18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5AYFA CUMHURtYET 14 EYLÛL 2005 ÇARŞAMBA 10 DIŞ HABERLER [email protected] Talabani: 'Bush, Irak'ı kurtaran adam' VVASHINGTON (AA) - Beyaz Saray'da ABD Başkanı George Bush ile göriişen Celal Talabani, Bush ıle birlıkte basın toplantısı düzenledi. Bush'un, "Irak'ın demokratik seçimle göreve gelmiş ilk devlet başkanı" olarak nitelendirdiği Talabani. Amerikan kuvvetlerinin Irak'taki varlığının "hayati önemde" olduğunu belirtti. Talabani başkalannın, Irak'ın içışlerine kanşmasını engellemek içın Amenkan askerlerine ihtiyaç duyduklannı söyledi. Bush'a, Irak'ı "dünyayı en kötü diktatörden" kurtardığı için teşekkür eden Talabani. Irak anayasasınuı. "Ortadoğu'daki en iyi anayasalardan biri" olduğunu ılen sürdü. İrlanda'da genilim sürüyor • LONDRA(AA)- Kuzey İrlanda'da Protestan Orange Order tarikatının geleneksel yürüyüş güzergâhının pohs tarafindan "güvenlik" gerekçesiyle değiştınlmesının ardından hafta sonu başlayan olaylar önceki akşam da devam etti. Başkent Belfasf ta polise molotofkokteylleri, taş ve sopalarla saldıran tarikat mensuplan bir polıs memurunu yaraladı. Norveç'te zafersolun • FRANKFURT (Cumhuriyet) - Norveç'te genel seçimleri tşçi Partisi, Sol Sosyalist Parti ve Yeşiller'den oluşan ittifak kazandı. lşçı Partisi lideri Jens Stoltenberg hükümeti kuracak. Sol ittifak parlamentoda 88 miUetvekilliği kazanırken Başbakan Kjell Magne Bondevik yalnızca 81mılletvekılliğielde edebildi. 70'li yıllarda Maoist çe\Telerde politikaya atılan Stoltenberg, 90Tı yülarda da sırasıyla enerji ve maliye bakanlıklannda bulundu. Musa: Gazze'den çekilme yetersiz • Dış Haberier Servisi - Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, îsraü'in Gazze'den çekilmesinin "önemli bir gelişme olmadığını" söyledi. Musa, "Yerleşimcilerin çekilmiş olmasının hiç kuşkusuz olumlu, doğru yönde atılmış bir adım olduğunu söylemek isterim. Ama bu gelişme, işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşim merkezleri kurulmasuıa aralıksız devam edildiği ve Kudüs'ün yasadışı duvarla çevrilmesine devam edildiği için, önemli bir gelişme sayılamaz" dedi. Irak'ta kaçırılan 3 Tiirk serbest • NEW YORK (AA) - Irak'ta kaçınlan 3 Türk şöförün önceki gün serbest bırakıldıklan bildirildi. New York'ta temaslarda bulunan Dışışleri Bakanı Abdullah Gül, Irak'ta faaliyet gösterenUsluel firmasında çalışan ve 7 Ağustos'ta kaçınlan Metin Ceylan, Fatih Yiğit ve Paşa Sağlam ısimh vatandaşlann serbest bırakıldıklannı acıkladı. t' Dünyanın dört bir yanında yaşanan felaketler, üzeri örtülmüş toplumsal sorunları belirgin hale getiriyor Afetin açığaçıkardıklanERHAN KARAESMEN Afet olayına, sadece. sözlük anlamı çer- çevesinde, yıkımlara yol açabilen bir do- ğal oluşum gözüyle bakılamaz. "Insan - Doğa" ilişkisine damgasını vuran ezelı dengeleşmedekı pürüzlerin. aksaklıkla- nn ani biçımde dışa \iırulmasıdır. afet. Her şeyi kontrol edebileceğinı sanan insanoğ- luna, doğanın o denli kolay zaptedileme- yeceği gerçeğinin yüksek sesle hatırlatıl- masıdrr. Sosyo-ekonomik ve fiziki an- lamlarda bir büyük enerji boşalmasıdır. Olay salt fizıksel bir gerçek olarak ele alındığında, yerküresının yüzeyinde, de- nnliklennde ve atmosfer ortamında sürek- li bir enerji ahşverişi yaşandığı hatırlan- malıdır. Doğa denen o olağanüstü güç kaynağı, enerji girdı çıktısını, çoğunluk- la yumuşak operasyonlarla. ama kimı za- manlarda da çok sert biçımde ayarlar. Bu düzenekte, dengeleşme bazen çok şiddet- li kaçabilır. Artık orada "afet" olgusuna vanlmıştır. Afet betimlernesinin sosyo-ekonomik boyutlanna gelince, enerji püskürmesı gizlenmiş sosyal ve insani sorunlann tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmesine yol açar. Yaşamın sürgıt temposu içinde top- lumlarda etken- edılgen, olumlu-olum- Olü sayısı A fet, her şeyi kontrol edebileceğini sanan insanoğluna, doğanın o denli kolay zaptedilemeyeceği gerçeğinin yüksek sesle hatırlatılmasıdır. Sosyo-ekonomik ve fiziki anlamlarda bir büyük enerji boşalmasıdır. Afetle birlikte gelen enerji püskürmesı, gizlenmiş sosyal ve insani sorunlan tüm çıplaklığıyla gözler önüne serer. suz unşurlar karmaşık bir yanyanahk ser- giler. Ülke ve toplum yönetıcileri olum- suzluklan, edılgenlikleri, sosyal katrnan- lar arasındakı oturmamışlıklan, gelir da- ğıhmındaki adaletsvzlikleri dikkatlerden gizlemeye çahşırlar. Görünen kısımlara ci- la vurmayı ön planda tutarlar. Ancak afet öyle bir olgudur ki, tüm bu gizleme gayretlehne karşm, toplumsal gerçekler bütün sıntkanlığıyla ortaya dö- külür. Buzdağının gızli ve sevimsiz par- çasının ortaya çıkması gıbi. TüRKİYE DEKİ YANSIMALARI Ülkemizdeki deprem afetleri, bu be- timlememn çok tipik örnekleridir. Yapı kahtesindeki bozukluk. kentleşme süre- cindekı disiphnsizlik ve savrukluk. gay- rimenkulden rant edinme hırsının toplum- da bir veba mikrobu gibı yaygınlaşmış oluşu, iç göçlerin yapay olarak çok bü- yüttüğü kent merkezlerinin sahipsızli- ği, hepsi birlikte. Türkiyemizin sosyo- ekonomik çarkınm gıcırtıh dönüşünün ve aksak yürüyüşünün kaynağında yer alan temel ögelerdir. Gelir ve hayata iyi hazırlanma şansınm dağılımındaki ada- letsizlik, insanlan ülkenin doğu coğraf- yasmdan batıya doğru savurup götürür- ken, kırsallaşan kentler sürgit düzenin- deki bir toplumsal dengesizliğin ana me- kânlannı oluşrurup durdular. Afetlere özgü acıklı, hicranlı ve panikli görünrü aslmda normal yaşamda mevcut olup dikkat edilmeyen, hem toplum yönetici- lerinin hem de insanlann birçoğunun belki biraz utanarak gizlediği sosyo-eko- nomik - politik gerçeklerin. her seferin- de ortaya dökülmesüıe yol açıyor. Benzeri biçımde, Güneydoğu Asya ül- kelerinin uluslararası turizme açık ve var- sıl yabancılar için hoşça vakit geçirme yörelen olarakbılinen sahil yerleşkelerin- de, ilk bakıştaki cüayı kaldırdığınızda alt- ta mevcut sosyo-ekonomik bozukluklar gizlenedurmaktaydı. Bunun en son örne- ğine, dünyanın dörtbir köşesinden bakıl- dığında çok özenilen o varsıl ve ileri tek- nolojili ABD'de son Katrina Kasırgası çerçevesinde taruklık edildi PERDELENEN IRKÇILIK Afrika çıkışlı insanlar, Amerikan top- lumunda yüzyılı aşkınbiı kökene ve yay- gınlığa sahip olmalarına, aynca ülke nü- fusunun yaklaşık altıda birini oluşturma- lanna rağmen sorunlu bir toplum kesimı niteliği taşrrlar. Ülkenin ilk kuruculan Avrupa kökenli nüfusla yan yanalıklann- da organık bir iç içelik sergilenmez. Geç- miş kültürlerdeki paryalık, aşağı kastla- ra mensubiyet düzeyinde ve kanlığında ol- mamakla birlikte Afrika kökenli Ameri- kan sosyal katmanı epeyce bir miktar ıte- lenmiş, dirsek yemiş bir insanlar grubu- nu oluşturur. Amerika'nın büyük gücünü oluşturan teknik, teknolojik, bilimsel, en- telektüel üst düzey çevTelerde Afrika kö- kenlilerin payı çok azdır. Zaman zaman uluslararası sportif gösterilerde, özellik- le atletizm \ e basketbolda (ve çok fazla Amerika içi bir dar alan sporu olrnakla bir- likte Amerikan futbolunda) zenci yıldız- lar çıkmasına ahşılmıştır. Caz müzıği de- nen ö tılsımlı olay da kaynağını Afrika kö- kenli yurttaşlardan almıştır. Ancak Ame- rikan toplumsal hamuru içinde, artık sey- rek ve dikkaüe kullanılan bazı sözcükle- re başvurarak, zenci-zencilık tanımlaruun ve kavTamlaruıın gittıkçe daha az yer tut- tuğu bılinmektedir. Güney eyaletlerinde daha kalabalık kitleler halrnde yerleşik Afrika kökenliler ıse bu bölgelerdeki top- lumsal kesıt içinde, ayak işlerınde hizmet veren gruplan oluşturmayı adeta kabul- lenmişlerdir. Sistemın yönetimi kesinlikle Avrupa kökenli katmanlann elındedir. Afhka kö- kenliler hızmetkârlık yaparlar. Bu kesimin fizıksel yaşam koşullan da dünya lideri olma iddıasındaki bir refah ülkesinin or- talama yaşam koşullanna göre epeyce ge- ridir. Toplumsal bozukluklann ve afet gi- bi olağanüstü aykınlıklann rahatsızlığını en fazla onlar yaşarlar. Katrina, o yöre- lerdekı felakete uğramış insanlara karşı du- yulan acıma duygusunun ve yardım etme dürtüsünün yaru sıra bu gerçekleri çağnş- tırmak gibi bir sosyal - entellektüel davet çıkartmış bulunmaktadır. artıyor Büim adamlan. ABD'nin güneyini vuran Katrina kasırgası gibi doğal felaketkrin sayısmda artış olduğu uyansında bulundular. Kyoto'da dün sona eren Bilimler ve Teknolojiler Forumuna kaülan uzmanlan doğal afet sayısının sürekli arttığına dikkat çekerek 1900-1940 yüları arasındaki 400 felakete karşıhk, 1960-1970 arasında 650,1980-1990 arasında 2 bin, 1990- 2000 yıOan arasında da 2800 felaket meydana geldiğini belirttiler. Bu arada ABD'nin güney sahillerini vuran Katrina kasırgasında şu ana kadar açıklanan ölü sayısmm 500'ü geçtiği bildirildL Felaketin gerçek boyutlanrun kentteki sulann tamamen boşalnlmasuıın ardından *>• ortaya çıkacağına dikkat çeken yetküiler Katrina'mn binlerce kişinin ölümüne yol açmış olabileceğinden endişe ediyor. (Fotoğraf: ÂP) FET TÜRLERİ tnsanın doğa ile 'dost-düşman' ilişkisinde bir dengeyi bulduğunu söylemek olanaklı değil Doğanın değişkenliği üzerineeethoven'in ünlü başyapıtı Pastoral Senfoni. doğanın değişkenliği üzerine dâhi bir sanat yaratıcısının duyumsamalan- nı özetler. Ağaçlanyla ve çayırla- nyla yemyeşil, yumuşak bir doğa- da nazlı nazlı akan bir derenin din- lendirici güzelliği, çevresindeki ya- maçlarda meleyerek dolaşan kuzu- cuklar, hepsi birlikte nefis bir Be- ethoven betimlemesinin unsurlan- ru oluşturmuştur. Benzersiz güzel- likte klarnet ve flüt melodileri bir- birinin içine geçer. .\ncak, senfoni- nin ilerleyen bölümlerinde gökyü- zü karanr. şimşekler çakar ve bü>iik bir firtına patlar. Yumuşak doğa bir- denbıre şekil değiştirmiştir. Yapıt, bi- lindiği gibi. fırtınadan sonraki sükû- net betimlemeleriyle sona erer. • İNSAN CÜÇSÜZ KALIYOR Nehirler, o\alar, görkemli dağ sil- sileleri. And Dağlan'ndaki ya da Do- ğu Karadeniz'in sıralanmış ve birbi- rine yaslanmış tepelerindekı görün- tü güzelliği insanın ıçinı ürpertir. Ye- şil vadileriyle birlikte buralann, cen- net otlaklan olduğunu insana düşün- dürtur. Ancak, o etkileyici zır\eler- den birinden lavlar püskürmeye \x ya- maçlar kızıl bir kaynamayla köpür- meye başladığında doğa artık güzel değil, ürkütücüdür. Tatlı bir rüzgâr fısıldamasıyla sa- hili usul usul okşayan dalgalar ile bir tayfun afetinin ya da bir tsunamı bas- kınınm yırtıcıhğı arasmda müthiş farklar vardır. tnsanoğlu yeryüzü topraklannda dolaşmaya başladığı ilk dönemler- Nevv Orleans, felaketin ardından kendine özgü 'önlemlerle" yaralannı sarmaya çalışıyor. (Fotoğraf: REUTERS) den bu yana. kendisine yardımcı ol- duğu kadar zorluk çıkarabilen ve adı- na doğa denen o şaşırtıcı ve tılsımlı bir güce sahıp "dost-düşman" ile dengeleşmeye çalışmıştır. Ancak, ba- şanh olduğu bu- hayli tartışmahdrr. Yıllardır Anadolu topraklanrun altı- nı üstüne getiren dehşetengiz dep- remler Güneydoğu Asya sahillerinin coğrafyasını değiştiren o akıl almaz tsunami, doğaya karşı insanoğlunun henüz yeterince güçlü olmadığını gösteren örneklerdi. En son, çok id- dialı bir ileri teknoloji ülkesini \Tiran. yaşamı neredeyse bir cehenneme çe- viren bir büyük kasırga doğal afetle- rin süpürücü gücünü bir kez daha sergiledı. HAZIRHK YAPILMALI tnsanoğlunun doğal afetlerle den- geleşmesi bir ölçüde onların niteliği- ni, hasar ve zarar yaratma duzenek- lerini tanımaya bağhdır. Ancak, bu te- mel bağlantı tek başına yeterlı değil- dir. Bazı afetlerin sıkça yinelendiği yörelerde olası (ve belki de kaçınıl- maz) bir yem afete karşı hazırlıklı olma arayışuıın ve anlayışınm da yer- leşmiş obnası gerekır. Bu gereğin sa- dece gelişmekte olan ülkelerde değil. gelişmiş ülkelerde de tamı tamma yerine getirildiği epeyce tartışmaU- dır. 2006 Şubat'ında, uzun on yıllar aradan sonra yeniden Mardi Gras Müzik ve Caz Şenlikleri'ne gitmeyi planladığım o canım New Orleans kentinin uydu fotoğraflanndan, te- le\izyon görüntülennden erişebildi- gimiz görüntüsü içimi hüzünle dol- duruyor. Bu yazı dizisinin kaleme alınışında da bu son olaydan duyu- lan derin üzüntünün büyük payı ol- duğunu içtenlikle dile getirmeliyim. En kötü olanlar insanın yol açtığı A fet kavramının ilk çağnşımı elbette doğanın j/M insanlara ve toplurnlara karşı ku\"v etlı bir ikaz J. JL çıkanşı olgusuyla bağlantılıdır. Yanı, afet sözcüğü kendiliğınden ''dogal afet" olgusuna ışaret ediyor gibidir. Oysa, ani ve patlamah bir gelışmeyle, fizıksel ve sosyal yıkım yaratan, onarımı güç zararlar meydana getiren her olay bir çeşıt afettır. Burada artık insanın kendi kendisıyle dengeleşme arayışındaki türüne ve neslıne karşı acımasız bir saygısızhğı ve bilinçsizce bir yırtıcıhğı gösteren "insan etayle yaratdmış afetier"den de söz etmek gerekir. Savaş, soykınm ve linç gınşimleri, planlanmış terörle çok sayıda insani ortadan kaldırma arayışlan, özellikle modern insamn içinde giderek daha fazla rol aldığı insansal afet sahneleri sergiler. New York'un göbeğinde ileri teknoloji \e ince bir mimarı beğem ürünü iki güzelım bınaya ve o anda içinde bulunan binlerce insana yöneltılmış yıkım girişimi, bu tür afetlerin iz bırakan yakınlardakı bir örneğiydi. Ancak, dünyanın teknolojıde en ilen ülkesinin yeryüzündeki muhtemelen en fakır ülkelerden biri olan Afganistan"a re\a gördüğü, aylar boyunca dağlan, taşlan. yamaçlardaki köyleri, kasabalan ateş yağmuruna tutma ıdmanı da insanın gönlünü karartan bir başka afet biçimiydi. Bu gruptaki tiksmtı verici güncel örneğı ise bilindiği gibı Irak savaşı oluşturmuştur. Bu sa\aşta hızını alamayan, psıkolojik dengeleri baştan aşağı bozulmuş bazı askerlenn ülkelerıne gerı dönüş yaparken Louisıana'dekı doğal afet sonrası müdahale yetersizliklerine ve becenksızlıklerine karşı yerel halkta uyanabilecek ısyan duygulannı bastırmak üzere "çekinmeden ateş" talımatıyla görevlendirümeleri ıse insani afeüer ve doğal afetler arasındaki lanetlenecek bir ıç içe geçmişliğin görüntüsünü vermiştir. SlNlFLANDIRMADA ZORLUKLAR Bu çok özel afet türlerinin ve toplumsal felaketlerin hatırlatıhnasından sonra, daha çok bılinen doğal afetlerin kısa bir özetine geçilebilır. Burada doğal afet türlerini gruplanduma ıle ılgili çeşıtli arayışlardan ve yöntem gehştirmelerinden söz edılebılir. İnsan ölümüne yol açış, kısa soluklu büyük maddi hasar yaratış. yerel ve bölgesel normal yaşama dönüşün uzun süreli zorluklarının göğüslenmesi gereğı ve bununla bağlantılı maddi kayıplar gibi faktörlere bağlı olarak afetlerin sınıflandınlmasına çalışılabilir. Aynca. afetlerin yerel sıklığı bir diğer betimleme ve gruplandırma parametresını oluşturabilir. Ancak, yeryüzünün bazı yörelerinde bazı afet türlerine daha sıkça rastlandığı halde. öbür yörelerinde diğer bazı afetler ön plandadır. Dolayısıyla sıklık ve cografi dağılım bakrmmdan e\Tensel bir sınıflama yapmak olanak dışı gibidir. Güncel afet türleri biraz daha genişçe tanımlanmak kaydıyla aşağıdaki gibi bir sıralama yapılabilir: 1) Hava harekederindeld denge bozukluğundan kaynaklanan ve nıeteorolojik gelişme bağlanülı afetler: Şiddetli rüzgâr, firtına, hortum yaratan kuvvetli firtına, şimşek ve yıldınm düşmesi, kasırga ve çok ku\~v etli kasırga, tayfun. 2) Kuvvetli yağış olgusuyla bağlanüh, nıeteorolojik karakterli ve hava harekeüerinin de bir ürünü olan afet türleri: Su baskınlan-taşkınlar ve seller. 3) Küresel ölçekte iklim değişikliklerinin sonucu olarak ortaya çıkan afetier: Kuraklık, uzun süreli susuzluk, tam aksine aşın soğuklardan buz bağlama ya da ani ısınmayla buzullann çatlaması. 4) Tektonik karakterli yüöm kaynaklarv. Volkanık püskürme. deprem ve tsunami. 5) Anzi karakterli afet türleri: Yangın (doğal ve insan eliyle), toprak kaymalan, çığlar ve meteor düşmeleri. Bu afet türleri içinde hem ülkemiz bakış açısrndan hem de e\Tensel düzeyde güncellık taşıyanlar deprem, tsunami, sel ve kasırga olarak dikkat çekmektedir. YARIN: DEPREMİ NE KADAR BİLİYORUZ? J «.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle