20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 EKİM 2006 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB PB PB PB PB PB 18 19 18 17 23 22 25 22 16 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB Y Y Y PB PB Y Y Y 17 16 17 16 15 15 14 12 24 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y Y Y Y 24 25 17 18 14 15 11 12 11 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Tüm yurt parçalı ve çok bulutlu, Batı Akdeniz kıyıları, Doğu Akdeniz, İç Anadolu’nun güney ve doğusu, Orta Akdeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Tokat çevreleri yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Yağışlar Doğu Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde etkili olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo K 0 Helsinki K 3 Stockholm KY 5 Londra Y 17 Amsterdam Y 17 Brüksel Y 15 Paris Y 17 Bonn Y 16 Münih Y 16 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B Y Y Y B PB Y 16 18 28 17 18 16 22 23 15 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı KY Y PB PB B Y Y B Y 4 30 14 23 21 22 19 25 18 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada sun Uyar’ı bir numaralı sorumlu tutuyor. Almanya’da ve görüldüğü yerde tutuklanması kararı alıyor. Difüzyon belgesiyle Türkiye’de de yakalanmasını istiyor. Yimpaş’ın soyduğu gurbetçilerden kimilerinin kahrından ya öldüğü, ya intihar ettiğini belgeleyen haberler gazetelerde yayımlanıyor. Savcıların sadece gazete haberlerini ihbar kabul ederek kimi hallerde gerekli işlemi yaptığını bilmezden gelen Adalet Bakanı Cemil Çiçek; Yimpaş’la ilgili dosyayı Almanya göndermeden; suçlamayı bilmeden ‘‘adam’’ diye söz ettiği ‘‘Dursun Uyar’ı gözaltına alsanız ne soracaksınız’’ diye konuşuyor. Yasal bahanelerle savsaklama operasyonu sergileniyor. Neden? Zira Yimpaş ile AKP içli dışlı. ??? Kıbrıs Rum medyasının ele geçirdiği, 8 Kasım’da açıklanması beklenen İlerleme Raporu’nda Kıbrıs sürprizine yer verilmediğini bizim matbuat büyük sevinçle karşılıyor. Medya; İlerleme Raporu’nda Türkiye ile ilişkileri askıya almaya yönelik gelişmelerin kökenindeki AB’nin 21 Eylül 2005 tarihli deklarasyonuna atıf yapılmasını yeterli karşılıyor. Oysa; gelişmelerin kökeninde 21 Eylül 2005 tarihli deklarasyondaki öğeler yatıyor. Bu deklarasyonda Türkiye’nin ek protokolden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmesi; hava ve deniz limanlarını Güney Kıbrıs’a açması; Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıması gibi dayatmalar yer alıyor ve bu yükümlülükleri yerine getirmediği sürece AB ile üyelik müzakerelerinin olumsuz etkileneceğine dikkat çekiliyor. Bu dayatmaları yeni baştan yazmaya gerek görmemiş olabilir AB Komisyonu ama; üyelik görüşmelerimizin bir tren kazasına uğramasına çalışan uğraşıların da ardı arkası kesilmiyor. AB Komisyonu Başkanı Barroso, herhalde Rum basınına sızdırılan İlerleme Raporu taslağının içeriğini bilerek konuştu: ‘‘Üzülerek söylüyorum ama işler kötüye gidiyor. Çok kritik bir dönemdeyiz. Türkiye’deki reformlar son derece ağır ilerliyor. Dönem Başkanı Finlandiya’nın müzakerelerin travmatik biçimde durdurulmasını önlemeyi başarabilmesini umuyoruz. Ama samimi olarak söylemem gerekirse şahsen kaygılıyım’’ diyor. Kuşkusuz bir umut ışığı da görünmüyor değil. Şu andaki durum ortada. AB’de Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmediği genel bir kanı. Ancak; AB Komisyonu müzakerelerin askıya alınacağını açıkça söylemekten kaçınıyor. Barroso’nun da ifade ettiği gibi Dönem Başkanı Finlandiya’nın çabalarını gölgeleyecek ya da olumsuz biçimde etkileyecek bir yaklaşım içinde olmamaya özen gösteriyor. Genişlemeden Sorumlu Olli Rehn Kıbrıs konusunda 8 Kasım sonrasında da yıl sonuna kadar Türkiye’nin önünde süre olduğunu söyledi. Bu söylem, bu sürede Türkiye’den kaynaklanan ‘‘her türlü olumlu gelişmenin ilgili belgelere yansıtılacağı’’ biçiminde yorumlandı. Bu yorumlar; söylemler neyi gösteriyor? AB; tren kazasının önlenmesini istiyor veya ister görünüyor. Ancak, müzakerelerin devam etmesi için bu kazayı kışkırtan dayatmalardan vazgeçmiyor. ...Güney Kıbrıs’ı; Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanımamızdan; limanları Rumlara açmamızdan... Asla geri adım atmıyor! ‘Türkiye mucizedir’ İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinlikte Cumhuriyeti sahiplenme vurgusu yapıldı. İzleyiciler, Başbakan Erdoğan’ın gönderdiği mesajı ıslıklayarak protesto etti İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Cumhuriyetin 83. yıldönümü etkinlikleri kapsamında İzmir’de düzenlenen ‘‘83.Yıldönümünde Cumhuriyet ve Ekonomi’’ konulu panelin açılış konuşmasını yapan gazetemiz İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk, ‘‘Geldiğimiz noktada kazanımlarımızı toplum olarak körleştiriyoruz. Karşımızda cumhuriyeti din temelli devlet düzenine götürmek isteyen bir oluşum var’’ dedi. Paneli izlemeye gelenler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gönderdiği mesajın okunmasına izin vermediler. İzmir’de etkinlikler, Cumhuriyet Alanı’ndaki Atatürk anıtına çelenk konulmasıyla başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral Şükrü Sarıışık, rektörler, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve yurttaşların da katıldığı törende İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, anıt şeref defterini imzaladı. Etkinlikler kapsamında İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘‘83. Yıldönümünde Cumhuriyet ve Ekonomi’’ konulu panel, cumhuriyeti sahiplenme vurgusuna ve Erdoğan’ı protesto gösterisine sahne oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen panele onur konuğu olarak katılan gazetemiz İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk, tüm toplumun ‘‘Cumhuriyetin 83. yılını kutlamaya layık mıyız?’’ sorusuna yanıt araması gerektiğini belirtti. kaya’ya çıkarlarsa hükümetten sonra devleti de ele geçirirlerse kazanımlar daha büyük bir darbe yer’’ dedi. Etkinliğin açılışında söz alan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Mustafa Kemal’in çizdiği yol haritasıyla Cumhuriyetin 83. yılına ulaşıldığını söyleyerek ‘‘Cumhuriyet fazilettir sözünün ışığında, büyük bir erdemle, onurla, Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine sahip çıkmak bizlere düşen en büyük görevdir’’ dedi. Bu arada CHP Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Oğuz Oyan’ın yönettiği panelde, panelistler Prof. Dr. Zafer Toprak, Prof. Dr. Korkut Boratav, Prof. Dr. Gülten Kazgan ve Dr. Mehmet Ali Kılıçbay’ın söz almasından önce, Erdoğan’ın etkinliğe yolladığı mesaj, dinleyici kitlenin ıslıklı protestosuna sahne oldu. Yurttaşlar, Erdoğan’ın mesajının okunmasına izin vermediler. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Kazanımlar körleştiriliyor Selçuk, ‘‘İnsanlık laik devlet düzenine ulaşmak için çok çaba harcamıştır. Türkiye Cumhuriyeti de, İslam dünyasında, laik yapısıyla bir mucizedir. Geldiğimiz noktada kazanımlarımızı toplum olarak körleştiriyoruz. Karşımızda cumhuriyeti din temelli devlet düzenine götürmek isteyen bir oluşum var. Bunlar bir de Çan İzmir Kültürpark’taki İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘‘83.Yıldönümünde Cumhuriyet ve Ekonomi’’ konulu panelde Cumhuriyetin tehlikede olduğuna dikkat çekildi. Diğer etkinlikler Balçova Belediyesi’nce düzenlenen ‘‘Sevdamız Cumhuriyet’’ etkinlikleri kapsamında BCP Genel Başkanı Mümtaz Soysal, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, gazetemiz yazarı Ümit Zileli, Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Tülay Özüerman ve gazeteci Yaşar Aksoy konuşmacı olarak yer aldı. Narlıdere’de de düzenlenen ‘‘Cumhuriyet Balosu’’ Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Etkinlikler kapsamında bugün gerçekleştirilecek resmi tören Cumhuriyet Alanı’nda saat 10.30’da başlayacak. Konak Belediyesi’nin ‘‘Cumhuriyet Şöleni’’ etkinlikleri kapsamında bugün Sabahat Akkiraz konseri yapılacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği kutlamalar kapsamında bugün saat 20.00’de Cumhuriyet Alanı’ndan Gündoğdu Alanı’na dek sürecek fener alayı gerçekleştirilecek.Saat 20.45’te de Funda Arar ve Kıraç sahne alacak. Balçova Belediyesi’nin düzenlediği yürüyüş de saat 19.30’da belediye önünden başlayacak ve son bulacağı pazaryerinde Moğollar konseri gerçekleştirilecek. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU HÜKÜMETE MEKTUP Başesgioğlu’ndan genel kurul çağrısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SSK, BağKur ve Emekli Sandığı’nı tek çatı altında toplayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun olağanüstü genel kurulu 24 Kasım’da toplanacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, gönderdiği yazıyla, ilgili bakanlık ve kurumlar ile sendikalar ve meslek örgütlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Olağanüstü Genel Kurulu Toplantısı’na çağırdı. Başesgioğlu, kurumun tüzelkişiliği bulunmadığından yönetim kurulu kararı ile yapılması gereken birçok işlem için karar alınamadığına dikkat çekti. İşçi emeklileri ‘fark’ zammı istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tüm İşçi Emeklileri Derneği, memur emeklilerine verilen enflasyon farkının işçi ve BağKur emeklilerine de ödenmesi için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı bakanlara mektup gönderdi.Edinilen bilgiye göre derneğin, Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’na gönderdiği mektupta, yılın birinci yarısı için memur ve emeklisine yapılan artışın işçi ve BağKur emeklilerine yansıtılmadığı anımsatılarak mağduriyetin giderilmesi istendi. 7 yaşında babasını kaybetti. 8 yaşında okuldan alındı. 10 yaşında okuldaki hocasından dayak yedi. 24 yaşında tutuklandı. 2 ay hücrede kaldı. 30 yaşında doğduğu şehir düşmanın eline geçti. Amiri onu, fiilen işsiz kalacağı bir göreve gönderdi. 37 yaşında böbrek hastalığına yakalandı. 2 ay Viyana’da refakatçisiz tedavi gördü. Dönüşte, komutan olarak atandığı ordu dağıtıldı. 38 yaşında görevinden alındı. Giyebileceği tek sivil elbisesi bile olmadığı için ödünç aldı. En yakın 5 arkadaşından 3’ü, onun kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı. 39 yaşında ölüm cezasına çarptırıldı. Daha da genişletebileceğimiz bu listeye baktığımızda Atatürk’ün umutsuzluğa kapılması, ‘‘Vatanı kurtarmak bana mı kaldı’’ demesi, ‘‘Ben böylesine idealist hedeflere sahipken, bunlarla mı karşılaşacaktım’’ deyip küsmesi, kenara çekilmesi için her şey var! ??? Atatürk’ü büyük kılan unsurlardan biri, yukarıda sıraladığımız olumsuzluklara karşın hiçbir zaman yılmaması, başarıya inanması. Başarıya inanmaktan daha büyük enerji var mıdır? 20. yüzyıl, ulusal kurtuluş savaşlarının da boy gösterdiği, bu savaşların tarihin akışını değiştirdiği bir yüzyıl oldu. Mustafa Kemal’in emperyalizme karşı açtığı çığır, öteki kıtalara da sıçradı. Bu kurtuluş savaşlarının ana hedefi belliydi; adı üstünde, bir işgalden, bir hegemonyadan kurtulmak için tüm ulusla birlikte mücadele... Peki ya sonrası? Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki aşama? Pek çok lider ne yazık ki, işin bu yanını ya göremedi, ya öremedi... Ama Atatürk, daha ilk adımı atarken, son adımın ne olması gerektiğini biliyordu. Onun için de son adıma giden yolun örülmesi çok önemliydi. Atatürk’ün ‘‘Ufku görmek yetmez, ufkun ötesini görmek gerekir’’ deyişinin altında yatan da bu anlayışıydı. Kurtuluş Savaşı’nda ufkun ötesi, Cumhuriyet’ti. Mustafa Kemal bütün başarılarını Türk toplumuna armağan edip şunu söyledi: ‘‘Benim en büyük eserim Cumhuriyettir.’’ Daha Kurtuluş Savaşı’nın ilk günlerinde zaferden sonraki hedefin ne olduğunu çoktan saptamış, çevresinde kayda geçirmişti. Bu yüzden 9 Eylül’de İzmir’e girdiği gün ‘‘Asıl savaş şimdi başlıyor’’ demişti. Mustafa Kemal’in tanındıkça büyümesini sağlayan bir başka özelliği de şu: Gerçekçiliği ve her şeyi halkın nabzını tutarak yapması. Bu nedenle, Kuruluş Savaşı’ndaki büyük adımların hemen öncesinde uzun bir Anadolu gezisi vardır. ??? Şimdi sözüm okura... Başlangıçta aktardığımız ‘‘insan Atatürk’ün’’ yaşadıklarını, önüne çıkan engelleri bir düşünün... Bütün bunlara göğüs gerip başardıklarını da yanına koyun... Her şey bir yana, bu büyük insana karşı kendimizi sorumlu hissetmeliyiz. Cumhuriyeti 21. yüzyıla çağdaş değerlerle birlikte taşıma ve sürdürme görevi hepimizin. Bunu yapacak olan biz değilsek, kim? Şimdi değilse, ne zaman? ankcum?cumhuriyet.com.tr Deniz Baykal, Şili yolcusu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılmak üzere 3 Kasım’da Şili’ye gidecek. Şili’nin başkenti Santiago’da 57 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılacak olan Baykal’a, Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ile Dış İlişkiler Danışmanı Petek Gürbüz eşlik edecek. Baykal, 9 Kasım’da Ankara’da olacak. / IŞIL ÖZGENTÜRK BAŞBAKAN ERDOĞAN: Cumhuriyetin Kadın Milletvekillerine Açık Mektup Bir 29 Ekim sabahında ne böyle bir yazının yazılmasını ne de okunmasını isterdim. Ama burası Türkiye ve en güzel bayram bile içimin yanmasını geçirmiyor. Bütün bir Şeker Bayramı boyunca 15 yaşındaki Naile’yi düşündüm. O küçücük kızı.. en çok da mezarını gösteren fotoğraf etkiledi beni. Çok Müslüman olan bu ülkede ailesinin ve mahalle sakinlerinin sahip çıkmadığı ölüsü, yasak savmak kabilinden en acele şekilde belediye görevlileri tarafından defnedilmiş. Mezarı küçücük bir tümsek, tümseğin üstüne gelişigüzel taşlar konulmuş, başucunda da bir yazma. O, ölüsüne bile sahip çıkılmayan küçücük bir kız çocuğu. Bu küçücük kız çocuğu, işsizlikten kırılan, ömürleri internet kahvelerde porno seyretmekle geçen bir erkek ülkede, tecavüze uğruyor. O küçücük kız çocuğu, tecavüz başlı başına bir travma iken, üstüne üstlük başka bir travmayla da başetmek zorunda kalıyor. Ölmemek için gebeliğini gizlemesi gerek. Bunun nasıl bir yaşam kâbusu olduğunu bir düşünün. Engel tanımayan doğa.. her an birinin dikkatini çekecek bir karın büyümesi. Hiç kuşkum yok gebelikten, rahminde büyüyen varlıktan kurtulmak için pek çok yol denemiştir. Kibrit çöpleri, ilaçlar, hatta şiş.. ama olmamış işte. Rahimdeki canlı direnmiş ve Naile tam dokuz ay sonra ölüm kadar koyu bir kâbus içinden çıkıp, hastaneye gitmiş. Hastanede her şey anlaşılmış, onu başı ağrıyor diye getirenler de bilip öğrenmişler ve doktor belli ki, oralarda işlerin nasıl gittiğini iyi bilen bir doktormuş, Naile’yi doğurtup, hemen savcılığa haber vermiş. İşin püf noktası burada.. herhangi bir ülkede, bu durumda o küçücük anne ve bebeği hemen devlet korumasına alınır. Çünkü öncelikle bir tecavüz olayı vardır; ikincisi, yasalar gereği 18 yaşından küçük anne ve bebeği artık devletin koruması altındadır. Her türlü olasılığa karşı aile devre dışı bırakılır. Daha sonra çok incelikli soruşturmalar, araştırmalar sonucu kız çocuğu ve bebeği ailesine verilir ve ilerleyen zamanlarda sürekli sosyal kurumlar tarafından denetim yapılır. tıklarını gösteriyor. Belki de anneler kızlarının, canlarının yaşam boyu acı çekmelerini, aşağılanmalarını istemiyorlar.. ölüm onlar için acının ve aşağılanmaların bitmesi... Sonuçta, Naile’yi gezdirmek için sokağa çıkaran erkek kardeş, kız kardeşini öldürüyor. Sokak ortasında... Gene hiç kuşkum yok, evden çıkarken, Naile, öldürüleceğini biliyordu, belki de içi daha çok kardeşi için yandı. İki yıl önce bir sığınma evinde gencecik, Güneydoğulu bir kıza rastlamıştım. Ölüm emri verilmişti.. en büyük korkusu, üniversitede okuyan erkek kardeşinin katil olmasıydı. Çünkü aile meclisi bu işi ona vermişti, dua ediyordu genç kız: “Ne olur beni asla bulmasın, ben önemli değilim, zaten yarı ölü sayılırım.. ama onun hayatı kararmasın.” Bütün bu trajedilerin yaşandığı ülkede Meclis’in kadın milletvekillerinin, önce kadın sonra anne olarak üstlerine düşenleri yaptıklarını söyleyebilir miyiz ? Hele de aileden sorumlu kadın Bakan’ın... İktidar ve muhalefet partilerinin kadın milletvekilleri bu konuda tam bir uyum içinde. Sessizce, etliye sütlüye karışmadan olup biteni izliyorlar. Oysa hep birlikte Van’a gitmeleri, konuyu araştırmaları, savcıya, “O küçük kız çocuğunu neden aileye verdiniz?” diye sormaları bile pek çok yeni cinayetleri engelleyebilir. Hep birlikte daha etkin sosyal kurumlar talep edebilirler, kadından yana yeni yasa tekliflerini elbirliğiyle hazırlayıp bunların Meclis’ten geçmesi için mücadele edebilirler. Onlara soruyorum, bugün pek çoğunuz Anıtkabir’e yürüyecek, protokol gereği Onuncu Yıl Marşı’nı söyleyeceksiniz, bütün bunları yaparken ve her ay dolgun maaşlarınızı alırken bir an Naile’yi düşünüp hiç mi yüreğiniz sızlamayacak? Siz anne değil misiniz? Siz kadın değil misiniz Yoksa sadece birer kadın figürü olarak mı orada yer tutuyorsunuz? .. [email protected] ‘Siyasetçinin üst yaş sınırı olmalı’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milletvekili seçilme yaşını 25’e indirdiklerini anımsatarak ‘‘Bana kalsa bu işin tavanını da belirlemek lazım. Siyaset emeklilikten sonra yapılan bir iş olmamalı’’ dedi. Denizli’de Deliktaş Köprülü Kavşağı açılış töreninde konuşan Erdoğan, burada yurttaşlara seslendi. Erdoğan, iktidarları döneminde gençlere siyasetin kapısını açarak 25 yaşındakilere seçilme olanağı getirdiklerini anlattı. Erdoğan, ‘‘Önünü açacaksın ki, genç kuşak gelsin. Önünü kapatırsanız gençliği belli hanelerden toplarsınız. Uyuşturucu müptelası olarak bulursunuz. Bazıları ‘Parlamento çoluk çocukla dolacak’ diyor. İşte bunların ufukları bu kadar. İşlerine gelmiyor. Aslında bu işin tavanını da belirlemek lazım. Siyaset emeklilikten sonra yapılan bir iş olmamalı, bunun belli standardını koymak lazım’’ diye konuştu. Erdoğan, zor olanın seçilmek değil, seçmek olduğunu, bir zamanlar bazı siyasetçilerin ‘‘Taksim Meydanı’na 4 ayaklı eşeği koysak seçtiririz’’ dediğini anımsattı. Balcıoğlu yarın toprağa veriliyor ? İstanbul Haber Servisi Kalp yetmezliği nedeniyle yaşamını yitiren, dünyanın en önemli karikatüristleri arasında yer alan Semih Balcıoğlu’nun cenazesi, yarın toprağa verilecek. Balcıoğlu’nun cenazesi yarın öğle vakti Zincirlikuyu Camii’nde kılınacak namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Peki bizim gibi töre cinayetlerinin, cinayetten yırtmak için zorunlu kadın intiharlarının her gün manşette olduğu, kadın kuruluşlarının, sivil örgütlerin yetkili kurumları uyardığı bir ülkede savcı ne yapıyor? Babanın söz vermesine güvenip kız çocuğunu ve bebeği aileye veriyor. Hiç kuşkum yok, küçük Naile babasının yanında kucağında bebeği eve giderken, o uzun yolda öleceğini biliyordu. Ancak savaşacak, kaçacak gücü yoktu.. tıpkı arkaik toplumlarda aya ya da güneşe adanan bir bakire gibi o da törelerin acımasızca sürdüğü topraklarda bir küçük kurbandı. Beklediği de oldu. Çok erkek amcalar, dayılar karar verdiler; annenin sesinin çıkıp çıkmadığını bilmiyoruz ama.. bu konuda yapılan araştırmalar, bize annelerin erkek meclisinin aldıkları ölüm kararlarına canı gönülden destek çık ‘Eğitimle alıp veremediğimiz yok’ Pamukkale Üniversitesi Mühendislik, Teknik Eğitim, Fen Edebiyat Fakülteleri ile spor merkezinin açılış törenine katılan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada da ‘‘Tüm samimiyetimle söylüyorum, bu hükümetin eğitimle alıp veremediği bir şey olamaz. Eğitimde biz başarılı olmak mecburiyetindeyiz. Yeter ki buna ideolojiyi karıştırmayalım. Bunu karıştırmadığımız sürece biz eğitim kurumlarımızın, hocalarımızın hamalıyız, hamalı oluruz. Bizden ne isterlerse onu veririz’’ dedi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle