Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYIV* CUMHURİYET 4EYLÜL2005PAZAR
İO PAZAR Y4HLARI dishab(Ş cumhuriyet.com.tr
GençAdolf'unViyana yıllarıViyana'ya trenle gelip de Batı tstasyonu'nda
adınrunızı ksnte attınız mı kendinizi
günüınnüzde de ğil onlarca yıl geride
hisse^iersinız Gerek istasyon ^e çevresı
gerekse kemın merkezine doğru uzanan
Mariaîhilfer Caddesi ve ona açılan sokaklar
düşlediğiniz. filmlerden tanıdığııuz romantik
Vıyan-a değıldir. Sokaklannda geçmişi
yaşadığınız mahalleler Stefan Katedrali ve
opera çevresıne kıyasla 30-40 yıl geri kalmış
birDoJu A\Tupa kentidir sanki Genç Adolf,
ViyarLanınbu semtine adrnı attıgında 16
yaşındaydı. Doğup büyüdüğü küçük kentin
sıkıcı havasından kurtulmak. başka şeyler
görmek, yasamak istiyordu Dul annesinin
verdiğı cepharçhğı ile Viyana'da haftalar
geçirdı. însanlann çokluğu, geniş bulvarlar,
bınle-rce otomobil. kamyon \e fayton onu
şaşkına çe\irdi. Viyana'nın tarihi yapılanna.
kiliselerine. mûzelerine. kah\ elerine hayran
kaldt. Başkentin cadde ve sokaklan ışıl ışıldı.
Ev leri de elektrikle aydınlatılıyordu. Kavgacı
babası öldüğünde 13 yaşındaydı. Ertesi yıl
notlan kötü olduğu için Linz ortaokulunu terk
etmek zorunda kalmıştı. Annesine çok
bağhydı, babasını ise hiç sevmemişti.
Okuldan aynldıktan sonra bir işe girmez,
çıraklık eğitimine de başlamaz. Sanatkâr
olmaktı niyeti. Sonunda annesinı kandınr ve
Viyana'ya kapağı atar. Kısa süre sonra
arkadaşı Kubizek'e yolladığı kartpostalda
şöyle yazar: "Geçen gün saatierce gezindim,
opera binasmı, parlamentoyu ve Ring
Caddesi'nin yapdannı seyrettim. Yann Tristan,
ertesi gün de Uçan Hollandalı operalannı
izleyecegim. Bu akşam da Şehir Tiyatrosu'na
bfletim var_" Bir ay sonra Linz'e döner, fakat
aklı hep Viyana'dadır. Başkent onu mıknatıs
gibı çekmektedir. Annesıni kandınr ve
ressamlık eğitimi için Güzel Sanatlar
Akademisi'nin sınavlanna gırmek üzere tekrar
Viyana'nın yolunu tutar. Önce kendine kalacak
bir yer bulmak zorundadır. istasyon yakınında,
Mariahilf Caddesi'ne açılan Stumpfergasse 31
VIYANA
AHMETARPAD
numarada. karanlık arka
avluya bakan bir oda bulur.
Ev sahibi, hiç evlenmemiş
terzı Maria Zakreys'tır.
Bohemyalı kadının ayda 10
krona kiraya verdiğı başka
odalar da vardır kaldığı
katta. Tuvaleti ve duşu
~^^™"~™^^^~ diğer kiracılarla ortak
kullanır. Odasının penceresinden gökyüzü
görünmez. Akademiye giriş sınavlannı
başaramayan delikanlı, operadaki Wagner
oyunlannı kaçırmaz. Kısa süre sonra
Stumpfergasse'deki odasından ev sahibıne borç
takarak aynlır ve birkaç sokak ötede, Felber
Caddesi 22 numaradaki, günümüzde de hâlâ
oda kiralayan bir pansiyona yerleşir. Annesinin
yolladığı harçlık ve çizdiğı kartpostallan
satarak geçinmeye çalışır. Sınavlan da bir türlü
başaramamaktadır. Birkaç ay sonra kaldığı
pansiyondan da aynlır. O günden sonra genç
Adolf orada burada konaklar. Kimi zaman bir
oda kıralar, kimi zaman pansıyonlara gjder,
kimsesizler ya da erkekler yurdunda da yatıp
kalkar. En son kaldığı yurdu 8 saat uykudan
sonra terk etmek zorundadır. Çünkü yatağını
başkalanyla paylaşmaktadır. Bu yaşam da tam
3 yıl sürer. Toplumun dışlamış olduğu insanlar
arasında geçirdiği yaşam, genç Adolf'un
politik dünya görüşünü giderek etkiler, onu
radikalleştirir. Başansızlığmın ve sorunlannın
nedenini kendinde değil başkalannda aramaya
başlar. Suçladığı bu insanlar Adolf'un gözünde
düşmanlandır. 0 yıllann Viyana"sında Yahudi
dûşmanhğı başını almış gitmektedir. Adolf,
çevresinin de etkisiyle çok kitap okumaya
başlar. Çoğu antisemit içerikli, Yahudi
sermayesinin gûcûnü anlatan kitaplardır. Günü
gününe yaşayan, para sıkrntısı çeken, dostlan
toplumun ittiği insanlar olan bu genç için
"tehfikeü" şeylerdir okuduğu kitaplar. "O
yıllarda okuduklanm bugünkü bflgünin
teme&ni oluşturmakta" diye yazar ilende
Kavgam"da. Ideolojisinin temellerini Viyana
yaşamında atar. Aşrn nasyonalist gazete ve
dergüerde yazanlan yutar. Bu arada Birinci
Dünya Savaşı'yla ülkede monarşi sona ermış,
onlarca yıldır bir arada yaşayan etnik toplumlar
bölünmüş, milliyetçilik ruhu kendini
göstermeye başlamıştır. Artık Çekler.
Polonyalılar, Macarlar ve Sırplar birbirlerini
düşman görmektedir. Işte bu ortamda kavrulur
genç Adolf! 14 Mayıs 1938"de Viyana'ya
döndüğünde o bir "Führer"dir. Kahramanlar
Alanı'nda coşkulu yüz binlere konuşur.
Viyana'yı Türk işgalinden kurtarmış olan Prens
Eugen'in heykelı tepesinde haykıran HMer'ı
yüz binler suskun dinler. 3 ay önce, 15 Mayıs
günü, insanlar yıne coşkuluydu Kahramanlar
Alanı'nda. 1955'te Avusturya'nın özgürlüğüne
kavuşmasının 50. yıltnı kutladılar. Hitler'in
konuştuğu balkondan koskoca bir kara örtü
sallandırdılar. "Nasyonal sosyatizm
kurbanlarmuı anısına" yazıyordu dev harflerle
üzerinde.
www.ahmet-arpad.de
Markasız
okullu günlere
Sıkmabaslı. tesertürlü bir
liberalizmin (!) at koşturduğu,
okul bahçelerinin ucuz park
yerlerine, okul duvarlannın
beda\~a reklanıpanolanna
dönüştüğü bir ülkede "markasız
bir o4iuT dılegi hayal midır?
Hayır. ama... Yasayla okulun
kapısında kalacağinı sandığımız
marka reklamlan buralarda bıle
sımflara kadar girmış durumda.
Ancalc neyse ki "tnücadde"
kavramı züğürdün tesellisi
olmaya devam ediyor. Hem de
küçürnsendığınden katbekat
etkili... 12 milyona yakın çocuk
ve genç (gerçek sayı 12
milyonun üstünde, fakat baa
yörelerde öğrenciler enenı ve
zamaıı tasarrufu gerekçesıyle
deneme mahiyetinde ikı hafta
erken ders başı yapıyor) seçen
cuma 2005-2006 temel ve
ortaöğreirm yılına başladılar.
Elbette kadro, altyapı. olanak,
içerik sorunu gibi tonlarca soru
gündemde. fakat biz bu yıl size
genç beyınlerin
to
sömürgeteştirihnemesi'\
"hayal gückrinin esir
edUmemesi" amacıyla yola
çıkan bir hareketin görüş ve
eylemlennden söz etmek
istiyoruz... Paris'in son sakin
tatil günlerini sürdüğü ağustosta
bir alışvenş merkezinın
kırtasiye reyonunda ajanda
bakıyorduk. Son yıllarda yeni
yılı 1 Ocak'ta değil yeni
öğretim yılında, yani eylülde
başlatan ajandalar çoğaldı. Her
neyse, kızıma böyle
sinemalı bir ajanda
ararken benmde çok
bilmiş bır mınik ses,
"Ama babaoğım, Lea
da kalem çantasmı bu
yıl defjştirecek,
biüvorum. Artık
büyüdüm.
Disneviand'den
aldıgımız Miki FareK'yi
istemiyorum. Harry Potter'hlar
çok güzeL Emma da söyledL
Bana da pembe gözlüklülerden
ahr mısuı?" Aman Tannm, o
sese nasıl "Hayır" denebılir'
Gayri ihtıyari arkama döndüm.
San. uzun. dalgalı saçlanndaki
pembe kurdelesiyle, 5-6
yaşlarında, hafif güneş yanığı
yüzünder. gülücükler saçan bir
küçük nelek, babasuıı
kıstırmıs Kaçışyok.. Var... Var
da ustahklı direnebilmek her
yığıt babanın veya babayığidin
harcı değil... "Dünyanın
McDonaH's'laşmas'',
"Sarkozizmin SefaletT,
"Reklam Karşithğunn EDdtabı"
g'bi kıtaplann yazan. Lyon
niversitesi Siyasal Bılsler
öğretirn üyelerinden Paul Aries,
Lyon nrerkezli iki dernek,
"DiverCite / ÇeşniSite" v e
"Casseurs de Pub CdP/Retdam
KmcılarT desteğinde 1999'da
farklı bir direnişe ginşıyor.
Başını çdrtiği "Markasc:
Ögretim Yıh BaşlangK*RS>l"
hareketi 6 yıldır (Naomi
Klein'rn Xo Logo'sundan 1 yıl
önce) öğrencilen, vehlen.
ebeveynleri. öğretmenlen
u
k)golan boykot"a çağırrvoı.
CdP'nm
www.casseursdepub.ore
internet adresinde aynntısım
Fransızca okuyabileceginiz
(Ingilizcecüer ağabey örgüt
PARIS
UĞURHÜKÜM
www.adbusters.org'a da
başvurabilirler) her yıl değişik
mevsimlik eylemleri dışında
düzenli varlığını hissettirdiği
faaliyetleri var. Ders yılı
başında logoların, markalann
kırtasiyeden eğitım
kurumlannda kullanılan
gereçlere okul içi ve dışına
sızmasına karşı RSM hareketi
ımza kampanyalan, ilgili bütün
kesimleri içeren tartışma
toplantılan, logolann örtülmesi,
üzerine farklı işaret veya
sungelerin konması gibi
eylemlerle direniyor. Sorunlu
semtlerdekı ortaokullara destek
ohnak bahanesiyle sımflara,
sıralara, defterlere giren dev
güzellik malzemeleri üreticisi
ve satıcısı veya göçmen
çocuklannın eğitimi çevresinde
uzmanlaşan telekom, telefon
şirketleri; okul kantinlerine
mutfak malzemesi bağışlayan
kakao, çikolata, meşrubat
tekelleri; tüm öğrencilere günde
1 Avro'ya satın alabılecekleri
dizüstü bügisayar kredisi veren
bankalann okullardaki hazır ve
nazırlığı veya örneğin devletin,
daha doğrusu hükümetin AB
Anayasası'na "evet" denmesı
yönünde çocuklara ve gençlere
dagıttığı propaganda
niteliğindeki dergiler. broşürler,
kitaplar bu tek boyutlu baİaşrn,
aşın tüketime zorlanan,
şartlandınlmış kafalar
yetiştirmenin en göze batan
örneklerinden. RSM özeüikle
gençlere yönelik
çalışmalannda
kamuoyunu logolann
diktatörlüğüne, belli
tüketim
alışkanlıklanrun
egemenliğine karşı
uyanyor, aktif ve
uyanık olmaya davet
ediyor. Fransa'nın
her bölgesinde örgütlenen, yerel
militanlara sahip CdP ise süreli
yayınlanrun yanı srra başta
eşitsizliği yüreklendiren veya
örneğin obeziteyi güçlendiren,
tüketimcihği körükleyen
markalann reklamlanna karşı
korsan reklam ve örtme-sılme
eylemleriyle cevap vermeye
çalışıyor. Haklannda açılan çok
sayıda davayı kazanan demek,
ATTAC gibi sivıl toplum
kuruluşlan ile de işbirliği
içinde. Paul Aries 2003
Eylül'ünde Liberation'da
basılan bir makalesinde
tehhkeyi şöyle dile getiriyor:
"12 mflyon öğrenci yalmzca
eğirim dûnyası içinde 100 milyar
Avro'luk bir reklam pastası
demekrjr. Her ders yıh
başlangKi büyük markalann
çocuklanmızı Sandviç
Adamlar'a dönüştürmekri için
bir ûrsatnr. RSM hareketi,
gençkrin bu ekonomik savaşa
yem ohnama biüncinden doğdu.
Yarmm insanlarmı yetiştirecek
Avrupa Birtiği'ne büyük
sorumlutuklar düşmektedir.
Yoksa reklamcı ve gerisindekikr
okul kapısında bekleyen
uyuşturucu saocısı gibi
çocuklan ne kadar gençken
tüketim ağına düşürürse o
kadar kârh çıkacakür"
Nice markasız okul günlerinde
yolunuzaçıkola...
ugur.bukum@paris.com
Beslan için
sonışturma
Kuzey Osetya'nın Bes-
lan kentinde geçen yıl
düzenlenen rehine
e\leminde çocuklannı
ka> beden ailekr,
okulun buhınduğu
alanda anma töreni
düzenledi. 1500 kişinin
kaüldığı törende, ölen
331 kişinin anısına
havaya 331 adet bey^ız
balon bırakıldL,
munılar yakıldt
Devlet Başkam
Madimir Putin,
yakınlannı kaybeden-
lerie vapüğı görüşme-
den sonra, iddialarla
ilgili sonışturma
açılmasını istedi.
.Aileler, olay
>erindekomuta
boşluğu
olmasavdı ve
>etkilikr daha
dikkath obalardı
ka> bın çok da ha
azolacağını
rjeürtiyor ve daha
fazla kan akmasına
nedenolan yetkilikrin
neden yargı
önüne çıkanlmadığını
soruyor.
(REÛTERS)
Mısır seçimleri üzerineMısır, tarihinde ilk kez çok adaylı bir
başkanlık seçimine hazırlanıyor.
Kampanyalar olanca hızıyla sürüyor.
Çok adaylı seçım konusu uzun
zamandır Mısır'ın gündeminde. ama
doğrusu beklentileT çok güçlü değildi.
Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'uı
bu yöndeki kararlı girişimi büvıik
şaşkrnlık yarattı. Mübarek'in
inisiyatifi mayıstaki referandumla da
çakışınca talc%Tm işlemeye başladı.
Seçim 7 Eylül'de yapılacak. Başkanlık
için 10 aday yanşıyor, ama iktidardakı
Ulusal Demokratık Partı'nin ada>T
Mübarek'e rakip olarak yahıızca El
Vafd Partisi lideri Numan Gııma ile
El Gad Partisi lideri Eymen Nur
gösterihyor. 24 yıllık iktidannın
ardmdan 77 yaşındaki Mübarek yıne
tartışmasız favon. Adaylar arasında
kadın yok. Mübarek seçime değişim
imajı ile ağırhğrnı koyuyor.
Geçenlerde El Ahram gazetesinde
modayı da yansıtan şık bır
gömlekle tam sayfa bir resmi yer
aldı. Bizim yaka bağır açık
liderlerımize duyuralım, kravatlıydı
da. Masasındaki zarif aksesuvarlan,
elindeki Mont Blanc dohnakalem
temamlıyordu. Hani bir zamanlar
Ozal'uı da bir kalemi \'ardı ya,
insanlann gözüne sokardı
ekranlardan. Ama Hüsnü Bey"in
zarafet bahsinde Özal'dan çok daha
başanlı olduğu da açık. Mübarek'in
kampanyayı açış konuşmasmı
beklentilerin aksine devlet televizyonu
vermedi. Konuşma özel bir kanaldan
yayımlandı. Bu durum, adaylar
bakımından eşitlikçi bir kampanya
sürdürülebileceğinin işareti olarak
değerlendirildi. Zaten Mübarek'in
programında Enformasyon
Bakanhğı'mn kaldınlarak basını
devlet denetiminin tamamen dışına
çıkarma vaadi de yer alıyor. Mısır'da
seçim kampanyalan çok eğlenceli ve
neşeli geçer. Muhtelif alanlara
kurulan büyük ve aşın süslü
çadırlarda sıcak nedeniyle çoğu
zaman geceleri toplanüu". Konuşmalar
yapılır. bağnşılır \ e gülüşülür. Mısır
geceleri böyle kampanyalar
,döneminde çok daha renklı ve
KAHİRE
güzeldir. Mübarek'in Ezher
Parkı'ndakı kampanya açılışına atlann
çektiği bir konvoy ile gehnesi de bu
anlamda hoş bu manzara oluşturdu.
Başkanlık seçimı için aday gösteren
partıler yasa gereği devlet
yardımından yararlanacak. Öngörülen
rakam, her bir parti için 500 bin Mısır
Lırası. Yaklaşık 120 bın YTL
cnannda bir para bu. Ancak Mübarek
ve Guma bu parayı ahnayacaklarmı
açıkladılar. Her iki adayın da
kampanya bütçeleri yaklaşık 10
milyon Mısır Lirası, yani 2.5 milyon
YTL ve tümüyle partilerince
karşılanacak. Kampanya bütçelerinin
denetlenmesi amacıyla yasa gereği
her parti bir banka hesabı açtı. Bu
hesaplar ve yapılan tüm harcamalar
denetlenecek. Adaylardan Eymen
Nur. Başkanlık Seçimi Komisyonu'na
şimdiden bir şikâyet dosyası verdi
bile. Adaylara yapılacak bağışlann
mutlaka banka
hesaplanndan
geçmesi
gerektiğine ilişkin
yasa hükmüne
ragmen çoğu
işadamının
^ _ ^ _ ^ ^ ^ ^ _ _ Mübarek'in
kampanyasına
yasadışı katkılarda bulunduğu iddia
ediliyor. Bir tartışma konusu da Kıpti
kesün içinde yaşanıyor. Mısrr
nüfusununyaklaşık5'te l'ıni
oluşturan Hıristiyanlar ruhani liderleri
3. Şenuda'mn Mübarek'i peşinen
destekleyen yaklaşımını tartışıyorlar.
Muhtelif kilise yetkililerinin de
kanştığı bu tarhşmalar. sonuçta
Şenuda'mn kimi isterse
destekleyebileceği ama cemaatin de
ona uymak zorunda ohnadığı şeklinde
noktalandı. Bugüne kadar parlamento
ya da hükümet içinde ancak
Mübarek'in kontenjanından
yararlandıklan ölçüde yer bulabihniş
olan Kıpti nüfusun Mısır siyasal
yaşammda pek etkinhği yok. 54 bini
aşkın sandıkta kullanılacak oylann
sayımı ve seçim güvenliği yargıçlann
denetiminde. Ancak ülkede yalnızca
13 bin yargıç \'ar. Bu sayı yetersiz
TAHSİNUSLUOĞLU
bulunuyor ve o nedenle de seçim
güvenliği ile ilgili tartışmalar sürüyor.
Yargıçlar Kurulu'nun bazı
istemlerinın yerine getınhnediği
kaygılan üzerine Parlamento Anayasa
Komisyonu Başkam Mumammed
Musa'nm yargı kesiminin seçimleri
boykot etmesinin beklenmediği
şeklindeki açıklaması dikkatleri çekti.
Aynca seçimlerin uluslararası
kuruluşlarca izlenmesinin
engellenmesi de bu tartışmalara yön
veriyor. Mübarek'in siyasi danışmam
Usame el Baz'ın, hükümetin
uluslararası gözlemcilere seçimleri
ızleme imkâm tanımayacağını
açıklamasına karşm Yargıçlar
Kurulunun bu uygulamadan rahatsız
olduğu anlaşılıyor. Mısır'da iki milyon
aktif yandaşı ve üç milyon da
destekleyicisi bulunduğu sanılan
yasadışı Müslüman Kardeşler örgütü
ise henüz bir ta\ır belirlemedi.
Adaylann programlanndaki ana
eksen, özelleştirme karşısındaki
tutumlan. Aynşmalar buna göre
şekilleniyor. Kimi adaylar ille de
özelleştirmeye karşı. Sosyalist Mısır
Partisi'nin adayına göre, özelleştirme
anayasaya aykın. Ekonomiyi şeriata
uygun yönetmeyi öneren Umma
Partisi adayı ise özelleştirme yerine
halktan toplanacak zekâtlann ülkeyi
rahatlıkla düzlüğe çıkaracağına
inamyor. Bu arada Takafül Partisi
adayı da Körfez ülkelerinin. petrol
gelirlerinin beşte birini diğer Arap
ülkelenne v ermeleri ile sağlanacak
fonun ülkeyi kalkındıracağını iddia
ediyor. Körfez ülkelerinin bu öneriden
haberleri var mı acaba?..
Özelleştirme yanlısı adaylar
çoğunlukta. Sınırsız özelleştirmeden
yana olanlar da var, ama genel
yaklaşım stratejik sektörleri
özelleştirmenın dışmda rutmak. Şimdi
seçim sonuçlan merakla bekleniyor.
Sürpriz oynayan yok gibi. Mübarek'in
rahat kazanacağı beklentisi yaygm. Ve
dahası, geçmiş 4 dönemine göre
kıyaslandığmda bu yeni dönemde
Mübarek'in oldukça farklı biryönetim
anlayışı ve tarzı sergileyeceğine de
inanılıyor gibı. Bakalım...
Bir kitap,
bir de lezbiyen
lütfen!
Önce tsveç'te (Mahnö) denendi. Şimdi de
Danimarka'da (Kopenhag) ve Hollanda'da
(Almelo) uygulanmaya başlamyor. Artık Almelo
Kütüphanesi'nden sadece kitap değil eşcinsel,
Çingene ya da bir Müslüman ödünç
almabüiniyor. Almelo Kütüphanesi
yöneticisi (kendisi de eşcinsel olan) Jan Krol
Hollanda'da ödünç vermek üzere bir de Belçikalı
anyor. Belçika ise medyada ve internette bu
projeyi tartışıyor. Habenn "Bana bir Brussehnans
(Belçikalı j-azar) kitabı ve bir Türk lütfen"
başlığıyla verildiği Het Nieuwsblad gazetesine
görüş bildiren. ırkçıhğın başkenti ve Belçika'mn
ikinci büyük kenti Anvers Kütüphanesi'nden
Marleen De Donder van Permeke "insan ödünç
verUmesini*' hoş karşılamıyor. "tnsanlann
etiketienip ürün gibi sunulması^ yerine "okuma
günleri sohbet toplannlan ve konuk
konuşnıacılar" gibı etkinliklerle kütüphane
üyelerine dene\Tmlerini paylaşmalanna olanak
sağlamayı yeğliyor. Çok farklı kültürlerin bir
arada yaşadığı bir kentte bunu yapmanın
kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Ancak "canh
kütüphane" mantığıyla oluşturulan "insan ödünç
venne" projesi, kitlelerin ilgi odağı olmaya
devam ediyor. Bu ilginç proje, Isveçli kadm
kütüphaneci UBa Brohed'ın fikri. "Birönyargı
ödünç ahn!" \ e "Önyargryı unutun!" slogamyla
başlayan girişim. önyargılann ve aynmcılığm
bilgisizlikten kaynaklandığmdan yola çıkmış.
Bazen onlarca kitap okuyup öğremlemeyenler, brr
kısa sohbete sığdınlabiliyor. Ancak *iki kitap ve
yanında bir lezbiyen" ahp eve götüremiyorsunuz.
Geçen ay Malmö'de denenen proje kapsammda
müşteri azınlık gruplanndan biriyle 45 dakika
sohbet olanağı buluyor. Merak ettiklerini soruyor,
yani kitap yenne "bir insanı okuyor". Malmö
Kütüphanesi lezbiyen ve homo gönüllüler, bir
ımam, bir Müslüman kadm, bir gazeteci, bir
Danimarkalı, brr Çingene ve bir hayvanlan
koruma derneği üyesiyle
işe başlamış. tnsanlar
kendisi ve aıt olduğu
grupla ilgili ne kadar çok
anlatırsa, önyargılann
ortadan kaldınlmasına o
kadar çok yardımcı oluyor
diyor girişimciler. Proje,
insanlan önyargılanyla
yüzleştiriyor. Hollanda'da
da, ödünç alınan kişiyle sohbet ediliyor. Ya bir
Türk bir Hollandalıyı ödünç almak isterse! Türk
mahallesinde yaşayan Jan Krol bunun da çok
sağlıklı olacağmı düşünüyor. Sürekli "öteki''nden
korkutulan, yabancı kültürden kaçan, içine
kapanan insanlık, böyle yapay arayışlara giriyor
sonunda. înternette bir tartışma platforrnundaki
Belçikalı kadının düşüncelerine kahlmamak
mümkün mü? "tnsanlar niçin komşularryla ya da
diğer insanlaria konuşmazlar ki?" "Insanlann
normal' ölçülere u>inayan diğer insanlaria
fletişim kurmasını teşvik eden böyle fıkirlerle
ortaya çıkıldjğına göre durum çok vahim ohnah"
diyor bir başkası. Dalga geçenler de var;
"Müslüman kadın türbanryla geüyorsa, Çingene
kemamyla, eşcinsel de deri şortuyla mı gelecek"
diye sorana bır dığeri "Ben deri şorthı bir
Müslüman kadmı tercih ederim" diye yamt
veriyor. "Müslümana nasıl bomba yaptiğmı,
Çingeneye Mercedes'lerden nasıl hırsızlık yaptiğmı
sorarsın belkL_ Çdguı Hollandahlar!" diye yazan
kişinin ırkçı egilimleri ortada. "Nazfler de ödünç
ahnabilsin" diye önerenden tutun da "Başörtüyle
mi sevişiyorsunuz? diye kHşe bir soru mu
soracağız'' diye görüş bildirene kadar geniş bir
yelpazede tartışıyor konuyu Belçikalılar. Bu proje
yakında Türkiye'de de uygulanmaya başlar.
Çünkü biz, kitap okumayan ama güzel kadınlara
"kitap gibi kadm" diyen bir toplumuz. Ancak
projede küçük bir değişiklik öneriyorum:
Eşcinsel, Çingene, Rum, Yahudi ya da Ermeni
yerine Türkiye'de okuyucuya ünlü yazarlar ödünç
verilsin. Kitap okumayanlar kitabı yazanndan
dinlerler. Böylece hem okumayı (dinlemeyi) hem
de korsan baskı sorununu kökünden halletmiş
oluruz... (Klonlama mı dediniz?) O kadar TV ve
canlı yayın varken, "canh kütüphane"ye kim
bakar demeyin lütfen!
erdincutkuı^ binfikir.be
BRUKSEL
ERDİNÇUTKU