25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25EYLUL2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Elektrcmik posta: denszsom©ctnnhurfyeLcom.tr Tel; 0.212^12 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 17 Cigara Devletin Anadolu liselerinde Ingilizce dersi için "Oxford University Press" yayını "New English File" kitabı okutuluyor. Kitabın ili< konusunda, fotoğrafıyla birlikte lise öğrencisinin çantasında neler olabilir sorusunun cevaplan aranıyor. Fotograftaki baa ' eşyalar şöyle: Bir paket sigara, hem de Mariboro ve yanında bir çakmak! - Ermeni konferansı durdurulmuş... "Diasporayı kimse durduramaz!" tü 3 E Artık işinr bilene aferin değil, "Ofer"im densin! HALİL Çelikkıran, çocuğunun üniversite kaydı için Osmanıye'den Aydın'a gitmek üzere evden çıkarken kapısının önünde san bir zarf buluyor. Kırmızı kalemle "çok acele" yazısını görünce, alelacele zarfı açıyor: "Gümrük Müsteşarlığı Gümrük Kontrolörlüğü'nden gönderilen yazı 10 yıl önce Almanya'da satın aldığım, yedi yıl önce ithal iznimi kullanarak yurda getirdiğim, şimdi 16 yaşında olan Ford Transit dizel otomobil ile ilgili sorular içeriyordu. Almanya'da hangi tarihler arasında bulunduğum ve ne işle meşgul olduğum, orada kaldığım süre içinde araç satın alıp almadığım, adıma kayıtlı bir aracın olup olmadığı, ithal ettiğim aracı Almanya'da kimden, ne zaman aldığım, adıma kaydettirmiş miyim, plakası ve şase numaralan, ithal hakkını kendimin mi kullandığım yoksa başkasına devredip etmediğim, aracı Türkiye'ye ben mi getirdim, hangi sınır kapısından Gümrükyurda giriş yaptım, aracın ithali sırasında yapılan işlemleri ben mi yaptım, yoksa temsilci yoluyla mı yaptırdım, ithal ettiğim araç halen adıma kayıtlı ise Türkiye'deki ruhsat fotokopisi, satmışsam satışa ilişkin belgelerin fotokopisi, adım, soyadım, ikâmet ve işyeri adresim, telefon numaram, nüfus cüzdanı fotokopisi... Sorulan yanrtlayıp belgeleri ekteyerek gönderilmesi... Tam yola çıkacaksınız, böyte bir mektup sizin elinize geçse ne yaparsınız? Gümrük Kontrolörlüğü'nü telefonla aradım. Telefona çıkan ilgiliye bu mektubu neden yolladıklannı sordum. Bir soruşturma kapsamında binlerce ithal araca aynı mektup yollanmış. Bana mektubu yotlayan görevli de o günlerde Aydın'daymış. 'lyi tesadüf. Ben de Aydın'a gidiyorum, istenen belgeleri orada elden versem olur mu' diye sordum. Olurmuş! Yola çıkmayı bir kenara bıraktım; istenen belgeleri bulmaya giriştim. lyi ki aradan beş yıl geçti deyip atmamışım. Bulduklanmı bir araya getirdim. Aydın'a vannca da görevliyi bulup istediği belgeleri verdim. Görevli arkadaş ile kısa sohbetimiz sırasında da yurda kaçak taşıt sokanlann içinde; imam, öğretmen ve üst düzey emniyet görevlilerinin de bulunduğunu üzülerek duydum. Bu arada istenen belgeler içinde sadece basit bir çevirinin onayı için notere 56 milyon lira ödeniyor; çeviriyle birlikte 100 milyon lirayı buluyor. 17 bin araç sahibi aynı işlemi yaptıracak. İthal izni verilen araçlar, ithal edileceği sırada araştınlsa, üç beş hırsız yüzünden binlerce insan zanlı konumuna düşürülmese ve masrafa sokulmasa olmaz mı?" Olmaz! Bu işler ancak böyle oluyor! Dayıoğlu Çocuk öyküleri yazan Gülten Dayıoğlu'nun Milli Eğrtim Bakanlığı'nda yayın danışma kurulu üyeliğinden söz etmiştik. Gülten Dayıoğlu aradı ve üslubumuzdan incindiğini söyledi. Oysa amacımız kimseyi incitmek ^ değil, AKP iktidannın kadrolanna ilişkin bir saptama yapmaktı. SESSÎZ SEDASIZ (!) Kredi ve Yurtlar Kurumu teleci mi? EMEKÜ bankacı Tekin Eraslan'ın kızı 1999 yılındaki üniversiteye giriş sınavının Türkiye sıralamasında 70. olarak Hacettepe Üniversitesi Ingilizce Mütercim Tercüman bölümüne giriyor; hazırtık sınıfını okumadan dört yılda mezun oluyor. Eğitimi boyunca da Kredi ve Kurtlar Kurumu'ndan üç ayda bir öğrenim kredisi ve okul harcı kayıt kredisi kullanıyor. Devletten toplam 2 milyar 85 milyon lira alıyor. Ve okuldan mezun olduktan sonra sıra kredileri geri ödemeye geldiğinde Kredi ve Yurtlar Kurumu oğrenim kredisine 1 milyar 243 milyon 12 lira faiz, katkı kredisine de 843 milyon 50 lira faiz koyarak toplam borcu 4 milyar 743 milyon 62 liraya çıkartıyor. öğrenciye dört yılda verilen para 2 milyar, geri istenen para 4.7 milyar lira. Hem de iki yıl içinde ödenmek üzere. Hem de üç ayda bir 562 milyon lira olarak. Düne kadar kredi kullanım süresinin iki katı zamanda geri ödeme yapılırken şimdi süre yanya indirilerek ve faiz bindirilerek , gençlerin boğazına yaptşılıyor. Niye? Çünkü vergi borçlannı ve yolsuzluklannı affedecekleri ~ kodamanlar sırada bekliyor! Yüksek Yerilim Hattı erdincutku ; yahoo.com Savaşma müzikyapl Irak değil, l'rock and roll. ÇED KOŞESİ OKTAY EKİNCİ 'Urania' Denizdeyken... Bilim adamlarımız "sismik inceJeme"ler için yine Marma- ra Denizi'ndeler... 9 Eylül 2005 günü Çanakka- le'den başlanan ve bu kez tt en son teknolojiyle" donatılmış Urania gemisiyle sürdûrülen araştırmalann amacı. "biHnen- lerin dışındald" faylan da sap- tamak... İTÜ, MTA ve Italya'dan ka- tılan uzmanlar şu bılgıleri ver- mişlerdi: "Saroz'dan İznut Körfeâ'ne kadar deniz dibin- den numuneler incelenecek; çünkü dipteki çamur adeta ki- tabe gibi ve tabiat depremi kay- dedayor^" (TRT-16 Eylül 2005) Nitekim araştırmanın ilk bul- gulan da basına şöyle açıklan- dı: "Çekmece açıkİan ile Ada- lar'dan Tuzla'ya doğru caalı faylar tespit edildi..." PTOJeyi yöneten Prof. Dr. Na- ci Görür diyor ki: "Yeni faylar, olası depremin daha şiddetli hissediieceği anlamma geldiğin- den bu > örelerde daha dikkatK olunması gerekir..." (Cumhun- yet-19 Eylül 2005) Acaba, nasıl "dahadikkatiT olunacak?.. 1999'daki büyük depremin üzerinden "ökocayü" geçti... O günden bu yana, imar ya- salan "aynen" kahrken. depremde yıkılacağı kesin yapılaşma yığınlan olduğu . gibi dıtnır- ken "fay"lar- 1a ilgili sürekli la "ruhsata bağlandığından", ortaya çıkan "kat adedi yük- sek" ama dayanıklılığı "alçak" yapılaşmanın "kentieşme" ol- madığı, en ağır sonuçlanyla or- taya çıktı... O büyük "ders"in ardmdan asıl yapılması gerekea, "fela- keti yaratan imar düzenTni sorgulayıp değiştirmek iken en değerli yılların "fay hakkmda topiumsal uzmanlaşma'Ma ge- çırilmesme acaba ne demeli? Sokaktaki vatandaştan tüm belediye başkanlanna. herkes "fay" konusunda yanşmalara girecek kadar bilgili... Hem de "farkugörüşler" de ezberlemiş olarak... Felaketi ise fayın değil, bu gerçeğe aldırmayan imar düze- ninin yarattığı yine herkes tara- fından bilindiği halde kimse orah değil. Çünkü bu rantçı ve çürük düzen, aynı zamanda iyi para kazandınyor. Depreme karşı fay tartışmalanyla oya- lanmak. "ranttanvazgeçmeden hazırianıyor görünmenin" eşi bulunmaz aracı sanki.. 'Rant'm dokunulmazhğL. Şöyle bir düşünün... Depremle ilgili hemen tüm yayınlarda adeta "ranûn doku- nuhnazhğır> var... Örneğin. şe- hircılikilkele- ri yerine em- lak pazarla- masını hedef- leyen -' " kent KİM KtME DUM DLMA BEHIÇAK behicakn yahoo.com.tr ÇİZGtLtK KÂMİL MASARACI kamilmasaracka mynet.com HARBİ SEMİH POROY semihporoy(S yahoo.com araştır- «OdinFınder"da2000'deMaramara'davdı.M plan- malar yapılmakta; Kamudaki "deprem bütçe- si"nin belki de en büyük dilimi bu araştırmalara aynlmakta; Medyadaki "deprem gûnde- mi"nin de öncelikli ve ağırlık- lı konusunu yine "fay"lar üze- rine yerbilimi uzmanlan ara- sındakj bitmez tükenmez "fi- kir aynlddan" oluşturmakta... ttalyanlarla birlikte bugüne dek "biBnmeyen'' faylan sapta- yan bilim ekibine de elbette ki şükranlanmızı sunarken aklı- mıza şu soru geliyor: "PekL. Bugüne dekbilinenler karşısın- da 'daha dikkatli' olmak için acaba neler yapıldı?" Sistnik gemilerle denizin di- bi taranadursun, "kara"da ne gibi t *tarama" yapılmakta; ne gibi önlemler alınmakta?.. 'Fay'îda uzmanlaşma... Marmara depremi, jTürkiye'nin en gelişmiş bölge- sinin lıile ne denli "çürök" bü- yüdügünün en acımasız kam- tiydı. .. imar düzenini de belirleyen bi% ""rant çüguıhğı" yülardır nlans ız ve denetimsiz binalar- lama- sının yasal dayanaklannı, 6 yıldır or- tadan kaldırmayanları "sorgu- layan" bir program anımsıyor musunuz? Belediyelerin ve uzmanlann, depreme karşı güvencelı bir ya- pılaşmayı hangi "kurumsalya- püamna n lar içersinde gerçek- leştirebileceklerine dair tek bir yayın var mı? Son günlerdeki "Galataport skandah"nın bile temelinde. bi- limi ve topiumsal çıkarlan değil, ''talancıyapılaşma'N ı doruğa çı- karmayı amaçlayan yenı yasa- larm bulunduğu; depremi de fe- lakete u ayiu anlayıştakT yasal sistemin dönüştürdüğünü neden kimse haykırmıyor? Italyan Urania gemisi, çalış- malannı 2 Ekim'de tamamla- yacak. Eminiz ki yeni faylarla ilgili yeni tartışmalar yine ga- zete sayfalannı ve ekranlan dolduracak. "Oiası deprem" ise bütün bunlan belkı de hay- retler içersinde izleyerek u gün saymaj'a" devam edecek... oekinciıa cumhuriyet.com.tr HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTAFA BILGÎN OĞLUIRAK'TA ÖLEN CIl^DY SHEBHAN. SAVAŞ KARŞITLI6ININ ÖNbERI OLDU!.. Y hayatepik(g mynet.com NE KATptNA KASIR6ASI. NE.RTTA KASIRSASI ŞEYIMDE BÎLE DE5ÎL ı. BtZ ASIL 8U "CÎNDY RÜZöARIYLA" l MASIL BASEDECEöIZ v\ CONDt?.. TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAX 25 Eylül tntw.jnumtaz-orStan.com GÖKT£ TRAFfK KAZASli. 1978 'PE BUGÜM, ABO'NİN BATIS-IUOAKİ SAN Oıeso ıceurı ÜZSRI'M&E, g/je YOLCÜ UÇAĞI fLE ZUjÇÜK. SfJe PEB.ISANELİ UÇAK. ÇA/BPIÇ. A/r soetMG 7zr jner YOLCÜ fSS YOLC.U BULUA/M/1KTArD/ KULESf, HEfZ İKİ UÇAĞI PA, TEHLİKEÜ 8İ- ÇİAAPB YAKIN OLDUKJ^A/Sl KOMUSUN&A y//y£ oe A&PÇA ENGE ç &LAAÜÇ; 8u t>A, roLCu ÜZ£&lNE PÜ?MESİM£ NEPEN YfKtLAN BiNALA&tN ALTr/VO* PANO DENtZ KAVUKÇUOĞLU Ulusal Kapttalizm' (I) 196O'h yıllarda sol gençlik hareketinın temel slo- ganlanndan biri "Tam bağımsız ve gerçekten de- mokratik Türkiye" idi. Bu slogan ülkemizin "yan sömürge ve yan feodal" bir yapıya/ düzene sahip olduğu analizine dayanıyordu; "tam bağımsızltk" yan sömürgeliğe, "gerçekten demokrasi" de yan feodalliğe karşı mücadele çağnsıydı. Bağımsızlı- ğın önündeki "tam" sözcüğü, ülkenin kâğrt üze- rinde siyasal bağımsızlığa sahip bir görüntü ser- gilemesine karşın gerçekte hem ekonomik hem de siyasal açılardan emperyalizmin sömürüsü altın- da olduğunayönelik birvurguydu. Gerçek bağım- sızlığa kavuşmak için ülkenin emperyalist güçle- rin sömürüsünden kurtarılması, bu sömürüyü "meşru" kılan, güvence altına alan, kolaylaştıran emperyalist karakterdeki uluslararası antlaşmala- nn geçersiz kılınması gerekiyordu. Demokratik sözcüğünün önünde "gerçekten" sıfatı ise bir bölümünde feodal ilişkilerin egemen olduğu bir ülkede pariamenter demokrasinin bir al- datmaca olduğuna, tüm yurttaşlann eşıt koşulla- ra sahip olmadıklan bir ülkede gerçek demokra- sinin olamayacağına işaret ediyordu. Gerçek de- mokrasinin hayata geçebilmesi için her şeyden önce bir toprak reformu/devrimi yapılması zorun- luydu. "Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Tür- kiye" sloganıyla insanlar bir yandan emperyaliz- me, bir yandan da feodalizme (buna toprak ağa- lığına da denilebilir) karşı mücadeleye çağnlıyor- du. Bu çağn 196O'lı yılların koşullannda doğruy- du. 1968 gençlik hareketinın çıkışı da aynı analize dayanıyordu, örneğin 1972 yılında darağacında can veren Deniz Gezmiş'in de son sözleri "Yaşa- sın tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türki- ye" oldu. • • • Aradan 30 yıldan fazla bir zaman geçti. Bu za- man içinde Türkiye'de önemti değişiklikler ger- çekleşti, ülke hızlı bir kapitalistleşme sürecine gir- di, doğu ve güneydoğudaki feodal yapı tümüyle ortadan kalkmasa bile büyük ölçüde çözüldü. Böl- genin büyük toprak ağalan feodal sömürüden el- de ettikleri ve batıya taşıdıklan servetlerte banka- lar, şirketler, holdingler kurdular. Güneydoğudaki terör ve çatışmalar sonucu batıya akan ınsan gö- çünün de feodal yapının çözülmesinde katkısı ol- du. GünümüzdeTürkiye'ninyan-feodal bir ülke ol- duğundan söz etmek doğru değil, bugün Türki- ye'yi tanımlarken "kapitalizmin egemen olduğu" bir ülke diyoruz. "Millisermaye", "ulusal burjuvazi", "ulusal ka- pitalizm" gibi kavramlar da 1960'h yıllarda sıkça kullanılan kavramlardı. "Tam bağımsız ve gerçek- ten demokratik Türkiye" çağrısı emperyalizme karşı mücadeleyi öngördüğünden yabancı ser- maye ileçıkar çelişkisi bulunan "ulusalsermaye", dolayısıyla da bu sermayenin sahibi olan "ulusal burjuvazi" emperyalizme karşı oluşturulacak "ulu- sal cephe"n\n doğal müttefiki olarak değerlendi- rilirdi. Ne var ki "ulusal sermaye" o yıllarda hiçbir zaman kendisini "milli cephenin müttefiki" olarak görmedi, emperyalizme karşı güçlere hep uzak durdu. Temel yönelimi, yabancı sermaye ile bütün- leşerek büyümek. güçlenmekti. Türkiye'de kapi- talizmin hızlı gelişmesinde "u/usa/burjuvaz;"nin bu eğilimi belirleyici oldu, yabancı sermaye Türki- ye'ye büyük ölçüde "ulusal sermaye" üzerinden, onunla birleşerek, onun büyük ortağı olarak girdi, bugün de, -üstelik daha da büyük boyutlarda-, gi- riyor, dolayısıyla emperyalizme karşı mücadele çağnsı günümüzde de geçertiiiğini koruyor. OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy'un Hür- riyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Ozkök'e yazdığı ve 20 Eylül 2005 tarihli Hürri- yet'te yayımlanan mektubunda geçen, "...TÜP- RAŞ'ın, şartlan uygun olmak kaydıyla milli birku- ruluşumuzun kontrolünde olmasını ve böylelikle milli kuruluşun global bir oyuncu olma fırsatını Türkiyeadına diliyorolmanın..." sözlerini okuyun- ca bu yazıyı yazmayı düşündüm. Ama bugün ye- rim kalmadı, çarşamba günü sürdüreceğim. e-posta: dkavukcuogluc; superonline.com BULMACA SEDAT YAŞAYA1* 1 2 3 4 5 6 SOLDANSAĞA: 1/ Zaman za- man ortaya çıkan alkolık- lik. 2/ " — Maalouf ": Lübnan asıllı Fransız ya- zar... Bir ti- yatro oyun- cusunun, se- yircilerin du- yacağıbiçim- 9 de ama sanki diğer oyuncular duy- muyonnuş gibi ko- nuşması ya da dü- şünmesi. 3/Tahıl yı- 3 ğını... Cam üretimı 4 ve sanayide kullanı- 5 lansodakülü. 4/Ak- 6 tinyum elementinin 7 simgesi...Düzveen- 8 siz bağ. 5/ Günlük 9 yaşama ait küçük ve geçici belgelen toplama şe lindeki koleksiyonculuk. 6/ Asya ile A\xupa'yı ayıran dağ sırası... tlgi eki. 7/"— Birsel": Yaza- nmız... Bir mevsim. 8/Biriyle eğlenme ve onu kü: çümseme... Tekel idaresine eskiden verilen ad. 9/ îzmir'inbir ilçesi. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Büyük Rus kentlerinin yakmındaki tatil evle- rine verilen ad... Uyanık, gözü açık. 2/ Köydeki işlerin elbirliğiyle bitirilmesi... Kanşıkrenkli. 3/ Bir ana bitkinin çevresinde yeniden beliren sür- gün ve fılizler... îpek eşarp. 4/Kalayın simgesi... Osmanlılarda vergi ve haraç vermeyen Müslü- man ahali. 5/ Açgözlülük. 6/ Denizcilerinki gibi geniş ve yatıkyaka... Eski dilde yüz, çehre. 7/Bir inancı, bir görüşü yayan kimse... Mekân. 8/ Eski dilde ekmek... Maun da denilen bir ağaç. 9/ "îr- landa Cumhuriyet Ordusu"... Bir kimseye çahş- tığı yerce verilen tatil. e
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle