Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22EYLÜL2005PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
dishab(a cumhuriyet.com.tr 11
Namık Taıt:
ozum
olmadan
tanımayız
BEHZAT BAR1Ş
NEW YORK - Yunanis-
tan'ınDısişleri Bakanlı-
ğı Sözcüsü Yorgo Ku-
muçakosun Türkiye'nin
karşı deklarasyondaki
metnin Rumlann tanın-
masını gerektireceği ifa-
delerine karşılık Dışişleri
Bakanlığı Sözcüsü Na-
mık Tan, şunlan söyle-
di: "Rumlann, Kıbns
Türklerini temsil etme-
diği BM tarafından ka-
bul edilen bir esastır.
Hepinizin bildiği iizere,
Yunanistan sözcüsü
Kumuçakos vahim bir
hesap hatası yapmakta-
dır. BM çerçevesinde
kapsamlı çözüm olma-
dan tanınma olmaya-
caktır. Kimse yanliş
söylemlerle zihinleri
kanştırmaya çalışma-
sın. Rum yönerimine
bu tür beyanlarla çö-
züm olmadan meşru-
iyet kazandırmak
mümkün değUdir."
Brüksel'de
terör alarmı
• BRÜKS£L(AA)-
Belçika, Ispanya'dan
gelen ve AB kurumlanna
yönelik terörist saldın
hazırlığından söz eden
istihbarat üzerine
olağanüstü önJemler
aldı. Ispanyol istihbarat
biriınleri, Ispanya'dan
birkaç taşıtla yola
çıkan bir grup teröristin,
Brüksel'de, AB
Konseyi'nin bulunduğu
Juste Lipse binasına
intihar saldınsı
düzenlemeyi
hedefledıklerini
büdirdi. Belçika Kriz
Merkezi, AB Konseyi
binasının bulunduğu
Schumann Meydanı'nı
trafığe kapattı.
IsraiMran
söz düellosu
• NEWYORK(AA)-
Israil ve Iran, BM Genel
Kurulu'nda nükleer
programlan ve terorizm
konusunda birbirine
hakaret dolu sözler
sarf etti. Israil Dışişleri
Bakanı Silvan
Şaiom, Iran Islam
Cumhuriyeti'ni "nükleer
silahlarla dünyayı terörize
etmeye çalışan
Tahran"daki despotlarca
yönetilen şer rejimi"
olarak niteleyerek
tarrışmayı başlattı. Iranlı
temsilci Ahmed Sadıgi
saldınya Israil devletinin,
"savaş suçu ve
insanlığa karşı farklı
suçlar işleyen zanlılarca
yönetilen meşruiyetten
yoksun ve karanük
tarihe sahip Siyonist
birrejim" olduğu
sözleriyle yanıt verdi.
6 ay straı
acı yolculuk
• HARARE(AA)-
Somali'den 6 ay önce
yola çıkan 26 kışilik
bir grup, 4 bin
kilometreden fazla süren
uzun bir yolculuktan
sonra Zimbabve'de
polise teslim olarak
sığınma hakkı istedi.
Zimbabve'de yayımlanan
The Herald gazetesinin
haberine göre
Mozambik'ten gelen
Somalililerin hangi
güzergâhı izledikleri
ve hangi ülkelerden
geçtikleri bilinmiyor.
Sığınmacılar, baçlık ve
yorgunluktan dolayı
polise teslim olmayı
tercih ettiklerini
söylediler.
Deklarasyona itirazdan vazgeçen Güney Kıbns, müzakere çerçeve belgesindeki ifadeleri değiştirdi
Rınnlar istedilderiın elde etti• Müzakere çerçeve
belgesine "müzakerelerin
Birlik ik değil, 25 üye ülkeyle
sürdürüleceğine" yönelik bir
ifadeyi ekleten Rum
Kesimi'nin böylece fiili
tanınmayı hedeflediği
bildiriliyor. Rum Kesimi
aynca deklarasyonda ele
alınan unsurlann tartışmaya
açılabilmesini de sağladı.
ELÇİNPOYR4ZLAR
BRÜKSEL -AB, karşı dekJarasyon ve
müzakere çerçeve belgesinde Türkiye'ye
yönelik talepleri konusunda Kıbns Rum Ke-
simi'ne boyun eğdı. AB üye ülkeleri tara-
findan dün resmen onaylanan karşı dekla-
rasyon metnınde Rum taleplen geniş yer
bulurken AB Dairru Temsilcıleri'nın dün
ele aldığı müzakere çerçeve belgesinde de
Rumlann değişiklik önerilennın kabul edil-
diği öğrenildi.
Kıbns Rum Kesimi, bu haftaki AB Da-
imi Temsilcileri toplantı tutanaklannda ya-
zılı olarak yer alan "Üye ülkeier deklaras-
yonda ele alınan unsurlann müzakere çer-
çeve belgesi tarnşmalannda tekrar açılma-
yacağı konusunda hemfuardirler*1
ıfadesi-
nin ekJenmesı nedenıyle öncekı gün dek-
larasyonun onay sürecini bloke etmışti. AB
Daimi Temsilcileri 'nin dünkü toplantısın-
da bu ifadelerin kaldınlmasmın ardından
25 üye ülke deklarasyonu yazılı olarak
onayladı. AB kaynaklan Rumlann dekla-
rasyon metnıni müzakere çerçeve belgesi-
ne sokmaya çalışmayacağı konusunda In-
giltere ve Kıbns Rum Kesimi arasında
"centilmenfik" anlaşması vapıldığını bil-
MUHALEFETTEN HÜKÜMETE TEPKİ: AB'NİN ŞARTLARI ÇOK ACIR
ANKARA (Cumhumet Bürosu) - CHP Genel Başkan
Yardımcısı Onur Öymen. hükümetin onayladığı Gümruk
Birliğı Ek Protokolü'nün TBMM'den şerh konularak
geçirilmesi gerektiğini belirtirken DYP'li Nüzhet Kandemir,
"Şartiar biraz daha ağuiaşırsa hükümet masadan
aynlnıaİKhr" dedi. Emekli Büyükelçi Öymen, Türkiye'nin
Güney Kıbns Rum yönetimini asla Kıbns Cumhuriyeti olarak
tanımaması gerektığiru vurguladı ve şunlan söyledi: "AB,
Türkiye'den >ükümlülüklerini tam olarak yerine
getirmesi ve liman konulannın çözübnesini istiyor.
Kıbns'ın zamanla hukuken tanmmasını istiyor.
İsteük de bunu 2006 vüında kontrol edeceğini
söviüyor. Bu durum Türkiye için uhıslararası
arenada çok büyük sıkuıülara neden olur. Hükümet
ek protokolü bir an önce TBMM'ye getirmeu. Bu
anlaşmaya, yapılabifiyorsa TBMM tarafından şerh
konulmabdır. Hükümet tüm uyanlamnıza karşın sadece
deklarasyonu yavınılamakla yetindi. Ancak şimdi dediğimiz
maalesef çıkryor. AB deklarasyonun protokolün bir parçası
olmadığını doJayısryla gereklerin yerine getirilmesini istiyor.
Oysaki hükümetin protokolü imzâlarken düşeceği rezerv de
'Kıbns'ta BM öncülügünde gerçekleştınlecek bir çözüm
olmadan bu protokol yürürlüğe girmez' deseydiolaylarm bu
hale gelmesini engeUeyecekti." Öymen, Rumlann Türkiye'nin
tutumu nedenıyle "bir taş ile iki kuş"1
vurduğunu da söyledi.
DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir de,
RumJann AB'yi kendı görüşlen çerçevesınde yönlendırdiğını
dile getirdi. AB'nin her isteminın ardından bir yenısinin daha
geldiğıne dikkat çeken Kandemir, bunun nedeninin
hükümetin yetersız dış politika anlayışı olduğunu söyledi.
Kandemir, şöyle konuşru:"Görüldüğü kadanyla
Runılar evvela tüm birtik üvesi ülkelerin
tarunması konusunu müzakere öncesi gereklüîk
olarak masaya koydular. Bu kabul görünce,
her türlü isteklerini AB'ye kabul ettirmeye
başiadılar. Yayımlanacak karşı
deklarasvonun Türkhe akyhine
kımetlendirilnıesi için uğraşolar. tşte tüm bunlar
ashnda bu sürecin birkaç ay sonra nkanacağuu ortaya
koyuyor." Kandemir. "Eğer şartlar biraz daha ağırlaşunlırsa.
'Arkarruzı döner gidenz' diyen hükümet bu sözünü
unutmamahdır. Eğer \eni şartiar öne sürülürse masadan
kalknıayı biJmelidir. Ancak bunu yaparken tek başma değil
TBMM karanna göre hareket etmelidir. Hükümet, Mectis'i
bir an önce toplamab, Kıbns konusunda ne yapılacağına dair
Meclis karan çıkanimahdır" değerlendırmesını yaptı.
dirdiler. Türk diplomatik kaynaklar ise bu
tür bir anlaşmanın geçerliliğini koruması-
na yönelik kuşkulannı dile getirdiler.
Cumhumet'in ulaştığı müzakere çerçe-
ve belgesinin taslak metninin 5. paragra-
fındalo "Türkiye'nin kaühm sürednde po-
titikaiannı üçüncü ülkeier ve uluslararası
kuruluşlarla yakınlaşfırmasına" yönelik
ifadelere Rumlann talebı üzenne "tüm AB
üyesi ülkelerin bu kuruluşlara kauhmma"
yönelik bir ifade eklendi. Bu ifadeyle Tür-
kiye'nin, Kıbns Rum Kesimi'nin NATO'ya
katılımına engel olmaması ima ediliyor.
12.12.2002 tarihli NATO-AB Güvenlik
Anlaşması uyannca Kıbns Rum Kesimi ve
Malta, NATO-AB ışbırlığıne katılamıyor
Rumlann taleplen dogrultusunda mü-
zakere çerçe\ e belgesinin 16 paragrafın-
da yer alan "müzakerelerin hükümedera-
rası konferans yoluv la tüm AB üye ülkele-
rinin kablımıyla sürdürüleceği" yolunda
bir ifade yer aldı. Kıbns Rum Kesimi'nin
bu ifadeyle müzakere sürecınde "defacto"
(fıili) tanınmaya yönelik taleplennın tatmın
edildiği bildiriliyor. Müzakere çerçeve bel-
gesinin 1. paragrafına aynca AB'nin "haz-
metme kapasitesine" yönelik olarak "Bu
süreç tüm Kopenhag kriterierini ve Bir-
Bk'in hazmetmekapasrtesini gözönüne ala-
caktır*1
ıfadesı eklendi.
Avusturya'nın dünkü COREPER top-
lantısında müzakere çerçeve belgesinde
tam üyelikten başka bir seçeneğin açıkça
belirtilmesi yönünde talebini dile getirdı-
ğı öğrenildi. Müzakere çerçeve belgesi üze-
rine görüşmelerin önümüzdeki hafta AB Da-
ımı Temsılcilertoplantısmda devam etme-
sı bekleniyor.
Karşı deklaras\on metni
• Avrupa Topluluğu ve üye ülkeleri. Tür-
kiye'nin, Türkiye ile Avrupa Topluluğu ve
üye ülkeleri arasında ortaklık anlaşması-
nın ek protokolüne attıgı unzayı kabul eder.
Türkiye'nin Kıbns Cumhuriyeti ile ilgili
açüdama yapma ihtiyacını üzüntü ile kar-
şılar.
• Avrupa Topluluğu ve üye ülkeleri bu
açıkJamanın tek taraflı olduğunu, proto-
kolün içeriği olmadığını ve Türkiye'nin
yükümlülüklerin üzerinde yasal bir etkisi
olmadığını açıkça belırtır.
• A\Tupa Topluluğu ve üye ülkeleri, ek pro-
tokolün aynmcılık yapılmadan bütün ola-
rak uygulanmasını ve ulaşmıdaki lasıtla-
malan da ıçeren mallann serbest dolaşımı
için bütün engellerin kaldınlmasuıı beİder.
• Türkiye, protokolü AB üyesı tüm ül-
keleri kapsayacak şekilde uygulamaüdır. AB
tam uygulamayı yalondan takip edecek ve
2006 yılında değerlendirecektir. Avrupa
Topluluğu ve üye ülkeleri ilgili konularda
müzakere başlıİdanmn açılmasının Türki-
ye'nin tüm üye ülkelere olan sözleşmeyü-
kümlülüklerini uygulamasına bağlı oldu-
ğuna işaret eder.
• YükümJülükjerini tam olarak yerine ge-
tirmede başansızlığa uğraması durumun-
da müzakerelerin gelişimı bütün olarak
bundan etkilenecektır.
• Avrupa Topluluğu ve üye ülkeleri Kıb-
ns Cumhunyeti'nı uluslararası hukukun
bir parçası olduğundan dolayı tamdıklan-
nı vurgular.
• Tüm üye ülkelenn tanınması katılım
sürecinın gerekli bir parçasıdır. Konsey,
2006 yılı içinde tüm bu konulardaki iler-
lemelenn ızlenmesini sağlayacaktır.
• Bu deklarasyon çerçevesinde AB ve
üye ülkeleri BM Genel Sekreteri'nin Kıb-
ns sorununun ilgili BM Güvenlik Konse-
yi kararlannın ve AB ilkelerinın dogrultu-
sunda kapsamlı çözüme ka\-uşması yönün-
deki çabasını destekler
J
ABD'deyeniden
büyükkaçış
ABD'yi ve Meksika Körfezi'ni teh-
dit eden Rita kasırgası giderek güç-
lenivor. Amerikan Ulusal Kasırga
Merkezi, Rita'nın 5 kategorili Saf-
fir-Simpson ölçeğinde 5. sıraya yük-
seldiğini açıkla>arak tropikaİ siklo-
nun rüzgârlarmın hızının saatte 265
km'ye ulaştığım bildirdi. YetkUikr,
kasırganın etkiü olduğu bolgede 1
milyon kisinin tahliye edümesini is-
tedi Rita kasırgası, 29 Ağustos'ta
Katrina kasırgasuun vunluğu Mek-
sika KörfezTni tehdit edivor. Bölge-
deki petrol plattormlannda çahşan-
lar ve Katrina'nın yerle bir ettiği
Nev\ Orieans tahliye edilhor. L'z-
nıanlar. Rita kasırgasının şimdhe
kadar körfezde bulunan Teksas'ı
vuran en şiddetli kasırga olabile-
cegini söyhıyorlar. Galveston'da
bakım evinde kalanlar otobüsler
ve ambulanslaria kentten uzak-
laşönldL(Fotoğraf: AP)
AUFDENKTAŞ:
AB, Kıbns'ı
peşinat olarak
öügörüyor...
BARIŞ DOSTER
Almanya'da iki büyük partinin liderleri düğümü çözmek için bugün bir araya geliyor
Berlin'de pazarhklar başladıFRANKFURT (Cumhuri-
yet Bürosu) - Almanya'da se-
çim sonrasmda ortaya çıkan
tablodan bir hükümet çıkarma-
ya çalışan partiler arasında
görüşmeler başladı. İki büvoik
partinin genel başkanlan An-
gela Merkel ve Franz Münte-
fering'in bugün bir araya gel-
mesi bekleniyor.
Yeşillerin "gayriresmibaş-
kanı" konumundakı Dışişle-
ri Bakanı Joschka Fischer'in
siyasette herhangi bir göre\- al-
mayacağııu ilan etmesiyse şaş-
kınlıkla karşılandı.
Partisi içinde de eleştirilen
Joschka Fischer' in, partisini en
zor durumda yalnız bu-aktığı
ileri sürüldü.
"BüyükKoafisyon" olasılığı-
nın gündemdeki önemini ko-
ruduğu gözlendi.
CDİJ ve CSU'nun önde ge-
len yöneticilen. basma ver-
dikleri demeçlerde, SPD ile
birlikte "Büvtik Koaüsyon"
kurmadan önce Yeşiller ve
FDP ile hükümet kurma he-
saplan yapmanın daha doğru
olduğuna dikkat çektiler. Ye-
şillerden yapılan açıklamalar-
da da CDU/CSU ve FDP ile
görüşmeye hazır olduklan be-
lirtildi, ancak bir görüş birlı-
ği sağlama şansının çok yük-
sek olmadığı da vurgulandı.
Sol Parti'nin meclis grubu
başkanı olarak görev yapma-
sı beklenen eskı SPD Genel
Başkanı Oskar Lafontaine ise
hükümet arayışlanna yönelik
ılginç sinyaller verdi.
'Schröder iktidar tutkunu
1
Azınlığa düşrüğünü kabul
edemeyen Gerhard Sehrö-
Fischer'e eleştiri
Medyadaki bazı yorumlar-
da da, politikada "Artık ca-
nım istemiyor, oynamayaca-
ğun" demenin sorumluluk ıl-
kesiyle bağdaşmayacağına
dikkat çekildi.
Fischer'in çekihnesi, CDU
ve CSU ile Yeşiller arasında
bir işbirliğine yönelik sin\al
olarak da değerlendirildı. Hı-
ristiyan demokratlann (CDU
ve CSU), liberal FDP ve Ye-
şiller Partisi ile koalisyon kur-
mak amacıyla görüşmelen-
nin çeşitli ortam ve aşama-
larda sürdüğü saptahırken
derın "iktidar tutkunu oldu-
ğunun çocukça davTanışlann-
dan da anlaşılabileceğirü" ha-
tırlatan Oskar Lafontaine, ge-
rek SPD'mn. gerekse Yeşiller
Partisi "nın seçim öncesinde
ilan ettiklen programlann Sol
Parti'nin çok uzağmda olma-
dığına dikkat çekti.
3 VEKİLDEN \
BİRİ KADIN
Ahnanya'da Federal Meclis'e
seçilen millervekillerinin
yaklaşık üçte birinin
kadınlardan oluştuğu
belirlendi. Federal Seçim
îdaresi'nden Cumhuriyet'e
yapılan açıklamada, yeni
dönemde 613 miüetvekihnin
Federal Meclis'e girdiği,
bunlardan I95'inin de kadın
olduğuna dikkat çekildi. Yeni
mecliste4l8 erkek
milletvekilinin görev
yapacağı kaydedildi. Türk
kökenlı 5 millervekili içinde
ağırlığın kaduılarda ohnası
ise ilgiyle karşılandı. Sol
Partıden Sevim Dağdeleo,
Yeşiller Partısi'nden Ekin
DeHgözveSPÜ'denLale
Akgün, yem dönemde
millerv ekilliğı görevini
üstlenen Türbye kökenli
kadınlaı uidulaı
X^
KKTC'nin Bınncı Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, Türkiye'nin AB üyeliği için gere-
ken knterleri yerine getirdiğıni vurgulaya-
rak "Ancak AB, hem Türk ulusunun kabul
ermeveceği şartiar aayatmakta hem de üye-
lik garantisi ounavan, ucu açık müzakereler
için bile, Kıbns'ı peşinat olarak istemekte-
dir" dedi. 3 Ekım öncesinde gelişmeleri de-
ğerlendiren Denktaş, Türkiye'nin önüne
konan Kıbns dahil dığer şanlann, özellikle
Atatürk ilkelennden vazgeçilmesinin, Lo-
zan Antlaşması ile çözülmüş olan azınlıklar
konusunun Türkiye'yi parçalara ayu^cak
şekilde yeniden canlandınlmasının, \ilayet-
lere özerklik verihnesi gıbı girişimlerin
Türk ulusunca asla kabul edilmeyecegine
dikkat çekti "Eli kanh terörist bir idarenin
bölmüş olduğu Kıbns, üniter bir Rum dev-
letijTtüş gibi AB üyesi yapılmışür. Türki-
>e'nin bütün bunlar karşısmda bir noktada
' Yeter artık' divebileceğı dunımla karşüaş-
ması, sürprizohnaNacaknr" dıyen Denktaş,
Annan Planı'nın. yıl-
lardır uygulanan milli
politikayı. devlet poli-
tikasını sılip süpürdü-
ğünü ve Kıbns Türk-
lerini yeniden müşte-
rek bir egemenliğin
hissedan yapmak iste-
diğini anlattı. Denk-
taş, "Rum lidertiği,
Kıbns hükümeti uma-
nını konımak için,
Annan Planı'nı red-
dermiştir. Bö>1ece bize
Tannsal bir şans ta-
mnmıstır. Bu konuda-
ki devlet poütikası da
Sayın Ahmet Necdet
Sezer taranndan yeniden vurgulannuşür''
diye konuştu. Türkiye'yi Kıbns'tan çıkar-
manın, Rum-Yunan ıkilisinin ve genelde
emperyalist ülkelerin öngördükleri, esas
milli hedefleri olduğunu belirten Denktaş,
şöyle konuştu: "Kıbns'ta bir çözülme ve
Türk askerinin çekümesi. Vunanistan'a
Ege'de istediğj gibi at ovnatma firsan vere-
cektir. Ve Kıbns Girit misali kavbedilecek.
Rum- Yunan-AB-HuTstiv^n dünyası yeni bir
Girit zaferi elde edecektir. Türk ve KKTC
hükünıetkrinin bu gerçeğin idraki içinde ol-
duklan kanısuıda ve ümidindevim.'" Denk-
taş, son dönemde gündeme gelen yeni çö-
züm süreci hakkında da şu görüşlen kay-
detti: "Rumlar. Kıbns'a sahip olabilecekle-
ri. gerekirse >eniden jirüp atabilecekleri bir
anlaşma istiyoriar. Biz ise iki halka davah,
var olan iki devlerin anlaşmasma dav^alı.
Türk-^ünan dengesini koruvan bir anlaşma
istiyonız. Yunanlı diplomatlar bile kahcı hal
çaresüıi iki taraf arasmdaki sınıruı, uluslara-
rası smır haline gelmesinde görürken, var
olan bu gerçegi bizim sonuna kadar savnn-
maktan başka çare ve yolumuz >oktur."
Kıbns'ta bir
çözülmenin ve
Türk askerinin
çekilmesinin,
Yunanistan'a
Ege'de istediği
gibi at oynatma
fırsatı
vereceğini
söyledi.