27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mustafa Kemal’i bağrına basmak için bekleyen Ankaralılar 27 Aralık 1919’da onu karşıladılar 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Sarı Paşa’larına kavuştular ORHAN KARAVELİ Kanadoğlu’nun Uyarısı.. Ağırbaşlılığı ve hukuk alanında gerçek otoritelerden birisi olarak tanınan Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, dünkü yazısı ile pişirilmekte olan Cumhurbaşkanlığı aşına su katmış mı oluyor? TBMM’de 2007 Bütçe Yasa Tasarısı’nın yorgunluğunu üstlerinden atmamış olsalar da, iktidar milletvekilleri, önceki gece Erdoğan’ı coşku ile alkışlarken; söylediklerinden daha çok, liderlerini parlamentonun bu geleneksel maratonunda başbakan kimliği ile belki de son kez görmüş olmanın etkisi altındaydılar. Zira Erdoğan, ne kadar patetik konuşmak isterse istesin, önceki geceki söz düellosunda CHP Genel Başkanı Baykal karşısında başarılı değildi. İyi hazırlanmış olan Baykal, Erdoğan hükümetinin bu son bütçesini, ekonomi ve dış politika pencerelerinden, ciddi verilerle irdeledi. Özellikle yolsuzluk olaylarını ve cumhurbaşkanlarında aranan nitelikleri ardı ardına sıralarken, AKP sıralarındaki eziklik ve sinirlilik havası TV ekranlarına da yansıyordu. urdu ve ulusu yok olmaktan kurtarmak için 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal Paşa Havza, Amasya, Erzurum ve Sıvas’tan sonra, kimbilir belki de kuracağı devletin başkenti olarak daha o günlerde düşündüğü Ankara’ya ulaşmıştı. Buz gibi bir 27 Aralık 1919 günü saat 15.30 sularında, bundan seksen yedi yıl önce. 18 Aralık’ta savaş eskisi iki otomobille Sıvas’tan zavallı Anadolu’nun ilkel, bakımsız ve güvenlikten yoksun yollarına vurulmuş ve Hacıbektaş, Kayseri, Mucur, Kırşehir, Kaman üzerinden dokuz günde birkaç yüz kilometre uzaklıktaki Ankara’ya ulaşılabilmişti. Otomobillerden birinde Mazhar Müfit ve Hakkı Behiç Bey’ler Paşa’ya refakat ediyordu. Ötekinde ise ‘Heyeti Temsiliye’ kâtibi Hüsrev (Gerede), ‘Alfred’ Rüstem, Süreyya (Yiğit) ve geleceğin başbakanlarından Dr. Refik (Saydam) Bey’ler yerlerini almıştı. Can çekişen Anadolu’nun ıssız ve uçsuz bucaksız yollarında korumasız, ısınmasız, benzinleri bitti bitecek, ömrünü çoktan doldurmuş iki zavallı araç ve içlerinde Mustafa Kemal ve dava arkadaşları!.. Lastiklerden birinin her patlayışında Paşa’nın şoförü Mehmet Efendi arabadan inerek ve bunların içini paçavralarla doldurarak yola devam edecekti. Aynı günlerde subaylarının komutasında İngiliz ve Fransız birlikleri, öncü işgal güçleri olarak trenle kente gelmiş ve barakalarına yerleşmişti. Ne var ki buna aldırmaz görünen Ankaralılar aylardır yolunu gözledikleri ‘Sarı Paşa’larını Y Yunanistan Başbakanı General J. Metaksas ve beraberindeki heyet, 17 Ekim 1937 Salı günü saat 17.00’de Atatürk tarafından Çankaya’da ‘huzura’ kabul edilir. Atatürk: “ Ekselans, ‘Ankara’ adının nereden geldiğini bilir misiniz.. ’ diye sorar ve aldığı olumsuz yanıt üzerine getirilen ‘Dünya Atlası’nın bir sayfasını açıp Asya’da Baykal Gölü yakınındaki ‘Angarsk’ kentini gösterir ve “İşte buradan geliyor, Ekselans!.. ” der Angarsk kenti (büyük fotoğraf) ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara’dan bir görüntü. bağırlarına basmak için yoğun bir hazırlık içindedirler. Bu arada, Ankara içinden ve çevresinden üç bin atlı ve iki bin yaya Seymen kilometreler boyunca geliş yolunun iki yanına dizilmişti. Çok eski bir Oğuz töresi uyarınca mevcut bir Türk devleti ne zaman tükenme noktasına gelse ilginç ve silahlı bir ‘sivil toplum örgütü’ oluşturan Seymenler, hemen harekete geçerek yeni bir devletin kuruluşunu hedefleyen kendi Seymen alaylarını ‘düzenlerdi’. Tarihi kaynaklara göre biraz da bu nedenle Türkler hiç devletsiz kalmamışlardı. Herhalde şimdi de aynı tutum sergileniyor ve Osmanlı’nın bitişiyle yeni bir Türk devletinin oluşma yoluna girdiği ve bunun da ancak Mustafa Kemal’in önderliğinde gerçekleşebileceği belki de herkesten önce Ankara Seymenleri tarafından dünyaya ilan edilmiş oluyordu. Kınından sıyrılmış ünlü ‘tekepala’larıyla destansı bir görüntü sergileyen Seymenlerin önünde Mustafa Kemal, otomobilinden inip yanlarına gidiyor ve aralarında şu konuşma geçiyordu: Merhaba efeler. Sağ ol Paşa Hazretleri! Arkadaşlar, buraya niçin geldiniz? Millet yolunda kanımızı akıtmak için! Fikrinizde sabit misiniz? Ant olsun! Var olun yiğitlerim. İşte bu kısa konuşmanın, daha önce hiç gelip görmediği Ankara’yı Paşa’ya sevdirdiğine ve Anadolu’nun ortasındaki bu kaderine terk edilmiş zavallı kasabayı kuracağı devletin merkezi yapmayı düşündürdüğüne inanılır. Nitekim, Ankara’nın 13 Ekim 1923’te Türkiye’nin başkenti ilan edilmesinden yıllar önce, 1921’de şunları söylemişti: ‘... Siyasi başkentimiz Anadolu’nun ortasında kalacaktır. Batı’nın ve Doğu’nun temsilcileri bizimle bu başkentte temas edeceklerdir... Milletin sinesinde doğan hükümet bu başkentte çalışacaktır...’ ‘... İstiklal Mücadelesi tarihinde Ankara adı ve aziz yeri koruyacaktır... Ankara’nın ve Ankara halkının benim gönlümde bambaşka bir yeri vardır...’ diyen ve bu kenti yoktan var eden Atatürk, Ankara’nın her şeyiyle hatta adıyla bile yakından ilgilenmiş ve bu konuda ne yazık ki az bilinen fakat çok ilginç bir tez oluşturmuştur. Ucuz polemiklere yönelmek Başbakan, kanıtlı suçlamalar karşısında polemikli yanıtlara yönelmek zorunda kaldı. Bu yüzden de mesela CHP Genel Başkanı Kıbrıs sorununda AB platformunda iktidarın ödül verdiğini söyleyince, tam bir mahalle kahvesi ağzı ile “Sen yanımda mıydın Baykal?” türünden bir cevap ile yetinebildi. İstanbul’da Arap sermayesine ve özellikle Ofer’lere verilen ödünlerle ilgili olarak Baykal’ın yaptığı suçlamaları da, CHP liderini plan ile projeler arasındaki farkı bilmemesini söyleyerek karşılamayı yeğledi. Baykal’ın, başörtüsünün taşıyanların saçlarını örteceği, ancak eşlerin günahlarını gizleyemeyeceğini söylemesinin AKP sıralarında ya kasıtlı ya da yanlış algılama nedeni ile tepkiye neden olmasının, diyelim ki anlaşılır bir yanı vardır. Ama o konuşma için sürdürülen tartışmalar, zorunlu olarak birleşime ara verilmesine yol açtı. CHP Başkanı’nın, amacının ne olduğunu bir kez daha ortaya koyan açıklamasına rağmen Erdoğan’ın en ucuzundan bir türban polemiğine yönelmesi ne idi? Erdoğan ve AKP grubu, Çankaya yolculuğunun havasına mı girmişlerdi de gereksiz yere alanlara oynuyorlardı? Hesapları bozan yazı TÜSİAD’ın Cumhurbaşkanlığı konusunda verdiği örtülü destek vaadinin yanı sıra Garanti Yatırım’ın 2007 Strateji Raporu’ndan büyük iş çevrelerine yönelik “Erdoğan cumhurbaşkanı olacak. Belirsizlikler ortadan kalkacak” diyen güvencesi çantasında kürsüye çıkan Başbakan’ın uykusu, sanırım dün Sabih Kanadoğlu’nun yazısı kendisine iletildi ise kaçmış olacaktır. AKP kurmaylarının Nisan 2007 seçim hesaplarında, muhalefetin sinei millet trenini nasıl olsa kaçıracağından başlayarak çeşitli seçeneklere dayanan olasılıklar mutlaka vardır. O olasılıklar sonunda da Erdoğan’ın tek aday olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminin varış ipini göğüsleyeceği, genel seçimlerin de bundan sonra yapılacağı varsayımı bir banko olarak görülmüştür. Ancak Sayın Kanadoğlu’nun, anayasanın 102. maddesinde yazılanlardan yola çıkarak “üçte iki çoğunluğun”, yani 367 milletvekilinin gündeminde “Cumhurbaşkanlığı seçimi” olacak TBMM Özel Birleşimi’nde hazır bulunması zorunluluğunu anımsatan uyarı yazısı, o bankoyu karartmaktadır. ??? Sayın Kanadoğlu’nun tezi, öyle anlaşılıyor ki, gelecek günlerin gündeminin en önemli konusu olmayı sürdürecektir. Atatürk, yeni Türkiye’nin başkentinin adını nereden aldığını Yunan başbakanına atlas üzerinde açıkladı ‘Ankara’ adının kökeni ilinen 3200 yıllık tarihinde Hatti ve Hitit uygarlıklarından izler taşıyan... Frikya, Likya ve Pers egemenliklerini; İskender’i, Trakya ve Selefki krallıklarını; Roma ve Selçuklu dönemlerini, Osmanlı’yı ve Timur’u gören Ankara, bin yıllar boyunca öylesine değişik isimlerle anılmıştır ki! Bunlardan birkaçı, hep aynı fonetik çerçeve içinde dolaşan Ankuwa, Ankira, Ankagra, Angori, Engüri, Angora ve benzerleridir. Sonuçta birilerinin Frikya kralı Gordios’un oğlu ünlü Kral Midas’ın, denizden 960 metre yükseklikteki Ankara platosunda nasıl oluyorsa? kocaman bir gemi çapası (Ankor) bulup çevreye bu ismi verdiği efsanesi ile iş tatlıya bağlanmıştır! Ankara adı gerçekten bir gemi çapasında mı gelmiştir? Atatürk hiç de böyle düşünmüyordu... Yunanistan Başbakanı Venizelos’un Atatürk’ü resmen ‘Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiği yıllar... Türkiye’yi ziyaret etmekte olan Yunanistan Başbakanı General J. Metaksas ve beraberindeki heyet, 17 Ekim 1937 Salı günü saat 17.00’de Atatürk tarafından Çankaya’da ‘huzura’ kabul edilir. Görevlilerin tuttuğu görüşme notlarını Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras ‘bizzat imzalayacaktır’. Yunanistan Başbakanı’nın ‘Yunan milleti Atatürk’e derin bir bağlılık içindedir...’ biçimindeki sözlerini Atatürk: “ ... Ben Makedonyalıyım! Selanik’teki çocukluk yaşlarımdan itibaren milletinize muhabbetim vardır...” diye karşıladıktan sonra: “ Ekselans, ‘Ankara’ adının nereden geldiğini bi B lir misiniz..’ diye sorar ve aldığı olumsuz yanıt üzerine getirilen ‘Dünya Atlası’nın bir sayfasını açıp Asya’da Baykal Gölü yakınındaki ‘Angarsk’ kentini gösterir ve “İşte buradan geliyor, Ekselans!..” der ve ekler: “... Orta Asya’daki Seyhun ve Ceyhun nehirlerinin isimleri nasıl Adana çevresindeki nehirlere Seyhan ve Ceyhan olarak verilmişse, Ankara adı da çok eski tarihlerde (Türklerce) Orta Asya’dan getirilmiş olamaz mı?” (1) Güvenilir kaynaklara göre “...Türkçe sayılan Baykal sözcüğü ‘zengin göl’ anlamındadır ve gölün ayağında ‘Angara’ nehri vardır... Gölün kıyıları çok eskiden beri Türkler tarafından iskân edilmiştir... Gölün en büyük adası olan ‘Orhon’ Adası’nda Türkçe yazıtlar, göl kıyısındaki sahalarda ise Türklere ait birçok kalıntı bulunmuştur...” (2) “...Baykal Gölü’ne ...’Ankara’ ve ‘Turka’ ırmakları dökülür” (3) Asker, devrimci, diplomat, devlet kurucu, barışçı Atatürk!.. Bütün çağların gelmiş geçmiş en büyüğü sevgili Atatürk!.. 87 yıl önce bugün ayak basıp yarattığın Ankara’da biliyor musun şimdi kimler hüküm sürüyor? Hüküm sürmekle de kalmayıp her köşesinde senden anıların uçuştuğu güzelim ‘Çankaya’nı ele geçirmeye hazırlanıyor. KAYNAKÇA: (1) Atatürk’ün Milli Dış Politikası, Kültür Bakanlığı Atatürk Dizisi, Cilt: 2, Sayfa: 371373. (2) Meydan Larousse, Cilt: 2, Sayfa: 220. (3) Ana Britannica, Cilt: 3, Sayfa: 474. Atatürk’ün Ankara’da Seymenler tarafından karşılanışı. Ressam Saip’in tablosu (Büyük resim). Atatürk’ü 27 Aralık 1919’da karşılayan Seymenlerden üçü. (Küçük fotoğraf) Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Taksiciye CHP desteği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, taksicilerin can ve mal güvenliğinin sağlanması için “Şoförler Ölmesin’’ kampanyası başlattıklarını, can ve mal kayıplarının sürmesi halinde, taksicilerin kontak kapatacağını söyledi. Sevigen, Ankara Umum Otomobilciler ve Şoförler Odası Başkanı Ali Ekber Akyol ile TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, taksicilerin sorunlarına yer verdi. Taksicilerin zor şartlar altında çalıştığını dile getiren Sevigen, İstanbul’da 100’e yakın, Ankara’da 32, İzmir’de 22 taksicinin öldürüldüğünü belirtti. Sevigen, 2 bine yakın taksicinin de sakat kaldığını, yaralandığını ve arabasının çalındığını ifade etti. AÜ Tıp’tan YÖK’e tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Yönetim Kurulu, Prof. Dr. Tümer Çorapçıoğlu’nun yeniden dekanlığa atanmaması nedeniyle YÖK’e tepki gösterdi. AÜ Tıp Fakültesi’nin Prof. Dr. İlkkan Dünder, Prof. Dr. Nezih Özdemir, Prof. Dr. Semra Atalay, Doç. Dr. Pelin Arıbal Kocatürk, Doç. Dr. Aydın Yağmurlu ve Yrd. Doç. Dr. Deniz Çalışkan’dan oluşan yönetim kurulu üyeleri, tepkilerini dile getirmek amacıyla dün bir basın toplantısı düzenlediler. Dünder, AÜ Tıp Fakültesi Yönetim Kurulu adına yaptığı açıklamada, toplantıyı “mevcut bir gerçeğin sansasyonelleştirilmesi değil, sadece vurgulanması’’ amacıyla düzenlediklerini belirtti. 87. yıl ilk gün coşkusuyla kutlanacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 87. yıldönümü, bugün birçok etkinlikle kutlanacak. Vali Kemal Önal başkanlığında, 4. Kolordu ve Ankara Garnizon Komutanı, Anakent Belediye Başkanı, öteki yetkililer ve Seymenlerin bulunduğu heyet ilk olarak Anıtkabir’i ziyaret edecek. Kutlamalar çerçevesinde Harbiyeliler, Kara Harp Okulu Komutanlığı Karargâh Binası önünden Kızılay, GMK Bulvarı, Tandoğan Meydanı ve Anıtkabir güzergâhını izleyecekleri “Atatürk Garnizon Koşusu”nu gerçekleştirecek. Atatürk’ün 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelişinde ilk karşılandığı nokta olan Dikmen Keklikpınarı’nda da tören düzenlenecek. Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü, Ankara Kulübü, Ankara Kültürünü Yaşatma Derneği ve Ankaralılar Vakfı tarafından “Ata’ya Saygı Yürüyüşü’’ düzenlenecek. Bir diğer yürüyüş ise Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Ankara şubelerinin önderliğinde, Dikmen’den Anatolia Gösteri Merkezi’ne yapılacak. Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek de Altınpark Fuar Alanı’nda bu akşam bir resepsiyon verecek. Şu Çılgın Türkler kitabının yazarı Turgut Özakman, Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde bir söyleşi gerçekleştirecek. Adnan Ötüken, Oran Sevgi Yılı ve Cebeci Halk kütüphanelerinde de “Atatürk, Milli Mücadele ve Ankara’’ konulu kitap sergileri açılacak ve film gösterimleri yapılacak. Ankaralılar Vakfı’nca başkentin simgelerinden Ankara Palas’ta “Ankara Gecesi’’ düzenlenecek. Devlet Tiyatroları Çayyolu Sahnesi’nde de senaryosu Refik Erduran’a ait olan ve Kurtuluş Savaşı’nı konu alan “El Ele’’ adlı oyun sahnelenecek. Tsunami felaketinin 2. yılı Dış Haberler Servisi Asya ülkeleri, 2 yıl önce yaklaşık 250 bin kişinin ölümüne yol açan tsunami felaketinin kurbanlarını andı. Endonezya’da halk, dün toplu mezarları ziyaret etti, sahillerde mum yaktı, saygı duruşunda bulundu ve gelecekte bu tür felaketlerin önlenmesi için uyarı kuleleri dikildi. Sri Lanka’da da dev dalgaların kıyıya vurduğu saatte motorlu araçlar dahil olmak üzere ülkede tüm hayat iki dakikalığına dururken, tsunami kurbanları sahil bölgesine kurulacak 100 uyarı kulesinin ilkinin dikilmesiyle Budist ilahileri eşliğinde anıldı. Bu arada merkez üssü Hengçun’un güneybatısında olduğu belirlenen 7.2 büyüklüğünde bir deprem oldu. Büyük Atatürk Koşusu 14.20’de Bu yıl 71.’si düzenlenecek olan “Büyük Atatürk Koşusu” ise her yıl olduğu gibi yine 27 Aralık’ta Ata’nın Ankara’ya geldiği saat olan 14.20’de, Ankara’yı ilk gördüğü Keklikpınarı Yokuşu’ndan başlayıp, Valilik Konağı önünde sona erecek. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle