25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: CUMHURİTET VAKFI adına İLHA\ SELÇUK Genel YayınYönetmenı: İbrahim Yıldız # Yazıişleri Müdürü: Salim Alpaslan # Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu#Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara tstıhbarat: CeogizVıJdırıiD • Ekonomi: Hasan Eriş • Kultür Egemen Berköz • Spor: Ab- dülkadir Yücelman • Makaleler: Sami Ka- raören # Düzeltme. Abdullah Yazıcı 0 Bil- gı-Belge: Edibe Buğra • Yun Habederr Meh- met Faraç • Avrupa Temsılcısi Güray Öz Yayın Kurulu: llban Selçuk (Baş- kah), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı). Orhan Erinç, Hik- met Çetinka\a. Şükran Soner, İbrahim Yıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısi Mustafa Balba\ Atatûrk Bulvan N'o: 125. Kat4, Bakanlıklar Tel 4195020(7 hat), Faks 419502" •lzmır Temsılcısi Ser- darKızık.H ZıyaBlv. 1352 S.23Tel: 4411220. Faks 4418"M5 • Adana Temsılcısi ÇetinYığenoğlu. tnönüCd 119 S. No 1 1.Tel. 363 12 11.Faks 363 12 15 Analya Temsılcısi 4hmet Oruçoğlu Denız Mah Çelıkbaş !ş Merkea Kat 6 Tel 0242 2480057 Faks: 2487517 9 ldan\eMalı Işler BülentYener 9 Satış: Fa- zilet Ku/a • Cumhurhet Reklam: • Genel Mudur: Özlem A\den 9 Genel MudurYardım- cısı Nazende Pal Tel 10212) 251 98 "4 - 75 2519881-82 Faks (0212)251 9868Rezervas- >on: (212) 512 05 05 Faks 2125138463 n veTıc TMcocaŞı Cad »41 Cajaloglu 143'4bantul PK W - Sntarı U435 İ5LTeı ( « I M U 05 05 ı20hall ftks ı FlVlh- HasanBaanCad San-jndaa AjnaliaanhJ Dağtra: MaLszDağıoırj Pazariama San. veTK \Ş 95 Yaran sûrclı yavm cunihünysi ^on tr 20 EYLL1 2005 Imsak:5.15 Güneş:6 42 Öğle: 13.05 Ikındı 16.30 Akşam: 19 15 Yatsı: 20.35 GUNCELcÜNEyT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada çok gerilerinde. Atağa kalkıyor, rakibini yakalıyor. Schröder'in birden kıymete binmesindeki ne- den; kimi yazarianmıza göre, ikna edici konuş- ma gücünden. Bu özelliği Alrnan halkına işsizli- ği, ekonomik sıkıntılan unurturuyor. Bunlann "bizimle" bağlantısı nerede, diyeceksi- niz. Almanya'daki görüntünün tersini, ne ki benze- ri sonuçlar veren siyasal öğel-eri, gelişmeleri çok değil yirmi-otuz yıl öncesine açılarak anımsayalım. O günlerde ekranda siyah bıyık ve saçlan, mer- divenleri sıçrayarak çıkan genç bir siyasetçi ko- nuşmadaki üstün özelliğiyle ilgi çeken Türk Schrödervardı. O sıralarda şişman, ağır hareket eden Türk Mer- kel iktidar dönemlerinde enflasyonu düşük düzey- de; kalkınma hızını yüksek tutturdu da ne oldu? Ülke degişiyor, liderier elbette değişiyor ama si- yasal benzerlikler değişmiyor. Schröder iç siya- sette başansız diye eleştirildi ama, konuşma gü- cü ola ki -Merkel'e oranla- ctaha çekici fıziğiyle kazandı. Bizde ise şişmanlığı, hantal görünüşüy- le başarılı sayılan sağ politikacı, çekici fiziği ve ik- na edici konuşma gücüyle sol -olduğu sanılan- parti liderine karşı seçimleri yitirdi. Kimdi bunlar diye sormaya gerek var mı? Ikisi hâlâ demokrasimizin gülleri... • • • 1973'lerdeydi. Demirel'in 1965-1969'daki oy gücünü giderek yitirdiği günler. Ecevit giderek yük- seliyor. AP liderine ekranda fazla görünmemesini söyleyecek oldum. Nedenini sordu; zira, dedim, ekrandaki CHP lideri siyah saçlan ve yakışıklı bı- yığı, dinamik devinimleriyle puan kazanıyor. Siz ise...Oldukçasertbirsesle: "Karcteş/m"dedi: "Ne- den zarfa bakıyor, mazrufa bakmıyorsunuz?" Halkımız bakalım RTE'nin zarfına mı mazrufu- na mı bakacak? • • • Tabii o zamanlar liderier her yanlan, yönleriyle ortadaydı. Gazeteciye izne tabi değildi siyasal magazin... Ya bugünküler? Başbakan Beyefendi ne isti- yorsa ona göre hareket etmeyi "görev" biliyorlar. örneğin Başbakan'ın aile efradıyla bir cuma öğ- leden sonra New York'un ünlü Central Parkı'nda toplanarak ünlü bir lokantada yemek yediğini -fo- toğraflamak ne hadlerine- ancak, evet ancak bu olayı geziden kaç gün sonra öğrenip yazabildiler. Ünlüüü gazetecilerın, yönetrnenlerin siyasal ma- gazin olarak buldukları son olay, evinde haydi hay- di, uçakta bile terlikle gezen Başbakanlan Beyefen- di'nin -daha önce yayımlanan- bir fotoğrafını uçak- ta da terlikle dolaşıyor diye yazıp yayımlıyorlar... Başbakanlan Beyefendi, N«w York'a giderken uçağına'aldığı gazetecileri, tahta çıkan Suudi Kra- lı'nı kutlamaya Cidde'ye giderken, oradan da Mekke'ye geçerek umre yapacağı geziye çağır- mıyor. Karşı, eleştirisel bir ses, bir cümle duyul- muyor, görülmüyor. Idare-i maslahatçılık damardan girmiş medya- ya; çoktaan iş âlemine, hatta kimi yazar-çizerte- re, bireylere... 'Iholelerkuşkulu'• Baştarafı 1. Sayfada gelişmelerden övgüyle söz ettiğini, son dönem- de ise hükümetin tutarhlığına ilişkin ve olası se- çimler konusunda endişelerini aktardıklannı söyleyen Verbeken, TOBB'nin hükümeti TÜSİ- AD'dan daha fazla desteklediğini ifade etti. Ver- beken. "Hatta aramızda TOBB, hükümetin parçası şeklinde şakalaşıyenız" diye konuştu. AB'nin Telekom ihalesinin daha planlı bir bi- çimde yapılmasını ıstediğini, ancak bunım ger- çekleşmediğini ifade eden Verbeken, bundan sonraki özelleştirmelerin daha planlı gerçekleş- tirilmesi gerektiğini kaydetti. Verbeken, Türki- ye'deki bazı şirketlere ayncalıkh yardımda bu- lunulduğunu belirtirken "Şeffafiık olmah. Hü- kümette bunlardan kazançlı çıkan bir kesim var. A şirketine değil de, B şirketine yardım ediliyorsa bu şeffaf bir şekilde ortaya konul- mak" dedi. Türkiye'nin Avrupa piyasalanyla rekabete hazırlanmak için 10 yıh bulunduğunu anlatan Verbeken, "AB'nin Türidye'yi kısa za- manda absorbe etmesi miimkün değil" dedi. Doğrudan yabancı sermaye yatınmlannın Tür- kiye ekonomisine ek değer katması, üretim için kullanıhyor olması gerektiğoni söyleyen Verbe- ken, şirketlerin piyasaya girişinin oldukça geliş- tiğini, ancak iflas durumunda tasfiye sûrecinin 3-5 yıl gibi uzun zaman almasını, İasa vadede "tehlikeli" olarak nitelendirdi. Finansal sektö- rün çok hızlı ılerlediğini, ancak bankalann yatı- nm aracı haline gelmesi geTektiğini ifade eden Verbeken, küçük işletmelerin de ekonominin motoru olması gerektiğini belirtti. 'Pişman değilim' • Baştarafı 1. Sayfada niz oldu mu" sorusu üzerine, "Bizim yanlış bir huyumuz var. Her şeyin, canımızın istedi- ği gibi olmasını istiyoruz. Oraya bakanlık olarak yardım ettik. Genellikle program gü- zeldi, ama şiddetle reddedeceğimiz hususlar da vardı" dedi. Demokratik bir ülkede tepkinin de demokratik ölçûler içinde verilebileceğini belirten Koç. "O program, güzel bir prog- ramdı. O çirkinlik hayati olabUir. Hayati ola- rak tepki koyduk, koyuyoruz. Bazı çirkinlik- lerin, görüntülerin dışında, o programa yar- dım ermekten pişmanlık duymuş değilim" dedi. Bakanlığının olaya tepki göstermeyeceği- ni belirten Koç, "Dışişleri Bakanlığı, uluslara- rası ilişkilerde kimlere, ne kadar tepki koyu- lacağının belirlendiği yerdir" diye konuştu. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ise progra- mı, "Gayri ciddi, düşmanca ve cahilce bir ta- vır olarak algıladığını" söyledi. "Bu progra- mı yapanlann ataları ile yüzleşmesi laznn" diyen Ağar, şöyle konuştu: "Türkiye'nin sınır- lannın yeterliliği değil belki darüğı tartışıla- bilir de sınırlannın bugünkü hali tartışıla- maz. O programın yapımcısı biraz tarih ki- taplannı karıştırırsa Türkiye'nin sınırları ile oynama cesaretinde bulunanlann sonlanmn ne olduğunu çok daha iyi kavrayabilir." AKP görüşmeden kaçtı CHP'nin terör konulu genel görüşme açûması istemi iktidar mületvekMerinin oylanyla reddedüdi Meclis'teyapûan ön görüşmede 'demokratik CumhurîyeftarUşmasıyaşandı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP'nin terör konusunu tartışmak üzere olaganüstü top- lantıya çağırdığı TBMM Genel Kurulu, AKP lı ErtuğrulYalçın- bayır ile 4 bağımsız millet\ ekili- nin muhalefete destek vermesi üzerine toplandı. Muhalefet par- tileri 186 rakamına ulaşarak genel kurulun açılmasını sağlayınca, AKP'liler toplantıya katılmak zo- runda kaldı. Görüşmeler sırasın- da AKP'lilenn "demokratik Cumhuriyet" kavramını kullan- ması sert tartışmalara yol açh. Ön- görüşmeler sonunda CHP'nin ge- nel görüşme açılması önerisi red- dedildıveTBMM 1 Ekim"detop- lanmak üzere yeniden tatile girdi. TBMM, dün genel kurul açılın- caya dek olaganüstü toplantı he- yecanı yaşadı. DYP lideri Meh- met Ağar sabah düzenlediği ba- sın toplantısında. hükümetin açık görüşmelerden çekinmesi duru- munda gizli oturum isteyebilece- ğıni bildirdı. Ağar, "Bugünden itibaren dökülen her kanın so- nımlusu Başbakan'dır" dedi. AKP'li Yalçınbayır ve bağımsızlardan destek Öğleden sonra AKP milletve- killeri iktidar kulisinde toplanma- ya başlarken genel kurulun açılıp açılmayacağı yönünde tahminler yapıldı. CHP'li Esat Canan ve Şevket Gürsoy oylamaya katıl- madı. DYP, Anavatan Partisi, SHP toplantıya firesiz kahlırken AKP'li Yalçınbayır ile bağımsız- lardan Zülfü Livaneli, İbrahim Özdoğan, Göksel Küçakali ve Memduh Hacıoğlu muhalefete destek verdi. Genel kurulun top- lanması için gerekli olan 184 ra- kamı aşılarak 186"ya ulaşüınca salondan alkışlar yükseldi ve mu- halefet milletveküleri kapılardan içen bakan AKP'lilere "Gelin, gelin" diye seslendi. AKP'liler salona girerken Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hükümet sıra- lannda yerini aldı. Başbakan Tay- >ip Erdoğan, Trabzon gezisi ne- deniyle Meclis'e gelmedi. Muha- lefetin konuşma sürelerinin uza- MUMCU VE AĞAR YAN YANA Olaganüstü toplanan MecuYteki görüş- meler sırasında ANASATAN lideri Mum- cu ile DYP lideri Ağar'ın yan yana otur- ması dikkat çekti. Görüşmelerde zaman zaman sert tartışmalar yaşandı. (AA) CHP LİDERİNDEN, BAŞBAKAN VE HÜKÜMETE SERT ELEŞTÎRİ Baykal: 70 milyomın kardeşliği telafi edilemez ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Başkanı De- niz Baykal, Türkiye'nin ekono- mik, sosyal sorunlannı zaman içinde düzeltebileceğini belirte- rek "Ama Türkiye'de yaşayan 70 milyon insanın kardeşliğini, banşını imha ederseniz. onu or- tadan kaldırırsanız bunun tela- fisi olmaz" dedi. Baykal, TBMM'de ele alman te- rör konusunda parti grubu ve ge- nel kurulda konuştu. Baykal, Baş- bakan Tayyip Erdoğan" ın, terör konusunda yeni yaklaşım sergile- diği tarihten bu yana Türkiye'de yaklaşık 20 olay meydana geldi- ğine dikkat çekti. Terörün güven- lik güçlerince yürütülen profes- yonelce mücadele yerine halkın da içine çekılmeye çalışıldığı ye- ni bir boyuta kaydınlmak istendi- ğini kaydeden Baykal, "Bu, terö- rii güvenlik güçlerinin bir işi ol- maktan çıkanp milleti. insanla- n doğrudan etkileyerek top- lumsal bir süreç haline dönüş- türme planının uygulanmakta olduğunun göstergesidir. Türki- ye'nin geleceği ile ilgili en önem- İi temel konu budur" dedi. Baykal, "İsterdik ki Başba- kan gelsin bizi dinlesin, cevap versin. Türkiye'nin bundan cid- di konusu olabilir mi? Bundan ciddi konuşacak platfomu olabi- lir mi?" dedi. Fransız televizyo- nunda yayımlanan ve Kültür Ba- kanlığı'nın katkı sağladığı prog- ramda Türkiye'nin doğusunun Kürdistan olarak gösterildiğine işaret eden Baykal, amacm terörü meşrulaşrırmak olduğunu söyle- di. Güvenlik güçlerinin Hizbut Tahrir eylemlerini, terörist cena- zelerindeki eylemleri seyrettiğini belirten Baykal, Erdoğan'ın an- cak "Polis müdahale etmeliydi" diyebildiğini ifade etti. "Başba- kan gözlemci mi, maç seyircisi mi, 4. hakem mi?" diye soran Baykal, AP'den bir parlamenterin "Atatürk resimlerinin indiril- mesi" gerektiği sözlerini anımsa- tarak bu kışinin AKP'ye teşekkür ederken CHP'yi eleştirmesinin anlamlı olduğunu söyledi. Türkiye'de yaşanan terörün ar- kasında "siyasal proje olduğu- nu" \nrgulayan Baykal, "Bu si- yasi proje, Türkiye'nin anaya- sal rejimini, millet tanımını, devletin yapısını değiştirmek için uygulanan bir siyaset yön- temi haline gelmiştir" görüşüne yer verdi. Terörle mücadele konu- sunda önce mevcut yasalann uy- gulanması gerektiğini kaydeden Baykal, "Ancak Türkiye'de mevcut yasaları uygulayacak bir siyasi irade yoktur" dedi. Er- doğan'm Abdullah Öcalan'ın îmralı'dan talimat vermesini "de- mokrasinin gereği" olarak nite- lendirdiğıni kaydeden Baykal, "Şiddeti demokrasinin parçası haline getirirseniz demokrasiye en büyük zaran vermiş olursu- nuz" görüşünü savundu. Hükü- metin genel görüşmeye karşı AB'yi gerekçe gösterdiğini kay- deden Baykal, "Türkiye'de terör konuşuluyor. biz Meclis'te ko- nuşamıyoruz. Bunun için AB'- den mi izin alacağız. Bu ne acz, bu ne zillet, ne tesümiyettir" de- di. Erdoğan'ın "muhalefet üzüm yemek değil, bekçiyi dövmek is- tiyor" sözlerini de anımsatan Baykal, "Sorun bekçide. Bekçi- yi değiştirmediğiniz sürece üzüm yiyemezsiniz. O nedenle biz bekçiyi değıştireceğiz" dedi. tüması ile ilgili önerisi konuşu- lurken söz alan AKP Grup Baş- kanvekili Sadullah Ergin, muha- lefet partilerini şehit kanlan üze- rinden siyaset yapmakla suçladı. Mumcu: Terör örgütüne itibar kazanduıldı Anavatan Partisi Genel Başka- nı Erkan Mumcu ise Başbakan Erdoğan'a, "Kürt sorunu ta- nımlamasınL, gelsin bir daha bu- radan tekrar etsin" çağnsında bulundu. Mumcu, "Bu sorun Başbakan'ın ifade etriği gibi Kürt sorunu değildir. Eğer tanı- mı etnik bir çerçeve içinde ya- parsanız, çözümü de etnik çer- çeve içinde bulursunuz" dedi. Erdoğan'ın açıklamalan üzerine kendi kitlesinde itibar kaybeden terör örgütüne tekrar itibar kazan- dınldığını kaydeden Mumcu, Er- doğan'ın bölücü örgütün çözüm formülü olarak sunduğu "demok- ratik Cumhuriyet" ifadesini kul- lanmasınm büyük talihsizlik ol- duğunu kaydetti. Içişleri BakamAksu, terör örgü- tünün AKP'nin başanlı stratejisi ve kararlı tavn sonucunda köşeye sıkıştığını ve eylem yapamaz ha- le geldiğini ileri sürdü. Aksu, so- runlann anayasal düzen içinde da- ha çok demokrası, daha çok vatan- daşlık hukuku ve daha çok refah sağlanarak çözüleceğini bildirdi. Kapusuz'a anayasa AKP Grup Başkanvekıh Saüh Kapusuz, CHP lideri Deniz Bay- kal'ın SHP döneminde Leyla Za- na ve Zübeyir Aydar ile aynı par- tide milletvekili olduğunu anım- sattı. Baykal, bunun üzerine "Şu yaklaşım, Türkiye'yi tahrip e- den yaklaşımdır, yazıklar ol- sun" diye bağırdı. Baykal, Başba- kan Erdoğan'ın aydınlara saatleri- ni ayınrken Meclis'e yanm saat bile ayırmadığmı söyledi. Kapu- suz, Erdoğan'ın anayasada yer al- dığı biçimiyle "demokratik Cumhuriyet" ifadesini kullandı- ğını kaydederek "Birileri, hak, hukuk diyorsa, demokrasi, Cumhuriyet diyorsa bunları kullanmayacak mıyız, vaz mı geçeceğiz?" dedi. Bunun üzerine CHP'li Orhan Eraslan, kürsüye yürüyerek Kapusuz'a anayasa ki- tapçığı verdi. CHP'li Ali Topuz. Kapusuz'un "demokratik Cum- huriyet" ifadesine tepki gösterir- ken "Bu ayrüıkçı terör örgütü ve Apo'nun kullandığı kavram- dır. Siyaset adamlannın. bu kav- ramı özenle kullanmalan gere- kir" diyerek anayasanın 2. mad- desini okudu. DYP lideri Ağar da, "Olayı ha- fife almayın, bu durum gevşek bir duruşu kaldırmaz" dedi. Ağar, AKP'lilerin tepkilen üzeri- ne "Bu ülkede asayiş nedeniyle demokrasiye iki kez ara verildi. Sorunlann tartışılacağı yer bu- rasıdır" diye konuştu. Görüşme- lerin ardından CHP'nin önensi reddedüdi. Oylamanın ardmdan fenalaşan CHP'li Oya Araslı, hastaneye kaldınldı. AL GÖZÜM SEYRETLE / IŞIL ÖZGENTÜRK Bu medyaya da helal olsun! Kadınlı erkekli bir topluluk, herkes bir ağız- dan konuşup derdini anlatmak istiyor. Merak ediyorum, nedir onlan böyle heyecanlı heyecan- lı tartıştıran r) Yer bir mahalle arası. bırbirine bı- tişik eski evler, sokağı boydan boya kesen iple- re asılmış rengi kaçmış çamaşırlar. Ağlayan ço- cuk sesleri, ağır kahırlı bir müzik. O da ne? Kadınlardan bıri cebınden yirmı Ye- ni Türk Lirası çıkanp bangır bangu- bağınyor:" Gelin ulan, bire üç koyuyorum. Bu reklam değilse ben şn sokağa çıkıp eşekler gibi anırı- nm." Kadırun bu sert çıkışı karşısında kalabalık gru- bun özellikle erkeklerinde bir tedirginlik Hep- si en delikanlı yüzlerini takınıp çevreye göz atı- yorlar. Yabancı biri var mı diye? Içlennden biri diğerlerine keskin bir bakış firlahp, "Durum sakin" diyor " Ablayı biraz teselli edelim, bu mevzo kapansm." Bu emirüstüne. erkek grubunun en çocuk yüz- lüsü, yüzünde sahte bir gülücük ablaya yaklaşı- yor: "Ablacığım, koy şu paranı cebine, biz bu- rada takılıyorduk, işi böyle ciddileştirmenin ne anlamı var?" Elınde yirmi Yenı Türk Lirası tutan kadın, ço- cuk yüzlü delıkanlıyı şöyle elinin tersiyle itip, "Ulan içinizde hiç mi akıllı bir adam yok.. Bir saattir, bu iş tecavüzdür, yok, depdir. kadın o kadar mest olmuş ki, kendinden geçmiş.. laf- la\ıp duruyorsuntız. ulan bu düpedüz reklam. hem de birinci sınıf reklam salaklar!" diyor. Çocuk yüzlü delikanlı, "hâşâ abla" diyor, u bu mahallenin, icabında bu topraklarm namusu bizden sonılur. Biz sadece durumu tartışıyor- duk. tşi paraya, bahis meselesine getirmenin ne manası var ne de yeri? Burada gayet önem- li bir meseleyi masaya yatırmış, icabında en acımasız otopsiyi yapmaya çaüşıyonız. Mev- zu senin çakamayacağın kadar derin. Bak şim- di, otele aynı kadınla iki erkek birlikte girmiş- ler. Aynı odaya çıkmışlar. Bir buçuk saat içer- de kalmışlar, sonra iki erkek oteli terketmiş. Şimdi bu odada olup biteni kim bilebilir. Sen diyorsun ki, bu iş reklam. Biz de kuşkulanıyo- ruz ama, meselenin özüne de vakıf olmaya ça- üşıyoruz. Ablacığım, arkadan görünen erkeği bir türlü seçemedik, vallahi billahi, internette tam on defa döndürdük. ama erkek işini ya- parken öyle bir sotaya yatmış ki, bir türlü kim çakamadık, kızın manitası mı. yoksa oteldeki odaya birlikte giren öbür erkek mi?" Hâlâ yirmi Yeni Türk Lirası'nı elinde sallayan kadın, çevredeki diğer kadınlan yarduna çağın- yor: "Kanlar gelin buraya. bu mahallenin er- kekleri silme budala kesilip meselenin bir rek- lam meselesi olduğunu anlayamamışlar." Bu çağn üstüne, bir süredir seslerinı kesmiş, olayı uzaktan seyretmeyi tercıh eden kadınlar birer ikişer elinde yirmi yeni Türk Lirası bulu- nan kadının arkasında saf tutmaya başlıyorlar. lç- lerinden gencecik yüzlü biri öne firlıyor ve er- keklere dönüp bağınyor: "Hay dangalak oğlu dangalaklar, karı ki- minle yatmışsa yatmış, size ne.. tam aç tavuk misali, ağnnızın suyu aka aka, namus bekçi- liğine soyunup vakit öldürüyorsunuz. Ulan, şu tecavüz edilip edilmediği pek bir merak etti- ğiniz kadın kadar kendi kanmzı merak etmi- yorsunuz. Siz kahvede oturup o iki adamın ye- rinde olmayı hayal ederken, kanlannızm baş- kalarının bokunu temizlemekten cam çıkı- yor, utanmazlar!" Birden canhıraş bir çığlık kadının sözünü ke- siyor. Herkes dönüp sesin geldiğı yere bakıyor. O da ne. genç bir kız, üsrü başı kan içinde. ken- dini zorla sürükleyerek kalabalığa doğru yakla- şıyor. Kalabalık bir an donuyor. sonra herkes genç kıza doğru koşuyor Ağabeyleri kızı çay bahçe- sinde genç bir adamla el ele yakaladıklan için öldüresiye dövmüşler. Kadınlar kızı yerden kal- dınp eczaneye götürüyorlar. Erkekler yeniden kahvelerine dönüyorlar. Ortada sadece hâlâ elin- de yirmiYeni Türk Lirası tutan kadın kalıyor. Ka- dın kahveye doğru giden kalabalığa sesleniyor: "Bire üç koyuyorum, var mısınız, bu iş rek- lam, hem de âlâsından bir reklam! Oh hepi- nize jıırrurdular ya!.." Not: Sevgili okurlar, iki haftadır büyük med- yanuı ve bir cümle televizyonun ana meselesi Gamze pornosundan bana öyle bir daralma gel- di ki, neredeyse memleketi terk edeceğim. Ya da sizi bahis oynamaya cağınyor, bire üç koyuyo- rum! Bu kadar, yeter be!.. isilözgenrürkfa superonline. com IÇLI'DEN SERT AÇIKLAMA Galataport ihalesi tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Sekreten Tayfun İç'li, "AKP, babalar gibi satmayı beceremediklerini çok özel imti- yazlarla birilerine peşkeş çekiyor. Talan tezgâhından AKPnin yanında CHP ve ANAVATAN da sorumİu" dedi Içli, yaptığı yazılı açıklamada. AKP'nin kapalı kapılar arduıda verdığı sözleri bir bir yerine getirdiğini söyledi. AKP'nin ülkeyi adeta bir "koloniye" dönüştürdüğünü kaydeden Içli, TÜPRAŞ hisselerinin bir bölümünün tsrailli Ofer grubuna düşük fiyatla satılmasının ar- kasındaki sır dolu ilışkilerin aydınlanmadığı- na dikkat çekti. Içli, şunlan kaydetti: "Ofer grubunun büyük ortağı bulunduğu gi- rişime Egeport olarak adlandınlan Kuşa- dası Limanı'ndan sonra Galataport ola- rak adlandınlan Karaköy Limanı da ihale ediliyor. Kısa sürede, kurulan talan tezgâ- hı ortaya çıkıyor. Uluslararası sermaye ku- ruluşlanna verdiği sözleri yerine getirme- de kararulık gösteren AKP, bir gecede hiç tartışmaksızın çıkardığı 24 yasadan biri- nin içine koyduğu çok özel madde ile Kıyı Yasası'nı değiştiriyor. Recep Tayyip Erdo- ğan'ın millervekili seçilmesi ve Başbakan olması gibi ya da nayion faturayı bilerek kullanmaktan yargılanan Maliye Baka- m'nı affetmek gibi kişiye özgü anayasa ve yasa değişikliği yapmak konusunda olduk- ça maharetli olanlar, kişilere özgü düzen- leme ile limanlarımızı peşkeş çekiyor. Ta- lan tezgâhından AKP'nin yanında CHP ve ANAVATAN da sorumludür. CHP, Meclis'i terk edip yüzlerce önemli düzenlemeyi içe- ren yasalann bir gecede çıkmasını kolay- laştırmıştır. Ama iş RTÜK üyeleriyle ilgili kendisine düşecek 3 koltuğun seçimine ge- lince, tatilde iken Meclis'e koşmuştur. ANAVATAN Genel Başkanı ise tüm bu ka- palı kapılar ardındaki tezgâhları biliyor olmasına rağmen bugüne kadar sessiz kal- mıştır. Şimdi günah çıkarmaktadır." Trojeye ortak belediye başkanı' BBP Genel Başkan Yardımcısı Dursun Yassı- kaya da düzenlediği basın toplantısında, dev- letin çözüldügü bu- dönemden geçildiğini söyledi. Yassıkaya. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şu sorulara yanıt vermesini iste- di: "Galataport projesine ortak olduğu ile- ri sürülen Büyükşehir Belediye Başkam'nı biliyor musunuz? Böyle bir ortaklık varsa neye karşı yapılmıştır? Üzeyir Garih'in ölümü ile Galataport ve Haydarpaşaport projeleri arasında herhangi bir baglantı olup olmadığı konusunda bir araştırma yaptırdınız mı? Söz konusu projelerin ha- yata geçirilmesiyie ilgili anayasayı ihlal et- riğinizin farkında mısınız?" 'UZANTILARI ORTAYA ÇIKSIN' Kuşadası'nda 'Kutman'isyanı LATİF SANSÜR KUŞADASI - CHP Kuşadası Ilçe Sekreteri Özer Kayalı ve Kent Meclısi Başkam Bü- lentTokuçoğlu. TÜPRAŞ'ın olaylı hisse sa- tışıyla adı gündeme gelen Global Menkul Değerler Şirketi'nin sahibi Mehmet Kut- man'ın, iktidar içındeki uzantılarının ortaya çıkanlmasını istediler. Kayalı ve Tokuçoğlu, Kutman'ın Kuşadası Limanı için "gerekirse yasa çıkartacaklarını" söylediğini ve Meclis'in tatile girmesinden bir gün önce syasanın çıkanldığını anımsattılar. Kuşadası Limanı'nın özelleştirilmesinin her aşamasında bir skandal olduğunu savunan Kayalı şunlan söyledi: "Liman ihalesini Lt.MAŞ alırken gerekli finansı bulmak için istenen ek süre verilmedi. LL\L\Ş'ın kredi bulmak için yaptığı girişimler biün- mez güçlerce engellendi. Liman, önceleri ihaleden çekildiğini ilan eden Global Menkul Kıymetler'in ortaklığına, 9 mil- yon dolar düşük fiyatla verildi. Hazine za- rara uğratıldı. Kanuna aykın yapılan iş- yerleri için 2 ayn yüriitmeyi durdurma kararı çıktı. Bayındırlık Bakanlığı da 2 kez burada hiçbir işlem yapılamayacağını belirten resmi yazılar yazdı. Buna karşın AKP'li belediye başkanı ve diğer yetkili- ler kulaklannı tıkadı. İşyerleri açıldı ve ruhsatsız bir şekilde faaliyetlerini sürdü- rüyorlar. Meclis halkın istediği değil, Kut- man'ın istediğini yaptı. Global Menkul Kıymetler ve Mehmet Kutman hakkında TİTRAŞ ile ilgili bir inceleme yapılacak- sa Kuşadası Limanı olayı kesinlikle dahil edilmeli, her aşaması ele alınmalıdır." Benzer sorunun, aym ortaklığın aldığı Fransız Tatil Köyü'nde yaşanacağuıı da öne süren Özer Kayalı, ihale edilen alana turistik tesis yerine konut yapılmasının planlandığı duyu- munu aldıklannı söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle