19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MAYIS 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Türban Süleyman Ekim: ‘‘Türban, Cumhuriyeti yıkmak için kadınlara takılan ve erkekler tarafından kullanılan örtüdür.’’ ATAM; Sevgili Atatürk, bugün canını ortaya koyarak attığın ‘‘ilk adım’’ın 87. yılını acı içinde kutluyoruz. Kurduğun Cumhuriyetin laik yapısını korumaya çalışan Danıştay’ın basılmasının, yüksek yargıçların kurşun yağmuruna tutulmasının, Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in şehit edilmesinin acısıyla yüreğimiz yanıyor. Ankara’da yaşananlar Menemen’de yaşananları çağrıştırıyor. Atam; bugün atılacak nutuklara inanma. Devlet, devleti ele geçirenlerden cesaret alanların saldırısına uğradı. Her geçen gün Türkiye Cumhuriyeti’nin yapı taşlarından biri sökülüp atılırken şimdi de silah atılıyor. Sevgili Atatürk... Danıştay’daki katliam girişiminden sonra Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Danıştay’ı ziyaret etti ve bizlere Siyasete kan bulaşmış.. ‘‘Demek ki kanla gelmeye karar verdiler!’’ BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN AKP Danıştay’a saldırıyı yarım kınamış. Kınama sözcüğünün ilk hecelerini alıp çelenk yapsınlar! Kılavuz Reşit Çağın: ‘‘Ülkemizde daha kötü günler yaşamamak için kargaların kılavuzluktan azledilmesi gerekiyor.’’ bu saldırının Cumhuriyetimizin değiştirilemez demokratik ve laik niteliğine yönelik olduğunu söyledi. Meclis Başkanlığı koltuğunda oturan Bülent Arınç ve Başbakanlık koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan da Danıştay’a giderek kendilerince bir şeyler söyledi. Bizim aklımızda, Sezer’in sözleri kaldı. Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelen sözlü saldırıların silahlı saldırıya da dönüşmesi karşısında Danıştay’ın kapısında gözlerimiz Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ü aradı. Genelkurmay Başkanı, Danıştay’a gitmedi; personel dairesi başkanıyla adli müşavirini gönderdi. Acı Bir de kınama mesajı yayımladı. Atam... Sen aramızda olsaydın; ne yapardın diye düşündüm. Devlete silah çekilince başkomutanlığını yaptığın silahlı kuvvetlerinin Danıştay’a nasıl sahip çıkmasını isterdin? Mesajla mı? Yoksa örneğin, Genelkurmay Başkanı’ndan çok sayıda generale kadar Danıştay’ın kapısında sembolik olarak nöbet tutmalarını ister miydin? Evet Atam biliyorum; bürokrasi, hiyerarşi; Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlık’a bağlı. Atam dün yüksek yargıçlar, peşlerinden gelen on binlerce yurttaşla Anıtkabir’deydi. Bugün de ‘‘bayram’’ için bürokrasi ve hiyerarşi huzuruna gelecek. Nutuklar atılacak. Acı ama gerçek; sözün bittiği yerdeyiz sevgili Atam. Atılan nutuklara inanma! ‘Bu Ne Aşk Ne Istırap Allahım’! Cumhuriyet gazetesini sevmeye başladılar. Önce Hasan Cemal’in aşkı alevlendi. Kötü biten evlilikler gibi, nişan gecesinden başlayıp gerdek gecesi dahil, marazi bir aşkın anbeanı saat saat not edilmiş. Nasıl bir ‘‘rezil’’ adam olduğunu anlatmış Cumhuriyet’in. Garibim 20 yıl saçını süpürge etmiş, her gelene eğilmiş, amma bir türlü yaranamamış tazenin iniltili sıkıntılarını okuduk. Sonra İlhan Selçuk’un şahsında Cumhuriyet’e saldırılar başladı. Belden aşağı vurmalar, zalimlikleri.. sayfa sayfa haberler boca edildi... Velhasıl dosta düşmana hedef göstermenin bildik bilinmedik bin yöntemi sergilendi. Eskiden İstanbul’da, ayaktakımı arasında onların kendine özgü bir tezgâhları vardı. Yeni türeyen kabadayıları, eski kabadayılar ortadan kaldırmak için tezgâh yaparlar. Eski abiler, türedilerin ne kadar kötü olduğunu birbirlerine anlatırken kapı aralığından da erketelere dinletilirdi. Sonra erkete büyük abinin namusunu korumak için, gider o yeni türeyeni vururdu. Eski abiler de cenaze törenine katılır, bazen de timsah gözyaşı dökerlerdi. ??? Şimdilerde Cumhuriyet’e buna benzer tezgâhlar hazırlanıyor. Basımda, dağıtımdaki tezgâhları bozan Cumhuriyet, yerini koruyamadı kiraya çıkarıldı. Yeni yerine ben de alışamadım. Ama kutlama töreni başkaları tarafından yapıldı. 3 sefer bombalı saldırıyla, Cumhuriyet’in yeni yeri hafızalara işleniyor. Israrla bomba patlatılıyor. Belki korkutmak maksadıyla, ancak daha çok hedef gösterme gayreti var. Beyni sulandırılmış fukaralara hedef gösteriliyor. Laik Cumhuriyet yok olunca neyi demokratikleştireceksiniz? Cumhuriyetimizin yaşıtı, Mustafa Kemal’in hatıralarından biri olan Cumhuriyet gazetesini korumayıp da ne koruyacağız? Bugün hükümet payandası olmayan kaç gazete kaldı? Doğru, tarafsız haber kaynağı ne kaldı elimizde? Bu Cumhuriyeti ve onun sesi olan Cumhuriyet gazetesini beğenmeyenlere birkaç küçük anekdot sunmaya çalışacağım. Cumhuriyet fazilettir! ??? Cumhuriyetin fazileti; Çoban Sülü’yü almış Isparta’nın İslamköy’ünden cumhurbaşkanlığına taşımıştır. Sizleri kulluktan çıkarıp efendi; özgür yurttaşlar haline getirmiştir. Sizler de, Malatya’daki öğretmen Hafize Hanım’ın oğullarının birini içişleri bakanlığına ötekini cumhurbaşkanlığına taşımışsınız! Yine sizler Kasımpaşa’dan Tayyip Erdoğan’ı aldınız, bu Cumhuriyetin başbakanı yaptınız! Fermanınızdan sual olunmuyor! Daha ne istiyorsunuz? İzin verin de sizleri payitahta ortak eden, onun kayıtsız şartsız efendisi yapan Cumhuriyeti de onun nefes borusu olan Cumhuriyet gazetesini de koruyalım. Ya sabır! Ey akıl gel de yurttaşlarımıza takıl! [email protected]/Faks: 0212 672 71 71 Ya ğ m u r E k i m SESSİZ SEDASIZ (!) THY’yi ve Türkiye’yi idare eden kafa BİR yıl kadar önce; THY’de çalışanlara baskıların giderek yoğunlaştığı ve çalışma ortamının gerginleştiği günlerde THY’nin Yer İşletme Başkanı İhsan Baykan, Hava İş Sendikası’nın işyeri temsilcisi Engin Barutçu’yu odasına çağırıp ‘‘nasihat’’ etmeye kalkışıyor. Barutçu; sendikal haklardan, anayasadan, hukuktan, temel hak ve özgürlüklerden, demokrasiden söz edince İhsan Baykan aynen şöyle diyor: ‘‘Cumhuriyet gazetesi gibi konuşuyorsun.’’ Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Sorumlu Haşim Can Sözer: ‘‘Cumhurbaşkanı’nın siyasi sorumsuzluğunu gündeme getirenlerin sorumluluktan ne anladıkları, Danıştay’daki katliamdan sonra çok daha iyi anlaşılıyor!’’ Dönüş Akif Kökçe: ‘‘Cumhuriyet’e bomba, Danıştay’a kurşun; sinei teröre dönülüyor!’’ Barutçu’nun yanıtı ‘‘Siz de Akit gazetesi gibi düşünüyorsunuz’’ oluyor. İşte bu kafa; Türk Hava Yolları’nı da Türkiye’yi de böyle idare ediyor! İhsan Baykan, İstanbul’daki ‘‘başarılı’’ çalışmalarının ardından New York’a tayin ediliyor; şimdi ABD’de Türk Hava Yolları’nı temsil ediyor. Başbakan, Danıştay üyelerini hedef gösteren Akit gazetesi yazarını özel uçağında gezdiriyor. Danıştay’ın payına bir ölü, dört yaralı; Cumhuriyet’in payına ise üç bomba düşüyor! Tayyip olamazsa, İran’dan cumhurbaşkanı ithal edilsin! 87. Yılında MERİÇ VELİDEDEOĞLU Bugün Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 87. yılı. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun sağlığında, 19 Mayıs günü yaklaştıkça Atatürk’ün doğum gününün tarihini soran telefonlar sıklaşırdı. Atatürk’ün 19 Mayıs’ı doğum günü olarak kabul ettiği söyleminin toplumca benimsendiği görüldü bir ara; ne var ki bu kabul, yerleşip gelenekleşmedi. Bilindiği gibi, tarihte yer alan ünlü kişilerin doğum ve ölüm yıllarının yuvarlak sayıları ülkelerince türlü etkinliklerle kutlanıyor, genelde bu kutlama o yılın bütününe yayılıyor. Bu yıl Atatürk’ün 125. doğum yılı; yılın ortasına gelindiği halde elle tutulur bir kutlama hükümetçe ortaya konmadı. En kapsamlı etkinlik Kadıköy Belediyesi trafından hazırlandı; Belediye, Atatürk’ün babasının Makedonya’daki evini restore edeceğini de bildirdi. Cumhurbaşkanlığı da, ‘‘Cumhurbaşkanlığı Tarihi’’ adlı bir kitapla kutlamaya katıldı. Oysa bilimsel, sanatsal, toplumsal çalışma ve etkinliklerle oluşturulan bir izlence (program) daha 2006 yılının başında ortaya konulmalıydı. Ayrıca bilimsel yönde bir çalışmayı Atatürk’ün istediği de bilinir; 1924 Kasım’ında açılan, neden olduğu gerici olaylar yüzünden 1925’in Mayıs ayında kapatılan ‘‘Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’’nın derinliğine incelenmesi gerektiğini Atatürk Söylev’de (Nutuk) dile getirmiştir. Yanılmıyorsam bu konuda bir doktora tezinden öteye bir çalışma, özellikle dış kaynakların, İngiltere’nin rolünü açığa çıkaran ayrıntılı bir araştırma henüz yok. Öte yanda her 19 Mayıs günü insanın içini titreten bir anımsamayı da insan yaşamadan edemiyor. Atatürk, Bandırma vapuruna binmek üzere evinden çıktığı sırada gelen Rauf Bey’in, geminin Karadeniz’de İngilizler tarafından batırılacağı uyarısını dikkate alıp Samsun’a gitmekten vazgeçseydi, yazgımız ne olurdu? Tarih nasıl yazılırdı? Rauf Bey, İngilizlerle ilişki içindeydi, söyledikleri kesin olabilirdi, Atatürk de dostunun uyarılarını dikkate alabilirdi. Bu haftaki Strateji ekinde Işık Kansu’nun Yard. Doç. Dr. İsmet Görgülü ile yaptığı söyleşide, Atatürk’ün her koşulda Milli Mücadele’yi başlatacağı, bunun için de er veya geç Anadolu’ya geçeceği belirtiliyor. Atatürk ile birlikte Samsun’a çıkanlara gelince, toplam 19 kişi olduğu bildirilir; bunlar arasında Albay Refet (Bele) tüm Kurtuluş Savaşı süresince ve bunu izleyen ‘‘kuruluş’’ döneminde en uzun süreyle Atatürk ile birlikte olanlardandır. Ne ki Refet Bele, daha ilk bir araya geliş olan Amasya Bildirgesi’ne yaptığı dirençle başlayan karşı koyuşlarını bu sürede türlü biçimlerde ortaya koyacaktır. Oysa 19 Mayıs günü Osmanlı Devleti’nin durumu içler acısı bir görünümdür; Atatürk bunu Söylev’de belleklerden silinmeyecek bir anlatımla dile getirir. Ülkenin büyük bir bölümü genel savaşta yengi kazanmış İngiltere, Fransa ve İtalya’nın işgali altındadır, son olarak Yunan ordusu da İzmir’e çıkmış, Anadolu içlerine doğru ilerlemektedir. Padişah tahtını koruma telaşı içinde, hükümetin başı ise iktidarda kalabilme uğruna Batı’nın her koşuluna boyun eğmiş, onursuz bir tutum içinde. Ülkedeki Rumlar, Ermeniler, Kürtler, dinciler Anadolu’yu parçalamak amacıyla birçok dernek kurmuş; tüm bu dernekler Avrupa ülkelerince desteklenip, yüreklendiriliyor. Ayrıca yine Batı’nın desteğindeki Rum Pontusçular da Karadeniz bölgesinde Türk halkına ölüm saçıyor. Ülkenin yönetimi, ekonomisi, bütün varlığı yabancıların elinde. Doğu’da bir Ermeni Devleti kurulması işi, ABD Başkanı Wilson’un ağzından çıkacak söze bağlı; durumu anlatmayı böylece sürdürür Atatürk. Bu anlatımda 87 yıl önceki 19 Mayıs günü ile günümüz 19 Mayıs gününün kimi benzerliklerini görmemek olası mı? KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hayatepik?mynet.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com Esas No: 2005/27 Davacı Ayfer Gündoğdu tarafından, davalı Kemal Gündoğdu aleyhine açılan boşanma davası sebebiyle; Davacı dilekçesinde davalı ile evli olup, üç çocuklarının bulunduğunu ancak eşinin bir başka kadınla yaşamak istemesi nedeni ile aralarında çıkan geçimsizlik sonucu ayrıldıklarını ve dört yıldır da ayrı yaşadıklarını beyanla, boşanmalarına ve müşterek çocukların velayetinin davalıya tevdiine karar verilmesini istemiş, ancak tüm aramalara rağmen davalının adresini tespiti mümkün olmadığından, davalı Rıza oğlu 02.02.1962, Diyadin doğumlu, Kemal Gündoğdu’nun duruşmanın bırakıldığı 29.06.2006 günü saat 09.17’de mahkeme salonunda bizzat hazır bulunması veya kendisini kanuni bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve hüküm verilceği (HUMK 377 Mad.) hususu davalı Kemal Gündoğdu’ya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. (Basın: 23366) ESKİŞEHİR 3. AİLE MAHKEMESİ’NDEN SOLDAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SAĞA: 1 1/ Gelibolu Yarımadası’nda, 2 Çanakkale sa 3 vaşları’nın önemli çarpış 4 malarına sahne 5 olmuş bir bu 6 run. 2/ Sukabağından yapıl 7 mış ya da ağaç 8 tan oyulmuş 9 maşrapa... Karışık renkli. 3/ Talyum 1 2 3 4 5 6 7 8 9 elementinin simgesi... 1 Z E R A V E N T Güneş doğmadan ön 2 U L U B A T İ P ceki alaca karanlık... 3 F E M U R S K İ Yemek. 4/ Avustral4 A K L İ M A Z ya’da yaşayan bir cins S İ D E R O Z devekuşu... İzmir’in 5 O A S İ D E Tire ve Ödemiş ilçele 6 T A T 7 U Y U N T U A R rine özgü bir tür bilye E P E T İ K İ oyunu. 5/ Bir karayolu 8 nun yokuş bölümü... 9 S T A T Ü N A Güzel kadın. 6/ Felç... Döl verme yetkinliğine gelmiş olan. 7/ Büyük ve süslü balıkçı kayığı. 8/ Ateş, baş ağrısı, burun tıkanıklığı ve akıntısıyla beliren, yüz sinüslerinin iltihaplanması. 9/ ‘‘Mesela bir akşam üstüdür /Bahçeler ve dağlar üzre hükümran’’ (Ahmed Arif). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ GoscinnyUderzo ikilisi tarafından yaratılan ünlü çizgi roman. 2/ Bilyeli yatak... Dolma yapmak için hazırlanan karışım. 3/ Sahip... Asya’da bir ülke. 4/ Bulgur, biber, soğan, domates, maydanozla yapılan ve asma yaprağına sarılıp çiğ olarak yenen bir yiyecek... Kadifeye benzer bir kumaş. 5/ Bilgiçlik taslayan kimse... Üye. 6/ Bir soru sözü... Niğde, Nevşehir yörelerinde yetişen ve kaliteli bir şarap veren beyaz üzüm cinsi. 7/ Sodyum elementinin simgesi.. Ayakkabı çekeceği. 8/ Muğla’nın bir ilçesi... Bir içki. 9/ Orta ve Doğu Avrupa kökenli Yahudilere verilen ad. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Mayıs www.mumtazarikan.com Dosya No: 2006/3 İstanbul Ticaret Sicili’nin 502707/450289 no’sunda kayıtlı ve Müeyyedzade Mah. Kemeraltı Cad. No: 1/3 K:4 Karaköy/İstanbul adresindeki Ses Yayıncılık İletişim ve Tic. AŞ’nin iflasına Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.05.2006 tarih ve 2005/271 esas, 2006/138 karar sayılı kararı ile 05.05.2006 günü saat 14.50’de karar verilmiş olduğundan iflasın açıldığı hususu İİK’nun 166. mad. gereği tebliğ ve ilan olunur. 08.05.2006 Basın: 23862 BEYOĞLU İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN İFLASIN AÇILDIĞINA DAİR İLAN CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle