18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 2006 PAZAR 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr İstanbul Modern’deki ‘Bellek ve Ölçek’ başlıklı sergi heykelimizin son 50 yılına ayna tutuyor Türk heykeline bir bakış SELCEN AKSEL Saim Bugay, Şadi Çalık, 1975 ahşap 52x18x15 cm. Sanatçı koleksiyonu İstanbul Modern’de yeni bir sergi açıldı:‘‘Bellek ve Ölçek: Modern Türk Heykelinin 15 Sanatçısı’’...Ali Hadi Bara, Zühtü Müridoğlu, Şadi Çalık, İlhan Koman, Kuzgun Acar, Ali Teoman Germaner, Saim Bugay, Mehmet Aksoy, Seyhun Topuz, Meriç Hızal, Ferit Özşen, Koray Ariş, Osman Dinç, Azade Köker, Rahmi Aksungur’dan 118 heykel bir arada... Kimisi bugün yaşamayan bu sanatçıların yapıtları, tarihsel sıralamayla yerleştirilmiş. Bir ‘‘zaman tüneli’’ olarak da adlandırılabilecek düzenlemede, sanatçıların görüşleri ve yaşamları üzerine metinler de yapıtlarına eşlik ediyor. Sergide yer alan yapıtlar, kişi, kurum ve sanatçı koleksiyonları ile İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nden derlenmiş. Serginin, ‘‘büyük’’ bir sanatçı topluluğunu, farklı dönemlerinden örneklerle bir araya getirmenin ötesinde, ‘‘50 yıllık bir süreci yansıtma’’ gibi bir amacı da olduğu ve bunun çıkış noktası ve uygulamada öne çıkarıldığı vurgulanıyor. Bu dönem, 1950’lerden bugüne, 2000’lere, modern Türk heykelinin gelişim süreci olarak tanımlanıyor. Bir ‘‘bellek’’ oluştururken, farklılıkları ve biçemleri vurgulayan bir seçkiyle, heykelin plastiğiyle ele alınmasından öte, gelişim çizgisi içinde ‘‘bir durum saptaması’’ yapmak da amaçlar arasında. Heykel sanatının kamusal ya da kapalı yerlerde sergilenişinden başlayarak üretiminin ge rektirdiği koşulları, karşılaştığı güçlükleri de göz önüne almak gerek. Serginin küratörleri Haşim Nur Gürel, Ali Akay ve Levent Çalıkoğlu. Yardımcı küratör de Pınar Üner. Gürel, ‘‘bu sergiyle, toplumumuzun politikacıdan koleksiyonere, sanat tarihçisinden ilkokul öğrencisine tüm kesimleriyle modern heykel olgusu arasında yeni bir elektriklenme yaratmayı hedeflendiklerini; izleyenlerin, çeşitli gereçlerin 15 değerli heykel sanatçımızın düşünce ve el güçleriyle yaratıcı biçimlere giden özgün yollarını keşfedeceklerini’’ belirtirken serginin amaçlarından birine değiniyor. Kurumsal koleksiyonlara başvuruldu ? Serginin, ‘‘büyük’’ bir sanatçı topluluğunu, farklı dönemlerinden örneklerle bir araya getirmenin ötesinde, ‘‘50 yıllık bir süreci yansıtma’’ gibi bir amacı da olduğu ve bunun çıkış noktası ve uygulamada öne çıkarıldığı vurgulanıyor. Bu dönem, 1950’lerden bugüne, 2000’lere, modern Türk heykelinin gelişim süreci olarak tanımlanıyor. ‘‘yeni kuşak heykel sanatçılarını buraya özel tasarlanmış işler düşünmeye ve üretmeye davet ettiklerini’’ de belirtiyor. Onun da vurguladığı amaçlardan biri, geniş kitlelerle heykeli buluşturmak ve bir bellek oluşturmak. Ezcacıbaşı, sergiyi ‘‘ticari’’ bir bakış açısından uzak tutmak için, daha çok kurumsal koleksiyonlara başvurduklarını ekliyor sözlerine. Bu seçkinin yansıttıklarına ve taşıdığı ‘‘bellek’’ olma görevine, Ali Akay şöyle yaklaşıyor: ‘‘ Bellek geçmişe ve geçmişin kalıcılığına ait bir kavramken modern, Baudelaire’den beri biliyoruz ki uçuculuğu, geçiciliği dönüşümü anlatıyor. Yani kalıcılıkla dönüşüm ve değişim yan yana gelip bir şey diyorlar, birlikte bir şekilde bugüne geliyorlar. Bizim zaten başka bir modernliğimiz olduğu nu söylemek gerek. Batı modernitesiyle Türk modernitesinin, birlikte işleyen fakat ayrı dinamikleri var. Bu farklı modernlikleri, heykel sergisinde Cumhuriyet’in üç kuşağı diye adlandırabileceğimiz bir çizgi içinde görebiliyoruz.’’ 15 sanatçı bir arada Geleceğin sanatçılarının bu gibi müze sergilerinden besleneceğini, taslak ve maket aşamalarında arşivlerde bekleyen kentsel ölçekli heykel tasarılarının gerçekleşmesine ivme kazandırılabileceğini de sözlerine ekliyor: ‘‘Popülist, kötü heykel uygulamalarının yerini daha nitelikli, uluslararası düzeyde sanat yapıtlarının almasında da modern heykel sanatımıza odaklanan ‘Bellek ve Ölçek’ sergisi gibi, müze sergilerinin önemli bir işlev üstlenecekleri tartışılmaz bir gerçek’’ İstanbul Modern, uluslararası sergi İlhan Koman, isimsiz / 1978, Paris / Kil / Koman Ailesi lerin yanında, artık her yıl kapsamlı bir ulusal sergi de düzenleyecek. Böyle bir işlevi üstlenmek için uygun bir yer oluşu, müzeye bu olanağı sağlıyor. Oya Eczacıbaşı, söz konusu heykel olduğunda, Levent Çalıkoğlu’nun, öncelikle değindiği noktaysa, bu serginin, ‘‘heykeli kütle, mekân ve form sanatı olarak gören üretimin ardındaki dünyaya ve kavramsallığa işaret ediyor’’ oluşu. Heykel sanatının 1950’den bugüne geliştirdiği, birbirinden farklı dilleri bir araya getirmesi, karşılaştırma olanağı sağlaması, bir karma sergi perspektifinden öte bir anlaşıyla düzenlenmiş olması. ‘‘Sanatçıların en özgün yanlarını sergilemeyi uygun bulduk ve bu yapıtların tarihsel bir süreklilik oluşturmasına da özen gösterdik’’ diyor.Çalıkoğlu’na göre, özgün yapısı nedeniyle kamusal alana da ait olan heykel, bu nedenle sadece modern estetikle ilgili değil, aynı zamanda algılama bütünlüğü olarak insanların ona verdiği tepkilerle de hesaplaşmak zorunda. Bu nedenle sergide yer alan yapıtların hangi bağlamda üretildiklerinden çok; hangi göz, estetik, politik yargı ve var oluş kaygısıyla izlendiği önem kazanmakta. ‘‘Bir kesit olarak 15 sanatçıyı bir araya getiren sergi, bu tartışmaların başlaması için de bir çıkış noktası olabilir düşüncesindeyiz’’ diye de ekliyor Çalıkoğlu. CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle