21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22EYLÜL2005PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA dishab(a cumhuriyet.com.tr 11 Namık Taıt: ozum olmadan tanımayız BEHZAT BAR1Ş NEW YORK - Yunanis- tan'ınDısişleri Bakanlı- ğı Sözcüsü Yorgo Ku- muçakosun Türkiye'nin karşı deklarasyondaki metnin Rumlann tanın- masını gerektireceği ifa- delerine karşılık Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Na- mık Tan, şunlan söyle- di: "Rumlann, Kıbns Türklerini temsil etme- diği BM tarafından ka- bul edilen bir esastır. Hepinizin bildiği iizere, Yunanistan sözcüsü Kumuçakos vahim bir hesap hatası yapmakta- dır. BM çerçevesinde kapsamlı çözüm olma- dan tanınma olmaya- caktır. Kimse yanliş söylemlerle zihinleri kanştırmaya çalışma- sın. Rum yönerimine bu tür beyanlarla çö- züm olmadan meşru- iyet kazandırmak mümkün değUdir." Brüksel'de terör alarmı • BRÜKS£L(AA)- Belçika, Ispanya'dan gelen ve AB kurumlanna yönelik terörist saldın hazırlığından söz eden istihbarat üzerine olağanüstü önJemler aldı. Ispanyol istihbarat biriınleri, Ispanya'dan birkaç taşıtla yola çıkan bir grup teröristin, Brüksel'de, AB Konseyi'nin bulunduğu Juste Lipse binasına intihar saldınsı düzenlemeyi hedefledıklerini büdirdi. Belçika Kriz Merkezi, AB Konseyi binasının bulunduğu Schumann Meydanı'nı trafığe kapattı. IsraiMran söz düellosu • NEWYORK(AA)- Israil ve Iran, BM Genel Kurulu'nda nükleer programlan ve terorizm konusunda birbirine hakaret dolu sözler sarf etti. Israil Dışişleri Bakanı Silvan Şaiom, Iran Islam Cumhuriyeti'ni "nükleer silahlarla dünyayı terörize etmeye çalışan Tahran"daki despotlarca yönetilen şer rejimi" olarak niteleyerek tarrışmayı başlattı. Iranlı temsilci Ahmed Sadıgi saldınya Israil devletinin, "savaş suçu ve insanlığa karşı farklı suçlar işleyen zanlılarca yönetilen meşruiyetten yoksun ve karanük tarihe sahip Siyonist birrejim" olduğu sözleriyle yanıt verdi. 6 ay straı acı yolculuk • HARARE(AA)- Somali'den 6 ay önce yola çıkan 26 kışilik bir grup, 4 bin kilometreden fazla süren uzun bir yolculuktan sonra Zimbabve'de polise teslim olarak sığınma hakkı istedi. Zimbabve'de yayımlanan The Herald gazetesinin haberine göre Mozambik'ten gelen Somalililerin hangi güzergâhı izledikleri ve hangi ülkelerden geçtikleri bilinmiyor. Sığınmacılar, baçlık ve yorgunluktan dolayı polise teslim olmayı tercih ettiklerini söylediler. Deklarasyona itirazdan vazgeçen Güney Kıbns, müzakere çerçeve belgesindeki ifadeleri değiştirdi Rınnlar istedilderiın elde etti• Müzakere çerçeve belgesine "müzakerelerin Birlik ik değil, 25 üye ülkeyle sürdürüleceğine" yönelik bir ifadeyi ekleten Rum Kesimi'nin böylece fiili tanınmayı hedeflediği bildiriliyor. Rum Kesimi aynca deklarasyonda ele alınan unsurlann tartışmaya açılabilmesini de sağladı. ELÇİNPOYR4ZLAR BRÜKSEL -AB, karşı dekJarasyon ve müzakere çerçeve belgesinde Türkiye'ye yönelik talepleri konusunda Kıbns Rum Ke- simi'ne boyun eğdı. AB üye ülkeleri tara- findan dün resmen onaylanan karşı dekla- rasyon metnınde Rum taleplen geniş yer bulurken AB Dairru Temsilcıleri'nın dün ele aldığı müzakere çerçeve belgesinde de Rumlann değişiklik önerilennın kabul edil- diği öğrenildi. Kıbns Rum Kesimi, bu haftaki AB Da- imi Temsilcileri toplantı tutanaklannda ya- zılı olarak yer alan "Üye ülkeier deklaras- yonda ele alınan unsurlann müzakere çer- çeve belgesi tarnşmalannda tekrar açılma- yacağı konusunda hemfuardirler*1 ıfadesi- nin ekJenmesı nedenıyle öncekı gün dek- larasyonun onay sürecini bloke etmışti. AB Daimi Temsilcileri 'nin dünkü toplantısın- da bu ifadelerin kaldınlmasmın ardından 25 üye ülke deklarasyonu yazılı olarak onayladı. AB kaynaklan Rumlann dekla- rasyon metnıni müzakere çerçeve belgesi- ne sokmaya çalışmayacağı konusunda In- giltere ve Kıbns Rum Kesimi arasında "centilmenfik" anlaşması vapıldığını bil- MUHALEFETTEN HÜKÜMETE TEPKİ: AB'NİN ŞARTLARI ÇOK ACIR ANKARA (Cumhumet Bürosu) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen. hükümetin onayladığı Gümruk Birliğı Ek Protokolü'nün TBMM'den şerh konularak geçirilmesi gerektiğini belirtirken DYP'li Nüzhet Kandemir, "Şartiar biraz daha ağuiaşırsa hükümet masadan aynlnıaİKhr" dedi. Emekli Büyükelçi Öymen, Türkiye'nin Güney Kıbns Rum yönetimini asla Kıbns Cumhuriyeti olarak tanımaması gerektığiru vurguladı ve şunlan söyledi: "AB, Türkiye'den >ükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesi ve liman konulannın çözübnesini istiyor. Kıbns'ın zamanla hukuken tanmmasını istiyor. İsteük de bunu 2006 vüında kontrol edeceğini söviüyor. Bu durum Türkiye için uhıslararası arenada çok büyük sıkuıülara neden olur. Hükümet ek protokolü bir an önce TBMM'ye getirmeu. Bu anlaşmaya, yapılabifiyorsa TBMM tarafından şerh konulmabdır. Hükümet tüm uyanlamnıza karşın sadece deklarasyonu yavınılamakla yetindi. Ancak şimdi dediğimiz maalesef çıkryor. AB deklarasyonun protokolün bir parçası olmadığını doJayısryla gereklerin yerine getirilmesini istiyor. Oysaki hükümetin protokolü imzâlarken düşeceği rezerv de 'Kıbns'ta BM öncülügünde gerçekleştınlecek bir çözüm olmadan bu protokol yürürlüğe girmez' deseydiolaylarm bu hale gelmesini engeUeyecekti." Öymen, Rumlann Türkiye'nin tutumu nedenıyle "bir taş ile iki kuş"1 vurduğunu da söyledi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir de, RumJann AB'yi kendı görüşlen çerçevesınde yönlendırdiğını dile getirdi. AB'nin her isteminın ardından bir yenısinin daha geldiğıne dikkat çeken Kandemir, bunun nedeninin hükümetin yetersız dış politika anlayışı olduğunu söyledi. Kandemir, şöyle konuşru:"Görüldüğü kadanyla Runılar evvela tüm birtik üvesi ülkelerin tarunması konusunu müzakere öncesi gereklüîk olarak masaya koydular. Bu kabul görünce, her türlü isteklerini AB'ye kabul ettirmeye başiadılar. Yayımlanacak karşı deklarasvonun Türkhe akyhine kımetlendirilnıesi için uğraşolar. tşte tüm bunlar ashnda bu sürecin birkaç ay sonra nkanacağuu ortaya koyuyor." Kandemir. "Eğer şartlar biraz daha ağırlaşunlırsa. 'Arkarruzı döner gidenz' diyen hükümet bu sözünü unutmamahdır. Eğer \eni şartiar öne sürülürse masadan kalknıayı biJmelidir. Ancak bunu yaparken tek başma değil TBMM karanna göre hareket etmelidir. Hükümet, Mectis'i bir an önce toplamab, Kıbns konusunda ne yapılacağına dair Meclis karan çıkanimahdır" değerlendırmesını yaptı. dirdiler. Türk diplomatik kaynaklar ise bu tür bir anlaşmanın geçerliliğini koruması- na yönelik kuşkulannı dile getirdiler. Cumhumet'in ulaştığı müzakere çerçe- ve belgesinin taslak metninin 5. paragra- fındalo "Türkiye'nin kaühm sürednde po- titikaiannı üçüncü ülkeier ve uluslararası kuruluşlarla yakınlaşfırmasına" yönelik ifadelere Rumlann talebı üzenne "tüm AB üyesi ülkelerin bu kuruluşlara kauhmma" yönelik bir ifade eklendi. Bu ifadeyle Tür- kiye'nin, Kıbns Rum Kesimi'nin NATO'ya katılımına engel olmaması ima ediliyor. 12.12.2002 tarihli NATO-AB Güvenlik Anlaşması uyannca Kıbns Rum Kesimi ve Malta, NATO-AB ışbırlığıne katılamıyor Rumlann taleplen dogrultusunda mü- zakere çerçe\ e belgesinin 16 paragrafın- da yer alan "müzakerelerin hükümedera- rası konferans yoluv la tüm AB üye ülkele- rinin kablımıyla sürdürüleceği" yolunda bir ifade yer aldı. Kıbns Rum Kesimi'nin bu ifadeyle müzakere sürecınde "defacto" (fıili) tanınmaya yönelik taleplennın tatmın edildiği bildiriliyor. Müzakere çerçeve bel- gesinin 1. paragrafına aynca AB'nin "haz- metme kapasitesine" yönelik olarak "Bu süreç tüm Kopenhag kriterierini ve Bir- Bk'in hazmetmekapasrtesini gözönüne ala- caktır*1 ıfadesı eklendi. Avusturya'nın dünkü COREPER top- lantısında müzakere çerçeve belgesinde tam üyelikten başka bir seçeneğin açıkça belirtilmesi yönünde talebini dile getirdı- ğı öğrenildi. Müzakere çerçeve belgesi üze- rine görüşmelerin önümüzdeki hafta AB Da- ımı Temsılcilertoplantısmda devam etme- sı bekleniyor. Karşı deklaras\on metni • Avrupa Topluluğu ve üye ülkeleri. Tür- kiye'nin, Türkiye ile Avrupa Topluluğu ve üye ülkeleri arasında ortaklık anlaşması- nın ek protokolüne attıgı unzayı kabul eder. Türkiye'nin Kıbns Cumhuriyeti ile ilgili açüdama yapma ihtiyacını üzüntü ile kar- şılar. • Avrupa Topluluğu ve üye ülkeleri bu açıkJamanın tek taraflı olduğunu, proto- kolün içeriği olmadığını ve Türkiye'nin yükümlülüklerin üzerinde yasal bir etkisi olmadığını açıkça belırtır. • A\Tupa Topluluğu ve üye ülkeleri, ek pro- tokolün aynmcılık yapılmadan bütün ola- rak uygulanmasını ve ulaşmıdaki lasıtla- malan da ıçeren mallann serbest dolaşımı için bütün engellerin kaldınlmasuıı beİder. • Türkiye, protokolü AB üyesı tüm ül- keleri kapsayacak şekilde uygulamaüdır. AB tam uygulamayı yalondan takip edecek ve 2006 yılında değerlendirecektir. Avrupa Topluluğu ve üye ülkeleri ilgili konularda müzakere başlıİdanmn açılmasının Türki- ye'nin tüm üye ülkelere olan sözleşmeyü- kümlülüklerini uygulamasına bağlı oldu- ğuna işaret eder. • YükümJülükjerini tam olarak yerine ge- tirmede başansızlığa uğraması durumun- da müzakerelerin gelişimı bütün olarak bundan etkilenecektır. • Avrupa Topluluğu ve üye ülkeleri Kıb- ns Cumhunyeti'nı uluslararası hukukun bir parçası olduğundan dolayı tamdıklan- nı vurgular. • Tüm üye ülkelenn tanınması katılım sürecinın gerekli bir parçasıdır. Konsey, 2006 yılı içinde tüm bu konulardaki iler- lemelenn ızlenmesini sağlayacaktır. • Bu deklarasyon çerçevesinde AB ve üye ülkeleri BM Genel Sekreteri'nin Kıb- ns sorununun ilgili BM Güvenlik Konse- yi kararlannın ve AB ilkelerinın dogrultu- sunda kapsamlı çözüme ka\-uşması yönün- deki çabasını destekler J ABD'deyeniden büyükkaçış ABD'yi ve Meksika Körfezi'ni teh- dit eden Rita kasırgası giderek güç- lenivor. Amerikan Ulusal Kasırga Merkezi, Rita'nın 5 kategorili Saf- fir-Simpson ölçeğinde 5. sıraya yük- seldiğini açıkla>arak tropikaİ siklo- nun rüzgârlarmın hızının saatte 265 km'ye ulaştığım bildirdi. YetkUikr, kasırganın etkiü olduğu bolgede 1 milyon kisinin tahliye edümesini is- tedi Rita kasırgası, 29 Ağustos'ta Katrina kasırgasuun vunluğu Mek- sika KörfezTni tehdit edivor. Bölge- deki petrol plattormlannda çahşan- lar ve Katrina'nın yerle bir ettiği Nev\ Orieans tahliye edilhor. L'z- nıanlar. Rita kasırgasının şimdhe kadar körfezde bulunan Teksas'ı vuran en şiddetli kasırga olabile- cegini söyhıyorlar. Galveston'da bakım evinde kalanlar otobüsler ve ambulanslaria kentten uzak- laşönldL(Fotoğraf: AP) AUFDENKTAŞ: AB, Kıbns'ı peşinat olarak öügörüyor... BARIŞ DOSTER Almanya'da iki büyük partinin liderleri düğümü çözmek için bugün bir araya geliyor Berlin'de pazarhklar başladıFRANKFURT (Cumhuri- yet Bürosu) - Almanya'da se- çim sonrasmda ortaya çıkan tablodan bir hükümet çıkarma- ya çalışan partiler arasında görüşmeler başladı. İki büvoik partinin genel başkanlan An- gela Merkel ve Franz Münte- fering'in bugün bir araya gel- mesi bekleniyor. Yeşillerin "gayriresmibaş- kanı" konumundakı Dışişle- ri Bakanı Joschka Fischer'in siyasette herhangi bir göre\- al- mayacağııu ilan etmesiyse şaş- kınlıkla karşılandı. Partisi içinde de eleştirilen Joschka Fischer' in, partisini en zor durumda yalnız bu-aktığı ileri sürüldü. "BüyükKoafisyon" olasılığı- nın gündemdeki önemini ko- ruduğu gözlendi. CDİJ ve CSU'nun önde ge- len yöneticilen. basma ver- dikleri demeçlerde, SPD ile birlikte "Büvtik Koaüsyon" kurmadan önce Yeşiller ve FDP ile hükümet kurma he- saplan yapmanın daha doğru olduğuna dikkat çektiler. Ye- şillerden yapılan açıklamalar- da da CDU/CSU ve FDP ile görüşmeye hazır olduklan be- lirtildi, ancak bir görüş birlı- ği sağlama şansının çok yük- sek olmadığı da vurgulandı. Sol Parti'nin meclis grubu başkanı olarak görev yapma- sı beklenen eskı SPD Genel Başkanı Oskar Lafontaine ise hükümet arayışlanna yönelik ılginç sinyaller verdi. 'Schröder iktidar tutkunu 1 Azınlığa düşrüğünü kabul edemeyen Gerhard Sehrö- Fischer'e eleştiri Medyadaki bazı yorumlar- da da, politikada "Artık ca- nım istemiyor, oynamayaca- ğun" demenin sorumluluk ıl- kesiyle bağdaşmayacağına dikkat çekildi. Fischer'in çekihnesi, CDU ve CSU ile Yeşiller arasında bir işbirliğine yönelik sin\al olarak da değerlendirildı. Hı- ristiyan demokratlann (CDU ve CSU), liberal FDP ve Ye- şiller Partisi ile koalisyon kur- mak amacıyla görüşmelen- nin çeşitli ortam ve aşama- larda sürdüğü saptahırken derın "iktidar tutkunu oldu- ğunun çocukça davTanışlann- dan da anlaşılabileceğirü" ha- tırlatan Oskar Lafontaine, ge- rek SPD'mn. gerekse Yeşiller Partisi "nın seçim öncesinde ilan ettiklen programlann Sol Parti'nin çok uzağmda olma- dığına dikkat çekti. 3 VEKİLDEN \ BİRİ KADIN Ahnanya'da Federal Meclis'e seçilen millervekillerinin yaklaşık üçte birinin kadınlardan oluştuğu belirlendi. Federal Seçim îdaresi'nden Cumhuriyet'e yapılan açıklamada, yeni dönemde 613 miüetvekihnin Federal Meclis'e girdiği, bunlardan I95'inin de kadın olduğuna dikkat çekildi. Yeni mecliste4l8 erkek milletvekilinin görev yapacağı kaydedildi. Türk kökenlı 5 millervekili içinde ağırlığın kaduılarda ohnası ise ilgiyle karşılandı. Sol Partıden Sevim Dağdeleo, Yeşiller Partısi'nden Ekin DeHgözveSPÜ'denLale Akgün, yem dönemde millerv ekilliğı görevini üstlenen Türbye kökenli kadınlaı uidulaı X^ KKTC'nin Bınncı Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye'nin AB üyeliği için gere- ken knterleri yerine getirdiğıni vurgulaya- rak "Ancak AB, hem Türk ulusunun kabul ermeveceği şartiar aayatmakta hem de üye- lik garantisi ounavan, ucu açık müzakereler için bile, Kıbns'ı peşinat olarak istemekte- dir" dedi. 3 Ekım öncesinde gelişmeleri de- ğerlendiren Denktaş, Türkiye'nin önüne konan Kıbns dahil dığer şanlann, özellikle Atatürk ilkelennden vazgeçilmesinin, Lo- zan Antlaşması ile çözülmüş olan azınlıklar konusunun Türkiye'yi parçalara ayu^cak şekilde yeniden canlandınlmasının, \ilayet- lere özerklik verihnesi gıbı girişimlerin Türk ulusunca asla kabul edilmeyecegine dikkat çekti "Eli kanh terörist bir idarenin bölmüş olduğu Kıbns, üniter bir Rum dev- letijTtüş gibi AB üyesi yapılmışür. Türki- >e'nin bütün bunlar karşısmda bir noktada ' Yeter artık' divebileceğı dunımla karşüaş- ması, sürprizohnaNacaknr" dıyen Denktaş, Annan Planı'nın. yıl- lardır uygulanan milli politikayı. devlet poli- tikasını sılip süpürdü- ğünü ve Kıbns Türk- lerini yeniden müşte- rek bir egemenliğin hissedan yapmak iste- diğini anlattı. Denk- taş, "Rum lidertiği, Kıbns hükümeti uma- nını konımak için, Annan Planı'nı red- dermiştir. Bö>1ece bize Tannsal bir şans ta- mnmıstır. Bu konuda- ki devlet poütikası da Sayın Ahmet Necdet Sezer taranndan yeniden vurgulannuşür'' diye konuştu. Türkiye'yi Kıbns'tan çıkar- manın, Rum-Yunan ıkilisinin ve genelde emperyalist ülkelerin öngördükleri, esas milli hedefleri olduğunu belirten Denktaş, şöyle konuştu: "Kıbns'ta bir çözülme ve Türk askerinin çekümesi. Vunanistan'a Ege'de istediğj gibi at ovnatma firsan vere- cektir. Ve Kıbns Girit misali kavbedilecek. Rum- Yunan-AB-HuTstiv^n dünyası yeni bir Girit zaferi elde edecektir. Türk ve KKTC hükünıetkrinin bu gerçeğin idraki içinde ol- duklan kanısuıda ve ümidindevim.'" Denk- taş, son dönemde gündeme gelen yeni çö- züm süreci hakkında da şu görüşlen kay- detti: "Rumlar. Kıbns'a sahip olabilecekle- ri. gerekirse >eniden jirüp atabilecekleri bir anlaşma istiyoriar. Biz ise iki halka davah, var olan iki devlerin anlaşmasma dav^alı. Türk-^ünan dengesini koruvan bir anlaşma istiyonız. Yunanlı diplomatlar bile kahcı hal çaresüıi iki taraf arasmdaki sınıruı, uluslara- rası smır haline gelmesinde görürken, var olan bu gerçegi bizim sonuna kadar savnn- maktan başka çare ve yolumuz >oktur." Kıbns'ta bir çözülmenin ve Türk askerinin çekilmesinin, Yunanistan'a Ege'de istediği gibi at oynatma fırsatı vereceğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle