23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2006 CUMA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Cumhurbaşkanıma Arzımdır Prof. Dr. Erdener YURTCAN B’ye giriş sürecinde hukukumuzu yeniliyoruz. Büyük bir çaba içinde temel yasalarımızı yeniden yapıyoruz. Bunun AB üyeliği için önemini biliyoruz. AB kanadında da değerlendirmeler yapılıyor, resmi raporlar yayımlanıyor. Bu raporlarda kimi zaman norm boyutunda eksikliklere yollama yapılırken kimi zaman da ‘‘normlarınız fena değil, bir de uygulamayı görelim’’ düşünceleri yer alıyor. Geçen hafta adalet sistemimizi ele alan bir rapor yayımlandı. Bu raporda, Adalet Bakanlığı’nın konumu, yetkileri incelenirken yargıç bağımsızlığı, savcıyargıç mesleklerinin ülkemizdeki durumu, bu mesleklere giriş başta olmak üzere, yargılama sistemimizde, yargıçsavcıavukat üçgenine ilişkin inceleme ve değerlendirmeler yapılmaktaydı. AB sürecindeki müzakerelerde bu temel noktalar elbette ele alınacaktır. Ülkemizde özellikle 1990’lardan başlayan reform sürecinde yapılanlar masaya yatırılacaktır. Ancak, bir gerçeğin altı bence çizilmelidir. Müzakerede ‘‘elimiz’’ ne denli güçlü olursa, başarı şansımız da tabii artacaktır. Sayın Cumhurbaşkanım, Bu yazıyı size bir hususu arz etmek, ülke yararına olacağına inandığım bir projenin hayata geçirilmesi için, gerekli desteği vermenizi istemek için kaleme aldım. Yazımın bir gazetede yayımlanması yolunu seçmiş olmamın iki nedeni vardır. Bunlardan birincisi, birazdan temel noktalarını arz edeceğim projenin, bugüne kadar adalet hizmeti gören makamlar tarafından yürekten kucaklanmamış olmasıdır. İkincisi ise ülkemizde devlet yönetiminde şeffaflık istediğimize göre, her konudan kamuoyunun haberli kılınması da doğal karşılanmalıdır. Projenin konusu, ülkemizin adalet sistemini tek çatı altında toplamak, bu hizmetin vazgeçilmez üç meslek grubunu, yargıçları, savcıları ve avukatları bir kurum içinde mütalaa etmek, buna uygun hukuki düzenlemeleri gerçekleştirmektir. Bu kurum, Yüksek Adalet Kurumudur. Kurumun yapılanmasını aşağıda PENCERE İnsan Ne Zaman İnsanlaşacak?.. İlin ve Segal’in yazdığı ünlü kitabın adını unutmadım: ‘‘İnsan Nasıl İnsan Oldu?..’’ Bir zamanlar gençlerin elinden düşmezdi... Kuşkusuz insan birdenbire insan olmadı... Ama ‘‘birdenbire oldu’’ diyenler de var; Âdem’in şıp diye yaratıldığını, Havva’nın erkeğinin kaburgasından türetildiğini ileri sürenleri kendi hallerine bırakırsak, biliyoruz ki insanın insanlaşması bugün bile noktalanmadı... Daha erkek bile insanlaşmadı... Ya kadın?.. Üstelik biri insanlaşmadan ötekinin insanlaşması olanaksız... ? Gazeteler, televizyonlar, birkaç gündür ‘8 Mart’ üzerine yayınlar yapıyorlar; dünyadaki kadınların ezilmişliği, zavallılığı, sömürülmüşlüğü bilinmeyen bir şey değil; ama, sayılar, istatistikler, çeşitli kanıtlarla yoğun biçimde ortaya konunca daha çarpıcı oluyor... Ancak Türkiye’de bu iş biraz karışıyor gibi... Çünkü kafalar karışık.. Soru: Bir kişi, kurum, parti ya da gazete, hem AKP’yi destekleyip hem 8 Mart’ı kutlayabilir mi... Evet mi?.. Hayır mı?.. Doğru yanıtı vermek için önce küçük bir açıklamaya gerek var... ? Kadınerkek ilişkileri arasında gerçekten eşitlik fikri ne zaman ortaya çıktı?.. Yanıt: Avrupa’da kilise hukuku geçerliyken kimse böyle bir eşitliğin rüyasını bile göremezdi... Peki, ne oldu?.. Kilisenin iktidarı yıkıldı, laik devlet kuruldu, din hukuku kaldırıldı, kadınerkek eşitliği ancak bu olayla gündeme girebildi... Fransa’da 1802’de yürürlüğe giren yasaya ‘Code Napoleon’ (Napolyon Kanunu) derler, ‘İmparator’ bunun için büyüktür, kadınerkek ilişkileri, toplum ve aile yaşamında eşitleşme yoluna böyle girmiştir, insanın insanlaşma yolunda 1789 büyük bir adımdır. ? Soru: Ya Türkiye’de bu iş nasıl oldu?.. Yanıt tek sözcük: Atatürk!.. Yıl 1926... Medeni Kanun yürürlüğe giriyor... 1923 Cumhuriyeti kadınerkek ilişkileri, aile hukuku, miras, vb. düzenleyen ne varsa laikleştirmiştir; Batı’da yaşanan uygarlık atılımı emperyalizme karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı vermiş Türkiye’de bir hukuk devrimine dönüşmüştür. ? Kadınerkek eşitliği için Avrupa’da bu alanda geçerli kilise hukuku kaldırılmıştır.. Ve kadınerkek eşitliği için Türkiye’de bu alanda geçerlicami hukuku kaldırılmıştır. Bu gerçeği es geçerek kadınerkek eşitliğinde neyin ne olduğunu anlatmak olanaksızdır... Peki, hem AKP’yi tutup desteklemek, hem de 8 Mart Kadınlar Günü’nde nutuk atmak sahtecilik değil midir?.. Türkiye bu ikiyüzlülüğü daha ne kadar süre yaşayacaktır?.. İnsan insanlaşma yolunda yürüyor.. Ve yürüyecek.. Kadın ile erkeğin eşitleşmediği bir dünyada insan insan olamaz.. Peki, kadını erkekle eşit saymayarak tesettüre mahkum eden bir dünyada insan nasıl insan olacak?.. İçli Dışlı Yıpratış YANILMAMAK gerekir: Büyükanıt olayı içteki tartışmayla sınırlı kalmayacak. Dıştakilerin de işin içine girmesi beklenmelidir. Dıştakiler. Yani şimdiye kadar Türklerden istediklerine karşı çıkmış bir ordu geleneğinin yıkılmasını isteyenler. Balkan Harpleri’nden Çanakkale’ye, Hicaz’dan Sakarya’ya ve bugünün Güneydoğusu’na, Hamidiye’den küçücük Kuvayı Milliye bahriyesine kadar karşılarında hep Anadolu askerini ve ona komuta eden özverili subayları bulmuş olanlar. O subaylar ki, alçakgönüllü bir halkın bağrından çıkıp yetiştikten sonra, bütün edindiklerini canlarıyla birlikte vatan hizmetine vermekten çekinmediler. Gerçekten, Batı Avrupa’nın kokuşmuş aristokrasi geleneklerini temsil edegelen subay kadrolarıyla karşılaştırıldığında halkla böylesine bütünleşmiş bir orduya sahip olmak, bu ulus için hiç tükenmez bir gurur kaynağı sayılmalıydı. Ama ne yazık ki, şimdi, devrimci Cumhuriyeti başka bir şeye dönüştürme niyetlerine en güçlü engel olarak bu ordunun subay kadrosunu görenler, aynı kadronun başka hesaplara da engel olduğunu bilen dıştakilerle sinsi bir işbirliği içine girmişlerdir. Büyükanıt olayına, Yunanistan ve Kıbrıs Rumlarıyla dıştaki PKK uzantıları ve sivil toplum goygoycuları da mutlaka burunlarını sokacaklar. öyle düşününce, bazı konularda dıştakilerin neden ağız birliği ettiklerini ve bu ağız birliğine niçin içtekilerin de katıldığını anlamak kolaylaşmaktadır. Kıbrıs sorununu alın. Dıştaki ağız ve tutum birliği, yalnız yüzlerce yıllık hınçların, önyargıların, yarım kalmış emellerin ya da Yunan damgalı her şeye beslenen sıcaklığın sonucu mu? Gerisinde, Kıbrıs çıkarmasının Batılı bilinçaltlarında yarattığı şokun da payı yok mu? O 1974 Temmuzu, hakkın güçle de savunulabileceğini ve öyle tarz harekâtı asla yapamayacağı sanılan bir ordunun bunu da başardığını göstermişti. Böyle olduğu içindir ki, Kıbrıs’ta Türk askerine geri adım attırmak ve hele bozguna uğramış bir istila ordusu gibi gemilere bindirip Anadolu’ya yollamak o çevrelerin büyük hayallerinden biridir. ıştakilerin bu duygularını anlamak kolaydı da, içtekilerin son yıllarda Kıbrıs gibi bir konuda da onlarla neden ağız birliği etmeye başladığını çok kişiye anlatmak pek kolay değildi. Ama, artık tablo kolay okunacak kadar berrak: AKP’nin Kıbrıs politikasında, Annan Planı’na ‘‘evet’’ deyişte ve Talat’ı destekleyişte sadece AB’ye bir an önce girme çabasının yatmadığı açıkça ortada. O tutumun gerisinde de, Kıbrıs’taki haklılığı kendi gücüyle savunmayı becermiş bir ordunun saygınlığını kırma ve onun sancaklarını katlayıp adadan çekilişini seyretme hesabının da bulunduğu belli. Kimilerince Cumhuriyete karşı beslenen karşıtlık, onun kurucusu olan orduya karşıtlığa kadar varabilmiş demek ki. Zaten konunun insana en acı verici yanı, içimizden böylelerinin bile çıkabilmiş olmasıdır. A B D kısaca özetleyeceğim. Ayrıca belirtmek isterim ki, bu kurumun adalet sistemimizdeki yerini alabilmesi için gerekli olan ‘‘hukuk metinleri’’ hazırdır. Projenin hareket noktasını, 12 Eylül’le başlayıp bugüne gelinen süreçte, yargıç bağımsızlığı, savcı güvencesi ve avukatlık mesleğine ilişkin yakınmalar oluşturmuştur. Bu yakınmaların temelini, ülkemizde yargıcın bağımsız olmadığı, savcının yeterli güvencelere sahip olmadığı, avukatlık mesleği açısından temel sorunların varlığı oluşturmaktadır. Yeni bir modelin ortaya konulmasının amacı, sorunları ortadan kaldırmak ve amaca uygun çözümler üretmektir. Bu noktada ilk belirtmem gereken husus, bu konunun önce anayasa değişikliğini, sonra yasa değişikliklerini gerekli kılmasıdır. Bu nedenle konu iki bölüm içinde ele alınmalıdır. Yüksek adalet kurumu için anayasa değişikliği: Önerilen modelde adalet hizmetinin üç temeli olan, yargıçlık, savcılık ve avukatlık Yüksek Adalet Kurumu içinde toplanmaktadır. Bu nedenle anayasamızın 159. maddesinde yer alan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yerine bu kurum yerleştirilmekte, bu konudaki temel noktalar belirtildikten sonra, diğer hükümlerin yasalarla düzenlenmesi öngörülmektedir. Bu düzenleme ile bağlantılı olarak, anayasanın 159 ve 144. maddeleri yürürlükten kaldırılmaktadır. Özellikle belirtmek gerekir ki, anayasanın 144. maddesinde yer alan, yargıç ve savcıların Adalet Bakanlığı müfettişlerince denetlenmesi yöntemi terk edilmektedir. Bu görev kurumun içinde yapılmaktadır. Önerilen modelde avukatlık kurumun içinde yer almaktadır. Bu nedenle anayasanın 135. maddesinde de değişikliğe gerek vardır. Bu maddede kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları düzenlenmektedir. Ancak avukatlık kurum içine alınınca, anayasanın 135. maddesine bir fıkra eklenerek Yüksek Avukatlar Kurulu için bu maddenin uygulanmayacağının belirtilmesi, yasama tekniğine uygundur. Yüksek adalet kurumu: Projede, adalet hizmetinin üç temel mesleği olan, yargıçlık, sav cılık ve avukatlık kurumun içinde toplanmaktadır. Kurum, kamu tüzelkişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip bir kuruluş olarak düşünülmüştür. Kurum, adalet hizmetinin görülmesi görevini üstlenmekte, bu bağlamda yetkileri kullanmakta ve yasanın öngördüğü her türlü tasarrufta bulunabilmektedir. Kurumun karar organı Yüksek Adalet Kurulu’dur. Bu kurul 21 üyeden oluşmaktadır. Üç meslek grubu eşit temsil ilkesi çerçevesinde kurulda yer almaktadır. Kurulun oluşumuna katılacak 6 üye daha düşünülmüştür. Bu üyelerin kurulda yer almalarının temel nedeni, adalet hizmetinin toplum için bir hizmet olduğu hususunun dikkate alınmasıdır. Kurumun ayrıca 3 organı bulunmaktadır. Bunlar, Yüksek Hâkimler Kurulu, Yüksek Savcılar Kurulu ve Yüksek Avukatlar Kurulu’dur. Bu kurulların oluşumunda dikkate alınmış olan temel hususlar şunlardır: Yargıç bağımsız olur. Bu nedenle bu amaç çerçevesinde bu meslekle ilgili olarak, stajdan başlayarak mesleğin sonuna kadar tüm konular bu kurulun görev ve yetkisi içindedir. Savcının güvenceli olması noktasından hareketle, yukarıdaki yaklaşım savcılar için kendi kurulunun görevlendirilmesi olarak düşünülmüştür. Avukatlık açısından temel nokta bir yüksek kurulun oluşturulmasıdır. Bu nedenle Türkiye Barolar Birliği’nin yerini bu kurul almaktadır; barolar varlıklarını korumaktadır. Kurulun gerek oluşumunda gerek görev ve yetkilendirilmesinde Adalet Bakanlığı ile vesayet bağı kesilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanım, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çağdaş, demokratik, insan haklarına saygılı, bir hukuk devleti olması için gösterdiğiniz çabanın, kanımca bir tek temel nedeni vardır. Türk insanı böyle bir yönetime layıktır. Tüm çabalarınız bunun içindir. Bu amaç uğrunda, size takdim etmek istediğim projenin ülkemizin adalet sistemine katkılar sağlayacağı düşüncesindeyim. Bu konuda vereceğiniz destek, ülkemizi aydınlık yarınlara taşımada bir satır başı oluşturacaktır. Buna inanıyorum. Saygılarımla. KARTAL 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN ÖRNEK 163 ÖDEME EMRİNİN İLANEN TEBİLGATI DOSYA NO: 2003/4092 ESAS ALACAKLI: SOYAK BETON SAN. VE TİC. A.Ş. VEKİLİ: AV. BELGİN ÖZTÜRK ADRES: BÜYÜKDERE CAD. NO. 28 MECİDİYEKÖY BORÇLULAR: 1 YILDIRIM YAPRAK, YAPRAK İNŞAAT YAPI MALZM. VE KÖMÜR SATIŞI YENİ MAH. ATATÜRK CAD. NO: 6. SOĞANLIKKARTAL 2 MEHMET GÜNEY ADRES: YENİ MAH. ATATÜRK CAD. NO. 6 SOĞANLIKKARTAL BORÇ MİKTARI: 13.278,00 YTL. (faiz ve masraflar hariç) Alacaklı tarafından yukarıda yazılı alacağının tahsili için hakkınızda yapılan icra takibinde; yukarda yazılı adresinize gönderilen 163. örnek no.lu ödeme emrinin bila tebliğ edilmiş olması ve zabıtaca yaptırılan tetkikat ve tahkikatta da adresinizin tesbiti mümkün olmadığından kanuni sürelere 15 gün ilavesi ile ödeme emrinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Borcunuzu işbu ilanın gazetede neşri tarihinden itibaren 25 gün içinde ödemeniz, borcun tamamına veya bir kısmına veya alacaklının takibat icrası hakkında bir itirazınız varsa, senet altındaki imza size ait değilse, yine bu 20 gün içinde ayrıca ve açıkça bildirmeniz, aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sayılacağı, imzayı reddettiğiniz takdirde Merci önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmadığınız takdirde itirazınızın kaldırılacağı, senet veya borca itirazınızı yazılı veya sözlü olarak icra dairesine 25 gün içerisinde bildirmediğiniz takdirde aynı müddet içinde 74. Madde gereğince mal beyanında bulunmanız, aksi halde hapisle tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı mal beyanında bulunursanız hapisle cezalandırılacağınız, borcu ödemez veya itiraz etmezseniz cebri icraya devam edileceği hususu ilan olunur. 18.1.2006 (Basın: 9840) ÇORLU 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2005/1173 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci arttırma günü: 22.03.2006 günü saat 11.00 11.15’e kadar. Satış mahalli: Çorlu İlçesi, Marmaracık Köyü Koruma İlaçları Deposu’nda yapılacak ve o günü kıymetlerin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde, 27.03.2006 günü aynı yer ve saatte 2. artırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklının tolamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden %18 oranında KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize başvurmaları ilan olunur. 27.02.2006 Muhammen kıymeti Lir: 50.000,00 YTL Aded: 1 Cinsi ve mahiyeti ve önemli özelilkleri: Üzerinde çiftel kazan makine imalatmarka üzerinde Tel. 232479 1121 İzmir yazılı, 3 gözlü kömür kazanı, 1 adet kömür elazonu, 3 adet hava fanı ve yakıt tankı sisteminde ibaret. (Basın: 9596) Dosya No: 2005/48 Çanakkale, Merkez, Namıkkemal Mahallesi Setbaşı Sokak’ta bulunan, tapunun 1 pafta, 79 ada, 15 parsel numarasında 62,95 m2 yüzölçümlü bahçeli kargir ev vasıflı taşınmaz mal maliki İshak oğlu Semail’in gaipliğine karar verilmesi için maliye hazinesi tarafından talep ve dava edilmiştir. Çanakkale, merkez Namıkkemal Mahallesi Setbaşı Sokak’ta bulunan tapunun 1 pafta, 79 ada, 15 parsel numarasında 62,95 m2 yüzölçümlü bahçeli kargir ev vasıflı taşınmaz mal maliki İshak oğlu Semail hakkında bilgisi olanların ilan tarihinden itibaren 6 ay içinde Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/48 E. sayılı dava dosyasına bilgi vermeleri ilanen tebliğ olunur. Basın: 10244 ÇANAKKALE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN CUMHURİYET 02 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle