19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MAYIS 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumhuriyet’in bombalanması ile Danıştay’daki silahlı eylem aynı grup tarafından planlanmış 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Karanlık organizasyon ? Danıştay’daki saldırıyı gerçekleştiren Alparslan Arslan’ın Cumhuriyet’e yönelik bombalı saldırıya da karıştığını belirten uzmanlar, bu kişinin olay günü gazetemizin çevresinde eylemcileri yönlendirdiğine dikkat çekiyor. Emniyet yetkililerine göre, saldırıları karanlık bir organizasyon gerçekleştirdi. MEHMET FARAÇ Demokratik Birliktelik Danıştay yargıçlarından aziz Mustafa Yücel Özbilgin’in görev başında şehit edilmesi ve dört arkadaşının yaralanması ile sonuçlanan önceki günkü Danıştay saldırısı, ülkedeki cumhuriyetten yana güçler için ciddi bir uyarı olarak algılanacak mıdır? Dün sabah Anıtkabir’de sergilenen ve aralıksız 56 dakika süren görkemli, Atatürk’e şikâyet yürüyüşüne bakarsanız, bu soruyu ‘‘evet’’ olarak yanıtlayabilirsiniz. O yürüyüş, laikliğe atılan kurşunlar nedeniyle, 17 Mayıs gece yarısına doğru, ‘‘Yüksek Yargı Mensupları’’ tarafından düşünülmüştür. Ancak 18 Mayıs sabahı saat 11.00’e doğru görüldü ki, ülkenin üniformasız ve cumhuriyetten yana olan insanları, yargıçlarını yalnız bırakmamakta kararlıdırlar. Saldırının somut hedefi olarak seçilen Danıştay’ın Sayın Başkanı, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay başkanlarıyla birlikte, tam bir kararlılık birlikteliğini sergileyerek laiklik ve cumhuriyetin öteki temel ilkeleri için yargının vereceği kararlara yönelik haksız eleştiriler ya da gözdağı salvoları karşısında yılmayacaklardır. Bu nedenle de, dün başkent Ankara’da yüksek yargı kurumlarında belirli bir zaman dilimi için, tüm dosyalar kapatılmış; çalışmalara ara verilmiştir. Anıtkabir defteri ortak olarak imzalanmış, demeçler birlikte verilmiştir. Benzer bir birliktelik, başsavcılar tarafından da sergilenmiştir. Bundan daha ciddi, ağırbaşlı ve zarif bir uyarıyla Türkiye’de hiçbir yürütme erkinin karşı karşıya kaldığını, ben anımsamıyorum. Yine dün, İçişleri Bakanlığı ve Danıştay önündeki törenlerde ve Kocatepe Camii’nde, hükümete yönelik istifa çağrılarını, Antalya’daki sıradan bir açılış törenini gerekçe göstererek başkentten uzaklaşmayı yeğleyen Başbakan da duymuş olmalıdır. Bir cenaze töreninde, politik istemlerin koro halinde dile getirilmesi, elbette ‘‘şık’’değildir. Bu tür bir olasılığı sürpriz olarak görmediği için Hükümet SözcüsüAdalet Bakanı Çiçek iki gündür vatandaşlardan ‘‘demokratik sabır’’ istiyor. Ancak Sayın Bakan, önceki günkü saldırının, Danıştay’ın bilinen kararı için bizzat siyasal erkin başındaki kişi ve arkadaşları tarafından hangi söylem içinde ve nasıl konuştuğunu unutmuş görünmek için ısrar içinde olmayı açıklamaktan kaçınıyor. AKP iktidarı, önceki gün yargıya karşı düzenlenen saldırı karşısında da, çok yanlış yorumlarla olayı basite indirgeme gayretleri içinde adeta çırpınmaktadır. ‘‘Demokratik sabır’’, barışçı söylemler içinde, şiddete başvurmadan, kendilerine sessiz çoğunluk denilen ve asıl görüşlerini seçim sandıklarında verdikleri oylarla ortaya koyan vatandaşlar tarafından, dünkü uğurlama töreninin bütün aşamalarında gerçekten vakarla ortaya konuldu. Ancak, dün merhum yargıcımızı toprağa verinceye kadar sergilenen ortak duyguları, yine elbette demokratik bir eyleme döndürmeyi başaramazsak, yüksek yargı temsilcilerinin dün yaptığı ortak açıklamada, vatandaşlara yönelik ‘‘Sağlam duruşumuzu örnek alın’’ çağrısına da katkı sağlamamış oluruz. Güvenlik birimleri, gazetemize yönelik bombalı eylemlerle Danıştay üyelerine düzenlenen silahlı saldırının aynı grup tarafından gerçekleştirildiğini söylüyor. Saldırgan Alparslan Arslan’ın Cumhuriyet’e yönelik bombalı saldırıya da karıştığını belirten uzmanlar, bu kişinin olay günü gazetemizin çevresinde eylemcileri yönlendirdiğine dikkat çekiyor. Ankara’da gözaltında bulunan 5 kişiden birinin Cumhuriyet’e bomba atan saldırgan olduğunu vurgulayan uzmanlar, eylemcileri ‘‘aynı düşünceyle bir araya gelmiş organizasyon’’ diye niteliyor. Edinilen bilgilere göre Cumhuriyet’e yapılan üçüncü bombalı saldırı sırasında Avukat Alparslan Arslan da Şişli Daimi Halk Pazarı’nın olduğu bölgedeydi ve eylemcileri yönlendiriyordu. Önce Cumhuriyet gazetesi ardından Danıştay üyelerine yapılan saldırının üzerindeki sis perdesi yavaş yavaş aralanıyor. İki saldırının da ‘‘birbiriyle bağlantılı kişiler’’ tarafından yapıldığının kesinleştiğini belirten güvenlik yetkilileri, ‘‘Eylemciler örgüt mü’’ sorusuna, ‘‘Organizasyon demek daha doğru olur’’ yanıtını veriyor. Derlenen bilgilere göre, gazetemiz le Danıştay üyelerine yönelik zincirleme saldırıların ardında şöyle bir yapı bulunuyor: ‘‘Grup , çevrelerine çeşitli meslek kesimlerinden insanları toplayarak bir tepki mekanizması oluşturmaya çalışıyor. Bu yapı Türk İntikam Tugayı (TİT) organizasyonuyla benzerlikler taşıyor. Radikal çıkışlara eğilimli, karşıt görüşlere yönelik tepkilerde refleks gösteren bu kişiler, bir süre sonra ülkenin için de bulunduğu siyasal sorunlara karşı çıkmak amacıyla organizasyonu şiddete yönlendirmeye karar veriyor. Bu kişilerden Alparslan Arslan, Vatansever Güç Birliği yöneticisi olduğunu gösteren kartvizit taşıyor. Grup zaman zaman bir araya gelerek Cumhuriyet kurumlarına yönelik saldırılar planlıyor.’’ Cumhuriyet’in ulaştığı bilgilere göre, eylemciler 1977 tarihli MKE yapımı el bombaları ile silahları Güneydo ğu’da bağlantıda oldukları kişilerden sağlıyor. Saldırganların Cumhuriyet’i hedef alması işe şöyle gelişiyor: ‘‘Alparslan Arslan yönetimindeki 5 kişilik bir grup ilk hedef olarak Cumhuriyet’i seçiyor. Arslan ve yardımcıları eylem için gazetemizin çevresinde 5 gün kadar araştırma yapıyor. Saldırganlar gazetemize yönelik eylemde şiddetin dozunu yavaş yavaş yükselterek kamuoyunun dikkatini çekmeyi kararlaştırıyor. Saldırı için 5 Mayıs akşamı gazetemizin bulunduğu sokağa üç kişi yaklaşıyor. Saldırganlar mekanizmasıyla oynanmış el bombasını binanın kapısına doğru savurduktan sonra kaçıyor. Güvenlik kamerası olay yerinde iki kişi saptıyor. Ancak polis saldırıyı bu iki kişinin yapmadığını, bombanın karanlıkta yüzü görünmeyen bir kişi tarafından atıldığını saptıyor.’’ Uzmanların saptamasına göre 10 Mayıs gecesi gazetemize atılan el bombasının arkasında da aynı grup bulunuyor. Bu saldırıyı gerçekleştiren iki kişi ise kameraların görüş sahası dışında kalıyor. Polis ikinci saldırıda kullanılan bombanın 30 yıllık olduğunu, mühimmatındaki bozulma nedeniyle pimi çekilmesine karşın patlamadığını belirliyor. Avukat bölgede... Uzmanlar, Arslan’ı ‘çok iyi silah eğitimi almış bir profesyonel olarak’ değerlendirdi Hedef seçerek ateş etti ? Yargıçlara yönelik silahlı saldırıyı gerçekleştiren Arslan ile Ankara’da birlikte olduğu belirlenen Osman Y. , Mehmet A. ve Nusret A. gözaltına alınırken kilit isim İsmail S. aranıyor. ANKARAİSTANBUL Danıştay 2. Dairesi, başkan üyelerine silahlı saldırıyı gerçekleştiren avukat Alparslan Arslan ve bağlantılı kişilerin gazetemize yönelik bombalı saldırıyı gerçekleştirenler olduğu ortaya çıktı. Danıştay üyelerine yönelik saldırıyı gerçekleştiren Arslan ile Ankara’da birlikte olduğu belirlenen Osman Y. (37), Mehmet A. (22) ve Nusret A. gözaltına alınırken saldırıların kilit ismi olduğu bildirilen İsmail S. adlı kişinin de arandığı öğrenildi. Soruşturma kapsamında toplam 9 kişi gözaltına alındı. Gazetemize yönelik 3 kez el bombalı saldırı gerçekleştiren saldırganların güvenlik kameralarında görüntülerinin bulunmasına karşın 12 gün sonra Danıştay 2. Dairesi’ndeki eylemi gerçekleştirmeleri polisin soruşturmada yavaş hareket etmesine bağlandı. Operasyonlarda Nusret A., Nevşehir’in Avanos ilçesinde yakalanarak Ankara’ya getirildi. Avukat Arslan’ın Danıştay’a yönelik saldırı gerçekleştirdiği sırada Necatibey Caddesi’ne park ettiği aracında Osman Y. ile Mehmet A’nın bulunduğu belirlendi. Arslan’ın yakalanmasının ardından kaçan bu kişilerin üzerlerinde bulunduğu sanılan bir Glock marka silah ile 14’lü silahı da arabada bıraktıkları belirtildi. Mehmet A. ile Osman Y’nin hırsızlık, yaralama ve kapkaç olayları nedeniyle poliste sabıkalarının bulunduğu öğrenildi. Olaydan sonra kaçmayı başaran İsmail S. için ‘‘acil’’ teleks emriyle yurtdışına çıkış yasağı konuldu. Osman Y’nin, Arslan ile beraber Ankara’ya geldiği de belirlendi. nitelendirilen Arslan’ın özellikle başkan ve erkek yargıçlara ‘‘öldürücü’’ atışlar yaptığı vurgulandı. Ceza Muhakemeleri Kanunu uyarınca Arslan için Ankara Barosu’nca avukat Aktan Durduran vekil olarak görevlendirildi. Durduran, Arslan ile yalnızca 3 dakika görüştü. Durduran, Arslan’ın kendisine ‘‘Konuşmak istemiyorum. Avukat istemiyorum, gerek yok’’ dediğini aktardı. Durduran, ‘‘Susma hakkını mı kullanacaksın?’’ sorusuna ise yanıt vermediğini kaydetti. Olayın ardından Elazığ’dan Ankara’ya gelen Arslan’ın babası İdris Arslan’ın Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde bilgisine başvuruldu.Bu arada Ankara Emniyet Müdürlüğü, avukat Alparslan Arslan, Osman Y. ve aranan İsmail S’nin fotoğraflarını gazetemize yönelik saldırının tanıklarına göstermek üzere İstanbul Emniyet’ine gönderdi. Uzmanlara göre ilk iki eylemde amacına ulaşamayan saldırganlar, üçüncü bomba için 11 Mayıs sabahı erken saatlerden itibaren bölgede çalışma yapıyor. Bu saldırı ise şöyle gelişiyor: ‘‘Grup saat 13.00 sıralarında harekete geçmeye çalışıyor. Eylemciler Cumhuriyet binasının çevresinde polis grubunu görünce geri plana çekilerek çevredeki kafelerden birinde değerlendirme yapıyor. Saat 16.20 sıralarında polis ekibinin bölgeden uzaklaşmasıyla fırsat bulan üç saldırgan binaya yaklaşıyor. Bu sırada en öndeki saldırgan cep telefonuyla konuştuktan bir dakika sonra cebinden çıkardığı el bombasını tekbir getirerek binaya fırlatıyor.’’ Emniyete göre Özbilgin’in katili Alparslan Arslan ile Trabzon’da rahip cinayetini gerçekleştiren sanıkların profillerinde büyük benzerlikler var. Derin inceleme Cumhuriyet’e yönelik saldırının büyük tepki çekmesinin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele Müdürlüğü yetkilileri özel bir ekip oluşturuyor. Bu ekip görgü tanıklarının da yardımıyla Cumhuriyet’in çevresinde son dönemde sıklıkla görülen 100 kadar insanı mercek altına alıyor. Polis Alparslan Arslan’ın da aralarında bulunduğu 5 kişilik bir grubu saptarken, güvenlik kameralarının elde ettiği görüntülerden de ipuçlarına ulaşıyor. Polis üçüncü bombanın atıldığı gün, Arslan’ın bölgede olduğunu ve saldırganları yönlendirdiğini saptıyor. Ancak polis tüm aramalarına karşın Arslan’ı yakalayamıyor. Peki ne yapmalıyız? Sayın Cumhurbaşkanı’nın 19 Mayıs nedeniyle yayımladığı mesajı çok dikkatle okumalıyız. O mesajda, Sayın Sezer’in, hükümetin özellikle bugüne kadar sürdürdüğü politikadan umudunu kestiği açıkça sergilenmektedir. Önceki günkü saldırıyı ‘‘laik, demokratik cumhuriyete karşı göz göre göre işlenen korkunç bir cinayet olarak’’ nitelendirmekle yetinmeyen Sayın Bülent Ecevit, bu cinayetten Başbakan’ın da, hükümetin de sorumlu olduğunu söyleyerek ‘‘Bu hükümet artık görevde kalamaz. Halkın yüzüne bakamaz’’ diyor. Hükümetin çekilme kararını Erdoğan veremez. Vermez. Ama bugünlere gelineceğini gören deneyim sahiplerinden birisi olarak eski başbakanın, Danıştay 2. Dairesi’nin kararı karşısında yargı organını azarlamaya kalkışan Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkma isterisini durdurmak amacıyla 14 Şubat günü yaptığı çağrıyı artık yaşama geçirmek gerekmektedir. Ecevit, o çağrısında cumhuriyeti korumayı görev bilen siyasal partilerin birlikteliğini önermiş değil miydi? Bu ciddi ve somut öneriyi yaşama geçirmek için, Cumhuriyete inanmış siyasal partilerin sayın genel başkanları daha ne bekliyorsunuz? Elbette bir ‘‘turuncu devrimin’’ gerçekleşmesini değil. O zaman, oturduğunuz koltuklardan başka kaybedecek bir şeyiniz olmadığını görerek seçim sandığına doğru büyük yürüyüş için el ele vermelisiniz. Rahip cinayetiyle benzeşiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Güvenlik birimleri, Danıştay 2. Daire üyelerine saldıran Alparslan Arslan ile Trabzon’daki rahip cinayetini gerçekleştiren kişilerin profillerinin çakıştığına dikkat çekiyor. Güvenlik birimleri, ilk aşamada bireysel gibi görünen eylemlerin planlaması ve kullanılan silahlarla, sanıkların psikolojik olarak kurgulanarak yönlendirildiklerine dikkat çekiyorlar. Değerlendirmeye göre saldırılar faili meçhul kalmazken, araştırma failden öteye gidemiyor. Danıştay’daki saldırıdan sonra sanık profili çıkaran güvenlik birimleri şu noktalara dikkat çekiyor: ? Sanıklar inanç ve milliyetçilik konularında duyarlı kişiler. Bu noktada duygusal davranıyorlar ve rahatça profesyonel kişilerce yönlendirilebilirler. ? Trabzon olayı ve Danıştay saldırılarının sanıklarının psikolojileri birbirine çok benziyor. İkisi de kişilikleriyle fazla dikkat çekmiyor ve ilk kez eylem yapıyorlar. ? Saldırılar ilk bakışta bireysel izlenimi veriyor. Derinlemesine araştırma yapıldığı zaman saldırı planının ve istihbaratının sağlam yapıldığı, kullanılan silahların ise kişisel bir eylemi aştığını ortaya koyuyor. Bu değerlendirmeler ışığında güvenlik birimleri, her iki sanığın da üzerinde etkileme ve yönlendirme konusunda profesyonelce çalışılmış olabileceğini kaydediyor. Güvenlik birimleri, ‘‘Her iki saldırıda da saldırganların yakınları, eylemden sonra hayretler içinde kalıyor. Kimse böyle bir davranış beklemiyor. Bu da saldırganı yönlendirenlerin başarısını ortaya koyuyor’’ görüşünü dile getiriyor. Danıştay’a saldırı... Polisin arayışı sürerken cep telefonunu kapatan Arslan, özel aracına aldığı iki kişiyle 13 Mayıs’ta Ankara’ya gidiyor. Danıştay saldırısı ise şöyle gelişiyor: ‘‘Üç saldırgana Ankara’da bir kişi daha katılıyor. Bu kişinin avukat ve arkadaşlarını yönlendiren kişi olduğu tahmin ediliyor. Arslan, avukatlığını kullanarak Danıştay binasında iki gün boyunca istihbarat çalışması yapıyor. Grup 16 Mayıs günü eylemi gerçekleştirmeye karar veriyor. Arslan, silahıyla Danıştay binasına girerken silahlı iki kişi ise binanın yakınlarında araç içinde bekliyor. Arslan, Danıştay mensuplarının olduğu bir odanın kapısıyla oynayınca dikkat çekiyor ve binadan uzaklaşıyor. 17 Mayıs günü yine iki arkadaşıyla bölgeye gelen Arslan, avukat kimliğini gösterek Danıştay binasına girip eylemi gerçekleştiriyor.’’ Göztepe kışkırtıcısı Arslan’ın, Göztepe Parkı’na cami yapılması girişimini protesto gösterilerine provokasyon amaçlı katıldığı ortaya çıktı. Arslan’ın cami yapılmasını istemeyen yurttaşların eylemine karşı çıkan grubu da tekbir getirerek desteklediği açığa çıktı. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Bağcılar Savcılığı, gazete hakkındaki davanın iddianamesini Ankara’ya gönderdi Örgüt değil Kaynaklar Alparslan Arslan’ın Hizbullah bağlantısını doğrulamıyor. Ancak, özellikle Arslan’ın muhafazakâr bir çevreden geldiğini, “Türkİslam sentezci olduğunu” ısrarla savunuyor. Kaynaklar şu değerlendirmeyi yapıyor: ‘‘Karşımızda örgüt değil, ama bir organizasyon var. Aynı dünya görüşünde olan bir grup bir araya gelmiş. Parti bağlantıları şu an saptanamadı. Namaz da kılıyor, alkol de alıyor. İki eylemin içinde de şu an Arslan’ın dışında O.Y., S.B., M.A, S.Ö. görünüyor. Ancak bu kişilerin bağlantılı oldukları kişilerin de saptanmasına çalışılıyor, 5 kişi gözaltında, sayı artabilir. Arslan’ın dışında bir saldırgan Ankara’da diğeri ise Orta Anadolu’daki küçük bir beldede yakalandı. Bu kişilerden biri Cumhuriyet’e bomba atanlardan. Diğeri lojistik destek vermiş. Arslan bu saldırılarda lider konumunda değil. Bu organizasyonun arkasında birileri var mı, bunun deşifre edilmesine çalışılıyor.’’ ‘Vakit gazetesi incelensin’ İstanbul Haber Servisi Bağ ? Bağcılar Cumhuriyet Savcılığı, gazete yöneticileri ardından hazırlanan iddianamecılar Cumhuriyet Savcılığı, Anade, Aykon ve Aksoy’un, ‘‘kamu hakkında açılan davanın iddianamesi ile suça konu dolu’da Vakit gazetesi hakkıngörevlisini terör örgütlerine heda ‘Danıştay üyelerine yapılan si gazete kupürünü, ‘‘Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik def göstermek’’, ‘‘hâkim ve savsaldırıda gazete yöneticilerinin azmettirici olup lahlı saldırıyı azmettirmek’ sucılara hakaret’’ ve ‘‘adliyenin olmadığı’’ yönünden incelenmesi için Ankara çunun işlenip işlenmediği konumanevi şahsiyetini tahkir ve tezsunda Ankara Cumhuriyet Başyif etmek’’ suçlarından 5.5 ile Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. savcılığı’nca inceleme yapılma34.5 yıl arasında hapis cezasısını istedi. olup olmadığı’’ yönünden Ankara Cum na çarptırılmaları istenmişti. Anadolu’da Vakit gazetesi sahibi Nuri huriyet Başsavcılığı’nca incelenmesini İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Aykon ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ha istedi. Cerrah, Gaziosmanpaşa’da 4 gün önce run Aksoy hakkında, ‘‘Danıştay üyeleriçıkan çatışmada yaralanan ve önceki gün ni terör örgütlerine hedef gösterdikleri’’ ge Dava açılmıştı de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yiBağcılar Cumhuriyet Savcısı Ali Ça tiren polis memuru Metehan Şahbaz için rekçesiyle açılan davanın iddianamesi, incelenmesi için Ankara Cumhuriyet Baş kır, Anadolu’da Vakit gazetesinde 13 Şu İEM’de düzenlenen törenin ardından gabat 2006 tarihinde ‘İşte O Üyeler’ başlı zetecilerin sorularını yanıtladı. savcılığı’na gönderildi. Bağcılar Cumhuriyet Savcılığı, Aykon ğı altında yayımlanan haber ve Aytaç KıDanıştay 2. Dairesi ile Cumhuriyet gave Aksoy hakkında açılan davanın iddi lınç adlı öğretmenle ilgili kararı veren Da zetesine yönelik saldırılara ilişkin çalışanamesi ile suça konu gazete kupürünü, nıştay 2. Dairesi Başkanı ve 3 üyenin fo maların sürdüğünü belirterek ‘‘Ama çok ‘‘Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik sal toğraflarının yayımlanması üzerine re’sen kısa bir zaman sonra bütün failler ortaya dırıda gazete yöneticilerinin azmettirici soruşturma başlatmıştı. Soruşturmanın çıkartılacaktır’’ dedi. Eğitimli profesyonel Soruşturma kapsamında 9 kişi gözaltına alınırken ifadesinde, saldırının örgütsel olmayıp bireysel olduğunu öne süren Arslan’ın yargıçlara ‘‘rastgele’’ değil, bilinçli ve seçici atışlar yapması dikkat çekiyor. Uzmanlarca, ‘‘Çok iyi silah eğitimi almış profesyonel’’ olarak CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle