11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MART 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Afyon milletvekili Koçak, ‘hastanelerin rant kapısı haline geldiğini, çetelerin oluştuğunu’ söyledi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA AKP’de yolsuzluk tartışması EMİNE KAPLAN Doğu Yakasında Yeni Bir Şey Yok... Bazen düşünceli çocuklar ormanında dolaşırım. Koyu mürekkep dalgaları anımsarım. Kaygısız duygularla avunurum gece yarıları. Acımasız dinginsiz bir kavgayı, hücreye vuran ayışığını ararım. Tarifsiz gözler büyür içimde. Yüreğimin içinden geçen bulutlar dağılır birden... Bir esinti çıkar. Günler geçmeye başlar... Bir başka duygudur yaşananlar... Anadolu kadınının önceden yazılmış bir kader çizgisi midir bu? Yitirilmiş aşklar, kana bulanan evlilikler töre midir, yoksa aşiret yasaları mıdır bilinmez... Gazetelerin sayfalarında sık sık karşımıza çıkar onların ölümle noktalanan öyküleri... Son örnek Nizipli Yıldız Zaman ve Mustafa Korkmaz’ın öyküsüdür... Mustafa, 17 yaşındaki Nizipli Yıldız’a âşık olur... Yıldız’ın ailesi, durumu öğrenir... Karar kesindir: ‘‘Kızımızın âşık olduğu Mustafa işsiz, biz işsize kız vermeyiz...’’ Yıldız ve Mustafa anlaşıp kaçarlar... Ve dört gün önce Yıldız’ın ağabeyi Mehmet, Yıldız ve Mustafa’yı evlerinde öldürür... Sonra polise telefon eder: ‘‘Namusumu temizledim, gelin beni teslim alın!’’ Nedense Güneydoğu’da hep böyledir öyküler... Adı da çok basittir: ‘‘Aşk... Töre... Cinayet...’’ Mehmet Faraç, yıllardır Güneydoğu’da ‘‘Töre Kıskacındaki Kadınlar’’ı anlatır... Son kitabı ‘‘Doğu Yakasında Yeni Bir Şey Yok’’ta (Dharma Yayınları) bağnazlığın yasalarından kaynaklanan töre cinayetlerini anlatıyor... ??? Aşiretçiliğin neden olduğu geri kalmışlık, yoksulluk, feodalitenin yol açtığı baskı, sömürü ve yobazlık Güneydoğu insanının yaşam biçimi değil mi? Su, kadın, namus, töre, kan davası... 2006 Türkiyesi’nin acı, ama gerçek fotoğrafı olarak karşımıza çıkıyor... Mehmet Faraç diyor ki: ‘‘Cehaletin sokaklarında körebe oynanıyor...’’ Mehmet’in kitabını okurken şunu düşündüm: ‘‘Benim ülkemdeki şiddetin arkasında feodalite yatıyor...’’ Eğer Türkiye 1923 Aydınlanma Devrimi’ni içine sindirseydi bugün ‘‘alt kimlik’’, ‘‘üst kimlik’’ tartışmasına girmez, feodal yapıyı kırıp çağdaş ve uygar bir toplum olurdu... Kürtler ‘‘PKK’nin şiddetiyle’’ ve ‘‘ölüm mangaları’’yla hiçbir yere varılmayacağını, demokratik ve ekonomik çözümlerin gerçekleşmeyeceğini bilmiyorlar mı? Biliyorlar!.. Peki neden bunu yüksek sesle söyleyemiyorlar? PKK’den korktukları için!.. Güneydoğu’da 15 yaşındaki kız çocukları öldürülüyor... Aşksız bir toplum olmaz!.. Eğer kız çocuğu bir erkeği severse o mutlaka öldürülür!.. Türkiye’de her şey karmakarışık... Köy korucularını yaygınlaştırarak terörün önünü kesmeye çalışan düşünce Batman’da, Siverek’te genç kızların intiharlarını imamlarla çözmeye başlamıştı bir dönem... Geçenlerde Aykut Küçükkaya yazmıştı. Öğrencilere derste ‘‘şeriat soruları’’ yöneltiyordu öğretmen. Sorulardan birisini anımsadım: ‘‘İki tane Doğan marka otomobil verilip bir Mercedes alınsa dinimize göre hükmü nedir?’’ ??? İşte böyle!.. 17 yaşındaki lise öğrencisi 43 yaşındaki taksi şoförünü silahla öldürüp cebindeki parasını alıyor İstanbul’da... Ankara’da uçak mühendisi olan Hafız Koca, bıçak zoruyla aracının satış vekâleti alınıp ardından diri diri toprağa gömülerek öldürülüyor... Ve Nizip’teki cinayet... Mehmet, öz kardeşi Yıldız’ı öldürüyor, eniştesiyle birlikte... Bu olup bitenleri ise sadece seyrediyoruz... TV dizilerine bir bakın... Her dizide mafya, töre, ağa, şıh, şeyh ve cinayet var... Böyle yaşamayı çok seviyoruz, çok!.. ANKARA AKP Afyon Milletvekili Mahmut Koçak, partisinin grup toplantısında Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı sert biçimde eleştirerek bazı yolsuzluk iddialarını gündeme getirdi. Sağlık ocaklarının çöktüğünü, ülkede kolera salgınlarının yaşandığını vurgulayan Koçak, ‘‘Hastaneler rant kapısı haline geldi, çeteler oluştu. İhaleler neden Van ve Gaziantep kökenli firmalara veriliyor’’ dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, Koçak’a ‘‘Delilin varsa getir, iddia eden iddiasını ispat etmekle yükümlüdür’’ dedi. Akdağ ise ‘‘Çamur at izi kalsın mantığı güdülüyor’’ diye konuştu. Kızılcahamam kampını sakin geçiren AKP’nin grup toplantısında ‘‘yolsuzluk’’ tartışması yaşandı. AKP Af ? AKP Milletvekili Mahmut Koçak, partisinin grup toplantısında Sağlık Bakanı Akdağ hakkında bazı yolsuzluk iddialarını gündeme getirdi. “İhaleler Van ve Gaziantep kökenli firmalara veriliyor” diyen Koçak’a tepki gösteren Başbakan Tayyip Erdoğan, “Delilin varsa getir” dedi. Akdağ ise Koçak’ı ‘çamur at izi kalsın’ mantığı gütmekle suçladı. yon Milletvekili Koçak, kürsüye çıkarak Sağlık Bakanı Akdağ hakkında bazı iddiaları gündeme getirdi. Koçak’a tepki gösteren Erdoğan, ‘‘Delilin var mı’’ diye sordu. Erdoğan, ‘‘Delilin varsa topla getir, iddia etmekle olmaz. Kim bu isimler, firma isimleri ne? İddia eden iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Konuşalım, tamam ama her şey belgeli olsun. Burada konuşmadan önce bakanla ya da benimle konuşun. Bunlar ağır ithamlar, belgelerle gelin’’ dedi. Sağlık Bakanı Akdağ ise ‘‘Çamur at izi kalsın mantığı güdülüyor’’ diye konuştu. Koçak’ın eleştirileri ve gündeme getirdiği iddialar ise şöyle: Koruyucu sağlık hizmetleri etkili olarak sunulamıyor. Sağlık ocağı, sağlık eviyle sunulan birinci basamak sağlık hizmetleri çöktü, ama yerine kurulması planlanan aile hekimliği modeli ise 3 aylık Acil Eylem Planı’nda olmasına rağmen hâlâ kurulamadı. CHP Grup Başkanvekili, Meclis’te bakanlığımızı eleştirdi, araştırdım ve haklı olduğunu öğrendim. İktidara geldiğimizde yüzde 90 olan aşılama oranının 2004 yılında yüzde 60’lara düşmesinin nedenlerini Sağlık Bakanlığı değerlendirdi mi? Bir önceki bakana Dünya Sağlık Örgütü’nce yüzde 90 aşılama oranına ulaştığı için aşılamada başarı ödülü verildi. Daha hâlâ onun ulaştığı oranı değil de 3 yıl geçmesine karşın yüzde 80’leri hedefliyoruz. Doğubeyazıt’ta, Malatya’da yaşanan büyük ishal salgınları, tüm Türkiye’de ciddi sayıda görülen kolera vakaları ve koleradan ölen insanlarımız; sadece Ankara’da görülen kolera sayısının 1500 olduğu söylendi. Bu yüzden Yataş, fabrikasını kapattı. Bakanlık yemekhanesi, iki kez salgın hastalık nedeniyle kapandı. Ta ki kar düştü, salgınlar ortadan kalktı. Genel sağlık sigortası yasa tasarısı hazırlandı. Sektörde bir mutabakat sağlanmadan taslaklar oluşturulduğu için konunun uzmanları gelecekte ne olup biteceğini tahmin edemediklerini itiraf ediyorlar. Bu metotla yasayı çıkarırken ciddi dirençle karşılaşacağımız aşikârdır. Ülkemiz sağlık hizmetlerinin finansmanında bir belirsizliğe doğru gidiyor. Yapılacak hatalarda kayıpların milyar dolarlarla ifade edildiğini anımsatmak isterim. Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı atamalarda önemli mevkilere getirdiklerinizin hemen hepsi, yapacağı işi görevdeyken öğreniyor. Sağlık Bakanlığı’na geldiğiniz günden beri bürokrasi üzerinde çok oynamalar yapıldı. 3. kez, ehliyetli ve liyakatli kadrolar el değiştiriyor. ‘Türkiye’ye anahtar deliğinden bakıyorlar. Bunlar da öncekiler gibi siyasi mevta olacaklar’ Erdoğan muhalefete yüklendi Koç’a çifte fezleke ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘‘Başbakan mazoşist mi?’’ diyen CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç hakkında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle fezleke düzenledi. Başsavcılık önceki gün de ‘‘Başbakan kıvırtıyor’’ ifadeleri nedeniyle Koç hakkında fezleke hazırlamıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hikmet Önen’in, Malatya Çocuk Yuvası’ndaki şiddet olaylarını değerlendirdiği basın toplantısında, Başbakan Erdoğan’a yönelik kullandığı sözler dolayısıyla Koç hakkında fezleke düzenlediği öğrenildi. ? Parlamento içi muhalefetle ‘‘siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve medya’’ olarak nitelendirdiği parlamento dışı muhalefete sert eleştiriler yönelten Erdoğan, muhalefetin, Kızılcahamam kampından beklediklerini bulamamanın hüznü içinde olduğunu ileri sürdü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, hükümeti eleştiren muhalefet, sivil toplum örgütü ve medyayı eleştirirken ‘‘Bunlar, Türkiye’ye anahtar deliğinden bakıyor. Ama bu şekilde bakanlar buhar oluyor, eriyor’’ dedi. Hükümetin kararlılıkla yoluna devam edeceğini belirten Erdoğan, ‘‘Bunlar da öncekilerin akıbetine uğrayacak ve siyasi mevta olacaklar’’ diye konuştu. Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında, parlamento içi muhalefetle ‘‘siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve medya’’ olarak nitelendirdiği parlamento dışı muhalefete sert eleştiriler yöneltti. Muhalefetin Kızılcahamam kampından beklediklerini bulamamanın hüznü içinde olduğunu ileri süren Erdoğan, ‘‘Bizi anlamakta zorlanacaklar. Çünkü bunlar iktidarın yürüyüşüne kenardan göz ucuyla bakıyorlar. Teori, kuru kuruya köşelerde yazı yazmakla olmuyor, yaşamakla oluyor’’ dedi. Nasreddin Hoca’nın ‘‘damdan düşme’’ fıkrasını anımsatan Erdoğan, siyasetin damdan düşenlerin bileceği bir alan olduğunu söyledi. AKP’yi milletin iktidarı olarak göremeyenlerin hazımsızlık içinde olduğunu kaydeden Erdoğan, ‘‘Dönüp dönüp aynı nakaratı okuyorlar, daha da çok okuyacaklar. Biz hizmetteyiz, onlar lafta, farkımız bu’’ diye konuştu. Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Sizin heybenizde başka bir şey yok mu allahaşkına, şunları çıkarın da millet görsün. Ya da bize bir tavsiyede bulunun, şu ilde şu ihtiyaç var, bizim başlattığımız adımı devam ettirin deyin. Ama bununla karşımıza gelmiyorlar. Nerede bir hizmet varsa, bunun önünü kesmenin gayreti içindeler. Atalarımız boşuna ‘meyve veren ağacı taşlarlar’ dememiş. Ortada bir eser var. Bu eseri bunların hazmetmesi mümkün değil.’’ Muhalefete ‘‘kamuoyu araştırmalarını kendiniz yapın’’ önerisinde bulunan Erdoğan, kim ne derse desin hükümetin yoluna devam edeceğini söyledi. Muhalefetin iktidarın gücünde bir zaafiyet yaratamayacağını kaydeden Erdoğan, ‘‘Çünkü bizim milletimize vaadimiz var, bu vaat yerine gelecek. Ve bunlar da öncekilerin uğradığı akıbete uğrayacak ve siyasi mevta haline gelecekler’’ diye konuştu. Hükümeti eleştirenlerin ülkeye anahtar deliğinden baktığını ileri süren Erdoğan, ‘‘Biz en geniş açıdan bakıyoruz. Nerede bir geri kalmışlık var, bunu gidermenin gayreti içindeyiz’’ dedi. Erdoğan, AKP’nin ‘‘tek ses’’ bir parti olmadığını, birlikte düşünüp birlikte karar aldığını ileri sürdü. DTP Nevruz daveti DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Demokratik Toplum Partisi (DTP), bu yıl Diyarbakır’da gövde gösterisine dönüştüreceği Nevruz için yüzlerce kişiye davetiye gönderdi. Davetliler arasında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, KDP lideri Mesut Barzani, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Büyükelçisi ile yabancı ülke temsilcilikleri bulunuyor. DTP İl Başkan Yardımcısı Necdet Atalay, Nevruz kutlamaları için valiliğe resmi başvuru yaptıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Erdoğan ile Talabani ve Barzani’ye de davetiye gönderdiklerini anlatan Atalay, AB Türkiye Delegasyonu ile birçok ülke büyükelçisini de kutlamaya çağırdıklarını söyledi. DTP’nin davetliler listesinde Diyarbakır milletvekilleri de bulunuyor. Arınç yine partili gibi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’li kimliğini ön plana çıkararak yaptığı konuşmalarla dikkat çeken Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Bülent Arınç, ‘‘Sınavıyla, mülakatıyla, usul ve esaslarıyla bundan önceki 10 hükümet döneminde hiç tartışma olmadan uygulanmış bazı işlerin bu dönemde uygulanıyor olmasına, ‘Cumhuriyet, laiklik, rejim elden gidiyor’ diye karşı çıkmanın bilimsel bir mantığı yoktur’’ dedi. Arınç, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Ufuk Üniversitesi’nde düzenlenen kutlama programında yaptığı konuşmada, ‘‘Önemli olan 70 milyonun sağlık hizmetinin en güzel şekilde yerine getirilmesidir’’ dedi. Başbakan Erdoğan, grup toplantısında medyaya da yüklendi. (Fotoğraf: AA) ‘Kilis cinayetlerinde istihbarat elemanları kullanıldı’ iddiası Çetin cinayetleri Meclis gündeminde ANKARA (ANKA) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, eski Kilis Belediye Başkanı ve eski Milletvekili Ekrem Çetin ile oğlu Cahit Çetin’in kent merkezinde 3 Haziran 2005 tarihinde öldürülmeleriyle ilgili gelişmeleri bir soru önergesiyle Meclis gündemine getirdi. Kart, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, Ekrem Çetin ile Cahit Çetin’in olayıyla ilgili verdiği bundan önceki soru önergesine, dönemin Valisi ve İl Emniyet Müdürü’nün, ceza hukuku kapsamında sorumluluğunun bulunmadığı, Vali hakkında Mülkiye Müfettişi tarafından teklif edilen ‘‘disiplin cezası’’ uygulanmasına ilişkin işlemin ise devam ettiği yanıtının verildiğini kaydetti. Kart, İçişleri Bakanlığı’nın, öldürme eylemine yardım ve yataklık eden kişiler arasında ismi geçen Mustafa Demir’in istihbarat görevlisi olup olmadığı şeklindeki sorularına ise yanıt vermediğini bildirdi. Kart, öldürme eylemine yardım ve yataklıktan Kilis Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmakta olan bu kişinin, Kilis İl Jandarma Alay Komutanlığı’nın ‘‘kayıtlı haber elemanı’’ olduğu, çeşitli kaçakçılık olaylarının takibi ve bilgi toplanmasında görevlendirildiğini, İl Jandarma Alay Komutanlığı’nın resmi yazıyla mahkemeye gönderdiğinin bildirildiğine dikkat çekti. Kart, bu kişinin Suriye uyruklu olduğunu ve nüfus kayıtlarında tahrifat yapıldığının anlaşıldığını belirtti. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ÖZEL OKULA TEŞVİK YASASI FEHRİYE ERDAL ’IN AVUKATINDAN İDDİA ETİK OLMAYAN ÜYE KAYITLARI YAPILIYOR Devletten para ve kredi desteği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’ye sunulan Özel Öğretim Kurumları Yasa Tasarısı’na göre devlet, özel okullarda okuyan öğrencilere her ders yılı için 1000 YTL’ye kadar parasal yardım sağlayacak ve okul ücreti için alınan kredi faizinin bir bölümünü ödeyecek. Tasarıya göre bir kurumda öğretime başlayabilmek için kurum açma izni alınacak. Askeri okullar, emniyet teşkilatına bağlı okullar ve din eğitimiöğretimi yapan kurumların aynı ya da benzeri özel öğretim kurumları açılamayacak. Yabancı okullar, Bakanlar Kurulu’nun izni ile yeni arazi edinebilecek ve kapasitelerini en fazla beş kat arttırabilecek. Tasarıya göre özel öğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilere, her ders yılı için öğrenci başına, en fazla 1000 YTL tutarında devlet yardımı yapılabilecek. Veliler tarafından okul ücretini karşılamak üzere alınan kredi faizinin yüzde 50’sini geçmemek üzere belirlenen kısmı devletçe ödenebilecek. Kurumlar, öğrenim gören öğrenci sayısının yüzde üçünden az olmamak üzere ücretsiz öğrenci okutmakla yükümlü olacak. Tasarıya göre özel okullarda görev yapan öğretmenler ek iş yapabilecek. Sezer’den hükümete ? HAYMANA (AA) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, hükümetin terörle mücadele konusunda büyük hatalar yaptığını savundu. Sezer, Ankara’nın Haymana ilçesindeki parti meclisi toplantısında, halkın sistemle ilgili kaygılarının arttığını, ancak sistemi demokratik yoldan kendilerinin koruyacağını savundu. ‘Müvekkilime trajik bir son planlanıyor’ BRÜKSEL (AA) Belçika’nın Bruges Ceza Mahkemesi tarafından 4 yıl hapis cezasına çarptırılmasından bir gün önce ‘‘izini kaybettiren’’ terörist Fehriye Erdal’ın avukatlarından Jan Fermon, ‘‘müvekkiline trajik bir son hazırlandığını’’ savundu. Fermon, basına yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Karel De Gucht’un, Erdal’ın yakalanması halinde Türkiye’ye iade edilebileceğini duyurmasını eleştirerek bu açıklamanın, teröriste Belçika’da teslim olmaması için bir mesaj oluşturduğunu ileri sürdü. ‘‘Bu açıklama, müvekkilim Erdal için trajik bir son planlandığını teyit ediyor’’ diyen avukat, ‘‘Bu, bazılarının Erdal’dan kurtulmak istediklerinin kanıtıdır. De Gucht’un sözleri, Erdal’a Belçika’da cezasını çekmek için kesinlikle ortaya çıkmamasına yönelik bir yalvarıştır’’ şeklinde konuştu. Fermon, Erdal’ın ‘‘izini kaybettirdiği’’ 27 Şubat günü şoförlüğünü yapan ve bir gün sonra mahkeme tarafından 6 yıl hapis cezasına çarptırılarak tutuklanan terörist Musa Asoğlu’nun, olay günü Belçika İstihbarat Servisi (SE) tarafından ‘‘uzaktan’’ değil, ‘‘sataşkan bir şekilde’’ izlendiğini de anlattı. İstihbaratçıların Asoğlu’nun kullandığı arabayı çok yakından izlediklerini, Asoğlu’nun ilk defa bu şekilde takip edildiğini ve son yıllarda hedef oldukları tehditleri düşünerek ‘‘Erdal’ı güvenli bir yere yerleştirmek istediğini’’ ifade eden avukat, Asoğlu’nun Erdal’ı düşünerek hareket ettiğini söyledi. İstanbul Tabip Odası seçimine ‘AKP’ karıştı SİBEL BAHÇETEPE Nisan ayında yapılacak olan İstanbul Tabip Odası seçimleri öncesinde, AKP yandaşı bir grubun Tabip Odası’nı ele geçirmek için etik olmayan üye kayıtları yaptığı, gruba yakınlığıyla bilinen bir ilaç firmasının da üyelerin aidatlarını ödedediği öne sürüldü. İstanbul Tabip Odası Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu, seçimler öncesi AKP yandaşı olan bazı kesimlerin ve ‘‘Hekim Hakları Derneği’’nin yasal olmayan birtakım çalışmalar yaptığını iddia ederek ‘‘İstanbul’daki birçok hastanelerde klinik şefleri, asistanlar üzerinde baskı kurarak zorla İstanbul Tabip Odası’na üye yapıyor. Yapılan üyelerin odaya ödemesi gereken aidatları ise bir ilaç firması ödüyor’’ dedi. Çerkezoğlu, bu kişilerin İstanbul’daki hastanelerin başhekimlerine gönderdikleri mektuplarında oda seçimlerinde çalışacak yandaşlarının listelerini istediklerini belirterek ‘‘Oda’ya üye olmayan ve kendilerine oy verme ihtimali olan hekimlerin de telefon, email ve çalışma yerlerini içerin listelerin kendilerine iletilmesini istediklerini biliyoruz’’ diye konuştu. Çerkezoğlu, geçen seçim döneminde de buna benzer durumların yaşandığını dile getirdi. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy ise AKP’nin eleştirilere açık olmadığını vurgulayarak ‘‘Hükümet kendi fikrinde ve güdümünde olmayan yönetimi istemediği için Oda’yı ele geçirmek istiyor’’ açıklamasında bulundu. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle