15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 2006 ÇARŞAMBA 4 HABERLER CHP lideri Baykal’dan hükümete sert eleştiri: Yürekleri yok ya da bağlantıları müsaade etmiyor GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU ‘YİMPAŞ’ı örtbas edecekler’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, YİMPAŞ yolsuzluğunun örtbas edildiğini vurgulayarak, ‘‘Uygulamalarını beğenmediğiniz rektörü hukuka aykırı olduğu halde tutuklayacak yetkiyi kendinizde buluyorsunuz da, on binlerce insanın ahını almış bir haramzadeyi yakalayacak cesareti neden bulamıyorsunuz?’’ dedi. Baykal, hükümetin ‘‘bağlantılarının’’ YİMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar’ın yakalanmasını engellediğini de vurguladı. Baykal, konuşması sırasında Uyar’ın 4 bakanla birlikte AKP’li İlyas Arslan’ın cenaze namazında çekilen fotoğrafını da gösterdi. CHP grup toplantısına, aralarında başörtülü kadınların da bulunduğu çok sayıda özelleştirme mağduru ile bazı üreticiler de katıldı. Baykal’ın grup toplantısında yaptığı açıklamalar ana başlıklarıyla şöyle: YİMPAŞ mağdurları: Ortada kanayan bir yara var. Yurtzim halkımıza borcumuzdur, dinimize, inancımıza borcumuzdur. Bu haramzadelerin elinden bütün bunları kurtaracağız. Devlet, tehlikeli bir kuşatma altında. Kısa bir süre önce uygulamalarını beğenmediğiniz rektörü dışında yüz binlerce vatandaşımızın ne? Bu cenaze resmi, bir milletveki de ortaya çıkıyor. Nereye gitti o para, hukuka aykırı olduğu halde tutukladini duyguları istismar edilerek, alda linin cenaze resmi değil, sizin eliniz milyarlarca dolar, hangi hesaba, kim yacak yetkiyi kendinizde buluyorsutılarak on yılların birikimi olan tasar de hukukun üstünlüğünün, yargının ba gönderdi? AKP ile ilgili bazı şirket nuz da, on binlerce insanın ahını alrufları ellerinden alınmış, o paralar ğımsızlığının, ahlakın, devlete saygı lere gidiyor, tespit edilenler. AKP için mış bir haramzadeyi yakalayacak ceuçup gitmiş. Asıl deprem budur. Çün nın cenaze töreni bu. de, YİMPAŞ içinde aktif sorumluluk sareti neden bulamıyorsunuz? Yetkim kü bu, insanların umutları, emekleri, almış kaç milletvekili, kaç parti yö yok, yerim dar, bunların hepsi boş laf. AKP’deki YİMPAŞ’çılar: kazançları üzerinde çok büyük bir fay Bu yolsuzluğu yapanlar Türk, kur neticisi var? Bir büyük kolektif yol Yüreğin yok, cesaretin yok. Ya da kırılmasıdır. Yüz binlerce mağdur var, banlar Türk, yolsuzlukla elde edilen suzluğun din ve inanç kullanılarak bağlantılar müsaade etmiyor. insanlar utanıyor çıkıp söylemeye. para Türkiye’ye geliyor. Bazen doğ yıllarca örtbas edilmesini inandırıcı bir Terör planı: Mağdurlardan kimisi kanser oldu, ki rudan geliyor, bazen Türkmenistan, ba şekilde izah edemezsiniz. Bazılarının Türkiye üzerinde oyun kurmak ismisi ruh hastası oldu. Din adına, inanç zen Avustralya üzerinden geliyor. Al çalımına bakarsanız, hukuk düzenimiz teyenler, CHP karşısında bir sıkıntıadına, kutsal değerler adına bunlar manya’nın yargı sistemi harekete ge müsaade etmez, Uyar’ı Almanya’ya ya girdiler. Bu da CHP’ye olan kızyapıldı. Bunu yapanların, bunu ya çiyor, bu topraklarda böyle rezillik vermeyiz, diyorlar. Siz yapın o za gınlıklarını çok artırdı. Terörün hedepanlarla dayanışma içinde olanların olmaz, diyor. Soruşturmayı başlatı man gereğini. fi ülkeyi bölmektir. Bunun planı badindarlığına inanılabilir mi? Şimdi, yor. Türkiye’ye, gereğini yap, diyor. Cesaretleri yok: zen İmralı’da, bazen ateşkesle, bazen bize mi sordunuz, diyorlar. Sana sor Olayın başkahramanı aranıyor, kırCHP iktidarında ilk ele alacağımız gazeteciyle, bazen yerliyle, bazen yamadı belki ama, sen her yurtdışına gi mızı bültenle. Bulunamıyor. Bakan konuların başında bu konu geliyor. bancıyla yapılır. Ya terörü yenersiniz dişinde onlarla birlikte fotoğraflar çek larla cenaze töreninde, valinin önün Kimsenin yanına bu yolsuzluğun kâr ya da teslim olursunuz. Başka seçetirmedin mi? Cenazedeki fotoğraflar de, bizimkilerle içli dışlı manzara için kalmasına izin vermeyeceğiz. Bu, bi neğiniz yoktur. Terörü kenara çeker gibi yapıp müzakere masasında aynı amaca yönelik amaçlar kimseyi bir yere götürBAŞBAKAN ERDOĞAN: mez. Terör karşısında teslimiyeti, yumuşamayı, uzlaşma arayışını ülkenin barışına katkı gibi anlamak en büyük yanılgıdır. Müstemleke solculuğu: CHP’nin siyasi kimliğiyle ilgili tartışmalar yapılıyor. Biz milli mücadeleyi yapmış, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş olan partiyiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partiyiz. Biz bu konularda duyarlı olmayacağız da kim olacak? Siz sosyal demokANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan ratsınız, bu konularda duRecep Tayyip Erdoğan, Türk milletinin yarlı olmak sağcıların işianayasal rejime de, demokratik, laik dir, diyorlar. Sen önce kafacumhuriyetine de sadakatle bağlı olduğunu nı değiştir. Dünyanın her yebelirterek ‘‘Zaman zaman ortaya çıkan bazı rinde bağımsızlık mücademarjinal uç örnekler bu gerçeği değiştiremez, lesi ve bağımsızlık bilinci milletimizi cumhuriyetimizin kuruluş sosyal demokrasinin, dünyaideallerinden uzaklaştıramaz’’ dedi. ya sol bakışın özüdür. Biz Başbakan Erdoğan, televizyonlarda müstemleke solcusu değiyayımlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında liz. Bizim milliyetçilik anCumhuriyetin 83. kuruluş yıldönümünün layışımız düşmanlığa, hukutlandığını anımsatarak ‘‘Asırlar boyunca sumete dayalı değil, başkabirçok devlet kurmuş, büyük medeniyetler Deniz Baykal CHP grubunda yaptığı konuşmada, hükümetin YİMPAŞ vurgununa karşı tavırsızlığını eleştirir sının toprağında gözü olan inşa etmiş bir millet için 83 yıl çok uzun bir ken Dursun Uyar’ın 4 bakanla birlikte AKP’li Arslan’ın cenaze namazında çekilen fotoğrafını da gösterdi. (AA) milliyetçi değiliz. zaman değildir. Ancak genç Cumhuriyetimiz bu süre içinde çağdaş bir toplum olma yolunda çok önemli mesafeler almış, çok büyük işler başarmıştır’’ dedi. Hükümet olarak son 4 yılda, özellikle ekonomik alanda çok önemli başarılar elde edildiğini savunan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ‘‘Kararlılığımız, samimiyetimiz, sağlam duruşumuz devam ettiği sürece inşallah daha iyi seviyeleri de yakalayacağız. Türkiye, önüne çıkarılan engelleri bir bir aşarak aynı ANKARA (Cumhuriyet Bü Sami Tandoğdu’nun Kuran kurs açılmaktadır. Bu çerçevede 2004 dirme yönteminin hizmetin amaç kararlılıkla yoluna devam edecek, dünyanın rosu) Devlet Bakanı Mehmet larıyla ilgili soru önergelerini yılında 54 bin 372, 2005 yılında ve ilkelerine aykırı olmaması en güçlü ekonomileri arasında yerini alacaktır. Aydın, Türkiye genelinde 4 bin yanıtlayan Devlet Bakanı Meh 55 bin 830, 2006 yılında ise 58 bin esastır. Bu hususta ilgililer uyaBu kalkınma mücadelesini, bu ilerleme 950 Kuran kursunun faaliyet met Aydın, şu bilgileri verdi: 500 yaz Kuran kursu açılmış rılmaktadır’’ yanıtını verdi. yarışını mutlaka kazanacaktır... Bakmayın siz, Emniyet Genel Müdürlügösterdiğini, yaz aylarında da ‘‘2006 Ekim ayı itibarıyla Tür tır.” birilerinin ekonomik iyileşmenin sokağa Aydın, Kuran kurslarına gelen ğü’nden kaçak Kuran kurslarıy58 bin 500 kurs açıldığını bildir kiye genelinde eğitimöğretim yıyansımadığı şeklinde yanlış bir psikolojiyi di. Aydın’ın verdiği bilgiye gö lı esas alınarak faaliyet gösteren öğrenci sayısını artırmak için la ilgili soruya verilen yanıtta yaymaya çalışmasına. Ben diyorum ki, Halep re, yaz Kuran kurslarının sayısı Kuran kursu sayısı 4 bin 950’dir. armağanlar dağıtıldığı haberle da, 6 ilde izinsiz faaliyet gösteoradaysa arşın burada; mutfakta, sizlerin 2004 yılından bu yana sürekli ar Okulların tatil olduğu yaz mev ri anımsatılarak yöneltilen soru ren Kuran kursları ile ilgili yaceplerinizde. Şimdi herkes elini vicdanına tıyor. siminde ise camiler başta olmak ya da, ‘‘Başarılı öğrencilerin ödül sal işlem yapıldığı, diğer illerkoysun. Zira aldığımız mesafeleri inkâr CHP’li Mustafa Gazalcı, Meh üzere uygun görülen yerlerde iki lendirilmesi eğitimin tabii bir ge de izinsiz faaliyete rastlanmadığı etmek, milletimizi gereksiz bir karamsarlığa, met Kesimoğlu, Gaye Erbatur ve ay süreyle ‘Yaz Kuran Kursları’ reğidir. Ancak ödül ve ödüllen bildirildi. yılgınlığa itmekten başka bir amaca hizmet etmez.’’ Tüm ücretlerin enflasyonun üzerinde artırıldığını, bu doğrultuda yurttaşların alım güçlerinin de yükseldiğini ileri süren ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ğan’ın avukatı Fatih Şahin’in suç du ruşturmada, Avşar’ın, Başbakan ErErdoğan, ‘‘Biz şundan eminiz ki, elini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, yurusu üzerine yaptığı soruşturma doğan’a yönelik eyleminin ‘‘iftira’’ vicdanına koyan, geçmişle bugünün ‘‘Danıştay 2. Dairesi üyelerine yöne yı tamamladı. Başbakan Erdoğan’a niteliği taşıdığının anlaşıldığı belirmuhasebesini iyi yapan her insanımız, bu lik silahlı saldırının azmettiricisi oldu ilişkin yapılan soruşturmada, takip tilen iddianamede, Türk Ceza değişimin, bu iyileşmenin farkına varacak, ğu’’ savıyla suç duyurusunda bulu sizlik kararı verildiği hatırlatılan id Yasası’nın (TCY) 261/1. maddesi hakkımızı teslim edecektir’’ dedi. Hükümet nan avukat Ömer Lütfü Avşar hak dianamede, bu karar üzerine Erdo uyarınca 1 yıldan 4 yıla kadar hapis olarak eksiklerinin de farkında olduklarını kında, Başbakan’a ‘‘iftira’’ attığı ge ğan’ın avukatı Fatih Şahin’in de Av cezası istemiyle yargılanması istenbelirten Başbakan, bu çerçevede işsizlik rekçesiyle 1 yıldan 4 yıla kadar ha şar hakkında, Başbakan’a ‘‘iftira’’ di. Sanık Ömer Lütfü Avşar’ın yarkonusunda arzu ettikleri düşüşü pis istemiyle dava açıldı. attığı gerekçesiyle suç duyurusunda gılanmasına Ankara 17. Asliye Ceza sağlayamadıklarını bir kez daha itiraf etti. Edinilen bilgiye göre, Ankara Cum bulunduğu kaydedildi. Mahkemesi’nde önümüzdeki günhuriyet Başsavcılığı, Başbakan ErdoSuç duyurusu üzerine yapılan so lerde başlanacak. ? YİMPAŞ içinde aktif sorumluluk almış AKP’li milletvekili ve parti yöneticisi sayısının açıklanmasını isteyen Baykal, hükümetin binlerce insanı mağdur eden yolsuzluğu örtme çabası içinde olduğunu söyledi. Baykal, “Din adına, inanç adına, kutsal değerler adına bunlar yapıldı. Bunu yapanların, bunu yapanlarla dayanışma içinde olanların dindarlığına inanılabilir mi?’’ dedi. Sir Nicholas Stern’ün İklim Raporu Üzerine Çeşitlemeler Dünya Bankası’nın eski baş ekonomisti, İngiltere hükümetinin danışmanı Sir Nicholas Stern, kapitalizme, çokuluslu şirketlere ve küreselleşmeye düşman biri değil. Ancak, onun liderliğinde hazırlanarak, pazartesi günü basına resmen açıklanan 700 sayfalık rapor, küresel ısınmanın, engellenmezse, dünya ekonomisinde iki dünya savaşı ve 1930’lardaki depresyon sırasında oluşandan büyük bir yıkıma yol açacağını muazzam bir veri tabanına dayanarak savunuyor. Diğer bir deyişle, durum son derecede vahim. Bu noktaya iki projenin çakışmasıyla geldik. Bunlardan biri neoliberalizmin, küresel serbest piyasa oluşturma projesi, diğeriyse postmodernizmin aydınlanma geleneğini imha projesi. İkincisi için, hazırlıksız yakalandığımızı söyleyerek mazeret beyan edebiliriz. Ama birincisi için böyle bir hakkımız yok. Bile bile lades Daha 1940’larda uyarıldık. Prof. Karl Polanyi o zaman, “Büyük Dönüşüm” adlı bir çalışmasında, bir önceki yüzyıldaki serbest piyasa projesini irdeledikten sonra, “Piyasa güçleri serbest bırakıldıkları takdirde, kendilerini kucaklayan toplumu ve doğayı yıkıma uğratırlar” sonucuna ulaşıyordu. Öyleyse, 1980’lerde ReaganThatcher ikilisi dünya ekonomisine müdahale etmeye başladıklarında, yolun buraya çıkacağı daha baştan belliydi. Nitekim, yol boyunca özellikle 1990’ların sonuna doğru bu projenin gerçek yüzü ortaya çıkmaya başladı. Saygın ve çoğu kez de spektrumun sağındaki iktisatçılar, örneğin Prof. Stiglitz, Prof. Bhagwati, Prof. Paul Samuelson, sırasıyla IMF politikalarını, mali sermayenin serbest dolaşımını, serbest ticaretin yan etkilerini eleştirmeye başladılar. Bu sırada Harvard’dan Prof. Rodrik ve Rodriguez, neoliberalizmin tezlerini, yine onun verileriyle test edip vaatlerinin hiçbirini yerine getiremediğini gösterdiler. Eylül ayında, IMF ekonomisti Raguran Rajan, bir konuşmasında “Ne kadar az yabancı sermayeye, ne kadar çok kendi kaynaklarınıza dayanırsanız o kadar daha istikrarlı ve başarılı bir büyüme gerçekleştirebilirsiniz” dedi ve savını verilerle destekledi. Geçen hafta da Morgan Stanley Başekonomisti Stephen Roach, bu serbest piyasa projesi döneminde üretkenlik artışıyla ücret artışı arasındaki ilişkinin koptuğunu gösterdi. Özetle projenin arkasındaki savlar lime lime dökülüyor. Ama bu proje sırasında, dünyada tüketim körüklendi, dolayısıyla da karbondioksit üretimi özellikle projeyi dünyaya dayatan ve projeden en çok yararlanan ülkelerde hızla arttı. ‘Laikliğe sadakatle bağlıyız’ Milyon ton CO2 1984 2004 ABD 4.597.85 5.912.21 Çin 1.707.91 4.707.28 Hindistan 400.55 1.112.84 Japonya 895.68 1.262.10 Aydınlanmadan narsisizme Postmodernizmin projesiyse, insan aklının doğayı ve toplumu anlayabileceğini ve dönüştürebileceğini savunan Aydınlanma geleneğini hedef alıyordu. Hakikat ve akıl adeta bir yanılsamaydı postmodernizmin düşünürleri için. Onlar her türlü toplumsal projeye “toplumsal mühendislik”, totaliterliğe açılır diyerek karşı çıktılar. Tek gerçek bireyin bedeni, dolayısıyla hazları ve acılarıydı. Bu yaklaşımlar, bireyin hazlarını ve narsisizmini, tüketim eğilimini, meta kültürünü körükleyen söylemler üretirken bir başka “toplumsal mühendislik” projesi pupa yelken ilerliyor, postmodernizmin nefret nesnesi devletin eliyle küresel serbest piyasa inşa ediliyordu. Neoliberalizm ve postmodernizm örtüşerek bizi bu noktaya getirdiler. Her ikisi de hem sonuçlarına aldırmadan tüketimi körüklediler hem de sürece yönelik eleştirileri “piyasa sinyallerini bozar” ya da “totaliter dayatmacı”, “Jacoben” vb. suçlamalarıyla felç ettiler. Ancak şimdi geldiğimiz noktada, bizzat Sir Nicholas Stern’ün raporundan çıkan ve İngiltere İşçi Partisi hükümetince benimsenen, Muhafazakâr Parti ve Liberal Parti tarafından desteklenen en önemli sonuç, bu toplumsal sorunun hiçbir biçimde piyasa güçlerine havale edilemeyeceği doğrultusunda. Buradan hareketle ilk kez, genel toplumsal çıkar adına vergilerde büyük artışlar ve bu artışlarla oluşacak kaynaklarla toplumsal harcamalar gerçekleştirmek gündeme geliyor. Ancak sorun İngiltere’yle sınırlı değil. Bu yüzden küresel düzeyde benzer bir siyasi müdahaleyi gerektiriyor. Kısacası, önemli bir paradigma değişikliği söz konusu. Sorunu ne piyasaya ne de Tanrı’ya havale etmek olanaklı. İnsanlık var olmaya devam etmek istiyorsa, kaçınılmaz olarak neoliberalizmden hızla uzaklaşacak, Aydınlanma geleneğine, tabii ki eleştirel mesafesini koruyarak ve onu geliştirerek geri dönecek. [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com Kuran kurslarında patlama Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın verdiği bilgiye göre yurt genelinde sürekli faaliyet gösteren kurs sayısı 4 bin 950. Yaz aylarında bu sayı 58 bin 500’e çıkıyor Erdoğan iftira davası açtı Alternatif bir medya yaratabilmek mümkün mü? Tekellerin medya alanına girmesi ve iletişimin tüm dünyada yaygınlaşmasıyla eski bir tartışma yeniden alevlendi. Tekellerin egemenliği dışında bir iletişim yaratılamaz mı? Bağımsız bir gazete çıkarılamaz mı? Bağımsız bir televizyon kanalı kurulamaz mı? İstanbul’da bu sorunları tartışmak amacıyla bir forum düzenleniyor. Dünyanın önde gelen bağımsız medya kuruluşlarının temsilcilerinin konuşmacı olarak katıldığı forumun adı “Başka Bir İletişim Mümkün”. “Medya Özgürlüğü ve Bağımsız Gazetecilik İzleme ve Haber Ağı” BİA Projesi çerçevesindeki forumu, IPS İletişim Vakfı ve uluslararası haber ajansı Inter Press Service birlikte düzenliyor. ??? 45 Kasım’da İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu’nda toplanacak olan foruma dünyaca tanınmış gazeteciler katılıyor. Forum, dünyanın Başka Bir İletişim Mümkün mü? birçok yerinden “her biri başlı başına bir serüven olan” bağımsız medya deneyimlerinin buluşmasını sağlayacak. Katılımcılar arasında El Cezire, Il Manifesto, Dünya Topluluk Radyosu Yayıncıları Birliği (AMARC), Tageszeitung, Deepdish TV, TeleSur, OurMedia, Inter Press Service gibi dünyaca tanınmış bağımsız medya kuruluşlarının temsilcileri bulunuyor. Türkiye’den de toplantıya katılacaklar arasında Bianet, Birgün gazetesi, Evrensel gazetesi, Express, Ülkede Özgür Gündem gazetesi, Özgür Radyo ve KAOS GL’den sözcüler bulunacak. Forumu düzenleyenlerden Ertuğrul Kürkçü, böyle bir girişime neden gerek duyduklarını şu sözlerle özetledi: “İnsanlık ne şanslı ki, haberleşmek için tek seçeneğe mahkum değil. Küçük çaba ve imkânları bir araya getirerek, insanların kendi deneyimlerini anlamlandırmalarına kapı ve pencereler açan bağımsız medya, başka türlüsünün nasıl mümkün olabildiğini gösterecek.” Forumun ilginç deneyimlerinden birisi Le Monde Diplomatique olacak. İtalya’nın ünlü muhalefet sesi Il Manifesto gazetesi de forumda tartışılacak. Le Monde Diplomatique’in yayın yönetmeni İgnacio Ramonet, bağımsız medya yaratma çabalarını şu sözlerle özetliyordu: “Yeni bir güç, bu yeni egemenler koalisyonuna karşı yurttaşların gücünü bir araya getirecek olan beşinci bir güç yaratmamız gerek. Bu beşinci güç neoliberal küreselleşmenin suç ortağı olan ve onun yayılmasını sağlayan medya holdinglerinin hiper iktidarını hedef almalı.” ??? İki gün boyunca dünyanın dört bir yanından gazeteciler, yayıncılar, bağımsız bir medya yaratmanın olabilirliğini, var olanlar kendi yaşama mücadelelerini anlatıp birlikte neler yapılabileceğini tartışacaklar. Herkese açık olan Uluslararası Bağımsız Medya Forumu, özetle şunları amaçlıyor: * Bütün dünyada “bir başka medya” için çaba gösteren eylemci, uzman, emekçi ve yorumcuları bir araya getirmek. * Bağımsız medya oluşturma yolunda girişilmiş önemli deneyleri yurttaş gazeteciliği açısından, işleyen örnekler olarak değerlendirmek. * Daha açık, demokratik, saydam ve ulaşılabilir medya ortamlarının yaratılmasına yardımcı olmak. * Küresel, bölgesel ve yerel alternatif ağların işbirliğini sağlamak ve katkıda bulunmak. * Birey ve kurumları bağımsız medya girişimlerini desteklemeleri için teşvik etmek. * Türkiye’deki bağımsız medya uygulamalarının nitelikçe gelişmesi ve nicelikçe artışına katkıda bulunmak. Ertuğrul Kürkçü ve IPS İletişim Vakfı Başkanı Nadire Mater, forum için ortak davet metninde şöyle diyorlar: “Forum hayalini ‘Başka bir iletişim mümkün’ü gün yüzüne çıkarmak için kurmaya başlamıştık. İşte sorular, yanıtlar, tartışmalar, paylaşmalarla sahiden keyifli bir hafta sonu. Bekliyoruz; gelin, birlikte öfkelenip, umutlanalım... Enerjimiz ve inadımız da bize hep aynı şeyi söyletiyor ve gerçekleştiği ve gerçekleşebileceği inancıyla baştaki hayale döndürüyor: Başka bir iletişim mümkün. O halde, 45 Kasım günleri Uluslararası Bağımsız Medya Forumu için Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu’nda buluşuyoruz.” Kıbrıs’ın iki yakası, Yunanistan, Yugoslavya, Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan, Filistin ve İsrail’den gazeteciler barış gazeteciliği imkânlarını deneyimleriyle aktarıp tartışacaklar. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle