Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 2006 PERŞEMBE 6 HABERLER Malvarlığı dondurulan terör finansörü El Kadı, AKP döneminde taşınmaz satıp sermaye artırmış PERŞEMBE ORHAN BURSALI AKP iktidarı El Kadı’ya yaradı MURAT KIŞLALI/İLHAN TAŞCI Trafik, Para Kazanma Sektörü Değil Giderek rezilleşen, sağlık, para, mal ve zaman bakımından bütün İstanbulluların servetini yiyip bitiren İstanbul trafiğine sövüp sayma günü! Hele belediyelerin yol kenarlarını utanmazca resmi park yerine dönüştürmeye başlamasıyla rezillik ağaca çıktı! Öncelikle olgu saptaması: Trafik, birilerinin her gün milyarlarca para kazandığı bir sektör. Resmi trafik sorumluları dahil, resmigayri resmi otoparkçılar, değnekçiler, mafyacılar, belediyeciler... hepsi trafikten nasipleniyor. Trafiğin para kazandırma sektörü olarak varlığını sürdürebilmesi için trafik bir sorun olmalı. Yani sıkışmalı, yasalar uygulanmamalı, çiğnenmeli, herkes her yere, kaldırıma, ana caddelere, hatta iki sıra halinde park edebilmeli. Trafik sorunu ne kadar büyükse, kazanç artar! Bunu, eski yerimiz Türk Ocağı Caddesi’nden biliyoruz. Burada tıkanma, resmi görevlilerin nezaretinde gerçekleşir! Hiçbir güç, o yolda serbestlik sağlamaz. Bence mafya, değnekçi veya belediye arasında zerre kadar bir fark yok. “Değnekçi alacağına biz alalım” izahı, trafik sıkışıklığının sürgit devamı isteğidir. Şimdi belediyeler sokakları, caddeleri resmi otoparklara dönüştürerek mafyaların yerini alıyor ve trafiği içinden çıkılmaz hale sokuyor. Soruna yaklaşım: Temel çözüm, öncelikle, İstanbul trafiğini para kazanma sektörü olmaktan çıkarmakta. Belediyelere cadde ve yol kenarlarında park hakları, yasayla gasp edilmeli. İkincisi, belediyeler ulaşımda ana bütçeyi, toplu taşımaya ayırmalıdır! Kavşak düzenlemek çözüm değil. Arabalara durmadan ve daha geniş yollar ve 51 kavşak daha açmak, çözümün değil, tıkanıklığın ve kavşaklardan para kazanmanın resmi adıdır! Topbaş, bizleri uyutuyor! ??? Şüphesiz, trafiğin en önemli sorunlarından biri sürücü davranışıdır. “Sürücüyü eğitelim, sorunu çözelim” boş hayaldir. Sürücü davranışı bulaşıcıdır. 1 kötü, 50 iyiyi kendine benzetir! Bu, eğitim ve kültür ortalamasıyla ilgili bir sorundur. Sürücülerin anlayabileceği tek dil, trafik ceza sistemini tam randımanlı yürürlüğe koymaktır! İstanbul’da sürücülerin tipik davranışları herkesçe biliniyor: Herkesin acelesi vardır ve bir yere yetişecektir! Bu amaçla, her sürücü önceliklidir. Herkes bir iş halledecektir ve arabasını her an her yere bırakabileceğini biliyor. Bu yüzden caddeler çift sıralı park yerlerine dönüştü. Önceki gün büyük bir şaşkınlıkla, Kadıköy Altıyol’dan sahile inen ana yolun sağ tarafının resmen park ilan edildiğini gördüm. Kollarında İstPark yazılı en az 10 eleman parkı yönetiyor! Bir sıra yetmiyor, ikinci sıraya göz yumuyorlar. Yola park edebilmek için zaten ikinci şeritte ileri geri manevralar yapmak gerekiyor. Dolayısıyla ana yol pratikte tek şeride iniyor! Yol iptal! İstanbul Belediyesi utanmıyor mu! Ayrıca sanki bütün trafik polisleri bir emirle yok edilmiş! Trafiğin en sıkışık zamanlarında, kavşaklarda, mutlaka trafik polisi olmalı. Bir yolda akış kesilince, ışık mışık çöpe! Bütün arabalar birbirine giriyor ve eğer kavşakta trafiği yönetecek kendiliğinden bir yerel deli çıkmazsa, saatler süren bir kördüğüm! İstanbul Trafik Müdürlüğü var mı, yoksa görevlerini belediyelere mi terk etti? İl Trafik Yönetimi ne iş yapar? Yine önceki gün, Kadıköy iskeleden Moda yönünde Yoğurtçu ParkıKızıltoprak’a giden ana yola girdim. Saat 17 civarı. 45 dakikada Bahariye havuzu kavşağına varabildim. Yolda bakkallardan iki gazete daha alıp okuyup bitirdim! İlk tıkanıklık Moda caddesiyle kesişen ışıklı kavşakta. Çünkü yukarıya tek sıra gidebiliyorsunuz, sağ taraf araba parkı. İkinci tıkanıklık havuzlu alanın çevresinde. Sağdan yola iki çıkış var, okullara doğru akış tek şerit. Sağ sol park yeri. Işık sistemi iptal! İstanbul trafiğine karşı (askeri veya sivildemokratik, hangisiyse, hiç umurumda değil!) bir darbe şart! En iyisi şüphesiz sivildemokratik darbedir. Bunun için, İstanbulluların büyük bir örgütlenmeye gitmesi, bir sivil inisiyatifin kurulması, trafikle ilgili sorumlu birimlerin görevlerini üstlenmesi gerekir. Gülüyorsunuz! ANKARA Bakanlar Kurulu kararıyla 2001 yılında malvarlığı dondurulan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kefil olduğunu açıkladığı Yasin el Kadı’nın, yasaklı olduğu 2004 yılında ortağı olduğu şirkette 2 trilyon 125 milyar lira sermaye artırımına gittiği saptandı. BM Güvenlik Konseyi’nin terörü finanse edenler listesindeki El Kadı, sermaye artırımının 2 trilyon 114 milyar liralık bölümünü ise şirkete ait taşınmaz satışıyla karşıladı. 2001 yılında Türkiye’ye girişi yasak olan El Kadı’nın ülkeye nasıl girdiği, para ve mal hareketlerinin de devlet kontrolüne geçmesine karşın taşınmazlarını nasıl ve kimlerin izniyle sattığı belirsizliğini koruyor. ? Erdoğan'ın kefil olduğu El Kadı'nın, malvarlığı dondurulmuşken taşınmaz satıp şirketinin sermayesini 2 trilyon 150 milyar lira artırdığı ortaya çıktı. BM'nin terörü destekleyenler listesine koyduğu El Kadı için Başbakan Erdoğan, ‘‘Kendime inandığım gibi inanırım” demişti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘‘Kendime inandığım gibi inanıyorum. Hayırsever işadamı’’ olarak tanımlayarak korumaya çalıştığı Yasin el Kadı’nın, yasaklı olduğu dönemde bile Türkiye’de bazı ticari ve parasal eylemlerde bulunduğu ortaya çıktı. Cumhuriyet’in ele geçirdiği 11 Mayıs 2004 tarihli ve 2004/05 sayılı ‘‘Caravan Dış Ticaret ve İnşaat Limited Şirketi Ortaklar Kurulu Kararı’’na göre, şirketin Yasin Abdullah el Kadı ve Mohammed Omar A. Zubair’den oluşan ortakları, yaptıkları toplantıda şirket sermayesinin 950 milyar liradan 3 trilyon 75 milyar liraya çıkarılmasına karar verdiler. Kararda, artırılan 2 trilyon 125 milyar liralık sermayenin 2 trilyon 114 milyar 66 milyon 210 bin 85 lirasının ‘‘5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 28. Maddesi’ne göre şirket aktifine kayıtlı gayrimenkul satış kârından karşılandığı’’ ifade edildi. Geriye kalan 10 milyar 933 milyon 789 bin 915 liranın ise ‘‘ortaklar tarafından taahhüt edildiği ve en geç 3 ay içinde ödeneceği’’ kaydedildi. Altında Yasin el Kadı ile Zubair’in imzalarının bulunduğu kararda, hissedarlardan Suudi Arabistan uyruklu El Kadı’nın 1 trilyon 845 milyar liralık, Zubair’in ise 1 trilyon 230 milyar liralık sermaye sahibi olduğu da belirtildi. Edinilen bilgilere göre, Yasin el Kadı’nın yüzde 95 hissesine sahip olduğu Caravan Dış Ticaret Şirketi’ne ait Ayazağa’daki 7 bin 130 metrekarelik işhanının 8 Şubat 2004 tarihinde 850 milyar liraya satıldığı anlaşıldı. Caravan Dış Ticaret Limited Şirketi, 9 bin 677 metrakarelik bir başka araziyi de 12 Mart 2004’te 1 trilyon 400 milyar liraya sattı. Yasin el Kadı sahibi olduğu Caravan’ın taşınmaz satışından toplam 2 trilyon 250 milyar lira gelir sağladı. Bakanlar Kurulu kararıyla 2001 yılında malvarlığı dondurulan El Kadı’nın, varlıkları üzerinde tasarrufta bulunabilmesi ancak Maliye Bakanlığı’nın izniyle mümkün olabiliyor. 2004 yılındaki taşınmaz satışına ise Maliye Bakanlığı’nın izin vermediği bilgisi bulunuyor. El Kadı’nın kimlerin ‘‘kefilliğiyle’’ taşınmaz satışını gerçekleştirdiği sorusu yanıtsız kalıyor. El Kadı ile birlikte sermaye artırımı yaptığı Omar Zubair’in 2004 yılında noterdeki işlemleri de Adalet Bakanlığı’nca soruşturma konusu edilmiş, soruşturma sonucunda Adalet müfettişleri, Türkiye’ye girişi yasak olan Yasin el Kadı olarak kendisini tanıtan kişiyle ilgili noterde yapılan işlemler nedeniyle suç duyurusunda bulunmuşlardı. Müsteşara koruma İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Hayali ihracata af yolu ‘Kaçakçılık’ soruşturması Tüzmen’e takıldı ? Bakan Tüzmen, rüşvet ve kaçakçılıkla suçlanan müsteşarı Mehmet Şahin’in soruşturulmasına izin vermedi. Yargıtay Başsavcılığı, Mehmet Şahin’e soruşturma izni için Danıştay’a itiraza hazırlanıyor. İLHAN TAŞCI Komisyonda ‘Unakıtan’ düzenlemeleri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Adalet Komisyonu’nda, Kaçakçılıkla Mücadele Yasa Tasarısı üzerinde yapılan değişiklikle, hayali ihracat suçu ‘‘nitelikli dolandırıcılık’’ kapsamından çıkarılarak ‘‘dolandırıcılık’’ suçu kapsamına alındı. Buna göre, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan başta olmak üzere hayali ihracatla suçlananlar 7 yıl yerine 5 yıla kadar hapisle yargılanacak. Ceza, alt sınır olan 1 yıl olarak verilmesi durumunda ertelemeye de girebilecek. Adalet Komisyonu’nda, Kaçakçılıkla Mücadele Yasa Tasarısı üzerindeki görüşmeler dün de sürdü. AKP’li milletvekillerinin önergesinin kabul edilmesiyle hayali ihracat suçu TCY’nin ‘‘nitelikli dolandırıcılık’’ suçu kapsamından çıkarıldı. Bunun yerine ‘‘dolandırıcılık’’ suçu kapsamında değerlendirilmesi benimsendi. TCY’ye göre, nitelikli dolandırıcılık suçu için 2 yıldan 7 yıla kadar hapis, dolandırıcılık suçu için ise 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası veriliyor. ANKARA Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Yargıtay Başsavcılığı’nın Gümrük Müsteşarvekili Mehmet Şahin’in ‘‘kaçakçılığa yardım’’ suçlamasından soruşturulmasına izin vermedi. Bakanlığın kararını incelemeye alan Yargıtay Başsavcılığı, soruşturmaya ilişkin ciddi iddialar bulması durumunda Danıştay 1. Dairesi’ne itiraz ederek soruşturma ve dava yolu için düğmeye basacak. Gümrük Müsteşarvekili Mehmet Şahin hakkındaki ‘‘rüşvet’’ ve ‘‘kaçakçılığa yardım’’ suçlamasına ilişkin iddialar üzerine yasa gereğince Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen önce inceleme yapmıştı. İnceleme sonucunda, Şahin’in ‘‘eylem ya da söylemlerinin hukuk karşısında suç teşkil eden ve/veya delil olarak nitelendirilebilecek türden olmadığı’’ gerekçesiyle adli ya da idari soruşturmaya yer olmadığına karar vererek dosyayı kapatmıştı. Konunun gazetemiz tarafından ‘‘dosyanın bakan tarafından kapatılması’’ olarak gündeme getirilmesinin ardından müsteşarları soruşturma görevi de bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, hukuki irdeleme açısından dosyayı Kürşad Tüzmen’den resmi yazıyla istedi. Devlet Bakanlığı’ndan başsavcılığa verilen yanıtta, Gümrük Müsteşarvekili Mehmet Şahin’in soruşturulmasına izin verilmediği bildirildi. Başsavcılık kaynakları, dosyanın pazartesi günü tebliğ edildiğini belirterek bakanlıktan gelen yazının ‘‘mahiyetinden’’ Şahin’in soruşturulmasına izin verilmediği sonucunun çıktığını vurguladılar. Kaynaklar, uygulamada bürokratlara soruşturulma izni verilip verilmediğinin net ifadelerle yazıldığına işaret ederek gelen yanıtın bu netlikte olmadığını belirttiler. İtiraz hazırlığı Yargıtay Başsavcılığı, Tüzmen’in soruşturma izni vermemesini ve ekli dosyaları incelemeye aldı. Başsavcılık, Şahin hakkındaki suçlamalara ilişkin belge ve bilgileri, soruşturma için ‘‘ciddi delil’’ olarak değerlendirmesi durumunda, Bakan Tüzmen’in izin vermemeye ilişkin kararının iptali istemiyle Danıştay 1. Dairesi’ne itiraz edecek. Başsavcılığın yasadaki 10 günlük itiraz süresi dikkate alındığında gelecek hafta başında olası itiraz girişiminde bulunacağına işaret ediliyor. Danıştay’ın başsavcılığın istemini yerinde görerek soruşturma yolunu açmasının ardından ise Şahin hakkındaki iddiaları başsavcılık değerlendirerek dava açıp açmayacağını karara bağlayacak. Olası bir dava durumunda kaçakçılığa yardım ve ‘‘rüşvet’’ almakla suçlanan Şahin, Yargıtay’da yargılanacak. namikzafer@yahoo.com ‘Hayali ihracata prim veriliyor’ Yapılan değişikliklerle ‘‘hayali ihracatçılara’’ hapis cezasından kurtulma yolu getiriliyor. TCY’ye göre 2 yıl ve daha az süreli hükmolunan hapis cezaları ertelenebiliyor. Buna göre, cezanın alt sınırdan verilmesi halinde hayali ihracat suçluları yine hapis yatmayıp para cezası ile kurtulacak. CHP’li Feridun Ayvazoğlu, bu değişikliğin hayali ihracata prim verilmesi anlamına geleceğini belirterek ‘‘Eğer tasarı bu şekliyle geçerse hayali ihracata engel olacak bir yasa olmaktan çıkar’’ dedi. AKP’lilerin hazırladığı önergelerde hayali ihracat suçlularına ‘‘etkin pişmanlık’’ hükümlerinden yararlanma hakkı tanınması öngörülüyor. Unakıtan’a af getiren diğer düzenlemeler de kabul edildi. Buna göre, aracılı ihracat işlemlerinde ceza yaptırımı sadece imalatçı ve doğrudan tedarikçi ihracatçılar için geçerli olacak. Aracı şirket yetkililerinin cezalandırılabilmeleri için ise hayali ihracat işlemini ‘‘bilerek’’ yapmış olmaları koşulu aranacak. ESKİ MÜDÜR YENER, ‘AKP’NİN ADAYI’NI ELEŞTİRDİ: TRT’ye yazık olacak ESRA YAZDIÇ ANKARA Eski TRT Genel Müdürü Yücel Yener, AKP’nin TRT Genel Müdürlüğü için Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ruhi Özbilgiç’i önermesine tepki gösterdi. Yener, AKP’nin ‘‘Durdum namaza uydum imama’’ zihniyetinden vazgeçmediğini bir kez daha gösterdiğine işaret ederek ‘‘Özbilgiç’in seçilme nedeni açık, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimlerde TRT’yi çıkarlarına uygun şekilde kullanacaklar’’ dedi. AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana tarafsız yayıncılık anlayışının öncüsü olma sı gereken TRT’yi tekeline aldığına işaret eden Yener, ‘‘Genel müdürün seçim süreci uzatıldı. Cumhurbaşkanı’nın tavrından çekiniliyor’’ dedi. Özbilgiç’in özgeçmişine bakıldığında pek çok tartışma ve polemiğe açık yanların görüleceğini belirten Yener şöyle konuştu: ‘‘AKP kurumu çıkarları için kullanıyor. İmam kökenli vekilleri Ali Güney’i uzaklaştırmadılar. TRT imam zihniyetinden nasibini aldı. Özbilgiç göreve geldiği takdirde TRT bugünlerini mumla arayacak. Özbilgiç hükümetin tam desteğiyle TRT’nin başına gelirse objektif yayıncılık adına bu kurumda hiçbir şey yapılamaz. TRT’ye yazık olacak.’’ obursali?cumhuriyet.com.tr ‘Müzakerelere ara verilsin’ ? PARİS (ANKA) SHP Genel Başbakanı Murat Karayalçın, AB liderler zirvesinde Kıbrıs sorununa çözüm bulunmazsa müzakerelere bir veya iki yıl ara verilmesi gerektiğini söyledi. Karayalçın, Fransa’da yayımlanan La Croix gazetesine yaptığı açıklamada, Kıbrıs sorununun Türkiye’nin üyelik yolunda en önemli engel haline getirildiğini belirtti. Karayalçın, ‘‘Müzakereler bu şekilde süremez. 14 Aralık’tan önce çözüm bulunabileceğini düşünmüyorum. Bazı fasılların askıya alınması daha doğru olur. Özellikle Gümrük Birliği Faslı’’ dedi. Üç yıl önce sinagoglara düzenlenen saldırılarda 25 kişi hayatını kaybetmişti Terör kurbanları anıldı İstanbul Haber Servisi İstanbul’da 15 Kasım 2003 tarihinde Neve Şalom ve Beth İsrael sinagoglarına düzenlenen bombalı saldırılarda yaşamını yitirenler, Beth İsrael Sinagogu önünde dün düzenlenen törenle anıldılar. Törende ulusal ve uluslararası terör lanetlenirken, dünyada kalıcı barışın sağlanması dileğinde bulunuldu. Hahambaşı İshak Haleva, Şişli Kaymakamı Mehmet Demirezen, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Türkiye Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya, Şişli Müftüsü Recep Öztürk ile yurttaşların katıldığı tören, Atatürk ve silah arkadaşları ile saldırılarda ölenler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle patlama ve acı yaşanmamasını dileyen Haleva, “Tanrı, kötü düşünenlerin kalplerini iyiye yöneltsin. Bu acıyı kimse görmesin. Artık dünyada barış ve huzur hâkim olsun” diye konuştu. lursa, terör daha da artar” diye konuştu. Türkiye Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya, saldırılar için İstanbul’un en önemli, en çağdaş, en kozmopolit 2 ilçesinin seçildiğine işaret ederek “Yapılan saldırılar, Türkiye’nin barışına zarar vermiştir. Yaraların büyük kısmı sarılmış olabilir. Ancak acılar asla dinmeyecektir” diye konuştu. Yağbasan Köylüleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Musa Güngörmez de Neve Şalom’a yapılan saldırılarda derneklerinin eski başkanı Murat Şahin’i kaybettiklerini belirterek “Amaç ne olursa olsun, teröre başvurulması kabul edilemez’’ ifadesini kullandı. Konuşmaların ardından olaya ilişkin fotoğrafları taşıyan katılımcılar, Neve Şalom Sinagogu’nun önüne kadar yürüdü. Daha sonra sinagogun karşısında yer alan Şahin’in işyerine karanfiller bırakıldı. Konuşmaların ardından, sinagog girişindeki kürsü önüne kırmızı karanfiller bırakıldı. Kutan’dan adliye ziyareti ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu ile görüştü. Kutan, avukatı Yaşar Gürkan ile dün akşam mesai bitiminde saat 18.00 sıralarında Ankara Adalet Sarayı’na geldi. Kutan, Boyrazoğlu ile yaklaşık 1 saat görüştü. Kutan’ın adliyeden kendi makam aracıyla değil, adliyenin personel girişinden özel bir araçla ayrıldığı görüldü. Avukat Gürkan, ziyaretin nezaket icabı gerçekleştirildiğini belirterek Kutan’ın herhangi bir soruşturmaya yönelik ifade vermesinin söz konusu olmadığını, siyasilerin belirli aralıklarla bu tür ziyaretlerde bulunabileceğini söyledi. Tüzmen bildirmemişti Yasa gereğince müsteşarlar hakkındaki ön inceleme sonuçlarının başsavcılığa iletilmesi gerekiyordu. Şahin hakkındaki dosyayı basın aracılığıyla öğrenmesine kadar geçen süre içerisinde Kürşad Tüzmen başsavcılığa iletmemişti. Bunun üzerine de başsavcılık resmi yazıyla dosyayı istemişti. Gümrük Başmüfettişi Mehmet Eryılmaz başkanlığındaki ekibin hazırladığı raporda, Şahin’in, kaçakçılık yaptığı belirtilen şirketin yetkilileriyle ‘‘makam odasında sorunun lehe çözülmesi için görüşme yaptığı’’ belirlemesi yer almıştı. Raporda, kaçakçılığın Şahin’in ‘‘telkin ve baskısıyla’’ gerçekleştiği belirtilmişti. Beth Israel Sinagogu önünde düzenlenen törene Hahambaşı Haleva, Şişli Kaymakamı Demirezen, Şişli Belediye Başkanı Sarıgül, Beyoğlu Belediye Başkanı Demircan, Türkiye Musevi Cemaati Başkanı Ovadya ve Şişli Müftüsü Öztürk ile yurttaşlar katıldı. (CİHAN ORUÇOĞLU) Üniversitelilerin ‘ABD’ algılaması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Global Araştırmalar Merkezi (AGAM), üniversite öğrencilerinin ABD’ye bakış açılarını tespit etmek amacıyla 300 öğrencinin katıldığı bir anket düzenledi. Ankete katılanların yüzde 82’si ABD’yi ‘‘emperyalist bir güç’’ olarak değerlendirirken yüzde 75’i ‘‘ABD ile işbirliğinin derinleştirilmemesi gerektiğini’’ ifade etti. Anket sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 26’sı ABD’yi askeri bir güç olarak algılarken yüzde 13’ü siyasi, yüzde 6’sı teknolojik, yüzde 1’i de kültürel bir güç olduğunu ifade etti. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de uluslararası terörü lanetlediklerini belirterek “Hangi dinden, hangi mezhepten gelirse gelsin terör, dünya insanlarının lanetlemesi gereken bir olay. Terörü önlemenin yolu, yoksulluğu önlemekten geçer. Terörden çıkar umanlar, başarılı olamayacaklardır” dedi. 3 yıl önceki patlamalarda 25 masum insanın öldüğünü, 300’den fazla yurttaşın da yaralandığını ifade eden Sarıgül, “Haksızlıkta bulunanlar, terör eylemi gerçekleştirenler, sığınacak bir yer bu CUMHURİYET 06 K