23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MART 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr ‘Siyasetten bağımsız, IMF’ye bağımlı’ olmakla eleştirilen Serdengeçti’nin başkanlığı bugün sona eriyor 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Merkez’e vekil başkan geliyor MURAT KIŞLALI Şirket Sadece AKP için geçerli olduğunu düşünmüyorum. Çağımızın, öncelikle de ülkemizin siyasal parti örgütlenme yapısı, karakteristiğinde genellenmiş bir sorun. Ortada bir ideolojinin çatısı altında, topluma hizmet motivasyonu falan yok. O işin süsü.. en iyi niyetlisinde kendi kendini de, elbette çevreyi de aldatmanın aracı. Siyaset, parti örgütlenme yapısı, hele de üst düzey yönetim, meclisler örgütlenmesi, lider, milletvekilleri ilişkileri bütünü ile şirket, çıkar ilişkileri eksenine oturuyor. İktidar nimetlerinden, beceriksizliğin de katkısında biraz daha az yararlanabilen sol yapılanmalarda, göreceli daha ilkeli olma çabasının da etkisi ile şirket kurallarının geçerliliği daha zayıf kalıyor. Sağ partilerde bu işler tümden profesyonellik kazanıyor. İslam ya da milliyetçi kimliği, durumu düzelteceğine şirket ilişkilerine inanç dayanışması makyajını katma gibi bir avantajı sağladığından, pervasızlığı katlıyor. AKP kimliğinde partizanlığın, yandaşlara çıkar sağlamanın katlanan boyutlarda artması, ancak sorgulamanın akıldan geçirilmemesi bundan. AKP’nin Kızılcahamam kampından Unakıtan’ın gelecek gensoru önergesine yönelik daha da güçlenerek çıktığının haberleri tam da bu nedenle sürpriz olmamalı. Bence milletvekillerinin Erdoğan’ın Köşk’e çıkmasına ilişkin kaygıları da aynı şirket ilişkileri duyarlılığından besleniyor. Söylem liderin Köşk’e gitmesi ile partinin boşlukta kalabileceği tehdidi. Korku; AKP çatısı altında oluşmuş şirket, çıkar ilişkilerinin sarsılmasından, gelecek kaygısından. Günümüzde parti içi demokrasinin çökmesi, lider diktatörlüğüne dönüşmüş ilişkiler, bilinçaltında şirket çıkar algılaması ile özdeşleşmeyi getiriyor. Ne de olsa tüm partilerde milletvekili değil sadece, parti yöneticisi, belediye başkanı, hatta yerel yönetici olabilmek bile bir biçimde doğrudan liderin iki dudağı arasında. Milletin vekili kimliği erozyona uğruyor, liderin vekili kimliği kimliksizlik olarak geliştikçe gelişiyor. AKP görüntüsü için çok farklı kökenli insanları bir araya getirmiş olsa da, AKP milletvekilinin ortaya çıkan genel davranış kimliği Başbakan Erdoğan’ın iki dudağının arasından çıkan buyruklara uyma zorunluluğunu getiriyor. ??? Böyle olunca da partinin geleceği için Unakıtan olayında yapılması gerekende farklı düşünceler taşıyanlar da, Erdoğan’ın ortak davranış istemine boyun eğmek zorundalar. Bence Çankaya’ya gitmemesi yolundaki çatlak, farklı kaygılar da, aynı dürtüden farklı analizlerden kaynaklanıyor. Kimileri iktidar ve milletvekilliğinde daha uzun, daha garantili kalmanın yolunu bu iki farklı seçenekte görüyorlar. Siyasetçi, delege, milletvekilliğine gelebilmiş insanlar, elbette borsa oynayanlar kadar reflekslere, risk alma güdülerine sahip insanlar. Elbette kendi özellerinde liderle yollarının ayrıldığı noktalar oluyor. Kendilerini oralara getiren taban, aidiyet ilişkileri, gelecek algılamaları da çok önemli. Bu sol bir partide bazan birlikte yola çıkılan taban kadrolar, örgütler olabiliyor. Sağ partilerde ittifaklar, dengeler, ağırlıklı ekonomik çıkarlar, varsa aşiret, tarikat bağlarının üzerinden de kuruluyor. AKP’nin; geleceğini ABD’den destek, AB üyelik ilişkileri üzerine oturtmuş görünümüne karşın, icraatlarında alttan gelen siyasal İslami yönlendirmelere bağlılığı ikilemi. Zikzaklar baskının çelişkilerinden kaynaklanıyor. Liberal sağ partiler için zaaf ticari çıkar ilişkilerini öne çıkarırken, AKP’nin çıkarlar çemberinde bu çelişkili zorlama daha belirgin sonuçlar yaratıyor. DP’den başlayarak, AP, DYP, ANAP’ın dinciliğe, hele de milliyetçiliğe verdikleri ödünlerin vitrinde ölçülü, liberal çıkar ilişkilerinde pervasız, sabıkalı yapıları belirgindi. AKP’nin, dünya gidişinin de katkısı ile, radikal siyasi islami baskılara zayıf kimliği, sonuç olarak kendi içinde de daha büyük kenetlenmişlikle, suç ortaklığı bağları var. İktidarda olmamayı seçmiş CHP başta sol ve liberal bilinen tüm partilerin içinde bile milletvekilleri, delegeler gidici garantisi olmadan, kolay kolay lidere karşı çıkamaz konumdalar. İktidardaki AKP’nin çelişkili çıkar ağlarındaki kadrolarının lider karşısında boyunlarının kıldan ince olması hiç sürpriz bir durum değil. AKP; iç icraatlarında siyasal İslamın önünü açmaya ant içmiş, dışarda liberal, ABD, AB istemleri ile uyumlu olmaya çalışan bir parti dengeleri, oyunlarında bir o yana bir bu yana zikzaklarla iktidarını yürütmeye çalışacak. Yakın gelecekte büyük çatlaklar oluşursa, bilelim ki muhalefetin, solun ya da Cumhuriyet değerlerine sahip çıkanların bilinçli karşı duruşları, örgütlülüklerinden çok, bu kendi iç çelişkisinden olacak. ABD Ortadoğu politikalarında maşa olmak, yine de siyasal İslamcı geçinebilmek, olsa olsa Suudi benzeri Arap diktatörlüklerinde ancak uzun süre geçerli olabilecek çelişkili bir durumdur. ANKARA Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’nin görev süresi bugün mesai saati itibarıyla sona eriyor. Başbakan Tayyip Erdoğan hafta sonunda Kızılcahamam kampında yeni başkanın henüz belirlenmediğini söylerken, Banka Meclisi’nin, başkanlığı vekâleten yönetmek üzere, mevcut iki Başkan Yardımcısı Erdem Başçı veya Şükrü Binay’dan birini göreve getirmesi bekleniyor. Bakanlar Kurulu’nun dünkü toplantısının ardından ise kulislerde Erdoğan’ın Merkez Bankası başkanlığı için bakanlara boş kararname imzalattırdığı konuşuldu. Erdoğan’ın daha sonra kararnameye başkanlık için düşündüğü ismi ekleyerek Cumhurbaşkanı’nın onayına sunacağı belirtildi. Cumhuriyet, Merkez Bankası’nda 2001 krizi ile başlayan Serdengeçti dönemini iki farklı bakıştan değerlendirmeye aldı. Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, Merkez Bankası’nın enflasyonu düşürmedeki başarısının ‘‘IMF güdümündeki poli ? Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Yeldan, enflasyonun, işsizlik, büyüme ve sosyal fayda dikkate alınarak düşürülmesinin de mümkün olduğunu belirterek ‘Serdengeçti bunları hiç düşünmedi. Siyasetten bağımsız, ama IMF’ye ve uluslararası sermayeye bağımlı kaldı’ dedi. Çokuluslu West LB Bankası’nın Hazine Müdürü Burak Üstay ise ‘Çok başarılıydı. Hem enflasyon hedefini, hem de ekonomiyi gözetmesi zor olurdu’ diye konuştu. tikalar kadar biri içsel, diğeri dışsal iki etkene dayandığını’’ belirterek ‘‘Dışarıdan aşırı bir likidite geldi, sıcak para dövizi ucuzlattı. İçeriden de Türkiye çok titizlikle uygulanan bir mali daralma yaşadı’’ dedi. Prof. Yeldan şunları söyledi: ‘‘Neoliberal para politikaları sonucu, enflasyonla mücadele tüm dünyada, IMF gözetiminde, verilen borçların geri döndürülmesinin sağlanması için, merkez bankalarının tek hedefi haline getirilmiş durumda. Enflasyonu bu derece düşürmek her şeyden önce finansal sermayenin çıkarına cevap veriyor. Serdengeçti de bu cevabı hiç sorgulamadan uygulayan bir bürokrat oldu. Aynı konjonktür Gazi Erçel’e de nasip olsaydı, o da başarılı olurdu. Oysa programın mantığı içinde kalarak dahi, işsizlik, büyüme ve sosyal fayda açısından daha uygun enflasyon hedefi rakamları düşünülebilirdi. Serdengeçti bunları hiç düşünmedi. Siyasetten bağımsız ama IMF’ye ve uluslararası sermayeye bağımlı bir görüntü sergilemekten vazgeçmedi.’’ ‘Hedefte başarılı oldu’ Çokuluslu West LB Bankası’nın Hazine Müdürü Burak Üstay ise Serdengeçti’nin bir taraftan enflasyonu indirirken, diğer taraftan ekonomiyi gözetmesinin zor olduğunu ifade ederek ‘‘Serdengeçti’yi çok başarılı buluyorum’’ dedi. Üstay şöyle konuştu: ‘‘Fiyat istikrarı hedefine ulaşmak için bütün enstrümanları kullandı. Hem entelektüel, hem akademik, hem de piyasa bilgisi açısından son derecede kalibreli bir bürokrattı. İyi bir ekip kurdu. Faizleri ve enflas yonu 60 puan indirip Türkiye’yi enflasyon hedeflemesine girecek hale getirdiler. Bu dönemde global likiditenin çok olmasından yararlandılar. Tek eleştirim, 2001 krizinin hemen sonrası yüzde 5 binle geçen gecelik faiz döneminin Türkiye ekonomisine çok büyük bir yük yaratmasıdır.’’ Merkez Bankası Başkanı’nın görev süresinin 13 Mart 2006’da biteceğinin 5 yıldır belli olduğunu söyleyen Üstay, ‘‘Hükümet 3.5 yıldır görevde. Bu adamın yerine kimi koyacağına hâlâ karar veremediyse ben ne diyeyim’’ dedi. Üstay ‘‘Doğrusu, başkanlığa oturacak kişinin Merkez Bankası içinden yetişmesidir. Oluşturulacak yeni Para Kurulu AKP’nin dümen suyuna gitmeye meyilli adamlardan oluşturulursa, istedikleri kadar faizi indirsinler, piyasa faizleri düşmez, üstelik kurlar da yukarı gider’’ diSüreyya Serdengeçti ye konuştu. İKV GENEL KURULU CHP tek çatı öncesinde emekli aylıklarındaki adaletsizliğin giderilmesini istedi Maaşlarda uçurum Meclis’te Türk gencinden tasarımda büyük başarı Şirketlerin ancak binde 4’ü AB’ye hazır Ekonomi Servisi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk sanayisinin AB üyeliğine hazır olduğu düşüncesine katılmadıklarını belirterek yaptıkları tespitlere göre ancak 1000 civarındaki işletmenin üyelik sürecinin gereklerini karşılayabildiğini bildirdi. İktisadi Kalkınma Vakfı’nın (İKV) 44. olağan genel kurul toplantısına katılan Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: ‘‘Ülkemizde imalat sanayisi alanında faaliyet gösteren işletme sayısı 235 bin civarındadır. Bizim tespitlerimize göre ancak 1000 civarındaki işletme üyelik sürecinin gereklerini karşılayabilmektedir. ’’ AB’ye üyelik sürecinden en fazla etkilenecek alanlardan birinin iş dünyası olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, ‘‘Müzakere süreci dikensiz gül bahçesi olmayacaktır. İş dünyası olarak dikenler batmaya başladığında yani rahatsızlıklar ortaya çıktığında hatırlanmak istemiyoruz’’ dedi. Uluslararası cin markası Bombay Sapphire’nin gelecek vaat eden genç tasarımcılara yönelik düzenlediği Bombay Sapphire Bardak Tasarım Yarışması’na katılan İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Moda Tasarım Bölümü’nden dördüncü sınıf ve endüstriyel tasarım uzmanlık alanı burslu öğrencisi Zeynep Dinç’in tasarımı ikinci oldu. ‘‘Less or More (Az, Ya da Çok)’’ adıyla, altı ve üstü kullanılabilen çift taraflı bir bardak tasarlayan Zeynep Dinç, ‘‘ Kullanıcıya iki taraflı seçenekle seçme özgürlüğü sunuyorum. Tasarımıma çok güveniyordum. İkincilik benim için büyük bir gurur’’ diye konuştu. Türkiye genelinde 384 tasarım arasından ikinci olan Dinç’in tasarımı bir hafta boyunca Adress İstanbul Tasarım Alışveriş Merkezi’nde sergilenecek. ? Bir grup CHP milletvekili, SSK içinde farklı tarihlerde emekli olanlar arasında bağlanan emekli aylık miktarları açısından adaletsizlikler bulunduğunu belirtti ve bu sorunun çözülmesini istedi. ANKARA (ANKA) CHP milletvekilleri, SSK içinde farklı tarihlerde emekli olanlar arasında bağlanan emekli aylık miktarları açısından adaletsizlikler bulunduğunu belirterek bu aylıkların eşitlenmesi için bir yasa teklifi verdi. CHP Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve arkadaşları, işçi emeklilerinin aylıklarında intibak ile gerçekçi bir iyileştirme yapılması ve TÜFE farklarından doğan alacaklarının ödenmesi için iki maddelik bir yasa teklifi hazırladı. Yasa teklifinin gerekçesinde, işçi emeklilerinin aylıklarında gerçekçi bir iyileştirme yapılmadan ve mevcut farklılıklar giderilmeden, tek çatının oluşturulmasının yeni bir kargaşa ve dağınıklığa neden olacağı ifade edildi. 2000 öncesi dönemlerde SSK’de iki ayrı gösterge tablosunun uygulanması ve 1987 sonrası intibakların yapılmaması sonucu, emekli aylıklarının düşük tutulduğu kaydedildi. Çalışma hayatı boyunca aynı sürede, aynı miktarda prim ödeyen, aynı yaşta emekli olan, fakat emekli oldukları tarih birbirinden farklı olduğu için, aylık hesaplama yöntemlerindeki değişiklik sebebiyle farklı olan emekli aylıklarının eşitlenmesi, bir başka deyişle ‘‘intibak’’ sorununun halledilmesi istendi. CHP milletvekillerinin yasa teklifiyle mevcut farklılıkların giderilmesi için 2000 öncesi sigortalıların aylıklarının hesaplanmasında kullanılan son gösterge ve üst gösterge tablosunun derece ve kademeleri esas alınarak ve 50’şer aralıklarla yürütülen teknik bir sistemle intibaklar yapılarak tek bir tablo oluşturulması öngörüldü. Yasa teklifinde intibak işlemi nedeniyle oluşan farklarla bu farkların 1 Ocak 200031 Ocak 2006 süresinde emekli, dul ve yetim aylıklarına uygulanan zam oranlarına göre hesaplanacak artış tutarları toplamının ilgililerin şubat 2006 ayına ait aylık veya gelirleriyle birlikte ödenmesi öngörülüyor. Zeynep Dinç, ‘Az, Ya da Çok’ adlı tasarımıyla ikinci oldu. AVRUPA’NIN BÜYÜK PETROL ŞİRKETLERİNDEN OMV, YÜZDE 34’ÜNÜ ALIYOR Fatura 60 milyar Avro İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, AB’ye uyumun sanayiye getireceği ciddi mali külfetin kendilerini düşündürdüğünü belirterek maliyetin değişik kesimler arasında adil bir şekilde paylaşılmasına dikkat edilmesini istedi. İKV’nin genel kurulunda konuşan Küçük şöyle devam etti: ‘‘AB’nin çevre müktesebatına uyumun maliyeti için 5060 milyar Avro’ya ulaşan rakamlar ifade edilmekte ve bu maliyetin açıkçası sanayimizin üzerine düşen kısmı şimdiden bizleri düşündürmektedir.’’ TÜPRAŞ olmadı, PO’ya ortak oluyor Ekonomi Servisi Petrol Ofisi’nin yüzde 34 hissesini satın almak için Doğan Şirketler Grubu Holding AŞ ile anlaşan Orta Avrupa’nın önde gelen petrol ve doğalgaz şirketi OMV, bu hisseler için 1 milyar 54 milyon dolar ödeyecek. Petrol Ofisi AŞ’den İMKB’ye gönderilen açıklamada, OMV ile rafineri, petrol arama ve üretim konuları da dahil olmak üzere petrol ve gaz ürünleri dağıtım ve tedarik hususunda geliştirilecek stratejik işbirlikleri üzerinde öngörüşmelere başlandığının 24 Ocak 2006 tarihli özel durum açıklamasında duyurul ? Devre konu hisselerin toptan satış bedeli olan 1 milyar 54 milyon dolar, Doğan Grubu tarafından peşin olarak tahsil edilecek. duğu anımsatıldı. OMV ile 13 Mart 2006 tarihinde imzalanan anlaşmanın, her iki tarafın bağlı olduğu mevzuat gereğince ilgili resmi makamların onayına tabi olduğu belirtilen açıklamada, ‘‘Doğan Şirketler Grubu Holding AŞ’nin yüzde 86.7 olan şirketimiz deki doğrudan payı, satış işleminin tamamlanması ile yüzde 52.7’ye düşecektir’’ denildi. Açıklamada, sözleşmede OMV ile eşit ortaklık anlayışına dayalı bir yönetim öngörüldüğü ifade edilerek, sekiz üyeden oluşacak şirket yönetim kurulunun dört üyesinin Doğan Şirketler Grubu Holding AŞ tarafından, kalan dört üyenin OMV tarafından atanacağı bildirildi. Açıklamaya göre, şirketin yönetim kurulu başkanlığı Doğan Şirketler Grubu Holding AŞ tarafından, yönetim kurulu başkanvekilliği OMV tarafından üstlenilecek. soner@cumhuriyet.com.tr Adana’da turizm zirvesi ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) ‘‘Türkiye Suriye 3. Bölgesel Turizm Toplantısı’’ Adana’da yapılacak. Türkiye ile Suriye arasındaki turizm işbirliğinin arttırılmasına yönelik ortak çalışmaların ele alınacağı toplantının 67 Nisan tarihlerinde yapılacağını ve her iki ülkenin turizm bakanlarının da toplantıya katılacağını açıklayan Adana Ticaret Odası Başkanı Şaban Baş, ‘‘Her iki ülkenin turizmine ivme kazandırmak amacıyla düzenlenecek toplantının, özellikle bölgesel ve yerel turizme planlı bir hareket kazandıracağına inanıyorum’’ diye konuştu. T N T ’ D E N H İ N D İ S TA N ’ A YAT I R I M Hindistan’da hava ve kara ağı kullanarak uluslararası taşımacılık hizmeti veren TNT, önümüzdeki beş yıl içinde Hindistan’a 100 milyon Avro’luk yatırım yapmayı planlıyor. TNT buradaki müşterilerine en iyi hizmeti sunarak 2010 yılına kadar tüm alanlarda lider olmayı hedefliyor. 2006 yılı Hindistan genişleme planları içerisinde ofis sayısını 50’ye yükselten ve yıl sonuna kadar bu sayıyı 144’e çıkarmayı planlayan TNT, aynı zamanda 80 bin feet kare olan depo kapasitesini yaklaşık 300 bin feet kareye çıkararak, araç filosuna da 1000 araç daha ekledi. TNT yıl sonuna kadar profesyonel çalışan sayısını ise 1600’e yükseltecek. AKIN ÖNGÖR’ÜN YAŞAMI HARVARD’DA ELE ALINACAK Garanti Bankası’nın eski yöneticilerinden Akın Öngör’ün yaşamı, işletme okulu Harvard Business School’da master öğrencilerince örnek olay olarak tartışılacak. Garanti Bankası’nın üst yöneticiliğini (CEO) yürüttüğü 1990’dan 2000 yılına kadar ‘‘dünyanın en iyi küçük bankası’’ (Euromoney dergisi) ve Avrupa’nın ‘‘en saygın 50 firmasından biri’’ (The Financial Times) olmasını sağlayan Akın Öngör’ün yaşam yolculuğu Harvard’da ele alınacak. TOROS AGRİPARK’TAN İLK İHRACAT Anaç meyve fidanlarını doku kültürü yöntemi ile üreten Toros Agripark tesislerinden ilk ihracat gerçekleşti. Adana’da bulunan Toros Agripark tesisleri içinde yer alan Doku Kültürü Laboratuvarı’nda, Alman CDB firması tarafından sipariş verilen Gisela Kiraz Anacı ve Wavit Erik Anacı üretimi sonuçlandırılarak, yurtdışına gönderildi. Dünya Gisela cinsi kiraz anaçlarının lisans sahibi olan CDB’nin verdiği kiraz ve erik siparişini 1 yıl gibi kısa bir sürede meristem kültürü yöntemiyle üreten Toros Agripark, toplam 21 bin adet meyve anacını Almanya’ya gönderdi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle