerarası Konferans için hazırlanan sonuç bildirgesinde, AB’nin Kıbrıs politikası daha da sertleştirilirken, diplomatik bir manevra yapılarak, metinde Türkiye’nin daha önce olduğu gibi Ek Protokol’ü sadece ‘‘uygulaması’’ değil, ‘‘tüm gerekleriyle uygulaması’’ ifadesine yer verdi. Dönem başkanı Avusturya, bu taleplere hem ortak tutum belgesinde hem de pazartesi günkü hükümetlerarası konferanstaki açılış konuşmasında yer verileceğini, ayrıca 1516 Haziran’daki Brüksel zirvesinin sonuç bildirgesinde de Türkiye’nin yükümlülüklerinin hatırlatılacağını belirtti. Ancak, Rum tarafı geri adım atmadı. Konu, pazartesi günü Lüksemburg’da dışişleri bakanlarınca ele alınacak. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, COREPER’de uzlaşmaya varılamamasını, “Umarım ki bir netice olur. Herkes orada bu işin sağlıklı yürümesi için üstüne düşeni yapar” sözleriyle değerlendirdi. Öte yandan, AB kendi arasında tam anlaşma sağlayamamasına karşın, Ankara’nın müzakerelerin açılacak olması nedeniyle Lüksemburg’a gideceği belirtiliyor. Türk diplomatik kaynakları, ‘‘ordunun açıklamaları, Kıbrıs, dini özgürlükler ve insan hakları’’ konularındaki eleştirilerin zaten Katılım Ortaklığı Belgesi ve İlerleme Raporu’nda bulunduğunu, bu nedenle de yeni uyarılar sayılmayacağını söylediler. Kaynaklar buna karşın bu tür eleştirileri Türkiye’nin hak etmediğini belirtirken, ‘‘Tabii ki bu değerlendirmeler bizi rahatsız ediyor. Ancak, bu belgeyi AB hazırlıyor. Yani müdahale etme şansımız bulunmuyor’’ değerlendirmesini yapıyorlar. CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle