22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 EYLÜL 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Uzmanlara göreAta Türk'ün ölümü televizyondaki dünyayla gerçekdünya arasında ayrımyapamayanlan etkiledi Cenaze 'şov'unbir parçası oldu ŞULEKÖKTÜRK Bir televiz>on kanalında \a\ımla- nauı programla ünlü olan Ata Türk"ün aş ıin dozda uyuşturucu nedenıyle ölü- mûi \e cenazesınde \aşanan ızdıham. nvedKanın yarattığı ortamın toplumu nasıl yönlendirdığı tartışmalannı ye- ni<den gündeme taşıdı Cenazeye buyuk katılımı, "gerçekk şoaun kanşanhnasınur btr örneğı ola- raik gören uzmanlar, ınsanlann cenaze- yi "şovun birparçasT olarak ızledıği- ni belirmor ve ~Imajlann ağıriıklı ol- duğu sanal dün>*ada yaşavan günümüz gençleri. gerçekle karşüaştıklannda benzer sonuçlan vaşayabilirier'* uyan- sımda bulunuyorlar 18 Eylul günu Adana'da kaldığı otel- d e aldığı aşın uyuşturucu nederayle yaşamını yıtıren Ata Türk ısımlı genç. oncekı gün Fanh Camiı'nde öğle nama- zının ardından bınlerce kışının katıldı- ğı bir törenle toprağa venldi Cenaze- sınde bir kahraman gibı göstenlmeye çalışılan gencın tabutuna Türk bayra- ğı sanldı Gencuı annesı Semra Yücel ıse "Benim babam subaydı. oğlum da şebit oldu" şeklınde beyanda bulnndu Sosyolog Prof Dr. NBüferNarh, bır yanşma programıyla yaratüan "sabun köpûğü şöhreflenn, yanı "tanmmış- uklann" hızlı yaratıldığıru ve hızlı tü- ketıldığını belırterek, bunlann, ya- şayan kışıde "normsuzluk psikoloji- si" \ arattığmı söyledı Insanlann te- levızyonda gördüklen olaylar ve ka- rakterlerle kendılennı özdeşleştırdı- ğını ıfade eden Narh, sözlennı şöy- le surdürdü: "Televizyondaki dünya ile gerçek dünya arasındaki ayrunı yapamıyor- lar. Geçen av larda. bir karakterin di- zkk ölümüüzerine cenaze namaa kü- mışlardL Burada da gencin ölümü ve cenazesi reality şovun bir devamrv dı. O cenazeyişov manüğıileizlediinsan- lar." Narlı aynca, olayda medyanın suçlanmasını ıse "Herkeskendinden sorumludur** şeklınde vorumladı. ECLENCEYE DONUSUYOR Sosyolog Arus Yamul da özel ha- yatlann kamusala taşındıkça değen- nın arttığını, toplumun sıyasala olan ılgısının azaldığını belırterek "Eski- den siyasi fıgürkrin cenazeterine gi- dilirdL Magazin programlannda ol- masıgerekenhaberler ana haberdeyer alıyor. Bu şekilde bunlar eğlenceye dönüştürülüyor" dıye konuştu. Psıkıyatr Doç Dr. Armağan Sa- mancı da cenazeye katılanlann ora- da, gencın acısını değıl kendı acıla- nnıyaşadıklannısöyledı Televızyon programlannın yol açacağı sorunla- nn daha öncekı saptamalarda yer al- dığını anımsatan Samancı, özetle şun- lan söyledı "Ban bireyler bu tarz olaylardan daha çok etküenir ve kendisine zarar verir. Bu gencin yaşadığı süreçte de bu programlann kattasıoidu. Bu program- lar özettikk gençler arasında oMukça etkili. Gençler, kendi gerçek yasamla- nndan çok sanal \e imajlann olduğu tele\izyon düroasındaki gibi yaşama- >ıseçiyorlar. Gerçekyaşamlanndanise kaçıyoriar.Gerceklekarşılaştıklanza- mandabenzer sonuelarohışacak,geoç kendine zarar verebflecektir." Psıkıyatr Prof. Dr. Doğan Şahin ıse medyanın tüm olanaklannın yaşanan kültürel kaosun çözümünde en etki- lı araçlar olabıleceğıni belırterek bu- günkümedyanın samırru herhangi bir toplumsal sorumluluk duygusu ol- madığırn söyledi Bu tür programlarla insanlann meş- hur olması ve bınlerce hayran kazan- masının geniş yığınlann umutsuz du- rumda olduğunu duşündürdüğünü ıfa- de eden Şahın. "Aynca topkımun öoem- libir kesiminin ideallerden yoksun ol- duğunu düşündürüyor. İnsanlann uy- gun rol modeileri amaçlan, ideaUeri olan, yapoklarryla üretrilderiyletoplu- ma yarariı oümış örnekleri yoksa bir- kaç günde şöhret edümiş kişilere hay- ran olması normakür" dıye konuştu. CEPÖĞRENCİ Hemen öğrenci belgenle birlikte Telsim CepShop'a gel CepÖğrenci'ye kayıt ol. »• Dığef Teteım numafdlonyla konuşmanın dakıkası 1 kontor • 6 ay boyunca bebavo Dövc Bılgılea ftosh Haber, Sozluk ve GünKjk Fal Sefvıslen » Ûcrelste Kontöf Tronsfen RTÜKTEN MERCEK FIRATKOZOK ANKARA-Radyove Teleyizyon Üst Kurulu (RTÜKl "geün-kayııa- na" programlan ıçın de\Teye gırdi. Önümüz- deki ğünlerde televizyon yöneticileriyle bır araya gelmeyi planlayan üst kurul, yönetıcılerden "kamusal yaym yapma- lannı" isteyecek. Ûst kurul aynca, RTÜK Ya- sasında ^rograma de- ğü, kanala ceza verilme- si" yönünde düzenleme- ler yapılrnasını önere- cek. RTÜK, bugüne ka- dar yasal düzenlemeler nedenıyle yalnızca prog- ramlara ceza verebih- yordu. Programlar nede- niyle RTÜK'ten süreklı uyan alan programlar, çozümü 'isiın değiştir- mekte v 'buluyordu Bu sorunu da aşmayı plan- layan RTÜK, önümüz- deki dönemde Meclıs'te ele alınması beklenen RTÜKYasasrndadako- nuyla ilgili düzenleme- ler yapılmasını isteye- cek. Böylece "gelin-kay- nana" ve benzeri prog- ramlan yayımlayan tele- vızyon kanallan daha ciddi yaptınmlarla karşı karşıya kalacak. BAYRAÖA'^ S0RUS1URMA Ayrmtılı bılgı tüm Telsm CtpSlMplar'ıta, 444 0 542'de m tflâm conOr-*. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ata Türk'ün tabutuna Türk bayrağı sanlması, başta şebit aileleri olmak üzere birçok yurttaşm tepkisinı çektı. Türk'ün aşın dozda ecstasy kul- lanmaktan yaşamını yi- tirdiğine dikkat çeken yurttaşlar, "Önce 'şe- hit' denildi, sonra da ta- butuna bayrak sankh. Böyle bir şey olamaz" dedı. tstanbul Valiliği de, Türk Bayrağı Yasa- sı ve Türk Bayrağı Tü- züğü'ne muhalefetten soruşturma başlattı. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, konuyla ilgili açıklamasında "Türk bayrağmın han- gi şartlarda tabuta san- lacağı beffidirf dedi. Konuyu Meclıs günde- mine taşıyan CHP Kır- şehır Millervekili Hü- seyin Bayındır da, îçiş- leri Bakaru AbdüJkadir Aksu'ya konuyla ilgili soru önergesi verdi. Bayrak tüzüğüne gö- re cumhurbaşkanlığı yaprruş kişilerin, şehit- lerin, TSK'nin sıvil personel dışındaki mensuplanrun, bunla- nn emeklılerinin, ma- kamında bayrak bulu- nan kamu görevlıleri- rün ve bu görevleri da- ha önce yapmış kişıle- nn cenaze törenlennde tabutlan da bayrakla sanlabilir. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Ozgüven Biraz meslek gereğı, biraz da bu sütunu sizlerle paylaşan bıri olarak, Türkıye'nin ıç ve dış politika- sını dikkatle ızlemeye ve değerlendirmeye çalışı- nm. Yıllardan beıi, "siyasetçilerimizin" (iyi niyetJe- rinden kuşku duymamakla birlikte), çok ciddi ha- talar yaptıklannt gördüm. Fakat şunu belirtmeden de geçemeyeceğım ki; "atanmış" politikacılar, "seçilmiş" politikacılara oranla çok daha fazla ha- ta yapıyorlar. Galıba "hesap verme" zorunluluğu, ınsanlan daha dikkatlı olmaya zoriuyor. AKP hükümeti; seçıldiği günden ben belli alan- larda ciddi hatalar yaparken belli alanlarda da nis- peten daha başanlı oldu. 8u yazı çerçevesınde amacım, AKP hükümetinin değeriendirmesı değil. Amacım, biraz ıktidann, biraz da muhalefetın so- rumluluğundan kaynaklanan, ciddi bır sorunun ir- delenmesı ve çürütülmesi. Bu sorun, "özgûven eksiklıği" ya da "özgüvenimizin zaafa uğraması"... • • • 2. Dünya Savaşı sonrası dünyada güvendiğimiz dağlara maalesef kar yağdı. 1947'den itibaren (In- gıltere'nın artık bu yükü taşıyamayacağını açıkla- masından sonra), "bölge jandarmalığına" soyun- ması ABD'ye sınırsız bir itaat ve güven içınde ol- mamıza karşın sürektı olarak "hırpalandık". Ve dü- şünün ki yanm yüzyılı aşan bir süredir, bu "yıpran- tnamız" devam ediyor. Türkiye ABD'ye öylesıne bağımlı idi ki, TBMM'de ABD'yte ıigıiı olarak dış politıkanın eleş- tırilmesı, "vatan haınliği" olarak değeriendiriliyor ve en ağır bıçımleriyle eleştirıliyordu. 0 günlerin TBMM zabıtlanna bakıldığı zaman, inanılmaz şey- ler görülür. Aynı bıçımde, 1947 sonrasında yapılmaya baş- lanan "ikilı askeri anlaşmalar", ancak 1960 27 Ma- yıs Devnmı sonrasında Türk halkının bılgısıne su- nulabılmıştı. Zaten aynı dönemde askeri anlaşma- lann yanı sıra "borçlandırma" polıtıkası da uygu- lanmaya başlanmış ve ekonomık bağımsızlığımız çok cıddı yaralar almıştı. • • • Ancak fazla aynntılarına girmediğim tüm bu olumsuzluklara karşın bugün Türkiye; "laik, çağ- daş ve demokratik" yapısıyla bölgenin ve dünya- nın "anahtar ûlkesidir". Türkiye'nın etnik yapısındaki çeşıtlılik; kimı Tür- kiye düşmanlarını boşuna umutlandınrken, ülke içınde kımılennı de korkutmaktadır. Doğrusu ıste- nırse, bu sorun hafife alınacak bir sorun değildır. Ama abartılması da tehlikelıdır. Bu sorun, hafife alınacak bır sorun değildır, zıra "provokasyona" çok açık. Zaten halkımız özgüve- nını kısmen yıtırmış olduğu ıçin, bırkaç kışi genış kıtleleri provoke edebilmekte ve harekete geçire- bilmektedir. Değişik yörelerimızde bunun acı ör- neklerini gördük. Allah'tan, çok daha acı ve korku- tucu sonuçlar ortaya çıkmadan, güvenlık güçleri duruma hâkim oldular. • • • Bence, Türkiye'de etnik bir çatışma çıkarmak mümkün değildır. Daha doğrusu, yerel kimi ça- tışmalar çıkanlabilir ama, bunlar gerçekten "ye- rel" kalır ve bastınlır. Zira bu topraklarda biz, bin seneden beri iç içe yaşamaktayız. Bugün "kimi- lerinin"^ çatıştırmaya çabaladıklan Kürt kökenli vatandaşlanmız ve "diğerleri" de, bin yıldır »ç içe yaşamışlardır ve bundan sonra da yaşaya- caklardır. Bugün memleketimızde kendı ait olduğu etnik köken dışında bır etnik kökenden "kız almamtş" hıçbir aıle göstenlemediği gibı, farklı etnik köken- den bir aileye "kız vermemiş" hiçbir aıle yoktur. Bı- zi tanımayanlar, "kimi kiminle" çatıştırmayı umut etmektedirler acaba?.. Bu topraklarda 1000 yıldan beri ıç içe yaşan- mıştır. Ve ortak düşmana karşı, birlikte hareket edilebilınmıştır. Ancak en uyumlu ailelerde bile za- man zaman münakşa ve çatışmalar olur. Son yıl- larda yaşanan acı olaylan, böyle açıklamak istiyo- rum. • • • Türkiye'nin, bölgemız ve dünya açısından öne- mini dogru anlayanlar da var, anlamayanlar da var ve anlamak ıstemeyenler de var. önemli olan şey, bızım kendi önemımizın bılincınde olmamtz ve öz- güvenımızi yitırmememizdir. FMV'den iki yeniHse • Haber Merkezi - Bu yıl 120'ncı yaşmı kutla- yacak olan Fevziye Mektepleri Vakfi'na (FMV) bağlı Erenköy Işîk îlköğretim Okulu, bünyesine Işık Lisesi ve Fen Lısesi'ni ekhyor. FMV böyle- ce iki liseyi birleştirerek öğrencilere farklı semtlere gitmeden tek çatı altında eğitim kolay- lığı sağlayacak. Erenköy-Güneş Kampusu'nda- ki teknolojı donammh derslikler, akti\ite ve spor salonlan, gelişmiş fen laboratuvarlarma sa- hip liselerin açıhşı bugün yapılacak. Kaçakta otel ve hastaneter lîdep H tstanbul Haber Servisi - tstanbul'da düzenle- nen kaçak elektrikle mücadele platformu pane- linde konuşan Enerji ve Tabii Kay- ı naklar Bakanı Hılmı Güler, Türkiye 1 Elektnk Dağıtım Anonim Şirke- ti'nin (TEDAŞ) yaptığı araştınnaya göre kaçak elektriğin en çok otel ve özel hastanelerde kullanıldığının belirlendi- ğini kaydettı. Güler, kaçak elektrik so- rununu çözmekte kararlı olduklarmı ve 300 trilyon bralık yatınmla müca- deleye başlanacağım söyledi. Türki- ye'de 830 bin elektrik kaçağı oldu- ğunu belirten Güler, TEDAŞ'ın özelleştirilmesiyle birlikte bu soru- nun çok daha kolay çözüleceğini savundu. LÖSEV'den Erdoğan'a çağrı • ANKARA (AA) - Ankara Lösemili Çocuk- lar Sağlık ve Eğitim Vakfi (LÖSEV), Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan'dan, kullanılmayan eskı milletvekilı lojmanlannm bir kısrrunın, te- davi için gelen lösemili hastalann ailelerinin konaklayabilmesi içüı LÖSEV'e tahsis edil- mesmı ıstedı. LÖSEV Yönetim Kurulu Başka- m E>r. Üstün Özer ımzasıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hitaben yapılan çagnda, An- kara'ya tedavı ıçın gelen lösemi ve kanser gibi uzun süreli tedavi gerektiren hastalıklı çocuk- lar ve aılelerinın kalacak yer sorunu bulundu- ğu hatırlatılarak "Gelüı bıze el verin ve bu uı- sanlan sokaklardan kurtaralun" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle