18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YLÜL 2006 PAZAB CUMHURİYET SAYFA UİIA 5 Salzburg'da 'dâhiçocuğun' izini adım adım sürerkenşu ikisi arasında sıkışıp kalıyordum Mozart'ınçüesivebüyüsü SALZBURG FESTİVALL4 Zeynep Oral M ozart, ilk aryalannı sekiz yaşında bestelemış. Bunlar küçük konser parçalan. Ancak uzmanlar, sonra- ki operalanna bu bestelerinin öna- yak olduğunu belirtiyor. Ilk opera siparişini aldığında, 1769'un so- nu. Yani Mozart 14 yaşında... Küçük Mozart, babastyla ttal- ya'ya gıttiğinde, sıparişi veren Salz- burg asıllı Lombardiya Valisı, bir general (O sıralar Lombardiya, Avusturya tmpa- ratorluğu'na dahil). Opera bir yıl sonra sahnelenmeye hazır olmalı. Baba-oğul îtalya yolculuğuna devam ederken ellerine operanın librettosu (Ra- cine'ın, "Pontus Krah Mitridate" esenn- den) ve şarkıcılann listesi veriliyor. Çocuk Mozart, anasına mektubunda, "Anneciğim,yarvannm benim için dua et, şu operam ryi gitsin... Zoıianryomm. çün- kü bu kadar çok beste yapmaktan ve yaz- maktan parmaklanm acıyor™" dıyor. Baba Mozart ise ışi iddiaya bindirmış, o da kansına mektubunda, "Kim demiş hem bu kadar genç bir çocuğun, üstelik anadifi Almanca olan bir çocuğun, ttalyan operası yazamayacağun!" diye meydan okuyor. Mozart, parmaklan acısın acımasın, ope- rayı zamanında yetiştiriyor, üstelik şarkı- cıîann isteklerine ve kaprislerine göre, her birinin ayn ayn talep ettıkleri değişiklik- len gerçekleştiriyor, her binne farkü bir mü- zikal kişilikveriyor... Uzmanlar bu ilk ope- rasındabile müzikle metin arasındaki çar- pıcı ilişkiye, bütünlüğe dikkatı çekiyor. Ve Mozart bu ilk opera sınavını başanyla ve- riyor. "Mıtridate" dönemin en önernli sah- nelerinden biri olan Milano'daki Regio Ducal Tiyatrosu'nda 20 kez sahneleniyor ve Mozart "ttalyan besteci" olarak alkış- lanıyor! Salzburg'da Mozart'ın yaşamıyla haşır neşır oldukça, çocukluğunu hiç yaşamamış, yaşayamamış bu dâhi çocuk içın yüreğim parçalandı durdu. Belki onun için sonuna dek. ölünceye dek "çocuk" kaldı. Ve oğ- lunu yağlayıp ballayıp ha bire iyi bir ma- kine gibi çahştıran, allayıp pullayıp saray- 'Sihirli Flüt'ün büyüsü ve gücü, müziğin dehasındaydı. Karanlığın egemen olduğu sahne düzenindefotoğrafta ender ışıttılı anlardan biri... larda malıkânelerde el etek öptüren baba Leopold Mozart'a öfkelenip durdum. Çocuğun çilesıyle dehanın büyüsü ara- sında sıkışıp kaldım. Salzburg Festıvah'nde "Mitriade" su- nuluyordu. Ancak tarihleridenkdüşmedi, göremedim. tzleyebüdığim iki opera, Mo- zart'ın kısacık yaşamının son iki yılında besteledikleriydi. Sonuncusundan başh- yorum. 'SîHİRLİ FLÜT 1 Mozart. 4 Aralık 1791 'de öldü. 35 yaşın- daydı. Son opera bestesi "Sihirti Flüt", ölümünden iki ay önce ilk kez Viyana'da sahnelendi. Ve o gün bugün dünya sahne- lerinde opera repertuvannın en sevilen eserlerinden biri oldu. Mozart, bu ilk oy- naruşta eserinin başansını gördü, o sevin- ci ve mutluluğu tattı. Hatta Safieri'yı bile oyununa davet ettı. Kansına yazdığı son mektubunda şöy- le diyor: "Saüeriile sevgjnsisoprano Cavallien'yi tiyatroya götürdüm (._)Her ikisi de bu ope- ranın en büyükfestivalkrde, en büyük hü- kümdarlar önünde oynanmayalayıkoldu- ğunu söylediter.Şimdiye dekböylegüzelve hoş bir temsil görmediklerini belirtnler. Tekrar tekrar gönneye gelecektermiş. Sa- Heri uvertürden başlayarakson koroya dek her parçayı dikkatle iztevip, her birinin so- nunda'bravo', 'belle' dfyebeğendiğmiaçı- ğa vuruyordu. Bu zevki verdiğim için ba- nanasüteşekkür edeceklerinibuenüyorlar- ÜT (ISadirNadi'nin "DosturnMozart" ki- tabından.) Mozart'ın tiyatro yönetmeni ve aktör ar- kadaşı Emanuel Schikaneder ısmarlamış- tı bu operayı. Popüler, halk tiyatrosuna uy- gun bir temsildi amaçlanan. Metnı, Schi- kaneder kendi yazmıştı. Papageno rolü- nü de ("halktan, içimizden biri") o oyna- yacaktı. îşin en ilginç yanı. Mozart'ın bu popü- ler tiyatro için, en karamsar olduğu, kan- sından uzak ve yalnız olduğu, en parasız olduğu, ışsizlik sorunlannın en yoğun ol- duğu, sağlıgının en kötüolduğu, ölüm kor- kusu, beğenilmeme, sevümeme korkusu ya- şadığı (kısaca depresyon da dıyebüirsiniz) bir dönemde, halk ezgılennden de yarar- lanan, böylesi aydınlık ve ışıltıh, böylesi sıcak ve insancıl, böylesi geniş biı yelpa- zeye yayılmış, sevinçlı, neşeli, keyifli bir müzik bestelemış olması... AYDINLIK-KARANLIK ÇATıŞMASı Viyana Devlet Operası. Viyana Filar- moni Orkestrası'nı günümüzde en revaç- ta ve kanzmatik şeflerinden RkcardoMu- ti yönetiyordu. Her notanın, her aryanın, her şarkıiun, her anın hakkını vererek, ken- dı dinamizmıni ve aldığı tadı bız dinleyi- cilere geçirerek, müzikle, orkestrayla bir- likte bızlen kanatlandırarak yönetiyordu. Doğu masallanndan hareketle yazılmış, acayip yaratıklar, penler, sihirli çalgılar, gı- zemli olaylarla dolu operanın özü genç prens Tamıno'nun, yoldaşı Papageno (kuş avcısı ama kendi de biraz kuş adam) ile çık- tığı yolculuğu; sevgilisi Pamina'yı kurtar- mak içın çıktığı yolculuk boyunca müzi- ğin gücüyle aydınlanmasını ve mutlu son- da aşkın, bilgeliğın zaferinı dıle getiriyor. Ingiliz yönetmen Graham Vkk, esen sahneye koyarken öyküyü günümüze taşı- mış. Günümüzün popstar müzik meraklı- sı delikanhsı, o gizemlı bü>ülü masalsı dünyayerine, yeraltı dünyasına ıruyor. Toz- lu karanlık dehlizlen, ıhtıyar heyetlenni. bürokrasi dişhlenni, çıkar ilışkılerini, kâh komando birliklerini, polis teşkilatını. maf- ya babalannı, kâh Matrix'tekı ajanlan çağ- nştıran bir dünya bu... Zaman zaman de- lıkanh ve yoldaşı, Harry Potter ve arkadaş- lanru anımsatıyor... İLCINÇLİK VE YAPAYLIK Tamam, ilginç buluşlar vardı (penlenn duvar kâğıtlanndan çıkması vb.) ancakbü- tünü bana fazlasıyla zorlama geldı. Geçen yıl aynı yönetmenden Verona'da "La Tra- viata"yı izlemiştim, onda da koroyu papa- razzilere, Violetta'yı da punk bir Prenses Diana'ya dönüştürmüştü. Belli başlı rollerde genç ve kusursuz bir kadro vardı. îsviçreli tenor MkhaelScha- de (Tamina), Avusturyalı banton Markus Werba (Papageno), Isveçli soprano Anna Kaappola (Gece Kraliçesi) ve Salzburglu soprano Genia Kühmeier (Pamina). Içinizde Ingmar Bergman'ın muhte- şem "Sihirli Flüf filmini görenler var- dır. Henüz onun etkısini gönlümden sö- küp atacak bir "SihirliFlüt'' prodüksiyo- nuna rastlamadım. Bu kez sahne öylesi- ne karanlıktı ki, aydınhğı sahnede değil, maestro Muti'nin yönettığı orkestra ara- cılığıyla Mozart'ın muhteşem müziğin- de yakalayabildim. Kadınlarhep böyle midir tr mücevherden farksız 'Cosi Fan Dîutte'de minimalist, sembotist bir yorum sahneye egemendi. Oyun içinde oyuna dönüşen uygulama, dmleyicinîn ve seyircinin mutluluğuydu... C osi Fan Tutte (Hepsi böyle- dır, anlamma gelebilecek olan "Bütün Kadınlar Böy- le Yapar"), tmparator 2. Jo- seph'ın siparişiydi. (Bakma- yın ha bıre ona eser sipariş edildiğinde bunlardan çok az para alıyordu. Hele "Si- hirliFlüt"ten hıç almamıştı, gişe hasılatından pay almak üze- re anlaşmıştı ama ona da ömrü yetmedi!) Amaç, eğlencelik bir "Operabuffa",yani îtal- yan tarzındabir komık operaydı. Bunun için Mozart, Saray Tiyat- rolan'nın "resmi" şairi Lorenzo da Ponte ile işbirliğı yaptı. Harika bir ış- birlığiydi. Daha ön- ce, "Figaro'nun Dû- p n ü " ve "Don Gi- ovanni"nın librettolan- nı da aynı şair yazmışü. (Şimdilerde bu üçünü peş peşe sunmak çok revaçta. Hele önümüzdekı yıl, bu üç opera dün- ya sahnelerine egemen olacak... Laf aramızda, Mozarthayranı olan Beethoven, bu üç operayı da fena halde "ahlaka aylan" bulmuş!) Esenn konusu pek yenir yutu- lur gibi değil: tkı kız kardeş... îki de nişanlılan var... Yaşlı bekâr bir aile dostu, delikanlüarlabahse gı- rer, bütün kadınlar sevdiklerini al- datır diye.. İki delikanlı askere gidiyoruz diye kızlarla vedalaşır; Doğulu, Arap kılığında geri gelir, her biri ötekırıin nişanhsınakur ya- par. Kızlar, ıkı perde altı sahne boyunca direnır, yedıncı perdede pes eder. Bir de komık dadılan vardır. Son sahnede gerçekler or- taya çıkar! Mutlu sonda eski ni- şanlılara mı, yoksayenı sevgilile- re mi dö- nerler, orası yoruma açık... Bu inandmcı olmaktançok uzak konuya, Mozart çok cıddi, bırbi- rinden güzel sololar, düetlerk örül- müşbır müzikbestelemiş. Herki- şilığe dennlık katmış. Bugüne dek bu operayı ne za- man izledimse hep "yatak odası fara" gibi ya da "commedia del arte" gıbı ele alınmıştı. Eseri sahneye koyan Alman yö- netmenlerUrsdve KarlEmstHerr- mannmuhteşem bir yorum genre- rek sahnede bir mücevher yarat- mışlar. (Kostüm ve dekor da onla- nn.) Bu yorumda küçük bir "hile", akıllıca bir buluş var! Daha ılk an- dan, yaşlı bekâr, delikanlüarlabah- se girerken kızlanmız, gizlendıkle- ri yerden her şeyi duyuyor... Ve on- dan sonra onlar da oyunun için- de "oyun" oynuyor! O an- dan sonra sahici olanla "oyun* olan. gerçekle yanılsama ıç içe geç- mıştir! Tıpkı yaşam- dakigibi... Hepsıbukadar de- ğil. Yönetmenlerin bır ustahğı da sem- / bolik birkaç aksesu- / varla (Bomboş sahne- nin ortasında kocaman biryumurta. Dağmı? Ka- ya mı? Deniz feneri mi? Yatak mı? Belki de hepsı...), gökten düşen bır tüyle ve arka fonda surekli değışen yansımalar- la (deniz kıyısı, kumsal, orman, çv- çek tarlası vb.) yalnız ışık ve pas- tel renkleri kullanarak minimalist yöntemlerle eşsiz güzellıkte, sıra dışı imgeler yaratmalan... Sonuç, sıcacıkbir atmosfen olan, şiirsel görselliği olan ve Mozart'ın müziğini yücelten bır zıyafetti.. SÜRECEK Dört yaşında ilk bestesini yapt. Beste yapmaktan yemeğe fırsat bulamıyordu. 6yaşmdaailes>yleViyana > yapdlyor. Sarayda konserverdiklerinde Mo- zart 6, ablası Nanneri 10 yaşında. Konser sonunda Imparatoriçe Maria Theresa'nın kucağında... Günümüzde hiçbir opera bestelendiği gündeki gibi sahneye konulmuyor. Şef ve yönetmen işbirliğiyle ortaya çıkan yorum, müziği yücelttiği gibi olumsuz da etkileyebiliyor. İzlediğim Ikî Mozart operasından 'Cosi Fan Tutte'de ışığı, hem sahnede hem müzikte yakalayabildim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle