20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bakan Atalay, Ali Güney’i dışlayarak yönetim kurulu üyeleriyle gizli görüştü HİKMET ÇETİNKAYA 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ TRT’de iktidar kavgası Sezer: Türkiye tehdit altında ? KOCAELİ (AA) DSP lideri Zeki Sezer, partisinin Kocaeli İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin “büyük tehdit’’ altında olduğunu belirtti. “Bu tehditleri yaratan hükümeti bertaraf edebilmek için uzlaşmaya ihtiyaç var” diyen Sezer, Cumhurbaşkanlığı makamına toplumun onay verdiği birinin çıkması gerektiğini söyledi. FIRAT KOZOK Menemen Olayı... Yıl 1930... Cumhuriyet Türkiyesi çağdaş bir yolda ilerlerken bazı çevreler bundan çok rahatsız oluyorlardı... Sinsi bir örgütlenme başladı... Kadının “kara çarşaf”tan çıkmasını, erkeklerin pantolon, ceket giymelerini, şapka takmalarını “kâfirlik” olarak yorumlayanlar, İzmir, Balıkesir, Manisa yörelerinde örgütlenmeye başladılar... Hareketi Nakşi ileri gelenlerinden Şeyh Esat düzenlemişti... Şeyh Esat, oğlu Mehmet Ali’yle birlikte Erenköy’de Şevki Paşa Köşkü’nde yaşıyordu. Esat’ın Osmanlı artıklarından oluşan geniş bir çevresi vardı. Bu kişiler, varsıl ve kültürlüydü. Şeyh Esat ve oğlu Mehmet Ali, bu çevrelerde “Şehzade” olarak tanınıyordu. Şeyhin en yakın adamlarından birisi de Menemen Askeri Hastanesi imamlığından emekli Laz İbrahim’di. Şeyh Esat, Laz İbrahim’i Manisa’ya “başhalife” olarak atadı... Manisa, Osmanlı’nın izlerini, yani “Şehzadeler kenti kimliği”ni hâlâ üzerinde taşır... Tekkeler, zaviyeler, medreseler kapatılmıştır ama bu gibi çalışmalar “ocak”larda gizlice sürdürülmektedir. Varsıl Osmanlı artıkları, Mustafa Kemal Atatürk’ün genç Cumhuriyetini yıkmak için her yolu geçerli saymaktadır... Laz İsmail Manisa’daki Muradiye Camii’nde imamlığa başlar. Çevresine 1516 yaşlarındaki eğitimsiz çocukları toplar. Esnaf yanında çırak ve kalfa olarak çalışan çocuklar Laz İsmail’den etkilenip Nakşibendi tarikatına girerler. Divanı Harp Mahkemesi tutanaklarını yıllar önce okumuş, “Kubilay Olayı ve Tarikat Kampları” araştırmamı öyle yazmıştım. (Kubilay Olayı ve Tarikat Kampları Hikmet Çetinkaya, Günizi Yayıncılık) Hepsi belgeliydi... Menemen Olayı, öyle üç beş esrarkeşin eylemi değildir. Eylem Atatürk’e ve genç Cumhuriyete yöneliktir... ??? Nakşiler Manisa’nın Tevfikiye Mahallesi’nde aylarca toplantılar yapmışlardır. Toplantıya katılanların yaşları 1518 arasında değişmektedir. Menemen’deki irtica ayaklanmasında en önde yürüyen ve Kubilay’ın başını kesen kişi Giritli Mehmet, bu toplantılarda mehdiliğini açıklamıştır. Divanı Harp Mahkemesi tutanaklarında, Menemen olayına katılanların büyük bir bölümünün küçük yaşta oldukları, bu nedenle ceza verilmediği açıkça yazılıdır. Olayın görgü tanıklarıyla da konuşmuştum... Osman Yurtsever (Singer Osman) şöyle diyordu: “Avcı yelekleri giymişti hepsi. Çoğu çocuk yaşta gençlerdi. Ellerinde silahlar vardı. Nalıncı Hasan 1718 yaşlarındaydı. Divanı Harp Mahkemesi’nde gördüm. Derviş Mehmet’in elinde ve gençlerde silah vardı. Hepsi de ‘kâfirler’ diye bağırıp, tekbir getiriyordu...” Tanıklardan Menemenli Ragıp Dere: “Önümden dörtbeş kişi geçti. Hepsi silahlıydı. Birisinin elinde yeşil sancak vardı. Gruplar halindeydiler ve çoğunluğu gençti. Yani 1718 yaşlarında. Derviş Mehmet, Menemen’in 70 bin kişiyle sarıldığını söylüyordu.” Pek çok tanıkla konuşmuştum... Acaba neden Menemen’i seçmişlerdi Nakşiler? Laz İbrahim, Manisa Askeri Hastanesi’nde imamdı. Menemen’de bir askeri birlik vardı... Acaba, Menemen’deki askeri birlikten bazı kişiler başkaldırı için “Biz de varız” demişler miydi? Tüm bunlar yakın tarihimizin sayfalarında kaldı, günışığına çıkmadı... Menemen’de bir başkaldırı hareketi neden camiden başladı? Kubilay ve askerleri niçin tatbikat mermisi kullandı? Divanı Harp Mahkemesi’nin tutanaklarında Topçu Çavuşu Hüseyin, Keçili Süleyman Çavuş, Eski Ali Çavuş gibi isimler yargılanıp idam edildiler... Bu kişiler “irtica eylemi”nin düzenleyicileri arasındaydı... Manisa, Balıkesir ve İzmir’de binin üzerinde kişi gözaltına alındı, sorgulandı... ??? Gözaltına alınan ve sorgulananlar arasında çok sayıda kadın da vardı... Menemen Olayı bir “irtica eylemi”dir ve Nakşiler tarafından yapılmıştır... Olayı “esrarkeşlerin eylemi” olarak görenler kafaları karıştırıyorlar... Asıl üzerine eğilinmesi gereken pek çok soru var... Menemen’deki askeri birliğin komutanının olayı önemsememesi ve Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı bir manga askerle camiye göndermesi... Bu ne demek oluyor... Yıl 1930... Asker içinde “Nakşi örgütlenme” var!.. Menemen’deki asker kanlı olaya önce tepkisiz kalıyor, Asteğmen Kubilay’ın, bekçi Hasan ve Şevki’nin tarikatçılar tarafından öldürülmesinin ardından müdahale ediyor. O nedenle Menemen’deki “Kubilay Olayı” Kemalistlerin bir balonu değildir. Olay Nakşilerin, Atatürk’e ve Cumhuriyete karşı olan bazı askerlerin desteğiyle giriştiği bir irtica eylemidir... Olayın tam aydınlanmayan yönü de budur!.. Fethullah Gülen yıllarca TSK içinde boşuna mı örgütlendi; askeri liselere, Harp Okulları’na, astsubay okullarına boşuna mı “Işık Evleri”nde yetişen gençleri soktu!.. ANKARA TRT’den sorumlu Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın geçen hafta TRT’nin bazı yönetim kurulu üyeleriyle önce bakanlıkta, sonra da TRT’de bir araya geldiği öğrenildi. Atalay’ın özellikle Papa’nın ziyareti sırasında yaşananlar nedeniyle Genel Müdür Vekili Ali Güney’i gözden çıkardığı ve Güney’in yerine Genel Müdür Yardımcısı Muhsin Mete’yi getirmeye çalıştığı belirtildi. TRT Genel Müdürlüğü’ne yaklaşık 1.5 yıldır atama yapa ? TRT Genel Müdürlüğü’ne yaklaşık 1.5 yıldır atama yapamayan AKP iktidarı, Genel Müdür Vekili Ali Güney’le de ters düştü. Edinilen bilgilere göre Güney, özellikle Papa’nın ziyareti sırasında yaşanan skandallar nedeniyle Erdoğan ve Devlet Bakanı Atalay’ın tepkisini çekti. Atalay, Güney’in yerine, Genel Müdür Yardımcısı Muhsin Mete’yi getirmek için kolları sıvadı. mayan AKP iktidarı, Genel Müdür Vekili Ali Güney’le de ters düştü. Edinilen bilgilere göre Güney, özellikle Papa’nın ziyareti sırasında yaşanan skandallar nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın tepkisini çekti. Papa’yı Esenboğa Havaalanı’nda karşılamaya hazırlanan Erdoğan’ın kayıt dışı konuşmalarının TRT ekranlarından tüm dünyaya aktarılması, Güney’e yönelik eleştirilerin başlangıcı oldu. TRT Genel Müdürlüğü’ne art arda önerilen Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ruhi Özbilgiç ve Anadolu Ajansı Genel Müdürü Hilmi Bengi’nin de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından geri çevrilmesi üzerine hükümet, Güney için yeni alternatifler aramaya başladı. Bu çerçevede Bakan Atalay, Güney’in yerine, Abbas Abalı takma adıyla yazdığı “Ekranın Büyüsüne Kapılmadan” adlı kitabıyla gündeme gelen, Genel Müdür Yardımcısı Muhsin Mete’yi getirmek için kolları sıvadı. Bakan Atalay bu çerçevede, 16 Aralık Cumartesi günü yapılan TRT Yönetim Kurulu toplantısı öncesinde bazı yönetim kurulu üyeleriyle Başbakanlık’ta bir araya geldi. Atalay, daha sonra da TRT’nin OrAn’daki yerleşkesine giderek, bir görüşme daha yaptı. Muhsin Mete, Abbas Abalı takma adıyla yazdığı Ekranın Büyüsüne Kapılmadan isimli kitabında, “Köklü çözüm, tevhit esaslı bir toplum hayatının var olması... Müzik ve eğlence yozlaşmasının müsebbibi TRT... Aslolan dini yayın anlayışını benimsemek...” gibi ifadelere yer verilmişti. Kızılay tartışmalı afişleri toplattı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kızılay’ın “kurban bağış kampanyası” çerçevesinde bastırdığı afişte, Hazreti İbrahim’e koç indiren Cebrail’in “kadın” olarak tasvir edilmesi tartışmalara neden oldu. Kızılay tepkiler üzerine afişleri toplattı. Kızılay’ın afişine tepki gösteren Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam inancında meleklerin cinsiyetinin olmadığını belirtti. B URSA’DA İLGİNÇ UYGULAMA Sanata Milli Eğitim eliyle yasak ? Osmangazi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, okullara gönderdiği yazıyla öğrencilerin kültür sanat faaliyetlerine götürülmesini ve okullarda bu etkinliklerin yapılmasını yasakladı. ZEYNEP ŞAHİN DHKP/C operasyonu ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’un Sarıyer, Maltepe ve Ümraniye ilçelerinde DHKP/C örgütüne yönelik operasyonlarda, 3’ü kadın 10 kişi gözaltına alındı. Polis açıklamasında zanlıların DHKP/C’nin yapılanmasından sorumlu oldukları ve bazı eğlence yerlerine silahlı baskın düzenleyerek sindirme yöntemiyle haraç istedikleri öne sürüldü. CHP, İGDAŞ’ın peşini bırakmıyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler hakkındaki İstanbul Gaz Dağıtım ve Ticaret AŞ (İGDAŞ) dosyasının yasaya aykırı olarak ortadan kaldırıldığı iddiasıyla Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na başvurdu. CHP’li Atilla Kart, 269 trilyonluk yolsuzluk davasında Güler hakkındaki dosyayı ortadan kaldıran savcılarla ilgili “mesleğin şeref ve nüfuzunu yitirdikleri, görevlerini doğru ve tarafsız olarak yapmadıkları’’ iddiasıyla HSYK’ye başvurdu. Ersoy, ‘Don Kişot’ olmak istemiyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sinei millete döneceğini açıklayan Bağımsız Milletvekili Ersoy Bulut, “Don Kişot’luk yapmak istemiyorum. Sinei millete dönmek için CHP’lileri bekliyorum” dedi. Bulut, dün yaptığı açıklamada hem siyasiler hem de seçmeninden gelen talep doğrultusunda kararını yeniden değerlendireceğini söyledi. ANKARA Bursa Osmangazi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, okullara gönderdiği bir yazıyla öğrencilerin kültür sanat faaliyetlerine götürülmesini yasaklarken söz konusu etkinliklerin okullarda da yapılmamasını istedi. Karara gerekçe olarak, velilerden gelen şikâyetler ve sınav döneminin yoğunluğu gösterildi. Osmangazi’nin Milli Eğitim Müdürlüğü, okullara gönderdiği bir yazıyla ilk ders yarıyılı sonuna kadar öğrencilerin sanatsal faaliyetlere gönderilmemesini, okullara dışardan konuk olacak sanat gruplarının etkinliklerine de izin verilmemesini istedi. Şube Müdürü Cengiz Yılmaz imzasıyla okullara gönderilen yazıda şöyle denildi: “Öğrencilerimize sunulan sanatsal gösteriler ile ilgili olumsuz duyumlar ve şikâyetler alınması, okullarımızda 2006 2007 Öğretim Yılı 1. Dönem sınavlarının yoğunlaşması ve öğrencilerimizin OKS ve ÖSS’ye hazırlanmaları nedeniyle resmi ve özel kurumlarca ha zırlanan ve öğrencilere sahnelenmesi istenen oyunlara, kaymakamlık onayı alınmış olsa dahi, 1. dönem sonuna kadar öğrenci gönderilmemesi veya okullarda gösterime izin verilmemesi; 2. dönemden itibaren bütün müraacatlardan, daha önceki yıllardan valilik veya kaymakamlık onayı alınan oyunların kabul edilmemesi, oyuna ait incelemenin yönetmelik doğrultusunda tekrar yapılarak uygun olması durumunda oyunlara izin verilmesi, birden fazla okulumuzda oyun izni almış tiyatroların ise izin onayının aslı ile müraacat etmesi gerekmektedir.” Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Zeyrek, amaçlarının sanatı engellemek olmadığını savundu. Zeyrek, velilerden gelen şikâyetlerin ise “kendilerinden para istendiği, kültür gezilerinin zorunlu tutulduğu” şeklinde olduğunu öne sürdü. Zeyrek, sanat adı altında özel birçok kurum ve kuruluşun öğrencileri sömürdüğünü söyledi. KASIM 2007’YE KADAR KAÇABİLİRSİNİZ Meclis Genel Kurulu’ndaki 2007 Bütçe görüşmeleri sırasında iç tüzük nedeniyle konuşama yapamayan DYP lideri Mehmet Ağar, Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Türkiye’nin erken seçim için çok sayıda sebebe sahip olduğunu belirten Ağar, “Mesele Cumhurbaşkanlığı seçimi adına bir nüfus sayımı haline getirilmemelidir’’ dedi. Meclis’in “takatinin kalmadığını” söyleyen Ağar, “4 yıldan sonra ‘erken’ tanımlaması fazladır. ‘Çoğunluğumuz var, bu kararı almayız’ diyebilirler. Kaçacağınız yer Kasım 2007’dir. Ondan öteye kaçabilme şansınız yok’’ diye konuştu. Ağar, bütçe görüşmeleri sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, büyük meseleler yerine, belediyelerin alt ve üst geçitlerini anlattığını belirterek “Başbakan’ın aklının hâlâ belediye başkanlığında kaldığı anlaşılıyor’’ dedi. (AA) Örgütün bağımsız milletvekili çıkarmaya çalışacağı öne sürüldü Hizbullah Meclis’e girecek DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’de erken seçimin tartışıldığı bir dönemde, Hizbullah da önemli faaliyetler içine girdi. İddialara göre Hizbullah, önümüzdeki seçimlerde bağımsız milletvekili adayı çıkarmayı planlıyor. Terör örgütü Hizbullah’ın önümüzdeki genel seçimlerde demokratik kanalları zorlayarak, siyasal sistem içinde temsil edilme çabasında olduğu öne sürüldü. Olası bir seçim için din tandanslı partilerde nabız yoklayan örgüt, bir adayını bir partinin listesinden seçime sokmayı, başaramazsa bağımsız aday çıkarmayı hedefliyor. Adaylık için Diyarbakır, Batman ve Bingöl illeri öne çıkıyor. Hüseyin Velioğlu’nun öldürülmesinin ardından güvenlik güçlerinin ele geçirdiği bilgi ve belgelerde, örgüte özgeçmiş veren on binlerce kişinin varlığı göz önüne alındığında, Hizbullah, bu saklı gücünü seçimlerde kanıtlamaya hazırlanıyor. Sivil toplum içinde örgütlenen Hizbullah, şimdiden belde belediye başkanlıklarına da göz dikmiş durumda. Örgüt, 2008’deki yerel seçimler için de hazırlık yapıyor. Örgütün Diyarbakır’da kurup diğer kentlere yaygınlaştırdığı dernekler de faaliyetlerine ağırlık verdi. Yöneticilerinin örgütsel bağlantıyı reddettiği, ancak yöneticilerinin bazıları eski Hizbullah sanıkları ve onların avukatları olan, adını İran devriminin halk tabanını oluşturan “Muztazaflar/Ezilmişler”den alan MustazafDer eliyle kapsamlı bir yardım kampanyası başlatıldı. Dernek, kentin dört bir yanına astığı afişlerle yurttaşlardan kesilen kurbanları istiyor. Bunun dışında elden ele ya da kapı altlarından dağıtılan ilanlarla da kampanya hakkında bilgilendirme yapılıyor. Dernek, Kuveyt Türk ve Ziraat Bankası’nda açtırdığı hesaplara kurban karşılığı 175 YTL yatırılmasını istiyor. Kurbanın tümünü verecek gücü olmayanlara da çözüm öneren dernek, bayram günü kesilen etlerin temsilciliklerine getirilebileceğini ifade ediyor. Saylan ve Gazalcı, Tunceli’de yaşananların yanlış değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi ‘YİBO’ları karalamak çözüm değil’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tunceli’deki bir Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda (YİBO) patlak veren tecavüz ve cinsel taciz skandalı nedeniyle bu okulların karalanmaması gerektiği vurgulandı. CHP Milletvekili Mustafa Gazalcı ise YİBO’ların önemli olduğunu, karalamak değil sorunlarını konuşmak gerektiğini vurguladı. Tunceli Akpazar Hasan Âli Yücel YİBO’da yaşanan, küçük yaştaki erkek öğrencilere tecavüz ve cinsel taciz iddialarına ilişkin skandal, YİBO ve Pansiyonlu İlköğretim Bölge Okulları’nı (PİO) tartışmaya açtı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Türkan Saylan, YİBO’larda çok çocuklu, parçalanmış aile, babasız ve yoksul kırsal kesim çocuklarının eğitildiğini ve bu çocukların YİBO’larda devlet korumasında ve bin bir zorlukla okuduklarını vurguladı. İstanbul’daki bir YİBO’da babasız 835 gencin eğitim gördüğünü, 120 öğretmenin görev yaptığını ve psikiyatr da bulunduğunu ifade eden Saylan, ancak 520 kapasiteli bir başka YİBO’da 25 öğretmenin çalıştığını, öğretmenlerin gündüz çalışıp gece “belletmenlik’’ yaptıklarını, yardımcı hizmetlilerin “yetersiz olduğunu’’ vurguladı. Saylan, “Bu olayı, abartılı ve yanlış işleyerek en önemli eğitim kurumumuz olan YİBO’ları karalamayalım. Yıllardır ‘YİBO’ları iyileştirelim’ diye çabalıyoruz. YİBO’lar geleceğimizdir. Kırsalın en temel desteğidir, ülkenin kanı, canıdır. Hepimiz, YİBO’lara destek vermeliyiz” dedi. CHP Milletvekili ve TBMM Eğitim Komisyonu Üyesi Mustafa Gazalcı da Saylan’ın işaret ettiği noktalara vurgu yaparak YİBO ve PİO’ların birçok sorunla boğuştuğunu, asıl konuşulması gerekenin bu olduğunu söyledi. Gazalcı, YİBO ve PİO’ların Türkiye için çok gerekli olduğunun altını çizerek Çocuk pornosuna bir tutuklama daha ? ÇANAKKALE (AA) Güvenlik güçleri Çanakkale’nin Yenice ilçesindeki bir ilköğretim okulunda görevli öğretmen M.T’yi bilgisayarına çocuk pornosu içerikli fotoğraf ve görüntü indirdiği iddiasıyla gözaltına aldı. M.T’nin ev ve okuldaki bilgisayarında çocuk pornosu içerikli sitelere girerek fotoğraf ve görüntü indirdiği belirlendi. M.T. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. ‘TECAVÜZ BİR YILDIR BİLİNİYORDU’ İDDİASI TUNCELİ (Cumhuriyet) Mazgirt ilçesi Akpazar beldesindeki Hasan Âli Yücel YİBO’da ortaya çıkan tecavüz ve taciz skandalının ardından tartışmalar devam ediyor. Birçok veli, okul yönetiminin bu olayları 1 yıldan daha uzun süredir bildiğini öne sürüyor. Tunceli Valiliği’nin talebi doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı’ndan istenen iki müfettiş dün akşam saatlerinde kente ulaştı. Müfettişlerin bugünden itibaren okula giderek incelemelere başlayacağı öğrenildi. Milli Eğitim Müdürlüğü ise dün okula 3 rehber öğretmen ve bir şube müdürü gönderdi. Adının açıklanmasını istemeyen bir veli, okul yönetiminin bir yıldır taciz ve tecavüz olaylarından haberdar olduğunu savunarak “Ama hiçbir önlem alınmadı. Olay giderek büyüyünce ve başka öğrencilerin de dahil olması sonucu artık gerçekler kamoyuna duyruldu” dedi. “Yalnız okul açıp, tabela asıp, insan yığmak yetmez. En başta yetkin ve etkin yöneticiler atanmalı. Okullar, akşamları ehliyetsiz yöneticilerin elinde kalıyor... İstenmeyen olaylar yaşanabiliyor. Bu okulların çoğu vekâletle yönetiliyor” dedi. Gazalcı, YİBO ve PİO’ların karalanmaması ve yaşanan tatsız olayların önemle incelenmesi gerektiğini belirterek “Ama bunlar bu okulların değerini eksiltmez” dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Komisyon üyeleri gidecek TBMM Okullardaki Şiddeti Araştırma Komisyonu, Hasan Ali Yücel Yatılı Bölge Okulu’ndaki tecavüz iddialarını araştıracak. AKP milletvekilleri Halil Özyolcu, Öner Ergenç ve Muharrem İnce’den oluşan heyetin önümüzdeki günlerde Tunceli’ye gitmesi bekleniyor. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle