14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Konusunda ilk film olan ‘Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?’ izleyiciden hak ettiği ilgiyi görmüyor 15 Hayal perdesinden beyaz perdeye B izim insanımız için Karagöz’le Hacivat yanlış anlamalar üzerine kurulu basit bir gölge oyununun kahramanları olmaktan öte bir anlam taşımaz. Oysa filmde, bu iki gölge oyunu kahramanının ‘mizah’la kesişen ve ‘mizah’ yüzünden biten yaşamları çıkıyor karşımıza. Yani, gölge oyununda derinliği olmayan iki kahraman ilk kez etekemiğe bürünerek canlanıyor. CİHAN DEMİRCİ mayız. Neyse ki, anlatıcı Ezop, filmde karşımıza yaşayan bir dil ve gerçeğe yakın konuşmalar çıkarıyor. Hayatın içinde duyduğu küfürleri Türk filmlerinde uzun yıllar hiç duymadan büyümüş ‘‘Yeşilçam sterili’’ kuşaklara küfürler mutlaka fazla gelecektir. Mizahın gücünü unutanlara... Nermi Uygur Kitaplığı açılıyor ? Kültür Servisi Geçen yıl yaşamını yitiren felsefeci ve deneme yazarı, Prof. Dr. Nermi Uygur’un adı, onun kitaplarından oluşan ve öğrencilerle felsefe yazarlarının hizmetine sunulacak olan ‘Prof. Dr. Nermi Uygur Kitaplığı’yla yaşatılacak. Maltepe Üniversitesi Kütüphanesi’nin içinde yer alan kitaplık, 11 Mart Cumartesi saat 14.00’te üniversitenin Yabancı Diller Bölümü konferans salonundaki anma toplantısının ardından törenle açılacak. Öğr. Gör. Yusuf Çotuksöken’in yöneteceği anma toplantısında Prof. Dr. Betül Çotuksöken, Prof. Dr. Ahmet İnam, gazeteciyazar Doğan Hızlan ve çevirmenyazar Bertan Onaran konuşacaklar. Açılışa katılmak isteyenler için 11 Mart Cumartesi Bostancı Deniz Otobüsü İskelesi’nden saat 13.00’te araç kaldırılacak. (0 216 626 10 50) Filmde Hacivat’ı Beyazıt Öztürk, Karagöz’ü ise Haluk Bilginer canlandırıyor. Yakın ya da uzak hiç fark etmez, kendi tarihine hiç ilgi duymayan, merak bile etmeyen insanlardan oluşan bir ülkede yaşıyoruz. Lise tarih kitapları düzeyini aşamamış yavanlıktaki resmi tarihin içinde üçbeş savaşın ve anlaşmanın tarihini ezbere bilmekten öte yol alamamış, en fazla kopya çektiği ders ‘tarih’ dersi olmuş Türk insanına tutup da ‘tarihi’ bir film yapmak bu yüzden daha baştan pek çok zorluğu göze almak demek. Hele hele haklarında ‘hayal perdesi’nden öte bir şey bilinmeyen Karagöz’le Hacivat’ın filmini yapmak daha baştan alkışı hak ediyor. Kendine ‘Ezop’ diyen Ezel Akay belli ki yönetmekten çok, masal anlatmayı seviyor. Bu yüzden, filmi ‘‘tarihi bir masal’’ olarak izlemek ve ‘‘Tarihi gerçeklerle örtüşmüyor, şununla şu aynı tarihte yaşamadı, şu padişah öyle olamaz’’ filan dememek gerekiyor. Çünkü, anlatıcı Ezop bize 1330’ların Bursa’sında geçen etkileyici bir masalı gayet keyifli bir dille ve görsel bir şölen eşliğinde anlatıyor. Bilmem farkında mısınız, neredeyse sekiz yüzyıllık bir geçmişi olan Karagöz ve Hacivat ilk kez uzun metraj bir sinema filmine konu oluyor. Bu da bizim ayıbımızdır bir yerde. Yalnızca bu yüzden bile övgüyü hak ediyor bu film. Son günlerde filmdeki tarihi yanlışları anlatmak için sıraya girenlere sanırım önce bunu anımsatmak gerekiyor. Gördüğüm kadarıyla, günlerdir derin devletin ‘dandik’ kahramanı Polat Alemdar’ın öldürdükleriyle ilgilenen ve ‘‘Kurtlar Vadisi Irak’’ filmine seyirci rekoru kırdırma peşinde koşan halkımızın Hacivat’ın ve Karagöz’ün neden öldürüldüğünü merak ettiği filan yok! Neden böyle diyorsun derseniz, henüz ikinci haftasında koca bir sinema salonunda sadece 8 kişinin izlemesinden ötürü diyebilirim. Yıktın hayal perdesini, eyledin mizah! şağın çocuklarından biri olarak diyebilirim ki, bizim insanımız için Karagöz’le Hacivat yanlış anlamalar üzerine kurulu basit bir gölge oyununun kahramanları olmaktan öte bir anlam taşımaz. Oysa filmde, bu iki gölge oyunu kahramanının ‘mizah’la kesişen ve ‘mizah’ yüzünden biten yaşamları çıkıyor karşımıza. Yani, gölge oyununda derinliği olmayan iki kahraman ilk kez etekemiğe bürünerek canlanıyor. Hayal perdesinden beyaz per deye düşen Karagöz ile Hacivat’ın filmi özellikle son bölümlerinde Haluk Bilginer’le Beyazıt Öztürk’ün oyunculuk gösterisine dönüşüyor. Haluk Bilginer’in ‘döktüren’ Karagöz tiplemesi karşısında, Beyazıt Öztürk, Hacivat olarak hiç de ezilmediği gibi, zaman zaman rol bile çalıyor. Film, mizahın ne kadar tehlikeli bir silah olduğunu anlatmanın ötesinde, dinin hayatlar üzerinde egemen olma yolunda ilk adımlarını attığı bir dönemin rengini ve coşkusunu da yansıtıyor. Orhan Gazi’nin Bursa’sındaki, at üstünde erkeğiyle at başı giden ‘bacılar’ın etkileyici gücünü görünce, bugünün ‘bacı’larının türbana dolanmış içler acısı hali düşüyor nedense aklıma. Tarihi kahramanlar bu ülkede bize hep ‘‘steril’’ bir biçimde, pamuklara sarılarak, resmi tarih eliyle verildiğinden, onların gerçek dili ve konuşmalarıyla pek karşılaş Değerli araştırmacı Pertev Naili Boratav, 42 yıllık bir çalışmanın ürünü olarak bundan 10 yıl önce yayımladığı ‘‘Nasreddin Hoca’’ kitabında el yazması gerçeklere dayandırdığı Nasreddin Hoca fıkralarıyla hepimizi sarsmış ve aramızdan ayrılmadan bambaşka bir Nasreddin Hoca portresi çıkarmıştı karşımıza. Aynı şey Karagöz ve Hacivat için de, başka tarihi efsaneler için de geçerlidir. Ezberimizi bu anlamda da bozan filmde ‘‘Yumurtacılar’’ olarak geçen esnafın ve onları hemen avcuna alan üçkâğıtçı Pervane Kadı’nın katakulli merakları bana bugünün sıvı yumurtacılarını anımsattı doğrusu. Pervaneler bugün de tepemizde pervane gibi dönmeyi, Karagöz ve Hacivat’ları yemeyi sürdürüyorlar. Onların fazlasıyla var olduğu bu dünyada, neyse ki mizah da gücünü hâlâ koruyor. Bu gücü unutan günümüz iktidar sahiplerine de buradan duyurulur! Kıssadan hisse; bunca laf duman arasında, Hacivat Karagöz üzerine yapılmış bir filmin ‘‘Her ne kadar sürçü lisan ettik ise affola’’ diye biteceğini de unutmasak iyi olur. cihandemirci?yahoo.com TİYATROMUZ YİNE ÖKSÜZ KALDI Tiyatro sanatçısı Tunç Yalman toprağa verildi İstanbul Haber Servisi Dün yaşamını yitiren, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın eski sanatçı ve yönetmenlerinden Tunç Yalman Teşvikiye Camii’ndeki ikindi namazının ardından Feriköy Mezarlığı’nda toprağa verildi. Tunç Yalman için dün saat 12.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde tören düzenlendi. Törende konuşan Şakir Eczacıbaşı, Tunç’u 55 yıldır tanıdığını, tiyatroya Robert Kolej’de okurken gönül verdiğini belirterek, ‘‘Tunç, İstanbul Dormen Tiyatrosu’nda, İstanbul, İzmir, Ordu Devlet Tiyatrolarında çalıştı. Nereye çağrılsa giderdi. Hepimizin başı sağolsun’’ dedi. Sanatçı dostlarından Hadi Çaman ise ‘‘Yalnızca galalarda değil, böyle finallerde de buluşmak gerekir. Tunç, güler yüzüyle, donanımıyla hepimize sevgi sundu, daha önce giden tüm ustalara sevgimizi götürsün’’ dedi. Yalman’ın cenazesi, buradaki törenin ardından Teşvikiye Camisi’ne getirildi ve ikindi namazından sonra Feriköy Mezarlığı’nda toprağa verildi.Törene Yalman’ın ailesi, yakınları, sanatçı dostları ve yurttaşlar katıldı. 1925 yılında İstanbul’da doğan Yalman, 1937’de High School’dan Robert Kolej’e geçti. Koleji bitirdikten sonra, Kuzey İrlanda Üniversitesi’ne gidinceye dek babası Ahmet Emin Yalman’ın çıkardığı Vatan Gazetesi’nde çalıştı. Daha sonra babasının görevi nedeniyle Amerika’ya giden Tunç Yalman, Yale Üniversitesi’ni bitirdi. Askerliğini yaptıktan sonra 2 yıl Vatan Gazetesi’nde çalışan Yalman, Şakir Eczacıbaşı ile bir Sergi 824 Mart tarihlerinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleşkesi’nde görülebilir Sevgili Çocuk Bilgi’de Kültür Servisi İsveçli fotoğraf sanatçısı Ulla Lemberg’in ‘Sevgili Çocuk: Erkekler, Çocuklar ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ başlıklı fotoğrafları video projektörden yansıtılarak 8 24 Mart tarihlerinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu’nda sergilenecek. Ayrıca, etkinlik çerçevesinde bir konferans ve panel de düzenlenecek. İsveç’in ilk basın fotoğrafçılarından Ulla Lemberg, 30 yılı aşkın fotoğrafçılık hayatında 60 ülkede çalıştı. Çin’den Şili’ye, İsveç’ten Sudan’a kadar dünyanın pek çok ülkesinde çektiği fotoğraflarda, genellikle kadınlara odaklandı. Fotoğrafları, uluslararası gezici sergilerde dünyanın birçok yerinde sergilendi. Lemberg, baba ve çocuk fotoğraflarını içeren son sergisinin oluşumunu ‘‘Kadınların hayatlarında bir ilerleme olabilmesi, ancak erkeklerin rollerinin değişmesiyle, erkeklerin ev ve aile sorumluluklarını paylaşmasıyla olabilir’’ diyerek açıklıyor. Sevgili Çocuk, Türkiye’de de Ankara, Kars ve Urfa’da sergilenmişti. Ayrıca, fotoğraflardan renkli baskı alınarak Dolapdere’de ev ve işyerlerinin pencerelerine asılacak ve sergi tüm semt halkı ile paylaşılacak. Etkinlik kapsamında 8 Mart Çarşamba günü saat 17.00’de Dolapdere Kampusu 215 No’lu salonda Ulla Lemberg, ‘I Want You To Know Bilmenizi İstiyorum’ başlıklı İngilizce bir konferans verecek. İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Araştırma ve Uygulama Merkezi de sergi dolayısıyla ‘KadınErkek Eşitliği: Hukukun Rolü ve Sınırları’ başlıklı bir panele ev sahipliği yapacak. Panel, akademisyen ve eylemcilerin katımıyla 10 Mart Cuma günü 14. 00’te Mahkeme Salonu’nda gerçekleşecek. Etkinliklerin tümü, İsveç Başkonsolosluğu’nun desteği, Uçan Süpürge, KADER ve Anadolu Kültür AŞ işbirliği ile Swedish Institute tarafından, İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu’nda, ilgilenen herkesin katılımına açık olarak düzenleniyor. (0 212 311 53 39) Kadın Filmleri Festivali başlıyor Kültür Servisi ‘Kadına yönelik şiddet’ temasının işlendiği ‘4. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali’, 11 Mart4 Nisan tarihleri arasında İstanbul, Samsun, Diyarbakır ve Van’da gerçekleştirilecek. Festival Koordinatörü Yönetmen Melek Özmen, ‘‘kadına yönelik şiddete karşı son zamanlarda toplumlarda önemli bir duyarlılığın oluştuğunu, ancak şiddete maruz kalan kadınların hâlâ ‘kurban’ olarak nitelendiğini’’ belirterek, bu yüzden konuya dikkat çekmek amacıyla festivalin ana temasını ‘kadına yönelik şiddet’ olarak belirlediklerini bildirdi. Festival, İstanbul’da 1118 Mart tarihleri arasında İstanbul Modern, Hasan Âli Yücel ve Fransız Kültür merkezlerinde, 2526 Mart’ta Samsun Atatürk Kültür Merkezi’nde, 12 Nisan’da Diyarbakır Sanat Merkezi’nde, 34 Nisan’da da Van Kültür Sarayı’nda yapılacak. Festivalde, 14 ülkeden bazıları ödüllü Lemberg’in son sergisi baba ve çocuk fotoğraflarını içeriyor. 14 ülkeden kadın yönetmenlerin 33 filmi gösterime sunulacak. Bu ilgisizliğin nedeni, Karagöz’le Hacivat’ın kafalardaki gölge oyunu klişesi olsa gerek. Karagöz’le Hacivat’a yetişebilen, hayal perdesi kurup oynatabilen son ku ÇANAKKALE CUMOK ÇAĞIRIYOR 8 Mart 2006 Çarşamba Saat: 10.0012.00 “Kuvayi Milliye” ruhu ile ulusça bir araya gelelim Konuşmacımız ŞU ÇILGIN TÜRKLER kitabı yazarı Sayın GÖZTEPE HALİS KURTÇA KÜLTÜR MERKEZİ İZMİR CUMOK ÇAĞIRIYOR KONFERANS Turgut Özakman Yöneten: Prof. Dr. A. Mete TUNÇOKU Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Atatürk ve Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi Müdürlüğü organizasyonunda Yer: Terzioğlu Yerleşkesi Troya Kültür Merkezi Saat: 09.00’da Cumhuriyet Meydanı’ndan belediye otobüsleri kalkacaktır. GENÇLERİ UNUTMAYINIZ, SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ... ÇOMÜ İletişim: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu Tel: 0 286 218 06 11 CUMOK İletişim: 0 544 658 81 80 0 286 214 13 56 0 532 415 97 62 0 542 674 58 01 0 505 455 56 91 DR. ERGİN YILDIZOĞLU KÜRESELLEŞMEDEN SONRA... (Büyük Çözülme) 08.03.2006 Çarşamba 14.00 DEÜ FenEdebiyat Fakültesi Konferans Salonu Tınaztepe Yerleşkesi / BucaİZMİR “Dayanışacağız, çoğalacağız, oyunu bozacağız” SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ www.cumok.org izmir?cumok.org Müzisyen aslanın gülünç öyküsü Kültür Servisi Sarıyer Sanat Tiyatrosu’nun yeni oyunu ‘Aslan Kral Sirkte’ mart ayı boyunca her cumartesi ve pazar saat 15.00’te Göztepe Halis Kurtça Kültür Merkezi’nde sergileniyor. Sabahattin Mutluer’in yazıp yönettiği oyunun yönetmen yardımcısı Aykut Taşkın. Oyunun dekoru Ferit Özen’e, müziği Ersel Serdarlı’ya ait. Oyunda Aykut Taşkın, Celal Belgin, Ezgi Keskin, İlker Ayrık, Neslihan Aker, Serap Günaydın rol alıyor. ‘Aslan Kral Sirkte’, ormanların kralı Aslan Kral’ın oğlu Dodo’nun, yaşıtları gibi bir aslan değil de müzisyen olmak istemesiyle başlıyor. Ormanların eğlenceli karakterleri Tilki, Tavşan, Kaplumbağa, Karga ile renklenen oyunda, Dodo’nun sirke doğru giden müzikli ve eğlenceli yolculuğu anlatılıyor. Sezonun büyük ilgi gören oyunu ‘Sihirli Çizmeli Komedi’ ise Kadıköy Belediyesi tarafından yenilenen ve yepyeni bir tiyatro sahnesine kavuşan Caddebostan Kültür Merkezi’nde seyirciyle buluşuyor. Bilet için: 0 216 357 28 36 37 ya da www. ticketturk.com likte sanat sayfasını hazırladı, tiyatro eleştirileri yazdı. Tiyatroya 1954 yılında geçerek, bir süre Muhsin Ertuğrul ile çalışan Yalman, Ertuğrul’un görevden alınmasının ardından istifa ederek, Amerika’ya gitti. Amerika’da öğretim üyeliği yapan ve tiyatro dersleri veren Yalman, yaz aylarında da Türkiye’ye gelerek, İstanbul’da birçok oyun sahneye koydu. Tunç Yalman, 2 yıldan beri İstanbul’da yaşıyordu. www.cumok.org Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. SATI YILMAZ CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle