18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ 8 HABERLERİN DEVAMI GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada vunmakta zorlandığı ziyaretin hafta başında Erdoğan’la Bakanlar Kurulu’nda enine boyuna görüşüldüğü, heyet gelinceye kadar gizli tutulması ilkesinin benimsendiği anlaşılıyor. Aynı gün, yani geçen pazartesi İsrail de kokuyu alıyor ve Türkiye’ye soruyor: Böyle bir ziyaretten söz ediliyor, doğru mu? Dışişleri külliyen yalanlıyor. Hatta güvence veriyor. O sırada Başbakanlık, Ahmet Davetoğlu, affedersiniz Davutoğlu koordinatörlüğünde hazırlık yapıyor. Bu durum, Ankara’daki çok başlı dış politikanın tipik bir göstergesi. Ziyaretin öncesinden vazgeçtik, sonrasına bakalım... Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Hamas heyetinin gelişini savunurken şöyle dedi: ‘‘Bize gelmeselerdi İran’a, Suriye’ye gideceklerdi... Bunu engelledik.’’ Heyetin başındaki Halid Meşal, Türkiye’ye nereden geliyor? Şam’dan... Yani Suriye’nin başkentinden! Dün sabah saatlerinde AFP şu haberi geçti: Hamas heyeti Tahran’ı ziyaret etmeyi planlıyor! ??? Heyete ilişkin bir başka beklenti de AKP’lilerle görüşme sonrasında Filistin dolaylarından yapılacak açıklamaydı. Şöyle bir Hamas demeci, AKP’nin hamasetine hamaset katacaktı: ‘‘Türkiye ziyaretinde bize terörü bırakın, silahlara veda edin, İsrail’i silmekten vazgeçin uyarısını ciddiye aldık. Bizden önceki Filistin yönetimlerinin imzaladığı uluslararası anlaşmaları tanıma kararı aldık. Bu ilkeler doğrultusunda hükümet kuruyoruz!’’ Ama öyle olmadı. Ne oldu? Hamas, asıl suçlunun İsrail tarafı olduğunu ilan etti. İlkelerinden bir adım geri atmayacağını duyurdu. Acaba AKP’liler, Hamas’a şu tür uyarılarda mı bulundular: ‘‘İktidara gelince, değiştik diyeceksiniz. Her şeyinizi gizleyeceksiniz. Bir kendi iç gündeminiz olacak, bir de Filistin’e ve dünyaya duyurduğunuz gündem. Böyle yaparsanız rahat edersiniz!’’ ABD’nin ılımlı tepkilerde bulunması, ‘‘acaba bu ziyareti Amerika mı istedi’’ sorusunu da gündemde tutuyordu. Ancak dün Washington’dan gelen haber şöyleydi: Dışişleri Bakanı Rice, Hamas karşıtı cepheyi güçlendirmek için 2024 Şubat arasında Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret edecek! ??? Hamas’ın AKP ziyareti, Türkiye’nin dış politika geleneklerini sarstı. Biz Ortadoğu’da tüm taraflarla görüşebilen, bir tarafla temas kurarken öteki tarafı da ihmal etmeyen bir denge kurmuştuk. Öyle ki, İsrail’e yapılan resmi ziyaretlerde bile Filistin tarafı da mutlaka programa konurdu. Filistinliler zamansal bir dengesizlik olursa, gönül koyardı. İsrailliler, duygusal mesaj yoğunluğunda sapma olursa hemen not ederdi! Şimdi ne denge bıraktık ne güven! Erdoğan, Kıbrıs ve benzeri sorunlarda ödün verirken bunu şöyle kılıflar: Sürekli, bir adım önde olacağız. Rumlar bir adım mı attı, biz iki atacağız! Korkarız, özünde Filistin’le İsrail arasındaki Hamas’ın seçim kazanması sorununda da aynı politikayı uyguluyoruz. Hamas’ın bir adım önündeyiz! ankcum?cumhuriyet.com.tr AÇI MÜMTAZ SOYSAL MUSTAFA BALBAY Pergelin Ucu KEMAL DERVİŞ çıkageldiği zaman, hep niçin geldiği ve kimin yolladığı sorulmuştu. Yanıt, ancak erken seçime gidilip AKP iktidar olunca anlaşıldı. Kimse, satrancın bu noktaya geleceğini kestirememişti. Hatta Derviş’i saflarına alan CHP’nin seçimden birinci parti çıkacağı bilinen AKP ile koalisyona hazırlanmakta olduğu söylenmekteydi. Annan Planı ve Büyük Ortadoğu Projesi oyunun büyüklüğünü göstermiştir. Yaser Arafat’ın ölüm nedeni de bir türlü anlaşılamadı. Rivayet olunur ki, MOSSAD ya da CIA zehirleyişiyle ortadan kaldırılması ve daha ılımlı birinin seçimle işbaşına getirilerek İsrail’le barışa zorlanması planlanmıştı. Ama, planlar her zaman istenen sonucu vermez. Yüzde 78, hatta yer yer yüzde 82’ye varan yüksek katılımla yapılan seçimler El Fetih’ten çok daha sert tutumlu bir Hamas’ı işbaşına getirmiştir. rdoğan iktidarının Filistin konusunda uzlaştırıcı rol oynayıp Norveç’le Fransa’nın bile yapamadığını yaparak Washington’dan ‘‘aferin’’ almak istediği eskiden beri bilinmekteydi. Aslında, AB yolunda olduğu gibi İsrail’le ilişki konusunda da kendinden beklenmeyecek bir kıvraklık gösteren AKP’nin bu role soyunması hiç şaşırtıcı sayılmaz. Ayrıca, Hamas buluşmasının, bir çeşit zemin yoklama girişimi olarak, Atlantik ötelerinden telkin edilmiş olması da göz ardı edilemeyecek bir olasılık. Bütün bunlar iyi de, yapılanların çok daha ustaca ve yüze göze bulaştırılmadan yapılması gerekmez miydi? Madem hükümette konuşulmuş, işi danışmanlarla çözmek yerine Dışişleri’nin diplomatlarına havale etmek daha doğru olmaz mıydı? Üstelik, Türk diplomasisinin geleneği, böylesine önemli bir adım için Cumhurbaşkanı’yla Genelkurmay’dan görüş alınmasını gerektirmez mi? Haydi diyelim ki, temkinli davranıp bu ilk teması ‘‘parti’’ kanalıyla yürütmeyi kararlaştırdınız, öyleyse basın açıklamalarının yapıldığı kürsüden parti amblemini kaldırmak, partili sıfatıyla genel başkan yerine Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı’nı devreye sokup yol ve otel giderlerini onun bakanlığına ödetmek niye? Ev sahibi parti mi, devlet mi? alid Meşal’in ziyareti, eğer yetenekli dış politika muhabiri Uğur Ergan’ın bir süredir vurguladığı gibi danışman Ahmet Davutoğlu’nun ‘‘eseri’’ ise o zaman da bu operasyonun böyle ciddi bir danışmanın hiç de yabana atılmayacak düşüncelerine uygun bir ciddiyetle ele alınması beklenirdi. Türkiye’nin bölge merkezli bir dış politikada aynı danışmanın deyimiyle ‘‘pergel ucu’’ olması, pergeli çevirecek siyasal ellerin daha dirayetli davranmasını gerektirir. Yoksa insana ‘‘Danışmanını değiştir!’’ demezler de, ‘‘Elini pergelden çek!’’ derler ki, bunun sonucu yüze göze böylesine bulaştırılan bir iktidarı bırakıp gitmektir. E BAYRAKLAR YAKILDI Çağlayan Meydanı’ndaki mitinge katılanlar, güvenlik önlemleri altında alana alındı. Katılımcılar arasında sarık, takke ve cüppelilerin oldukça fazla olması dikkat çekti. Mitingde sık sık tekbir getirilirken Bush, Rasmussen ve Şaron’un kuklaları ile bazı Batı ülkelerinin bayrakları yakıldı. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR) Kutan: Büyük gaflet Partisinin, Hz. Muhammet karikatürlerini protesto etmek için düzenlediği mitingde konuşan SP Başkanvekili, AKP iktidarına sert eleştiriler yöneltti TARKAN TEMUR H Saadet Partisi (SP) İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘‘İnanca Saygı, Zalimlere Lanet, Peygambere Sevgi Mitingi’’nde Hz. Muhammet’in karikatürlerinin yayımlanması protesto edildi. SP Genel Başkanvekili Recai Kutan’ın konuşma yaptığı mitingde ABD Başkanı Bush, Danimarka Başbakanı Rasmussen ve İsrail Başbakanı Şaron kuklalarının yanı sıra bazı Batı ülkelerinin bayrakları yakıldı. Mitinge katılmak için dün öğle saatlerinde binlerce kişi yoğun güvenlik önlemleri altında Çağlayan Meydanı’nda toplan dı. Danimarka, ABD ve İsrail karşıtı dövizler taşınan ve sık sık tekbir getirilen mitingde, ‘‘Anamız, babamız canımız sana feda olsun ya Resulullah’’, ‘‘Peygambere sadakat, şerefimizdir’’, ‘‘Mücahit Erbakan’’, ‘‘Zulme karşı direneceğiz’’ sloganları atıldı. Mitingin düzenlenmesine destek veren çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi ve SP İstanbul İl Başkanı Osman Yumakoğulları’nın konuşmalarının ardından ‘‘Mücahit Kutan’’ sloganlarıyla SP Genel Başkanvekili Recai Kutan kürsüye çıktı. Recai Kutan, Batı basınında karikatürlerle Hz. Muhammet’e yapılan hakareti lanetlediklerini belirterek ‘‘Bu alçakça saldırı, İslama ve Müslümanlara karşı ilk haçlı seferinden beri beslenen kin ve nefretin neticesidir’’ dedi. Kutan, AKP iktidarının Hz. Muhammet’e karikatür ile hakaret edilmesine gerekli ve yeterli tepkiyi veremediğini belirterek ‘‘AKP’nin gaflet içinde’’ olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İspanya Başbakanı Zapatero’ya karikatür krizine ilişkin yazdığı mektupta, karikatürlerin yayımlanmasının yasal olduğunu kabul ettiğini anımsatan Kutan, ‘‘Bu açıklamayla Başbakan Erdoğan Batılıların ‘karikatür yayını düşünce özgürlüğünün Erdoğan yine Danıştay’ı eleştirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay’ın türbanlı bir öğretmen hakkındaki kararını işaret ederek ‘‘Kadını özel alana hapseden ve kamusal alandan dışlayan, cinsiyet ayrımcılığına dayanan baskıcı ve tutucu anlayışlar asla medeni olamaz’’ dedi. AKP Kadın Kolları’nın 3. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen toplantıya katılan Erdoğan, ‘‘Biz burada kadınlara ayrı, erkeklere, gençlere ayrı, Batı’ya Doğu’ya ayrı bir siyasi dille konuşmuyoruz, konuşmayacağız’’ dedi. Danıştay’ın türbanlı bir öğretmen hakkındaki kararını ima eden Başbakan Erdoğan, ‘‘Kadını özel alana hapseden ve kamusal alandan dışlayan, cinsiyet ayrımcılığına dayanan baskıcı ve tutucu anlayışlar asla medeni olamaz’’ dedi. Siyasette ve toplumsal hayatta, kadının yeri üzerinde hassasiyetle durmak gerektiğine inandıklarını dile getiren Erdoğan, ‘‘Kadına karşı ayrımcılık, kız çocuklarının temel haklarından mahrum bırakmak, kadını üretim sürecinden dışlamak, bizim kültürümüzde, bizim medeniyet anlayışımızda bir cahiliye geleneğidir’’ dedi. Hz. Muhammet karikatürlerinin protesto edildiği harem selamlık eyleme katılan kadınlar mitingi büyük bir coşku ile izledi. Mitingde bir konuşma yapan SP Genel Başkanvekili Recai Kutan, “Mücahit Kutan” sloganlarıyla kürsüye çıktı. bir gereğidir’ görüşünü tasdik etmektedir. Ne büyük gaflet’’diye konuştu. Müslümanların Hz. Muhammet’in karikatürlerine verilen tepkisinin doğal olduğunu söyleyen Kutan, sağduyu çağrısında da bulundu. Müslümanların inançları gereği, tepkilerinde ölçülü olması gerektiğini vurgulayan Kutan, ‘‘Müslümanlar edepsizliğe karşı edepli bir tavır sergileyecekler. Ortaya konulacak haklı tepki, bu oyunu sergileyenlerin oyunlarını boşa çıkaracak şekilde sorumlu ve aklıselime uygun olmalıdır’’dedi. Kutan, şunları söyledi: ‘‘Bu iğrenç karikatür olayları, Batı’nın dinler arası diyalog, medeniyetler arası yakınlaşma iddialarında samimi olmadıklarını açıkça ortaya koymuştur. Tıpkı demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü konusunda da samimi olmayıp çifte standartlı, ikiyüzlü davranmaları gibi... Şimdi ‘medeniyetler arası yakınlaşma’, ‘dinler bahçesi’ savunucularına sesleniyoruz; bu gaflet uykusundan ne zaman uyanacaksınız?’’ Kutan, konuşmasının sonunda Arif Nihat Asya’nın bir şiirini okuyarak kalabalıkla birlikte dua etti. Tekbirlerin getirildiği, şiirler ve duaların okunduğu miting, polisin yoğun güvenlik önlemleri altında olaysız şekilde tamamlandı. TUREB ÖDÜLLERİ DAĞITILDI Cumhuriyet Gezi en iyi dergi ? Baştarafı 1. Sayfada lünü aldı. Ödüller dağıtılırken 2005 yılında kültür ve turizm alanında çalışmaları ile tarih ve kültür mirasımızın tanıtımında önemli bir rol üstlenen profesyonel turist rehberlerinin dikkatini çeken kişi, kurum ve kuruluşlar yine rehberlerin oylarıyla değerlendirildi. Ödül töreni yarın akşam Galata Köprüsü’ndeki Maxigala Restoran’da yapılacak. Ödül kazananlar şöyle: En İyi Süreli Yayın: Cumhuriyet gazetesi Gezi eki ve Hürriyet gazetesi Seyahat eki (Yurdumuz tarih ve kültür mirasını öne çıkararak kültür ve turizm bilincinin geliştirilmesi içerikli yayınları nedeniyle) Turizm Yazarlığı/Gazeteciliği: Mevlüt Yeni (Akşam Gazetesi Antalya Bölge Temsilcisi, Akdeniz Yayın Yönetmeni) ve Saffet Emre Tonguç (Hürriyet/Voyager/Scalet) (Yazılarıyla tarihikültürel ve turistik değerlerimizi tanıtıcı, sorunları ve çözüm yollarını ortaya koyan yazıları nedeniyle) Çevresel Sürdürülebilirlik: Açık Radyo (Sürdürülebilirlik ve küresel ısınma konusundaki yayınları nedeniyle) Kültürel Sürdürülebilirlik: Allianoi Kurtarma Kazıları ve Apollon Smintheus Tapınağı Kazısı (Yok olma tehlikesi ile yüz yüze olan tarihkültür mirasımızı kurtarma ve gün ışığına çıkarma konusundaki özverili çalışmaları nedeniyle) Konukseverlik: Sakıp Sabancı Müzesi (Ziyaretçilere ve turist rehberlerine gösterdikleri konukseverlik, ayrıca Picasso gibi önemli bir sergiye ev sahipliği yapmaları nedeniyle) Otantik Ürün: Karaköy Güllüoğlu Baklavaları (Geleneksel tatlarımızın temsilciliğini yurtiçi ve yurtdışında Türkiye tanıtımı ile başarılı bir biçimde birleştirdikleri için) Otantik Yerel Etkinlik: Ahırkapı Hıdrellez Şenlikleri (Geleneksel bir şenliği günümüze çok renkli ve etkileyici bir biçimde taşıyarak İstanbul yaşam kültürüne katkıda bulunması nedeniyle). Otantik Mutfak: Feriye Lokantası (OsmanlıTürk mutfağının lezzetlerini çok özel mönülerle yaşattıkları için). REYHAN YILDIRIM Nüfus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür ‘Hırsız evin içinde’ ? Baştarafı 1. Sayfada TBMM’de intihar ANKARA (AA) TBMM Koruma Müdürlüğü emrinde görevli olduğu bildirilen bir polis memuru intihar etti. TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, TBMM Koruma Müdürlüğü emrinde görevli polis memuru B.K’nin, dün sabah TBMM Tören Salonu bekleme noktasında, kendine ait beylik tabancasıyla sağ şakağına tek el ateş ederek intihara teşebbüs ettiği bildirildi. Açıklamada, olayın hemen ardından ambulansla Hacettepe Hastanesi’ne sevk edilen polis memurunun, bütün çabalara karşın kurtarılamayarak saat 11.30’da hayatını kaybettiği belirtildi. Açıklamada, B.K’nin ‘‘Eşine, arkadaşlarına ve kardeşine hitaben yazdığı mektuplarda intihar sebebinin borçlarından kaynaklandığını belirttiği’’ kaydedildi. göre örgütle ilişkisi yok. Jandarma’da böyle bir istihbarat varsa bize bildirmesi gerekiyor. Hakkâri Emniyeti’nin, valinin, istihbarat şubesinin bilgisi olmayacak ve böyle bir operasyon yapılacak... O zaman bir keşmekeş çıkar ortaya. Bu insanlar kalkıp Şemdinli’ye operasyona gidiyor ama bundan valinin bile haberi yok.’’ PKK’nin halka zarar gelmemişse kendi yaptığı eylemleri üstlendiğine dikkat çeken Yılmaz, ‘‘Ama burada işe başkası karışmış, başkası eylem yapıyordur burada. Bu da bizi şüpheye götüren şey’’ görüşünü savundu. Komisyon üyelerinin, Emniyet’in Şemdinli’deki olayla ilgili istihbarat yapıp yapmadığı yönündeki sorusu üzerine de Uzun, ‘‘Kimseyi karalamamak için olaylarla ilgili istihbarat yapmadık. Ama bugünkü mantığım olsaydı hepsiyle ilgili yapardım’’ demesi dikkat çekti. Emniyet’in istihbarat sorunu olmadığını anlatırken buna 8 Kasım’da Hakkari’de 7 kilo 400 gram C4 patlayıcı yakalatılmasını gösteren Uzun, bu patlayıcıların PKK’ye ait olduğunu ifade etti. Ancak Şemdinli’de patlayan bombaların niteliğinin farklı olduğunu kaydeden Uzun, ‘‘Olayların sayısı, sıklığı, örgüt disiplinine uymayışı, bizi tedirgin etmiştir. Bu normal değildir. Halktan insanlar zarar görmediği halde örgütün üstlenmediği olaylar var. Demek ki şüpheli bir durum var.Yani başka bir güç bu anormalliği yapıyor demektir’’ görüşünü savundu. Sabri Uzun, komisyon üyelerinin ‘‘Şemdinli’deki olayların faili kim, bu patlamalar önlenemez miydi’’ yönündeki sorusuna ise ‘‘Hırsız evin içinde olursa kilit işe yaramaz. Hakkâri’deki 18 bombalamanın bir bölümü, bir yere oturmuyor.Ama bu yerel bir disiplinsizlik.Ankara bu disiplinsizliklerin hiçbirinde İstanbul Haber Servisi AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı’nı bu parlamentonun seçeceğini belirterek, ‘‘11. Cumhurbaşkanı, mutlaka AKP Grubundan biri olacaktır’’ dedi. AKP Beyoğlu ilçe örgütünün 2. olağan kongresine katılan Yazıcı, gelecek yılın ilkbaharında Türkiye’nin 11. Cumhurbaşka yok’’ dedi. Bu tür disiplinsizliklerin TBMM iradesiyle önlenebileceğini kaydeden Uzun, ‘‘Ankara’nın karıştığı işlere’’ Komisyon üyesi de olan AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu’nun basında yer alan ‘‘Cemaatle iftar’’ fotoğrafını örnek göstererek, şu görüşleri savundu: ‘‘2004 Ocak’ta Hüsrev Kutlu’nun Milliyet’te cemaat iftarında bir fotoğrafı çıktı. Gazeteci orada mıydı acaba? Değildi. Orada birisi servis yapıyor. Devlet Ankara’da kirlendiği zaman basına bu tür haberler servis edilir.’’ Roj TV yayını Uzun, Roj TV’nin Şemdinli’deki patlamadan 10 dakika sonra yayına geçerek olayı duyurduğu iddialarının da doğru olmadığını, Roj TV’nin bu olayı ancak 20.00’de duyurduğunu belirterek ‘‘Bana bunu soran makama da bu durumu bildirdim’’ dedi. Komisyon üyelerinin 1 Kasım’da nı’nın seçileceğini, genel seçimin ise 2007 yılının sonunda yapılacağını söyledi. ‘‘Bazılarının cumhurbaşkanlığı seçimini bahane ederek atraksiyon yaptığı’’ ifadelerini kullanan Yazıcı, herkesin 3 Kasım 2002 seçimi öncesinde seçilen parlamentonun Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı’nı seçeceğini bildiğini anlattı. 11. Cumhurbaşkanı’nı şu andaki parlamen 150 kilogram patlayıcının kullanıldığı patlamayla ilgili ‘‘Termal kamerayla hareketleri izlenen yere nasıl oluyor da böyle bomba girebiliyor’’ sorusu üzerine şunları söyledi: ‘‘Kilit bozulmuş efendim... Bölgeden eroin de geçiyor. Türk polisi Avrupa’da yakalananın yüzde 30’unu burada yakalıyor. Bunu yakalayabilirdik ama kilit bozulmuş. Hırsız evin içinde olursa her şey girer. Ben 1 Ocak’tan beri Türkiye’de 81 kilo plastik patlayıcı yakaladım. Bunlar tamamen PKK’nindi. Oraya girmişse de yakalanırdı.’’ Uzun, Şemdinli’deki olaydan sonra Yüksekova’daki cenaze töreni sırasında savaş uçaklarının uçurulmasıyla ilgili ise ‘‘Bunu parlamento sorgulamalı. Yani biz ilkeliz, vatandaşımıza böyleyiz. İyi niyetle dürüstçe görev yaparsak hiç kötü olmaya gerek yok. Ben şimdi jet uçurmayı nasıl anlatayım size, boyumun üstünde bir şey’’ dedi. tonun seçeceğini vurgulayan Yazıcı şöyle devam etti: ‘‘Şunu kesinlikle bilesiniz ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı’nı bu parlamento seçecek. Bu parlamento içinde bu seçimde belirleyici olan,AK Parti Grubu olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı, mutlaka AK Parti Grubu’ndan biri olacaktır.’’ Rize’de heyelan RİZE (AA) Rize’nin Çayeli ilçesi Limanköy mevkiinde dün heyelan meydana geldi. Heyelan sırasında yoldan geçen bir otobüs savruldu. Otobüste bulunan Gürcistan uyruklu 6 yolcu yaralandı. Yaralılar, Rize Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Heyelan nedeniyle RizeArtvin karayolu ulaşıma kapandı. Yol, uzun süren çalışmalar sonucu tekrar ulaşıma açıldı. Hayati Yazıcı: Cumhurbaşkanı AKP grubu içinden seçilecek CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle