13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2006 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI S PB S PB PB PB PB S PB 11 12 13 12 15 15 18 14 9 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB B Y Y S S S PB PB 10 12 10 11 8 9 9 6 17 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB Y B Y Y K K K 19 19 11 15 10 11 3 5 1 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun doğu kesimleri ile zamanla batısı parçalı çok bulutlu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Güneydoğu Anadolu’nun doğusunda yağmur, yağış alan diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Hava sıcaklığı yurdun batı kesimlerinde artacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K 5 K 6 K 3 Y 11 Y 8 Y 8 Y 11 K 5 K 7 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih K 5 K 4 B 20 K 3 K 3 PB 3 Y 11 B 10 K 7 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB B B A Y A K B Y 3 25 4 21 11 15 5 21 21 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada grupta olayın hükümet ve parti ile uzak yakın ilgisi olmadığını öne sürdü. Oysa olaylar geliştikçe AKP’nin Büyükanıt’a yönelik ‘‘tertibin’’ içinde olduğu yargısını güçlendiren veriler ortaya çıkıyor. Başbakan’ın ‘‘güvendiği hukukçular arasında yer aldığı’’ söylenen TBMM Şemdinli Komisyonu Başkanı Musa Sıvacıoğlu, çeşitli suçlamaların eleğinden geçen Mehmet Ali Altındağ adında birinin komisyondaki ifadesini Meclis Başkanı’na ve başkanı olduğu komisyona bilgi vermeden Van savcısına gönderiyor. Savcı ne yapıyor? Orgeneral Büyükanıt’ı suçlayan bu adamın 20 sayfa tutarındaki ifadesini aynen 100 sayfalık iddianameye koyuyor. Altındağ’ın komisyona ifade vermesini ‘‘ısrarla’’ isteyen kim? Bir zamanlar bu adamın avukatlığını yapan AKP milletvekili Cavit Torun! Büyükanıt’ı suçlayan ifadelerin komisyon raporunda yer almasını isteyen kim? AKP milletvekilleri. Tertip sırıtıyor! ??? Dahası var. Medyaya nereden, nasıl sızdırıldığı hâlâ gizemini koruyan Şemdinli iddianamesi konusunda yetkisi olmadığını söyleyen Adalet Bakanı Çiçek, (asker duyarlı duruşunu ortaya koyunca) tavır değiştiriyor. Bu kez, ‘‘savcı hakkında araştırma ve soruşturma yapmak üzere müfettişler’’ görevlendiriyor. Hükümetin; AKP’lilerin davranışlarından habersiz görünmesi... Gül’ün daha önce dediği gibi Şemdinli’deki olayları ‘‘derinden ve sessizce’’ izlemesi... Ve sonra olan bitenin dışında kaldığını beyan eylemesi inandırıcı olabilir mi? Dün Sabah’ta yayımlanan son habere göre, kuvvet komutanları Büyükanıt’a yönelik suçlamaların ‘‘kapsamlı bir komplo’’ girişimi olduğunu söyleyerek sert bir açıklama ile karşılamayı önerdiklerinde; Genelkurmay Başkanı Özkök, ‘‘bu işi suhuletle götürmekte fayda’’ olduğunu savunuyor. Gazete, Orgeneral Büyükanıt’ın Özkök’ten soruşturma izni vermesini istediğini de yazıyor. Büyükanıt bir asker. Gerektiği gibi davranıyor, soruşturma istiyor. Fakat Özkök’ün (bir olasılık) onca değersiz savların soruşturulmasını istemesi; ‘‘ne yapalım? Komutan bizzat istedi’’ diyerek soruşturma açması olumlu karşılanabilir mi? ??? Genelkurmay Başkanı’nın AKP iktidarına rastgelen görev süresince ‘‘yumuşak tutumunu’’ Güncel’de birçok kez yazdık. Kanal Türk’teki Politika Durağı programında birçok kez söyledik. Bu saptama giderek genişliyor. Önceki gün Vatan’da Bilal Çetin, ‘‘TSK’de Özkök’ün üslubu eleştiriliyor’’ başlığı altında uzunca bir yazı yayımladı. Özkök’ün RTE ile yaptığı ‘‘tek başına’’ uzuuun görüşmenin ‘‘TSK’de gerilimi düşürmeye yeterli olmadığı’’na değindikten sonra şöyle devam ediyor: ‘‘...Dahası gerek ordu içindeki muvazzaf subaylarda gerekse emekli komutanlar arasında Genelkurmay Başkanı Org. Özkök’ün AKP iktidarı ile ilişkiler konusunda izlediği çizgi eleştiri konusu yapılıyor. Özkök’ün yumuşak üslubu TSK’yi çok rahatsız eden konularda dahi hükümetle sürtüşmeye girmemesinin, söylemesi gerekenleri ilgili zeminlerde dile getirmemesinin bazı çevrelerce ‘bir zaafiyet belirtisi’ olarak değerlendirildiği iddia ediliyor...’’ Özkök, bu eleştirilere karşı kendisine ‘‘hocam’’ diye seslenen RTE ile ‘‘baş başa’’ yaptığı konuşmalarda uyarılarda bulunduğunu söyleyerek savunabilir. RTE uyarıların gereğini yerine getirmeyince Özkök, ‘‘Ulus oylarıyla iktidara gelmişler. Biz görevimizi yerine getirdik, işte o kadar’’ da diyebilir. Diyebilir ama... Bu savı inandırıcı ve yeterli olabilir mi? Terör örgütü, nevruz öncesi büyük kentlerde bombalı eylemler yapmayı amaçlıyor GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY PKK ‘kaos’ istiyor MEHMET FARAÇ Geçen yılın ortalarından bu yana tek taraflı ateşkes içinde olduğunu ileri süren PKK, eylemsellik konusunda yeni bir stratejiye yöneliyor. Güvenlik güçleriyle çatışmaktan kaçınan örgüt, yaklaşan Nevruz öncesi büyük kentlerde bombalı saldırılarla intihar eylemleri yapmayı amaçlıyor. Örgüte 200 kadar militanın intihar eylemi için başvurduğu belirlenirken İstanbul polisi kente yapılan patlayıcı ve bombacı sevkıyatının pratiğe dökülmemesi için operasyonları sürdürüyor. Bu arada örgütün 11 intihar saldırganını büyük kentlere sevk etmeye çalıştığı iddia ediliyor. Uzun süredir bombalı saldırılarıyla kaos yaratmaya çabalayan PKK, bir yandan da gerek ölen teröristlerin cenazeleri gerekse Şemdinli’deki olayları fırsat bilerek tabanını sokağa dökmeye ve intifada eylemlerine sürüklemeye çalışıyor. Örgüt yöneticileri de yayın organları üzerinden güvenlik birimlerine yönelik tehdit mesajları yağdırıyor. saldırılar konusunda çok ciddi bir yoğunluk içinde olduğuna dikkat çekiyor. 200 intihar eylemcisi Polis, Kuzey Irak’ta kamyonlar dolusu elde edilen A 4 patlayıcıların bir tona yakınını büyük kentlere sevk eden örgütün bomba timlerini yakalamak için yoğun çaba harcıyor. Güvenlik birimleri birçoğunun kimliği saptanan bu militanları, harekete geçmeden önce engellemeyi ve olası büyük saldırıları önlemeyi planlıyor.Ancak PKK tehdidi sadece bombalı saldırıları kapsamıyor. Örgüt çok daha kanlı eylemlere yönelmek için planlar yapıyor. Buna göre Kandil’deki örgüt merkezine başvurarak intihar eylemi yapmak isteyen militanların sayısının 200’e ulaştığı bildiriliyor. Bu bilgiyi salt PKK kaynakları değil, İstanbul’daki güvenlik yetkilileri de doğruluyor. PKK’nin bu militanlardan 11’ini büyük kentlere sevk ettiği yolundaki bilgiler güvenlik birimlerini telaşlandırıyor. Ancak yetkililer, örgütün bombalı saldırılardan beklediği sonucu alamaması halinde nisan ayından itibaren intihar saldırılarını yoğunlaştırabileceğine dikkat çekiyor. Van’daki dünkü saldırının intihar eylemlerinin başlangıcı olduğu belirtiliyor. PKK’nin eylemselliğindeki tüm hedef ‘‘Öcalan’a özgürlük’’ planlarına dayanıyor. Örgüt bunun için önümüzdeki süreçte önce kitleleri intifadaya sürüklemeyi ardından bombalı saldırıları arttırmayı ve son hedef olarak da Van’daki gibi intihar eylemleriyle kaos yaratmayı amaçlıyor. Güvenlik birimleriyle yurttaşlara da çok dikkatli olmak düşüyor. Van dün canlı bomba saldırısıyla sarsılırken, Cumhuriyet’te Mehmet Faraç imzasıyla dün yayımlanan ‘‘Hizbullah ‘Hacı’yı Yalanlıyor’’ başlıklı haberde PKK’nin intihar eylemleri yapabileceği uyarısına dikkat çekilmişti. Haberde bugünlerde ‘‘Şemdinli kullanılarak, terörün bombalı saldırılar ve intihar eylemi hazırlıklarıyla en acımasız yüzünü göstermeye çalıştığı’’ belirtilmişti. Misilleme eylemleri PKK, Dargeçit’te geçen hafta meydana gelen çatışmada, 7 militanın öldürülmesinin şaşkınlığını yaşarken misilleme eylemlerine de yöneliyor. 5 gün önce Batman’da 4 polis memurunun şehit olmasına neden olan Kalaşnikoflu saldırı da bu çerçevede değerlendiriliyor. Örgütün dün Van’da gerçekleştirdiği bombalı saldırı da Dergeçit eylemine karşı ikinci bir misillemeyi içeriyor. PKK çatışmada verdiği zayiatı, kent merkezlerinde güvenlik birimlerine yönelik pusu saldırıları ve bombalı ey lemlerle karşılamaya çalışırken saldırıların boyutlarını genişletmek için de yeni stratejileri uygulamaya sokuyor. Bu stratejinin ilk etabında Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) olarak adlandırılan militanların başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerde alışveriş merkezlerine yönelik saldırıları yer alıyor. PKK yöneticilerinden Murat Karayılan, TAK militanlarının örgüt bünyesinde olmadığını ileri sürse de bu gruptan yakalanan militanların birkaç kez PKK faaliyetleri nedeniyle daha önce gözaltına alındığının ortaya çıkması örgütü yalanlıyor. TAK’ın web sayfasında da militanların 1.5 yıl önce PKK’den ayrılarak bu grubu oluşturduğu itiraf ediliyor. Daha önce birçok turizm tesisi, Mersin AKP binası, Erzin can Alperen Ocakları ve Büyük Türkiye Partisi büroları, İstanbul Bahçelievler’de bir hipermarket ve Bayrampaşa’da çevik kuvvet binasının arkasındaki bir internet kafeyi de hedef alan TAK militanları, ‘‘Türkiye’nin her yerinde bombalar patlayacaktır, suikastlar olacak ve yakma eylemleri her yerde gelişecektir. Hiçbir kural tanımayacağız’’ diyerek tehditler yağdırıyor. PKK, büyük kentlerde sivillere yönelik olası saldırı planlarında sorumluluğu üstlenmemek adına TAK militanlarının örgüte bağlı bir grup olduğu konusundaki saptamaları reddediyor. Ancak güvenlik birimleri TAK militanlarının İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde birinci etapta güvenlik birimleri, ikinci etapta ise ekonomik hedeflere yönelik Deprem dostluğu güçlendirdi Türk Kızılayı ve Pakistan Kızılayı arasında yardım çalışmalarının daha düzenli yürütülebilmesi için İslamabad’da protokol imzalandı HATİCE TUNCER 1 Ele geçirmek. 2 Bitirmek. 3 Seçeneğini oluşturmak. Bunlar sırasıyla uygulanan yöntemler. Her yöntemin kendi içinde alt yolları var. Diyelim ki, bir kurum ele geçirilecek... Önce başındaki kişiye, ‘‘Her türlü hakkını verelim, çek git’’ diyorlar. Kabul ederse, devamı kolay. Etmezse ikinci öneriyi getiriyorlar: ‘‘Hakkında soruşturma açtıracağız. Dava açacağız. Uğraşman zor olur. Kendi isteğinle çekil...’’ Bunu kabul ederse, yola devam. Etmezse, soruşturma aşaması geliyor. Bundan sonuç çıkarsa, tamam; çıkmazsa, o kurumun yasasını değiştiriyorlar. TÜBİTAK, AKP’nin kendi yolu açısından başarılı bir örnek. Sayıştay da mücadele süreci devam eden örnek! ??? Bitirme yöntemi, daha çok o kurumun temsil ettiği güçle bağlantılı oluyor. Örneğin, kurum geniş yetkili ise, başına getirilecek kişiyi belirlemek için Cumhurbaşkanı’nın da aşılması gerekiyorsa, bir anlamda kim atanırsa atansın sonuç almak zorsa, o kurumun, tümüyle değiştirilmesi planlanıyor ya da ‘‘gereksizliği’’ işlenmeye başlıyor. Buna uyan onlarca örnekten biri YÖK. Hükümet, YÖK’ü değiştirmek, bitirmek, işlevsizleştirmek, kendileştirmek için 4 büyük atak yaptı. Öyle anlaşılıyor ki, bundan sonraki hedef artık YÖK’ü ele geçirmek yerine, yapabilirlerse işlevsizleştirmek. AKP, hedef kurumları saptarken, bunların kamuoyu önündeki durumlarını da dikkate alıyor. Geçmişteki sorunları ısıtıyor. Örneğin, YÖK’ün önceki yöneticilerinden zarar görmüş kişileri öne çıkarıyor, diyor ki: Bakın, YÖK’ten herkes çok çekmiş! Seçeneğini oluşturmak, biraz zaman alan ama kesin sonuç veren bir yöntem. Gerektiğinde yasasını da çıkarıp yeni bir kurum oluşturuyorsunuz. Mevcut olana da dönüp, ‘‘Geçmişte iyi hizmetler verdin ama, artık yeni bir yapılanma var. Toprağın bol olsun’’ diyorsunuz. ??? Türk Silahlı Kuvvetleri ve yargı ise yukarıdaki yöntemlerden çok daha farklı bir yolla yaklaşılması gereken iki büyük güç merkezi. Bu anlamda, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a yönelik geniş yelpazeli saldırıyı salt kişiye dönük almamak gerekiyor! Yargıyla ilgili sistemli yıpratmanın bizce önemli bir ayağı Yargıtay eski Başkanı Eraslan Özkaya’ya yönelik girişimdi. Şemdinli olayı bağlamındaki gelişenler ise daha çok yargıyı kendileştirmeye dönük. AKP iktidara geldiğinde soruldu: Niçin milletvekili dokunulmazlığını kaldırmıyorsunuz? AKP’li vekiller şu yanıtı verdi: Biz bu yargıya güvenmiyoruz! Danıştay, türbanla ilgili karar verdiğinde Başbakan dedi ki: Bu senin işin değil, efendi! Aynı AKP, Yücel Aşkın ve Büyükanıt’a yönelik yargısal durumu şöyle yorumluyor: Yargıya karışmayın! AKP, kendisine uygun bir hukukla Türkiye’yi yönetmek istiyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr İNTİHAR SALDIRISI CHP’Lİ ONUR ÖYMEN ‘Radyasyonlu hurdalar nerede’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, ‘‘Sanayi Bakanlığı’nın Irak’tan Türkiye’ye radyasyonlu hurda girdiğini kabul ettiğini ve Irak’tan hurda ithalatını tümüyle yasakladığını’’ söyledi. Öymen, ‘‘Irak’tan hurda girişi yasaklandı ama bugüne kadar ne kadar radyasyonlu hurda girdi? Bunlar nerededir? Neden Irak’a iade edilmedi? Sınır kapılarında radyasyon kontrolü yok mu? Neden Irak’ta radyasyonlu hurda var? Hangi silahlar kullanılıyor?’’ sorularına yanıt istedi. CHP’li Onur Öymen, dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Irak’tan gelen radyasyonlu hurdalara dikkat çekerken, TAEK’in bu konuları araştırması gerektiğini bildirdi. Öymen’in, Sanayi Bakanı Ali Çoşkun’a yönelttiği soru önergesine verilen yanıtta ‘‘Dış Ticaret Müsteşarlığı(DTM) koordinatörlüğünde ilgili kurumların katılımıyla 7 Nisan 2005 tarihinde yapılan toplantıda karar alınarak, 30 Haziran 2005 tarihi itibarıyla Irak’tan hurda ithalatının yasaklanması kararının alındığı’’ bildirildi. DTM alınan kararlara ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye’ye radyoaktif madde ile silahmühimmat girişinin engelenmesinde yetersiz kalındığı belirtildi. DTM, ‘‘Alınan önlemlere rağmen, radyasyon kaynaklarının Irak’tan ithal edilen hurda içerisinde ülkemize girme riskinin çoğalmakta olduğuna’’ dikkat çekti. DTM, bu tür kaynakların hurda içerisinde ergitilmesi durumunda yaygın radyasyon kirlenmesi yaratacağı ve telafisi mümkün olmayan büyük bir tehlike oluşturacağını bildirdi. İSLAMABAD Kızılay Genel Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özak’ın da aralarında bulunduğu kalabalık bir heyetle Pakistan’da geçen ekim ayındaki deprem sonrası çalışmaları inceliyor. Türk Kızılayı ile Pakistan Kızılayı arasında yardım çalışmalarının daha düzenli yürütülebilmesi amacıyla bir protokol imzalandı. Türk Kızılayı’nın inceleme gezisi nedeniyle İslamabad Mariott Oteli’de düzenlenen törende konuşan Kızılay Genel Müdürü Ömer Taşlı, Türkiye ve Pakistan dostluğunun ekim depreminden sonra daha da güçlendiğini ve yenilendiğini anlattı. Van’da kanlı gün: 3 ölü YUSUF ZİYA CANSEVER ‘İlk yardım Türkiye’den geldi’ Pakistan Kızılayı Başkanı Cihan Dat Han da TürkiyePakistan kardeşliğinin Kurtuluş Savaşı yıllarına dayandığını ifade ederek depremden sonra ilk olarak Türk Kızılayı’nın yardım yetiştirdiğini anlattı. Cihan Dat Han bir model oluşturduğunu ifade ederek ‘‘Burada acıların azaltılması yalnızca parasal değildi. Kızılay 65 milyon dolar yardım sağladı, ama görevliler de hizmetlerini içtenlikle sundular’’ dedi. İki kurumun birbirine aktaracağı bilgi ve deneyim olduğunu ifade ederek protokolün yardımlaşmada önemli bir adım olduğunu kaydetti. Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali de konuşmasında Türk ve Pakistan kızılayları arasında imzalanan mutabakat zaptıyla bundan sonraki çalışmaların bir düzen içerisinde nasıl yürütüleceğini belirlediğini anlattı. Küçükali, 8 Ekim 2005’teki 7.6’lık depremin en az Pakistanlılar kadar Türkiye’de de acısının hissedildiğini ifade ederek ‘‘Türk Kızılayı din, dil, ırk ayrımı gözetmeden ihtiyaç sahiplerinin yanında oluyor. Dünyanın en büyük gücü ABD’deki sel felaketi sırasında Amerikan Kızılhaçı’na yardım verdi’’ dedi. Küçükali ve Cihan Dat Han’ın Türk ve Pakistan Kızılayı Mutabakat Zaptı’nı im İmza töreninin ardından Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Özak, Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali ve Pakistan Kızılayı Başkanı Cihan Dat Han, iki ülke bayraklarının motiflerinin bulunduğu pastayı kesti. Daha sonra deprem bölgesine giden Küçükali, Kızılay’ın kurduğu sahra hastanesinde küçük bir çocuğu sevdi. (Fotoğraf:AA) zalamalarının ardından Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özak, iki ülke bayraklarının motiflerinin bulunduğu pastayı kesti. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Deprem Araştırmaları Enstitüsü’nün eski müdürü, Kızılay Danışmanı Ahmet Mete Işıkara, AKP Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl, ANAP Mersin Milletvekili Hüseyin Güler, İstanbul Pendik Belediye Başkanı Erol Kaya, Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, Koşuyolu Kalp Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Hasan Can ve gazeteci Taha Akyol’un da aralarında bulunduğu yaklaşık 100 kişilik heyet dün helikopterlerle deprem bölgesine geçti. Bagh bölgesindeki çelik afet evlerinden oluşan Serbülent köyündeki incelemelerin ardından Muzafferabad’daki Kızılay Sahra Hastanesi gezildi. Müşerref kabul edecek Chelabandi Kampı’nda konteynırlardan oluşturalan barınma alanlarındaki çalışmalardan sonra Psikososyal Toplum Merkezi açıldı. Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref bugün Bakan Faruk Özak ve Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali’yi kabul edecek. VAN Van’da zabıta trafik ekip aracına yönelik canlı bomba saldırısında biri eylemci 3 kişi öldü, 18 kişi yaralandı. Yaralılardan 3’ünün durumunun ağır olduğu açıklandı. Saldırganın, araç içindekiler dışarı çıkmasın diye kapıyı elleriyle tutarak üzerindeki bombaların pimini çektiği belirtildi. Van Valiliği’ne 500 metre uzaklıkta İskele Caddesi Beşyol mevkiinde dün sabah belediye zabıta ekipleri kaçak büfeleri kaldırma çalışmasını yaptığı sırada patlama meydana geldi. Patlamayla birlikte polis aracına benzeyen zabıta aracında bulunan zabıta trafik komiseri Enver Tanrıtanır (38) feci şekilde parçalanarak yaşamını yitirdi. Yoldan geçen 25 yaşındaki Volkan Demir de olay yerinde öldü. Ölen 3’üncü kişinin canlı bomba olduğu ve kimliğinin belirlenemediği belirtildi.Patlamada 3’ü ağır 18 kişi yaralandı. Yaralılardan 11’i tedavilerinin ardından taburcu edildi. Vali Vekili Mustafa Yavuz, ‘‘Olayın yüzde 99 canlı bomba tarafından gerçekleştirildiği belirlendi.’’ dedi. Yavuz, parçalanan cesedin sadece ayaklarının incelenebildiğini, uzmanların çevredeki en küçük parçayı bile değerlendirmeye aldığını kaydetti.Görgü tanıkları ise 2830 yaşlarında bir erkeğin trafik aracına yanaşarak, içeridekilerin dışarı çıkmasını önlemek için eliyle kapıyı tutarak üzerindeki bombanın pimini çektiğini anlattılar. Emniyet yetkilileri yaklaşık bir hafta önce kent merkezinde PKK üyesi 3 kişinin görüldüğünün bildirilmesi üzerine Suriye uyruklu ‘‘Kahraman’’ kod adlı Hüseyin A. ile ‘‘Rezan Derik’’ kod adlı Resul R. ve ‘‘Cihan Dersim’’ kod adlı Hatice E. olduğu sanılan bu kişileri canlı bomba olabilecekleri olasılığıyla aramaya başladıklarını belirttiler. Emniyet yetkilileri, bu kişilerin fotoğraflarının da karakollara dağıtıldığını bildirdiler. Dünkü patlamada ölen militanın bir erkek olduğunun belirlenmesi üzerine de bu kişinin Suriye uyruklu Hüseyin A. ya da Resul R. olabileceği belirtildi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle