22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Elektronik posfa: deni2somecumhuriyetcon1.tr Tei: 0.212J12 05 05 Faks; 0.212.512 44 9? 17 Kapız A Muğla "Valisi. *"*S>KÜ Dalyan 'ın Kapız vadisin deki taş ocağı ruhsatımn iptal edilec&ğini açıklarnasına rağmen yol açrna çalışmaları sürdüğCJne göre acaba Başbakan gelip vadiye mi girecekJ - Imam hatiplilere iki diploma verilecekmiş.. "Biri Türkçe, öteki Arapça!" S Bti gidişle a toplumdaki silah 5 sayısı TürkSilahlı Jj, Kuvvetleri'ni 2 geçecek. Günaydın A Ayşe Meral: "CHP • Milletvekili j[ Bertıan Şimşek, Kültür Bakanı Atilla Koç için 'Uykusuyla günderne gelip bizi uyutuyormuş' demiş. CHP'ye herseferinde 'Günaydın' demek düşüyor galiba!" TAPU ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nde çalışan bir grup yurtsever memur, bakın ne diyor: "Maalesef ülkemizin sahibi olduğu arazisı ve taşınmazları ile ormanlarının tamamı hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz ve işte bu noktada alınan bır kararla, daha doğmsu hükümetin AB'ye verdıği söz üzerine ülke kadastrosunun üç yıl içinde bitirilmesı hedefiyle kadastro hizmetleri özel şirketlere ihale edilmeye başlandı. Şimdi bu kararın neresi kötü, ne güzel bir an önce ülkemizde tapusuz yer kalmayacak diyeceksıniz. Bız de bu uygulamaya karşı değiliz. Bızim karşı olduğumuz nokta; altyapısı oluşturulmadan birilerine peşkeş çekmek amacıyla, konusunda uzman olmayan fırmalara verilen ihaleler ve bu ihaleler sonucunda biz dürüst memuriar üzerine kurulan baskılardır. Bu ihalelerle; Malatya'dan Izmir'e, Şırnak'tan KadastroKastamonu'ya, Kütahya'dan Bingöl'e, Antalya'dan Trabzon'a, Erzurum'dan Denizli'ye kadar birçok ılimizde ihaleyi alan şirketlerle kadastro müdürlükleri beraber kadastro çalışmalarına devam etmektedir. Bizim en çok rahatsızlık duyduğumuz nokta burada açığa çıkıyor: İhaleyi alan firmalar ile genel müdüıiük, bölge müdürlükleri ve kadastro müdürlükleri arasında çok büyük boyutlarda para alışverışı dönmektedır. Bazı müdürler ve bürokratlar firmalardan haksız paralar almakta ve hatta işın kontrollüğü durumundakı müdürlükler taşeron olarak gızlice iş almakta ve müdürlükte çalışan personellerini zorla yasadışı işlere itmektedirler. Buna karşı çıkan mühendis ve teknısyenler, sürgüne göndenlmekte, yenne kendi işlerini gördürebilecekleri ve her şeye imza atacak memurtar getirilmektedir. örneğin bir müdür, firmadan 600 milyar para alıp, devletin donanımını kullanmakta, devletin memurunu çalıştırmakta ve çalışan memuriara da para vereceğini çok rahat söyleyebilmektedir. Başka bir müdür ayak bastı parası adı altında yüklenici firmadan 200 milyar talep edebilmektedir. Aynca süreli iş olduğu öne sürülerek yönetmeliklere, kanunlara aykırı işler yapılmakta ve bir an önce bitiımek amacıyla baştan savma işlere imza atılmaktadır. Bunun sonucunda birçok vatandaşımız hak kaybına uğramaktadır. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün onuriu memurlan olarak, yasalara uygun, rüşvete karşı çıkarak, vatandaşlanmızın hak kaybına uğramaması için ne gerekiyorsa yapacağımızı duyururuz." Çane Savaş Ünlü: "Her alarıda olduğu gibi, sanatta da tasarruf için Devlet Tıyatrolan kapatılsın. Geçmişteki gibi, Hacivat, Karagöz, Kavuklu ve Pişekâr'la yetinilsin. Sanata değer venldiği de dosta düşmana gösterilsin!" SESSÎZ SEDASIZ (!) 30 Ağustos'tan geriye kalanlar GAZETELERDE yer alan haberler üzerine Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün 30 Ağustos resepsiyonunda hükümetle aralannın çok iyi olduğuna ilişkin bir soz söylemedıği bildırılince aklıma ılgisız bır soru takıldı: Genelkurmay Başkanı'nın hükümetle arası kötü mü? Bu sorunun yanıtını bilemem ama "30 Ağustos" başlıklı yazım nedeniyle bazı okuriann şu sıra bendenizle arasının pek iyi olmadığını biliyorum. 30 Ağustos'ta özetle Afyon ovasında bir savaş değil "Sultan Vahdettin Han HazretJerTnin girişimiyle bir tatbikat yapıldığını; bu günü "Zafer Bayramı" olarak kutlamanın anlamı olmadığını; Amerika'nın bile 4 Temmuz'da askerlerini yan yana dizip Irak'ta kırtlama yapmadığını yazmıştım. Birçok okur "Bu yazı ancak 'Vatan haini olsaydım, işte böyle söylerdim' diye yazılacak bir yazıdır" diyerek bendenizi nefretle kınadıklannı bildirdi. Canlan sağ olsun... Bu ülkede 19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim kutlamalannın anlamsızlığı tartışıldı, Ikinci Inönü Savaşı'nın olmadığı öne sürüldü ve ikinci cumhuriyetçilerin, işbirlikçilerin, mandacılann, şeriatçılann, aynlıkçılann 30 Ağustos'a da dil uzatmalanna ramak kaldı. O yazı işte bu noktaya parmak basıyordu. ÇED KÖŞESİ ÇÎZGÎLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci" mynet.com OKTAY EKİNCt Irkçı Demokrasi ABD'nin "demokrasiyi ge- tirmek" için bombalayıp ışgal ettıği Irak'taki yeni meclisın "ayasâgruplarT şöyle tanımla- nıyor: "Sûnniler", "Şiiler", "Kürüer", "Türkmenler" . Bu meclıs hakkındaki haber- ierde de hep şu bılgı venliyor: "275 üyenin çoğunluğu Şiilerve Kürtler; Sünnilerin ise 17 san- daiyesi bulunuyon-" Ya 'düşûnce'ler?.. Oysa parlamentolann, örne- ğin "liberaller", "sosyal de- mokratlar", "milliyetçiler", "komünistier", "yeşüler", "muhafazakârlar" gibi, "fark- ta düşünceler"e sahip grup ve partilerden oluşmalan gerek- miyor mu? Yani, toplumsal sorunlara farklı açılardan ya da farkk sos- yo-ekonomik kesımlerin çıkar- lanna göre bakanlann; bu ne- denlerle ülkenın ve dünyanın geleceği hakkında "farklı dü- şünceler"e sahip olanlann, ken- dilerine en yakın görüşte- kilerle farldı partilerde "buluşmalan" ge- rekmiyor mu? Kendilerine "IraklT dı- yenlerin, "ırktaş"la- nyla ya da "din"daş- lanyla değıl, "fikirdaş''lanyla birlikte olmalan. "demokratik düzen'*in en temel gostergesı değıl mi? Dını. mezhebi ya da ırkı u ay- nı" olanlar, topluma, dünyaya, geleceğe de "aynı" bakmak zo- rundamı? Ne var kı Irak'ta yaşanan "demokratik süreç"in(!) bu ev- rensel demokrasi kültürü ve kuramıyla hiçbir ilgisi olmadı- ğını ne yazan var, ne önemse- yen ne de üzenne giden... Bir insan Sünnı olursa. san- ki solcu, sağcı, hatta "futbol- cu" bile olamaz. Şü olursa da öyle, Kürt olursa da... Peki ne- rede "aklın" üstünlüğü; nerede "ide"ler ve "ideolojrieT?.. ABD çok beğendiyse... Irak'ta anayasa tartışmalan sürerken Başkan Bush adına Beyaz Saray Sözcüsü Scott McCTeDan'in açıklaması şöy- leydı: "tkriye doğru bir adım niteüğini taşryan bu geüşmeleri memnuniyede karşüryoruz.^ (Cumhuriyet-24 Ağustos 2005) O halde Amerikan Kongre- si'nde de "DemokraÜar" ve "Cumhuriyetçfler'' değil de ör- neğin "Zencikr", "Beyazlar'', "Kıalderilikr", "Ispanyoüar* rnı yer almah? Bu ne kadar "saçma" ıse I- rak'ta oluşturulan meclisın ya- pısını "demokrasTyle açıkla- mak da bir 0 kadar saçma... Bu ganpliğın bir "bcnzeri" de hem Bulgaristan'da hem de Türkiye'de gözlenıyor... Bulgaristan"dakı "HakveÖz- güriükler Partisi"nin özelliğı, sadece "Türk" kökenli Bulgar yurttaşlannın partisı olması. Soydaşlanrtıızın "defişik'' fi- kirlere sahip olabılecekleri ise sanki hiç önemsenmiyor... Güneydoğu'dakı "Kürt" kö- kenlı yurttaşlarımızın da "fark- h siyasal ve ideolojik görüşler "1 olabileceği, hatta olduğu, ne- dense hıç akla bile getirılmi- yor... Alol yerine aynmcüık Konunun güncel söylemin- deki "aydııT sözü "aydınlan- ma"dan geliyor ve temelinde de -insan aJdı"nın önderliği ya- tıyor. Ne var ki Kürtlerin de- mokratik haklannı savunan ki- mi aydınlanmızın da "akü" et- rafında değil, sadece "Kürt- lûk" etrafındaki sıyasal birleş- meye "özğüriûk" iste- dıİderigörülüyor... O kadar ki, yüzde 10'lukoybarajıaşa- ğıyaçekilerekTB- MM'de "temsili- yefi istenen par- tıde"KürtParti- sf! Oysa doğru olan. "gerçekten demokratik" bır yapılanma için, sosyalistlik, liberallik gi- bi farklı "düşünce"ler etrafin- da siyasal örgütlenmeyi ger- çekleştırmek değıl mi? Türkiye Cumhuriyetı vatan- daşlan arasındaki Türklerin ya- nı sıra Ermenıler, Rumlar, Ya- hudiler ve herkes, nasıl ki sol- dan sağa bir siyasal yelpazede değişık partileri kendilerine ve fikirlerine yakın buluyorlarsa, Kürtlerin de bu "demokratik zenginliği"' yaşamalan ve "jiırttaşlık hakkT olarak de- ğerlendirmeleri neden esas alınmıyor? Demokratik haklar, sadece anadil, kültürel kimlık ve etnik örgütlenme özgürlüğü değil... Örneğin. Güneydoğu'daki Kürt kökenli ışverenlenn, yanı "pat- ron"lann işyerlerinde "sendi- ka" var mı? Kürt kökenli işçi- lerin haklannı veriyorlar mı? Diyarbalor'ın yoksul semtleri ile varlıklı semtlen arasmda, belediye hizmetleri "adfl" mi? Üstelık kent dokusunu gö- zetmeyen, toplum çıkarlarına aykın "ayncahldı imar izinle- ri"nı verenler de Kürt kökenli, alanlar da... ÇED Köşesi, bır siyasi yo- rum köşesi değil. Ancak, bu so- rular da hem yazarının hem de okurlarının ortak merakı... oekinci <' cumhuriyet.com.tr HARBl SEMİHPOROY semihporoy(âyahoo.com HAYAT EPtK TİYATROSU MLSTAFA OKULLAÜIH AÇILMASINA SA SÜNLER KALA COCVKLARA KtTABT ÖNEfttSİ hayatepik(q mynet.com m\ i \ I 1 1 i A 1 A K l t l 1H, ö U tr UIX MUMTAZ AMKAı\ l kUıtt Hicu.r11umtaz-arikan.com HİTLER. ÖLÜ VEYA 1933'DA BUSÜN.ÎNGİLİZ GAZE7ESİ "7HS O*«-Y M/ftKOK, HİTl£li İÇİN SİR "ARANrfOR* ILANI YAYtMLAMlŞTt.NA Zİ UPGRİ,X. OÜNYA SAVAŞI 'NIN BAÇ/filPA, AUtrCI DA OLSA "C/AIAY£T, AOAM KAÇ/RMA, Ht&SIZltK Ve *0UM- MKIAMA "SUÇLAMAStYLA A54€$7 KAgŞtyAYU. /Z/GV- t>A,Hin£K'/M EN SON SSYUJL f8S9'DA j ' UMUN fÇİTİLDİĞİ SİLPİK/Lîyc/e YE UYOfZPü: "YAŞ BUJ, SOY ?.6O(C/K4<e//Va4),ç LARl SOCOAM SAĞA TA/ZANMtŞ, SOLUK YÛZUJ, TDPLU- CA YÜCUTVJ"' "SA&r &KİGDEN MUZOAAİP OLUPAKA- DA BİR M£LAA/*&UY£ DOfSS "^TERSLİK DA GÖZYAŞLARtNA SOĞULASlLİR*. "SESİ GELİR.". «SA& KOLJJA/U,S/K S/K,OMUZ PÖZEYİNDE fL£Rİ UZ47TV1AK 6/Sİ SİR TİKİ &G " 'TBHLİKELİDtR, ÖLÛ V£m PfRİ f HOTEL MAVI DENIZ TÜRKİYENİN CENNET KÖŞESİ, MAVİ BAYRAK ÖDÜLLU, MARMARİS TURUNÇ KOYUNDA DtNİZE SIFIR, YÜZME HAVUZU, HAVUZ BAR,SNACK BAR, SABAH,AKŞAM ZENGİN AÇIK BÜFE ODALARDA; MUSTAKİL ELEKTRİKLİ ŞOFBEN, KLIMA, MÜZIK, TELEFON,TV,ŞAÇ KURUTMA. 0-2 YAŞ ÜCRETSIZ AYNI ODADA ÜÇÜNCÜ KİŞİ %50 İNDİRİMLİ 2 Kişilik Odada Gecelik Kişi Başı Yarım Pansiyon Eylül Ekim Bungalov 40.00 YTL + KDV 30.00 YTL + KDV Otel Odası 55.00 YTL+KDV 40.00 YTL + KDV KAMPAJJYA 7 Geoe kal 6 Geoe Öde REZERVASYON TEL 0 252.4767190-91 www hotelmavideniz.com FAX:0.252 4767007 info@hotelmavideniz.com SALİHLİ ADD İSTANBUL KONFERANS 7 EYLÜL 2005 ÇARŞAMBA 18.00 KONUŞMACI Doç. Dr. YAŞAR HACISALİHOĞLU Ist Üniv. Öğretim Üyesi ve Jeopolitik Dergisi Editörü BÜTÜN SALİHLİÜLER DAVETÜDİR Toplantı Yeri: Salihli Ziraatçiler Lokali Tarih : 7 Eylül 2005 Saat: 18.00 lletişim : 0532 456 90 25 - 0236 713 96 74 0532 281 54 54 - 0542 652 15 00 www.cumok.org PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU 'Avrupacılık' Geçen pazar bu köşede yayımlanan "Edebiyatçı- larAvnıpa Birtiği'ne Karşı mı?" başlıklı yazımın içe- riğini büyük ölçüde bir "ironi" olarak düşünmüştüm aslında, ne var ki kimi okurlanm bu yazıdan -özellik- le de son paragrafta yer alan "Hayalet, Avrupa'nın üzenne gerçekten geri dönüyorsa, ben de oldum olası uslanmazbir 'hayaletsever' olarakAvnıpa Bir- tiği'ne neden karşı olayım?" cümlesinden- yola çı- karak beni "bağnazAvrupacılar"\u saffına yerieştir- mişler. Oysa bir iki paragraf evvel bunun öyle olma- dığını vurgulamaya çalışmıştım, anlaşılan başara- mamışım. Ama bundan yine de benim bir "Avrupa- ct" olmamama karşın bir "Avrupa karşıtı" olduğum anlamının da çıkartılmasını istemem. Bu köşede bir- kaç kez dile getirdiğim gibi ben ideolojik zemini Marksizm olan, siyasal, ekonomik ve toplumsal dü- şünceleri bu dünya görüşünden beslenen bir sos- yalistim. Sosyalizm ise yurtseverliği kesinlikle dışla- mamakla birlikte temelde uluslararası, ulusal sınırlar ötesi/üstü bir dünya görüşüdür. Insanın insanı sö- mürmediği bir dünyayı amaçlayan, emeğin en yüce değer kabul edildiği bu dünya görüşünde "Avrupa- cılık". "Asyacılık","Amerikacılık" yada "Afrikacılık" gibi emeğin uluslararası karakterini göz ardı etmeye yönelik perdelemelerin yeri yoktur Avrupa Birliği konusuna gelince... Ben, yaşadığı- mız yüzyılda ulusal sınırlar içine hapsedilmiş emek- çi sınıfların hak ettikleri eşitlikçi, özgürlükçü, demok- ratik bir toplumsal/siyasal/hukuksal düzeni kurabi- leceklerine inanmryorum, böyle bir düzenin ancak emeğin uluslararası dayanışmasıyla, sınıriarın ötesi- netaştığı, birleştiği, sıyasallaşarakgüçlendiğitakdir- de gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Bu nedenle çok uzun, bunaltıcı, yorucu bir yol kat edilmesi ge- rekse de, özellikle de ışgücünün serbest dolaşım hakkı yıllar sonra alınabilecek de olsa, "emeğin Av- rupası "nın olmazsa olmazı olarak gördüğüm emek- çi nüfusumuzun geleceği açısından Türkiye'nin Av- rupa Birliği'ne girmesinden yanayım. • • • Dünyanın hemen heryerinde olduğu gibi ülkemiz- de de sermaye büyük bir hızla "ulusal" olmaktan çı- kıyor; uluslararası yarışta bir yer kapabilmek, ayak- ta kalabilmek için salt büyükler değil, orta ölçekli iş- letmeler de kendilerine yabancı ortaklar anyorlar. Güçlü ortak ise güçsüz olanı yutuyor. Bugün banka- cılık, sigortacılık, bilişim, iletişim, medya, kimya, oto- motiv, madencilik, demir-çelik, petrokimya, elektro- nik, gıda, sağlık, turizm gibi sektörlerdeki uluslara- rasılaşmaya çok yakın bir gelecekte ulaşım, liman- cılık, tanm gibi alanlarda da tanık olacağız, oluyoruz da. öte yandan bu belirleyici gelişmeye koşut ola- rak işgücünün örgütlenme düzeyinin düştüğünü, sendikalann, emekçi örgütlerinin hızla kan kaybet- tiklerini, güçsüzleştiklerini görüyoruz. Kısacası ulus- lararasılaşan kapitalizm güçlenirken ulusal sınırlar içine sıkıştınlmış örgütlü emek zayıftıyor. Ne yapa- cağız? örgütsüz emek üzerinde kapitalist sömürü yoğunlaşırken, yoksullukbüyürken, işsizlik artarken, varsıl ile yoksul arasındaki uçurum her geçen gün de- rinleşirken, alınmış sosyal haklar birer birer geri alı- nırken, sağlık sistemimiz, eğitim sistemimiz hiçbir Avrupa ülkesinde benzeri görülmeyen ölçüde özel- leştirilmiş; sosyal güvenlik sistemimiz delik deşik ol- muşken bunlan görmemek için başımızı başka ya- na mı çevireceğiz? Kimi okurlanmın beni "Avrupacılıkla eleştirdiği geçen haftaki yazımda sözünü ettiğim "hayalet" söz- cüğü, Karl Marx ve Friedrich Engels'in 1848 yılın- da yayımladıklan "Komünist Manifesto"nun ilk pa- ragrafında yer alır. Bilimsel sosyalizmin bu iki başku- ramcısı "komünizm"] zamanın Avrupa burjuvazisinin üzerinde dolaşan bir hayalet olarak betimler. Mani- festo, "Bütün dünyanın işçileri birleşiniz! Ayağınız- da kaybedecek zincirlerinizden başka bir şeyiniz yoktur!" çağrısıyla noktalanır. O yazımda da altını çizdiğim gibi "uslanmaz bir hayaletsever" olarak ben yaklaşık 150 yıl önce yapılan bu çağnnın ulus- lararası kapitalizmin/emperyalizmin eskisinden çok daha güçlü olduğu günümüzde de güncelliğini, ta- zeliğini konjduğu düşüncesindeyim. Uluslararası/uluslarüstü kapitalizmin/emperyaliz- min ancak uluslararası/uluslarüstü güçlü bir emek- çi dayanışması ile göğüslenebileceğine ınanıyorum. Avrupa Birliği'ne yandaş olmamın başlıca nedeni de bu! Bir sosyalist olarak eşitlikçi bir toplum düzeni, böyle bir düzen içinde insanlanmızın zenginlesme- si, emekçilerimizin refahı beni başka birçok şeyden daha fazla ilgilendiriyor. (e-posta: dkavukcuoglu@superonline.com) BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ Tıp dilinde "felçli" anla- mında kullanı- lan sözcük. 2/ 106 taşla oy- nanan bir oyun... Dar, uzun ve hafif Q bir kayık. 3/ Uğursuz... Büyük bakraç. 4/ Oğütülmüş tahıl... Bez parçalanndan doku- nan basit kilün. 5/ Üzerine raylann yer- 2 leştirildiği demir ya da ağaç parçalannın her biri. 6/ Mezopo- tamya'da kurulmuş 6 eski bir krallık... Ya- 7 bancı. II Rize'nin 81 Çamlıhemşin ilçesin- 9 | de ünlü bir yayla... Tavır, davTanış. 8/Alev... Köy ya dakıryaşarnınıanlatankısaşiir... 9/"Hile,oyun" an- lamında argo sözcük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kenarlan saçaklı bir tür başörtüsü... Temiz. 2/ Ödenmesi gereken bir paranın, alacağa sayılarak bir bölümünün ödenmesi... Ispanyollann sevinç ünlemi. 3/ABD'li ünlü bir rock müzik grubu... Namaz iba- detinin birimi. 4/"— doğmadan şavkı düşmez ova- ya'" (Karacaoğlan)... Bu* çeşit pelte. 5/Gümüş üstü- ne özel bir bıçimde kurşunla ışlenen sıyah nakış. 6/ insanı istenmeyen seçeneklerden birinı izlemeye zor- layan durum... Kalın bükühnüş sıcün. 7/Posta sürü- cüsü... Büyük erkek kardeş. 8/Kayınbirader... Mar- maris ilçesinde, kumsalının güzelliğiyle tanınmış kü- çük bir ada. 9/Bir şeyin aynldığı bölümlerden her bi- ri... "Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül / Ya — açmalıdır göğsümüzde yahut gül" (Yahya Kemal).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle