17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK 2006 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB K PB PB PB PB PB K 4 2 3 5 7 5 6 5 2 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya K 3 K 3 Y 4 K 4 PB 1 PB 4 PB 2 K 3 PB 12 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB 11 PB 12 PB 4 PB 6 PB 4 PB 3 K 2 K 0 K 6 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun kuzey, iç ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Karadeniz, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu ile Doğu Anadolu’nun doğusu kar yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışlar, Doğu Karadeniz kıyıları, Doğu Anadolu’nun güneydoğusunda etkili olacak. Hava sıcaklığı azalmaya devam edecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB 0 PB 5 PB 2 PB 6 PB 3 PB 1 PB 1 PB 8 PB 2 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB 2 PB 4 PB 13 K 3 K 3 PB 5 PB 14 PB 10 PB 7 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB PB PB PB PB PB PB PB K 1 16 0 14 4 12 0 12 6 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada RTE’nin doğruluğu kuşkulu rakamlara boğarak savunduğu ekonomik ve sosyal gelişmeleri eleştirdi. AKP grubu sessiz. Fakat Baykal’ın iki cümlesi AKP grubunu ve RTE’yi ayaklandırdı. CHP lideri, RTE’nin cumhurbaşkanlığını engelleyen “özelliklerini” sıralarken: “...halkıyla, ordusuyla ilişki kuramayan, Atatürk’ü anlamayan, sevmeyen, kendi askerine ‘Askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ diyen, kendi vatandaşlarına ‘Ananı al da git’ şeklinde seslenen, ‘Anıtkabir’de sap gibi duruyorlar’ diye konuşan, danışmanı kendi hakkında ‘Onu kullanın, lavabodan aşağı süpürmeyin’ diyen, harem ve harimin farkını bilmeyen, orman arazisini tahrip edip villa yaptırdığı için ceza almış olan, hakkında yolsuzluk dosyaları TBMM raflarında bekletilirken hesabını verememiş bir insan cumhurbaşkanı olmamalı” diyor, velakin: AKP grubu suskun! ??? Ne zaman ki başörtüsüyle ilgili iki cümle söylüyor Baykal; RTE ile Gül kızarıyor. AKP grubu yücelmek için fırsat yakalayan ucuz kahramanlar gibi bağırıyor, çağırıyor, sıra kapaklarına vuruyor. “... Aklan da gel, Çankaya’ya çıkışı hilafetin gelişidir denilen, Anayasa Mahkemesi’ne değil ulemaya sor diyen, doğru dürüst mal beyanı yapmayan bir insan cumhurbaşkanı olamaz” dediği sıralarda suspus olup doğruları içeren bu saptamaları sindirebilen AKP grubu... Baykal, “Başörtüsü sadece saçları örter. Eşlerin ayıplarını örtmeye yetmez” deyince.. aman efendim o ne şiddet ne hiddet... AKP grubu ayağa kalktı, sıraları yumrukladı... Baykal sakin, kürsüde, “Yanlış anladınız, algıladınız” diyor ama, ne çare; RTE’nin cumhurbaşkanı olmasını engelleyecek maddeleri sıraladığı sırada sessiz, suskun kalarak lider indinde aldıkları kötü notu adeta telafi etmeye girişen kalabalık.. hurrra kürsüye hamle yaptı. Oysa Baykal başörtüsü eşlerin ayıplarını örter derken, Emine Hanım’ın başörtüsünün siyasetçi eşi RTE’nin ayıplarını örtmeye yetmeyeceğini söylüyor. Yalakalık çeşit çeşit. Söyleneni yanlış anlayan böylesi de var. ??? CHP lideri Kıbrıs politikasındaki yanlışları sıralayınca RTE sıtma krizine yakalanmış gibi titriyor, arkasına aldığı AKP grubundan olur olmaz yerde yükselen alkışların desteğinde.. “Kıbrıs’ta şu ana kadar ne verilmiştir, söyleyiniz” diye bağırıyor. Oysa “ne verilmedi” sorusuna yanıt bulması gerekiyor. Baykal’ın anımsatmasına karşın, RTE tarihsel ödünlere değinmedi bile. 17 Aralık 2004... 29 Temmuz 2005... AB’ye Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımayı, limanlarımızı açmayı, üstelik yazıyla taahhüt eden kimdi? AKP hükümeti! Böylece Kıbrıs sorunu AB’nin Türkiye’ye sıraladığı taahhütler arasına girdi ve RTEGül ikilisi sayesinde AB görüşmeleri çıkmaz sokaklara sürüklendi. RTE çıkmış kürsüye, bol keseden atıyor. Ana muhalefet “Atma Recep din kardeşiyiz” deyince... Edirne’den çıkınca süt dökmüş kedi, ülke içinde ise (İzmir’de ‘Allah Allah’ diye bağırdığı rivayet olunan) aslan gibi.. kükrüyor. ...Demokrasi amaç değil, araçtır... Türkiye kendine Kemalizm diye bir din almış, diyen.. eyaletler sistemini savunan, Cumhurbaşkanlığı’na hevesli, Türkiye’de 27 etnik grup yaşadığını söyleyen bu insan: Kendini savunurken Mustafa Kemal’in 1 Mayıs 1920’de Çerkes’in, Kürd’ün, Türk’ün “anasırı İslam” olduğunu irdeleyen sözlerini okuyarak kendini savunuyor ve fakat: Mustafa Kemal Atatürk’ün etnik grupları saydıktan sonra: “Ne mutlu Türküm diyene” diye haykırışını anımsamıyor. “Eşim Araptır” diye övünüyor da, “Ne mutlu Türküm diyene” diye haykıramıyor! AKP’nin 354 milletvekiliyle cumhurbaşkanı seçemeyeceği görüşüne anayasa hukukçularından destek Teziç: Meclis kilitlenir İLHAN TAŞCI ANKARA Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçiminde Meclis’teki ilk iki tur oylamada 367 kişi sandığa gitmezse üçüncü ve dördüncü turlara geçilemeyeceği; dolayısıyla anayasa uyarınca erken seçimin kaçınılmaz olacağı görüşüne anayasa hukukçuları da destek verdi. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Erdoğan Teziç, anayasanın 102. maddesine işaret ederek “Toplantı nisabı birinci fıkrada üçte iki olarak öngörülmektedir. Birinci turda öngörülen üçte iki kuralı daha sonraki yapılabilecek oylamalarda da aynen aranır. Meclis, birinci turda üçte iki çoğunlukla toplanamamışsa, bu durumda ikinci oylamaya geçilemez. Birinci oylama yapılmamış sayılır. Birinci oylamadan ikinciye geçilememesi, ondan sonraki oyla birinci turda üçte iki ço“ Meclis, ğunlukla toplanamamışsa, ikinci oylamaya geçilemez. Seçim birinci turda kilitlenir. Kilitlenince de 30 günlük süreyi beklemeksizin seçimlerin yenilenmesi sonucuna götürür. Üçte iki çoğunluğun olmadığı bir toplantı ile cumhurbaşkanı seçilirse Anayasa Mahkemesi iptal edebilir. ” maların da yapılamayacağı sonucunu doğurur. Dolayısıyla seçim daha birinci turda kilitlenir. O bakımdan kilitlenince de otomatik olarak 30 günlük süreyi beklemeksizin seçimlerin yenilenmesi sonucuna götürür. Meclis yenilenir” değerlendirmesini yaptı. 102. maddeye uyulmalı Prof. Teziç, kurala karşın cumhurbaşkanı seçiminin yapılması durumunda olabilecekleri şöyle açıkladı: “Anayasa Mahkemesi prensip olarak Meclis kararlarını denetlemiyor. Ancak 1996 yılında alınan güvenoyu kararı, OHAL kararnamelerinin uzatılması kararları vardır. Anayasa Mahkemesi, bunları, anayasada ve içtüzükte öngörülen düzenlemelerin değişmesi niteliğinde gördüğünden burada anayasadaki hükümleri yorumlayarak anayasaya aykırılık oluşturduğu sonucuna vararak iptal etti. Burada da Meclis üçte iki çoğunluğun olmadığı bir toplantı ile Cumhurbaşkanı seçerse Anayasa Mahkemesi, içtüzükteki kurala aykırılık görerek bunu iptal edebilir. Anayasa Mahkemesi, seçimin 102. maddeye uygun yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Anayasamız açıkça toplantı nisabı ile karar nisaplarını ayırmıştır. Açıkça toplantı nisabı ile ilkeyi koyuyor. Meclis üçte iki çoğunluk ile toplanır. Ondan sonraki oylamalarda bu nisap daima aranacak diyor.Toplantı nisabı olmadan karar nisabına ulaşmak mümkün değildir.” Sezer ile devam Teziç, cumhurbaşkanının seçilememesi durumunda ise “Bu makam boş kalmaz. Anayasaya göre, yeni cumhurbaşkanı seçilene kadar görev süresi dolan, halihazırdaki Cumhurbaşkanı göreve devam eder” diye konuştu. SALT ÇOĞUNLUK YETMEZ Kaboğlu: Yasa uzlaşmaya yönlendiriyor Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, ilk iki turda üçte iki çoğunluk kuralına uyulmadan yapılan oylamanın geçersiz olacağını vurgulayarak bu durumda salt çoğunluğun yeterli olduğu üçüncü tur oylamaya geçilemeyecegini kaydetti. Kaboğlu şunları söyledi: “102. maddedeki üçte iki çoğunluk kuralı, 96. maddedeki ilkenin istisnası, ama burada yer alan ‘başkaca hüküm’ kaydının karşılığıdır. Bu nedenle, cumhurbaşkanı seçimi için yetersayının bu hüküm gereği, toplantı sırasında üçte ikiye ulaşması gerekiyor. Üçüncü tura geçilebilmesi ise ilk iki turun yapılmış olması koşuluna bağlı olduğuna göre, aksi halde cumhurbaşkanı seçimine devam mümkün değildir. Amaç olarak, üçte iki çoğunluk kaydı, yasama Meclisi üyelerini cumhurbaşkanı adayı üzerinde elden geldiğince uzlaşmaya yönlendirmektedir. Yani, üzerinde uzlaşma sağlanacak kişinin seçilmesine zorlayan bir düzenleme. Bu nedenle, uzlaşma arayışı süreci gerçekleşmeden, doğrudan salt çoğunluğun yeterli görülmesi, ilk iki tur için aranan nitelikli çoğunluğun amacına da aykırıdır.” Meclis’e 185 milletvekilinin gitmemesinin yeterli olduğunu vurguladı Yüzbaşıoğlu: Yargı iptal eder Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, 1982 Anayasası’nın cumhurbaşkanı seçimi için 1961 Anayasası’ndaki sorunların çözümüne dönük ayrıntılı prosedür öngördüğünü anımsatarak “Anayasanın 102. maddenin 1. fıkrasında nitelikli çoğunlukla seçilir, ikinci fıkrada takvim, üçüncü fıkrada oylama ve karar yetersayıları yer alır. İlk iki turda üçte iki çoğunluğu sağlayan Cumhurbaşkanı seçilir. Sağlanamazsa üçüncü turda salt çoğunluğu alan seçilir. 3. turda da seçilemezse, bu turda en çok oy alan iki aday için dördüncü tur yapılır. Dördüncü turda da salt çoğunluk sağlanamazsa derhal Meclis yenilenir” diye konuştu. Dört tur oylamada seçilebilmek için karar yetersayılarının ayrı ayrı belirtildiğine işaret eden Prof. Dr. Yüzbaşıoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “İlk oylamada üçte iki çoğunluk, üçüncü ve dördüncü turda salt çoğunluk gerekiyor.Ayrıca ka millete gerek yok. “ Sinei AKP’nin 354 milletvekili olduğuna göre, 13 kişi daha bulması gerekir. Milletvekili sayısı 367’yi bulmazsa seçim yapılamaz. AKP dışındaki partilerin oylamaya gelmemesi durumunda seçim sürecine girilebilir. Bu kurala uyulmayacak olursa Anayasa Mahkemesi uydurur. ” rar yetersayılarının belirtilmiş olması karşısında, ikinci fıkradaki üçte iki çoğunluk oyuyla seçilir hükmünü 4 turda da aranması gereken toplantı yetersayısı olarak görmüştür anayasa. Birinci fıkradaki ‘üçte iki çoğunluk oyuyla seçilir’ toplantı yetersayısıdır. Tıpkı oylamaların gizli yapılacağı hükmü 4 tur oylamada da aranan kural olduğu gibi. Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için dört tur oylamada da en az üçte iki çoğunluğu olan toplantı yetersayısının Meclis’te hazır bulunması gerekir.” Yüzbaşıoğlu, bu kurala uyulmaması durumunda seçim sonucunun Anayasa Mahkemesi’ne taşınacağını vurgulayarak gerekçesini şöyle açıkladı: “Anayasa Mahkemesi tarafından ‘bu siyasi karardır’ denilecektir. Hatırlanırsa 1996’da ANAYOL hükümeti kuruldu. Ancak RP, çekimser oyların karar yetersayısına sayılmaması gerekeceği görüşüyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme de bu durumu eylemli içtüzük değişikliği niteliğinde kabul ederek hükümetin güvenoyu alamadığına karar verdi. 102. maddedeki usul, eğer 3 ve 4. tur oylamada üçte iki çoğunluk aranmaz şeklinde yorumlanırsa, Anayasa Mahkemesi bu kararı eylemli içtüzük değişikliği olarak değerlendirir, tıpkı ANAYOL hükümetine yaptığı gibi ‘cumhurbaşkanının seçilememiş olduğunu’ tespit eder. Böylece yeniden cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine girilir. Sinei millete gerek yok. Anayasaya göre, Meclis’e 185 milletvekilinin gitmemesi yeterlidir.AKP’nin 354 milletvekili olduğuna göre, 13 kişi daha bulması gerekir. Milletvekili sayısı 367’yi bulmazsa seçim yapılamaz. Çünkü AKP’nin oyları yetmiyor. AKP dışındaki partilerin oylamaya gelmemesi durumunda seçim sürecine girilebilir. Bu kurala uyulmayacak olursa Anayasa Mahkemesi uydurur.” DOÇ. DR. ODER: Nitelikli çoğunluk toplantı yeter sayısını da kapsar İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bertil Emrah Oder, ilk iki turda üçte iki çoğunluk aranmasının hem toplantı yetersayısı hem de karar yetersayısını kapsadığına işaret etti. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in seçim sürecinde de ilk iki turda kullanılan oyların tümünün üçte ikinin üzerinde olduğuna işaret eden Oder, “Anayasanın 96. maddesi kanunlar ve kararlar bakımından uygulanabilecek genel kuralı kapsıyor. Bu maddeye baktığımızda da toplantı yetersayısı ve karar yetersayısının beraber bu maddede yer aldığını ve arada bir ‘ve’ bağlacı olduğunu görüyorsunuz. Dolayısıyla 102. maddedeki bu seçim usulündeki nitelikli çoğunluk kuralını 96. maddeden toplantı yetersayısı bakımından da bir sapma olduğu ileri sürülebilir” değerlendirmesini yaptı. 367’den fazla ise sorun yok Meclis Başkanı’nın oturumu açarken öncelikle milletvekili sayısının yeterli olup olmadığını saptadığını anımsatan Doç. Dr. Oder, “Cumhurbaşkanı seçimi, anayasaya göre gizli oyla yapılmak zorunda, dolayısıyla, siz ancak oylama işlemi bittikten sonra toplantıya katılanların sayısını hesaplayabilirsiniz” diye konuştu. Bertil Emrah Oder, gizli oy kuralı gereği en son aşamada kullanılmış oylara bakılacağını belirterek “Bunların toplamı eğer, üçte ikiden yani 367’den fazla ise o zaman sorun yok, ikinci tur oylamaya geçebilirsiniz” dedi. YİMPAŞ yöneticilerine hapis cezası ? Baştarafı 1. Sayfada Anayasaya uymak yetmez CHP lideri, anayasanın şartlarının karşılanmasının ‘en uygun cumhurbaşkanı nasıl olmalı’ sorusunun yanıtı olmadığını belirterek ‘halkına ters düşmemeli’ mesajı verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bütçe üzerindeki son görüşmeler sırasında “Atatürk’ü anlayamamış, sevememiş bir insan cumhurbaşkanı olmamalıdır. Hakkındaki yolsuzluk dosyası TBMM raflarında bekletilirken hesabını verememiş, doğru dürüst mal beyanı verememiş bir insan cumhurbaşkanı olmamalıdır” dedi. Baykal, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak “Elbette, anayasamızın koyduğu şartları taşıyan bir kişi seçilecektir. Anayasanın şartlarının karşılanması en uygun cumhurbaşkanının ne olması gerektiği sorusuna en iyi cevabı vermemize yetmez” dedi. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesela, halkıyla, ordusuyla, yargısıyla ilişkisini olması gereken zemine oturtmayan kişi cumhurbaşkanı olmamalı. Kendi askerine, ‘Askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ diyen, kendi vatandaşına, ‘Ananı da al git’ diyen bir insan cumhurbaşkanı olmamalıdır. Hikmetyar’ın önünde diz çöken, ‘El Kaide’ye kefilim’ diyen biri cumhurbaşkanı olmamalıdır. Dokunulmazlığı kaldırmamışsa cumhurbaşkanı olmamalıdır.Aklan da gel denilebilecek bir insan cumhurbaşkanı olmamalıdır. Bir önceki Meclis başkanına, onun gelişi aslında hilafetin gelişidir, dedirtecek bir insan cumhurbaşkanı olmamalıdır. Çocuklarına işadamı arkadaşlarının parasıyla Avrupa’da okuma imkânı sağlayan bir insan cumhurbaşkanı olmamalıdır.” Tartışma tutanaklarda Baykal’ın “Başörtüsü sadece saçları örten bir örtüdür, başörtüsü eşlerin ayıplarını örtmeye yetmez” sözleri büyük tartışmaya neden oldu. AKP’liler kürsüye yürürken tartışmalar tutanaklara şöyle yansıdı: DENİZ BAYKAL Değerli arkadaşlarım, bakınız, başörtüsü sadece saçları örten bir örtüdür, başörtüsü eşlerin ayıplarını örtmeye yetmez. (CHP sıralarından alkışlar, AKP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, şiddetli gürültüler) Değerli arkadaşlarım, değerli arkadaşlarım... (AKP sıralarından gürültüler, “yuh” sesleri, sıra kapaklarına vurmalar; CHP sıralarından “Ne oldu?” sesleri) BAŞKAN Müdahale etmeyelim sayın milletvekilleri! Sayın milletvekilleri, müdahale etmeyelim! (AKP sıralarından “Sözünü geri alsın” sesleri, sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler) GÜLSEREN TOPUZ Bu ne demek? Yakışıyor mu sana? AHMET IŞIK Sayın Başkan, sözünü geri alsın. SALİH KAPUSUZ Hiç yakışmadı. AHMET IŞIK Bir saattir hakaret ediyor Sayın Başkan, sözünü geri alsın. TUNCAY ERCENK Lan, sen kimsin Ahmet Işık, sözünü geri alsın diyorsun? Kimsin sen lan? ZEKERİYA AKINCI Sen kimsin, sözü geri aldırıyorsun? SALİH KAPUSUZ Çok ayıp! Çok ayıp! BAŞKAN Sayın Baykal, siz çok tecrübeli bir siyasetçi ve Genel Başkansınız. Son cümlenizi lütfen tavzih edin ya da geri alın. DENİZ BAYKAL Niye son cümlem Sayın Başkan? Altı buçuk dakikam var, niye son cümlem? Bunca kesintiye rağmen niye son cümlem? BAŞKAN O sözünüzün açıklanması lazım. DENİZ BAYKAL Çok açık. Çok açık. Çok açık. Çok açık. (AKP sıralarından ayağa kalkmalar, gürültüler) BAŞKAN Lütfen oturun yerinize! Lütfen yerinize oturun arkadaşlar! Lütfen yerinize oturun! Lütfen yerinize oturun arkadaşlar! DENİZ BAYKAL Değerli arkadaşlarım, Sayın Başkan; sözlerim gerçekleri ve inancımı açıkça ortaya koymaktadır. Yani? (AKP sıralarından “yuh” sesleri, gürültüler) Muti Yavuz, Tevfik Arslan ve Yaşar Keskin katılmadı. Uyar’ı ve YİMPAŞ yöneticilerini avukatları temsil etti. Mahkeme heyeti, YİMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Uyar ve 10 kişinin, “Sermaye Piyasası Kanununa Muhalefet ve İzinsiz Halka Arz’’ suçundan, 2’şer yıl hapis, 10’ar bin YTL ağır para cezasına çarptırılmasına karar verdi. 2002’de yine Yozgat Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği 3 yıllık hapis cezasıyla ilgili davayı Yargıtay’a götüren Dursun Uyar, Yozgat Asliye Ceza Mahkemesi’nde haklarında verilen yeni hapis kararına da itiraz edeceklerini açıkladı.Uyar, avukatlarının, mahkemenin verdiği kararı incelediğini belirterek, temyiz yolunun açık olduğunu, Yargıtay’a gerekli itirazı yapacaklarını söyledi. Cezanın infaz süresi tamamlanana kadar Uyar ve 10 kişinin yurdışına çıkış yasaklarının devamına karar verildi. Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında 4616 sayılı kanun gereğince erteleme kararı bulunduğundan ve benzer konularda devam eden mahkemeler göz önününe alınarak hafifletici nedenleri dikkate almadı. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle