Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 KASIM 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Damardan İlker Çamkır: “Hani AKP, yolsuzluklara damardan giriyordu? YİMPAŞ’ta girecek damar mı bulamıyorlar yoksa damarları tıkalı mı!” BOTAŞ, iflasın eşiğine gelmiş... “Kemal Abi’nin gözü aydın!” SAYIN Bay Büyükelçi Hans Jörg Kretschmer. AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı. Sayın Kretschmer ; dört yıllık görev sürenizi tamamlayıp Türkiye’den ayrılıyor olmanız münasebetiyle size bu mektubu yazıyorum. Biz Türkler, birkaç ünsüz harf yan yana gelince “kretschmer” gibi kelimeleri telaffuzda güçlük çektiğimiz için yüksek müsaadelerinizle izin verirseniz size kısaca Hans demek istiyorum. Bakıyorum da giderayak demeci patlatmışsın Hans! Yine bizim askerleri suçlamış; dört yıldır randevu talep ettiğin halde komutanlarımızdan yanıt bile alamamaktan yakınmış, “Askerlerle ilişkimi tarif etmek gerekirse basitçe ‘hiç yok’ demem gerekiyor” demişsin. Askerlerimizle ilişkiye girmek konusunda bu kadar hevesli olduğunu doğrusu bilmiyordum. PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Mektup Canın karavana yemek istiyorsa, pılını pırtını toplamadan önce Ankara’daki işbirlikçi dostlarına söyle seni bir lokantaya götürsünler kuru fasulye pilav yedirsinler; üstüne de bir tas hoşaf içirsinler. Fakat Hans... Senin derdin karavana yemek olmayabilir. Çünkü Türkiye’de kaldığın süre içinde yediğin herzeler sana yetmiş olmalı. Hans, hatırlıyor musun? Patlattığın demeçlerden birinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden hesap sorulamadığını söylemiş; Kapadokya’da gezerken de sivil otorite ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasındaki ilişkinin, AB üyesi ülkelerdeki düzeyde olması gerektiğini bildirmiştin. Âlem adamsın sen Hans! Türkiye’ye yoksul turistler geliyormuş. Eee, para parayı, yoksul yoksulu çeker! Davet Işık İşgüden: “Mehmet Barlas, Çankaya’daki Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna sıkmabaşlı hanımların ve Nobelli yazarın da davet edilmesini istiyor. Apo’yu, cüppeli Ahmet Hoca’yı, Fethullah Hocafendi’yi unutmuş!” Bizim komutanlardan randevu isteyeceğine, eline bir buket çiçek alıp, terörün bedenlerini parçaladığı askerlerimizin tedavi edildiği Ankara’daki sağlık merkezine bir uğrasaydın ya Hans. Askerlere hesap sorulamıyormuş... Bacağını, kolunu, gözünü yitirmiş askerlerimize hesap sorsaydın ya! Sivil otorite ile askerlerin ilişkisi AB düzeyinde değilmiş. Ulan Hans güldürme insanı! Senin ve senin gibilerin ülkesindeki askerler ya başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı sömürmek uğruna ölüyorlar ya da gerisini boş ver, sen daha iyi bilirsin! Evet Hans... Görevin bitmiş Türkiye’den gidiyormuşsun. Anca gidersin! Önden yürü de ense tıraşını görelim! Sayın Büyükelçi; biraz kaba saba bir yazı oldu galiba; lütfen kusuruma bakmayınız; fakat ne yazık ki senin gibi Hanslar ancak bu üslubdan anlar! Tuhaf Gerçekler Türkiye sıcakkanlı, aynı zamanda da vurdumduymaz insanların ülkesi. Bu iki nitelik bir araya gelince çoğu insanın doğallığına belirgin bir tuhaflık egemen oluyor. Başta politikacılar olmak üzere yüksek bürokrat, işadamı, sanatçı gibi hayatlarına tanık olduğumuz pek çok ünlü insanın çeşitli davranışları, sözleri güldürüyor bizi; onların sayesinde gazetelerin başsayfaları bile zaman zaman gülmece eklerine dönüşüyor. Tuhaflık salt onlara özgü değil elbette, sokaktaki insanların da bize tuhaf gelen, tuhaf geldiği için de güldüğümüz davranışları var. Bugün sizlere hayattan alınmış, insanı güldüren, gülümseten tuhaf gerçeklerden örnekler vermek istiyorum. Örnekleri, Parantez Yayınları’ndan çıkan, Erol Elmas’ın derlediği “Fıkra Değil Gerçek 2” adlı kitaptan aldım. Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde kamyon sürücüsü Mehmet Yıldız, 28 yıl önce hayalini kurup alamadığı kamyonun markasını kızına ad olarak vermiş. “Böyle şey olur mu?” diye sormayıp 16.11.2004 tarihli Hürriyet’teki haberin devamını okuyalım: “10 ay önce vefat eden Yıldız’ın 1976 doğumlu kızı Bemece Ay, ‘Babam ısrarla nüfus cüzdanına ad olarak BMC (British Motor Company) yazılmasını istemiş, ama nüfus memuru adımı Bemece olarak kayda geçirmiş. Herhalde dünyada kamyon adı taşıyan tek kadın benim. Adımı değiştirmek için müracaatımı yapacağım’ dedi.” Tuhaf, ama böyle şeyler oluyor ülkemizde. Trabzon’da da bir çift, yeni doğan kızlarına her gün önünden geçtikleri GİMA’nın adını vermiş. ??? Genç bir adam İstanbul’dan Ankara’ya yolculuk yaparken, otobüsü Bolu Dağı’nda mola verince hemen tuvalete koşup kendini boş bir kabine atmış. Tam oturmuş ki, yan kabinden bir ses: “Merhaba!” Gerisini 27.11.2004 tarihli Sabah’taki haberden izleyelim: “Bizimki şaşkın, ‘Merhaba’ diye yanıt verdi. Komşusu devam etti: ‘Nasılsın?’ Adamın ilk defa başına böyle bir şey geliyordu… Aynı şaşkınlıkla cevapladı: ‘Sağ ol, iyiyim… Sen nasılsın?’ Karşı taraf: ‘Ne yapıyorsun?..’ Bizimki bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette olduğunu bildiği halde ne yaptığıyla neden ilgileniyordu ki? Konuyu değiştirmek ihtiyacıyla ‘Ben…’ dedi, ‘İstanbul’dan gelip Ankara’ya gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun?’ Komşunun bir sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi: ‘Hayatım, telefonu kapatıyorum. Yandaki tuvalette bir geri zekâlı var. Sana sorduğum sorulara cevap verip duruyor. Ben seni daha sonra ararım’.” ??? Bir de “uçak kaçırma” olayı var beni çok güldüren. Olay Atatürk Havalimanı’nda yaşanmış. Onur Havayolları’nın 20.30’daki OHY 031 sefer sayılı İstanbulAntalya uçuşuna trafik nedeniyle geç kalacaklarını düşünen yolcular HAVAŞ otobüsünden telefonla Onur Havayolları’nı arayarak, “Biz uçağı kaçıracağız. 11 kişilik bir grubuz, uçağı bekletin!” demişler. Mesajı alan şirket görevlisi bunun üzerine şirket yetkililerini “uçağın kaçırılacağı” yönünde uyarmış. Panik yaşayan yetkililer de kısa bir durum değerlendirmesinden sonra Kaptan Pilot N. Koyunpınar’la irtibat kurarak uçağı geri getirmesi talimatını vermişler. 150 yolcusuyla havalanmak üzere körükten ayrılarak piste doğru hareket eden uçak geri dönmüş, tüm yolcular ve bagajları uçaktan indirilerek aranmış. Bu arada havalimanına ulaşan 11 kişilik grup, “Uçağı beklettiniz mi?” diye sorunca polis tarafından gözaltına alınmış ve ifadelerinden “uçak kaçırma” gibi kötü bir niyetleri olmadığı anlaşılınca serbest bırakılmış. Ama uçak 2.5 saatlik bir rötarla, “uçağı kaçırmaktan korkan” o 11 kişiyi İstanbul’da bırakarak Antalya’ya hareket etmiş. eposta: dkavukcuoglu?superonline.com Ya ğ m u r E k i m SESSİZ SEDASIZ (!) Uçak gemisinden Kuşadası Limanı’na ABD Büyükelçisi, Eisenhower uçak gemisini ziyaret eden Türk heyetini “ilginç ve farklı insanları bir araya getirmeye çalıştık” diye tanımlayınca Mustafa Saraç de şu tanımı yapıyor: “İlginç olup olmadıkları tartışmalı, ancak her biri sözleşmişçesine ‘çok etkilendik’ şeklindeki aynı yanıtı verdiklerine göre, pek ‘farklı’ görünmüyorlar. Bu ‘çok etkilendik’ tepkisini, Kuşadası’ndaki ABDİsrail muhiplerinden de sık sık duyuyoruz; adeta bir parola işlevindedir. Kuşadası Limanı’na 56 kaçak işyeri inşa edilirken, bu işyerlerinin kentin sosyokültürel yapısına ve estetiğine yapacağı tahribat, ABDİsrail dostları için bir ayrıntı sayılıyordu. Onlar, ‘çok etkilendik’ diyorlardı. Kentimizin bir cennet koyuna 12 katlı oteller konduracak projeyi aynı ABDİsrail şirketi ilan ettiğinde de, söz konusu kişiler, ‘çok etkilenmeye’ devam ediyordu. ABDİsrail dostluğu için, bir uçak gemisinin kaç 100 bin Iraklı bebeği parçalara ayırdığı değil, kaç bin adet ‘çok etkileyici’ uçağa sahip olduğu önem taşıyor. ABDİsrail muhipleri için, bir kentin siluetinin paramparça edilmesi değil, ‘çok etkileyici’ alışveriş merkezlerinin inşa edilmesi önemli. Gemiye giden profesörler, milletvekilleri, işadamları, belediye başkanları, süper star popçular Ortadoğu’da batmakta olan ABD’ye övgüler düzüyor. Artık Kuşadası Limanı’nı da bir ‘üs’ olarak kabul etmek mümkün!” behicak?yahoo.com.tr Kına Saadettin Öztürk: “Sezer’in Cumhuriyet Bayramı törenlerine katılışını bazı televizyon ve gazeteler bir sevinci belirtmek için olsa gerek özellikle, ‘son kez’ diye duyurdular. Ne dersiniz; şunlara birer kilo kına göndersek mi?” ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK YAPI’nın 300. Sayısı ve Doğan Hasol Yaklaşık 33 yıldır “kesintisiz” döneminde ise meslek odasının yayımlanan “YAPI”nın bu ay yönetiminde yer alarak “İstan(Kasım) 300. sayısına ulaştık. bul Şubesi Sekreteri” görevini “Mimarlık, Tasarım, Kültür yapmıştı. ve Sanat”taki gelişmeleri özenİşte bu emektar üyesine Mile aktaran dergi, aydınlatıcı kat marlar Odası İstanbul Büyükkent kılarını yeni tasarımıyla sürdü Şubesi de en güzel teşekkürünü, recek… yeni yayımladığı “kitap”la yap“Aydınlatıcı” diyorum; çün tı. Şubenin “Oda Tarihinden kü YAPI sadece haber ve maka Portreler” dizisinde kitaplaşan lelerle yetinmeyip kendi alanın anıları ve yaşamöyküsü, son 40 da etkin bir “düşünce ve tartış yıl içindeki kültür ve mimarlık ma dünyası” da yarattı. Yanlış yoksunu kent ve imar politikalaları sorgulayan, doğruları özen rına karşı da saygın bir “uyarılar diren yayın anlayışıyla, adeta bir serüveni”nin belgeseli gibi… “sivil denetim ve izleme kuruOdanın “sözlü tarih” çalışmu” işlevini üstlendi… malarında gerçekleştirilen söyGerçi, Mimarlar Odası’nın leşilerin önsözünde Prof. Dr. Bü“sorgulayıcı” yayınları da yarım lent Özer diyor ki; “Doğan Hayüzyılı aşkın bir birikimle sürü sol’un, üstesinden geldikleriyor; ama bir meslek odası olarak nin listesini bile çıkartmak nebu kimliğini zaten anayasadaki redeyse imkânsız..” “kamu yararını gözetme” soGerçekten de Hasol, 1961’de rumluluğundan alıyor. YAPI’nın İTÜ Mimarlık Fakültesi’ni bitir“eleştirel” ve “öğretici” çizgisi diğinden bu yana dur durak bilise doğrudan sanatın ve kültürün meden mesleği ve ülkesi için ya“evrensel yükümlülükleri”ne pılabilecek her hizmeti yerine gedayanıyor… tirmenin “disipTürkiye’de, linli çalışkanlıamacı sadece ğı”nı sergiliyor… “kültürel geYEM’in kurulişme” olan bir luşunu 1968’de derginin bunca gerçekleştiren yıl düzenli yaHasol, 1978’de yımlanabilmeUluslararası Yapı sindeki “kahMerkezleri Birliraman”lığı ği’nin Yönetim Mimarlığa doğru artık herkes biKurulu Üyeliiki büklüm günler... liyor. Sahipleri ği’ne, 1980’de güçlü medya Hasol öğrencilik yıllarında. Başkan Yardımcıpatronları ollığı’na, 1989 ve madığı için yaşamlarını kısa sü 1992’de Başkanlığı’na seçildi; relerde noktalamak zorunda ka “onursal üye”si oldu. Yine lan sayısız dergimiz var… YEM’den yayımlanan “Yapı KaYAPI’nın, üstelik kendini de taloğu” ve zengin mimarlık kivamlı geliştirerek “direnme taplarıyla Türk Serbest Mimarlar si”ndeki başarısının “sır”ları ise Derneği’nin 94/95 dönemi “Bahiç kuşkusuz öncelikle mimar sınYayın Ödülü”nü kazandı. Doğan Hasol adının çağrıştırDoğan Hasol’un Türkçe, İngidıkları”nda yatıyor. lizce ve Fransızca hazırladığı Bir de elbette ki yine Hasol’un “Mimarlık ve Yapı Terimleri önderliğinde Yapı Endüstri Mer Sözlüğü” eşsiz bir kaynak… kezi’nin (YEM) adeta “gönüllü “Yağma Var”, “Her Şeyin Miprofesyonellik” denebilecek ça marı Var” ve “İzlenimler” adlışma ve kurum anlayışında… lı kitapları ise dünya görüşü ile mesleği arasındaki bağların Mimarlığımızın efendisi ürünleri… Bu çabaları için Henüz 1961’de öğrenciyken 1998’de İstanbul Teknik Üniverdönemin “Mimarlık ve Sanat sitesi’nce; 1999’da da Yıldız Dergisi” emektarları arasına ka Teknik Üniversitesi’nce verilen tılan Hasol, mesleğinin sanatsal, “onursal doktor” unvanları da kültürel, çağdaş ve toplumsal il akademik dünyamızın şükran kelerini ödünsüz savunarak, de belgeleri gibiler… nebilir ki aynı ilkelerin mimarlık Doğan Hasol Kitabı’nın, YAdünyamızdaki “efendisi” ol PI’nın 300. sayısıyla birlikte du… “başucu”muzda yer alması ne Nitekim, hem YAPI’yı yaşa kadar anlamlı? Bir yandan düntan özverileri, hem de mimarlı den yarına “mimarlık varlıklağındaki “örnek duruş”u nede rı”mıza gönülden bağlılığı daha niyle Mimarlar Odası’nın Ulu derinden tanırken; bir yandan da sal Mimarlık Ödülleri arasında aynı bağlılığın “görmüş geçir2000 yılının “mesleğe katkı” miş dergi”sinden kim bilir bu ödülünü aldı. 1990’da da eşi mi kez neler öğreneceğiz… mar Hayzuran Hasol’la birlikte yapı dalındaki Ulusal Mimarlık Ödülü’nü kazanmış; 196566 ekinci?cumhuriyet.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 9 HARBİ SEMİH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Kasım www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 1/ Denizli’nin Honaz ilçesin 1 de, doğal gü 2 zelliğiyle tanınmış bir göl. 3 2/ Eli işe yat 4 kın, becerikli... 5 Toprağı kazıp siper yapmak. 6 3/ Çok esnek 7 bir kumaş tü 8 rü... Bir göz rengi. 4/ Yunan 9 rakısı... Pasak. 5/ Felç... 1 2 3 4 5 6 7 8 Bez dokuma tezgâhı. 6/ Bir soru sözü... Ka 1 Ş İ F L E M E K T A L A rahindibanın sebze 2 I S I 3 P A R D İ A R olarak yenen yapraklaA R A Z İ rı. 7/ Ansızın gelen be 4 I la... Utanma duygusu. 5 N A T A L İ Y 8/ Briçte bir ekibin, en 6 İ R G A Y Z E çok bir el vererek yap 7 Ş O K O L A R tığı oyun... Telefon sö 8 İ M A N B U zü. 9/ Öğütülmüş ta 9 A Ş B A R B hıl... Uzak yerlere yolcu ve ticaret eşyası taşıyan yük hayvanı katarı. 9 K A M E R İ Y E YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Antalya’nın Finike ilçesinde yer alan, Asya kıtasının en uzun sualtı mağarası... Pasta hamuru. 2/ Ünlü gülmece yazarımız. 3/ Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da küçükbaş hayvanların kışı içinde geçirdiği dam... Bir renk. 4/ Bir tür taze ve tuzsuz beyaz peynir... Balıkesir’in bir ilçesi. 5/ Asya’da bir ülke... Kamu. 6/ Galyum elementinin simgesi... Alınmış bir şeyi geri verme. 7/ Afyonkarahisar ilinde bir kaplıca... Tuzağa düşürülen şey. 8/ Parlak kırmızı renkte bir süs taşı... Bir pamuk cinsi. 9/ Kırmızı, sarı ya da pembe çiçekli otsu bir bitki. DOSYA NO: 2006/7618 Dosyamızca Hacizli olup satılmasına karar verilen taşınmazın tapu kaydı, nitelikleri, halihazır durumu ve takdir edilen muhammen bedeli: TAPU KAYITLARI: Büyükçekmece Kavaklı köyü, 875 parselde 125/44150 arsa paylı A 1 II Blok 39 bağımsız bölüm taşınmaz satılacaktır. VAZİYETLERİ: Büyükçekmece Beylikdüzü mevkiinde 875 parselde Emek Sokak Emek evler sitesi A 1 Blok 7. kat 39 nolu daire 120 M2 3 oda 1 salon bir mutfak, banyo WC antre, hol 2 balkon salon zemini lamine parke çıplak alanlar seramik ana bina asansörlü ve doğalgaz bağlantılı kombi kaloriferli üç yola cepheli siteye ait kapalı otopark mevcut olup pazar, işyerlerine yürüme mesafesinde İMAR DURUMU: Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nın 6.10.2006 tarih ve 1836 sayılı yazılarından Beylikdüzü Cumhuriyet Mah. 875 parselde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 15.5.2005 tarih ve 879 sayılı oturumunda onanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında yerleşik konut alanında kaldığı ilgili binaya ise 3.4.1998 tarihinde konut alanı olarak iskan verilmiştir.. DEĞERİ: Büyükçekmece Kavaklı köyü Beylikdüzü Mevkiinde kain 879 parsel Emek evler sitesi A 1 Blok 39 nolu bağımsız bölüm 150.000,00 YTL Değer takdir edilmiştir... SATIŞ ŞARTLARI 1Satış 12.12.2006 günü saat 11.0011.15 arası Büyükçekmece 1. icra dairesinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetlerin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 22.12.2006 günü aynı yer ve saatlerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, takdir edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma Değer Vergisi, ihale damga pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi ve birikmiş emlak vergi borçları satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgelerle on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairde açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin Müdürlüğümüzün 26/7618 sayılı dosya numarası ile başvurmaları ilan olunur. 26.10.2006 (Basın: 53037) GAYRİMENKULUN AÇIK ARTIRMA İLANI BÜYÜKÇEKMECE 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN CUMHURİYET 17 K