27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK 2006 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP’li Mustafa Gazalcı’dan MEB’in özel okulları teşvik düzenlemesine tepki 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Tarikat okullarına destek’ Karayalçın’dan destek ziyareti ? ESKİŞEHİR (AA) SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Anadolu Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli’yi ziyaret etti. Karayalçın, ziyarette, cumhuriyetin temel değerlerini paylaşan ve bunları önemseyen bir hareketin mensupları olarak Rektör Sürmeli’nin her zaman yanında olacaklarını söyledi. SHP Genel Başkanı Karayalçın, rektörlük görevine yeni seçilen Prof. Dr. Sürmeli’ye başarı dileğinde bulundu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, kendi okullarının temel ihtiyaçlarını karşılayamayan devletin özel okullara özel katkılar sunmasının büyük bir çelişki olduğunu bildirdi. Gazalcı, asıl yapılmak istenenin tarikat okullarının desteklenmesi olduğunu vurgulayarak, hizmetli kadrosuna öğretmen atanmasının da öğretmenliği yaralayacak yapay bir çözüm olduğunu dile getirdi. TBMM Eğitim Komisyonu Üyesi ve CHP Milletvekili Gazalcı, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in ‘‘özel okullarda çocuğunu okutanların eğitim kredi faizlerinin yarısını devletin karşılayacağına, ayrıca öğrenci başına bin YTL katkı verileceğine’’ ilişkin açıklamalarına tepki gösterdi. Gazalcı, ‘‘Devlet kendi okullarının temizlik, yakacak gibi en temel gereksinimle Uzun Soluklu Bir Acı... Denizin üstüne bir sis inmişti... İnatçı bir ruhla doludizgin koşan bir adam, sisin denizle buluştuğu maviliğin içinde kayboldu. Türküsü söylenen bir hikâye Pablo Neruda’nın gözlerinde bir Akdeniz akşamını yansıtıyordu... Namussuzluğun yanan parmakları sanki benim alnıma dokunuyor, soytarılığın ‘‘mavi sakalı’’ geviş getiren dört ayaklı bir yaratığın fotoğrafıyla ikiyüzlülüğün kanıtı oluyordu... Bulutlar uçuşuyordu havada!.. Soğuk ve karlı bir Ankara gecesinde ‘‘Trilya Lokantası’’nda kırmızı şarap ve balık bana İyonya’yı anımsatıyordu... Üç gün önce, Kızılay’da kar altında yürürken o gençlik günlerimin coşkusunu yaşıyordum... Ümit Gürtuna’yı arayacaktım önce. Sonra, Mülkiyeliler’e gidecektik birlikte. Ümit’in bir yıl önceden sözü vardı. Denizin üstündeki sis kalkmaya başladı yavaş yavaş... Ortaköy’de kahvemi yudumlarken üç günlük Ankara gezimi düşündüm... Oran sırtlarındaki karı, Rahşan ve Bülent Ecevit’le iki saati aşkın görüşmemizi... Bülent Bey, çay alışkanlığını bırakmamıştı. 1970’li yılları anlatırken dalıp dalıp gittim. CHP’nin o görkemli Taksim ve ardından İzmir Konak Alanı’ndaki mitingi... Neredeyse 30 yıl geçmişti aradan... Her sevda sözleri taze güzellikleri getiriyordu insanın yüreğine. Her sevda güzellikleri gülün yalnızlığını yansıtıyordu gökyüzüne... Oran’da Ecevitler’in dört duvarı da kitaplarla dolu salonundan karın yağışını seyrediyordum... Çam ağaçları beyaz konuklarını ağırlıyordu... O sırada kendi kendime sordum: ‘‘Ağacın duruşu esen yeli mi gösterir, yoksa uzun soluklu bir acıyı mı?’’ ??? 12 Mart ve 12 Eylül... Ecevit’in cezaevi arkadaşıydı Oral Çalışlar. Cezaevi arkadaşlığı çok önemlidir... 12 Eylül ve sonrasını konuşmadık Bülent Bey’le. 12 Mart sonrasını, 1970’li yılları konuştuk. Kıbrıs harekâtı, haşhaş yasağının kaldırılması, Özel Harp Dairesi... Süleyman Demirel’le 1960’lı yılların sonlarını, 12 Mart’ı ve 70’li yılları, faili meçhul cinayetleri, Özel Harp Dairesi’ni ve derin devleti... Ecevit’e, Özel Harp Dairesi’nin eski başkanı Orgeneral Kemal Yamak’ın anılarını okuyup okumadığını sorduk... Henüz okumamıştı ama tartışmaları izliyordu... Ecevit şöyle dedi: ‘‘Ben, Özel Harp Dairesi hakkındaki brifingi izledikten sonra sadece teşekkür ettim, o kadar. Bir başbakan olarak yaptım bunu. Kendilerini kutlamadım. Sayın Yamak olayı abartmış.’’ Kemal Yamak’la da görüşmek istedik... Yamak Paşa, görüşmek istemedi... Olayı önümüzdeki günlerde Oral Çalışlar’la birlikte yazacağız... Hem Bülent Ecevit’le hem de Süleyman Demirel’le görüştük... 12 Mart ve 12 Eylül günlerini anımsadık... Demirel ve Ecevit ‘‘derin devlet’’ tartışmalarına ne diyor, ne düşünüyorlar? Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Gün Sazak, Hamit Fendoğlu, Doğan Öz, Cevat Yurdakul cinayetleri... Peki Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı neden ve niçin öldürüldü? Denizin üstünden sis kalktı, güneş açtı İstanbul’da... Bülent Ecevit’in bir şiiri geliyor aklıma: ‘‘Çağ başında/bir görünmez duvar indi/bilmeden aştığımız çizgiye/öncesi dumanlar içinde/bir efsane şimdi’’ ??? Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit... Siyasal tarihimize imzasını atan iki lider... 12 Mart ve 12 Eylül... 28 Şubat süreci... Deniz, Hüseyin ve Yusuf’un ölüm fermanının yazılışı... Yakın tarihimizin iki önemli tanığı... Gençlik yıllarım iki lideri izlemekle geçti. Ecevit’le en son 28 yıl önce baş başa görüşmüştüm. Demirel’le ise 10 yıl önce Çankaya Köşkü’nde... Dün sabah Ortaköy’de kahvemi yudumlarken bir zamanlar ezbere bildiğim Ecevit’in ‘‘Uyum’’ adlı şiirini anımsamaya çalıştım... ‘‘boşluğa bulut buluta yağmur/yağmura toprak ne güzel uymuş/ gündüze güneş güneşe tarla/tarlaya başak ne güzel uymuş başağa buğday buğdaya insan/insana emek ne güzel uymuş emeğe eylem eyleme yürek/yüreğe sevgi ne güzel uymuş’’ ? Devletin kendi okullarının yakacak ihtiyacını bile karşılayamadığı bir durumda özel okullara katkı sağlamaya çalışmasını büyük bir çelişki olarak değerlendiren Gazalcı, düzenlemenin “özel okulları desteklemekten öte, kendi dünya görüşleri doğrultusunda eğitim veren tarikat okullarını desteklemeye yönelik” olduğunu belirtti. rini karşılamazken, ilköğretim okullarının yaklaşık üçte ikisinde hizmetli yokken, var olan hizmetli kadrosu yerine öğretmen atamayı düşünürken özel okullara özel katkılar sunmak büyük bir çelişkidir’’ dedi. Gazalcı, düzenlemeyi ‘‘Özel okulları desteklemekten öte kendi dünya görüşleri doğrultusunda eğitim veren tarikat okullarını desteklemeye yöneliktir’’ sözleriyle eleştirdi. Kimi özel okul ve dershanelerde Öğretim Birliği ilkelerine uygun eğitim yapılmadığının ve bu kurumların yeterince denetlenmediğinin açık olduğunu belirten Gazalcı, ‘‘Bu konuda verilmiş Meclis Araştırma Önergesi de bir türlü gündeme alınmamaktadır’’ dedi. Bakan Çelik’in, göreve geldiğinden bu yana devlet okullarının içini boşalttığını ve velilerden çocuklarını özel okula göndermelerini ısrarla istediğini ifade eden Gazalcı, ‘‘Devlet parasıyla 10 bin çocuğu özel okullarda okutma girişimi başarısız olunca aynı kapıya çıkacak yollar denemektedir’’ görüşünü kaydetti. Devlet okullarının her yönden örnek olması gerektiğini ve geçmişte bunun birçok başarılı örneğinin sergilendiğini kaydeden Gazalcı, ‘‘Parası olan özel okullarda çocuğunu okutur, zaten okutuyor. Devlet bir ölçüde vergi indirimi de yapabilir. Ama kendi okulları dökülürken, okulaile birlikleri her ay velilerden düzenli para toplarken devletin özel okullara parasal yardım yapması, çocuk başına bin YTL katkı sunması kabul edilemez’’ vurgusunu yaptı. ‘Aklı sıra müjdeli haber veriyor’ Gazalcı ayrıca, Çelik’in, ‘‘memur ve yardımcı hizmetler sınıfından emekli olanların kadrosuna öğretmen alımı yapılacağı, bu hizmetlerin ise dışarıdan satın alınacağı’’ yönündeki açıklamalarını da eleştirerek, ‘‘Bu yaklaşımı da aklı sıra müjdeli bir haber, ‘sihirli bir formül’ olarak sunuyor’’ dedi. Yaklaşımın ilk aşamada daha çok öğretmen alımı gerçekleştirilmesi açısından iyi niyetli gibi göründüğünü belirten Gazalcı, esasında ise eğitimde niteliği düşürecek, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını gölgeleyecek bir anlayış yürütüldüğünün altını çizdi. Gazalcı, ‘‘Memur ve yardımcı hizmetlililerin yaptığı işleri özel firmalardan satın almak hizmetleri aksatacağı gibi eğitimde niteliği düşürecektir’’ dedi. Çelik’in eğitimi derse girip çıkmak olarak değerlendirdiğini söyleyen Gazalcı, ‘‘Eğitimi kamu hizmeti olarak, öğretmeni de kadrolu kamu görevlisi olarak görmüyor’’ açıklamasını yaptı. Eğitimin yanlış uygulamalarla adım adım dinselleştirildiğine, özelleştirildiğine işaret eden Gazalcı, öğretmenlik mesleğini yaralayacak yapay formüllerden vazgeçilmesini isteyerek, ‘‘İşin doğrusu gereksinim kadar kadrolu öğretmen atanmasıdır’’ dedi. ERDOĞAN’DAN KIBRIS MESAJI: ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Kaçırılan polis memuru ? DİYARBAKIR (AA) İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Yalçındağ, İHD Diyarbakır Şubesi’nde, teröristlerce kaçırılan polis memuru Hakan Açıl’ı almak üzere Şırnak’ın Cizre ilçesine gidecek olan heyet üyeleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında ‘‘Elimizde şu anda kaçırılan polis memuru Hakan Açıl kesin şu sınırlar içerisindedir diyebileceğimiz bilgi yok. Bize sınır ötesinde olduğuna dair bir bilgi gelirse, heyet rotasını ona göre değiştirecektir’’ dedi. Yalçındağ, insan hakları savunucuları olarak 105 günden bu yana bir ailenin acısına tanıklık ettiklerini söyledi. İzolasyon sürerse çözüm zor ? Kıbrıs sorununun çözüm yerinin Birleşmiş Milletler olduğunu belirten Erdoğan, Rum Kesimi’nin AB üyeliğini kullanarak uzlaşmaz tutumunu sürdürmesinin bahane olarak kullanılmamasını istedi. İSTANBUL (AA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Türklerinin hâlâ izolasyona tabi tutulmasını kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirterek ‘‘Bunlar çözülmedikçe bizden artık farklı bir şey beklemek mümkün değildir’’ dedi. Erdoğan, dün KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile yaptıkları görüşmenin ardından Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde düzenlenen ortak basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Talat ile Kıbrıs sorununun içinde bulunduğu aşamayı değerlendirdiklerini söyledi. Sorunun çözüm yerinin Birleşmiş Milletler (BM) olduğunu, tüm tarafların BM Genel Sekreteri’nin çabalarını desteklemek durumunda olduğunu vurgulayarak Türkiye’nin, yerleşik BM çözüm çerçevesi doğrultusunda kapsamlı bir çözüm bulunmasından yana olduğunu anlatan Erdoğan, ‘‘Kimse Güney Kıbrıs’ın AB üyeliğini, Rum tarafının uzlaşmaz tutumları karşısında sessiz kalınması için bir bahane olarak kullanmamalıdır. Aynı şekilde Türkiye’nin AB tam üyelik müzakere süreci de benzer bahanelerle istismar edilmez’’ diye konuştu. Talat ise KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti’nin görüşlerinin bütün konularda örtüştüğünü söyledi. KKTC’nin dünyayla bütünleşmeye Kıbrıs Rum yönetiminden daha fazla hazır olduğunu ifade eden Mehmet Ali Talat, şöyle devam etti: ‘‘KKTC mutlaka bu tecridi kıracak, dünya ile daha fazla bütünleşecek. Dünyaya Kıbrıs’ta şu anda mevcut olan haksızlığı anlatarak bunun değiştirilmesini sağlayacaktır.’’ EğitimSen 11 yaşında ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EğitimSen), 23 Ocak Pazartesi günü 11’inci yaşını dolduracak. Sendikanın Merkez Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada Eğitim Sen’in, TÖS, TÖBDER, EğitDer, Eğitimİş sürecinden devralınan değerleri bugüne taşırken, 11 yılda verdiği mücadelede geleceğe taşınacak birçok değer yarattığı bildirildi. Açıklamada EğitimSen’in, geçmişten bugüne taşıdığı değerlerle yarın da emeğin, demokrasinin ve barışın sesi olacağı belirtildi. musakart@yahoo.com ÖDP: Seçim yasaları değişmeli Partinin 10. kuruluş yıldönümü nedeniyle basın toplantısı düzenleyen Genel Başkan Kozanoğlu, siyasette tıkanıklığın sürdüğünü belirtti ANKARA (AA) Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu, haksız ve adaletsiz siyasi partiler ve seçim yasasıyla, ne siyasette güven tazelemenin ne de temsilde adaleti sağlamanın mümkün olduğunu söyledi. Kozanoğlu, ÖDP’nin kuruluşunun 10’uncu yıldönümü nedeniyle genel merkezde düzenlediği basın toplantısında, ÖDP’nin kurulduğu günden bugüne kadar ‘‘yavanlaşan, bir umutsuzluk kapısı haline gelen siyasete’’ yeni bir dil, yeni bir soluk, yeni bir anlayış getirdiğini ifade etti. ÖDP’nin ‘‘Özgürlükçü Sosyalizm’’ anlayışıyla solun iki temel değeri ‘‘eşitlik ve özgürlüğe’’ sahip çıktığını vurgulayan Kozanoğlu, kapitalizmi; toplumun maddi kaynaklarının hakça paylaşıldığı, herkesin iş sahibi olduğu, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik başta olmak üzere tüm kamusal hizmetlerden eşit, parasız, nitelikli yararlanabilen bir toplumla aşmayı planladıklarını belirtti. Siyasette tıkanmışlığın devam ettiğini ileri süren Kozanoğlu, şöyle konuştu: ‘‘Haksız ve adaletsiz siyasi partiler ve seçim yasasıyla ne siyasette güveni tazelemek ne de temsilde adaleti sağlamak olanaklıdır. En geniş kesimleri, direnme hakkımızı kullanmak ve toplumun demokratikleşmesinin önünde önemli engel olan seçim barajlarının kaldırılması, antidemokratik siyasi partiler ve seçim yasasının değişmesi için harekete geçirmek zorundayız.’’ hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 TBMM Başkanı, Erbakan için ‘af’ değil, ‘evde ceza’ formülü aradıklarını söyledi Adalet Akademisi’ne atama ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Adalet Akademisi başkanlığına Dr. Birsen Karakaş atandı. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre, Karakaş’ın görevlendirilmesi, Adalet Bakanlığı’nın 02.01.2006 tarihli ve 360 sayılı yazısı üzerine 4954 sayılı kanunun 9. maddesine göre kararlaştırıldı. Arınç dokunulmazlığı savundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Bülent Arınç, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasına karşı çıktı. Eşi türbanlı birinin cumhurbaşkanı olamayacağı yönündeki görüşleri eleştiren Arınç, ‘‘Eşi başörtülü, boyu kısa, şişman... Böyle nitelemelerle bir cumhurbaşkanı seçilemez’’ dedi. TBMM Başkanı Arınç, önceki akşam Kanal 7 televizyonunda yayımlanan ‘‘İskeleSancak’’ programında gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Arınç, bir soru üzerine, milletvekili dokunulmazlığının ? Bülent Arınç, ‘‘Dokunulmazlıkları kaldırılsın derseniz, anayasanın 83. maddesini göstermek lazım. ‘Yasama dokunulmazlığı mı’ diyorsunuz, ‘Hayır’ diyorlar. Hangisini kaldıracaksınız?’’ dedi. kaldırılmasına karşı çıkarak, şöyle konuştu: ‘‘Dokunulmazlıkları kaldırılsın derseniz, anayasanın 83. maddesini göstermek lazım. ‘Yasama dokunulmazlığı mı’ diyorsunuz, ‘Hayır’ diyorlar. Hangisini kaldıracaksınız?’’ Necmettin Erbakan’ı cezaevinden kurtarmaya dönük girişimi hakkında da bilgi veren Arınç, ‘‘suçu ortadan kaldırıcı özel af’’ türü bir düzenlemenin mümkün olmadığını söyledi. Arınç, yeni infaz yasasına göre cezanın ‘‘evde’’ çekilmesine dönük düzenleme bulunduğunu anımsattı. Kamuoyunda, ‘‘Rahşan affı’’ olarak bilinen affın, Mehmet Ali Ağca’ya yüzde 100 avantaj sağladığını belirten Arınç, o dönemde buna karşı çıktıklarını kaydetti. Eşi türbanlı olan birinin cum Bülent Arınç. hurbaşkanı olamayacağı yönündeki tartışmalara da dikkat çeken Arınç, anayasada cumhurbaşkanı olacak kişinin tarifinin yapıldığını kaydetti. Anayasanın hiçbir maddesinde, ‘‘piyasada’’ dolaşan sözlerin hiçbirinin yer almadığını savunan Arınç, ‘‘Eşi başörtülü, boyu kısa, şişman... Böyle nitelemelerle bir cumhurbaşkanı seçilemez. Patagonya diye bir yer olsa bu şartları orada bile koyamazsın. Kimsenin özel hayatı, inancıyla ilgili bir madde yok. Olsaydı, demokratik bir anayasa olmazdı’’ diye konuştu. Erbakan ‘paylaşmak’ istiyor ? ANKARA (ANKA) Necmettin Erbakan’ın, RP’nin kayıp trilyonları davasından aldığı hapis cezasından kurtulmak için devlete iade edilmesi gereken 11 trilyonun tamamını tek başına ödemek yerine, paranın davada kendisiyle birlikte yargılanan 65 kişi arasında bölünerek sadece kendi payına düşeni ödemek istediği öğrenildi. Söz konusu kişiler arasında dönemin RP yöneticileri Abdullah Gül, Abdülkadir Aksu başta olmak üzere milletvekili oldukları için dosyaları yargılanmak üzere davadan dönem sonuna kadar ayrılan çok sayıda AKP milletvekili de bulunuyor. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle