27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM 2006 SALI 6 HABERLER AKP Ankara Milletvekili Yarbay, kongrede alınan kararların demokratik olmadığını söyledi SALI ORHAN BURSALI ‘Göstermelik değişim’ ? AKP Kongresi’ni Cumhuriyet’e değerlendiren AKP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, ‘‘Kongre, organizasyon, katılım ve divanın yönetimi açısından olumluydu. Divan, demokratikti. Zaten ben ve biriki arkadaştan başka söz talep eden olmadı’’ dedi. Yarbay, buna karşın yapılan tüzük değişikliklerinin ‘‘partinin demokratik niteliğinin zedelenmesine yol açtığını’’ söyledi. FIRAT KOZOK Bülent Ecevit Bey4 Sayın Ecevit için “liderlik özellikleri” ve “Türkiye’ye ihtiyaçlarına önderlik” açılarından neler söylenebilir? Bu açı önemli, çünkü Türkiye’nin temel sorunlarının çözümü, “doğru liderlik”leri öne çıkarıyor! Bu soruya gerçeğe yakın bir yanıt verebilmek için, belki de 50’ye yakın “doğru” soru saptamak ve Sayın Ecevit’in eylemleri, politikaları ve kararları örneğinde yanıtlamak gerekir. Bizim politiksosyolog bilimcilerimizi beklemeye sabrımız elvermiyor! ??? Bülent Ecevit Bey Türkiye ve sorunlarına önderlik edebildi mi? Financial Times’ın sezgisel “cüce politikacılar arasında bir dev” nitelemesi de gösteriyor ki, Bülent Bey’in Türk siyasi hayatında özel bir yeri var. Önce, yabancı gazetenin yargısını anlamaya çalışalım: a) Bülent Bey, zaten “dev”di. Ne yazık ki Türkiye’de diğer politikacıların hepsi “cüce”. Ama bu devlik, cücelerin arasında olmaktan kaynaklanmıyor. b) Türkiye politikacı açısından cüceler ülkesi, Bülent Bey, iyi politikacı nitelikleriyle bu bakımdan dev gibi öne çıktı!.. c) Bir çıkarsama: Gazete, bazılarının “büyük lider” olarak taptıkları Turgut Özal’ı da cüceler arasında sayıyor! Zor bir konu. Fakat biz olayı karmaşıklaştırmadan konumuza odaklanalım. ??? Türkiye’nin “cüce politikacılar ülkesi” tezini destekleyen nedir? Şüphesiz bu soruyu onlara sormalı, ama benim yanıtım var (Alınganlıklar olmaması için, saptamalarımızı iktidara gelip gidenlerle sınırlı tutalım): 45 yılda üç askeri darbe, bir postmodern darbe, askerleri normal görevlerine döndürme başarısızlığı, Türkiye’nin siyasal bakımdan hep sorunlu görünmesi, 18 kez ekonomiyi iflas ettirip IMF’ye teslim etme. Başka?.. Avrupa’nın eteğinde yoksul bir ülke olarak kalmak; kalkınmasını gerçekleştirecek olanakları ülke içinde yaratamamak; insan hak ve özgürlükleri, hukuk, demokrasi, düzgün işleyen bir ekonomi için gerekli siyasi alt ve üstyapı değişikliklerini gerçekleştirememek ve bütün bunlar için dış zorlamaların sopasına sürekli ihtiyaç duymak! Yabancı bir göz, Türkiye’nin “hasta adam” yapısından 50 yıldır kurtulamamasını “politikacılarının cüceliğine” (tabii öncelikle sağcı politikacıların!) bağlıyorsa! Yanlış diyebilir miyiz? ??? Peki, Ecevit’in devliği ne kadar doğru ve bunun politik ve liderlik kaynağı ne? Buna doğru yanıt verebilmek için 50 sorumuz yok, ama bazı noktaları dikkate alabiliriz. Aşağıdakiler düzgün sınıflandırılmadı, gelişigüzel bazı saptamalar yapacağım: 1) Ak günler programı, en önemli politik sosyal değişim programıydı! Fakat bunu gerçekleştiremedi ve genellikle diğer partilerin seçim programlarında da yakın, (iktidarda asla uygulanmayacak) değişim istekleri vardır. Not yok. 2) Ülkemizde sağcı düşüncenin terörü nedeniyle köşeye sıkıştırılan sol kavramları Türkiye çapında rüzgâra dönüştürmesi. Artı puan. 3) Zor durumlarda cesur kararlar alabildi. Kıbrıs’a müdahale. Uluslararası baskıyı göğüslemesi. Artı puan. 4) Kitleleri seferber edebilmesi. Artı puan. 5) Suikast ve girişimlerine karşı tutumu. Artı puan. 6) Yalnız kaldığında bile ayağa kalkabilmesi ve yeniden tepelere yükselebilmesi. Artı puan. 7) Fikirlerini geliştirmesi ve izlemesi. Politikaya düşünce sokması: Artı puan. 8) Tayin edici anlarda kararlılık: Meclis’i türbanı ile basmaya kalkışan Merwe’yi kavaklara çıkarması. Artı puan... ??? Fakat eksi puanlar da var: Akgünler programını, 2000’li yılların dünya ve Türkiye’sini dikkate alarak yenileyememesi. Zor koşullarda bazen liderlik zaafları: 12 Eylül öncesinde ve gelen askeri darbeye karşı demokrasi cephesi yaratamaması. Türkiye’yi gerçekten geleceğe taşıyabilecek “bilgi toplumu”, bilim ve teknoloji politikalarına yabancı kalması. Bu anlamda bir “gelecek programı” ile milletin önüne çıkamaması. Şüphesiz ki, 2001 ekonomik krizini yönetememesi ve ülkeyi ve ekonomiyi Derviş ve uluslararası örgütlerin programına teslim etmesi. AA YÖNETİM KURULU ÜYESİ EDİBE SÖZEN AKP MKYK’DE ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin 2. olağan kongresinde Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu üyesi Edibe Sözen, partinin Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) üyeliğine seçildi. Sözen’in ajanstaki görevinden istifa edip etmeyeceği merak konusu oldu. Edinilen bilgiye göre, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Edibe Sözen, hafta sonu düzenlenen AKP 2. Olağan Kongresi’nde partinin yeni MKYK üyesi oldu. Sözen’in, parti yönetimine seçilmesinin ardından AA’ya herhangi bir istifa mektubu göndermediği öğrenilirken ajansın da kendi isteği dışında, bir yönetim kurulu üyesini bu nedenle görevden alamayacağı belirtildi. Erdoğan, AKP kongresinde tüm oyları alarak yeniden genel başkan seçilmişti. çimle yapılmalıdır, benim düşünceme göre bu durum Siyasi Partiler Kanunu’na da aykırıdır’’ dedi. Genel başkan adaylığını zorlaştıran değişikliğin de ‘‘partiye yakışmadığını’’ vurgulayan Yarbay, şöyle konuştu: ‘‘Maalesef kuruluşundan bu tarafa partide yetki tabandan alınıp üst organlara devrediliyor. Bu da AK Parti’ye ters. Özelleşmeyi ve yerelleşmeyi savunan parti giderek merkezileşiyor. Bu durum partiyi sıkıntılara sokacaktır. Çünkü yerelleşme her tarafta olur, bunu savunuyorsanız parti yönetimini de yerelleştirmeniz gerekir.’’ ‘Genel başkanın isteği’ MKYK’deki değişime de değinen Yarbay, ‘‘Gelenler, gidenler birbirini aratmazlar hepsi iyi arkadaşlar. Ama, gelenler genel başkan istediği için geldiler, kendi siyasi güçleriyle gelmediler. Gidenler de güçlerini kaybettikleri için gitmediler’’ dedi. Yönetimdeki kadın sayısının artırılmasının ve genç isimlere yer verilmesinin de ‘‘Dostlar alışverişte görsün’’ niteliğinde bir değişim olduğunu kaydeden Ersönmez Yarbay, ‘‘MKYK’deki 12 kadından 4’ü Malatyalı. Arkadaşlar, Malatya’da erkek yok mu diye soruyor. Kimin adamı varsa, kim kulis yaptıysa girmiş. Partiye tulum oy veren bazı illerden temsilci yok. Türbansız kadın sayısının artırılması da şekli bir şey. Türbanlılar ne kadar türbansızlar kadar modernse, açık olanlar da bir o kadar türbanlıdır’’ diye konuştu. ANKARA AKP’nin geçen cumartesi günü gerçekleştirilen 2. olağan kongresinde ‘‘göstermelik vitrin değişiklikleri’’ yapıldı. Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, kongrede alınan kararların ‘‘demokratik olmadığını’’ ve partinin ‘‘kendisiyle çeliştiğini’’ söyledi. Yarbay, ‘‘Yerelleşmeyi savunan parti giderek merkezileşiyor’’ eleştirisinde bulundu. AKP’nin hafta sonu gerçekleştirilen kongresinde, partinin vitrinindeki değişiklikler dikkat çekti. Daha önce Merkez Karar Yönetim Kurulu’nda (MKYK) 5’i türbanlı, 5’i de türbansız toplam 10 olan kadın sayısı 12’ye yükseltilirken bunun 7’sini türbansız kadınlar oluşturdu. MKYK’ye seçilen türbansız partililer şunlar: ‘‘Güldal Akşit, Çiğdem Özkal, Fat ma Şahin, Semiha Öyüş, Öznur Çalık, Edibe Sözen, N. Hotar Göksel.’’ MKYK’nin türbanlı üyeleri ise şu isimlerden oluştu: ‘‘Serap Yaşar, Ayşe Böhürler, Lale Ersoy, Necla Hattapoğlu, Sema Özdemir.’’ Kongrede, ‘‘vitrindeki türban değişiminin’’ yanı sıra MKYK’de 25 ya şındaki iki isme de yer verildi. Kongreyi Cumhuriyet’e değerlendiren AKP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, ‘‘Kongre, organizasyon, katılım ve divanın yönetimi açısından olumluydu. Divan, demokratikti. Zaten ben ve biriki arkadaştan başka söz talep eden olmadı’’ dedi. Yarbay, buna karşın yapılan tüzük de ğişikliklerinin ‘‘partinin demokratik niteliğinin zedelenmesine yol açtığını’’ söyledi. ‘Parti giderek merkezileşiyor’ Kongrede boşalan il ve ilçe başkanlıklarına getirilecek isimleri belirleme yetkisinin MKYK’ye devredildiğine işaret eden Yarbay, ‘‘Halbuki, bu se SAMANYOLU TV Bağcılar Belediye Başkanı bu kez de yazdığı laiklik karşıtı romanı öğrencilere dağıttı Ahretten yayın yapan kanal! BERİV AN TAPAN Kıyıklık yeniden gündemde TARKAN TEMUR Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Samanyolu TV’de yayımlanan “Büyük Buluşma” isimli programda “ahretten yayın” yapılarak “günahkârlar” tövbeye davet ediliyor. Programda, sözde ölmüş kişiler cennete ya da cehenneme gönderiliyor. “Öbür dünya”nın canlandırıldığı programda, “kendini Allah ile eş koşan” ak sakallı sorgucu, kişilerin sevap ve günahlarını “Vicdan Aynası”nda tartarak kişilerin cennete ya da cehenneme gönderilmelerinin kararını veriyor. Samanyolu TV’de yayımlanan Büyük Buluşma adlı programda, sözde ölmüş kişileri “Ferah Kapısı” isimli mekânda karşılayan Amil adındaki ak sakallı dede, bu mekânı “Sen fani hayatın bittiği, baki hayatın başladığı yerdesin” diye tanımlıyor. “Vicdan Aynası”ndan kişilerin hayattayken aldıkları kararların kendilerine nasıl bir “öbür dünya” hazırladığını gösteriyor. Programda, sol ideolojiyi savunan, içki içen kişileri cehenneme gönderen programın sunucusu, sevaplarının günahlarından fazla olduğunu iddia ettikleri kişileri de cennete yolluyor. Samanyolu TV’nin internet sitesinde program “Hayata ölümden sonrasının gözüyle bakın” mesajı ile tanıtılıyor. Çarşamba ve pazar akşamları yayımlanan programın yapımcılığını Mustafa Kartal, yönetmenliğini ise Cem Akyoldaş yapıyor. Kadınlara özel park Kıyıklık, bir süre önce de ‘kadın parkı’ tartışmalarının odağındaydı. Kıyıklık, Kadınlar Parkı’nı “Bayanlar, bu tip yerlerden, ‘Efendim burada erkekler bizi rahatsız eder veya laf atar’ diye çekinip toplu yerlerden uzak kalmasınlar istiyorum. Aile girecek oraya. Belki gençler veya erkekler yalnız başına girmeyecek. Erkekleri tek sokmak istemiyoruz açıkçası” sözleriyle savunmuştu. Kadınlar Parkı’nın gündeme oturmasının ardından tartışmalara katılan Kadir Topbaş da kadınlara özel park fikrini onaylamadığını belirtmesine karşın Kıyıklık için ‘İstanbul’un en başarılı belediye başkanı’ değerlendirmesinde bulunmaktan çekinmemişti. AKP’li Kıyıklık, daha önce de danışmanı Kerim Aytekin’in yazdığı “Misyonerlere Kanmayın’’ adlı kitapta da laiklik karşıtı propaganda yapılmasına izin vermesiyle gündeme gelmişti. Talim Terbiye Kurulu’nun onayı olmayan kitap, Kıyıklık’ın onayıyla ilçedeki yurttaşlara, liselere ve Kuran kurslarına dağıtılmıştı. Kitabın “Laiklik nedir?’’ başlıklı bölümünde yer alan değerlendirme ise şöyle: “Dinler, âlemlerin rabbi olan Allah tarafından, bu dünyada yaşayan insanların dünya hayatlarını düzene koyan kurumlar ise (ki bunda asla şüphe yoktur) laiklik ‘Böyle programlar kabul edilemez’ Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, bu tür programların reyting amacı taşıdığını savunarak “Reyting uğruna böyle programların yapılması kabul edilemez. Cennet ve cehennem olayı öbür dünyada vardır. Kimin cennete ve kimin cehenneme gideceğinin kararını yalnızca Tanrı verebilir. Ahrette karar verilecek bir şeyin hesabı bir televizyon programında yapılamaz” diye konuştu. Psikiyatryazar Cem Mumcu, bu tür programlar için “reyting uğruna inancı sömüren programlar” değerlendirmesinde bulunarak şunları söyledi: “Bu ve buna benzer programlar, Tanrı ile kul arasına giriyor. Oysa bizim inanç sistemimiz ‘Tanrı bilir’ düşüncesi üzerine kurulu olmasına karşın sunucu kendini Tanrı ile eş koşuyor. İnançlı bir insan bu tür programlarda kendini Tanrı yerine koyan bir sunucu olduğunu, bunun da inandıklarına ters olduğunu görebilir. İslam bunları tamamıyla reddeder. Bu da en büyük günahtır. Bundan rant elde ediliyor. Diyanet İşleri çıkıp bu tür programların İslam inancına aykırı olduğunu ifade etmeli. Bu tür programlar, inanan kesimi radikalize ediyor.” Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen toplu nikâh töreninde, “çarşaflı gelinler” İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun elinden evlilik cüzdanlarını almıştı. ne demek oluyor? Dinle dünya işlerini ayırmak ve dini dünya işlerine karıştırmamak demek olan laiklik kimin adına, kim tarafından icat edilmiştir? Şimdi kim İslamın hangi hükmünü beğenmeyip de onu hayatın dışına itecek ve ‘Laiklik esas olsun’ diyecek? Hangi sebeple, ne adına? İslamın başka şey, Yahudilik ve Hıristiyanlığın başka şeyler olduklarından haberleri yok.’’ Bağcılar Belediyesi’nce düzenlenen ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun katıldığı 32 çiftin nikâhının kıyıldığı toplu nikâh töreni de ilginç görüntülere sahne olmuştu. Bakan Aksu’nun yanı sıra AKP Çorum Milletvekili Agâh Kafkas, AKP İstanbul Milletvekili Ünal Kacır ve AKP Bağcılar İlçe Başkanı Necati Kahraman’ın da nikâh şahitliği yaptığı toplu nikâh töreninde, “çarşaflı gelinler” fotoğraf karelerinde yerini almış, evlilik cüzdanlarını da Bakan Aksu’nun elinden almıştı. Türk Hava Yolları Sitesi sakinleri, sitelerine ait olan yeşil alanı 3 katlı otopark, kafeterya ve emniyet müdürlüğü binası yapmak isteyen Kıyıklık ile site sakinlerinin günler süren mücadeleleri de sık sık basına yansımıştı. Mağdurların iki gün süren eylemlerinde, ‘İşgalci Başkan’, ‘Yeşile uzanan eller kırılsın’, ‘Feyzullah illallah’ sloganları atılmış, eylemin 2. günü site sakinleri ile Kıyıklık arasında tartışmalar yaşanmıştı. Son olarak, AKP’li belediyelerin kendi ideolojilerine aykırı aydın ve sanatçıların isimlerini taşıyan sokak, cadde ve parkların adlarının belediye meclis kararlarıyla değiştirme girişimlerine Kıyıklık da katılmıştı. Kıyıklık, Bağcılar’daki “Papaz Köprüsü’’nün adını “Yunus Emre Köprüsü”, “Diriliş Parkı”nın adını da “Koza Parkı” olarak değiştirmişti. Feyzullah Kıyıklık. “Rahibe olan Kety’nin tesettüre girip Müslümanlığı seçmesini” konu edinen ‘Rahibe Kety’ adlı romanın öğrencilere dağıtılması ile yeniden gündeme gelen AKP’li Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık, AKP iktidarından aldığı güçle ilçede laiklik karşıtı uygulamalarıyla dikkat çekiyor. Kıyıklık’ın, ilçede laiklik karşıtı kitap dağıtılmasına izin vermekten kadınlar parkı kurma girişimine, kara çarşaflı toplu nikâh görüntülerinden içki yasaklarına dek pek çok girişimde imzası bulunuyor. Kıyıklık, Yavuz Sultan Selim İlköğretim Okulu öğrencilerine hediye olarak “rahibe olan Kety’nin tesettüre girip Müslümanlığı seçmesini” konu edinen “Rahibe Kety” adlı kitabın dağıtılması ile yeniden gündeme geldi. Olayın ortaya çıkmasıyla “kitapların yanlışlıkla dağıtıldığını” gerekçe sunarak anlatmak isteyen Kıyıklık, “basın mensuplarının dağıtılan her kitaptan örnek aldığı için kitapların yetmemesi nedeniyle Rahibe Kety adlı kitabın dağıtılmış olduğu” gibi inandırıcı olmayan bir gerekçe gösterdi. obursali?cumhuriyet.com.tr AKP’nin ‘kırmızı bölgeleri’ AKP’nin iktidara gelir gelmez aldığı kararlardan biri olan “içki yasakları konulması ve kırmızı bölgeler yaratılması” çalışmalarına AKP’li birçok belediye başkanı gibi Kıyıklık da duraksamadan katılmıştı. AKP’li Bağcılar Belediyesi, ilçede faaliyet gösteren umuma açık ve perakende satış işyerlerinin çalışma saatlerini değiştirmiş, içki satışının yapıldığı bar, gece kulübü, tekel bayii ve müzikli lokanta gibi mekânlar, daha önce 02.00’ye, 04.00’e kadar açık kalırken yeni düzenleme ile en geç 01.00’e dek hizmet verebilmesi için kısıtlamalar getirmişti. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle