18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr ÇAĞRIŞIMLAR AYŞE EMEL MESCİ 15 Koro kullanımı üzerine Antik tragedya sahnelemenin insanın karşısına çıkardığı en önemli sorunlardan biri de hiç kuşkusuz korolara nasıl yaklaşılacağı, koral bölümlerin nasıl ele alınacağıdır. Sorunu şu şekilde tanımlamak mümkün sanırım: Oyunla ilgili yorumların aktarıldığı, zaman zaman yazarın doğrudan devreye girdiği, zaman zaman da ana aksiyona yan yollar açmak için kullandığı uzun şiirlerden oluşan bu bölümler günümüz seyircisine nasıl sunulabilir? Konuyu tartışırken antik tragedyaya ilişkin kesin yargı cümlelerini bir yana bırakmakta fayda var, çünkü: 1 Tiyatro sahnesi bir müze değil; 2 Daha da önemlisi, antik Yunan tiyatrosu denince akla gelen MÖ V . yüzyıl tiyatrosunun somut olarak neye benzediği hakkındaki veriler son derece yetersiz. Farklı bakışlar kimlik, ifade ve jestüel tarzlarının eşzamanlı olarak gevşemesine ilişkin can alıcı (...) problemlerin aydınlatılmasını da zorlayabilir.’’ Koro ve opera Halil Tuncer’in Budapeştesi ? Kültür Servisi Türkiye’nin doğal güzelliklerini gözler önüne seren fotoğraflarıyla tanınan Halil Tuncer’in Macaristan’ın Budapeşte kentinde çektiği fotoğraflardan oluşan sergisi büyük ilgi gördü. Macaristan’in İstanbul Başkonsolosluğu’nun desteğiyle Taksim’deki Madison Otel’de düzenlenen sergi yarın sona erecek. Tuncer, tarihi Budapeşte kentine objektifini yöneltirken edindiği izlenimleri şöyle anlattı: ‘‘Macaristan’a yerleşen çok Türk var. Türk yemeklerini aramıyorsunuz, çünkü hemen her köşe başında bir Türk lokantası var. Ayrıca Macaristan’ta Türk sanat müziğine emeği geçmiş Bela Bartok’un yaşamını araştırma ve müzeleri fotoğraflama olanağım oldu. 25 Mart’ta Osmaniye’nin Çardak köyünde Bartok’un yaşadığı ev benim fotoğraflarımla müze haline geliyor.’’ (Fotoğraf: EMEL KILIÇ) Örneğin antik Yunan tragedyasının korolarında müzik ve hareketin ne ölçüde kullanıldığına ilişkin kesin fikirler ileri sürmek olanaksız; çünkü diyelim ki aktörlerin mask kullanımına ilişkin çömlek veya vazo resimleri gibi ikonografik malzemelerden yola çıkarak bir fikir sahibi olmak mümkünken, aynı kaynaklar kullanılan müziği ve dansı, ritmik hareketleri, vb.. haliyle pek yansıtamıyorlar. Bir noktadan sonra, deyim yerindeyse, ‘‘İş başa düşüyor.’’ Önünüzdeki çeşitli seçenekleri, ilk tercih noktasında kabaca ikiye indirmek mümkün: Koral bölümleri antik tiyatroya yönelik birtakım yorumlardan, önkabullerden yola çıkan, ama şimdiki zamanı da hesaba katan bir yaklaşımla da ele alabilirsiniz; tamamen serbest bir yol da izleyebilirsiniz. Böyle bir yazının sınırlı çerçevesi, koro/tragedya, koro/ çağdaş sahne ilişkisine ana hatlarıyla bile değinmeye yetmez kuşkusuz. ‘‘Antigone’’, Parodos bölümü (savaş mimesisi). oronun kökleri, ritüellerin o çözülmesi güç evrenine doğru uzanır. Bu ritüeller, oyun alanı ile kutsal alanın kesiştiği, hatta başlangıçta örtüştüğü yapılarıyla, dans, müzik, şiir, vb. çeşitli sanat dallarının çıkış noktalarını oluştururlar. Dolayısıyla bir tragedya sahnelenirken korolara verilen ağırlık, günümüzde sahne sanatlarının geldiği noktadan tiyatronun kökenlerine yönelik bir bakışı da yansıtabilir. Ama önemli bulduğum birkaç noktayı, asla konunun tümünü kapsama iddiası taşımadan, belirtmek isterim. Koronun kökleri K Birincisi, antik Yunan tragedyasında koro her zaman merkezi bir öneme sahiptir, hatta bu sanatın odak noktasıdır. Bunun temel nedeni, tragedyaların içindeki koral bölümlerin tiyatro sanatının kökenlerini hem mitos hem de ritüel bağlamlarında ve elle tutulur, gözle görülür bir biçimde temsil etmesidir. Koronun kökleri, ritüellerin o çözülmesi güç evrenine doğru uzanır. Bu ritüeller, oyun alanı ile kutsal alanın kesiştiği, hatta başlangıçta örtüştüğü yapılarıyla, dans, müzik, şiir, vb. çeşitli sanat dallarının çıkış noktalarını oluştururlar. Dolayısıyla bir tragedya sahnelenirken korolara verilen ağırlık, günümüzde sahne sanatlarının geldiği noktadan tiyatronun kökenlerine yönelik bir bakışı da yansıtabilir. Bunun hakkıyla yapılabilmesi için koroyu oluşturanlar sahnede her an var olmalı, her hareketin, her notanın, her sözün içini doldurmalıdır. George Steiner’in, ‘‘koreografi’’ sözcüğünün kökenini oluşturan ‘‘koro’’nun ve koral işlevin Batı tiyatrosunda gerilemesine değinirken yaptığı şu saptamayı önemli buluyorum: ‘‘Koral ‘temsil’ tarzın‘ın’ Rönesans’ın başlangıç döneminde söze dayalı tiyatromuzdan hemen hemen tamamen niye silindiği (...) sorusu ise bizi siyasal ve toplumsal tarihimizin ta yüreğine götürüverir. ‘Bu sorunun incelenmesi’ Batılı insanın bireyleşmesi ve gerek kolektif gerekse komünal Koral bölümlere yaklaşırken hareket noktası olarak kullanılabilecek bir diğer önemli kaynak, metinlerin kendileri. Elimizdeki çevirilerle özgün metinlerin ritmine ne denli nüfuz edilebilir bilemiyorum tabii, ama Güngör Dilmen’in çevirilerinin içerdiği şiirsellikle bu işlevi en azından ikame ettiğine inanıyorum. Sözcük seçimlerinde de kuşkusuz çeviriden kaynaklanan bazı zorunlu değişiklikler yaşanıyordur. Yine de örneğin Sofokles’in Antigone’sinde Koro’nun ‘‘Thebai yollarında türküler çığıran canlar seni ‘Dionysos’u’ bekler’’ veya ‘‘sana ayak uydurmuş senin övgünü söyler gökte ateş soluyan halay çeken yıldızlar’’ gibi replikleri içerdikleri SÖZEL/ŞİİRSEL işlevin yanı sıra sanki bir hareket kanevası gibidirler (veya öyle de yorumlanabilirler). Kısacası şunu söylemek mümkün: ‘‘Koro, ancak varsayımsal biçimde tasavvur etmeye çalışabileceğimiz bir müzik ve dans karışımının ekseniydi’’ ve ‘‘Bildiğimiz tek şey, trajik Yunan tiyatrosunun bizim konuşmalı temsillerimizden çok, yine bizim bildiğimiz anlamda operaya yakın olduğudur’’ (Steiner). Bu temsillerin lirik özelliği en ağır basanlarından biri de herhalde Antigone. 19. ve 20. yüzyıllarda birçok ünlü besteci tarafından Antigone operaları yazılmış. Hemen aklıma gelen örnekler, Mendelssohn, Carl Orff, Mikis Theodorakis. Aslında antik Yunan tiyatrosunda koro kullanımının ne olduğu, bugüne nasıl taşınabileceği üzerinde kafa yormak, sahne sanatlarının günümüzde geldiği noktada operada ne gibi yeniliklere gidilebileceği konusunda da ufuk açabilir. aemelmesci?yahoo.fr Cemal Reşit Rey anılıyor ? Kültür Servisi Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu tarafından düzenlenen ‘‘Ustalara Saygı’’ etkinlikleri, bugün Cemal Reşit Rey gecesi ile sürüyor. Akatlar Kültür Merkezi’nde saat 19.00’daki etkinlik, Cemal Reşit Rey’in görüntüleri ile başlıyor. Faruk Şüyün’ün yöneteceği gece, Aydın Karlıbel, Evin İlyasoğlu, Haldun Dormen, Kamil Şekerkaran, Mesut İktu, Seher Tanrıyar, Semih Argeşo, Yüksel Koptagel ve Zeliha Berksoy’un, Cemal Reşit Rey üzerine konuşmalarıyla sürecek. Gecede, sanatçının çok az bilinen yapıtlarından örnekler de dinlenecek. Semiha Berksoy’un sesinden ‘‘Adalar Revüsü’’nün çalınacağı gecede, Aydın Karlıbel’in piyanosundan, aralarında ‘‘Sarı Zeybek’’, ‘‘Çayır İnce’’, ‘‘Gazi Osmanpaşa’’ türküsünün de bulunduğu Rey yapıtlarının yorumlarıyla sürecek. Gece, hep birlikte okunacak ‘‘Onuncu Yıl Marşı’’ ile sona eriyor. (0 212 351 93 84) Silanoğlu Kadir Has Üniversitesi’nde ? Kültür Servisi Kadir Has Üniversitesi Sanat Galerisi 22 Şubat22 Mart tarihleri arasında sanatçı Sema Silanoğlu’nun resim ve takı sergisine ev sahipliği yapacak. Kadir Has Üniversitesi Cibali Merkez Kampusu’nda gerçekleştirilecek sergide, Silanoğlu’nun farklı ve özgün çalışmaları sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Özellikle son yıllarda Avrupa ve Amerika’da çeşitli koleksiyonlarda yer alan Silanoğlu, 1998 yılından bu yana tuvalin sınırlarından kurtularak kullanmaya başladığı tahta ve metal ikilisi ile özgün yapıtlarında kadın portrelerine yer veriyor. 1963 yılında ilk kişisel sergisini İstanbul Belediyesi Şehir Galerisi’nde açan sanatçı, başta İstanbul olmak üzere çeşitli şehirlerde 20’ye yakın sergi açtı. (0 212 533 65 32) Dosya No: 2005/26 Müflis: Timur Makina Sanayi TicaretTimur Yurdagül / İflas Tarihi: 22.11.2005 Yukarıda adı yazılı müflisin, iflas dairesince defteri tutulan mallarının bedelleri tasfiye giderlerini koruyamayacağı anlaşıldığından basit tasfiye usulünün uygulanmasına karar verilmiştir. Bu sebeple, alacaklıların bu ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde alacaklarını ve iddialarını bildirmeleri, bu müddet içinde alacaklılardan birinin giderleri peşin vermek sureti ile tasfiyenin adi şekilde yapılmasını isteyebileceği İİK’nun 218. maddesi gereğince ilan olunur. 16.02.2006 Basın: 6633 İSTANBUL 1. İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN BASİT TASFİYEDE ALACAKLILARI DAVET İLANI Perçin’in resimleri Pi Artworks’te Kültür Servisi Ortaköy Pi Artwoks Çağdaş Sanat Merkezi, 23 Şubat’a dek Burcu Perçin’in ikinci kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçı, 2002 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü Kemal İskender Atölyesi’nden mezun oldu. İlk kişisel sergisini Ocak 2005’te Pi Artworks’te açan Burcu Perçin; İstanbul, Antalya, Mersin ve New York’ta çeşitli karma sergilere katıldı. Aradan geçen zamanda, Perçin’in resmi doğadan tekrar şehre dönerek, şehrin kompleks yapısının kendi içindeki düzenini fark edişin hikâyesini anlatmaya Burcu Perçin’in sergisi, 23 Şubat’a dek. başladı. (0212 236 68 53) 2005/735 Vasi Tayini Mahkememizce verilen 31.01.2006 tarih ve 2005/735 sayılı 2006/16 sayılı kararımız ile vesayet altına alınan AbdulbakiNuriye kızı, 1933 d.lu Namika Tarlakazan TMK 405. maddesi gereğince vesayet altına alınarak kendisine 1966 d.lu Rabia Mine Tarlakazan vasi olarak tayin edilmiştir. 31.01.2006 Basın: 6621 KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN 2004/1212 Müş. Tayini Mahkememizce verilen 05.07.2005 tarih ve 2004/1212 E 2005/551 K sayılı karar ile Mehmet Fahrettin ve Murside kızı Gıyur 1332 doğumlu Nezihe Tan TMK. 429. maddesi gereğince vesayet altına alınarak kendisine İstanbul Barosu avukatlarından Av. Mehmet Özkaya yasal danışman olarak tayin edilmiştir. 17.08.2005 Basın: 6403 KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas no: 2005/554 Davacı Yasin Beyaz vekili Av. Fuat Kaya tarafından davalı İna Beyaz (Munteanlı) aleyhine açılan şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davasının yapılmakta olan yargılamasında verilen ara kararı gereğince; ‘‘Bağcılar Cad. Bahar Sk. No: 1 Bağcılar/İstanbul’’ adresinde meçhul kalan davalı İna Beyaz’a dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilemediğinden, davacı vekili Av. Fuat Kaya tarafından verilen dilekçe ile aralarındaki şiddetli geçimsizlik nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ettiğini, duruşmasının 10.03.2006 günü saat 09.40’ta yapılmasına karar verildiği HUMK’nin 213 ve 509510. maddeleri gereğince özrü olmaksızın belli gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadığı takdirde yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve yokluğunda yargılama yapılarak karar verileceği tebliğ yerine geçmek üzere ilan olunur. 27.01.2006 Basın: 6734 GAZİOSMANPAŞA 3. AİLE MAHKEMESİ’NDEN Dosya No: 2005 12 İflas Müflisin adı, Soyadı ve Yerleşim Yerindeki Adresi: Esitaş Trafo San. İmlat Taah. A.Ş. ÜmraniyeAlemdar, Ayazma mevkii Şair M. Akif Cad. No: 51 İstanbul Yukarıda adı yazılı müflisin, iflas dairesince defteri tutulan mallarının bedellerinin tasfiye giderlerini koruyamayacağı anlaşıldığından basit tasfiye usulünün uygulanması kararlaştırılmıştır. Bu sebeple alacaklıların bu ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde alacaklarını ve iddialarını bildirmeleri, bu müddet içinde alacaklılardın birinin giderleri (5.000.00.YTL) peşin vermek sureti ile tasfiyenin adi tasfiye şeklinde yapılmasını isteyebileceği İcra ve İflas Kanunu’nun 218’inci Maddesi gereğince ilan olunur. 15.02.2006 Basın: 6292 KADIKÖY İFLAS DAİRESİ’NDEN BASİT TASFİYEDE ALACAKLILARI DAVET İLANI 2005/2207 Davacı Huriye (Hüriye) Erdoğan tarafından açılan vasi tayini davasında; İstanbul, Kağıthane, Çeliktepe, Cilt 2, Hane 205’te nüfusa kayıtlı Mustafa ve Gülzar’dan olma 1914 d.lu Musa Aydoğan’ın hastalığı süresince MK.’nun 405. madesi gereğince kısıtlanmasına, Kendisine Tunceli, Pülümür, Çobanyıldızı köyü, cilt 20, hane 19’da nüfusa kayıtlı Musa ve Hanım’dan olma 01.12.1947 d.lu kızı Hüriye (Huriye) Erdoğan’ın vasi tayin edilmesine İtirazı olanların 10 gün içinde mahkemeye müracaat etmeleri, müracaat etmedikleri takdirde karar içeriğini aynen kabul etmiş sayılacaklarına, mahkememizin 29.12.2005 gün, 2005/2207 Esas, 2005/2217 Karar sayılı ilamı ile karar verilmiş olup, Keyfiyet ilan olunur. 16.01.2006 Basın: 6380 ŞİŞLİ 3. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ’NDEN Dosya No: 2005/28 Müflis: Elit Yapı İnşaat ve Ticaret A.Ş. (Eski unvanı: Üçer İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.) İflas tarihi: 13.12.2005 Yukarıda adı yazılı müflisin, iflas dairesince defteri tutulan mallarının bedelleri tasfiye giderlerini koruyamayacağı anlaşıldığından basit tasfiye usulünün uygulanmasına karar verilmiştir. Bu sebeple, alacaklıların bu ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde alacaklarını ve iddialarını bildirmeleri, bu müddet içinde alacaklılardan birinin giderleri peşin vermek sureti ile tasfiyenin adi şekilde yapılmasını isteyebileceği İİK’nun 218. maddesi gereğince ilan olunur. 16.02.2006 Basın: 6638 İSTANBUL 1. İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN BASİT TASFİYEDE ALACAKLILARI DAVET İLANI CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle