21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Danıştay’ın TÜPRAŞ ile ilgili son kararı, hükümetin takıldığı yasal süreçlerin son örneğini oluşturuyor 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER AKP’nin özelleştirme çıkmazı ? Son dönemde yargı ile Yüksek Denetleme Kurulu raporlarına yansıyan çok sayıda ‘‘usulsüz’’ özelleştirme uygulaması yargıdan döndü. Bunun, Tekel İşletmeleri, limanlarla ilgili ihale süreçleri, SEKA Balıkesir ve benzerleri gibi çok sayıda örneği bulunuyor. MURAT KIŞLALI Beterin Beteri.. Kültürler çatışması tezinin, emperyalizmin, yeni dünya sömürü düzeni çarklarının işletilmesinde oynanan büyük oyunlarının, en çok kullanılan kamuflaj araçlarından biri olduğunu düşünmüşümdür.. Biraz fazla komplo teorisi olacak ama, Paris varoşlarında patlak veren ötekilerin ayaklanması ile İslam dünyasında tepkilere yol açan Hz. Muhammed’in karikatürleri arasında, doğrudan olmasa da dolaylı anlamlı bir ilişki olduğuna inanıyorum. İsterseniz bu ilişkiler ağına, Avrupa ülkelerinde AB kriterleri ile çatışan boyutlarda gelişen ötekilerin dışlanmaları, Müslümanları doğrudan hedef alan terör önlemleri, hatta göçmen çocuklarının ortak resmi dili öğrenemedikleri gerekçesi ile anadilleri Türkçe ile konuşmalarına gelen yasakları ekleyebilirsiniz. Radikal siyasal İslamcı, birbirinin beteri fanatikliğe, bağnazlığa gömülmüş mezhep, tarikat eksenli şeriatçı akımlarda, terör eylemlerinde yaşanan patlamayı yadsımak söz konusu değil elbette. Yeni sahneye konan, gelişmekte olan çok tehlikeli oyunda, zengin Kuzey tarafın, uygar Batı’nın (!) söz konusu karikatür ve yayınlarda biçimsel demokrasiye, özgürlüklere sarılma şansları da var. Dış görüntü gerçekten kültürler, daha doğrusu uygarlık ve demokrasi ile gericiliğin çatışması gibi. ??? Oysa kişisel kanım, bu olayın özeline ilişkin gelişmelerde rollerin tam tersine olduğudur. Yani çatışmayı gerçekten çok tehlikeli boyutlara götürebilecek bu olayda, provokasyon, tahrik, kasıt için suçlu aranacaksa, öncelikle uygar geçinen zengin Kuzey, Batı cephesinde aramak gerekiyor. AB medyasının, kamuoyunun, basın özgürlüğü, demokrasi dayanışması, hoşgörüye sığınarak olaya kazandırmak istedikleri boyut ile gerçekler uyuşmuyor. Özetle; ‘‘Tamam, İslami inanca bir saygısızlık olsa da, sonuçta basın özgür, alt tarafı bir karikatür. İslamcıların tepkisi, cepheleşmesi, üstüne üstük terör tehditleri tam bir ilkellik. Demokrasiye, insan haklarına aykırı, baskıcı bir tutum..’’ deyip geçme lüksleri yok. Her şeyden önce varsıl olma hallerini, İslam dünyasının 21. yüzyılda böylesine yoksul, yoksun kalmasına borçlular. Sömürensömürülen ilişkisinin boyutlanması, uçurumun büyümesini, ideolojik boyutları ile açıklamak işlerine gelmediği içindir ki, kültürler çatışması olarak maskelemek kurnazlığına kaçmak kolay geliyor. Aslında insanın refleksi kendine iğneyi batırmak değil, karşıdakine çuvaldız batırma yolunda olduğu içindir ki, bizler de kendi yaşamımızda, örneğin denize girmeye açılan sahil şeridinde donla girenleri suçlama kolaylığına kaçarız. Köyden gelen, kayıt dışı, çok fazlası işsiz, kuralsız düzende, yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşamaya mahkum insanı kolayca yargılarız. ??? Dünyanın petrol yataklarının üzerinde, başta ABD, emperyalizmin kucağında şeyhler, tarikatlar, diktatörlükler yönetimindeki ülkelerde, İslam adı altında hortlatılan ilkel akımların, Talibanından, Hamas’ına doğrudan en fanatik örgütlenmelerin kurucuları emperyal gizli örgütler değil mi? Tabii ki İslamın aydınlanma devrimini yaşayamamış olmasının, bağnaz şeriat yorumlarının, örgütlerinin birinci dereceden etkileri ön planda. Ancak İslam dünyasında laik Cumhuriyeti kurabilmiş tek ülke Türkiye’nin, Atatürk devrimleri ile yoğrulmuş sağlam çimentosunu kırma çabaları ile bile suç işlemiyorlar mı? Oluşumunda büyük katkıları ve sorumlulukları olan radikal İslami akımlar böylesine ağır tehdit oluştururlarken, İslam dünyasındaki insan hakları, demokrasi algılamasından uzak kalmış inançların katılığı bilinirken bu provokatif, nerede ise durup dururken tahrik neyin nesi? Varsılların, belirli bir kültür, eğitim, yaşam biçimini edinebilmiş insanların kendilerini üstün görmelerinin dayanılmaz hafifliği ortada. Zengin Kuzey dünyasının, kimi Hıristiyan mezheplerinde kenetlenen varsıllarının günümüz halleri, kültürler çatışması tezindeki şımarıklıkları, bencillikleri daha da büyük suçlulukların, komplekslerin ürünü. Demokrasi adına kullandıkları oylarla, Irak işgalinde her tür insanlık suçunun en ağırının işlenmesinden birinci derecede sorumlu, uluslararası hukuka göre savaş suçlusu liderleri Bush ve Blair’i aklamadılar mı? Yıllarca kendi ülkelerinde yaşayan, kendi vatandaşları, en ağır işleri en ucuza yaptırdıkları göçmenleri, ötekiler adı altında horlayarak, dışlayarak gettolara kapatmadılar mı?.. Bugün insanlığın, dünyanın başına bela olan her tür ırk ve din ayırımcılığı eksenine oturmuş terör, radikal siyasi İslamcı akım, mafya, kirli ilişkilerin kaynağında yeni dünya sömürü düzeninin, kuralsız çarklarının sonuçları var.. DB ve IMF rahatsız Hükümetin özelleştirme kapsamında düzenlediği ihalelerin yargı tarafından çoğu zaman hatalı bulunması ve kamuoyunca eleştirilmesi üzerine Dünya Bankası (DB) ve IMF de konuyla ilgili inceleme başlattı. DB’nin ihalelerdeki durumu uzmanlarına inceletmek için girişimde bulunacağı belirtiliyor. Hükümetin ihaleleri yasal gereklilikleri tam olarak yerine getirmeden gerçekleştirdiğini vurgulayan IMF kaynakları, kurum uzmanlarının konuya ilişkin bir rapor hazırlayacağını belirtiyor. yan etmeleri üzerine ihale metninin maddelerinde değişikliğe gidildi. Mersin Limanı şartnamesinin 12 maddesi, 21 bendinde, İskenderun Limanı şartnamesinin 12 maddesi 19 bendinde değişiklik yapıldı. Yasalara uyulmadı: 4046 sayılı Özelleştirme Yasası’nın yürürlüğe girdiği 1994’ten itibaren gerçekleştirilen özelleştirme uygulamalarında, yasada ‘‘açıklanacak’’ denmesine karşın, hiçbir şirketin değer tespitine ilişkin açıklama yapılmadı. SEKA Balıkesir gibi kuruluşların gerçek değerleri kamuoyundan gizlenerek daha sonra yargıya gidilmesi ve daha çabuk karar çıkarılmasının önüne geçildi. Koç: Davada taraf değiliz Koç Holding, TÜPRAŞ’a dönük durdurma kararı konusunda, ‘‘Tarafı olmadığımız bir dava ile ilgili olan söz konusu karar hakkında henüz yeterli bilgiye sahip olmadığımız için atılacak adımlar hakkında kesin beyanda bulunmak mümkün değildir’’ açıklamasını yaptı. Koç Holding’den Borsa’ya gönderilen açıklamada, Shell’le ilgili ortaklığa ilişkin olarak gerekli yasal izinlerin ihale sürecinde alındığı belirtildi. Açıklamada, sözleşmelerde temettü dağıtımını kısıtlayıcı veya yatırımcıların haklarını ve şirket hisselerinin fiyatlarını etkileyecek hükümlerin yer almadığını bildirdi. Şirketler değerinden ucuza satıldı: Mehmet Kutman’ın sahibi olduğu Global Menkul Değerler’e TÜPRAŞ’ın yüzde 14.76’sı 15.4 YTL ’den satıldı. Satış fiyatı, TÜPRAŞ’ın son 30 günlük ortalama borsa fiyatının yüzde 6.2, teklif günü fiyatının yüzde 9.4 altında kaldı. SEKA Balıkesir, ‘‘Değerinin altında ANKARA TÜPRAŞ ihalesinin Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından iptali, davayı açan Petrolİş Avukatı Gökhan Candoğan’ın dediği gibi AKP hükümetinin yönetim anlayışıyla özelleştirme uygulamalarında kaçınılmaz olarak duvara çarptığını bir kez daha gösterdi. AKP hükümeti döneminde gerçekleşen ve yargı ile Yüksek Denetleme Kurulu raporlarına yansıyan bazı ‘‘usulsüz’’ özelleştirme uygulamaları şöyle: Şartnameler ihale sürecinde değiştirildi: İdare’nin gerçekleştirdiği pek çok ihalede, ihale sürecinde şartname değişikliklerine gidildi veya son teklif verme süresi uzatıldı. Örneğin Tekel Sigara’da yatırımcılardan gelen talep üzerine, Bitlis fabrikası ile sert paket makinelerı de şartnameye dahil edildi. ERDEMİR’de ön yeterlilik başvurusunda bazı şirketlerin ihaleye katılmaktan imtina edebileceklerini be bir fiyata’’ yapıldığı için Danıştay’dan geri döndü. Yasal altyapı oluşturulamadı: Özelleştirmeler sürecinde Özelleştirme Yasası ile KİT Kararnamesi arasında çelişkili düzenlemeler ortaya çıktı. Programda olmayan kuruluşların özelleştirmelerinin ÖİB tarafından yapılıp yapılamayacağı konusunda tereddütler oluştu. İhale kazanmayan şirkete ihale verildi: Kuşadası Limanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) tarafından, İhale Komisyonu’nun kararında yer almayan Royal Caribbean ortaklığına verildi. Hükümet ÖİB’nin işine müdahele etti: Özelleştirme yasası ve yönetmeliklere göre ‘‘ÖİB bünyesindeki ihale komisyonlarının, ihaleyi teknik olarak sonuçlandırdıktan sonra nihai kararı ÖYK onayına sunması’’ gerekirken Sümer Holding’e bağlı Malatya, Diyarbakır ve Adıyaman işletlemelerinde bu hükümlere uyulmadı. Özelleştirme ödemeleri ötelendi: ÖİB, özelleştirme ödemelerinde, yatırımcıların tamamına yakının bütün erteleme talepleri mücbir (zorunlu) bir sebep varlığına ilişkin herhangi bir araştırma ve irdeleme yapılmadan ÖYK’ye intikal ettirildi. ÖYK de pekçok ötelemeye izin verdi. Ötelemelere imza atmak istemeyen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ÖYK’den alındı. Kılıçdaroğlu’na göre, vergi iadesinde sistem değişikliği hükümetin işine yarıyor Emeklinin sırtından tasarruf ? Yeni sistemde SSK emeklilerinin maaşlarında yıllık 57 milyon, BağKur emeklilerinde 47 milyon, Emekli Sandığı emeklilerinin aylığında ise 77 milyon lira düşüş gerçekleşecek. Toplam 1 katrilyon liralık bütçe açığı emeklinin sırtından karşılanıyor. İLHAN TAŞCI Hedeflere uyan enflasyon, beklentileri aştı Ekonomi Servisi Enflasyon, içki ve sigara fiyatlarındaki artışın etkisiyle ocakta beklentileri aşmasına karşın Merkez Bankası’nın hedeflerine uygun çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın ocak ayında tüketici fiyatlarının (TÜFE) yüzde 0.75, üretici fiyatlarının (ÜFE) yüzde 1.96 oranında arttığını açıkladı. Aylık bazda yüzde 0.55 olması beklenen enflasyon rakamı, böylece beklentinin üzerinde çıktı. TÜİK’in yıllık yüzde 7.93 olarak açıkladığı rakam, Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesinde bu yıl için alt sınır olan yüzde 8’in altında kaldı. TÜİK’in 2003 baz yıllı verilerine göre, ocak ayı itibarıyla yıllık enflasyon ise TÜFE’de yüzde 7.93, ÜFE’de yüzde 5.11 oldu. Ocak ayı itibarıyla 12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 8.07, üretici fiyatlarında yüzde 5.45 oldu. Buna göre, çekirdek enflasyon yerine açıklanan TÜFE göstergeleri, mevsimlik ürünler hariç ocak ayında yüzde 1.23, işlenmemiş gıda ürünleri hariç yüzde 0.59, enerji hariç yüzde 0.62 oranında arttı. Yeni endekse göre, ocakta aylık bazda TÜFE’deki artış yüzde 0.75, yıllık enflasyondaki artış da yüzde 7.93 olarak gerçekleşti. Geçen yılın ocak ayında fiyatlarda aylık yüzde 0.55, yıllık yüzde 9.23 artış olmuştu. Bu arada, bu yılın ocak ayında endekste yer alan 442 maddeden 59 maddenin ortalama fiyatı değişmezken 248 maddenin fiyatlarında artış, 135 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşti. ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın vergi iadesi kaldırılıp emekli aylıklarına 1 Ocak itibarıyla yüzde 4 oranında artış yansıtılacağı müjdesinin arkasında, emeklinin sırtından tasarruf yapma planı çıktı. Başbakan’ın müjdesi yaşama geçtiğinde SSK emeklilerinin maaşlarında yıllık 57 milyon, BağKur emeklilerinde 47 milyon, Emekli Sandığı emeklilerinin aylığında ise 77 milyon lira düşüş gerçekleşecek. CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ‘‘Öyle anlaşılıyor ki, bir yılda 1 katrilyon liralık bütçe açığı emeklinin sırtından karşılanacak’’ dedi. Başbakan Erdoğan, 2005 yılının son ulusa sesleniş konuşmasında, ‘‘1 Ocak 2006’dan itibaren tüm emeklilerimize maaşlarının yüzde 4’ü kadar bir ödemeyi otomatik olarak vereceğiz. Artık emeklilerimiz bu ödeme karşılığında fiş ve fatura toplama eziyeti çekmeyecekler’’ demişti. CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı çalışma, emeklilerin aylıklarında artış olmayacağı gibi, düşüşlerin yaşanacağını ortaya koydu. Buna göre, altıncı basamaktaki bir BağKur emeklisi, aylığının karşılığı olarak ortalama 19 milyon 731 bin lira vergi iadesi alacaktı. Başbakan’ın ‘‘müjdesinden’’ sonra bu 15 milyon 780 bin liraya düşüyor. Bağ Kur emeklisinin ortalama kaybı, aylık 3 milyon 950 bin, yıllık 47 milyon 400 bin lira oluyor. En düşük emekli aylığının karşılığı bir SSK emeklisinin alabileceği aylık vergi iadesi, ortalama 19 milyon 100 bin liraya düşüyor. Kaybı aylık ortalama 4 milyon 800 bin, yıllık 57 milyon 600 bin lira oluyor. Bir hizmetlinin emekli aylığı esas alındığında ise, vergi iadesi kaybı aylık ortalama 6 milyon 430 bin, yıllık 77 milyon 160 bin lirayı buluyor. Sonuçta, 3 milyon 900 bin SSK emeklisinden 22 trilyon 464 milyar, 1 milyon 400 bin BağKur emeklisinden 66 trilyon 360 milyar, 1 milyon 400 bin Emekli Sandığı emeklisinden de 108 trilyon 24 milyar olmak üzere toplam 196 trilyon 848 milyar liralık tasarruf sağlanacak. Kılıçdaroğlu, ‘‘Emeklinin aylığına göz diken bu hükümet, şimdi daha iyi anlaşılıyor ki, Ofer’lerin, Haririlerin hükümetidir. Emekliyi tümden gözden çıkaran hükümettir” dedi. Almanya’da grev dalgası Almanya’da grevler birbirini izliyor. BadenWürttemberg eyaletinde temizlik işçileri pazartesi günü iş bırakacak. AEG Nürnberg’de de grev ikinci haftasını geride bıraktı. Hükümet grevlerin yayılmasından korkuyor. Almanya’da şirketlerin ve ihracatın rekor kazançla yılı kapatmalarına rağmen işsizlik rakamlarının yükselişini sürdürmesi, Alman hükümetini zor durumda bıraktı. (AP) [email protected] Çelebi’den eylem çağrısı ADANA (Cumhuriyet) AKP iktidarının kapatma kararı verdiği Adana ve Malatya Tekel sigara fabrikalarındaki işçi direnişine yönelik destek ziyaretleri sürüyor. Adana’daki işçileri ziyaret eden DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, diğer sendikalara uyarı eylemi yapma önerisinde bulundu. Süleyman Çelebi, ‘‘Gelin hep birlikte Türkiye’de bir saat işi durduralım. O da sonuç vermezse bir gün genel grev yapalım. Yine sonuç alamazsak sü resiz genel greve gidelim’’ dedi. Adana Tekel Sigara Fabrikası’nda 33 gündür işyerlerini terk etmeyen işçilere seslenen Çelebi, ‘‘Tekelin ateşi AKP’yi yakacak’’ , ‘‘Zafer direnen emekçinin olacak’’, ‘‘İşçiler sandıkta hesap soracak’’, ‘‘Ak ak dediler karanlığa gömdüler’’ sloganlarıyla karşılandı. AKP iktirarının IMF talimatları doğrultusunda hareket ettiğini belirten Çelebi, diğer sendikal örgütlere ve Emek Platformu’na yaptığı çağrıda, ‘‘Her koyun kendi bacağından asılır mantığıyla bizi bölüyor, parçalıyor ve sistemlerini ideolojik bir saldırıyla yaşama geçirmek istiyorlar. Eğer işçi, emekçi sendikasıysak omuz omuza olmak zorundayız. Tekel işçileri için, özelleştirme için, işten atılmalar için, işsizlik için, yoksulluk için, uçakların uçmadığı, trenin çalışmadığı, şalterin indiği bir saatlik uyarı eylemi yapalım’’ diye konuştu. TOFAŞ CEO’SU ALTAVILLA ‘YILIN YÖNETİCİSİ’ TOFAŞ CEO’su Alfredo Altavilla, alanında uzman otomobil gazetecilerinin oluşturduğu AutoBest jürisi tarafından ‘‘gelişmekte olan ülkelerde yılın yöneticisi’’ seçildi. ‘‘ManBest 2005’’ ödülünü kazanan Altavilla, ödülünü Ukrayna’nın başkenti Kiev’de düzenlenen AutoBest 2006 gecesinde aldı. Türkiye, Romanya, Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ, Makedonya, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Ukrayna, Polonya ve Kıbrıs Rum kesiminden gazetecilerin oluşturduğu jüri Altavilla’yı, ‘‘Fiat Auto’nun İş Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak, Fiat Auto’nun yeniden yapılanmasında ve yeni ortaklıklara imza atmasında görev üstlenmesi ve şimdi de devam eden bu sorumluluklarının yanında CEO olarak TOFAŞ’a yepyeni ve çok büyük bir ivme kazandırmaya başlaması’’ sebebiyle ödüle layık gördü. Böyle bir ödüle layık görülmekten dolayı gurur duyduğunu belirten Altavilla, bu ödülde TOFAŞ’ta çalışan 5 bini aşkın kişinin emeği ve alın terinin bulunduğunu söyledi. Altavilla, Türkiye’nin, Brezilya ve Çin ile birlikte Fiat Auto’nun en önemli 3 üretim merkezinden biri olma özelliğine ulaştığını da belirtti. AVEA’DAN 300 MİLYON DOLARLIK YATIRIM Avea İletişim Hizmetleri AŞ Genel Müdürü Cüneyt Türktan, bu yıl 300 milyon dolarlık yatırım kararı aldıklarını bildirdi. Avea’nın, Türk Telekom’un yüzde 55 hissesinin satışına dair sürecin tamamlanmasının ardından ilk yönetim kurulu toplantısında genel müdürlüğe getirilen Türktan, ‘‘300 milyon dolarlık yatırımın 250 milyon doları altyapıya gidecek. Diğer 50 milyon dolar, sistemlerimizin geliştirilmesi için kullanılacak’’ dedi. Kurumsal bir yapılaşmaya da gideceklerini belirten Türktan, ‘‘Bunun devamı halka arz olabilir, uluslararası olabilir, içeride olabilir’’ diye konuştu. Abone sayılarını net 6.5 milyon olarak açıklayan Türktan, ‘‘Tabii bu abone sayıları hangi formülle baktığınıza bağlı. Kullanılma açısından biz net aboneye bakıyoruz’’ ifadesini kullandı. Türktan, hizmet ve abonelik üzerine yeniliklerinin olacağını da bildirdi. Telsim ihalesinde en yüksek teklifi veren Vodafone’un sektöre yeni bir oyuncu olarak katılımını da değerlendiren Türktan, sektörde kendini kanıtlamış, sadece mobil sektöre odaklanan dünyanın en büyük firmalarından birinin Türkiye’ye gelmesinin çok önemli olduğunun altını çizdi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle