23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MAYIS 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Anadolu’da Vakit gazetesi, bu kez ‘Vakit gazetesi yazarlarının hedef gösterildiğini’ yazdı 7 Dinci basın yine çarpıtıyor ? Saldırgan Alparslan Arslan’ı ‘Atatürkçü’ olarak tanıtmaya çalışan dinci basın, Melih Aşık, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun’un da aralarında olduğu gazetecilerin yazılarını eleştirdi. İstanbul Haber Servisi Dinci basın, Cumhuriyet’e ve Danıştay’a karşı düzenlenen saldırıları yine çarpıttı. Vakit gazetesi yazarı Sami Hocaoğlu, kendi muhabirlerinin de aralarında bulunduğu eylemlerde ön plana çıkan Alparslan Arslan’ı ‘‘Atatürkçü’’ olarak tanıtmak istedi. Cumhuriyet değerlerini benimsemiş aydınları hedef göstererek birtakım güç odaklarına açık mesajlar ulaştıran ve katledilmelerine neden olan dinci Anadolu’da Vakit gazetesi, bu kez ‘‘Vakit gazetesi yazarlarının hedef gösterildiğini’’ iddia etti. Gazete, ‘‘saldırıları, Vakit’e karşı linç girişimi olarak nitelendirerek, susturulmak istendiğini’’ yazdı. Gazetenin yazarı Sami Hocaoğlu, ‘‘Organize İşler’’ başlıklı dünkü köşe yazısında saldırıyı gerçekleştiren Arslan’ın ‘‘Atatürkçü’’ olduğunu ve taşeron olarak kullanıldığını yazdı. Cumhuriyeti ve laikliği savunan kadınlara karşı nasıl bir haber dili kullandığını da anımsamayan gazete, ‘‘kartel medyasının Vakit gazetesi yazarlarını hedef gösterdiğini’’ savundu. Vakit, Melih Aşık, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun’un da aralarında olduğu bazı gazetecilerin yazı ve tavırlarını eleştirirken, Taha Akyol, Hasan Cemal, Hasan Celal Güzel’in yazı ve tutumlarını ise övgüyle karşıladı. Hükümete yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak, ‘‘Bu oyunu bozun, gerçeği açıklayın’’ manşetiyle çıkarken, Vakit gazetesi gibi cenazenin siyasi şova dönüştüğünü ifade etti. ABD’de yaşayan ve Türkiye’ye dönmeye hazırlanan ‘‘emekli vaiz’’ Fethullah Gülen’e yakın olan Zaman gazete GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Bayram Böyle mi Olmalıydı?.. ANTALYA Bugün bayram ve canım yazı yazmak istemiyor. Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolun başlangıcının yıldönümünde, adı ‘‘Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı’’ olarak konulmuş bir bayram gününde böyle bir duyguya kapılmış olmamın nedeni coşkusuzluk değil. Bayram günüyle Atatürk’ün laik Cumhuriyeti’nin düşürüldüğü durumu simgeleştiren en acı verici olayların çatışmış olması. Bayram gününü neredeyse iple çektiğimi de itiraf etmeliyim. Nedeni sadece bayram coşkusunu yaşamak değil. Bayramı kimlerin kutlayacağına yönelik merakımı da gidermek istiyordum. Çocuk Bayramı’nın gençlere kutlatılmasının ardından gençlerin bayramını kimlerin kutlayacağı sorusu kafama takılmıştı. Yine gençler kutlayacaksa, bu kez de ‘‘Hangi gençler?’’ sorusuna yanıt bulmalıydım. Sorunlarımın yanıtlarını televizyon kanallarını zaplayarak buldum ve rahatladım. Siyaset bu kez pek etkili olamamıştı. Ya da koltuklarını bırakacaklarını seçme tercihlerinin yanlışlığının ayırdına varmışlardı. ??? Türkiye birkaç gündür, laik cumhuriyete yönelik saldırıların şokunu, tepkisini ve öfkesini yaşıyor. Öfkenin, saldırı sonucu yaşamını yitiren Danıştay 2. Dairesi yargıcı Özbilgin için düzenlenen törenlerle sınırlı kalması iyiye işaret. Ama tepkinin dinmeyeceği anlaşılıyor. Tehlikenin farkına varanların artmakta olduğu, ama daha da önemlisi, bu bilince varanların seslerini yükseltme aşamasına vardıkları görülüyor. Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 87’nci yıldönümünde, nedeni acılar da olsa coşkuyu ve geleceğe güveni arttıran önemli bir gelişme. ??? Türk Ceza Yasası yapılırken çeşitli maddeler arasında başlığı ‘‘Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’’ olan maddenin de hem sakıncalı hem de uygulanamaz bir içerik taşıdığı vurgulanmıştı. Sonuç ortada. Sosyal ve siyasal yönleri de olan olaylarda madde delik deşik oluyor. Bu sonucu yaratanların büyük bölümünü de yasayı yapanlarla yürütülmesinden sorumlu olanlar oluşturuyor. Türkiye’de biri ‘‘yargı’’ diğeri ‘‘adil yargı’’ olarak tanımlanan iki yargı anlayışının bulunduğu izleniminin yaratılması da cabası. Çünkü daha önce kabul edilen Basın Yasası’ndaki benzer madde ‘‘Yargıyı etkileme’’ başlığını taşırken her nedense Türk Ceza Yasası’ndaki maddede ‘‘adil yargı’’dan söz etme gereği duyulmuştu. ??? Danıştay’a silahlı saldırıda bulunarak katliam girişimini gerçekleştiren kişinin aynı zamanda Cumhuriyet’e bomba atanlardan da biri olduğu açıklandı. İktidar durumun ortaya çıkmasından memnun bir tavır sergiliyor. Ancak hemen belirtelim ki bu gelişme, dincilere türban üzerinden verilmek istenilen ödünlerin yanlışlığını düzeltmeye yetmiyor. ‘SİYASİ ŞOV’ si de ‘‘Menfur saldırıda TİT izi’’ manşetini atarak, katil Arslan’ın Türk İntikam Tugayı ile bağlantısı üzerinde durdu. Zaman gazetesi de cenazenin şova dönüştüğünü yazarak, DYP lideri Mehmet Ağar, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve SHP lideri Murat Karayalçın’ı ‘‘sağduyuya çağıran siyasiler’’ olarak öne çıkardı. Milli Görüş hareketinin yayın organı Milli Gazete ise ‘‘Bu oyuna gelmeyin’’ manşetiyle çıkarken, Vakit, Zaman ve Yeni Şafak’a göre daha soğukkanlı bir dil kullandı. Mesajlarda, Cumhuriyet’e sözle değil elbirliğiyle sahip çıkılması gerektiğine dikkat çekildi Tepkiler çığ gibi büyüyor ? Cumhuriyet’e ve Danıştay’a yapılan saldırıları şiddetle kınayan sivil toplum kuruluşları, kadın örgütleri ve meslek odaları, saldırıların Türkiye’de yaşanan ve her gün daha da yükselen tehlikeyi gözler önüne serdiğini vurguladı. İSTANBUL / ANKARA (Cumhuriyet) İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) ve Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (STKB) Platformu, laik Cumhuriyetin tehlikede olduğunun, Danıştay’a yapılan saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığına dikkat çekerek siyasal iktidarın söylem ve uygulamalarının rejimle ters düştüğünü vurguladılar. Taksim Savoy Otel’deki ortak basın toplantısında konuşan İKKB Koordinatörü Nazan Moroğlu, Cumhuriyetin niteliklerine ve Danıştay’a yapılan saldırıyı nefretle kınadıklarını belirterek son saldırının Türkiye’de yaşanan ve her gün daha da yükselen tehlikeyi gözler önüne serdiğini söyledi. Moroğlu, ‘‘Olay, uzunca bir süreden beri, gerek ulusal yargı kararları, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı hakkında kullanılan ‘ulemaya danışın’ gibi söylemlerin geldiği son nokta olur umarız’’ dedi. STKB Dönem Sözcüsü Zafer Fortacı da, Cumhurbaşkanı’ndan Milli Güvenlik Kurulu’na, demokratik kitle örgütlerinden üniversitelere, medyadan tüm yurttaşlara dek herkese düşen görevin Cumhuriyete sözle değil, elbirliğiyle, işbirliğiyle kararlı bir şekilde sahip çıkmak olduğunu ifade etti. Fortacı, ‘‘Siyasi iktidardan da bir görev beklemek isterdik. Ama ne yazık ki bu tür olayları hazırlayan ortam kendilerinin sorumluluğunda gelişmiştir. Cumhuriyet, Cumhuriyetin temel ilkeleri ile uzlaşamayanların elinden kurtarılmalıdır. Bu görev ertelenemez’’ diye konuştu. Türkiye Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası ve İstanbul Tabip Odası da yaptıkları açıklamada saldırıyı kınayarak, ‘‘Türkiye’yi idare edenlerin görevi, kurum ve kuruluşları güvence altına almaktır, onları hedef göstermek değil’’ dediler. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı, Danıştay üyelerine yapılan silahlı saldırının ardından Cumhuriyet ve devrimden yana, antiemperyalist tüm güçlerin derhal ortaklaşa tavır alması gerektiğini bildirdi. Ulusal Eğitim Derneği ve Öğretmen Dünyası dergisi temsilcileri ile Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Cansel Güven Ankara Büromuza destek ziyaretinde bulundu. Eğitimciler, Cumhuriyet’e yönelik saldırıların aslında Cumhuriyet’in laik, demokratik, sosyal hukuk devleti niteliğine yönelik olduğunu belirtti. Ankara, ODTÜ ve Hacettepe üniversitelerinin öğrencilerinden oluşan bir grup ise yapılan silahlı saldırıyı protesto etmek amacıyla dün Danıştay önüne çelenk bıraktı. Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, Türk Hukukçu Kadınlar Derneği, CHP İstanbul İl Örgütü, Üniversitelerarası Kurul, İÜ, İTÜ ve YTÜ Senatoları, ÇGD Genel Merkezi, İTÜ’lüler Birliği Derneği, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Mizan Hukukçular Derneği, Sertel Gazetecilik Vakfı, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Emekli Subaylar Derneği, Kristalİş, Tek Gıdaİş, Petrolİş, Birleşik Metalİş, Havaİş, Sosyalİş, TÜMTİS sendikaları, DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 3 Numaralı Şubesi, Emekli Astsubaylar Derneği, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı, İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı, Türkiyem Topluluğu, Türkiye Kuvayı Milliye Derneği, Büyük Hukukçular Birliği, Türkiye KamuSen, Eğitimİş Sendikası Konya Şubesi, Avcılar Belediye Meclisi’nin CHP’li Üyesi Hasan Toğay, Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği, Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği, TGS, CHP Bahçelievler, Kadıköy ve Avcılar örgütleri, ADD Sarıyer, Kadıköy ve Beşikteş şubeleri, SHP Bahçelievler ilçe örgütü, İÜ Mezunlar Derneği, 19 Mayıs 1919 Platformu adına Batur İlter, Casim Yılmaz Hukuk Bürosu, Müdafaai Hukuk Dergisi ve Vakfı, Kemal Türkler Eğitim ve Kültür Vakfı, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası adına Başkan Yahya Arıkan ve ressam Naile Akıncı, yaptıkları açıklamalarda, saldırıyı kınadılar. DESTEK ZİYARETİ (Fotoğraf: AA) oerinc?cumhuriyet.com.tr. MESAJLAR Cenaze törenine yer veren dış basın, onbinlerin ‘laiklik için’ yürüdüğünü yazdı ‘DUYARLILIK TAKDİR EDİCİ’ ‘Türkiye safları sıklaştırdı’ Dış Haberler Servisi Danıştay İkinci Dairesi Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in öldürülmesinin ardından Ankara’daki cenaze töreni ve Anıtkabir’deki protesto gösterisi, dış basında geniş yankı buldu. Cenazeye katılanların ve saldırıyı protesto edenlerin ‘‘Türkiye laiktir laik kalacak’’ sloganları attığı belirtilen haberlerde, hükümet üyelerinin de protesto edilmesi geniş yer buldu. Guardian, Özbilgin’in öldürülmesini protesto eden 25 binden fazla kişinin ‘‘laikliği korumak için’’ yürüyüşe geçtiğini belirtti. Cenaze törenine katılan kalabalığın, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’e ‘‘Katiller dışarı’’ diye bağırdığı kaydedildi. Independent, yargı yetkililerinden akademisyenlere, sendika liderlerinden öğrencilere kadar binlerce kişinin Danıştay’a yapılan saldırıyı Anıtkabir’de protesto ettiğini aktardı. Gazete, saldırının laik çevreler ile AKP hükümeti arasındaki gerilimi yükselttiği yorumunu yaptı. BBC, laik Türklerin saldırı ardından bir protesto yürüyüşü düzenlediğini kaydetti. BBC, hükümet yetkililerinin ise gerek Danıştay önünde gerekse Kocatepe Camisi’nde protesto edildiğini aktardı. Financial Times, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Özbilgin’in cenazesine katılmadığı ve bu yüzden eleştirildiğini belirtti. Haberde, Başbakan’ın yer almadığı cenazeye hükümetinin üst düzey bakanlarının katıldığı aktarıldı. Washington Times, Ankara’daki protestolara 20 binden fazla kişinin katıldığını aktardı. Haberde, hükümetin protesto edildiği ve laiklik sloganları atıldığı belirtildi. Le Monde ise Danıştay’ı hedef alan saldırının Türk hükümeti için ‘‘utanç verici’’ olduğunu savundu. ‘‘Eşi ve iki kızı başörtülü olan’’ Başbakan Erdoğan’ın Danıştay’ın türban kararına öfkelendiğini kaydeden gaze Özkök: Tepki sürekli olmalı ? Baştarafı 1. Sayfada GÖREV HERKESİN AVRUPA KAYGIYLA İZLİYOR Dış Haberler Servisi Danıştay’a yapılan saldırıyı ve ardından yaşanan gelişmeleri yakından izleyen Avrupa Birliği’nin (AB), gelişmelerden kaygı duyduğu belirtildi. ABHaber, birliğin gelişmeleri ‘‘çok tehlikeli’’ bulduğunu, AB sürecinin rayından çıkmasından korktuğunu kaydetti. Danıştay’a yapılan saldırıyı ve ardından yaşanan gelişmeleri AB yakından izliyor. Avrupa Parlamentosu (AP) ve AB Komisyon gözlemcileri, ABHaber’e, gelişmeleri çok tehlikeli bulduklarına dikkat çektiler. Gelişmeleri ‘‘çok ilginç’’ de bulan AB gözlemcileri, ‘‘Ankara Brüksel ilişkileri çok hassas bir dönemden geçiyor. AB sürecinin raydan çıkma tehlikesi var. Herkesin çok sorumlu bir şekilde hareket etmesi gerekiyor’’ dediler. AB gözlemcileri, ‘‘Türkiye’de rejim sorunu var’’ denilerek demokratik olmayan yolların denenmesinin kabul edilmesinin söz konusu olamayacağının altını ısrarla çizdi. Danıştay’a yapılan saldırıdan dolayı hükümetin ‘‘mahcup olduğunu’’ belirtti. Le Figaro 25 binden fazla Türk’ün, Danıştay’a bir ‘‘İslamcı avukat’’ tarafından gerçekleştirilen saldırıya öfkelerini dile getirmek için toplandığını kaydetti. Gazete ‘‘Ilımlı İslamcı’’ hükümete yönelik eleştirilere de yer verdi. Liberation da ‘‘Binlerce Türk laiklik için sokakta’’ başlıklı haberinde, Özbilgin’in cenaze törenine katılanların ‘‘laikliğin İslamcıların artan baskısı nedeniyle tehlikede olduğunu düşündüklerini’’ yazdı. Gazete, Kocatepe’deki kitlenin ‘‘Hükümet istifa’’, ‘‘Katil Başbakan’’, ‘‘Mollalar İran’a’’ sloganları attığına da dikkat çekti. Gazeteler haber ve yorumlarında, ‘‘Laik Türkiye safları sıklaştırdı’’ diyerek, Türkiye’de bir çeşit ‘‘11 Eylül’’ sarsıntısı yaşandığı görüşüne yer verdi. Le Soir, laiklik ve demokrasi ilkelerinin hedef alındığını yazarak cenaze töreninin ‘‘basit bir veda’’ anlamı taşımadığını, laik ve Kemalist Türklerin bir ‘‘güç gösterisi’’ sergilediğini belirtti. Anıtkabir’deki yüksek katılımlı ziyaret ve törenleri anlatırken, ‘‘Laikliğin garantörü olan Türk Silahlı Kuvvetleri’’nin üyelerinin alkışlandığını, hükümetin ağır eleştirilere hedef olduğunu yazdı. İNGİLTERE ORTAK TAVIR BELÇİKA ABD ÇİÇEK CAMİYE GİRDİ Hükümet üyelerinin protesto edildiği haberleri dış basında geniş yankı buldu. Bilindiği gibi protestoyla karşılaşan bakanları polis koruma altına aldı. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, polislerin arasında merdivenleri koşarak çıkarak camiye girmek zorunda kaldı. (Fotoğraf: Radikal’den alınmıştır) te, ‘‘Hükümet ile Kemalist elitler arasındaki çatlak, 2007 seçimleri yaklaştıkça daha belirginleşiyor’’ yorumunu yaptı. Gazete, ADD’DEN ÇAĞRI FRANSA nımız çok güzel bir şekilde dile getirdi. Dilerim, bu gibi olaylar tekrar olmaz.’’ Özkök, saldırının ardından yurttaşların teröre karşı gösterdiği tepkiyi de değerlendirdi. Özkök, ‘‘Gösterilen reaksiyon halkın duyarlılığı, hakikaten takdir edici... Ancak bu bir tek güne, bir tek olaya bir reaksiyon olarak kalmamalı, daimilik kazanmalı, devamlı olarak herkes tarafından takip edilmeli. Olayı Silahlı Kuvvetler olarak şiddetle tekrar kınıyoruz’’ diye konuştu. Özkök, Danıştay 2. Dairesi’ne yapılan saldırının ardından Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu’na eylemi kınayan sert bir mesaj göndermişti. Saldırıyı ‘‘alçakça’’ olarak niteleyen Özkök, ‘‘nefretle kınadığını’’ dile getirmişti. Saldırıda yaşamını yitiren Danıştay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in cenaze törenine Özkök başkanlığında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta Orgeneral Özkök. heyeti eksiksiz katılmıştı. Komuta heyeti, Danıştay’daki törenin yanı sıra Kocatepe Camisi’ndeki cenaze namazında da bulunmuştu. Kocatepe’deki törende Ankara Garnizonu’nda görevli çok sayıda subay ve astsubay da yer almıştı. 1. Ordu Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ da İstanbul’daki 19 Mayıs törenleri sırasında, Danıştay’a yapılan saldırıyı nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün konuyu çok açık ifade ettiğini söyledi. Orgeneral Başbuğ, ‘‘Yapılan olay Türkiye tarihine kara bir lekedir. Bu olayı tüm Türk milleti olarak lanetliyoruz. Ancak bu olaylar karşısında Türk toplumu, bütün kesitleriyle sağduyulu hareket etmeli elbette. Ancak bu olaylardan da gereken dersin alınacağını ümit ediyorum’’ diye konuştu. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle