18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYIV* CUMHURİYET 4EYLÜL2005PAZAR İO PAZAR Y4HLARI dishab(Ş cumhuriyet.com.tr GençAdolf'unViyana yıllarıViyana'ya trenle gelip de Batı tstasyonu'nda adınrunızı ksnte attınız mı kendinizi günüınnüzde de ğil onlarca yıl geride hisse^iersinız Gerek istasyon ^e çevresı gerekse kemın merkezine doğru uzanan Mariaîhilfer Caddesi ve ona açılan sokaklar düşlediğiniz. filmlerden tanıdığııuz romantik Vıyan-a değıldir. Sokaklannda geçmişi yaşadığınız mahalleler Stefan Katedrali ve opera çevresıne kıyasla 30-40 yıl geri kalmış birDoJu A\Tupa kentidir sanki Genç Adolf, ViyarLanınbu semtine adrnı attıgında 16 yaşındaydı. Doğup büyüdüğü küçük kentin sıkıcı havasından kurtulmak. başka şeyler görmek, yasamak istiyordu Dul annesinin verdiğı cepharçhğı ile Viyana'da haftalar geçirdı. însanlann çokluğu, geniş bulvarlar, bınle-rce otomobil. kamyon \e fayton onu şaşkına çe\irdi. Viyana'nın tarihi yapılanna. kiliselerine. mûzelerine. kah\ elerine hayran kaldt. Başkentin cadde ve sokaklan ışıl ışıldı. Ev leri de elektrikle aydınlatılıyordu. Kavgacı babası öldüğünde 13 yaşındaydı. Ertesi yıl notlan kötü olduğu için Linz ortaokulunu terk etmek zorunda kalmıştı. Annesine çok bağhydı, babasını ise hiç sevmemişti. Okuldan aynldıktan sonra bir işe girmez, çıraklık eğitimine de başlamaz. Sanatkâr olmaktı niyeti. Sonunda annesinı kandınr ve Viyana'ya kapağı atar. Kısa süre sonra arkadaşı Kubizek'e yolladığı kartpostalda şöyle yazar: "Geçen gün saatierce gezindim, opera binasmı, parlamentoyu ve Ring Caddesi'nin yapdannı seyrettim. Yann Tristan, ertesi gün de Uçan Hollandalı operalannı izleyecegim. Bu akşam da Şehir Tiyatrosu'na bfletim var_" Bir ay sonra Linz'e döner, fakat aklı hep Viyana'dadır. Başkent onu mıknatıs gibı çekmektedir. Annesıni kandınr ve ressamlık eğitimi için Güzel Sanatlar Akademisi'nin sınavlanna gırmek üzere tekrar Viyana'nın yolunu tutar. Önce kendine kalacak bir yer bulmak zorundadır. istasyon yakınında, Mariahilf Caddesi'ne açılan Stumpfergasse 31 VIYANA AHMETARPAD numarada. karanlık arka avluya bakan bir oda bulur. Ev sahibi, hiç evlenmemiş terzı Maria Zakreys'tır. Bohemyalı kadının ayda 10 krona kiraya verdiğı başka odalar da vardır kaldığı katta. Tuvaleti ve duşu ~^^™"~™^^^~ diğer kiracılarla ortak kullanır. Odasının penceresinden gökyüzü görünmez. Akademiye giriş sınavlannı başaramayan delikanlı, operadaki Wagner oyunlannı kaçırmaz. Kısa süre sonra Stumpfergasse'deki odasından ev sahibıne borç takarak aynlır ve birkaç sokak ötede, Felber Caddesi 22 numaradaki, günümüzde de hâlâ oda kiralayan bir pansiyona yerleşir. Annesinin yolladığı harçlık ve çizdiğı kartpostallan satarak geçinmeye çalışır. Sınavlan da bir türlü başaramamaktadır. Birkaç ay sonra kaldığı pansiyondan da aynlır. O günden sonra genç Adolf orada burada konaklar. Kimi zaman bir oda kıralar, kimi zaman pansıyonlara gjder, kimsesizler ya da erkekler yurdunda da yatıp kalkar. En son kaldığı yurdu 8 saat uykudan sonra terk etmek zorundadır. Çünkü yatağını başkalanyla paylaşmaktadır. Bu yaşam da tam 3 yıl sürer. Toplumun dışlamış olduğu insanlar arasında geçirdiği yaşam, genç Adolf'un politik dünya görüşünü giderek etkiler, onu radikalleştirir. Başansızlığmın ve sorunlannın nedenini kendinde değil başkalannda aramaya başlar. Suçladığı bu insanlar Adolf'un gözünde düşmanlandır. 0 yıllann Viyana"sında Yahudi dûşmanhğı başını almış gitmektedir. Adolf, çevresinin de etkisiyle çok kitap okumaya başlar. Çoğu antisemit içerikli, Yahudi sermayesinin gûcûnü anlatan kitaplardır. Günü gününe yaşayan, para sıkrntısı çeken, dostlan toplumun ittiği insanlar olan bu genç için "tehfikeü" şeylerdir okuduğu kitaplar. "O yıllarda okuduklanm bugünkü bflgünin teme&ni oluşturmakta" diye yazar ilende Kavgam"da. Ideolojisinin temellerini Viyana yaşamında atar. Aşrn nasyonalist gazete ve dergüerde yazanlan yutar. Bu arada Birinci Dünya Savaşı'yla ülkede monarşi sona ermış, onlarca yıldır bir arada yaşayan etnik toplumlar bölünmüş, milliyetçilik ruhu kendini göstermeye başlamıştır. Artık Çekler. Polonyalılar, Macarlar ve Sırplar birbirlerini düşman görmektedir. Işte bu ortamda kavrulur genç Adolf! 14 Mayıs 1938"de Viyana'ya döndüğünde o bir "Führer"dir. Kahramanlar Alanı'nda coşkulu yüz binlere konuşur. Viyana'yı Türk işgalinden kurtarmış olan Prens Eugen'in heykelı tepesinde haykıran HMer'ı yüz binler suskun dinler. 3 ay önce, 15 Mayıs günü, insanlar yıne coşkuluydu Kahramanlar Alanı'nda. 1955'te Avusturya'nın özgürlüğüne kavuşmasının 50. yıltnı kutladılar. Hitler'in konuştuğu balkondan koskoca bir kara örtü sallandırdılar. "Nasyonal sosyatizm kurbanlarmuı anısına" yazıyordu dev harflerle üzerinde. www.ahmet-arpad.de Markasız okullu günlere Sıkmabaslı. tesertürlü bir liberalizmin (!) at koşturduğu, okul bahçelerinin ucuz park yerlerine, okul duvarlannın beda\~a reklanıpanolanna dönüştüğü bir ülkede "markasız bir o4iuT dılegi hayal midır? Hayır. ama... Yasayla okulun kapısında kalacağinı sandığımız marka reklamlan buralarda bıle sımflara kadar girmış durumda. Ancalc neyse ki "tnücadde" kavramı züğürdün tesellisi olmaya devam ediyor. Hem de küçürnsendığınden katbekat etkili... 12 milyona yakın çocuk ve genç (gerçek sayı 12 milyonun üstünde, fakat baa yörelerde öğrenciler enenı ve zamaıı tasarrufu gerekçesıyle deneme mahiyetinde ikı hafta erken ders başı yapıyor) seçen cuma 2005-2006 temel ve ortaöğreirm yılına başladılar. Elbette kadro, altyapı. olanak, içerik sorunu gibi tonlarca soru gündemde. fakat biz bu yıl size genç beyınlerin to sömürgeteştirihnemesi'\ "hayal gückrinin esir edUmemesi" amacıyla yola çıkan bir hareketin görüş ve eylemlennden söz etmek istiyoruz... Paris'in son sakin tatil günlerini sürdüğü ağustosta bir alışvenş merkezinın kırtasiye reyonunda ajanda bakıyorduk. Son yıllarda yeni yılı 1 Ocak'ta değil yeni öğretim yılında, yani eylülde başlatan ajandalar çoğaldı. Her neyse, kızıma böyle sinemalı bir ajanda ararken benmde çok bilmiş bır mınik ses, "Ama babaoğım, Lea da kalem çantasmı bu yıl defjştirecek, biüvorum. Artık büyüdüm. Disneviand'den aldıgımız Miki FareK'yi istemiyorum. Harry Potter'hlar çok güzeL Emma da söyledL Bana da pembe gözlüklülerden ahr mısuı?" Aman Tannm, o sese nasıl "Hayır" denebılir' Gayri ihtıyari arkama döndüm. San. uzun. dalgalı saçlanndaki pembe kurdelesiyle, 5-6 yaşlarında, hafif güneş yanığı yüzünder. gülücükler saçan bir küçük nelek, babasuıı kıstırmıs Kaçışyok.. Var... Var da ustahklı direnebilmek her yığıt babanın veya babayığidin harcı değil... "Dünyanın McDonaH's'laşmas'', "Sarkozizmin SefaletT, "Reklam Karşithğunn EDdtabı" g'bi kıtaplann yazan. Lyon niversitesi Siyasal Bılsler öğretirn üyelerinden Paul Aries, Lyon nrerkezli iki dernek, "DiverCite / ÇeşniSite" v e "Casseurs de Pub CdP/Retdam KmcılarT desteğinde 1999'da farklı bir direnişe ginşıyor. Başını çdrtiği "Markasc: Ögretim Yıh BaşlangK*RS>l" hareketi 6 yıldır (Naomi Klein'rn Xo Logo'sundan 1 yıl önce) öğrencilen, vehlen. ebeveynleri. öğretmenlen u k)golan boykot"a çağırrvoı. CdP'nm www.casseursdepub.ore internet adresinde aynntısım Fransızca okuyabileceginiz (Ingilizcecüer ağabey örgüt PARIS UĞURHÜKÜM www.adbusters.org'a da başvurabilirler) her yıl değişik mevsimlik eylemleri dışında düzenli varlığını hissettirdiği faaliyetleri var. Ders yılı başında logoların, markalann kırtasiyeden eğitım kurumlannda kullanılan gereçlere okul içi ve dışına sızmasına karşı RSM hareketi ımza kampanyalan, ilgili bütün kesimleri içeren tartışma toplantılan, logolann örtülmesi, üzerine farklı işaret veya sungelerin konması gibi eylemlerle direniyor. Sorunlu semtlerdekı ortaokullara destek ohnak bahanesiyle sımflara, sıralara, defterlere giren dev güzellik malzemeleri üreticisi ve satıcısı veya göçmen çocuklannın eğitimi çevresinde uzmanlaşan telekom, telefon şirketleri; okul kantinlerine mutfak malzemesi bağışlayan kakao, çikolata, meşrubat tekelleri; tüm öğrencilere günde 1 Avro'ya satın alabılecekleri dizüstü bügisayar kredisi veren bankalann okullardaki hazır ve nazırlığı veya örneğin devletin, daha doğrusu hükümetin AB Anayasası'na "evet" denmesı yönünde çocuklara ve gençlere dagıttığı propaganda niteliğindeki dergiler. broşürler, kitaplar bu tek boyutlu baİaşrn, aşın tüketime zorlanan, şartlandınlmış kafalar yetiştirmenin en göze batan örneklerinden. RSM özeüikle gençlere yönelik çalışmalannda kamuoyunu logolann diktatörlüğüne, belli tüketim alışkanlıklanrun egemenliğine karşı uyanyor, aktif ve uyanık olmaya davet ediyor. Fransa'nın her bölgesinde örgütlenen, yerel militanlara sahip CdP ise süreli yayınlanrun yanı srra başta eşitsizliği yüreklendiren veya örneğin obeziteyi güçlendiren, tüketimcihği körükleyen markalann reklamlanna karşı korsan reklam ve örtme-sılme eylemleriyle cevap vermeye çalışıyor. Haklannda açılan çok sayıda davayı kazanan demek, ATTAC gibi sivıl toplum kuruluşlan ile de işbirliği içinde. Paul Aries 2003 Eylül'ünde Liberation'da basılan bir makalesinde tehhkeyi şöyle dile getiriyor: "12 mflyon öğrenci yalmzca eğirim dûnyası içinde 100 milyar Avro'luk bir reklam pastası demekrjr. Her ders yıh başlangKi büyük markalann çocuklanmızı Sandviç Adamlar'a dönüştürmekri için bir ûrsatnr. RSM hareketi, gençkrin bu ekonomik savaşa yem ohnama biüncinden doğdu. Yarmm insanlarmı yetiştirecek Avrupa Birtiği'ne büyük sorumlutuklar düşmektedir. Yoksa reklamcı ve gerisindekikr okul kapısında bekleyen uyuşturucu saocısı gibi çocuklan ne kadar gençken tüketim ağına düşürürse o kadar kârh çıkacakür" Nice markasız okul günlerinde yolunuzaçıkola... [email protected] Beslan için sonışturma Kuzey Osetya'nın Bes- lan kentinde geçen yıl düzenlenen rehine e\leminde çocuklannı ka> beden ailekr, okulun buhınduğu alanda anma töreni düzenledi. 1500 kişinin kaüldığı törende, ölen 331 kişinin anısına havaya 331 adet bey^ız balon bırakıldL, munılar yakıldt Devlet Başkam Madimir Putin, yakınlannı kaybeden- lerie vapüğı görüşme- den sonra, iddialarla ilgili sonışturma açılmasını istedi. .Aileler, olay >erindekomuta boşluğu olmasavdı ve >etkilikr daha dikkath obalardı ka> bın çok da ha azolacağını rjeürtiyor ve daha fazla kan akmasına nedenolan yetkilikrin neden yargı önüne çıkanlmadığını soruyor. (REÛTERS) Mısır seçimleri üzerineMısır, tarihinde ilk kez çok adaylı bir başkanlık seçimine hazırlanıyor. Kampanyalar olanca hızıyla sürüyor. Çok adaylı seçım konusu uzun zamandır Mısır'ın gündeminde. ama doğrusu beklentileT çok güçlü değildi. Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'uı bu yöndeki kararlı girişimi büvıik şaşkrnlık yarattı. Mübarek'in inisiyatifi mayıstaki referandumla da çakışınca talc%Tm işlemeye başladı. Seçim 7 Eylül'de yapılacak. Başkanlık için 10 aday yanşıyor, ama iktidardakı Ulusal Demokratık Partı'nin ada>T Mübarek'e rakip olarak yahıızca El Vafd Partisi lideri Numan Gııma ile El Gad Partisi lideri Eymen Nur gösterihyor. 24 yıllık iktidannın ardmdan 77 yaşındaki Mübarek yıne tartışmasız favon. Adaylar arasında kadın yok. Mübarek seçime değişim imajı ile ağırhğrnı koyuyor. Geçenlerde El Ahram gazetesinde modayı da yansıtan şık bır gömlekle tam sayfa bir resmi yer aldı. Bizim yaka bağır açık liderlerımize duyuralım, kravatlıydı da. Masasındaki zarif aksesuvarlan, elindeki Mont Blanc dohnakalem temamlıyordu. Hani bir zamanlar Ozal'uı da bir kalemi \'ardı ya, insanlann gözüne sokardı ekranlardan. Ama Hüsnü Bey"in zarafet bahsinde Özal'dan çok daha başanlı olduğu da açık. Mübarek'in kampanyayı açış konuşmasmı beklentilerin aksine devlet televizyonu vermedi. Konuşma özel bir kanaldan yayımlandı. Bu durum, adaylar bakımından eşitlikçi bir kampanya sürdürülebileceğinin işareti olarak değerlendirildi. Zaten Mübarek'in programında Enformasyon Bakanhğı'mn kaldınlarak basını devlet denetiminin tamamen dışına çıkarma vaadi de yer alıyor. Mısır'da seçim kampanyalan çok eğlenceli ve neşeli geçer. Muhtelif alanlara kurulan büyük ve aşın süslü çadırlarda sıcak nedeniyle çoğu zaman geceleri toplanüu". Konuşmalar yapılır. bağnşılır \ e gülüşülür. Mısır geceleri böyle kampanyalar ,döneminde çok daha renklı ve KAHİRE güzeldir. Mübarek'in Ezher Parkı'ndakı kampanya açılışına atlann çektiği bir konvoy ile gehnesi de bu anlamda hoş bu manzara oluşturdu. Başkanlık seçimı için aday gösteren partıler yasa gereği devlet yardımından yararlanacak. Öngörülen rakam, her bir parti için 500 bin Mısır Lırası. Yaklaşık 120 bın YTL cnannda bir para bu. Ancak Mübarek ve Guma bu parayı ahnayacaklarmı açıkladılar. Her iki adayın da kampanya bütçeleri yaklaşık 10 milyon Mısır Lirası, yani 2.5 milyon YTL ve tümüyle partilerince karşılanacak. Kampanya bütçelerinin denetlenmesi amacıyla yasa gereği her parti bir banka hesabı açtı. Bu hesaplar ve yapılan tüm harcamalar denetlenecek. Adaylardan Eymen Nur. Başkanlık Seçimi Komisyonu'na şimdiden bir şikâyet dosyası verdi bile. Adaylara yapılacak bağışlann mutlaka banka hesaplanndan geçmesi gerektiğine ilişkin yasa hükmüne ragmen çoğu işadamının ^ _ ^ _ ^ ^ ^ ^ _ _ Mübarek'in kampanyasına yasadışı katkılarda bulunduğu iddia ediliyor. Bir tartışma konusu da Kıpti kesün içinde yaşanıyor. Mısrr nüfusununyaklaşık5'te l'ıni oluşturan Hıristiyanlar ruhani liderleri 3. Şenuda'mn Mübarek'i peşinen destekleyen yaklaşımını tartışıyorlar. Muhtelif kilise yetkililerinin de kanştığı bu tarhşmalar. sonuçta Şenuda'mn kimi isterse destekleyebileceği ama cemaatin de ona uymak zorunda ohnadığı şeklinde noktalandı. Bugüne kadar parlamento ya da hükümet içinde ancak Mübarek'in kontenjanından yararlandıklan ölçüde yer bulabihniş olan Kıpti nüfusun Mısır siyasal yaşammda pek etkinhği yok. 54 bini aşkın sandıkta kullanılacak oylann sayımı ve seçim güvenliği yargıçlann denetiminde. Ancak ülkede yalnızca 13 bin yargıç \'ar. Bu sayı yetersiz TAHSİNUSLUOĞLU bulunuyor ve o nedenle de seçim güvenliği ile ilgili tartışmalar sürüyor. Yargıçlar Kurulu'nun bazı istemlerinın yerine getınhnediği kaygılan üzerine Parlamento Anayasa Komisyonu Başkam Mumammed Musa'nm yargı kesiminin seçimleri boykot etmesinin beklenmediği şeklindeki açıklaması dikkatleri çekti. Aynca seçimlerin uluslararası kuruluşlarca izlenmesinin engellenmesi de bu tartışmalara yön veriyor. Mübarek'in siyasi danışmam Usame el Baz'ın, hükümetin uluslararası gözlemcilere seçimleri ızleme imkâm tanımayacağını açıklamasına karşm Yargıçlar Kurulunun bu uygulamadan rahatsız olduğu anlaşılıyor. Mısır'da iki milyon aktif yandaşı ve üç milyon da destekleyicisi bulunduğu sanılan yasadışı Müslüman Kardeşler örgütü ise henüz bir ta\ır belirlemedi. Adaylann programlanndaki ana eksen, özelleştirme karşısındaki tutumlan. Aynşmalar buna göre şekilleniyor. Kimi adaylar ille de özelleştirmeye karşı. Sosyalist Mısır Partisi'nin adayına göre, özelleştirme anayasaya aykın. Ekonomiyi şeriata uygun yönetmeyi öneren Umma Partisi adayı ise özelleştirme yerine halktan toplanacak zekâtlann ülkeyi rahatlıkla düzlüğe çıkaracağına inamyor. Bu arada Takafül Partisi adayı da Körfez ülkelerinin. petrol gelirlerinin beşte birini diğer Arap ülkelenne v ermeleri ile sağlanacak fonun ülkeyi kalkındıracağını iddia ediyor. Körfez ülkelerinin bu öneriden haberleri var mı acaba?.. Özelleştirme yanlısı adaylar çoğunlukta. Sınırsız özelleştirmeden yana olanlar da var, ama genel yaklaşım stratejik sektörleri özelleştirmenın dışmda rutmak. Şimdi seçim sonuçlan merakla bekleniyor. Sürpriz oynayan yok gibi. Mübarek'in rahat kazanacağı beklentisi yaygm. Ve dahası, geçmiş 4 dönemine göre kıyaslandığmda bu yeni dönemde Mübarek'in oldukça farklı biryönetim anlayışı ve tarzı sergileyeceğine de inanılıyor gibı. Bakalım... Bir kitap, bir de lezbiyen lütfen! Önce tsveç'te (Mahnö) denendi. Şimdi de Danimarka'da (Kopenhag) ve Hollanda'da (Almelo) uygulanmaya başlamyor. Artık Almelo Kütüphanesi'nden sadece kitap değil eşcinsel, Çingene ya da bir Müslüman ödünç almabüiniyor. Almelo Kütüphanesi yöneticisi (kendisi de eşcinsel olan) Jan Krol Hollanda'da ödünç vermek üzere bir de Belçikalı anyor. Belçika ise medyada ve internette bu projeyi tartışıyor. Habenn "Bana bir Brussehnans (Belçikalı j-azar) kitabı ve bir Türk lütfen" başlığıyla verildiği Het Nieuwsblad gazetesine görüş bildiren. ırkçıhğın başkenti ve Belçika'mn ikinci büyük kenti Anvers Kütüphanesi'nden Marleen De Donder van Permeke "insan ödünç verUmesini*' hoş karşılamıyor. "tnsanlann etiketienip ürün gibi sunulması^ yerine "okuma günleri sohbet toplannlan ve konuk konuşnıacılar" gibı etkinliklerle kütüphane üyelerine dene\Tmlerini paylaşmalanna olanak sağlamayı yeğliyor. Çok farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir kentte bunu yapmanın kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Ancak "canh kütüphane" mantığıyla oluşturulan "insan ödünç venne" projesi, kitlelerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Bu ilginç proje, Isveçli kadm kütüphaneci UBa Brohed'ın fikri. "Birönyargı ödünç ahn!" \ e "Önyargryı unutun!" slogamyla başlayan girişim. önyargılann ve aynmcılığm bilgisizlikten kaynaklandığmdan yola çıkmış. Bazen onlarca kitap okuyup öğremlemeyenler, brr kısa sohbete sığdınlabiliyor. Ancak *iki kitap ve yanında bir lezbiyen" ahp eve götüremiyorsunuz. Geçen ay Malmö'de denenen proje kapsammda müşteri azınlık gruplanndan biriyle 45 dakika sohbet olanağı buluyor. Merak ettiklerini soruyor, yani kitap yenne "bir insanı okuyor". Malmö Kütüphanesi lezbiyen ve homo gönüllüler, bir ımam, bir Müslüman kadm, bir gazeteci, bir Danimarkalı, brr Çingene ve bir hayvanlan koruma derneği üyesiyle işe başlamış. tnsanlar kendisi ve aıt olduğu grupla ilgili ne kadar çok anlatırsa, önyargılann ortadan kaldınlmasına o kadar çok yardımcı oluyor diyor girişimciler. Proje, insanlan önyargılanyla yüzleştiriyor. Hollanda'da da, ödünç alınan kişiyle sohbet ediliyor. Ya bir Türk bir Hollandalıyı ödünç almak isterse! Türk mahallesinde yaşayan Jan Krol bunun da çok sağlıklı olacağmı düşünüyor. Sürekli "öteki''nden korkutulan, yabancı kültürden kaçan, içine kapanan insanlık, böyle yapay arayışlara giriyor sonunda. înternette bir tartışma platforrnundaki Belçikalı kadının düşüncelerine kahlmamak mümkün mü? "tnsanlar niçin komşularryla ya da diğer insanlaria konuşmazlar ki?" "Insanlann normal' ölçülere u>inayan diğer insanlaria fletişim kurmasını teşvik eden böyle fıkirlerle ortaya çıkıldjğına göre durum çok vahim ohnah" diyor bir başkası. Dalga geçenler de var; "Müslüman kadın türbanryla geüyorsa, Çingene kemamyla, eşcinsel de deri şortuyla mı gelecek" diye sorana bır dığeri "Ben deri şorthı bir Müslüman kadmı tercih ederim" diye yamt veriyor. "Müslümana nasıl bomba yaptiğmı, Çingeneye Mercedes'lerden nasıl hırsızlık yaptiğmı sorarsın belkL_ Çdguı Hollandahlar!" diye yazan kişinin ırkçı egilimleri ortada. "Nazfler de ödünç ahnabilsin" diye önerenden tutun da "Başörtüyle mi sevişiyorsunuz? diye kHşe bir soru mu soracağız'' diye görüş bildirene kadar geniş bir yelpazede tartışıyor konuyu Belçikalılar. Bu proje yakında Türkiye'de de uygulanmaya başlar. Çünkü biz, kitap okumayan ama güzel kadınlara "kitap gibi kadm" diyen bir toplumuz. Ancak projede küçük bir değişiklik öneriyorum: Eşcinsel, Çingene, Rum, Yahudi ya da Ermeni yerine Türkiye'de okuyucuya ünlü yazarlar ödünç verilsin. Kitap okumayanlar kitabı yazanndan dinlerler. Böylece hem okumayı (dinlemeyi) hem de korsan baskı sorununu kökünden halletmiş oluruz... (Klonlama mı dediniz?) O kadar TV ve canlı yayın varken, "canh kütüphane"ye kim bakar demeyin lütfen! erdincutkuı^ binfikir.be BRUKSEL ERDİNÇUTKU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle