14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3AYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2005 ÇARŞAMBA HABERLER Savcılık ifadesinde Başbakan Erdoğan'ı terör olaylanna karşı duyarsız olmakla suçladığı belirtildi SuikastçıBağdattutukiandıKÜTAHYA / MERSİN (Cumhuriyet) - Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan'a "suikast girişiminde buhın- mak istetöği'" gerekçesiyle gözaltına alınan Musta- fa Bağdat tutuklandı. Bağdat'ın taşıdığı sılahın ku- rusıkı olduğu ancak yakın mesafeden yumuşak do- ku üzerinde etkili olabileceği belırlendi. Başbakan Erdoğan'a suıkast gırişiminde bulunacağı gerekçe- siyle gözaltına alınan Bağdat, Kütahya Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgulandıktan sonra adliye- ye götürüldü. Yaklaşık 1.5 saat savcıya ifade veren Bağdat mahkemeye se\k edildi. Kütahya Adliye Sarayı"na arka kapıdan sokulan Bağdat sorgulama- nın ardından tutuklanarak Kütahya Cezaevi'ne gö- türüldü. Bağdafın ifadesınde, Erdoğan'ı terör olaylanna karşı duyarsız olmakla suçladığı belırtıl- dı. Bağdat'ın, *Bu işi Bolu'da bitirecektim. ama ol- madı. Kütahya'ya gel- dfan" dedıği öğrenildi. Er- doğan, 4 Eylül günü Bo- lu Dağı Geçişi Proje- si'nin açılışına katılmıştı. Olaydan bir gün önce Kütahya'ya ulaştığını an- latan Bağdafın "OJay günü kurşun koyduğu ta- bancasryla tören alanına gittiğini ancak Erdo- ğan'ın alandan aynknğı sırada yaşlı bir vatanda- şm sevgi gösterisinde bu- tunması üzerine paniğe kapihnca yflkalanriıgını" söyledıği bildirildi. Ülkü Ocaklan Egitim ve Kül- tür Vakfı Genel Merke- zi'nden yapılan açıkla- mada, Bağdat'ın Mersın Ülkü Ocaklan eski baş- kanı olmadığı belirtildi. Açıklamada "Mustafa Bağdafın Clkü Ocaklan Egitim ve Kültür Vakfı ik ne geçmişte ne de bugün bir inşkisi bulunmamaktadır" denildı. Silah kurusüa çıktı Bağaf ın taşıdığı tabancanın kriminal incelemesi tamamlandı. tncelemede, silahın kurusıkı olduğu ortaya çıkarken, bu tabancalarda mermi çekirdeğı çıkışıru engelleyen artı şeklüıdeki demirin meka- nizma ıçensınden söküldüğü belırlendi. Sılahta mermının hız ve hedefini ayarlayan *yiv ve set"in bulunmadığı şarjördeki fişeklerin de kurusıkı ta- bancaya ait olduğu bildirildi. tncelemede "saç- ma"ya benzeyen metal yerleştinldığı belirtildi. Si- lahlarda yer alan ve bir merminin çıkışından sonra hazneye diğer mermiyı almayı sağlayan mekanız- manın da tabancada çalışmadığı belirlendı. İĞNELtFIRÇA ZAFERTEMOÇİN Erdoğan 'a suikast girişiminde bulunan Mustafa Bağdat, pa- niğe kapihnca yaka- landığını söyledL SEZER, ERDOĞAN'I ELEŞTİRDİ 'Irtica reklamına malzeme oldu y ANKAR\(Cumhuriyet Bürosu)-DSP Genel Baş- kanı Zeki Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ırtıcaı gösten yapüacağını bile bile Hacıbayram Ca- misi'ne gittiğini belirterek "Böyleceashnda ogösteri- nin mabemea oturken,rek- lamıolmasıkonusunda da ne yazık ki katkısı bulun- du diyedüşünüyorum" de- di. Sezer, Erdoğan'ın ve AKPhükümetinin tutumu- nun bölücü ve irticai çev- releri hareketlendirdigini vurguladı. DSP Genel Başkanı Se- zer, dün toplanan parti meclisinde yapnğı konuş- mada, Türkiye'nin her alanda çok kritik bir süreç- ten geçtiğini ifade ettı. Se- zer, özellikle son dönem- de "böKküterörkaHaşma- sı ik hilafet ve rejtan deği- şikliği'" isteyenlerın başlat- tığı hareketnedenıyle top- lumun gelecekle ilgili bü- yük bir sıkıntı ve kaygı içinde olduğunu dile ge- tirdi. Başbakan Erdoğan'ı irtaci gösterilere pnm ver- mekle suçlayan Sezer. "tr- ticai gösteri yapıiacağun bik bile Başbakan o ca- mi>eghtLBöylece ashnda o gösterinin malzemesi olurken. reklamı olması konusunda da ne yazık ki katkısı bulundu diye dü- şünüyorunı. Bunu da la- ik. Atatürkçü ve demok- ratik Cunıhumetin hak etmediği kanaatindeyim1 * dedı. AB süreci bahane edile- rek verilen ödünlerin ve kabul edilen dayatmalann, üniter yapıyı tehükeye sok- mak isteyenlerın önünü aç- üğını söyleyen Sezer, "Son haftalardabölücü terörün artmasıyla toplıunun ka\- gısı ve dolayısıyla tepkisi çok üst noktaya taşınmış oldu. SaymBaşbakan'mve hükümetin başuıdan beri hem dış politikada, hem ulusal konularda hem de bölücüveirticaihareketier- k ilgili takuıdığı rutum bu kesimlericesaretkndimıL < r tir" diye konuştu. Eski enerji bakanlan Ersümer ve Çakan hn Yüce Divany dakiyargılanmalanna devam edildi Emniyet: Yiğit'in kasetine rastlanmadıANKARA(CumhuriyetBürosu)-Eski Ener- ji bakanlan Cumhur Ersümer ile Zeki Ça- kan'ın Yüce Divan'da yargılandıklan davanın dünkü oturumunda, Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcılıgı ve müdahil DSl'nin, Erzurum Içme- suyu tsale Tüneh'nin inşaatında venlen keşif artışına ilişkin bilirkişi incelemesi yaptınlma- sı, aynca DSt müfettişlerinin tanık olarak din- lenme isteklerine karşı sanık avukatlan görüş- lerini bildirdi. Ersümer'in avukan BükntAcar. müfettişlerin idareninbirer ajanı olduğunu öne sürerek tanıklık yapamayacaklanm söyledi. Çakan'ın a\ r ukatı Turgut Kazan ise keşif artjş- lannın bugünkü bakan döneminde de yapıldı- ğını belirterek istemlerinreddini talep etti. Mü- dahiller ıse keşif artışlanyla 17 kat fazla fiyat uygulandığını ileri sürdü. Duruşmada tanık olarakdinlenen TEDAŞ iş- letme Hakkı Devir thalesi Alt Komisyonu Üye- si An Akış, ihale şartnamesi ve taslak sözleş- melerin değiştirildigi ni söyledi. Oturumda, ts- tanbul Emniyet Müdürlüğü, işadamı Korkmaz Yiğif in ışyerinde yapılan aramada bulunduğu ileri sürülen video kasete rastlanmadığını bil- dirdi. Yiğit'in anlatımına göre, kasette Ersü- mer'in bir yemekte "Enerji dağıûm ihaleieriy- k ilgili konuştugu'" üeri sürülüyordu. TÜRKKONUT-VAKIFBANK işbirlifiiyle AO^r,45/ /ORALÇALIŞLAR oricaisiarictanhıırycUom.tr Almanya Seçimleri ve Türkiye SABIT KREDILI SISTEM'e ilkadım hayaller -*$ Bizi izlemeye devam edin... vokıfBonk Bu hafta sonu gerçekleşecek olan Almanya'daki seçimler, Avrupa'nın geleceğini etkileyecek bir sonuca ne- den olabilir mi? Seçim kampanyası başladığında CDU-CSU (Hıristiyan Demokratlar-Hıristiyan Sosyal Biriiği) ittifakıyla FDP'nin (Liberaller) ortakla- şa oyları yüzde 50 oranını geçiyordu. CDU-FDP ikilisi ıktidara gelebilecek oy desteğine sahipti. Seçim kampanyası geliştikçe, Sos- yal Demokratlarla Hıristiyan Demok- ratlar arasındaki fark kapanmaya başladı ve daha da önemlisi, yapılan kamuoyu yoklamaları Hıristiyan De- mokratların ortaklan Liberallerle ço- ğunluğu yitirdikleri görüldü. • • • Pazar günü anketlerdeki oranlar doğru çıkarsa Hıristiyan Demokratlann iktidar hesaplan büyük ölçüde bozul- muş olacak. Sosyal Demokrat-Yeşiller koalisyonu da gereken çoğunluğa sa- hip olamayacak. O zaman ortaya iki seçenek çıkacak. Birinci seçenek, bü- yük koalisyon adı verilen, Sosyal De- mokratlarla Hıristiyan Demokratlann birlikte hükümet kurmalan. LJderler böyle bir koalisyondan ya- na olmadıklarını açıkladılar. O zaman ikinci bir seçenek olarak üçlü sol ko- alisyon gündeme gelebilir. Sosyal De- mokrat Parti'den istifa eden. bu hare- ketin önemli isimlerinden Oskar La- fontaine in PDS (Demokratik Sosya- listler) ile kurduğu ittifak sonucu orta- ya çıkan partinin oyları yüzde 7-8 ora- nında görünüyor. Bu oran Sosyal De- mokratlarla Yeşiller ittifakına eklenirse hükümet kuracak çoğunluğu oluştu- rabilir. Oskar Lafontaine de bu tür bir koalisyon istemediğini söylüyor. • • • Seçimler kesin olarak sonuçlanın- caya kadar Almanya'da nasıl bir hü- kümet kurulabileceği anlaşılamaya- cak. Üçlü sol koalisyon mu olacak, yoksa büyük koalisyon mu, görece- Ancak seçim kampanyası ilginç özellikler taşıyor. Sosyal Demokratla- nn son haftalarda yükselişe geçmesi- nin ardında, Hıristiyan Demokrat lider Angela Merkel'in, Sosyal Demokrat Başbakan Gerard Schröder'le yaptı- ğı dış politika tartışmalarında Schrö- der'in daha ikna edici bir tutum alma- sı yatıyor. • • * Irak'ın ABD-lngiliz kuvvetleri tarafın- dan işgaline Schröder'in başında bu- lunduğu hükümet kararlılıkla karşı çık- tı. Fransa'yla birlikte hareket eden Al- man hükümeti, bu konuda ABD ile ilişkilerin bozulmastna neden olacak kadar tutarlı bir çizgi izledi. Seçim tar- tışmaları sırasında bu konu, günde- min önemli bir konusuydu. Angela Merkel'in ABD'ye yakın çizgisi ve sa- vaşa destek veren tutumunun ona puan kaybettirdiği söyleniyor. • • • Sosyal Demokratların güç kaybet- mesinin asıl nedeni ekonomiydi. Al- man ekonomisi Avro'ya geçişten bu yana ciddi bir gerileme içine girmişti. Ekonominin liberalleştirilmesi rüzgarı Alman hükümetini zor durumda bı- rakmıştı. überal ekonominin gerekle- rini yerine getirmeye çalışırken, bir sosyal devlet özelliğiyle öne çıkan Al- manya'nın bu özelliklerine bağlı kal- mak istemeleri arasındaki çelişmeye yenilmişlerdi. • • • Alman seçimlerinin yeni bir boyutu da artık Alman vatandaşı olan Türkiye kökenli yurttaşlanmız. Geçmişte, da- ha çok Almanya'daki sağ partileri destekleyen yurttaşlarımız şimdi yön- lerinı sol partilere çevirmiş durumda- lar. Daha önce Türkıye'de muhafaza- kâr görüşlerin etkisiyle hareket eden yurttaşlarımız, giderek Almanya'nın iç siyasetinin parçası olarak hareket eder hale geldiler. Almanya'daki yabancılara karşı da- ha dost davranan partıler Türklerin tercihi haline geldi. 800 bine yakın oy- lanyla seçimlerde etkili bir güç haline dönüşen Türkiye kökenliler, bundan böyle Almanya'nın siyasi yaşamında da eskisinden daha etkili olacaklar. • • • 3 Ekim'de müzakerelerin başlaması tartışmalan arasında yapılan bu seçim Türkiye'nin kaderini de etkileyecek özellikler taşıyor. Seçim kampanyası- nın başındaki tablo öyle devam etse ve sağ koalisyon seçim kazansaydı Türkiye'nin işi zor olacaktı. Görünen o ki, Alman seçimlerinden sağcılar bir zaferle çıkamayacaklar. Bu gelişme ise Avrupa'nın demokrasi ve sosyal haklar ideali açısından bir tehlikenin bertaraf edılmesı olarak da kabul edilebilir. • • • Türkiye'dekı sağcıların da solculann da Almanya'da sol partilerin kazan- masını istemesini nasıl yorumlamak gerekiyor? Almanya'da solculann bü- tün aşınmalara rağmen sağ partiler- den daha özgürlükçü, daha azınlıkla- ra yakın, daha çalışanlardan yana ol- ması önemli degil mi? Bunun Türkiye solu açısından bir anlamı olabilir mi? GLOBALPOÜTÎKÜLTÜR ERGIN \1LDıZOĞLU DörtYılSonra11 Eylül (II) Balkan Ghosts (1993), The Coming Anarchy (1994, 2001) gibı ABD dış politika çevrelerinde etkili kitaplann yazarı Robert Kaplan, son kitabı Imperial Grunts'da (2005), 11 Eylül'ün ABD tari- hinde, "geçici ama büyük bir moment yarata- rak", "ikinci sefere çıkma dönemıni başlattığını" savunuyor. ABD "beyaz adamın yükünü" omuz- layacak, "özgür topiumu, iyi yönetimi, kaos böl- gelerine uiaştıracaktı'"?... "Bugün terorizme karşı küresel savaş bu sınırlann dışındakilerin ehlileş- tirilmesinden başka bir şey değildi." 1998'de kurulan The Project for New Ameri- can Century adlı "neocon" düşünce kuruluşu, bu imparatorluğa giden yolun tasanmını hazırla- dı. Bush yönetimi bu tasarımı 11 Eylül'den sonra "Yeni Savunma Stratejisi" olarak benimsedi. Ne ki tasanm uygulamaya konulunca, bir imparator- luk ınşa etmek yerine, ABD'nin zaaflannı gözler önüne senmeye başladı. Tasarıma göre ABD rakıpsiz askerı-teknolojık üstünlüğüne dayanarak dış politika hedeflerini tek başına gerçekleştirebılecektı. Afganistan ve Irak işgallerı, ABD'nin bu gücünü dosta düşmana gös- terecek, müstakbel rakıplerının sinmesıne. dostla- rının ABD imparatorluğunun çatısı altına sığınma- sına, dümen suyuna girmesine yol açacaktı. Bu süreçte. ABD'nin büyük askeri birliklere, iş- gal güçlerine gereksinimi yoktu. Küçük, yüksek teknolojiyle donanmış, hızlı, özel birlikler, dünya- nın her yerinde, adeta "Kızılderili savaşlanndaki kaleleri" anımsatan üsler oluşturacaklar, "yerlile- ri", buralardan çıkararak hizaya sokacak, sonra kalelerine geri döneceklerdi. "Tüm dünya adeta Vahşi Batı ("Injun Country"-Kızılderili ülkesi), ABD'nin arka bahçesiydi. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. ABD'nin o muazzam gücü topra- ğa ayağını bastıktan, ancak üç-dört hafta sonra Bağdaf a ulaşabildi. Bağdaf a geldiğinde düzen değil kaos yarattı. Daha sonra bu muazzam aske- ri güç yüzde 9O'ı yerel halktan oluşan bir gerilla savaşında, hafif silahlaria el yapısı derme çatma patlayıcılaıia durduruldu. Irak hâlâ kaos içinde ve iç savaşa, dağılmaya gidiyor. ABD, bir başka bü- yük savaşa girmeyecek biçimde bölgeye saplan- dı. 19 Ağustos'ta Urdün'ün Akabe limanında ABD gemilerine yönelık roketli saldırıysa, direnişin Irak'ın dışına taşmaya başladığını gösteriyordu. Bu sırada dünyada... Imparatorluk rüyasıyla dünyanın her yerinde üsler kurmaya çabalarken ABD'nin, hem Avrupa ve Batı Pasifık bölgesindeki ittifaklan zayıflama- ya, hem de gelişmekte olan ülkelerin düşmanlığı- nı kazanmaya başladı. Wall Street Journal'ın edi- törlerinden Mark Helprin'in endişeyle vurguladı- ğı gibi, "böylece oluşan jeopolitik koridorda, şimdi Çin dolaşıyor, daha önce ulaşamadığı böl- gelere ulaşıyor, gelişmekte olan ülkelerle yeni bağlar kuruyor, böylece yeni bir hegemonik blo- kun temel taşlannı" yerleştiriyordu. Latin Amerika ülkeleri ABD etkisi dışına çıkarken Çin buralara ulaşarak yatırım ve tıcaret anlaşmalan yapıyor. Ama geçen ay olduğu gibi Rumsfeld, Pe- ru'dan bir askeri üs olanağı istediğinde, Başkan Toledeo'nun önce Uluslararası Ceza Mahkeme- si'ne gir, sonra gel öğüdünü dinlemek zorunda ka- lıyordu. ABD, Venezüella'ya bir şey yapamıyor, tüm dünya bu iktidarsızlığı görüyordu. Ufacık öz- bekistan, ABD'nin bölge politikalarından rahatsız olunca, "imparatora" kapıyı gösteriyordu. Büyük Ortadoğu Projesı'yse AB ve bölge ülkele- rinin itirazlan altında, rafa kalktı (birisi bunu bizimki- lere söylese...). Buna karşılık bu projenin en büyük hedefi Iran'ın jeopolitik etkisi, Saddam rejimi yıkıl- dıktan sonra, giderek arttı. Bir taraftan nükleer enerji alanında ilerlerken Iran, petrol ve gaz kaynak- lanna dayanarak Rusya, Çin, Hindistan gibi büyük güçlerle ticaret anlaşmaları, boru hattı projeleri oluşturarak stratejik avantajlar elde etmeye, Pepe Escobar'ın deyimiyle boru hatlan diyarında (pipe- landistan) etkin olmaya başladı (The Asia Times). Katrina felaketiyse ımparatorun, başka ülkele- re uygarlık götürmek bir yana, kendi ülkesinde bir doğal afet karşısında, uygarlığının nasıl bir anda çöktüğünü, çare olarak kendi ülkesinde bir kenti işgal etmek zorunda kaldığını dosta düş- mana gösterdi. 11 Eylül'le başlayan Yeni Ameri- kan yüzyılı rüyası, daha ılk beş yılını doldurama- dan, imparatorluk kurmak bir yana var olan dü- zeni de dağıtmaya başladı. Şimdi John Bol- ton'un Bırleşmiş Mılletler'deki kaprisleri, günde- me gelen küçük çaplı, kullanılabilir, nükleer silah- lar projesı, bu ımparatorluk rüyasının, bir histeri krizıne dönüşmeye başladığını gösteriyor: "Ya benimsin ya toprağın!" ergin.yildizogluC" gmail.com Binyıl Kentler Kampanyası' • DÎY\RRAKIR (Cumhuri>et Bürosu) - Birleş- mış Nlilletler (BM) ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı üyesi olan Diyarbakır Büyükşehir Beledi- yesi. BM'nın düzenledıği "Binyıl Kentler Kam- panyası" çalışmalanna kahlacak. Diyarbakır Bü- yükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Bin- yıl Kentler Kampanyası kapsamında, 14-16 Eylül tarihleri arasında belediye binasına beyaz bayrak ve kentin dört bir yanına kampanya hedeflerinin yazılı olduğu afişler asacaklannı söyledi. ABD Teiatep'i TürksüdeştiPiyor1 • İstanbul Haber Servisi - tP Genel Başkanı Do- ğu Perinçek. ABD'nin 3 Eylül'den bu yana Tela- fer'de yürüttüğü operasyonlann amacının "bölge- yi Türkmenlerden temizlemek'" olduğunu söyledi. IP'nin Taksim'deki il merkezinde basın toplantısı düzenleyen Doğu Pennçek, ABD"nin Telafer'de '"napabn ve misket bombalan, kimyasal silahlar ve seyreltilmiş uran>oım ıçerikli bombalar" kul- landığını öne sürerek operasyonlarda 350'yi aşkın Türkmenin hayahnı kaybettiğini belirtti. Sa.dir.lar protesto edildi • İstanbul Haber Servisi - Irak'ta Işgale Hayır Ko- ordınasyonu. ABD'dekı ırkçılığı, faşıst saldinlan ve Türkıye'de son dönemlerde yaşanan lüıç gjri- şimlerini protesto etti. Koordinasyon Sözcüsü Ha- kan Bıngöl, Türkiye'de devrimci-demokratik hare- kete yönelik saldınlann arttığını belirterek "Em- per>alizmden ve uşağı faşist anlayıştan beslenen bu tür şovenist saldınlara karşı mücadelenin savu- nuculan olmaya devam edeceğiz" dedı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle