23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 MART 2006 SALI 6 Meriç Nehri taştı ? EDİRNE (AA) Edirne’de sağanak yağış ve Bulgaristan’ın baraj kapaklarını açması sonucu Meriç Nehri taştı. Arda Nehri’nde ise ciddi bir taşkın beklendiği bildirildi. Taşkın nedeniyle bölgedeki Karaağaç semtinde ilköğretim ve liseler 1 gün tatil edildi. Arda Nehri’nin kenarındaki Bosnaköy boşaltıldı, köydeki hayvanlar tahliye edildi. HABERLER Sadece uçak inmiyordu... Isparta’nın Süleyman Demirel Havalimanı plansızlık ve programsızlığın parmak ısırtacak örneklerinden biri olarak ‘Devri Süleyman’ı simgeliyordu. Guinness Rekorlar Kitabı’na girmek üzereyken ‘‘Baba’nın yüzü suyu hürmetine’’ işe yarar duruma getirildi. sparta’ya girişte yer alan Süleyman Demirel’in şapkasını havaya kaldırmış heykelini geride bırakıp Süleyman Demirel Bulvarı üzerinden, solda Süleyman Demirel Üniversitesi’ni, sağda Süleyman Demirel Botanik Bahçesi’ni geçtikten ve yine Demirel ailesine ait Göltaş tesislerine teğet geçtikten sonra sonunda Süleyman Demirel Havalimanı’na varıyoruz. İlk bakışta eksiksiz bir havaalanına benziyor. Havaalanı Başmüdürü İsmail Togay’dan ilk bilgileri aldıktan sonra yanılmadığımızı anlıyoruz. Burası gerçekten eksiksiz bir havaalanı... 48 kişilik kadrosu her an ayakta. Güvenlik, temizlik, teknik, itfaiye, elektrik, seyrüsefer ve makine üniteleri ile pasaport ve gümrük kontrol birimleri 24 saat göreve hazır ve nazır. 5 apron ve buna bağlı 5 uçak park yeri ile 24 saatte 100 uçak kapasiteli, 3 kilometrelik uluslararası boyutta pisti ve pist kontrolörleri ile normal bir havalimanında olması gereken her şey var. Ve bu hizmete hazır çalışma 1997 yılından beri mevcut. Ne var ki, 1997 yılından bu yılın (2006) başına kadar eksik olan iki şey vardı: Uçak ve yolcular... Başmüdür’ün deyişiyle ‘‘Alan kapalı değildi, fakat uçak inmiyordu.’’ Uçak inmeyince haliyle yolcu da inmiyordu. Kimse inmeyince kimse de binmiyordu. Ve inanılması insana zor geliyor ama Başmüdür’ün söylediğine göre personelin boş oturması bir yana, her şeyin düzenli tutulmasına zaman ve personel az bile geliyordu. Çünkü hiçbir uçağın inmediği alan, her an 100 uçak inecekmiş gibi bekletiliyor, bazen havada arızalanan veya yakıtı bittiği için acil inişe geçen uçaklara hizmet verdiği oluyordu. Bunun dışında kafasına esen biri çıkarsa pekâlâ inebiliyordu. Öykü nasıl başladı? Isparta havalimanı hazırlıkları 1992 yılında başladı. Temeli 1994’te 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından atıldı, Temmuz 1997’de yine Süleyman Demirel tarafından açıldı. Zamanın parasıyla 3.5 trilyona mal olmuştu. O tarihten bu yana, ortada uçak ve yolcu olmadığı halde açık tutuldu. Bir ara Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) tarafından 6 havalimanı ile birlikte kapatılması gündeme geldi. Bunlardan beş tanesi (Uşak, Sinop, Tokat, Balıkesir Merkez ve Zonguldak Çaycuma) kapatıldı. Fakat ‘‘Baba’nın hatırına’’ Isparta kapatılmadı. O günden bu yana tam teşekküllü bir havaalanı olarak boş duruyor ve trilyonlarca zarara yol açıyordu. Fakat beterin beteri vardı. Örneğin SALI ORHAN BURSALI Şemdinli, Derin Devlet, Ülke Şemdinli İddianamesi, daha epey tartışma götürecek bir belge. Çünkü epey iddialı: Savcı Bey, Kürt meselesinde görüşlerini iddianamesinin ‘‘dibacesi’’ yapıyor. Ayrıca Savcı için mesele sadece Şemdinli Olayı değil: Büyükanıt Paşa’yı hedef alarak, güncel ve siyasi Genelkurmay Başkanlığı atamasına da karışıyor! Şimdi karşınızda böyle iddialı bir savcı varsa ve Türkiye’nin temel konularında düşünce oyununa kalkışıyorsa, Savcı dahil, iddianame her düzeyde ele alınabilir, demektir.. ??? İddianamede şüphesiz Kürt Sorununa ilişkin doğruya yakın saptamalar var.. Şemdinli’deki olayı da çok yönlü sorguluyor.. Ancak 1) Savcı Bey, bir taşla birkaç kuş vuracak.. Hem Şemdinli’de yakalanan ‘‘devlet görevlilerini’’ yargılatacak.. Hem de Büyükanıt Paşa’nın ‘‘yakasına yapışacak’’.. Türkiye’de bu ikisi birden olmaz... 2) O zaman Savcı Bey’in niyetinde, Şemdinli olayını aydınlatmak ikinci planda.. Esas amacı Büyükanıt’ı tartışmak ve tartıştırmak.. 3) AKP’nin bu durumu ‘‘tepeden planladığı’’ söylenebilir mi? Bilmiyoruz. Ancak Erdoğan, ilk demecinde, hem Ordu’yu hem de Yargı’yı (yani savcıyı) savunduğuna göre, Büyükanıt’ın tartışılmasından, en azından kendi tabanı açısından bir fayda görüyor. 1) AKP tepeden planlamasa bile, tabanda işin içinde.. AKP içindeki Kürtçü ve şeriatçıların Savcı ile ele ele oldukları açığa çıktı.. 2) Savcı Bey, Büyükanıt’ı karıştırmasaydı, devletin Şemdinli’deki rolü ön plana gelecekti.. Böylece belki Kürt terörüne karşı sağlıklı ve doğru politika nedir’i tartışacaktık. 3) AKP, Ordu hakkında niyetleri konusunda ilk ciddi ipucunu verdi. Şüphesiz, ağustos ayında terfiler, Şura’nın kararları doğrultusunda olacak ve Erdoğan da bunu onaylayacak. Dinci siyaset, bu konuyu uzun vadeli planlıyor.. Ordu, AKP’nin stratejisi karşısında temel engel.. Diğer kurumlar, buradan aldıkları güçle ayakta durmaya çalışıyor. Yakın geçmişten örnekler vererek, iktidarın Ordu’daki atamalarda ‘‘demokratik söz hakkı’’ olduğunu yazıp çizenlerin, demokrasi ve laiklik konusunda müthiş bir kıvraklığa sahip olduklarını itiraf etmek gerekir.. ??? Gelelim Şemdinli’ye.. Şemdinli, Şırnak, Diyarbakır gibi PKK Kürtçülüğünün yeraltı faaliyetlerinin sürdüğü yerlerde, her ülkenin ve devletin de karşıfaaliyetini sürdürmesi eşyanın tabiatını uygundur.. Mesele sadece, devlet görevlilerinin Şemdinli’de ‘‘iş üzerinde’’ yakalanması değildir. Bu faaliyet iki taraflı bir bütünlük oluşturur. Birinin varlığı diğerinin varlığı ile bire bir ilişkilidir. PKK’yi ve Kürtçülüğü kendi düşüncelerinde normalleştirenler (Bir kısım ‘‘Aydınlarımız’’), ‘‘İşte derin devlet yakalandı!’’ demekle ‘‘demokratik tavır’’ aldığını sanıyor.. PKK’nin yerel yönetimleri ele geçirdiği bütün bölgelerde, açık ve gizli, bir savaş sürüyor. Şemdinli, bunun bir dışavurumudur.. Ne olay bir ‘‘masum kitapçı’’ olayıdır, ne de salt ‘‘derin devlet’’! Ama buna rağmen, ‘‘derin devlet’’in oradaki faaliyetlerinin boyutu ve niteliği, Şemdinli örneğinde tartışılmalıdır. ??? ‘‘Derin Devlet’’, anlaşılan yıllardır sürdürdüğü benzer ‘‘araç’’ ve ‘‘politikalar’’da ısrarlı. Geçmişten öğrendiği bir şey yok. Sadece alıştığı bir davranış biçimi var. Bu tür araçların, bölgedeki Kürtleri ve Kürtçülüğü kuvvetlendirdiği ve bütünleştirdiği açık seçik ortada.. En azından bu araçlar ve politikalarla bugün varılan yer, bu gerçeği görmek için yeter... Arkadaki güdü ‘‘İntikam’’ ise eğer, devlet ve ülke için bir temel politika olamaz. İntikam, kaybedilen bir olayın ürünüdür. ‘‘Derin Devlet’’in oradaki davranış biçimi, siyasetin, sosyolojiyi ve psikolojiyi, özetle bilimi de katarak, belirlediği politikalar bütününün bir yansıması olabilir ve olmalıdır.. Sorunumuz ve açmazımız, Kürt olayını salt ‘‘güvenlik’’ ve ‘‘derin devlet’’in görev alanına terk etmekten kaynaklanıyor... Geleceğimiz için bu kadar önemli bir konu, bu kadar dar kapsamdan çıkartılmalı, muhalefeti, iktidarıyla birlikte bir ‘‘ulusal politika’ düzeyine yükselebilmelidir... PEKŞE N I Ç L A Y AN BURAD A C BAKIN N 4 çocukta kuş gribi şüphesi ? SIV AS (AA) Aileleri tarafından yüksek ateş, iştahsızlık yakınmalarıyla Tokat Karşıyaka Çocuk ve Doğum Hastanesi’ne kaldırılan E.G. ve kardeşi O.G. ile A.Ş. ve kardeşi B.Ş., ilk muayenelerinin ardından kuş gribi kuşkusuyla Sıvas’a gönderildi. Ambulansla önce Sıvas Sultan 1. İzzettin Keykavus Devlet Hastanesi’ne getirilen çocuklar, daha sonra Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne kaldırıldı. 24 saat göreve hazır kadrosuyla Süleyman Demirel Havaalanı’nda dokuz yıl süren ‘uçaksızlık’ sona erdi I Adatepe’nin sağlık durumu ? İstanbul Haber Servisi Bodrum’da tedavi gördüğü özel hastaneden İstanbul’daki Alman Hastanesi’ne sevk edilen, Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe’nin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Adatepe, bağırsak enfeksiyonu ve yüksek tansiyon nedeniyle 9 Mart Perşembe akşamı Bodrum’dan Alman Hastanesi’ne nakledilmişti. Zonguldak Çaycuma’nın durumu tam rekorluktu. ‘‘Her ile bir havaalanı’’ düsturuyla inşa edilmiş, ‘‘bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere’’ yapılırken önüne gelen çalmış, pisti hatalı yapılmış, uçakların inişkalkışları için gerekli sinyallerin işlemesine olanak vermeyen bir maden alanı üzerine oturtulmuştu. O yüzden THY, alana tek uçak indiremeden sefer koymaktan vazgeçmişti. Türbanlı kasiyere tepki ? Dış Haberler Servisi İsviçre’nin YverdonlesBains kentindeki Migros mağazasında kasiyer olarak çalışan türbanlı kadının bir an önce görevden alınmasını talep eden müşteri grubu, bu konuda halka bir anket formu dağıtarak ‘‘Türbanlı kasiyer istiyor musunuz’’ sorusunu sordu. Tepkili müşteriler, kasiyerin görevde kalması durumunda artık bu mağazadan alışveriş yapmayacaklarını söylediler. Bir süre önce İsviçre’nin başka bir kentinde yine benzer bir durumla karşılaşan Migros, türbanlı çalışanını tazminat vererek işten çıkarmıştı. Hutu kabilesinde olsaydı sorumlusu aranırdı... Süleyman Demirel Havaalanı da aynı yolun yolcusu görünüyordu ama.. Baba’nın önerileri sonucu Ispartalı iş adamlarının Fly Air’i Isparta’ya inişkalkış yapması için ikna etmesi durumu kurtardı. Bu yılın başından beri eğer yolcu varsa Fly Air günde 100 uçak kapasiteli alana, haftada üç gün, bir tek sefer yapıyor. Fakat bu seferler aşağıdaki düşünceleri önleyemiyor: Afrika’nın Hutu kabilesinde veya Borneo’nun balta girmemiş bölgelerinde yaşayan insan topluluklarında bile, köyün ortasına bir alan yapılacağı zaman, önce küçük bir araştırma yapılır. Bu alanın meraklısı var mı? ‘‘İlerde olur mu, olmaz mı’’sı anlaşılır ve alan ona göre açılır. Ve böyle bir olay Hutu kabilesinde veya Borneo’nun ilkel kabilelerinde bile yaşansa Şef tarafından olayın sorumluları bulunur ve sanırım ilkel yöntemlerle cezalandırılır. Bizde yapılamayan budur. İnşaat bittikten sonra görülmüştür ki, Isparta’ya (ve diğer kapatılan bölgelere) havalimanı gerekli değildir. 9 yıl boş geçirildikten sonra Isparta Ticaret Odası ileri gelenleri, Fly Air’i ‘‘boş koltukların parasını ödeme’’ garantisi vererek ikna etmişlerdir ki, bu durum hava taşımacılığında görülmüş veya duyulmuş şey değildir. Daha çok Nasreddin Hoca’nın ‘‘Ben yaptım oldu’’ öyküsüne benzemektedir. Dikkuyruklar memnun Havalimanının Başmüdürü İsmail Togay uçaksızlık ve yolcusuzluğa rağmen son derece neşeli ve güler yüzlü biri. Yüzünden gülümsemesini eksik etmeden, Yanlış bilinen bir şey var... diyor ve ekliyor: Alan bugüne kadar kapalı değildi. Ya neydi? Sadece uçak inmiyordu. Bu yanıt üzerine Başmüdür’ün neşesi bana da geçiyor. Ben de gülmeye başlıyorum. Aslında doğru söylüyor: Isparta Havalimanı’nın tam kapasite ile çalışmaması için hiçbir neden yok. Kentte 4550 bin öğrenci, 25 bin asker, 1520 bin gurbetçi, 10 bin kadar bedelli asker var. Eh... havaalanı da gördüğümüz gibi hiç eksiksiz... Öyleyse bunlar neden uçaklara binip gitmiyorlar, Başmüdür’ün aklı almıyor. Ben biraz kendimi zorlayınca şöyle bir neden bulur gibi oluyorum: Galiba uçak seferi olmadığı için bunlar isteseler de, uçaklara binip gelemiyorlar ve doğal olarak gidemiyorlardı. Demirel Havaalanı, karayolundan Antalya’ya 2 saat, göller bölgesi ve Davras Kayak Merkezi’ne çok daha yakın. Safariler, av turizmi, göl turizmi ve çevre turizmi (özellikle dikkuyruk ördeklerini görmek) için biçilmiş bir bölge. Dikkuyruk lafı açılınca o konuya da giriyoruz. Anımsanacağı gibi havalimanı inşa edilirken çevreciler hava trafiğinin dikkuyrukları kaçıracağı endişesi ile birkaç protesto gösterisi düzenlemişlerdi... Fakat korkulan olmadı. Çünkü havalimanına uçak inipkalkmadığı için dikkuyruklar yaşamlarını sürdürdüler. Baba’nın bir düşüncesi daha doğru çıkmıştı. Gösteriler için ne diyeceği sorulduğunda, Merak etmeyin dikkuyruklara zarar gelmez.. demiyor muydu? Haklı çıktı: Dikkuyruklar gerçekten hayatlarından memnunlar... İlk Awacs Türkiye’de ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Barış Kartalı Programı kapsamında ilk Boeing 737700 Awacs’ın (Havadan Erken İhbar ve Kontrol Uçağı) TAI tesislerine gelişi ve bu program için yaptırılan hangarın açılışı nedeniyle tören düzenlendi. Törene katılan Savunma Sanayii Müsteşarı Bayar, ‘‘Bu projede Türk savunma sanayii önemli rol alıyor. Projede neredeyse yurtdışına çıkan döviz kadar iş payını Türk savunma sanayiine geri döndürmüş olduk’’ dedi. obursali?cumhuriyet.com.tr. EL KAİDE’YE YARDIM SUÇLAMASI ‘TürkErmeni İlişkilerinde Yeni Yaklaşımlar’ sempozyumuna Ermeni bilim adamları katılmıyor ‘Farklı görüşler tartışılacak’ İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, İÜ tarafından düzenlenen ve yarın başlayacak olan ‘‘TürkErmeni İlişkilerinde Yeni Yaklaşımlar’’ konulu sempozyuma, karşıt görüşleri savunan birçok bilim adamının katılacağını ve sempozyuma bilimsel düşüncenin ve bilimsel geleneklerin egemen olacağını söyledi. Prof. Dr. Parlak, Ermeni bilim adamları davet ettiklerini, ancak birinin katılamayacağını bildirdiğini, diğerlerinin yanıt dahi vermediğine dikkat çekti. İÜ Rektörü Prof. Parlak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şafak Vural ile birlikte 1517 Mart’ta düzenlenecek sempozyuma ilişkin dün İÜ rektörlük binasında bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Parlak, ilk bakışta, bu konuda sıkça yapılan ve med Sakka’nın avukatına dava HİLAL KÖSE Terör örgütü El Kaide’nin üst düzey yöneticisi olduğu ileri sürülen Louai Sakka ile İstanbul’daki bombalı saldırıları düzenledikleri gerekçesiyle yargılanan bazı sanıkların avukatı Osman Karahan hakkında, ‘‘yasadışı örgüte yardım ve yataklık etmek’’ suçundan dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘‘terör örgütü El Kaide’ye üye olmak’’ suçundan yargılanan bir sanığın “Osman Karahan bana para yardımı yaptı” ifadesi üzerine soruşturma başlattı. Tutuksuz sanık Tami el Buhari’nin beyanları sonucu başlatılan soruşturmanın ardından, Karahan’ın ‘‘terör örgütü El Kaide’ye yardım ve yataklık etmek’’ suçunu işlediği ileri sürüldü. Karahan’ın, 5 ile 10 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması için yargılanması istemiyle hazırlanan iddianame, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Karahan, iddianamenin mahkemece kabul edilmesi durumunda yargılanacak. 1 kişiye 130 bin 754 YTL ? ANKARA (AA) On Numara Oyunu’nda 10 bilen 1 kişi, 130 bin 754 YTL 95 YKr kazandı. Şanslı numaraların; 3, 6, 9, 10, 11, 12, 14, 15, 19, 28, 33, 36, 37, 45, 53, 65, 66, 74, 75, 77, 78 ve 79 olarak belirlendiği çekilişte 9 bilenler bin 946 YTL 10’ar YKr, 8 bilenler 94 YTL 65’er YKr, 7 bilenler 10 YTL 40’ar YKr, 6 bilenler 1 YTL 50’şer YKr, hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler de 1 YTL 15’er YKr kazandı. ‘TALAT PAŞA HAREKÂTI’NA ENGELLEME Haber Merkezi Almanya’nın başkenti Berlin’de yapılacak olan ‘‘Büyük Proje 2006’’ başlığında ‘‘Talat Paşa Harekâtı’’ olarak nitelendirilen ve ‘‘sözde Ermeni soykırımı’’ iddilarına karşı düzenlenecek miting ve yürüyüşe Berlin polisi izin vermeyeceğini açıkladı. Etkinlikler için yapılan başvuruya olumlu yanıt veren Almanya, dün kararını değiştirdi. Alman konsoloslukları etkinliklere katılmak için Berlin’e gitmek isteyenlerin vize başvurularını geri çevirdi. Vize başvurularına olumyaya yansıyan toplantılardan biri gibi izlenim veren bu sempozyumun, diğerlerinden farkının, dünyanın çeşitli ülkelerinden ve farklı görüşlerden birsuz yanıt alan bir grup, dün Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği önünde protesto gösterisi yaptı ve vize taleplerini yineledi. Almanya’nın vize taleplerine verdiği olumsuz yanıtın nedeni akşam saatlerinde yapılan açıklamayla ortaya çıktı. Berlin polisi, yarın Talat Paşa’nın öldürüldüğü Steinplatz’da düzenlenecek çelenk koyma ve saygı duruşuyla 18 Mart’ta yapılacak yürüyüş ve mitinge, olay çıkabileceği endişesi ve ölülerin anısına leke sürme nedeniyle izin verilmediğini açıkladı. çok akademisyenin katılması olduğunu vurguladı. Parlak, sempozyumda ele alınacak çeşitli konu başlıklarıyla sorunun hukuki, askeri, sosyal, psiko lojik ve insanı boyutlarının ele alınacağına dikkat çekti. Sempozyumun düzenlenme amaçlarından birinin, TürkErmeni ilişkilerininin yalnızca ‘‘soykırım var ya da yok’’tartışmasına konuyu sıkıştırmak olmadığını belirten Parlak, ‘‘Amacımız, olayın tek yönünü tartışmak değil, tarihi bir olayın farklı boyutlarını, çeşitli disiplinler aracılığıyla ve bilimsel bir çerçevede ele almaktır’’dedi. Parlak, sempozyuma davet ettikleri Ermeni bilim adamlarının, biri dışında, diğerlerinin katılamayacaklarını belirten bir mesaj dahi ulaştırmadıklarını belirterek ‘‘Ermenistan’dan konuyla ilgili tarihçiler davet ettik. Fakat toplantıya katılmadıkları gibi, katılmayacaklarını Düzenleme Komitesi’ne doğrudan bildirmediler. Dış basında üniversitemizi yaralayabilecek beyanlar verme yolunu seçiler’’ diye konuştu. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle