18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2005 CUMA HABERLERIN DEVAMI TURKIYE sta.ibul Y 26 Sinop Y 25 Adana PB 32 •dıne PB 29 Samsun PB 27 :<xaeii Y 26 Trabzon PB 26 ;a-akkale Y 27 Giresun PB 27 ımr Y 27 Ankara Y 26 damsa Y 29 Eskışehır Y 24 Y 28 Konya Y 25 Derizlı Y 27 Sıvas PB 29 lorçuldak Y 24 Antalya Y 29 Kars Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıırt Hakkân Van PB A A A A B B 30 35 35 32 33 27 24 PB 24 Butun bolgelerırr z parçalı yer yer çok bu- lutlu Marmara nm gu- ney-edoğusL Ege ba- tı Akdenız ıç Anado- lu'nun batısı ıle batı Ka- r adenz sağanak ve gokgurultulu sağanak yağışlı geçecek. Yağış- lar Marmara nın guney ve doğusu ıle ky Ege de etkılı olacak Ha- va sıcak( ğı yağış alan verterde bıraz azalacak DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn V>ti Y PB Y Y Y Y Y VZ 12 12 16 17 15 21 18 Münıh Y 22 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB Y Y PB PB PB Y PB 14 26 30 26 25 21 27 28 ?4 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflıs Kahıre PB PB B A PB Y PB A 1/ 33 23 34 27 30 30 36 Şam A 35 Taşkert Parçalı büutıu Ssı -v Bjlutlu ^ Çok bc utlj . Yağmurtj Gok gjrultulû GUNCELcİNEYT ARCAYİREK • Baştarafı 1. Sayfada •iyor veya konumuyla ilgili her toplantıda konu- şu/or. Yargıtay ve Danıştay'a yeni seçilen üyelerin maz- bata törenindeki (çok değil iki gün önce) konuşma- sında, terör tasarı taslağı üzerindeki çalışmalara değinirken "...terörle mücadele için 'mevcırt yasa- lardazaten düzenlemeler' olduğunu..." söyledi. 48 saat ya geçti geçmedi. Başbakan değişti- rileceği söylenen Terörle Mücadele Yasası'ndan söz ederken "... (AB'ye uyum vs. gibi gerekçe- lerie hükümetinin çıkardığı) yeniyasa/ann terör ör- gütlehnin 'işini kolaylaştırdığını' ve yakalanan bi- rinin (polis yakalıyoruz, mahkeme bırakıyor diyor) anında kurtulduğunu... yeniyasalann terörün ala- nını genişlettiğini" açıkladı ve... "Yaptınm gücü- müzyok" dedi mi, dedi. • • • Işte, öyle bir Başbakan RTE, der mi der. lyi ama bir gün arayla birbiriyle çelişen ifadelerden sonra bu hükümette uyumdan nasıl söz edeceğiz? Bu, birbirini yalanlayan ifadelerden sonra bu hükümetin terörle mücadeleye baş koyduğuna kamuoyunu nasıl inandıracagız? Bu hükümetin başıyla yasalan hazırlayan baka- nı arasında henüz terör yasalan üzerinde görüş biriiği oluşmamış, Başbakan ne istediğini ve ne düşündüğünü Adalet Bakanı arkadaşınaanlatma- mış, bakan ise Başbakan'ın bu sonuçlara varaca- ğındanhabersızkonuşurken;halkımız, terörle mü- cadelede aynı hedefe koştuklanna nasıl inanacak? Ha, unutmamak gerek; bu medya, sertlik ya- ratmadan muhalefet yapmak isteyen siyasetçi- lersiyasete egemen oldukça... Başbakan'la Ba- kan'ın aslında aynı şeyleri söyledıği, ama söylem- lerinin yanlış yansıtıldığını içeren kampanyayla dün söyledikleri bugün yarın unutturulur. Döndük dolaştık aynı noktaya geldik: Hukukçu- lar diyor ki, yürüriükteki yeni ceza yasasında -Ingil- tere'dekine benzer- maddeler var olmasına var da uygulanmıyor. örneğin "fiderÖcalan, Sayın öcalan" gibi sözler bile 2 yıla kadar hapisle cezalandınlabi- lir. Suçu övmek, taşlı sopalı saldırı (7 yıl), üye olma- san da örgüte her türlü hizmet suç (3 yıl), diyorlar. Oysa, yasa hükümleri eylemlere vız geliyor. Ya- saklanan suçlar hemen her gün işleniyor. Imra- lı'daki katilin adı posterierde, sokaklarda yürü- yenlerin dilinde. Üstelik kimilerince sayın diye anılıp övülüyor, örgütün bayrağı sokak hareket- lerinde dalgalanıyor ve lakin, "terörekarşı oluşan zafıyeti gidereceklerini" söyleyen bir Başbakan'ın emrindeki icra gücü, harekete geçmiyor. Polis şefi, (müebbet hapisten 3 yıla kadar ce- zalan hak eden) cuma çıkışında hilafet isteyen Hizb-ut Tahrir suçlularını yakalayıp adalete tes- lim etseydik ne olacaktı? Nasılsa ifadeleri alınıp serbest bırakılacaklardı, dedikten sonra... • • • ...Aczin kapağı açılır, neler çıkar ortaya, daha neler! Güvenlik güçlennden bir dokun bin ah işit gibisinden birçok yakınmalargündeme gırerken... ...Bir başka gerçek sıntmaya başlar; TCY'yi AB'ye uyum sağlamak için yeni baştan düzen- lerken olası toplumsal hareketleri ve bu hareket- lere karşı güvenlik güçlerinin görev alanlarını doğru dürtist dengeleyemedi bu hükümet. Deveye boynun eğrı demişler, nerem doğru demiş deyişini anımsatabilir miyiz? 68 ülkede yapılan ara$tırma Siyasetçiye güven yok Dış Haberter Servisi - Bütün dünyada siya- setçilere duyulan güven düşerken Türkiye'de de halkın en az güvendiği kesünin siyasetçiler ol- duğu ortaya çıktı. îngıliz BBC yayın kuruluşu ve merkezi İsviçre"de bulu- nan Gallup şirketinin 68 ülkede gerçekleştirdiği kamuoyu yoklamasının Türkiye'yle ilgili sonuç- lannda, halkın en çok güvendiği kesimin yüz- de 41 'lik oranla ordu ve polis olduğu belirlendi. Bunu yüzde 24'le din adamları ızliyor. Türkiye'de medyaya duyulan güven yüzde 8 düzeyinde. Halkın en az güvendiği kesim ise si- yasetçiler. Siyasetçilere güven duyanlann oranı yüzde 5'te kalıyor. Hal- kın yüzde 30'u bu ke- sımlerden hiçbirine gü- venmiyor. Türkiye'de "Strin için hangisi en önemliv> sorusuna; yüz- de 33'lük kesim "Ulu- sal kimliğim" derken. aynı soruya "Dinim" yanıtıru verenlerin oranı yüzde 44. Bu soruya "Etnik grubum" di- yenlerin oranıysa yüzde 2'de kalıyor. Ördu ve po- lise daha fazla yetki ta- nınmasını isteyenlerin oranı yüzde 4O'ı bulur- ken, "Aydınlara daha fazla vetki verilsin" di- yenlerin oranı yüzde 13'te kalıyor. 52 bin kişinin katılı- mıyla yapılan araştırma- ya katılanların yüzde 65'i halkın kendi irade- siyle yönetilmediğine ınanıyor ve bu oran eski Sovyet ülkelerinde yüz- de 75'e çıkıyor. Araştır- maya göre tüm dünya halklannın yüzde 48'i; Batı Afrika. eski Sovyet ülkeleri ve Guney As- ya'da halklann yaklaşık dörtte üçü genel seçim- lerin özgür ve adıl oldu- ğuna inanmıyor. AB ül- kelerinde seçımlerin öz- gür ve adil yapıldığını düşünenlerin oranı yüz- de 82; Güney Afrika'da bu oran yüzde 76. Araştırma, dünya halklannın yüzde 33'ünün dini liderlere, yüzde 26'sının asker. polis ve gazetecilere gü- vendiğini, siyasetçilere güven oranının ise yüz- de 13'te kaldığını ortaya koydu. Katılımcılann yüzde 35'i için. ülkele- rinde daha fazla yetki vermek istediklen kişi- lerin başında aydınlar geliyor. Siyasetçiler ise daha fazla yetki veril- mesi konusunda son sı- rada yer ahyor. Katılım- cılann 32'sine göre ulu- sal kimlik en önemli sı- radayken. bunu yüzde 21 ile dinizliyor. BÜROKRASİ-SİYASET ilişkileri, daire dedikodulannın ve siyaset kulislerinin ol- duğu kadar, kamu yönetimi ve siyaset bili- mi denen üniversite dallannın da en ilginç konularından biridir. Konu, atanmışlar-se- çilmişler ve seçilmişlerin atanmışlara üs- tünlüğü gibi salakça ikılemleri aşar, devlet yönetiminin sağlam temellere dayandırıl- ması için doğru ilkelerin ortaya konmasını ve uygulanmasını gerektirir. Üstelik, tazeliğini hep koruyan, sürekli güncel kalan bir konudur bu. Siyasetçi, "Ben memurdan üstünüm, is- tediğimi yaptırınm" derse, bürokrat da "Emir kuluyum, gözlerimi kaparım, vazife- miyapanm" sünepeliğine sığınırsa, sonuç- ta zarar görecek olan devletin ve dolayısıy- latoplumun kendisidir. Son aylarda olan da, işte tam bu. Tür- kiye'nin devlet ve toplum olarak içıne düştüğü ve köklü diplomasisinin şanına hiç yakışmayan şimdiki durum, bürokra- siyle-siyaset arasındaki ilişkiler sorununun Özelikle dış politika alanmda sağlam bir te- mele dayandırılmamış olmasından ya da bu konudaki temellerın sarsılmasından ile- AÇI MUMTAZ SOYSAL Dış İşlerde Dışlama ri geliyor. Dış politika, politikanın başka alanlarına benzemez. Söz konusu alan. bir parti ya da ülke çerçevesinde çözülecek sorunla- rı değil, "dünya" denen çok daha geniş bir alanı ilgilendiren sorunları içerir. Dolayısıy- la müthiş bir donanım gerektirir ki, kim olursa olsun, tek bir siyasinin böyle bir do- nanıma sahip olduğu söylenemez. Dışiş- leri Bakanhğı denen ve çok şükiir Cumhu- riyet Türkiye'sinde çetin bir "kariyer" anla- yışına dayandınlmış olan kuruluşun devre- ye girmesi kaçınılmazdır. Hem gerekli donanım bakımından, hem de Cumhuriyet tarihı boyunca oluşturulmuş olan "devlet po//f/kas/"na uygunluk açısından. Ne var kı, bugünün ıktidan dış politika- yı kendi danışmanlarıyla oluşturup uy- gulamayı ve ancak aynntılan bürokrasiye bırakmayı yeğlemişe benziyor. Ya da dış politikaya katkı getirecek yüksek Dışişleri bürokratlannı kendi danışmanlannın çem- berinde tutmayı. Bu ise ister istemez, ağ- zını açamayıp her deneni itirazsız yapan, meslekte yükselmeyi ve iyi yere gönderil- meyi ancak böyle sağlayabilen memur tipi yaratmak için birebirdir. Oysa, memur ve özellikle Dışişleri memuru, kendi donanı- mına dayanarak siyasetçiyi doğru yola çek- sin dıye yetiştirilmiştir ve devletten bunun için maaş alır. Galiba danışman egemenliği öylesine ağır basmakta ki, yüksek düzeydeki dış gö- rüşmelere konuyla yakından ilgili genel mü- dürlerin ve büyükelçilerin bile alınmadığı, "baş başa" görüşmelerin tutanak tutacak bir meslek memuru olmadan yapıldığı, ba- zen hiç tutanak yazdırılmadığı da söylen- mekte. Sonuç, AB ve ABD karşısında düşülen durumla, Kıbns ve Irak konularında gelinen çıkmazlarla, kısacası Türk dış politikasının bugünkü haliyle gözler önündedir. Işin kö- tüsü, dünyanın gözleri önünde. Erdoğan ve Putin, boru hattının açılış tarihi üzerinde fikir birliği sağladı Mavi Akım kasımdaBEHZAT BARIŞ NEW YORK - Birleşmış Mil- letler (BM) doruğuna katılmak üzere ABD'nin NewYork kentin- de bulunan Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan, zırve çahşmalan- nın yanı sıra dünya hderlenyle de temaslarda bulunuyor. Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı \ladimir PutuTle de görüşürkenbuülkey- le ımzalanan doğalgaz alımuıa ılişkin Mavi Akım Projesi'nin açılış töreninm kasım ayının ilk yansında yapılacağı bıldirildi. Başbakan Erdoğan, dün doru- ğun ikinci günkü oturumu başla- madan önce, Lübnan Mecli- si'ndekı Hariri Bloku Liden Sa- id Hariri'yi kabul etti. Erdoğan daha sonra BM 59. ve 60. Genel Kurul Başkanı olan Gabon Cum- hurbaşkanı ve Isveç Başbaka- nı'nın BM Binası'nda verdıği re- sepsiyona geçti. Erdoğan, Genel Sekreter Kofi Annan'ın liderler onuruna ver- 'Medeniyetler ittifakr tspanya Başbakanı Jose Luis Rodri- guez Zapatero ve BM Genel Sekte- reteri Kofi Annan ile de görüşen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Medenivetler ıttifakı" projesinin somutlaştırüması konusunda anlaş- maya vardı. BM'den yapılan açıkla- mada, iki başbakamn Akil Adanılar Grubu'nun bir rapor ve eylem planı hazırlamasına yardımcı olacağını ve bu planın uygulanmasını destekleye- ceğini söyledikleri kaydedildi. (AA) diği öğlen yemeğinde Italya Baş- bakanı Silvio Berlusconi ve Rus- ya Devlet Başkanı Putin ıle aya- küstü sohbet etti. Üç lider soh- bette, MaviAkım Projesi'nin açı- lış törenınin tarihi üzerinde ko- nuştular. Açılış töreninin Kasım ayının ilk yansında yapılması ko- nusunda fıkır birhğine \ anldığı belirtildi. Erdoğan aynca tngilte- re Başbakanı Tony Blair, Pakis- tan Devlet Başkanı Pervez Mü- şerref ve Romanya Cumhurbaş- kanı Traian Basescuyla bir ara- ya geldi. BM Zirvesi Genel Kurulu'nda bir konuşma yapan Erdoğan, "Kuzey ile Güney arasında git- tikçe büyüyen gelir dağılımın- daki adaletsizlik ile silahlanma yarışını. halklann refah ve mutluluğu önündeki en büjiik engeller olarak gördüğünü" söyledi. Erdoğan, "Vakit kay- betmeden savaş yerine banşı, yoksulluk yerine refahı, ihtiras yerine vicdanı, baskı ve şiddet yerine, hak ve özgürlükleri kü- reselleştirmenin imkânlarını hep birlikte aramalıyız" dedi Oymen: Savaşa tarafoluruz ABD'nin İskenderun Limanı'nı kullanarakIrak'a binlerce askeri araç ve cephane göndermesine tepkigösteren CHP'li Onur Öymen, konuyu TBMMgündemine taşuü ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ABD"nin, hükümetin uzun süre kamuoyundan gizledi- ği "Afganistan ve Irak için dost ve müttefik ülkelere sağlanan destek kararnamesine" daya- narak İskenderun Limanı'ndan I- rak"abinlerce askeri araç ve 3 bin 404 ton patlayıcı göndermesı tep- kiyle karşılandı. Hükümetin ka- rarnamenin çerçevesinı daha ön- ce "insani yardım" olarak açık- ladığını ammsatan CHP Genel BaşkanYardımcısı Onur Ö>men u Böyle bir askeri destekTürki- ye'\i savaşa taraf haline getire- bilir" dedi. Öymen, konuyu Meclis gündemine taşıdı. Öymen, Bakanlar Kurulu'nun BM kararlan çerçe\esinde 23 Haziran 2003 "te kabul ettiği ka- rarnamenin içenğini öncelen "insani yardım" diye açıkladı- ğını anımsattı. Yabancı basının kararnamenin içeriğinin boyutu- nun farklı olduğunu yazmasının ardmdan hükümetin kararname- yi açıklamak zorunda kaldığını belirten Öymen. "Baktık ki için- de lojistik kavramı da var. On- dan sonra bir karamame daha çıkardüar ve bunun içinde per- sonel, askeri personel gibi ifa- deler yer auyordu. 1 Mart tez- keresi sanki reddedilmemiş gi- bi ne isteniyorsa veriliyordu" dedi. Hükümet yetkililerinin bu eleştiriler karşısında "askeri malzeme olmayacak. gıda ve benzeri sevkıyata izin verile- cek" şeklinde açıklamalar yaptı- ğını söyleyen O>TOen. konunun takıpçısi olacaklannı kaydetti. O>Tnen "Öyle anlaşılıyor ki, hükümet burada askeri destek anlamına gelebilecek bir yü- kümlülüğün altına girmiştir. Bu Meclis'in iradesiyle bağda- şıyor nm, halkın bilgisine su- nulmadan böyle şeyler yapıla- biliyor mu? Bu haber son dere- ce ciddi bir durum yaratacak- tır" dedi. Hükümetin attığı adım- lann siyasi sonucunu düşünmesı gerektiğını vurgulayan Öymen, ABD'nm yaptığı sevkıyatlann, Türkiye'yi Irak savaşında taraf Sosyal haldarda uyum eksik B Baştarafı 1. Sayfada li yasal düzenlemeleri yaptığının ve 3 Ekim'den sonraki sürecin tam üyelikle sonuçlanmasırun ge- rekliliğini belirtmenin yam sıra işçı kesirnirıin so- runlan ve sendikal haklann kullanımındaki kimı olumsuzluklan A\Tupalı yetkililere iletme amacı taşıyor. Bu doğrultuda tamamlanma aşamasında olan ve hafta başmda netlik kazanması planlanan raporda, Türkiye'nin sosyal ve sendikal haklar konusunda AB müktesebatına henüz uyum sağ- layamadığı vurgulanıyor. Türkiye'nin AB'ye entegrasyonundakı temel noktanın sendikal haklann tesis edihnesi ve örgüt- lü bir toplum oluşturulması olduğuna dikkat çeki- len raporda, bu sayede AB'nın en temel ilkelerin- den olan kişilerin serbest dolaşım hakkı konusun- daki sorunlann da aşılmış olacağı belirtüiyor. Ra- porda, başta sendikal örgütlenmenin önündeki en- gellerin kaldınhnası olmak üzere sosyal ve sendi- kal haklann öncelikli olarak ele alınması talebin- de bulunuluyor. Sosyal politikalar ve istihdam ko- nusunda bugüne kadar AB'nin güçlü taleplerde bulunmadığı, hükümetin de ciddi adımlar armadı- ğına işaret edilen raporda, "Hükümetin sosyal politikalar vf> istihdam konusunda bu kadar başarısız olmasının temel nedeni ise tek başına hareket etmesi ve sosyal tarafların görüşlerine yer vermemesidir" ifadeleri yer aldı. Türk-îş'in.\B yetkililerine iletmek için üzerin- de son çalışmalann yapıldığı raporda, sendikal ör- gütlenme faalıyetlennde Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı'nın bürokratik engelleri ile kar- şılaşıldığı da bir dığer önemli sorun olarak sunu- luyor. Raporda, "İş yerlerinde örgütlenmeye ça- lışan işçilerimiz, işlerinden çıkarılmaktadır" deniyor. Sendikalann örgütlenme çalışmalannda değişik engellerle karşı karşıya kaldığınrn kayde- dildiği raporda. 2004 >ılında örgütlenme nedeniy- le işten çıkanlan işçı sayısının 11 bin 968 olduğu, bu yılın başından itibaren aynı nedenle işten çıka- nlanlann sayısının ise 2 bini bulduğu vurgulandı. Raporda. "Sosyal güvenliğin yetersizliği, ce- zai yaptınmların caydırıcı olnıayışı. denetimin yetersizliği ve sosyal güvenlik primlerinin yük- sek oluşu, kişüeri kayıt dışına itmektedir" de- nildi. Raporda aynca. "iş hukukundaki kimi eksiklikJer, sosyal diyalogdan yoksun olunnıa- sı. iş sağlığı ve gü\enliği hakkında yapılması gerekenler, sosyal güvenlik ve sosyal koruma- daki aksaklıklar ile iş yaşamında kadın ve er- keklere eşit muamele ilkesinin uygulanmasın- daki kimi sorunlar" dile getirdı. haline getirebıleceğinin altını çiz- di. Öymen, "Hükümetin fütur- suzca 'Ben istediğimi yapanm, kimseye hesap vermem' tavrıy- laTürkiye bugüne kadar sıkın- tı çekti. Korkuyoruz ki, daha büyük sıkıntılar yaşanabilir diye konuştu. Hükümetin yaban- cıîann hiçbir ıstemine "hayır" diyemediğini kaydeden Öymen, şöyle devam etti: "Siz bir müt- tefik ülkenin terörle mücadele- sine böylesine bir destek sağü- yorsunuz ama aynı müttefik ül- ke size en küçük bir destek ver- miyor. Nereden bakarsanız ba- kın hükümetin bu konuda izle- diği politikalar son derece yan- Uştır. endişe vericidir ve ülke- mi/in güvenliği açısından son derece ciddi sakıncalar doğu- rabilecek niteliktedir." 1 Öymen, Dışişleri Bakam Ab- dullah Gül ün yanıtlaması iste- miyle soru önergesi verdi. Öy- men şu sorulan yönelttı: • Bu sevkıyatın gerçekleştiril- diği doğru mudur9 ^ Eğer doğruysa, bu durum daha önce çeşitli vesilelerle Dı- şişleri Bakanı Sayın Abdullah Gül tarafından Türkiye'deki üs ve limanlardan askeri malzemele sevkıyatı yapümayacağına dair yapılan açıklamalarla çelişme- mekte midir? • Irak"a yapılan bu sevkıyat Türkiye Büyük Millet Mecli- si'nin 1 Mart 2003 tarünnde yet- ki tezkeresıni reddetmesiyle orta- ya koyduğu siyasi ırade ile bağ- daşmakta mıdır? • Bu sevkıyatTürk kamyonla- nyla yapıldıysa kamyon şoförle- rimiz için ilave bir risk söz konu- su değil midir? • Türkiye üzerinden askeri malzeme ve mühimmat sevkıya- tı ülkemizin güvenliği açısından bir risk olarak mütalaa edilme- mekte midir? Şükran Güngör anıldı • BODRUM (AA) - Tiyatro sanatçısı Şükran Güngör, 3. ölüm yıldönümünde Turgutreis bel- desındeki mezan başmda anıldı. Güngör'ü an- ma törenine, sanatçının eşi Yıldrz Kenter, ya- kınlan. Türk sanat müzıği sanatçısı Müzeyyen Senar ve sevenlen katıldı. Yıldız Kenter, "Şükran'la birlikte Müzeyyen Hanım'ın hay- ranıydık. Ben kendısine buraya gelip Şükran'ı mutlu ettiği için teşekkür ediyorum" dedi. Kimyasal madde operasyonu • BURSA (Cumhuriyet) - Bursa'nın Gem- lik ilçesınde 250 gram sezyum ile 5'er gram- lık halınde 139 tüp osmıyum olduğu ıddia edilen maddeler ıle bırhkte yakalanan 6 kişi- nin tutuklandığı bıldirildi. Operasyonda ele geçirilen maddelerin Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na gönderildiği öğrenildi. Erdemir diyaioğu B AVKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Saban- cı Holding Yönetün Kurulu Başkanı Güler Sa- bancı tarafından Ankara Hilton Oteli'nde veri- len kokteylde Malıye Bakanı Kemal Unakıtan ile TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu arasın- da esprili diyaloglar yaşandı. Unakıtan, Hisar- cıklıoğlu'na Erdemir'e kaç para vereceğini sor- du, Hisarcıklıoğlu da, "Şaşkm ahcı fiyat verir Sayın Bakanım, bızim Kaysen'de öyle derler" yanıtını verdi. Maliye Bakanı ise bunun üzeri- ne, "Hem işadamlannın başkanı, hem de Kay- serili. Mümkün mü fıyat almak" diye konuştu. RTÜK yönetiminde ilk ayrıhk • ANK\RA (Cumhuriyet Bürosu) - RTÜK, boş bulunan 2 TRT Yönetim Kurulu üyeliği için adaylannı belirledi. RTÜK. daha önce Başbakanlık'a bildirilen 2 adaya ek olarak, sos- yal bilım alanında Prof. Yüksel Özden'i, kitle ıletışimi alanında Doç. Mete Çamdereli'yi aday gösterdı. Üst kurul, diğer adaylarla birlikte kit- le iletişım alanında Bayındırhk ve lskân Ba- kanhğı Müsteşan Sabn Erbakan'ın eşi Ayla Er- bakan ve Prof. Nacı Bostancı'yı aday göster- miş, ancak hükümet bu ısimlere sıcak bakma- mıştı. Şimdi bu iki isim yeniden Bakanlar Ku- rulu tarafından değerlendirmeye alınacak. Erdogan'ı protestoya dava • TRABZON (AA) - Trabzon'da. Şehır tçi Geçışi'nin açılış töreninde, konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelık protesto eyleminde bulunduğu gerekçesiyle, Halkevleri Trabzon Şubesi Başkanı Murat Bektaşoğlu ıle Ethem Küçük hakkında 1. Sulh Ceza Mahkemesinde, üç aydan iki yı- la kadar hapis ıstemiyle dava açıldı. ADtrnin yaz şenliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ADD Çankaya Şubesı'nın, bu yıl ıkincisını düzenle- diği "Yaz Şenliği", 18 Eylül Pazar günü Ata- türk Kültür Merkezı Hipodrom Alam'nda ger- çekleştırilecek. Şenlıkte yazar Turgut Özak- man. '"Şu Çılgın Türkler" adlı son kitabını im- zalayacak. Şenliğe katılan yurttaşlar canlı mü- zik, kermes standlanndan ahşveriş. spor ve ani- masyon gösterilenni izleme fırsatı bulacaklar. Fareden koyuna kök hücre • LONDRA (AA) - Fransız bılim adamlan, fare embriyonlanndan alınan kök hücreleri, ko- >aınlann kalp rahatsızhğının tedavisinde kul- landıklannı açıkladı. Kök hücre nakledilen ko- yunlann kalplerinin, nakil yapılmamış koyıın- lannkinden sağlıklı çıktığı belirtildi. Bilim adamlan. bulgulannın, kök hücre naklinin üı- sanlarda kalp rahatsızlıklannın tedavisinde kul- lanılabılme olasılığını güçlendırdığini kaydetti. Donmuş yumurtalıktan embriyon • LONT)R.\ (AA) - Israilli araştırmacılar, ko- yunlardan alıp dondurduklan ve tekrar koyun- lara naklettikleri vıımurtalıklardan embriyon elde etmevi başardı. Bilim adamlan, bu çalış- malann organ nakli ve kadın kısırhğı konula- nnda yeni ufuklar açabileceğini belırtti. • LONDRA (ANKA) - tngiliz Yayın Kuru- mu BBC, aralannda Türkiye'nin de bulundu- ğu beş Islam ülkesini konu alan "îslam îçin Savaş" başhklı bir belgesel yayımladı. Belge- selin Türkiye ile ilgili kısmında manken Tuğba Özay'm, "Önemli olan, gerçek bir insan gibi yaşamak ve davranmak" sözlerine yer verildi. Tuttuğu katüi şikâyet etti • TOKYO (AA) - Japonya'da "kıralık katil" tutan bir kadın, katili polise şikâyet edince gö- zaltına almdı. Polis, Eriko Kavaguçi adlı kadı- nın, internette bulduğu ve "kiralık katıl" oldu- ğunu ıddia eden Koji Tabe'ye 11 bin Avro vere- rek bu kişıden sevgihsinin İcansını öldürmesıni ıstediği belırtti. Ancak, planın uygulanmadığıru gören ve karakola giderek dolandınldığını söy- leyen kadın, Tabe ile birlikte gözaltına alındı. .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle