27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 OCAK 2006 PAZAR 6 HABERLER Ülkücü katil Mehmet Ali Ağca’nın yeniden tutuklanması dünya basınında geniş yer buldu PAZAR ORHAN BURSALI ‘Ağca öldürülmeye çalışıldı’ Haber Merkezi Ülkücü katil Mehmet Ali Ağca’nın, hakkındaki tahliye kararının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından tutuklanarak Kartal H Tipi Cezaevi’ne geri gönderilmesi, dünkü İtalyan gazetelerinde geniş biçimde yer aldı. La Repubblica gazetesi, serbest kaldığı 8 günlük sürede Ağca’ya yönelik bazı suikast girişimlerinin de ortaya çıkarıldığını ileri sürdü. ‘‘Tahliyeden sonra onu öldürmeye yönelik planların ortaya çıkarıldığını’’ iddia eden gazete, Türkiye’deki istihbarat servislerine dayandırdığı bu iddiayı Ağca’nın yeniden cezaevine gönderilmesiyle de ilintilendirerek ‘‘Bu adımın ardında bir arka plan da var. Türk istihbarat servisine yakın kaynaklar, La Repubblica’ya geçen günlerde, Ağca’yı öldürmeye yönelik çeşitli girişimlerin söz konusu olduğunu açıkladılar’’ diye yazdı. ‘Şifreli bir mesaj verdi’ İtalyan gazeteleri, Ağca’nın yeniden tutuklanırken basın mensuplarına Türkçe, İtalyanca ve İngilizce seslenerek, ‘‘Ben Tanrı değilim, Tanrı’nın oğlu değilim. Ben kıyameti duyuracak olan Mesih’im’’ dediğine de dikkati çektiler. La Repubblica, Ağca’nın bu sözlerinin dışarıdaki bazı çevrelere yönelik şifreli bir mesaj niteliği taşıyabileceğini ileri sürerek ‘‘Bazı uzmanlara göre Ağca’nın kıyameti duyurmaktan söz etmesi, kendisine yakın çevrelere yönelik, ‘Artık her şeyi anlatabilirim’ anlamında gizli bir mesaj niteliği de taşıyabilir’’ görüşünü savundu. Corriere della Sera gazetesi ise haberinde ‘‘Ali Ağca yeniden cezaevine döndü. Yattığı süreye ilişkin hesaplar yanlışmış’’ başlığını kullandı. Yargıtay’ın Adalet Bakanı Cemil Çiçek tarafından yapılan inceleme başvurusunu haklı bulduğuna işaret edilen haberde, ‘‘Türkiye’deki kamuoyu tahliyeyi iyi karşılamamıştı. Ağca, ülkeyi lekelemiş bir psikopat olarak görülüyor’’ denildi. La Stampa gazetesi, 13 Mayıs 1981’de dönemin papası 2. Jean Paul’e yönelik suikast girişiminin tetikçisinin ‘‘Ben Mesih’im’’ biçimindeki sözlerini başlığa çıkardı. İtalya’nın en önemli ekonomi gazetesi Il Sole 24 Ore, komünist yayın organlarından Il Manifesto ve İtalya Katolik Piskoposlar Kurulu’nun resmi yayın organı Avvenire gazeteleri de Ağca’nın yeniden tutuklanmasına ilişkin gelişmeleri okuyucularına aktardılar. Ağca dünya basınında Ağca’nın salıverilip sekiz gün sonra yeniden tutuklanması, İtalya’nın yanı sıra dünya basınında da geniş yer aldı. İngiliz Daily Telegraph gazetesi, Ağca’nın tekrar cezaevine dönmesi ile ilgili olarak ‘‘Mahkeme yargı kararından döndü’’ yorumu yaptı. Dünyanın önde gelen finans gazetelerinden Financial Times, Ağca’da yaşanan gelişmelerin Türk yargı sistemi konusunda da soru işaretleri uyandırdığı yorumunu yaptı. New York Times gazetesi, Papa’yı vuran Ağca’nın Türkiye’de yine hapse döndüğünü belirtti. Gazete, Ağca’nın polislerce alınışı sırasında, hapisten çıktığı gün olduğu gibi yine mavi bir kazak giydiğini ve kameralara dönerek ‘‘Ben Tanrı değil Mesih’im ve kıyamet gününü ilan ediyorum’’ dediğini aktardı. İngiliz yayın kuruluşu BBC, serbest bırakılışının ardından Türkiye’de büyük tepki çeken Ağca’nın hapse geri döndüğünü belirtti. İngiliz bulvar gazetelerinden Daily Mirror da Ağca’nın en az bir yıl daha hapiste kalacağını ifade etti. Pazar Takılmaları İSTİKLAL CADDESİ ve yan sokakları yenilendi ya. Ağaçlar kaldırıldı ve yeni granitler döşendi.. Şüphesiz işçilik tam bir rezalet.. İstanbul’un bir numaralı caddesinde beşinci sınıf.. Güryapı, tam bir fiyasko sundu.. yapılırken görmüş ve ‘‘Bunlar döşemeciliği galiba burada öğreniyorlar’’ diye aramızda konuşmuştuk. Kadir Topbaş, ‘‘parasını kesecek’’miş.. İşi beğenmemiş. Şirket, belediyenin bütün yolkaldırım işlerinde var neredeyse!.. Belediyenin ‘‘yılbaşından önce bitir’’ baskısı, bu rezaletin bahanesi olamaz. Şirket olağanüstü çalışma düzenine geçebilir, teknik yeteneğini 10 misline çıkartır ve baskıdan yüzakıyla çıkabilirdi... Demek ki, düşünce olarak bu donanımda değil. Bunun ötesinde: Önce ağaçların kaldırılmasına karşıydım. Fakat İstiklal Caddesi genişledi. İstanbul’un en kalabalık caddesi, ağaçların kaldırılmasıyla iki kulvar kazandı. İnsan akışı, yürüyüşü özgürleşti. Özellikle İstiklal Caddesi’ne ağaç hiç gerekmiyormuş. Topbaş, aman ağaçların yerine çiçeklik miçeklik koymasın... ??? GAZETEMİZDEN: ‘‘Tekel yabancılara yenik düştü’’... Tekel’in durumu siyasiler ve bürokratlar için tam bir yüz karasıdır.. Ülkeye, hazinesine, tütününe ve ekicisine bu kadar büyük bir ihanet yapan devlet tarihte zor bulunur. Bu oyunda rol alan siyasetçi ve bürokratların isimlerini de içeren bir belgesel kitap yapmalı, bir meraklı. Sadece tarihe not düşmek için. Tekel, zavallı bir duruma düşürüldükten sonra şimdi para verip alanı yok! Çünkü hepsi yabancı sigaracılara çalıştı! Onları tekel yaptı! Tam tersi olması gerekmez miydi: Satacaksan, güçlendir ve öyle sat! Kurallarını koy!.. Ülke kazansın! ??? BOĞAZİÇİ KÖPRÜLERİNDEN GEÇİŞ: Köprülerden geçişi rahatlatacak tek uygulama, arabaların bütününü OGS (Otomatik Geçiş Sistemi) havuzuna almaktır.. Yüzde 90 hedeflenmeli! Bütün kenti ilgilendiren bir konuda, OGS, araba sahiplerinin keyfine bırakılamaz. ‘‘Bireyin özgürlüğü’’ imiş. Laf! Öte yanda duran ise İstanbul’un özgürlüğü! İl Trafik Yönetimi, İstanbulluların haklarını savunmada kocaman bir sıfır! Ancak rant savunmada çok iyi! Bu kurula şehircilerden ve kamusal sivil toplumdan da üyeler girmeli! Her olanak kullanılarak, bütün arabalara OGS zorunluluğu getirmenin yolları aranmalı. Liberaller sussun, ‘‘serbest piyasaya’’ müdahale şart! Mesela. OGS, Ziraat Bankası’ndan kurtarılmalı.. Bütün bankalara dağıtılmalı.. Hatta, özel bir OGS şirketi bile kurulabilir!.. Amacı, bütün arabaları OGS’lemek.. İşi bitince şirket de kapanabilir!.. Valilik ve belediye bütün işyerlerine, çalışanların OGS sistemine girmesini sağlamaları için baskı yapabilir. Esnaf odaları harekete geçirilebilir vb. Hatta yasal zorunluluklar getirilebilir.. İstenirse, üçbeş ay içinde bu hedefe ulaşılabilir. İstenirse.. KGS geçiş mi nedir, bu uydurukluğa da son verilir! OGS çok başarılı bir teknolojik sistemimiz; gelin görün ki, yönetici kesimi, bu başarıyı hayata yansıtabilecek beceriyi gösteremiyor.. Acaba niye?.. ??? MEHMET BARLAS, Sabah’ta yazıyor: Başbakanlık yapmış, 80 yaşına basmış bir siyasetçiyi, hapse atmak bize yakışır mı! Konu Erbakan tabii.. Barlas hiç sormuyor: Başbakanlık yapmış, 80 yaşına basmış bir siyasetçiye, ‘‘özel belgede sahtecilik’’ yapmak, partiye yapılan Hazine yardımını dövize çevirerek bankaya koymak ve bu paradan 10 milyon Alman Markı ile 943 bin doları (o tarihte 2 trilyon, bugün 11 trilyon) buharlaştırmak yakışır mı, diye.. Oktay Ekşi köşesinde (Hürriyet) yazdı: Erbakan’ın ‘‘Bu parayı biz parti için harcadık’’ iddiası da yalan çıktı, 50 il başkanı hapis cezası aldı, çoğu yattı, bir Erbakan kaldı: 2 yıl 4 ay! Adam ne yatıyor ne de parayı geri veriyor! Ver parayı, kurtul! Yok! Barlas’ın bir de gerekçesi var: O zamanlar bir salgın vardı.. Sahtecilik yapmak salgını! Bankalar hortumlandı, bankalar battı.. Birisi yapınca diğerleri de yapmak zorunda kaldı.. Yani özgür iradelerin sıfırlandığı zaman! Dolayısıyla toplumu saran bir ‘‘hastalığın’’ kurbanları hepsi.. Özel af istiyor.. Barlas’ın köşe yazarlarına söylediği bir de galatı meşhuru var: ‘‘Herkes şu evrende söylenmiş yeni bir şey olmadığını bilmeli’’.. Bu ‘‘büyük balık’’, ayrı bir yazı konusu.. İyi pazarlar! Kilit isimler ‘yanlış’ tahliye ediliyor Geçmiş yıllarda ülkücü katliam hükümlüsü Haluk Kırcı ile çete lideri Alaattin Çakıcı da ‘yanlış’ hesaplama nedeniyle tahliye edilmişlerdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıdaki ‘‘yanlış’’ hesaplama ve tahliyenin ilk örneğini Mehmet Ali Ağca kararı oluşturmuyor. Geçmiş yıllarda ülkücü katliam hükümlüsü Haluk Kırcı ile çete lideri Alaattin Çakıcı da ‘‘yanlış’’ hesaplama nedeniyle tahliye edilmişlerdi. Gazeteci Abdi İpekçi’nin katili Ağca’nın yanlış tahliyesinin ardından yeniden cezaevine konulması, geçmişte yargıca yapılan yanlış hesaplamalar sonucu gerçekleşen tahliyeleri akla getirdi. Bahçelievler’de 7 TİP’li öğrenciyi katleden Haluk Kırcı, 7 kez ölüm cezasına çarptırıldı. Ceza her bir öldürme için 10’ar yıldan toplam 70 yıl ağır hapis cezasına dönüştürüldü. Ancak 1991 yılında cezası tek bir öldürme suçundan hesaplandı ve 10 yıllık süre yeterli görülerek tahliye edildi. Yargıtay, tahliyenin yanlış olduğuna karar verince, Kırcı aranmaya başlandı. Kırcı, Ocak 1996 yılında yakalanabildi. Ancak bu kez de nezaretten kaçtı. 1999 yılında yakalanarak cezaevine konuldu. KARDEŞ AĞCA: ‘Y eni bir İncil yazıyordu’ İstanbul Haber Servisi Gazeteci Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın kardeşi Adnan Ağca’nın da aralarında bulunduğu bir grup, Ağca’nın konulduğu Kartal H Tipi Cezaevi önünde pankartlarla protesto gösterisi yaptı. Kartal H Tipi Cezaevi’nin önüne gelen grup, ‘‘Yargı medyanın oyuncağı mı oldu? En büyük terörist Dursun Karataş. Apo burada, Karataş nerede?’’, ‘‘Adaletin kılıcının tek tarafı kesiyor, basının çift tarafı kesiyor’’ ve ‘‘Çifte standarda hayır’’ yazılı pankartlar açtı. ‘Hâkim ve savcılar tehdit altında’ Basına bir açıklama yapan Adnan Ağca, ‘‘Hâkim ve savcılarımız çok büyük tehdit ve baskı altındadırlar. Bizzat bakanlığın kendisi tarafından tehdit edilmektedirler’’ dedi. Türk milletinin Mehmet Ali Ağca’nın cezaevinde ölmesine izin vermeyeceğini savunan Ağca, ‘‘Kardeşimi Vatikan mesih ilan etmiştir. Kardeşim mesihtir, mehdidir’’ diye konuştu. Mehmet Ali Ağca’nın yeniden cezaevine konulmayı beklemediğini anlatan Adnan Ağca, ‘‘Yeni bir İncil yazıyordu’’ dedi. Mehmet Ali Ağca’nın kaldığı evin ‘‘kendilerini seven bir Anadolu insanına, Trakya göçmenine ait olduğunu’’ söyleyen Ağca, hukuki girişimlerde bulunacaklarını belirtti. Kardeşinin yakalanmadığını, kendisinin teslim olduğunu savunan Adnan Ağca, ‘‘Böyle bir karar alınırsa teslim olacağını söylemişti. Evde hazır, polisleri bekliyordu’’ diye konuştu. İpekçi’nin katili ülkücü Ağca, yanlış tahliyesinin ardından dün sabah tutuklanarak yeniden cezaevine konuldu. Kırcı ve Çakıcı 2026 yılında tahliye edilmesi gerekirken 2004 Martı’nda Kırcı serbest bırakıldı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, hesaplamanın ‘‘yanlış’’ olduğuna hükmedince Kırcı aranmaya başlandı. Yurtdışına kaçtığı belirlenen Kırcı, Ukrayna’nın Maripol kasabasında yakalanabildi. Türkiye’ye getirilerek cezasının kalan bölümünü çekmeye başladı. Çete lideri Alaattin Çakıcı da Fransa’da cezasını tamamladıktan sonra Türkiye’ye iade edildi. 2000 yılında Karagümrükspor Lokali’nin silahlı adamlarca basılmasının ardından yakalanarak yargılanan Çakıcı, ‘‘çıkar amaçlı suç örgütü kurmak’’ suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası, adam yaralama suçundan da 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Karar duruşmasında ise Çakıcı hakkında tahliye kararı verildi. Ancak başsavcılığın itirazı üzerine İstanbul DGM, yurtdışına çıkış ya Adnan Ağca’nın sözleri tartışılıyor ANKARA (ANKA) Prof. Dr. Yücel Aşkın’a yönelik kötü muameleden şikâyet edip bunun sonlandırılmasını isteyen Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’a jet hızıyla soruşturma başlatan yargının, ‘‘Daha çok canlar yanacak, Abdi İpekçi’nin kim olduğuna bakın’’ diyen ülkücü katil Mehmet Ali Ağca’nın ağabeyi Adnan Ağca için şu ana kadar basına yansıyan bir girişim başlatmaması tartışılıyor. Adnan Ağca’nın, Mehmet Ali Ağca’nın 12 Ocak’ta tahliye edilmesinin ardından ‘‘Daha çok can yanacak’’ yönündeki ifadelerine ilişkin ‘‘yasal bir işlem yapılmaması’’ değerlendirilirken hukukçular konunun ‘‘siyasi ve hukuki’’ boyutuyla ele alınması gerektiğini belirtti. Adnan Ağca’nın sözleri hukukçular arasında da farklı yorumlara sebep oldu. Ceza hukukçusu Doç. Dr. Hasan Bıyıklı, Adnan Ağca’nın sözlerinin ‘‘genel bir tehdit’’ içerdiğini belirtirken inceleme ve soruşturma için ‘‘tehdit edilen kişinin anlaşılabilir olması’’ gerektiğini söyledi. Bıyıklı, ‘‘Genel tehdit bu söz, fakat kime yönelik olduğu belli değil. Tehdidin yöneldiği kişinin anlaşılabilir olması lazım. Anlaşılır değilse yapacak bir şey yok’’ dedi. İpekçi ailesinin avukatı Turgut Kazan ise Adnan Ağca’nın sözleri hakkında yapılması gereken süreçten İçişleri Bakanlığı’nın sorumlu olduğunu belirtirken ‘‘Bu sorunun muhatabı ben değilim. İçişleri Bakanı’na sormak lazım. İçişleri Bakanı oğluyla övünüyor, ‘Mafyaya karşı mücadele ediyor’ diyor. Bu soruyu bir de ona sormak lazım’’ diye konuştu. Ankara Barosu avukatlarından Teoman Evren ise Adnan Ağca hakkında yasal işlem yapılmasını beklediğini belirtirken bu tür konularda tahkikat hazırlıklarının gizli yapıldığına dikkat çekti. obursali?cumhuriyet.com.tr ‘İPEKÇİ AİLESİ KARARDAN MUTLU’ sağı koydu. Yargıtay, çete suçundan verilen 3 yıl 8 ay hapis cezasını onarken, 15 kişinin yaralandığı olaydan Çakıcı’nın 15 ayrı adam yaralamadan cezalandırılması ge rektiğine hükmetti. Karar, İstanbul DGM’ye gönderildi. Aynı gün Çakıcı hakkında yakalama müzekkeresi çıkarılarak ilgili birimlere gönderildi. Ancak Çakıcı’nın yakala ma emrinden 7 saat önce Antalya’dan yatla kaçtığı belirlendi. Çakıcı daha sonra Avusturya’da yakalanarak Türkiye’ye getirildi ve cezaevine konuldu. Sezer: Ecevit’leri suçlayanlar özür dilesin Haber Merkezi İpekçi ailesinin avukatı Turgut Kazan, Yargıtay’ın Mehmet Ali Ağca konusunda verdiği kararı değerlendirerek ‘‘Yargıtay, halen Türkiye’de insanların hukuka güvenebileceğini, hukukun işleyebileceğini ortaya koydu’’ dedi. İpekçi ailesinin kararı nasıl karşıladığını da değerlendiren Kazan, şunları ifade etti: ‘‘Bu kararı toplum nasıl karşıladıysa, yani sizler nasıl karşıladıysanız öyle bir duygu ile karşıladılar. Tabii ki Türkiye’de kirli ve pis ilişkilerin bir yerde hukuk ile altedilmiş olması onları da mutlu etti. Ben Ağca’nın kaçtığı kanısındaydım. O yüzden karar açıklandığında böyle yaklaştım. Tabii ki yanılabileceğimi de söyledim. Yargıtay kararı açıklandıktan sonra da kaçabileceğini düşünerek emniyet güçlerinin harekete geçmelerini vurgulamak amacı ile öyle söyledim. Doğrusu, yakalanması da emniyet güçleri tarafından çok olumlu ve başarılı bir sonuçtur.’’ DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ise ‘‘Ecevitler’i haksız yere suçlayanların, linç girişimleri nedeniyle en azından bir özür borcu vardır’’ diye konuştu. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de Ağca’nın yeniden cezaevine konulmasına ilişkin, ‘‘Yanlış hesap Yargıtay’dan döndü. Bu büyük hatanın düzeltilmesiyle kamuoyunun vicdanı rahatlatılmıştır’’ dedi. SHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gülcegün de kararı ‘‘adaletin tecelli etmesi’’ olarak değerlendirdi. Hesaplamada hassas davranılacağını söyleyen Adalet Bakanı Cemil Çiçek: Hata hukuk yoluyla giderilir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Mehmet Ali Ağca’nın yanlış tahliyesinin ardından yeniden cezaevine konulmasıyla ilgili olarak ‘‘Hukuki hata yine hukuk yoluyla giderilir’’ dedi. Çiçek, Ağca’nın ne kadar cezaevinde yatacağına ilişkin yapılacak hesaplamada hassas davranılacağına inandığını söyledi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ağca hakkındaki tahliye kararını bozan Yargıtay kararını değerlendirdi. Çiçek, ‘‘Yargıtay bizim başvuru metnimizdeki ifadeleri paylaştı ve ona uygun karar verdi’’ dedi. Sabırlı ve soğukkanlı davranılması gerektiğine işaret eden Çiçek, ‘‘Hukuki hata yine hukuk yoluyla giderilir’’ değerlendirmesini yaptı. Adalet Bakanı, Ağca’nın ne kadar süre daha cezaevinde kalacağına ilişkin soru üzerineyse ‘‘O hesaplamayı biz yapmayız. İlgili yargı mercileri yapacak. Ancak daha hassas davranılacağına inanıyorum’’ diye konuştu. Ağca dosyasını yanlış hesaplayan hâkim ve savcılar hakkında soruşturma yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruya ise Çiçek, ‘‘Heyet halinde çalışan mahkemelerin kararları oy çokluğuyla çıkar. Farklı düşüncede olanların kararları hukuki değildir demek hukukun ruhuna aykırıdır. Ağca olayından sonra hemen kimi darağacına çekeceğiz demeyelim’’ diyerek soruşturmaya soğuk baktığını ortaya koydu. Adalet Bakanı Çiçek, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Canpolat’ın durumunun hafta başında toplanacak Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda ele alınacağını ve gereğinin yapılacağını söyledi. İstanbul Karaköy’de, bir kişinin öldüğü silahlı çatışma nedeniyle Türkiye’nin ilk hayali ihracatçısı Turan Çevik ve oğlu Ahmet Hilmi Çevik tutuklanmış, ancak haklarındaki 3 mahkeme kararına karşın Canpolat’ın resen talimatıyla serbest bırakılmışlardı. Canpolat, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hasan Adak ile birlikte Çevik’in kızının nikâh şahitliğini de yapmıştı. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle