Katalog

13 MAYIS 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bakanlık soruşturma açarken şirket ‘Her şey Bakanlığın bilgisi dahilinde’ diyor 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA MEB’in aklanma çabası DSP lideri Sezer Amasya’da ? AMASYA (AA) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, ‘‘Ülkeyi bölmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz’’ dedi. Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesinde halka hitap eden Sezer, bazı çevrelerce dinsel ve etnik ayrımcılık yapıldığını, bunun ülkeye zarar verdiğini söyledi. Türkiye’nin bölünmesini isteyen güçlerce bu konuların sürekli gündeme getirilmek istendiğini ifade eden Sezer, ‘‘AleviSünni tartışmaları ile ülkede huzuru bozmaya çalışanlar var. TürkKürt diye milleti bölmeye, ayırmaya çalışıyorlar. Yüzyıllardır bu topraklarda güven ve barış içinde hep birlikte yaşadık. Bu güzellikleri istemeyenlere fırsat vermeyeceğiz’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilköğretim 4. ve 5. sınıflar için fen ve teknoloji dersi kapsamında 6 bin takımlık araç gereç alımıyla ilgili tartışmalar sürüyor. MEB Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği dün yaptığı yazılı açıklamada, konuyla ilgili haberlerde belirtildiği gibi ihale bedelinin 21 milyon YTL değil, 14 milyon YTL olduğunu kaydetti. Açıklamada, şöyle denildi: ‘‘İhale süreci devam ederken, teknik şartnamenin değiştirildiği yolundaki iddialar tümüyle gerçek dışıdır. Mevcut mevzuat gereği böyle bir değişikliğe gidilmesi mümkün de Görgü Tanığı... Üç kişiydiler... Birisi cep telefonuyla konuşuyor, ikincisi el bombasını atıyordu... Üçüncü kişi, elinde silahla çevresindekilere gözdağı vermişti... Bir görgü tanığı, dün sabah Terörle Mücadele Şubesi’nde güvenlik kameralarında saptanan kişilerden ikisiyle yüz yüze gelmişti... Üçünün de yaşları 2530 arasındaydı. Birisi uzun boylu, ikincisi biraz kambur, yüzü sivilceliydi. Üçüncüsü ise atletik yapılıydı. Polisten aldığım bilgiler, üç bombalama eylemini de gerçekleştirenlerin ‘‘dinci örgüt olduğu’’ ve en kısa sürede yakalanacakları yolunda... İki gündür Cumhuriyet, okurlarıyla dolup taşıyor... Gazeteler, televizyonlar ise sık sık şu soruları soruyor: ‘‘Hedef niçin Cumhuriyet?..’’ Cumhuriyet gazetesi 83 yıldır yaşamını sürdüren bir gazete... Yayın çizgisi belli!.. Burada salt Cumhuriyet gazetesi değil, basın özgürlüğünü, dolayısıyla laik, demokratik Cumhuriyet’i savunan herkes hedeftir... Bir gözdağı.. yıldırma, susturma!.. 83 yıl içinde böyle bir eylem gerçekleştirilemedi Cumhuriyet’e karşı!.. 5 Mayıs, 10 Mayıs ve 11 Mayıs 2006 tarihlerinde büyük olasılıkla ‘‘tetikçiler’’ böyle bir eylemi gerçekleştirdiler... Üçüncü saldırının, güvenlik güçlerinin gözleri önünde rahat bir biçimde tekbir getirerek yapılmış olması düşündürücü. Sistemli bir saldırı üçüncü kez yapılıyor... Demek ki saldırının arkasında bir örgüt var!.. İki saldırı ‘‘deneme’’ niteliğinde geceyarısı yapıldı, üçüncüsü güpegündüz... Polis, ilk iki eylemi bireysel olarak nitelendirdi, üçüncü eylemden sonra olayın arkasında ‘‘örgüt’’olduğu kanısına vardı. ??? 11 Mayıs saat 16.30’da gerçekleşen üçüncü saldırıda Muhasebe Servisi’nin camları kırıldı.. Mali ve İdari İşler Müdürü Bülent Yener şans eseri kurtuldu... Bülent Yener, pencereden bakıyor olsaydı, bombanın parçaları başına isabet edebilirdi. Olayın bir başka boyutu daha var: Anadolu Ajansı, haberlerinde ‘‘ses bombası’’ diye geçiyor... Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin haber ajansı, olayı nedense küçümsüyor... Bazı televizyonlar hâlâ şu sözümü anlamış değiller: ‘‘Bu saldırı salt Cumhuriyet’e değil, basın özgürlüğüne, bağımsız medyaya, laik Cumhuriyet’e bir saldırıdır.’’ Cumhuriyet’e yapılan üç ayrı saldırı bireysel değil örgütsel... Dün sabah konuştuğum görgü tanığı şöyle dedi: ‘‘PKK militanları eylemlerde kot pantolon giyerler. Bunlar kumaş pantolonluydular. Kaçarken gördüm ve kapkaççı sandım. Silahını çevresindekilere çekip otomobile bindiler. Görünüş olarak Güneydoğulu’ya benziyorlardı...’’ Aklıma değişik sorular geliyor... MKE yapımı (1991) el bombalarını nasıl buldu saldırganlar? Öğrendim ki Güneydoğu’da çok sayıda bu bombalardan varmış, Kuzey Irak’ta tezgâhta satılıyormuş!.. Türkiye bir dönemeçten geçiyor!.. Tarikatçı yapılanma ivme kazanıyor... Birileri bir yerden destek mi alıyor, korunuyor mu.. şimdilik bilinmiyor... Bir kez daha yineliyorum: ‘‘Cumhuriyet bu tür saldırılara, zorbalıklara ödün vermez. Bildiği yolda yürür. 83 yıldır ödün vermeden yürüdüğü gibi. Barış için, demokrasi için, özgürlük için, kardeşlik için.’’ ??? Yazımı noktalarken ‘‘Tehlikenin farkında mısınız’’ sorusu yine aklıma geldi... Kimileri Cumhuriyet’in reklam kampanyasını ‘‘darbe çığırtkanlığı’’ olarak değerlendirmişlerdi... Ne yazık ki toplumun büyük bölümü hâlâ tehlikenin farkında değil!.. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in uyarılarını dikkate almıyorlar; tarikat sermayelerinin arkasına gizlenen, AKP iktidarının ‘‘sıkmabaş şovu’’ndan yararlanan, din pazarlamacılarından destek bulan zorbalar İstanbul’un göbeğinde Şişli’de Cumhuriyet’e üçüncü bombayı atabiliyorlar... Üç saldırı böyle gerçekleşti... Umarız saldırganlar yakalanır!.. ? Bakanlık, ihale sürecinde bir firmaya ait malzemelerin Hasanoğlan’daki depoya yerleştirildiğinin tespit edilmesinin ardından firmadan bu malzemeleri geri almasının istendiğini açıkladı. Firmanın genel müdürü ise malzemelerin tümünün bakanlık onayı ile depolara yerleştirildiğini kaydetti. ğildir. Şartname gereği ihale tamamlandıktan sonra ilgili firma malzemelerinin Talim ve Terbiye Kurulu’ndan uygunluk onayını almak zorundadır. Şu anda bu süreç devam etmektedir. Uygunluk onayı alınan bazı malzemelerin mal alımları, denetim, muayene ve kabul işlemlerine dair yönetmelik hükümlerine istinaden, Hasanoğlan tesislerinde bulunan depolara geçici olarak teslim alındığı tespit edilmiş olup, ilgili firmadan bu malzemeleri geri alması istenmiştir.’’ Konuyla ilgili haberlerin basına yansımasından çok önce Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in talimatıyla konunun Teftiş Kurulu Başkanlığı’na intikal ettirildiği ve inceleme yapılması talimatı verildiği ifade edilen açıklamada, incelemenin sürdüğü bildirildi. Açıklamada, ‘‘Söz konusu ihale ile ilgili olarak 12 Mayıs 2006 tarihi itibarıyla 1 YTL dahi ödenmemiştir. Dolayısıyla kamunun 1 kuruşluk zararı bile söz konusu değildir. Eski Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Sayın Ziya Selçuk’un istifasını bu ihale ile ilişkilendirmek gerçeğe aykırıdır’’ denildi. Bakan Çelik de ihale ile ilgili iddialar konusunda ‘‘İhale süreci sonuçlanmadan, gerekli ödeme yapılmadan, Talim ve Terbiye Kurulu’ndan uygunluk belgesi verilmeden eğer birisi malını getirip oraya koyuyorsa ona ‘getir koy’ diyen de suçludur, bu süreç bitmeden oraya malını koyan da suçludur. Nitekim, haberimiz olduğu zaman bunların hepsi ters dönmüştür’’ dedi. Çelik, Murat Kıraç’ın Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi Başkanlığı görevinden bu nedenle alındığını söyledi. Onay sürecinin tamamlanmamasına karşın malzemelerin büyük bölümünü Ders Araç ve Gereçleri Deposu’na yerleştiren Bilgin Eğitim ve Teknoloji adlı şirketin Genel Müdürü Levent Uğur ise bakanlığın savunmasını çürüten bir açıklama yaptı. Uğur, ‘‘Malzemelerin tümünü haberli gönderdik. Hepsinin onayı ve yazısı var’’ dedi. Uğur, malzemelerin bir kısmının Çin malı olduğunu da kabul etti. ATA’NIN EMANETİNE SIKI KORUMA ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ‘AOÇ’yi Anakent’e verdirmeyeceğiz’ ZEYNEP ŞAHİN Baykal, “Kimse ilkeydi, federasyondu demesin, Diyarbakırspor küme düşmesin” dedi.. Yeniden yargılanacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamuoyunda ‘‘kayıp trilyon’’ davasında 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan eski Başbakan Necmettin Erbakan, Yargıtay’ın bozma kararı sonrasında yeni Türk Ceza Yasası hükümlerine göre yeniden yargılanacak. Yargıtay’ın bozma kararının ardından Erbakan’ın dosyası, daha önce hapis cezası veren Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geldi. Erbakan’ın yeniden yargılanmasına 7 Haziran 2006 tarihinde başlanacak. ANKARA Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinin Anakent Belediyesi’ne devredilmesi istemi, başkentteki üniversiteleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirdi. Ortak hedef ise ‘‘AOÇ arazisinin Anakent Belediyesi’ne devredilmesini kesinlikle engellemek’’. AOÇ’nin Anakent Belediyesi’ne devredilmemesi için mücadele eden TMMOB’ye bağlı Mimarlar Odası (MO), Peyzaj Mimarları Odası (PMO) ve Şehir Plancıları Odası (ŞPO) ile ODTÜ, Ankara Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi hazırlayacakları ortak deklarasyon ile seslerini duyuracak. Ortak hareketi Bilkent Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü ile Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi organize ediyor. Kentli olma bilinci taşıyan herkes ve tüm akademisyenler, AOÇ’nin işletim hakkının sınırsız kullanım yetkisiyle 10 yıllığına Anakent Belediyesi’ne devredilmesini öngören tasarının TBMM’den geçmemesi için çaba gösterecek. TMMOB PMO Başkanı Ayşegül Oruçkaptan, AOÇ arazisinin bataklıktan bugünkü haline getirildiğine işaret ederek ‘‘Atatürk’ün emanetidir. AOÇ emeğin sonuçlarının görüldüğü ve gururlanıldığı bir mekândır’’ dedi. Oruçkaptan, ‘‘dünyanın gelişmiş ya da geri kalmış olsun hiçbir ülkesinde AOÇ gibi değerlere karşı hem de yerel yönetimler tarafından böylesi tahrip ve yok edilişin görülmediğinin’’ altını çizdi. Oruçkaptan şunları kaydetti: ‘‘AOÇ asla resmi kuruluşların yer aldığı bir alan değildir, otel değildir, alışveriş merkezi hiç değildir. AOÇ kendini üretme, ürüne döndürmenin kanıtlandığı, halkının gelişimine katkıda bulunmuş bir alandır. PMO Atatürk’ün emanetinin takipçisidir. 1925’li yıllardaki teknoloji ve emek harikası, ekolojik koşulların olumsuzdan olumluya çevrildiği değerli örneğini, güvenmediği yerel yönetimlere vermeyecektir.’’ [email protected] Er’den kısa etek açıklaması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Ramazan Er, lise öğrencisi bir kızın kısa etek giydiği için bir polis tarafından dövülmesiyle ilgili soruşturma yapıldığını bildirdi. Er, polisin adli ve idari görevi yanı sıra ahlaka mugayir olaylara da müdahale edebildiğini, ancak toplumun kabul etmediği bir davranışın cezasız kalmayacağını söyledi. Er, uyuşturucu kaçakçılarına yönelik yapılan çalışmalara ilişkin de bilgi verdi. Er, 2005 yılının ilk 4 ayında 1790 olayda 3 bin 976 kişinin yakalandığını, 2006 yılının aynı döneminde ise 2 bin 196 olayda 4 bin 845 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. AKP hükümeti Avrupa Sosyal Şartı’nın ‘adil ücret’ ilkesine bile çekince koymuştu ‘Utanç belgesi’ Meclis’te AYŞE SAYIN ANKARA Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in vetosuna takılan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortaları Yasası’nda ‘‘AB ülkelerini örnek aldığını’’ savlayan AKP hükümeti, sosyal devletin bireylerine sağlamakla yükümlü olduğu ilkeleri düzenleyen ‘‘Avrupa Sosyal Şartı’’nı ise en temel haklara çekince koyarak Meclis’ten geçirmeye hazırlanıyor. CHP’nin sendikacı kökenli milletvekillerinden İzzen Çetin, ‘‘Eğer düzenleme TBMM’den bu çekincelerle geçerse, bir utanç belgesi onaylanmış olacaktır’’ dedi. ? Çalışana ‘mezarda emekliliği’ reva gören AKP hükümetinin ‘örgütlenme, toplu pazarlık, adil ücret’ ilkelerini düzenleyen hükümlerine ‘çekince’ koyduğu ‘Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’, bu hafta genel kurul gündemine geliyor TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta ele alınması beklenen ‘‘Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’’, Avrupa Konseyi’nin ‘‘insan hakları, hukukun üstünlüğü ve çoğulcu demokrasi ilkelerini korumak ve güçlendirmek, Avrupa kültürel benliğinin oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunmak amacına yönelik’’ hazırlandı. Ancak AKP hükümeti ‘‘ülkenin sosyoekonomik koşullarına uygun olmadığı’’ gerekçesiyle anlaşmayı geniş çekincelerle imzaladı. TBMM’nin onayına sunulan Avrupa Sosyal Şartı’nın uygun bulunduğuna ilişkin yasa tasarısı, TBMM Dışişleri Komisyonu’nda, bazı çekinceler kaldırılarak kabul edildi. Dışişleri Komisyonu’nda, ‘‘haftalık çalışma süresinin aşamalı olarak azaltılması’’, ‘‘Çalışanların kendilerine ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret hakkına sahip olduklarını tanıma’’ ile ilgili çekinceler ‘‘Anayasadaki sosyal devlet ilkesi ile çeliştiği’’ gerekçesiyle kaldırıldı. Ancak, şartın belkemiğini oluşturan ‘‘örgütlenme, toplu pazarlık, adil ücret hakkı’’na ilişkin taahhütlerdeki çekinceler, ‘‘ülkenin içinde bulunduğu sosyoekonomik şartlar’’ gerekçe gösterilerek korundu. Tasarıyı ‘‘tali komisyon’’ olarak görüşen TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi de olan CHP Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin, Avrupa Sosyal Şartı’nın ‘‘çağdaş sosyal hukuk devletinin yol haritası’’ olduğunu belirterek AKP hükümetinin şartla ilgili en önemli maddelere çekince koyduğuna dikkkat çekti. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ERDOĞAN AVUKATINA TALİMAT VERDİ DÖRDÜNCÜ’YE CENAZE NAMAZI SORUSU Öğrenciler yol kapattı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Celal Bayar Bulvarı’nı trafiğe kapatarak oturma eylemi yapan öğrenciler, eğitim ve sağlık hizmetlerinin parasız olmasını istedi. İstanbul ve Eskişehir’den otobüslerle sabah saatlerinde Ankara’ya gelen bir grup öğrenci, eylemlerine Kurtuluş Parkı’nda başladı. Daha önce verdikleri taleplerini içeren dilekçelerinin işleme konulup konulmadığını öğrenmek üzere TBMM’ye yürümek isteyen eylemcilere polis izin vermedi. Dördüncü’ye 3 dava İLHAN TAŞCI Vakit’ten provokasyon İstanbul Haber Servisi CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, Atatürk’ün Selanik’teki evindeki anı defterine AKP iktidarı karşıtı düşüncelerini yazdığı için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkisiyle karşılaşan ve hakkında dava açılması gündeme gelen Mehmet Fethi Dördüncü’yü evinde ziyaret etti. Dinci Anadolu’da Vakit gazetesi muhabirinin, Dördüncü’ye ‘‘Vefat ettikten sonra cenaze namazınızın kılınmasını ister misiniz’’ sorusunu yöneltmesine, Sevigen, ‘‘Olayı provoke etme’’ diyerek tepki gösterdi. Sevigen, Atatürk’ün evindeki defterin Erdoğan’ın talimatıyla kaldırılmasına, ‘‘Türk milletine karşı ağır bir hakarettir’’ değerlendirmesinde bulunarak, defterin yeniden yerine konmasını ve ziyaretçilere açılmasını istedi. Daha sonra Dördüncü ve Sevigen, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Anadolu’da Vakit gazetesi muhabiri, Dördüncü’nün, Göztepe Parkı’na cami yapılması gündeme geldiğinde İBB Başkanı Kadir Topbaş’a gönderdiği mektubu anımsatarak, Dördüncü’ye ‘‘Siz cenaze namazınızın kılınmasını istiyor musunuz’’ sorusunu yöneltmesine, CHP milletvekili Sevigen, ‘‘Olayı provoke etme’’ diyerek tepki gösterdi. Soruyu yanıtlayan Dördüncü, ‘‘Beni ateistlikle suçlayamazsınız. Ben İstanbul semalarında 5 yıl müezzinlik yaptım. Yazarınız Abdurrahman Dilipak, Necef direnişi, Çanakkale Savaşı’ndan çok daha önemli, onurlu ve faziletlidir diye yazmıştı. Bunu yazan sizin gazetenin yazarı değil mi? Denilecek pek bir şey yok’’ diye konuştu. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, Atatürk’ün Selanik’teki evinde bulunan Şeref Defteri’ne iktidarı eleştiren ifadeler yazan Fethi Dördüncü hakkında ‘‘kendisine ve hükümete hakaret’’ ve kişilik haklarına saldırı gerekçesiyle dava açılması için talimat verdi. Erdoğan’ın avukatı Fatih Şahin, Başbakan’ın konuyu hukuki olarak değerlendirmeleri talimatı verdiğini belirterek yazı nedeniyle 3 konuda dava açabileceklerini söyledi. Şahin, Dördüncü hakkında 10 ya da 20 bin YTL ’lik tazminat isteminde bulunabileceklerini bildirdi. Erdoğan’ın, Atatürk’ün Selanik’teki evinde bulunan Şeref Defteri’ndeki iktidarı eleştiren yazının bulunduğu sayfayı yırtmasının yankısı sürerken Başbakan yazıyı kaleme alan Fethi Dördüncü hakkında dava açılması için avukatına talimat verdi. Başbakan Erdoğan’ın avukatı Fatih Şahin, hukuki hazırlık çalışmalarının sürdüğünü ve üç konuda dava açmak için hukuki belirleme yaptıklarını söyledi. Şahin’in verdiği bilgiye göre, ilk dava konusunu TCY’nin 125. maddesinde düzenlenen ‘‘hakaret’’ suçu oluşturuyor. Ayrıca TCY’nin 301/2. maddesinde düzenlenen ‘‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni aşağılama’’ suçundan da Dördüncü hakkında suç duyurusunda bulunulacak. Bu suçu işleyenler 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor. Başbakan Erdoğan, ceza davaları dışında ‘‘kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu ve haklarının ihlal edildiği’’ gerekçesiyle de tazminat davası açacak. Erdoğan’ın avukatı Şahin, tazminat oranının henüz netleşmediğini, ancak 10 ya da 20 bin YTL olabileceğini kaydetti. CUMHURİYET 05 K