20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EKİM 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA DİZİ Yenilenme olmadan kalıcı ve güven verici bütünleşme olmaz diyen 10 Aralık Hareketi Sözcüsü Prof. Dr. Burhan Şenatalar: 9 İttifak arayışları havada kalıyor Aralık Hareketi sözcülerinden, Prof.Dr. Burhan Şenatalar, solda bütünleşme arayışlarıyla ilgili sorularımıza şu yanıtları verdi: Sağlısollu ittifak ve diğer güç birliği arayışlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Öncelikle şunu belirteyim, sağsol güç birliği arayışlarını anlamlı ve gerçekçi bulmuyorum. Solda ittifak tartışması ise şu anda havada kalıyor, çünkü ilgili partilerin yaklaşımları uzlaşmaz nitelikte. CHP, ‘‘ittifak’’ yerine ‘‘iltihak’’ diyor. Bu, ‘‘Partinizi kapatın bize gelin’’ demek, dolaylı olarak ‘‘Biz büyük partiyiz, ister gelin, ister gelmeyin’’ anlamına geliyor. DSP ve SHP’nin partilerini kapatıp CHP’ye katılmaları da beklenemeyeceğine göre burada uzlaşmaz bir durum var. AKP’ye karşı çok acil bir bütünleşme gereksiniminin altı çiziliyor. Bu arada ideoloji tartışmaları arka plana itilmiş görünüyor... 10 Aralık Hareketi olarak biz ilk günden itibaren ‘‘Yenilenme, bütünleşme, kitleselleşme’’ şiarını savunuyoruz. Yenilenme olmadan ortaya çıkabilecek bütünleşme ya da güç birliklerinin kalıcı ve güven verici olacağına inanmıyorum. Solda yenilenme ise ciddi bir tartışma süreci gerektiriyor. Yenilenmenin bir boyutu siyasetin çözüm üretme kapasitesinin yükseltilmesidir. Küresel rekabet derinleşiyor 10 kendine sol ya da sosyal demokrat diyen herkesin aynı çizgide buluşmasını da beklememek gerekir. Neoliberal dünya görüşünü savunup ‘‘işbitiricilik’’ propagandası yapanlar ya da gönlünde askeri müdahale yatanların sosyal demokrat yenilenme sürecine katkıda bulunması olanaksızdır. Gürkan: ‘DSP’de bütünleşilebilir’ Eski TBMM Başkanvekili ve DSP milletvekili Uluç Gürkan da bütünleşme için çaba gösterenler arasında yer alıyor. Merkez solun bir seçim ittifakı içerisinde seçimlere gitmesinde ciddi yararlar gördüğünü vurgulayan Gürkan, ‘‘Bütünleşmenin çatısı ne olacak’’ sorusuna şu yanıtı verdi: ‘‘Bütünleşmenin bir partinin çatısı altında gerçekleşmesi gerekiyor. İdeal olan, kolay olan teorik olarak CHP çatısı altında bütünleşmektir. Ancak CHP çatısı bugün için pratik olarak bir şans göstermiyor. Bu nedenle, diğer partimizin, örneğin DSP’nin öncülüğünde siyasi partilerin ötesinde, 10 Aralık Hareketi vb. başka grup ve kişileri de kapsayacak şekilde bir ittifak iradesini ortaya koymak şu aşamada ilk atılması gereken adım olabilir. DSP buna öncülük edebilir. Gerçekten güçlü bir irade ortaya çıkarsa, CHP de bugünkü ilgisizliğini, umursamazlığını bir kenara koyup daha geniş, daha büyük bir ittifak için hareketlenebilir. CHP’nin bugünkü tavrını sürdürdüğünü varsayarsak bile, TBMM’de iki sol partinin temsili yolu açılabilir.’’ Uluç Gürkan, son seçimlerde sandığa gitmeyen oyların önemine dikkat çekerken ‘‘Merkez solda güçlü bir ittifak iradesi sandığa gitmeyen seçmeni sandığa çekebilir. DSP’nin ve bu ittifaka katılacak diğer parti ve grupların baraj altında kalıyor gibi görünen oylarını da eklerseniz, büyük bir potansiyel ortaya çıkabilir. Bu, beraberinde merkez solun iktidarının tartışmaya açılabilmesi olanağını getirebilir. Geçen dönemlerde parlamentoda iki sol parti temsil ediliyordu ve Hikmet Çetin’in TBMM Başkanı seçilmesi sağlandı. Bu, küçümsenmeyecek bir başarıdır’’ dedi. Solda birlik kazandıracak İstanbul Haber Servisi CHPDSP ve SHP’nin olası sol ittifakı yüzde 27 oy oranıyla AKP ile aynı oy oranına ulaşıyor. Olası DSPSHP sol ittifakı ise ancak yüzde 12.43 oy oranına ulaşabiliyor. SONAR Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bayrakçı, seçmende sol ittifak beklentisi olduğunu belirterek “Sol ittifak gerçekleşirse, ittifaka giren partilerin oy oranlarının sayısal toplamından daha fazla bir orana ulaşıyor, çünkü çevresinde bir sinerji oluşturuyor. Türkiye’de hiçbir zaman solun birleşmesi bu kadar istenmemişti” diye konuştu. SONAR Araştırma Şirketi’nin İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, Kayseri, Kocaeli, Mersin, Samsun ve Trabzon’u kapsayan 14 ilde gerçekleştirdiği “Eğilimler Türkiye Araştırması” sonuçlarına göre, sol ittifak AKP’ye karşı güçlü bir alternatif oluşturuyor. İlk senaryoya göre, CHPDSPSHP’den oluşan sol ittifak, yüzde 27.06’ya ulaşarak, AKP’nin yüzde 27.80 oy oranına yaklaşıyor. Bu senaryoda DYP yüzde 13.94, MHP yüzde 13.12 oy oranıyla AKP ve sol ittifakı izliyor. CHP’nin dışarda kaldığı, DSP ve SHP’den oluşabilecek ikinci sol ittifak senaryosunda ise sonuç önemli bir değere ulaşmıyor. SHP ve DSP ittifakı ancak yüzde 12.43 oy oranıyla beşinci parti olarak Meclis’e girebiliyor. Bu olasılıkta, AKP yüzde 26.85 oy oranıyla birinci, CHP yüzde 17.31’le ikinci, DYP yüzde 13.17 ile üçüncü ve MHP de yüzde 12.80 oy oranıyla dördüncü parti oluyor. DYP ve ANAVATAN’ın olası ittifakı ise ancak yüzde 18.92 oranına ulaşarak, AKP ve CHP’nin ardından üçüncü parti olabiliyor. Aralarında DTP’nin de bulunduğu diğer partilerin oy oranı yüzde 5 düzeyinde kalıyor. SONAR Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bayrakçı, seçmende sol ittifak için önemli bir beklenti olduğunu belirterek “Bu sonuçlara bakarak ilk yapılacak değerlendirme şudur: İster büyük parçanın lideri, ister küçük parçanın lideri olsun, sol ittifakı yapmayacak sol partinin lideri çok büyük bir sorumluluk duyar. Bu tarihi açıdan sorumluluk ister. Olayların gidişatı bakımından solun önündeki en önemli fırsattır bu ittifak. 30 yıldır sol partiler de kötüye gidişi var. Türkiye’de hiçbir zaman solun birleşmesinin bu kadar anlam taşıdığı bir resim yoktu” diye konuştu. Bayrakçı, ittifak gerçekleşmesi halinde sol partilerin oy oranlarının sayısal toplamlarından daha yüksek bir orana ulaştığına dikkat çekti. Bayrakçı özetle şu görüşlere yer verdi: “İlginç sonuç şu ki, Sol ittifakta 1 artı 1, 2 etmiyor, bu oran 3’e 4’e ulaşıyor. Çünkü, solun birliği seçmen için çekim merkezi oluşturuyor. CHP, DSP, SHP ittifak niyetini gösterirse bu seçmende bir sinerji yaratıyor. Sağ partide ise DYP ve ANAVATAN birleşmesi aynı sinerjiyi yaratmıyor. Sol bu tarihi şansı değerlendirmeli” dedi. Erdoğan kaybettiriyor SONAR Araştırma Şirketi’nin 32. Gün için hazırladığı araştırma da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tavırlarının AKP’ye oy kaybettirdiğini ortaya koydu. Erdoğan’ın konuşma üslubu AKP oylarını toplam yüzde 19,62 oranında düşürdü. Araştırmaya göre Başbakan’ın ‘‘askerlik yan gelip yatma yeri değildir’’ demesi AKP’ye yüzde 9,75; ‘‘Ananı da al git’’ demesi ise yüzde 3,82 oy kaybettirdi. Katılımcıların yüzde 59,5’i Erdoğan’ın normalden fazla asabi olduğunu düşünüyor. Günümüzde ekonomik, toplumsal, kültürel ilişkiler giderek karmaşıklaşıyor, küresel rekabet derinleşiyor. Siyasetin ve kamu yönetiminin daha çok sayıda ve daha karmaşık soruna daha hızlı çözüm üretmesi gerekiyor. Dolayısıyla siyasi partilerin ve ‘CHP yıpratılmamalı’ CHP’de bir dönem ‘‘İktidara Yürüyüş Hareketi’’ ve benzeri isimlerle ortaya çıkan muhalefet, süreç içerisinde dağıldı, parçalandı, etkisizleşti. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’e destek veren milletvekilleri ayrı bir grup oluştururken önlerine son derece iddialı görünen hedefler koyuyor. Bu ekipte yer alanlardan CHP İstanbul Milletvekili Hasan Aydın, ‘‘toplumun yeni bir çözüm istediğini, eski, bayatlamış, kanıksanmış rotayla Türkiye’nin değişmeyeceğinin bilincinde olduğunu’’ söyledi. Aydın, ‘‘yeni, iddialı’’ siyasetçiler istendiğini vurgularken de ‘‘Türkiye’de 1980 sonrasında toplumun geniş kesimleriyle lider özelliğiyle ilişki kuran tek kişi Mustafa Sarıgül. Solda çok konuşan var, yazan var, söyleyen var, ama solun sorunu hedef kitlesi olan yüzde 80’le bağının kopması. Her yerde mitinglerde on binlerce insan topluyoruz. Bugün hiç kimsenin böyle bir gücü yok’’ diyor. Aydın, ‘‘Yeni bir parti kurulacak mı’’ sorusuna da ‘‘Sosyal demokrasiyi iktidara taşıyabileceksek, taşın altına elimizi koyacağız. Bu tabloyla seçime gidilmeyecek. Taşlar yer değiştirecek. Türkiye sahipsiz değil’’ yanıtını veriyor. yolunun açılabileceğini’’ sözlerine ekledi. 4 kamu yönetiminin iyi yetişmiş, donanımlı, genç kadrolarla güçlendirilmesi gerekli. Bunun olabilmesi için de siyaset yapma tarzının hızla değişmesi gerekli. Sol partilerin hızla topluma daha çok açılması gerekiyor. Toplumun çeşitli alanlarında başarısını kanıtlamış uzmanlarla, kanaat önderleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, meslek örgütleriyle, özellikle gençlerle ve kadınlarla daha kapsamlı ilişkiler kurmak ve bu kesimlerin siyasete katılımının ve katkı vermesinin önünü açmak gerekiyor. Yenilenmenin diğer önemli ilkeleri parti içi demokrasinin, parti içi hukuk ve etiğin etkili kılınması, sosyal demokrat temel değerlere sahip çıkılması ve bu değerlere dayalı yaygın bir parti içi eğitimin hayata geçirilmesidir. Partilerde lidere itaat yerine, ilkelere sadakatin geçerli kılınmasıdır. 10 Aralık HarEketi, solda yenilenme olmadan ya da en azından yenilenme anlayışında görüş birliği olmadan yapılacak güç birliği çalışmalarının yetersiz kalacağına inanmaktadır. Olası bir bütünleşmenin çatısı, lideri ve başbakan adayı nasıl belirlenecek? Bugün için bütünleşmeden çok diyalog, görüş alışverişi ve yakınlaşma çabalarını önemsiyorum. Solda geçmişte iç çatışmalar fazlasıyla kırıcı ve dışlayıcı oldu, bunları unutmaya ve aşmaya çalışmamız gerekli. Geçmişten gelen ciddi güvensizlikler var, güven kazanmak için samimi, ciddi, tutarlı ve muhataplarımıza saygılı tutumlar içinde olmamız gerekli. Bunlar olmazsa, hiçbir birliktelik gerçekleşemez. Bir başka deyişle süreç içinde hangi yöntemlerin uygulanacağından çok bu yöntemleri kimlerin nasıl bir tutumla ve ruh haliyle uygulayacağı önemlidir. Bugün Kepenek: Sol, ilerici ve öncü olmalı CHP Ankara Milletvekili Yakup Kepenek, ‘‘solda birliğin yaşamsal’’ önemini vurgularken işbirliğinin ‘‘düşünsel temelleri’’ üzerinde durulması gerektiğinin altını çizdi. Solun çekim merkezi olmasının geçmişte sahip olduğu ‘‘ilerici’’ ve ‘‘öncü’’ özelliğini kazanmasına bağlı olduğunu kaydeden Kepenek, ‘‘ilerici öncülüğün demokratikleşme ve ekonomik gelişme’’ ayakları konusunda şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Sol, bir demokratikleşme projesine öncülük etmelidir. 12 Eylül’ün yasa ve kurumlarıyla tasfiyesi; başta düşünce ve anlatım özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin yaşama geçirilmesi; yargı bağımsızlığı; siyasi parti ve seçim yasalarının demokratik katılımcı bir anlayışla yenilenmesi; gençlerin ve kadınların siyasal etkinliğinin arttırılmasının yollarının açılması solun öncülük etmesi gereken alanlardır. Sol, işsizliğe çözüm için gerçekçi özel projeler üretmeli; ekonomik gelişmenin üretim endeksli olması; devletin borç yükünün azaltılması; başta iletişim, bankacılık ve enerji olmak üzere kilit sektörlerde kamu ağırlığı; tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinin yeniden yapılandırılması konularında somut öneriler geliştirmelidir. Solun, AB üyeliği, Kürt sorunu ve Kıbrıs konularını ‘kendi sorunu sayarak’ ele alması ve bu konularda ulusal çıkarları gözeten, ancak açılımcı, demokratik ve barışçı somut öneriler geliştirmesi gerekir.’’ Kepenek, ‘‘sağa’’ açılım yaklaşımına tepki gösterdi. Kepenek, ‘‘Sağcı düşünceler nitelikleri gereği ilerici ve demokrat olamaz. Türkiye solu için sağcı görünerek halktan oy alma olanağı yok denecek kadar azdır; sol, sağcı değil, halkçı olmalıdır’’ dedi. SÜRECEK Ketenci: SHP göz ardı edilemez DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in bütünleşme konusunda gazetemizde yer alan görüşleri SHP’nin tepkisine yol açtı. SHP Genel Sekreteri, İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci, Sezer’in ‘‘CHP ve DSP’yi solda iki önemli kuruluş olarak görmesi ve göstermesinin düşündürücü olduğunu’’ vurgulayarak şu açıklamayı yaptı: ‘‘Hiç kuşkusuz, SHP, Sayın Sezer’in demeçleriyle derecelendirme alma beklentisi içinde değildir. Buna da ihtiyacı yoktur. Ancak halkımızın solun ittifakını ve iktidarını özlemle beklediği bir dönemeçte Sayın Sezer’in solda sosyal demokrat ve Cumhuriyetçi kimliğiyle kale gibi duran SHP’yi göz ardı etmesi solda ittifak değil, yalnız kendisini öne çıkarmayı öngören yeni ayrışmalara neden olur. Böylesi bir yaklaşım halkımızın umutları ve beklentileriyle örtüşmez. Sonuç olarak, solda ayrılıkçı anlayış içinde olanlara siyasi yaşamda başarılar dilerim.’’ Çorbacıoğlu: Tek seçenek CHP CHP’de Mustafa Sarıgül ekibi dışındaki muhalif milletvekilleri ise seçim sürecinde suskun kalmayı yeğliyor. Bir dönem muhaliflerin genel başkan adayı olarak da adı anılan CHP Artvin Milletekili Yüksel Çorbacıoğlu, ‘‘AKP iktidarı ve Türkiye’nin yaşadığı kaos karşısında CHP’nin seçimlerdeki şansını herhangi bir şekilde olumsuz etkileyecek bir girişim içinde olmayacağını, bu nedenle suskun kalmayı yeğlediğini’’ söyledi. Çorbacıoğlu ‘‘Susmayı ve partimin bir oy daha fazla alması için çalışmayı doğru buluyorum. Bu aşamada, parti içinde şu yanlış, bu yanlış, gibi konuşmalar doğru değil’’ dedi. ‘‘CHP çatısı altında birliktelik dışındaki bütün arayışları reddediyorum’’ diyen Çorbacıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Yeni oluşum, yeni parti ya da mevcut diğer sol partilerden birinin çekim merkezi olmasının sağlanmasına dönük çabaları doğru bulmuyorum. Sosyal demokratların iktidarı için CHP çatısı altında toplanılması lazım. Bunun için CHP’ye de görev düşüyor. Genel başkanın Türk toplumuna yaptığı çağırıyı daha da somutlaştırması gerekir. Genel başkanları arayarak iletişim kurarak, Cumhuriyeti savunmak için insanların CHP çatısı altında toplanabilmesi için çaba gösterilmesi gerekir. Bunun yöntemi seçim işbirliği mi olur, katılım mı olur, o ayrıca değerlendirilir. Bunun önünü açacak olan genel başkanın somut, net, özgüvenli yaklaşımıdır.’’ Sözen: CHP dışında umut yok CHP Sıvas Milletvekili Nurettin Sözen, ‘‘sol cephede, CHP dışında bir umut , çözüm olmadığı’’ görüşünde. Sözen, ‘‘CHP’nin eleştirilebileceğini, ancak CHP’ye oy kaybet tirme girişimlerinden kaçınmak gerektiğini’’ söylüyor. CHP yönetimiyle ilgili eleştiriler olabileceğini vurgulayan Sözen, şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Ancak görüşler, eleştiriler dile getirilirken CHP’nin oy kaybedebileceği kuşkusu ön planda tutulmalıdır. Genel başkanımızın bir açıklaması oldu, bu, CHP kapılarını sağa açtı, diye yanlış anlaşıldı, istismar edildi. CHP öncelikle kapısını solculara açtı. Laikliğe, AtatüRkçülüğe, Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan herkes partiye davet edildi. Bu, sağcılar çağrılıyor, diye kamuoyuna yansıdı. Öncelikle bu yanlış anlaşılmanın düzeltilmesi gerekir. CHP temel parti olduğuna göre burada birleşilmeli, CHP büyütülmeli. Şimdi, işbirliği için protokol yapılsın, falan gibi görüşler dile getiriliyor. Şahıslarla partiler arasında protokol olmaz. CHP’den şu veya bu sebeple ayrılan kişiler CHP’ye dönmeli. Murat Karayalçın bu partinin üyesiydi, CHP’nin program ve tüzüğünden farklı düşünmüyor herhalde. Mümtaz Soysal da öyle. Bu arkadaşlar CHP’ye katılmalı, parti de kapılarını açmalı.’’ Sözen, ‘‘büyük bir potansiyel bulunduğunu, bunun heba edilmemesi durumunda CHP’nin iktidarı CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle