19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 KASIM 2006 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Ali Kenanoğlu’nun başvurusunu haklı buldu Sahte Kahraman Yaratmak Prof. Dr. Atilla Yayla, kendi hüneri ve görüşü yüzünden değil, ona gösterilen tepkilerin ölçüsüzlüğü ve yanlışlığı dolayısıyla kamuoyunun gündemine oturdu. AKP’nin İzmir’de düzenlediği bir toplantıda, “Kemalizm ilerlemeden çok, gerilemeye tekabül eder” demiş ve konuşmasının başka bir yerinde de, “İnsanlar bu adamın resimleri ve heykelleri neden her yerde diye soracaklardır” buyurmuş. Olayın gazetelere yansıması üzerine kıyamet koptu. Adamın Gazi Üniversitesi’ndeki dersleri de yasaklandı. Doğrusu olayı şaşkınlıkla izliyorum. Sanki böyle bir görüş ilk kez dile getiriliyor. Sanki ister vakıf, ister devlet üniversitesinde görevli olsun, Atatürk konusuna bir profesör ilk kez böyle yaklaşıyor. Sanki AKP’nin önde gelenlerinden, kimi yönetici ve üyelerinden biri ilk kez böyle bir görüş ileri sürüyor. Sanki basında köşe sahibi olan ve son günlerde ulusalcılığı, ulusal değerlere sahip çıkmayı, ulusal çıkarları savunmayı en büyük insanlık suçu olarak gören, AKP’ye açık desteklerini hicaplarının son kalan kırıntıları yüzünden, zımni şekilde takdim eden, küreselleşmenin erdemlerini tartışmaya bile yanaşmayan kimi yazarlar Kemalizm konusunda başka türlü düşünüyorlar. ??? Hepsi bir yana bırakılmış, hepsi unutulmuş, şimdi varsa yoksa Atilla Yayla... Atilla Yayla kendisini nefret ve yasakla kuşatanların sundukları fırsatı iyi kullanmış, “Benim düşüncelerime cevap verin kolaysa” deyip, bir kahraman edasıyla çıkıyor ortaya. Düzeyine uygun buram buram banallik kokan bir biçemle kendisini Gallile’ye de benzetmekten de geri durmuyor Ne yazık ki, yanlış bir biçimde düğmeye basılmış ve sahte bir kahraman yaratılmıştır. İlk kez olmuyor böyle bir şey, nice ilk celsede sonuçlanan yanlış davalarla, nice saçma öfkelerle, nice kahramanlar yarattık şu son dönemde. Onlar da, bu yanlışın altın tepsisinde sunulan olanakları değerlendirerek, ne güzel orunlar ve kazançlar edindiler bu vesileyle... Sanırım bu olaya ne denli üzüldüysem, Yayla’nın yandaşları da o denli sevinmişlerdir. Bay Atilla Yayla’ya ne yapılabilir? Hiçbir şey... Olsa olsa, bulunduğu üniversiteden uzaklaştırılır. Buna karşılık, artık ona nice gazetede nice sütun, nice vakıf üniversitesinde nice kürsüler sunulacaktır. Bekleyin görürsünüz! ??? Türkiye bir demokrasiyse eğer, basınında da, kamuoyunda da, her türlü “izm” ve istisnasız her insan, her simge eleştirilebilir. Savunmak istediklerimizi, yasaklarla değil, fikirlerle, siyasi mücadele ile koruyabiliriz. Eleştirileri iyi dinlemek, nereden kaynaklandıklarını iyi saptamak ve ona göre yanıt vermek mecburiyetindeyiz. Demokrasilerde, herkesin Atatürk’ü sevmesini, herkesin “Kemalist” olmasını bekleyemeyiz. Tayyip Erdoğan’a tepkim Kemalist olmadığı için değil, demokrasinin onsuz olmazı laik devletin altını oyduğundan, ulus devletin yapısını, dış güçlerle elbirliği içinde bozduğundan, ülkenin bütün değerlerini özelleştirme adı altındaki yabancılaştırmalarla oraya buraya saçtığından dolayıdır. Tayyip Erdoğan’a muhalefetim, onun Kemalist olmamasından değil, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni “sivil darbe yöntemiyle İslam Cumhuriyeti”ne çevirmek istemesindendir. Üniversitelerimizde ya da basında herkesin Kemalist olmasını bekleyemeyiz, zaten öyle de değillerdir... Bu insanların Atatürk’ü eleştirmeleri değil, devleti dolandırmaktan mahkum Necmettin Erbakan gibi, “Atatürk bugün sağ olsaydı, bizim partiye oy verirdi” diyerek, veya emsali davranışlarla hem aklımıza hem sabrımıza küfretmeleri kızdırmalıdır bizleri. Tayyip Erdoğan’a ülkenin idaresini teslim ettikten sonra, Atilla Yayla’ya kızmamız ve ona yasaklar getirmeye kalkmamız biraz tuhaf, tuhaftan da öte gülünç oluyor sanırım. Din dersi için tarihi karar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ali Kenanoğlu, oğlu Mustafa Berkay Kenanoğlu’nun öğretimde zorunlu din dersinden muaf tutulması için İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde açtığı davayı kazandı. İdare mahkemesinin kararında, “Temel hak ve hürriyetlerden olan dini inanç özgürlüğünün uygulanması kapsamında çocuğunun zorunlu sayılan din kültürü ve ahlak öğretimi dersinden muaf tutulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır” denildi. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ali Kenanoğlu’nun ilköğretim 4. sınıf öğ ? İlköğretim 4. sınıf öğrencisi olan oğlunun zorunlu din derslerinden muaf tutulması için mahkemeye başvuran Kenanoğlu davayı kazandı. Mahkeme dini inanç özgürlüğü kapsamında çocuğun din kültürü ve ahlak öğretimi dersinden muaf tutulması gerektiği kararını aldı. rencisi olan oğlu Mustafa Berkay Kenanoğlu’nun din dersinden muaf tutulmasına ilişkin açtığı dava sonuçlandı. İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nin 22 Kasım’da aldığı kararda şöyle denildi: “Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu Başkanlığı’nın bu doğrultuda 9 Temmuz 1990 gün ve 1 sayılı kararda TC uyruklu HıristiyanMusevi dinlerine mensup öğrencilerin anayasaya göre zorunlu olan din kültürü ve ahlak öğretimi dersinden muaf tutulacakları belirtilmiş olup, davalı idare savunmasında davacının mensup olduğu dinle ilgili belge ibraz etmediği öne sürülmekte ise de Eğitim Öğretim Yüksek Kurulu’nun aldığı bu kararla ilk ve ortaöğretim okullarında İslam dini öğretimine yönelik olarak okutulan din kültürü ve ahlak öğretimi dersinden İslam dinine mensup olmayanların muaf tutulmasının amaçlandığı anlaşılmakta olup, zorunlu olarak okutulan din kültürü ve ahlak öğretimi dersinin dava dilekçesinde dini ve felsefi inancına uygun olmadığını belirten davacının herhangi bir din mensubu olduğuna bakılmaksızın temel hak ve hürriyetlerden olan dini inanç özgürlüğünün uygulanması kapsamında çocuğunun zorunlu sayılan din kültürü ve ahlak öğretimi dersinden muaf tutulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. ‘Türkiye’de bir ilk’ Kararı değerlendiren Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Kenanoğlu, elde et tikleri sonucun “Türkiye’de bir ilk” olduğunu vurguladı. Kenanoğlu, oğlu Berkay’ın önceki gün yapılan din kültürü dersi yazılısına girmediğini, bundan sonra da din kültürü derslerinden muaf olacağını kaydetti. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Fevzi Gümüş, zorunlu din dersiyle ilgili açılan davanını ulusal bir mahkemede kazanılmasının, Alevilerin yıllardır verdikleri mücadelenin hukuki düzlemde kabul edilmesi, zorunlu din derslerinin insan haklarına, laikliğe, inanç özgürlüğüne, çağdaş eğitim anlayışına aykırı düştüğünün tescili anlamına geldiğini belirtti. WILSONAĞAR HİZBULLAH SANIKLARI Başkentte sürpriz ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ABD Ankara Büyükelçisi Ross Wilson’a üçlü terör koordinatörlüğüne karşı olduğunu söyledi. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ile ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu’yu ayrı ayrı ziyaret etti. Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ağar, Wilson ile yaklaşık iki saat görüştüğünün anımsatılması üzerine “Uzun sürdüyse, What can I do? (Ne yapabilirim?)” karşılığını verdi. Wilson ile görüşmesinin içeriğine değinen Ağar, ağırlıklı olarak “sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısını” görüştüklerini ifade etti. Üçlü terör koordinatörlüğüne karşı olduğunu Wilson’a da söylediğini belirten Ağar, bu konunun terörle mücadelede yüksek bir beklenti yarattığını, karşılanamayan beklentilerin Türkiye’de hayal kırıklığı yarattığını ifade ettiğini kaydetti. Wilson da , Ağar’ı ziyaret etmenin kendisini çok mutlu ettiğini ve şereflendirdiğini söyledi. Öldü denilen kişiler yaşıyor HİLAL KÖSE Karşı Avukatlar, dün Aşçı’ya destek yürüyüşü Tecride akşam saatlerinde ölüm orucunun 234. gününde olan avukat Behiç Aşçı’ya destek amacıyla cüppeli ve meşaleli yürüyüş gerçekleştirdi. Burada yapılan açıklamada sağlık durumu kritik bir evrede olan Behiç Aşçı’nın yaşamını kaybetmemesi için Adalet Bakanlığı’na “Tecridi kaldırın” çağrısı yapıldı. Yunanistan İlkokul Öğretmenleri Federasyonu, Tüm İşçilerin Mücadele Cephesi ve Kamu Çalışanları Üst Federasyonu heyeti de Aşçı’yı ziyaret etti. Heyet, Aşçı’nın mücadelesini AP’ye taşıyacaklarını açıkladı. (SALİM HALİMOĞLU) asirmen?cumhuriyet.com.tr Terör örgütü Hizbullah üyesi olduğu gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen tutuklu sanık Hacı İnan, örgütün öldürdüğü ileri sürülen birçok kişinin hayatta olduğunu iddia etti. Hizbullah üyesi oldukları ileri sürülen, örgütün İstanbul sorumlusu İlyas Kutulman ve 10 kişinin cesedinin çıkarıldığı Üsküdar’daki evin kiracısı Cevat Işıklı’nın da aralarında bulunduğu 11’i tutuklu 26 sanığın yargılanmalarına devam edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, 7 tutuklu sanık ve oğlu Ahmet Atçı’nın sanıklarca kaçırıldığını söyleyen müşteki Veysi Atçı katıldı. Sanık İnan, Ahmet Atçı’nın hayatta olduğunu ileri sürerek “Oğlunun sağ olduğunu Veysi Atçı da biliyor” dedi. İnan, dosyada ‘ölü’ olarak geçen daha birçok kişinin de hayatta olduğunu iddia etti. Sanık Abdülsettar Yıldızbakan ise dosyada ölü olarak geçen Mehmet Ali Aslan’ın hayatta olduğunu ve Van F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunduğunu iddia etti. Sanıkların tahliye taleplerini reddeden mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. ADALET BAKANI ÇİÇEK DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİNE SICAK BAKMADI 301. madde öncelik değil Ankara (Cumhuriyet Büro sözcüğü yerine Türk milleti söz sini gündeme getirdikleri zaman su) Adalet Bakanı Cemil Çiçek, cüğünün getirilmesinin önerildi “Yargı bağımsızdır, bir şey yaTürk Ceza Yasası’nın (TCY) 301. ğini anımsattı. Çiçek, “Türklük pamayız” yanıtı aldıklarını vurmaddesinde yer alan “Türklüğü” yerine Türk milleti deniyor, hiç gulayan Çiçek, “Ama Türkiye’ye sözcüğü yerine “Türk milleti” mahsuru yok. Bugüne kadar bu gelince şu tutuklamayı kaldırın, ibaresinin getirilmesi önerisiyle maddede 7 kez değişiklik yapıl şöyle yapın, böyle yapın diyorilgili olarak, “Hiç fark etmez. dı, 8’incisi de yapılabilir. Avru lar. Ne münasebet, yargının alYargı zaten Türklükten Türk pa ülkelerinde de bu maddenin dığı bir karar. Ama kendi uygumilletini anlıyor, ona göre ka benzerleri var ve uygulanıyor” lamaları böyle değil. O zaman yargı nasıl bağımsız olararlarını veriyor. Türkcak?” diye konuştu. lük deyince gidip Kır? Vatandaşın önceliğinin 301. madde Konuşması sırasında gız Türkleri ya da Özolmadığını belirten Çiçek, Türklük sözcü CHP’li Mustafa Özyürek bek Türklerini anladı ğü yerine Türk milleti sözcüğünün getiril ile tartışan Çiçek, sol iktida gidip yanlış bir kamesinin önerildiğini anımsatarak “Bugüdarlar döneminde rar mı verdi?” değerHSYK’nin yapısının hiç lendirmesini yaptı. Yasa ne kadar bu maddede 7 kez değişiklik yatartışılmadığını söyledi. değişikliklerinin Türk pıldı, 8’incisi de yapılabilir” dedi. “Onlar kirletir, biz temizinsanı için yapılması leriz” anlayışının darbeci gerektiğini, AB’nin ne dediğinin önemli olmadığını diye konuştu.Yargının bağımsız bir mantık olduğunu savunan Çianlatan Çiçek, 301. maddenin lığı konusunda en büyük saygı çek, son dönemde yargı mensupvatandaşların önceliği olmadığını sızlığın AB tarafından yapıldığı ları arasında medyatik olmanın nı dile getiren Çiçek, bazı kesim ön plana çıktığını belirtti. Çiçek, vurguladı. TBMM Plan ve Bütçe Komis lerin buna çanak tuttuğunu söyle El Kadı ile ilgili sorulara yanıt yonu’nda, dün Adalet Bakanlığı di. Çiçek, “Siz çanak tutarsanız, vermezken YİMPAŞ’la ilgili olabütçesi görüşüldü. Adalet Baka tabii gelirler burada efelenirler, rak da yalnızca soruşturma yazışnı Cemil Çiçek, TCY’nin 301. afra tafra yaparlar” diye konuş malarıyla ilgili bilgi vermekle maddesiyle ilgili olarak Türklük tu. AB ülkelerine suçluların iade yetindi. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle