25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL 2005 ÇARŞAMBA HABERLER 123 sivil toplum kuruluşu, Türk Dayanışma Konseyi adıyla milletvekillerine mektup gönderdi Ulusalduruş çağnsıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Aralannda Türk-tş, Türkiye Kamu- Sen ve ATO'nun da bulunduğu 123 sivil toplum kuruluşu, "TürkDaya- nışınaKonseyi" adıyla, AB Ek PTO- tokolü, özelleştirmeler, artan terör olaylan ve Ermeni soykınm savla- nyla ilgili olarak milletvekillerine mektup gönderdi. Milletvekillerin- den tüm bu konularda "ııiusal duruş" sergilemeleri istenen mektupta, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kundnş feisefesine ve yemininize aykm ola- rak ifade edflen etnik yaklaşımlara karşı miDi bir tavir koyacağınıza da inanmak istiyoruz" denıldı. TBMM'deki tüm milletvekilleri- ne gönderilen mektupta, miUetveki- li yemini anımsatıldı. Türkiye'nin 1959-60 Londra Anlaşmalan'na da- yanan garantörlük sorumluluğu ge- reği 1974'te Kıbns'a müdahale et- tiği belirtilen mektupta. böylece ada- • STÖ'lerden milletvekillerine: •/ Cumhuriyete aykın yaklaşımlara tavır koyun ^ Ek protokole 'hayır' deyin • Ekonominin 'amiral gemilerini' sattırmaym • Ermeni soykınmı savlanna sessiz kalmayvn da banş ve huzur ortamının sağlan- dığına dikkat çekildi. Mektupta, "Di- ğer taraftan uygularunakta olan dış potitikamn bir sonucu olarak, bu- gün AB ile ilişkikrimizin odağma Ankara Anlaşması ve ek protokol ertefcnemezbirbiçimde oturtuhnuş- tur" denildi. Ek protokolü kabul et- menin, Türkiye'nin garantörlük hak- lanndan, gerektiğinde adaya müda- hale ve zaman ıçinde adada asker bu- lundurmahakkından vazgeçılmesi- ne neden olacağına işaret edılen mektupta, böyle bir durumun KKTC' nin *idam sehpasmagönde- rflmesi'' anlamına geleceği vurgu- landı. Mektupta, "MiDetimbininan- cı ve sizkrden bekJentisi, yeminini- ze sadıkkalarakekprotokole hayır' oyu vermeniz ve bu kötügidişe' dur' demenizdir" denildi. Mektupta. "Cumhuriyetin ve ba- ğnnsıznğın tapusıT olduğu belirti- len TÜPRAŞ. TELEKOM, ERDE- MİR, Tffı', Zıraat Bankası ve Halk Bankası gibi •'ekonominin amiral ^mileri''nın yabancılara satılması- na da karşı çıkılması istenirken bu kuruluşlann 2 yıllık kârlan karşılı- gında elden cıkanldığına işaret edıl- di. Mektupta şunlar kaydedildi: "Ülkemizin köklüekonomik, sos- yal,kükürd\e siyasalsorunlannı çöz- mek yerine, Türkiye Cumhuriye- ti'nin kuruluşfeisefesine veyemini- nize aykın olarak ifade edilen etnik yaklaşımlara karşı müB bir tavır ko- yacağınıza da inanmak istiyoruz. Tarihinde insanuğa karşı utanıla- cak hiçbir eylemi olmayan milleti- mize karşı yürütühnekte olan dava- naksız ve hayâsız Soykınm' iddi- alanna karşı pasifbir tavır takınan yürütmeyedur diyeceğinize deinan- mak isriyoruz. Milletimizin, huzur ve refah içinde vaşaülnıasu bağun- sızhğunızm, vatamn ve milletin bö- lünmez bütünlüğünün korunması, herkesin insan haklanndan ve temd hürriyederden yararianması ülkü- süne bağh kalarak görevinizi hak- kıyla yapaeağınızave Anayasaya sa- dakatten aynlmayacağuuza ve bu doğrultuda ekprotokole karşı çıka- rak TBM\I üyeliğine yaraşır bir davranış sergileyeeeğinize inaıuyor, saygüar sunuyoruz." Uuffa ne yamt vendiniz?' • tZMtR (Cumhuriyet Ege Börosu)- Türkiye-Avrupa Karma Parlamento- su Eşbaşkan Yardımcısı Andrew Duff'un, Kemalizm'in eskidiğini öne sürerek Atatürk'ün resimlerirün dev- let dairelerinden kaldınlmasını iste- mesi TBMM gündemine taşındı. CHP Milletvekilı Hakkı Ülkü, Baş- bakan Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle verdıği önergede, Duff'un görüşlerine karşı Türkiye Cumhuri- yet Hükümeti olarak nasıl bir yanıt verildiğinin açıklanmasını istedi. 'Baş n Prol. unvanı sahte' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Milletvekıli Gökhan Dur- gun'un soru önergesini yanıtlayan Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Bağımsız Türkiye Partisi lideri Hay- dar Baş'ın, akademik kariyer kazan- madan "Prof. Dr." unvanını kullan- dığınm belirlendiğini bildirdi. Aksu, konunun, YÖK ve Cumhuriyet Baş- savcıhğı'nca değerlendirilmesi ge- rektiği sonucuna vanldığını belirtti. AİHM, ceza yağdırdı • STRASBOURG (ANKA) - AvTupa İnsan Haklan Mahkemesi, sonuçlan- dırdığı 24 davadan birinde Türki- ye'yi haklı bulurken 23 davada Tür- kiye'nin toplam 200 bin 644 Avro (326 bin 146 YTL) tazminat ödeme- sini kararlastırdı. MED-TV'de ya- yımlanan röportajlar, kötü muamele, kamulaştırma, öğretmen nakilleri, DGM'ler, yargılamadaki gecikmele- re kadar birçok konuyu kapsayan da- valarda Türkiye'yi haksız buldu. Azınlık vakrt davaları • Dış Haberler Servisi - Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi. Fener Rum Er- kek Lisesı Vakfı ve Yedikule Surp Pirgiç Ermeni Hastanesi Vakfı'nın gayrimenkullerinın iadesi için Türki- ye aleyhine yaptığı şikâyet başvuru- sunu görüştü. AtHM'nin karan, ia- desi istenen yaklaşık 900 taşınmaz için emsal teşkil etine olasıhğından dolayı önem taşıyor. Karann yedi ay içinde açıklanabileceği belirtiliyor. Zabıtaya saldım • İSTANBUL (AA) - Unkapanı Geçi- di'nde seyyar sahcılara yönelik uy- gulama yapan tstanbul Büyükşehır Belediyesi'ne bağh zabıta ekipleri- ne, seyyar sahcılann oluşturduğu bir grup tarafından taş ve sopalarla sal- dında bulunuldu. Yaralanan 5 zabıta memuru hastaneye kaldınldı. Polis, gruptan 9 kişiyi gözaltına aldı. tĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇtN 6 Herkes tilkilik peşînde' Ana muhalefetpaıiisini 'CHP zihniyeti ancak çöp üretir' sözleiiyle eleştiren Başhakan Erdoğan, îeröreprim veımeyeceklenni söyledi RİZE(Cumhuriyet)-Rize'de te- yummamalannı isteyen Erdoğan, maslarda bulunan Erdoğan, "hor- "Bir sorunumız, ihtiyacınız oldu- tumculara yönelik mücadeleyi ğundadavnlQiklerebaşvurun.Biz överken", "Herkestilkilikpeşin- de" dedi. Ağustosta sel felaketi- neuğrayan Çamlıhemşın ve Hem- şin ilçelerine uğrayan Erdoğan, yol kenannda gördüğü çöplere tepki göstererek CHP'li Hemşin Belediyesi'ni sorumlu tuttu. Er- doğan. "CHPrihnhetiancak çöp üretir" iddiasında bulundu. Rize'nın Fındıklı ilçesinde, Böl- ge Guatr Araştırma ve Tedavi Merkezi'nın açılış törenine katı- lan Erdoğan, "Baa yerlerde dev- let zarara uğrauhyor. Kaçaklar var, bilhonız. Bu bir ahlak mese- lesi Bu bir insan unsuru. Herkes tilkilik peşinde. Dün farklı hor- nımcular vanh, şimdi farklı hor- tumcular var. Hortumcunun kü- çüğü,büyüğüoimaz.Hepsiniayak- lanmızın altına alacağız" dedi. Yurttaşlardan suıistimallere göz paralan rurşusu kurulsun diye göndermiyonız. VaKlerimiz, ka>- makamlanmız bu paranın üzeri- neoturmav'acaklar. Fakir nıkara- ya harca\acaklar" diye konuştu. Erdoğan çöpleri beğenmedi Erdoğan, ağustos ayında sel felaketıne uğrayan Çamhhem- şin ve Hemşin ilçelerine gide- rek yurttaşlara "geçmiş olsun" dileğinde bulundu. Hemşin de yurttaşlara hitap geden Erdoğan, "Getirken bir şe>T gördüm; yo- lun kenanna çöpler dökühnûş. Merakettna Dedim ki;'Bu çöp- ler buraya nıye dökülüyor?' \bl- da da yol çahşması yapanlar var- OL Onlara sordum. Bir betediye- nüı aduu verdüer. Siz bihyorsu- nuz. Benim söyiememegerekyok. ' Sizin geleceğinizı bildikleri için bu çöplen buraya döküyorlar' dediler. Doğnı da oba yalan da olsa bir beledhvnin görevi, çöpü en ideal şekOdeyok etmektir. Ben bdediye baskanhgından geküm. Göreve geküğim zaman tstan- bul'un tamamı çöpler altinday- dL Çünkü o zaman CHP zihni- yetiisbaşındav dı İstanbul'da. Bu zflıni\'et ancak çöp üretir. Göre- ve gekök, arnktertemizbirtstan- bul >ur" diye konuştu. 15 yeni ûniversite Rize'de Ticaret ve Sanayi Oda- sı'nın düzenlediği toplantıda bir konuşma yapan Erdoğan, teröre asla prim vermeyeceklenni belır- terek "Tek bayrak. tek millet, tek vataa Bunu bölmeve, bu bayrağı düşürmeye kûnsenin gücü yet- mez" dedi. Erdoğan, buyıl 15 il- de yeni ûniversite açacaklannı buna ilişkin karan TBMM açıl- dığında çıkaracaklannı söyledi. , İMZACIKURULUŞLAR i Mektupta imzası bulunan bazı sivil toplum kuruluşlan şunlar. .Anadolu Yörük Türkmen Demeği, Ankara Kültür Sanat Derneği, An- kara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Meslek Birlik Grubu Demeği, Ankarahlar Derneği, Atatürkçü Düşünce Demeği, Avras- ya Eğirimciler Derneği. Avrasya Kültür Der- neği. Azerbaycan Kükür Derneği, Basın Bir- liği Derneği. Başkent Iktisatçılar Eğıtim Yar- dımlaşma-Dayanışma Derneği, Bayır Bucak Türkleri Dayanışma Derneği, Bilişim 2023 Derneği. Bulganstan Türkleri Kültür-Yardım- laşma Demeği, Çeçen Derneği. Demokrauk Öğretim ElemanlarDemeği, Devlet Denetim Elemanlan Demeği, Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği, Dünya Kargın Türk- menleri Kültür Eğıtim ve Dayanışma Derne- ği, Ekonomi 2023 Dergi, Emekli Subaylar Demeği, Enerji 2023 Dergisi, Esatlılar Der- neğı, Güdül Sorgun Belde Demeği, Hacette- pe ve Beytepe Kampusu Mezunlan Sosyal Yardımlaşma Demeği. Hür Demokratlar Der- neği, Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Demeği. tstanbul Şehit Analan Demeği, Ke- çiörenli Kadınlar Demeği, tstiklal Madalya- lan Sahipleri Demeği, Kıbns Türk Kalkınma Platformu Demeği, Kıbns Türk Kültür Der- neği, Kıbns Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Demeği, Kınm Türkleri Kültür ve Dayanış- ma Derneği. Kırşehir Ögrenim Gençliğine Yardım Demeği. Milliyetçi Esnaf Sanatkâr- lar Demeği, Özürlüler Kültür ve Dayanışma Derneği, Sıteler Sanayici ve Işadamlan Der- neği, TeknikOğretmenler Demeği, Terör Mağ- durlan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Demeği, Ticaret ve Turizm Mezunlan Deme- ği, Türk Azerbaycan Dostluk Derneği, Türk Dünyası tnsan Haklan Derneği, Türk Dünya- sı Kadınlan Dostluk ve Dayanışma Derneği, Türk Hukuk Enstitüsü Demeği, Türk Macar Dostluk Demeği. Türk Ziraat Yüksek Mü- hendısliğı Derneği, Türkiye Emekli Astsu- baylar Demeği, Türkiye Genç tşadamlan Der- neği, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Demeği, Türkiye Jeomorfologlar Demeği, Türkiye Kazakistan Dostluk Derne- ği, Türkiye Kırgızistan Dostluk Demeği, Tür- kiye Muharip Gaziler Derneği. Türkiye Öz- bekistan Dostluk Demeği, Türkiye Türkme- nistan Dostluk Demeği, Ulküm îşçiler Der- neği, Ulaşım 2023 Dergisi, Ülkücü Teknik Elemanlar Demeği, Veteriner Sağlık Teknis- yenleri Demeği, Ziraatçılar Birliği Demeği, AhmetYesevi Vakfi, AvrasyaBirliği Vakfı. Av- rasya Kültür tşbirliği ve Iş Lobisi Vakfi, Do- ğu Türkistanlılar Vakfi, Gazi Egitim Mezun- lan Vakfi, Gazi Üruversıtesı Mirnarlık Mühen- dislik Fakültesı Mezunlan Vakfi, İnsan ve De- mokrasi Vakfi, tpekyolu Vakfi, KTÜ Mezun- lan Vakfi, Kıbns Vakfi, Kınm Gelişım Vak- fi, Kök. Sos. ve Stratejik Araş. Vakfi, Mesev Vakfi, Müdafeı Hukuk Vakfi, Orkun Vakfi, Tek- nik Eğıtım\'akfi, Turan KültürVakfi, Türk Ay- dınlar \'akfı, Türk Bılim Araştnma Vakfi. Türk Dünyası Araştırma Vakfi, Türk Dünya- sı Demokrasiyı Geliştüme Vakfi. Türk Dün- yası Yazarlar ve Sanatkârlar Vakfı. Türk Ede- biyat Vakfı, Türk Ocaklan Eğıtim ve Kültür Vakfi, Türk VetennerlerHekimlerBirliği Vak- fi, Türkiye tlahıyatçılar Birliği Vakfi, Türki- ye Kamu Çalışanlan Vakfi, Türkiye Millı Kül- tür Vakfi, Türkiye Sağlık Çalışanlan Eğitim ve Dayanışma Vakfi, Türkiye ve Türk Dün- yası tktısadi ve Sosyal Araşnrma Vakfi, Türk- sev, Vakıf 2000, Yörük Türkmen Vakfı. Tür- kiye Kamu-Sen, Türk Enerji-Sen, Türk Bü- ro-Sen, Türk Sağlık-Sen, Türk Tanm Orman- Sen, Türk Eğitim-Sen, TürkUlaşım-Sen, Türk Diyanet Vakfi-Sen, Türk Haber- Sen, Türk Îmar-Sen. Türk Yerel Hizmet-Sen, Türk Kül- tür Sanat-Sen, Türk-Iş, Türk Metal-lş, Türki- ye Haber-tş. Sağlık-Iş, Ankara Esnaf Sanat- kârlar Odası, 2023 Dergisi, Ankara Aydınlar Ocağı, Ankara Ticaret Odası, Aydınlar Oca- ğı Genel Merkezi, ÇevTeci KuruluşlarPlatfor- mu, Eminönü Türk Ocağı, Irak Türkmen Cep- hesi, tş Dünyası Platformu, Kıbns Milli Ko- ordinasyon Komitesi. Kuvayı Milliye Ulusal Güç Bırhğı Demeği, Turgem. Türkiye'de ve Dünyada Denge, Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Almanya'daki seçimler için çeşitli karşılaştırmalar yaparken bir de soru- na "Bu sonuçlar Türkiye'de ortaya çıksaydı neler olurdu?" diye bakmak- ta yarar bulunuyor. Seçim sonuçları ortaya çıktığında, bu sonuçlar Türki- ye'de gerçekleşseydi ne olurdu, diye bir hesap yaptım. 3 Kasım 2002 seçimlerinde AKP, yüzde 34 oyla Meclis'teki sandalyete- rin yüzde 66'sını kazanmıştı. CHP de yüzde 19 oy oranıyla sandalyelerin yüzde 30'una sahip olmuştu. DYP, MHR ANAP ve SHP ise barajı aşama- dıklan için aldıklan yüzde 40 civann- daki oy boşa grtmişti. • • • Gelelim Almanya'daki seçim so- nuçlarına. CDU-CSU Hıristiyan De- mokrat ittifak oylann yüzde 35.2'sini aldı. Meclis'teki 613 milletvekilliğinin 225'ini kazanarak sandalye oranlannın yüzde 36.7'sini elde etti. 222 milletve- killiğini elde eden Sosyal Demokrat SPD'nin oy yüzdesi 34.3, milletvekille- ri oranı ise yüzde 36.2. Liberal FDP, yüzde 9.8 oyla 61 mil- Almanya'da Baraj Yüzde 10 Olsaydı letvekilliği elde ederek Meclis'in yüzde 9.95'ine sahip olmuş. Sol Parti, yüzde 8.7 ile 54 milletvekilliğini kazanarak yüzde 8.8 oranını yakalamış. Yeşiller ise yüzde 8.1 oy ile 51 sandalyeye ulaşmış ve yüzde 8.3 temsil oranını yakalamış. Görüldüğü gibi her parti aldığı oy yüzdesinin çok az üzerinde bir milletvekili sayısıyta temsil edilme şansını yakalamış durumda. Bu tablo ile soldaki partiler diyebile- ceğimiz üç parti SPD, Sol Parti ve Ye- şiller çoğunluğu sağlayabilecek oran- dalar. Zaten topiam oy yüzdeleri de yüzde 51.1. Şimdi gelelim hesaba: Eğer Türkiye'deki gibi yüzde 10 seçim barajı olsaydı ne olurdu? Meclis'e yal- nızca iki büyük parti girebilirdi. Bu iki partiden daha fazla oy alanı ise sağcı CDU-CSU irtifakının Mec- lis'te çoğunluğu kazanması büyük olasılıktı. Yüzde 35.2 ile Angela Mer- kel'in partisi yüzde 50'inin üzerinde sandalye elde edecek ve Merkel, baş- bakan olabilecekti. Sonuç olarak Al- manya'daki seçmenlerin çoğunluğu sol partileri tercih ettiği haîde, yüzde 10'luk baraj yüzünden tek başına sağ parti iktidara gelebilecekti. ••• Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde önceki gün 'Kürt Sorunu' ya da Terör Sorunu' yüzünden birbirlerine ağır sözler sarf eden iktidar ve anamuha- lefet partilerinin liderlerinin üzerinde anlaştığı hemen tek nokta, temsil adaletsizliğine neden olan yüzde 10 barajını korumak. AKP de CHP de is- tikrar adı altında temsil adaletsizliğine neden olan bu aşın barajı savunmayı sürdürüyoriar. Böylece ortaya çarpık bir tablo çıkıyor. CHP'ye oy veren kitlelerin temel ge- rekçelerinden birisı, 'şeriat tehlikesi'. Deniz Baykal önderliğindeki CHP, se- çim kampanyası boyunca "Laikliğin teminatıyız" sloganıyla kitlelerden oy istiyor. Şurası bir gerçek ki, yüzde 10'luk baraj kaldığı sürece AKP, ala- cağı yüzde 30 civarında oyla her ko- şulda tek başına iktidara gelebilecek. Yani CHP yüzde 10 barajını savunarak AKP'nin tek başına iktidar olmasına destek vermiş bulunuyor. Eğer AKP şeriat tehlıkesinin temsilcisiyse o za- man bu yüzde 10 barajını korumaya yardımcı olan CHP ne yapmış oluyor? • • • Biz Türkler, Angela Merkel'in iktida- ra gelmemiş olmasına seviniyoruz. Bu şekilde sol partilerin ağırlıkta olacağı bir koalisyonun Türkiye aleyhtan eğili- mi bertaraf edeceğine inanıyoruz. Toplumsal eğilimlerin Meclis'e yansı- ması, aynı zamanda demokrasinin bir geregi. Türkiye gibi iç gerilimi yüksek olan ülkelerde temsil adaleti olumlu bir rol oynayabilir. DYP, MHP, SHP ve ANAP'ın toplam oylan yüzde 30'lar ci- vanndaydı. Bu partilere oy veren siya- si eğilimlerin Meclis'te temsil edilme- mesi, gerginliği arttıran nedenlerden birisi değil mi? Almanya solunun sağcı partilere oranla azınlıklar konusunda daha olumlu bir tutum içinde olmasına sevi- niyoruz. Ülkemizin sağcıları bile Al- manya'da solculara oy verilmesini sa- vunuyorlar. Almanya'daki seçimlerin bir başka dikkat çekici yanı kadınlann ön planda olması. Bunun da nedeni partilerin uy- guladığı kota sistemi. Geçen Meclis'te kadınlann oranı yüzde 33'tü. Hüküme- tin ise yarısı kadındı. Bu konuda sol- daki partilerin daha olumlu bir tutum aldığı ortada. Son seçimlerde ne ka- dar kadının Meclis'e girdiğini henüz öğrenemedik, ancak giren 5 Türk'ten 3'ünün kadın olması da bir ölçü sayı- labilir. Almanya'nın solcularını, azınlıklara daha dost davrandıklan, kadın konu- sunda pozitif ayrımcılık yaptıklan ve Türkiye'nin üyeliğine sağcılara göre daha sıcak baktıkları için seviyoruz. Peki ya ülkemizin solculan burada ne yapıyorlar? Bu soruya da bir başka yazıda cevap arayalım... GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU 'Almanya Kendi Seçimlerini Kaybetti' Almanya'daki seçim sonuçları üzerine en doğ- ru saptamayı "Almanya kendi seçimlerini kay- betti" diyerek, Der Spiegel'den Charles Hawley yaptı. Daha mükemmel bir saptamaya ulaşmak için "Almanya" kavramının içini doldurmak, so- nuçları daha uzun dönemli bir trende oturtarak anlamlandırmak gerekiyor. 'Çılgınlığın' arkasındaki mantık VVestfalya eyalet seçimlerinde Sosyal Demok- rat Parti (SPD) hezımete uğraymca, Schröder'in erken seçime gitmeye karar vermesi, kendi parti- si SPD'de bile şaşkınlık yarattı: Tüm kamuoyu yoklamaları ilk genel seçimleri, Hıristiyan De- mokratik Birlik (CDU)/Hıristiyan Toplumsal Birlik (CSU) koalisyonunun ortak adayı, CDU lideri An- gela Merkel'in ezici bir çoğunlukla kazanacağını gösteriyordu. Buna karşılık üyeleri SPD'yi terk ediyor, yeni bir sol parti şekilleniyordu. Seçim sonuçlan, SPD'nin VVestfalya yenilgisini yalnızca Schröder'in doğru okuyabildiğinı göste- riyor. Seçmen, VVestfalya seçimlerinde SPD'yi, yeterince ekonomik reform (neo-liberalizm) ger- çekleştirmediği için değil, aksine, refah devletine, işsizlik ödeneklerine saldırdığı, işsizliği azaltama- dığı için cezalandırdı. Diğer taraftan seçmen hâlâ Schröder'in savaş karşıtı tavrını destekliyordu. Oyleyse bu seçmenin Merkel'in Thatcher'ci neo- liberal politikalanna, açıkça ABD yanlıst tutumuna çok fazla itibar etmesi beklenemezdi. Schröder, seçim kampanyası boyunca Merkel'in reform programını "halk düşmanı", kendisininkiniyse "yumuşak reform" olarak sunan bir çizgi izledi. Bu arada savaş karşıtı tutumunu da vurgulamayı ihmal etmedi. Bunlara Schröder'in karizması, "gösteri toplumunu" kullanma becerisi eklenince bugünkü sonuçlar oluştu. Bu sonuçlar bize siya- sette, konjonktürü doğru okumanın, siyasi cesa- retin ne kadar önemli olduğunu da gösterdi. Daha uzun dönemli bir trend "lyi sıçramak için gerilemek gerekir" derier. Biz de Almanya seçimlerini daha iyi çözümleyebilmek için biraz geri gidelim, ta 1830'lara! 1830'lar vahşı (denetimsiz) bir kapitalist gelişme döneminin ar- dından "toplumsal sorun" denen olgunun ilk kez gündeme geldiği yıllardır. Kapitalizm toplumdan dışlanmış, gıderek kapitalizmi tehdit eden bir yok- sullar kıtlesi üretmeye başlamıştır. Kapıtalizme karşı ilk muhalefet dalgası böyle başlar. Bu dalga, sosyal demokrasiyı, komünizmi, 1848, 1871, 1917 devrımlerini, 1919-1922 "konseyleri" vb. yaratarak yoluna devam eder. "Refah Devleti" ol- gusunun arkasında da bu dalganın basıncı vardır. Bu dalga 1930'larda (Stalınizm, Ispanya İç Sava- şı, Italyan, Alman Faşizmi vb.) yavaşlamaya baş- lar, 1950'lerde Bad Godesberg Konferansı'nda sosyal demokratların karşı kampa geçmesiyle duraklar, 1968'den sonra da gerılemeye başlar. 1984'te ingıltere madencilerınin yenilgisi, 1989'da duvann çökmesı, bu dalganın geri çekılişıni hız- landırır. Ancak, neo-liberalizm, küreselleşme vb. adıyla zincirierinden boşalan kapitalizmin etkileri, kısa sürede yeni bir dalganın enerjisıni yaratmaya başladı. 1998-2000 dönemindeki MAI'nın püskür- tülmesi, küreselleşme karşıtı hareketler yeni bir dalganın başladığını haber veriyordu. ABD'nin imparatorluk atılımını, neredeyse tüm muhalefet hareketlerinı "terorizm" kavramı altına sokma çabalan, devletlerin bu bahaneyle iç gü- venlık yasalarmı, toplum denetleme araçlarını güçlendirmeleri, bu dalgaya karşı reaksiyonlar olarak da okunabilir. Latin Amerika'da, Avru- pa'da, neo-liberalizme karşı direniş, AB anaya- sasına tepkiler, referandum sonuçlarıysa bu dal- gaya ait biçimlerdir. Irkçılık, milliyetçilik ise bu dalganın, yine "şeytani" ikiziyle birlikte yüksel- mekte olduğunu gösteriyor. Almanya seçim sonuçlan işte bu dalgaya ait bir gelişme olarak okunabilir. Seçmenin, sağda da olsa, "toplumsal soruna" ait bölümü Merkel'in neo-liberalizmini reddetti. Aynı toplumsal kesimin sol kanadı, SPD'ye güvensizliğini göstererek kıs- men, SPD'den aynlanlaria, eski komünistlerin bir- likte kurduğu Sol Parti'ye yöneldi. Sol Parti se- çimde yüzde 8'e yakın bir oy aldı. Eğer bu oy SPD'de kalsaydı Schröder yine kazanmıştı. Sonuç olarak, evet Almanya (bunu iş çevreleri, uluslararası sermaye olarak okursak), kendi se- çimlerini kaybetti. Bu yüzden Almanya seçim so- nuçlan, Blair, Barroso gibi sermayenin bu kesi- minin çıkartannı dile getiren neo-liberal siyasetçi- lerde büyük düş kınklığı yarattı, "Avrupa Projesi- ne" bir darbe olarak yorumlandı. Diğer taraftan Sol Parti'nin meclise girmesi yükselmekte olan dalganın bir dışavurumu olarak görülebilir. Ancak, tecrübeli zamparalann deyimiyle "night is young" (gece henüz başladı). Schröder, neo-li- beral, FDP'yi, CDU/CSU'dan kopmaya ikna ede- bilirse, neo-liberalizm arka kapıdan iktidara gele- bilir. Üstelik koalisyon içinde Schröder, kendi partisinin sol kanadını, FDP'yle dengeleyerek Al- manya kapitalizmine daha iyi hizmet edebilir. ergin.yildizoglu <; gmail.com AÇIKLAMA Anadolu Grubu Icra Başkanı ve eski TÜSLAD Başkanı TAıncay Özilhan gazetemizin 17 Eylül tarih- li nüshasında yayımlanan "tşçfler oturma eyiemine başladı" başlıklı haberle ilgili bir açıklama yaptı. Ozilhan açıklamasında şu görüşleri dile getir- di: Nakliyat-lş Sendikası Başkanı AH Rıza Küçü- kosmanoğiu'nun görüşme talebini. toplantıda ol- mam nedeniyle ancak 30-40 dakika sonra öğren- dim ve kabul ettim. Başkan Küçükosmanoğlu, a\xdcatı ve iki işçi ile ofısimde görüştüm. Görüşmenin hemen ardmdan da eylemi sona erdirerek dağıldılar. Bu nedenle, haber başlığının yanı sıra "Nakli- yat-lş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğ- lu'nun Anadolu Grubu yetkililerryle görüşme is- temi kabul edümedi. tşçiler, görüşme istemleri ka- bul edilene dek bina önünde oturma evleminin de- vam edeceğini soyJedilerT> ait başlığı ve bağlantı ola- rak yazılan haber doğrulan ifade etmemektedir. Haberi izleyen muhabirinizin, bir başka görev ne- deniyle ayrümış olsa bile. gelişmeleri takıp etme- si ve haberini doğru bilgilerle yazması gerektiği- ne inanıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle