23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 2006 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN CHP’li ve AKP’li milletvekilleri Endonezya Meclis Başkanı’nın önünde birbirine girdi Bir Şeyler Yap Baykal! Cumartesi günü, Yalova’da 23 yıldır öğretmenlik yapan H.T. ile konuşuyoruz. En büyük sevincim halkın tepkisi, diyor. Gerçekten de, yurdun dört bir yanında ve çok değişik kesimlerde AKP’ye karşı bir tepki var. Umutlu konuşan H.T’ye soruyorum, Yani AKP gidecek diyorsun?... Evet, tepki büyüyor. AKP gidecek de gitmesine, alternatif ne olacak, sorusu var. Çok çevreden aynı tepkiler geliyor, AKP’den kurtulmanın, rejimin ve ülkenin selameti açısından zorunlu olduğunu görenlerin çoğu, alternatif ne olacak sorusunu atıyor ortaya. Deniz Baykal’ın yönetimindeki CHP ona oy vermeye hazır olanlara da fazla umut vaat etmiyor, AKP’deki oy kaybına karşın CHP’nin büyük hareketsizliği, yurttaşı tedirgin ediyor. İnsanların büyük çoğunluğu, Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkmasına karşı. Halkın daha geniş bir bölümünün iradesini yansıtacak olan yeni Meclis’in Cumhurbaşkanı’nı seçmesi gerektiği konusunda birleşmiş durumdalar. Sorun Cumhurbaşkanı’nın eşinin başının örtülü olup olmaması değil, sivil Tayyip darbesine yolu açıp açmayacağı. ??? Yaşamakta olduğumuz sivil darbe süreci, Çankaya’nın önemini artırdı. Tayyip Erdoğan, Çankaya’ya kendi çıkmasa bile darbesine yolu açacak birini çıkarıp, laik devleti tarihe gömmek için, elinden geleni yapmaya kararlı. Antilaik sivil darbeyi önlemek için anayasanın kendisine tanıdığı bütün yetkileri kullanan Cumhurbaşkanı Sezer’in de, yeni Cumhurbaşkanı’nı yeni Meclis’in seçmesi gerektiğini, bir erken seçimi zorlamada, CHP’ye büyük görevler düştüğünü düşündüğünü pazar günkü Cumhuriyet’in manşetinden öğrenmişsinizdir. Sayın Cumhurbaşkanı ile cuma günü yaptığımız görüşmede benim de edindiğim izlenim bu. CHP erken seçimin yolunu açıp, Çankaya seçimini yeni Meclis’in yapmasını nasıl zorlayabilir? Bunun yolu herhalde, grup toplantısında yapılacak bir konuşma değil. CHP’nin elindeki tek koz sineyi millete dönmektir. Sineyi millete dönmek kavramı altmış yıllık, demokrasimiz kadar eski. Demokrat Parti, CHP’nin 1946 seçimlerine hile karıştırdığını ileri sürerek, halka dönmek fikrini ortaya atmış, fakat bu düşünce yaşama geçmemiş, söz konusu tartışmalar, muhalefet içinde ayrılıklara yol açmıştı. ??? CHP sineyi millete dönerse ne olur? Her şeyden önce, bugünkü Meclis çoğunluğu CHP’li üyelerin istifalarını kabul etmeyip, yasal olarak onların milletvekilliklerinin düşmesini engelleyebilir. Ama bu tutum fazla bir şey değiştirmeyecektir. CHP’nin bu oyunu oynamamakta direnmesi ve istifa eden üyelerin Meclis’e gelmemeleri halinde, kayıtlı seçmenin yüzde 25’inin, oy verenlerin yüzde 33’nün oylarıyla yeni Cumhurbaşkanını seçmek, yasal olarak mümkündür ama öyle kolay kolay göze alınacak bir şey de değildir. Sanırım, Sayın Cumhurbaşkanı’nın “CHP’ye büyük görevler düştüğünü” söylerken kastettiği husus budur. Cumhurbaşkanlığı seçiminin tarihi de göz önünde bulundurulunca, CHP’nin bu konuda karar vermesi için çok zaman kalmadığı da kendiliğinden anlaşılır. CHP sineyi millete dönme kararını ocak ayı içinde vermelidir. Böyle bir kararın etkisiyle kamuoyunda başlayacak tepkiyi, Tayyip Erdoğan’ın göğüslemesi ve milli iradenin yalnızca üçte birinin temsilcilerine kendi istediği kişiyi seçtirebilmesi o denli kolay olmayacaktır. Bu arada, kimse “erken seçim” sözü üzerinde demagoji yapmasın! Bu Meclis baharda 4.5 yılını tamamlamış olacaktır. Bu süre içinde yapılacak bir seçim erken seçim değildir. Saçma baraj yüzünden milli iradenin yarıya yakın bölümünü temsil etmeyen, CHP’nin çekilmesi halinde temsil oranı 1/3’e düşecek olan bu Meclis, bir erken seçim halinde de, demokrasi tarihimizin en uzun ömürlü Meclis’i olacaktır. CHP’nin sineyi millete dönmekle başlayıp, yapacak daha çok şeyi var. Perşembe günü bu konuyu irdelemeye devam edeceğiz. Meclis’te küfürlü kavga ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, CHP ve AKP’liler arasında küfürleşmeye kadar varan tartışmalar yaşandı. TBMM Genel Kurulu’nda dün Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Danıştay, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Başkanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği ile BasınYayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün bütçeleri ele alındı. Görüşmeler sırasında “Cumhurbaşkanlığı tartışması” çıktı. CHP’li Mehmet Sevigen’in, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde orman kanununa muhalefetten 10 ay hapse mahkum olduğunu belirterek, “Böyle birinin cum ? CHP’li Sevigen’in, Başbakan Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde orman kanununa muhalefetten 10 ay hapse mahkum olduğunu belirterek, “Böyle birinin cumhurbaşkanlığına aday olma hakkı var mı” demesi Meclis’i karıştırdı. Sevigen elindeki belgeleri oturumu yöneten Başkanvekili Alptekin’e doğru götürünce, TBMM Kâtip Üyesi AKP’li Sarıçam’ın küfürlü müdahalesiyle karşılaştı. hurbaşkanlığına aday olma hakkı var mı” demesi Meclis’i karıştırdı. Sevigen’in, elindeki bir gazeteyi milletvekili sıralarına çevirerek, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in, yine dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan hakkında “dosyalar olduğunu” açıkladığını söylemesi üzerine tartışma alevlendi. kin’e doğru götürünce, TBMM Kâtip Üyesi Gökhan Sarıçam’ın müdahalesiyle karşılaştı. Sarıçam, Sevigen ile birlikte kürsüye yürüyen CHP’li Hüseyin Bayındır, İsmet Atalay ve Sırrı Özbek’e “Terbiyesiz herif, seni ayaklarımın altına alır ezerim. Küstah herif” dedi. Bunun üzerine CHP’li Özbek küfrederek elindeki bardağı fırlatmak istedi. Ancak Özbek, milletvekillerince engellendi. Başkanvekili Alptekin, kavganın büyümesi üzerine oturuma ara vermek zorunda kaldı. Başkanlık Divanı önünde bu tartışmalar yaşanırken TBMM TV sansür uyguladı. Bu sırada görüntülerde oturumu izleyen TBMM Başkanı Bülent Arınç ve konuğu Endonezya Halk Meclisi Başkanı Dr. Hidayet Vahit yer aldı. Tartışmalar üzerine Arınç ve Vahit, salondan ayrıldı. Oturumu yeniden açan Alptekin, yabancı bir heyetin bulunduğu bir anda yaşananlardan dolayı çok üzüldüklerini söyledi. Sevigen’in “Beni siz çağırdınız sandım” demesi ‘Ayaklarımın altında ezerim’ Sevigen elindeki belgeleri oturumu yöneten Başkanvekili İsmail Alpte üzerine Alptekin, “Ben sizi niye çağırayım? Böyle bir usul mü var? Bu sizin vehminiz” karşılığını verdi. Kürsüden konuşmasına devam eden Sevigen ise, “Olaylar benim yüzümden kaynaklanmışsa özür dilerim. Başkanın çağırdığını düşünerek kürsüye yöneldim. Bu sırada cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş bir şekilde divan kâtip üyesi bana küfretti” dedi. Alptekin’den söz isteyen kâtip Sarıçam ise Sevigen’in üzerine yürüyerek “Sen kim oluyorsun, ne yapıyorsun, haddini bileceksin” dediğini belirterek, kesinlikle ağzından küfür çıkmadığını belirtti. Sarıçam, “Tutunaklara bakılır, öyle bir küfür çıkmışsa ağzımdan özür dilerim” açıklamasını yaptı. DİYARBAKIR İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN 4 YIL BOŞA GEÇTİ ‘Karakolda ölüm’ için soruşturma sürüyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır merkeze bağlı Yolboyu köyünde önceki gün Şemsettin Yavuzkaplan’ın karakolda ölmesiyle ilgili soruşturma sürüyor. DiyarbakırŞanlıurfa Karayolu üzerindeki Pirinçlik mevkiindeki Yolboyu köyünde önceki gün kablo hırsızlığı nedeniyle düzenlenen operasyonda Pirinçlik Jandarma Karakolu’nda görevli 7 kişilik devriye ekibi, köye baskın düzenlemiş, 7 çocuğu gözaltına almıştı. Gözaltına alınanlardan ilköğretim okulu öğrencisi Şemsettin Yavuzkaplan olay sırasında yaşamını yitirmişti. Köyü karıştıran olay sonrasında gözaltına alınan diğer çocuklar serbest bırakılırken Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ve Diyarbakır Valiliği ayrı ayrı yazılı açıklamalarla, Yavuzkaplan’ın ölüm nedeninin kalp krizi olduğunu belirtmişlerdi. Hablemitoğlu cinayeti hâlâ karanlıkta ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Evinin önünde 18 Aralık 2002 tarihinde silahlı saldırı sonucu öldürülen Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi Necip Hablemitoğlu cinayetine ilişkin soruşturma hâlâ yerinde sayıyor. Hablemitoğlu suiksatının ardından olay yerinde inceleme yapan polis, yalnızca ABD yapımı Ruger marka silahtan atıldığı belirlenen 9 milimetre çapında iki boş kovan buldu. Hablemitoğlu’nun sol gözünden vurulmuş olması, yakın mesafeden ateş edilmesi ve faillerin Nâzım’ın “hiçbir iz” bırakşiirleriyle anıldı mamış olması, cinayetin profesyonellerce işlendiği iddiANKARA (Cumhuriasını güçlendirdi. yet Bürosu) Silahlı salHablemitoğlu aidırı sonucu öldürülen Dr. lesinin avukatı HüNecip Hablemitoğlu töseyin Buzoğlu, sorenle anıldı. Hablemitoğruşturmanın aradan lu için ilk tören, sabah geçen zamana karKarşıyaka Mezarlığı’ndaşın başlangıçtan ki gömütü başında ailesi farklı bir noktaya tave yakınlarının katılımıyşınamadığını, oldula düzenlendi. Daha sonğu yerde durduğunu ra ise Çankaya Belediyekaydetti. “Fail ve si tarafından Hablemitoğfailler, bağlantılar lu’nun evinin de bulunkonusunda soruşduğu Portakal Çiçeği Soturma yürütülüyor kak’ta bir parka Hablemiancak sonuç yok” toğlu’nun adı verildi. Tödiyen Buzoğlu, şu rende yapılan konuşmadeğerlendirmeyi ların ardından Rejisör yaptı: “Siyasi iradeOyun Yazarı Erhan Gökde, faillerin bulungücü’nün, Hablemitoğması yönünde değilu’nun çok sevdiği Nâzım şiklik olmadıkça Hikmet’ten okuduğu şisoruşturma dosyairler ve Çankaya Beledisında ilerleme sağyesi sanatçılarından Bilal lanamaz. Dünyanın Ercan’ın, Musa Eroğherhangi bir yerinlu’ndan türkü dinlemeyi de, böyle önemli çok seven Hablemitoğlu bir cinayet için bir için, “Halil İbrahim” ve başbakan ‘Örtbas “Mihriban” adlı eserleedildi’ diye açıklari okumasıyla sona erdi. ma yapmamıştır. Ama Başbakan ‘Bu ülke Necip Hablemitoğlu cinayetini yaşamış, sonrasında her şey örtbas edilmiş bir ülke’ diye açıklama yapmıştır. Başbakan’a kim, nasıl bilgi verdiyse, bilinçaltında bu saldırıya dönük soruşturmada sonuç alınamayacağı, örtbas edildiği bilgisi var. Oysa cinayet Başbakan’ın genel başkanlığı yaptığı partinin iktidarda olduğu dönemde gerçekleşti.” namikzafer@yahoo.com Özdemir unutulmadı Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi Kurucu Başkanı, faşistlerce katledilişinin 28. yıldönümünde etkinliklerle anılıyor ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana’da 18 Aralık 1978’de eşiyle birlikte işinden evine dönerken faşistlerce düzenlenen silahlı saldırıda katledilen Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi Kurucu Başkanı Akın Özdemir, ölümünün 28. yıldönümünde anılıyor. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi’nce düzenlenen etkinlikler kapsamında 16 Aralık’ta “Akın Özdemir Sergisi” açıldı. Aynı gün TMMOB İl Koordinasyon Kurulu’nca “Neo Liberal Politikalar ve Tarım” konulu panel düzenlendi. Önceki gün de gazetemiz yazarı Işık Kansu’nun yönettiği, ZMO Genel Başkanı Gökhan Günaydın, yönetmenyazar Metin Yeğin, gazeteciyazar Muzaffer İlhan Erdost’un katıldığı panelin ardından Özdemir anısına düzenlenen yazı yarışmasında dereceye girenlerin ödülleri verildi. Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmasını yapan ZMO Genel Başkanı Günaydın, TBMM’nin tohumculuk yasasıyla Türkiye’nin yaşam paketlerini çokuluslu şirketlerin egemenlik alanına terk etmek istediğini savunarak “Bunu adeta Türkiye tarımını, toprağını, köylüsünü esir alarak, herkesi maraba düzeyine indirmeye çalışarak yapıyorlar. Türkiye’de, bağımsız dönüştürücü bir tarım politikasını uygulamanın zamanı geldi” diye konuştu. pıcı 12 bankadan sadece 4’ünün yerli kaldığını anımsatan Kansu, Ziraat Bankası’nın yabancılaşması durumunda yeni sahibinin üretici ve köylüden alacağını icra yoluyla tahsil edebileceğine dikkat çekti. Kansu, “Çiftçinin ve köylünün toprakları bu şirketin eline geçebilir” uyarısında bulundu. Gazeteciyazar Erdost, Osmanlı Devleti’nin yabancılara toprak satışı ve kapitülasyonlar nedeniyle çöktüğünü anımsatarak Türkiye’nin de aynı yolda olduğunu kaydetti. Yönetmenyazar Yeğin de neoliberalizmin feodalizmden daha kötü olduğunu belirterek, Latin Amerika ülkelerinde yaşananlarla Türkiye’dekilerin aynı olduğunun altını çizdi. Özdemir, dün de Mersin’de mezarı başında anıldı. Daha sonra ZMO Mersin Şubesi’nce “Tohumculuk Yasası” konulu söyleşi yapıldı. Yasevi kuruldu Şemsettin Yavuzkaplan için dün köyde yas evi kuruldu. Köylüler, askerlerin ateş açtığı iddialarını dün de sürdürdü. Sabah erken saatlerde Diyarbakır Jandarma Merkez Komutanlığı’ndan bazı üst düzey askeri yetkililer de köye giderek taziye ziyaretinde bulundu. Öte yandan İHD Diyarbakır Şubesi, olaya ilişkin inceleme başlattı. Dün İHD’lilerden oluşan bir heyet, Yolboyu köyüne giderek, yaşamını yitiren Yavuzkaplan’ın ailesi ve gözaltına alınan diğer çocuklarla görüştü. İHD’liler, temaslarının ardından hazırlayacakları rapor doğrultusunda, aileye hukuki destek verecek. asirmen?cumhuriyet.com.tr ‘GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA’ Sadece 4 yerli banka kaldı Panelde küreselleşmenin tarımı çökerttiğini ifade eden gazetemiz yazarı Kansu, Türkiye’nin de Güney Amerika ülkeleri gibi borç batağında olduğunu vurguladı. Piyasa ya Askeri mahkemeden Erdil’e yine beraat ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Askeri Mahkemesi, Askeri Yargıtay’ın eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral İlhami Erdil hakkında iki eylemden dolayı verilen beraat kararını bozmasına direndi. Mahkeme, Erdil’in iki eylemden dolayı “görevi kötüye kullanma’’ suçundan yine beraatine karar verdi. Askeri Yargıtay’ın verdiği karardan sonra Genelkurmay Askeri Mahkemesi’ndeki davanın dünkü duruşmasına Erdil ve avukatı Dinçer Eskiyerli katıldı. Bozma kararına karşı sözleri sorulan sanık Erdil, Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nin verdiği beraat kararlarının hukuka uygun ve isabetli olduğunu savunarak, Askeri Yargıtay 1. Dairesi’nin bozma kararına uyulmamasını istedi. Avukat Dinçer Eskiyerli de Askeri Yargıtay 1. Dairesi’nin kararını gazetelerden öğrendiğini belirterek, “Bu kadar kapsamlı dosyanın 15 günde incelenmesi mümkün değil’’ diye konuştu. Duruşmaya verilen aranın ardından kararını açıklayan duruşma hâkimi Kıdemli Albay Turgay Çağlar, Askeri Yargıtay 1. Dairesi’nin kararının somut delillere dayanmadığını ifade ederek, daha önce iki eylem nedeniyle “görevi kötüyü kullanma’’ suçundan verilen beraat kararında direnildiğini kaydetti. Sağlık Bakanlığı’nın il içi personel dağılımı genelgesinin uygulanmasına dün başlandı Hekimlerin puanlama sıkıntısı HİCRAN ÖZDAMAR İZMİR Sağlık Bakanlığı’nın hekimlerin hizmet puanına göre yerlerinin değiştirilmesini öngören “il içi personel dağılımı genelgesi”nin uygulanmasına dün başlandı. Ancak uzmanlar, puanlamalarda hataların sürdüğünü, hastanelerdeki personel dağılım cetvelinin yetersiz olduğunu vurguluyor. Sağlık Bakanlığı’nın Atama ve Nakil Yönetmeliği’nde 19 Temmuz tarihinde yaptığı değişiklikle oluşturulan genelgeyle hastanelerin hekim sayısının o kurumun çevresindeki nüfus ve yatak kapasitesine göre belirleneceği bildirilmişti. Bunun için hekim ? Sağlık Bakanlığı genelgesindeki puanlama sisteminin kaos yarattığını belirten İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Mete Güzelant, “Kimin neye göre puan aldığı belli değil. Hekimlerin yayınlarına verilen puanların kriterleri bilinmiyor. Özellikle Sağlık Bakanlığı’na devredilen SSK hastanelerinde çalışan hekimlerin puanlarının belirlenmesinde büyük hatalar yaşanıyor” dedi. lerin hizmet puanlarının hesaplanması istenmiş ve düşük puanlıların başka kurumlara yönlendirileceği belirtilmişti. Ancak puanlamalarda hatalar olduğu ve hekim sayısının gereksinimlere göre belirlenmediği yönündeki itirazlar nedeniyle, uygulanma tarihi 18 Aralık tarihine ertelenmişti. ken, genelgenin gereksinimlere göre oluşturulmadığını kaydetti. Hizmet puanlamalarında hataların sürdüğüne dikkat çeken Güzelant, “ Bakanlık, personel dağılım cetvelinde nüfus ve hastanenin yatak sayısı gibi iki kriteri göz önüne alıyor. Bunun yanlış olduğunu daha önce söyledik. Geçen sürede her hangi bir ilerleme yaşanmadı. Türk Tabipleri Birliği’nin genelgenin iptal edilmesine yönelik açtığı bir dava var. Davanın sonuçlanmasını bekliyoruz” dedi. Puanlamaların Sağlık Bakanlığı’nca yapılması gerekirken bu işle hekimlerin uğraştırıldığını, kaos ortamının yaratıldığını anlatan Güzelant, aile hekimliği eğitimi veren kişilerin 10 derste 5 bin 700 dolayında puan aldığını, böylece poliklinikte görev yapan meslektaşlarının önüne geçtiğini söyledi. Puanlamanın hastanelerde kurulacak birimlerde kontrol edilerek yapılmasını istediklerini ancak sonuç alamadıklarını da belirten Güzelant, “Ceza alan hekimleri gerekçe gös tererek bunların teşhir edilmemesini söylediler. Ancak kimin neye göre puan aldığı belli değil. Özellikle Sağlık Bakanlığı’na devredilen SSK hastanelerindeki hekimlerin puanlarının belirlenmesinde büyük hatalar yaşanıyor” diye konuştu. ‘Bakanlık hatayı kabul etti’ Bakanlık yetkililerinin de puanlamalarda hataların bulunduğunu kabul ettiğine dikkat çeken Güzelant, şunları söyledi: “Yetkililer, İzmir ölçeğinde yüzde 10’luk bir hata oranını kabul ediyor. İzmir’de yaklaşık 1200 hekim var. Bunun yüzde 10’u bile hatalı olsa 120 hekim, bulunmaması gereken yerlerde olacak..” TTB dava açtı İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Mete Güzelant, bakanlığın tutumunu ciddiyetsizlik olarak nitelendirir CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle