Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 4 AĞUSTOS 2005 PERŞEMBE
HABERLER
TBMM Dilekçe Komisyonu, GDO ürünlerle ilgili yasal düzenleme yapılmasını istedi
Gıdalaralarm veriyorEMtVEKAPLAN
ANKARA - TBMM Dilekçe Ko-
misyonu, çevre ve insan sağlığı açısın-
dan genetiği değiştirilmiş organizma-
laria (GDO) ilgili tartışmalann sürdü-
ğVüne dikkat çekerek bu ürünlerle ilgi-
li denetim eksikliklerinin olduğunu
vurguladı. Türkiye'de bu konuda hu-
kuki boşluk olduğuna işaret eden ko-
misyon, yasal boşluk giderilinceye ka-
dar modern laboratuvarlann faaliyete
geçirilerek zaman yitirilmeden dene-
rjmlerdekı zaafîyetin giderilmesi gerek-
tiğıni bildirdi.
TBMM Dilekçe Komisyonu, GDO
kapsamındaki ürünlerin insan sağlığı-
na ve çevreye zarar verdiği, ekolojik
sistemi ve biyolojik çeşitliliği tehdit
ettiği, bu ürünleringeliştirilmesi çalış-
malannın sınırlı sayıda çokuluslu şir-
ketin dünya tanmını tekellerine alma
çabalanndan ibaret olduğu yönünde-
• TBMM Dilekçe Komisyonu, genetiği değiştirilmiş organizmalarla ilgili olarak
kamu kurum ve kuruluşlannı uyardı. Bu konuda yasal boşluktan kaynaklanan
denetim eksikliğinin bulunduğuna dikkat çeken komisyon, yasal süreç
tamamlanıncaya kadar modern laboratuvarlar kurularak denetim zafiyetinin zaman
yitirilmeden giderilmesi gerektiğini bildirdi.
kiiddialarüzerinebiraraştırmayaptı. • Türkiye'nin her yerinde görül- • Mevzuat çalışmalantamamlanın-
Sivil toplum örgütleri ve akademis- meye ve artmaya devam eden kanser caya kadar AB ülkelerinde benimse-
yenlerle toplantılar yapan komisyon,
şu tespıtlerde bulundu:
•/ 3-4 yıl gibi insan ömrü için dahi
oldukça kısa sayılacak dönemsel labo-
raruvar çalışmalannı kapsadığı belir-
tilen ve yüzyılın en yeni gelişmesi ola-
rak henüz bir insan ömrü kadarlık za-
man diliminde dahi test edilme olana-
ğı bulamamış bu ürünler, çe\Te ve ya-
şam boyutuyla ortaya çıkarabileceği
risklerin, geriye dönülememezlik en-
dişesi de dikkate alındığında önemli bir
kaygı unsuru olarak varhğını devam et-
tirmektedir.
olaylan ve değişik ülkelerde özellikle
de GDO'lu ürünlerin oldukça fazla tü-
ketildiği ABD'de ortaya çıkan besin
zehirlenmeleri gibi gelişmelerle de-
vam eden bu süreç, GDO'lu ürünlerin
üretimi ve tüketimiyle ilgili yönüyle be-
lirsizliğini devam ettirmektedir.
• GDO 'lu ürünlerin insanlığın bes-
lenme sorunluna çözümdenziyade bir-
kaç çokuluslu şirkerin tanmı üzerinde
tekel oluşturma ve ülkeleri bağımlı kı-
larak doğal zenginlikleri kontrol altı-
na almagirişiminden ibaret olduğu yö-
nündeki iddialar yabana atümamalıdır.
nen uygulamalar doğrultusunda, bu
ürünlerin ülkeyegirişi ve tükefimi çok
sıkı kayıtlara bağlanmahdır.
Hufcukl boşluk var
1
• GDO'lu ürünlerin tüketimi ve
bunlara ilişkin üretim olanaklannın
geliştirilmesi konulannda ülkelerin ge-
nelinde farklılıklar olduğu gözlenmiş
ve mevzuat yönüyle de uygulama bir-
liğine rastlanamadığı anlaşılmıştır. Ül-
kemizde de bu konuda yasal düzenle-
me eksikliği olduğu ve buna bağlı ola-
ĞlTtMEKSİKLİĞİ
Denetimsiz
ilaçkullanımı
çiftçiyivurdu
• Tanm Bakanlığı
verilerine göre, son
iki yılda ihraç edilen
700 ton ürün,
üzerindeki ilaç
| kalıntısı nedeniyle
iade edildi. Buğday
Derneği Başkanı
Victoria Ananias,
Türk çiftçisinin bilinçli
ilaçlama yapamamasını eğitim düzeyinin
yetersizliğine bağladı.
SİBEL BAHÇETEPE/ HASAN YİĞİT/
CtHAN ORUÇOĞLU
Türk çiftçisinin bilinçsizce yaptığı ilaçlamanın, eko-
nomiye verdigi zarann boyutlan son olarak Alman-
ya'ya gönderilen yeşil biberlerin ve Isveç'e gönderi-
len patlıcanlann iade edilmesiyle tekrar gündeme
geldi. Tanm Bakanlığı verilerine göre, son iki yılda
ihraç edilen 700 ton ürün, üzerindeki ilaç kalıntısı
nedeniyle iade edildi. Uzmanlar, ilaçlı ürünlerin tü-
ketilmesinin kanser dahil çeşitli hastalıklara neden
olduğuna dikkat çekerek, devletin bu konuda yeterli
denetim yapmadığını vurguladılar. Buğday Derneği
Başkanı Victoria Ananias, Türk çiftçisinin bilinçli
ilaçlama yapamamasını eğitim düzeyinin yetersizli-
ğine bağlayarak, "Tanm ilaçlannı kullanan çiftçi, al-
dığı ilaçlann prospektüsünü okuyarak yeterince bilgi
sahibi olamaz. Önemh olan çiftçinin eğitilmesidir" de-
di. Ananias, devletin denetımimin de yetersiz oldu-
ğunu söyleyerek, "Köylerdeki tanm iiaçlamalannda
maalesef piyasada kullanılamayan, yasaldanmış ilaç-
lar kuUanıhyor. Gittiğim bir köyde. 20 yıl önce yasak-
lanan bir ilacın kullamldığını da görmüştüm" diye
konuştu. Ananias, hal sıstemlerinin ıç pazan denetle-
mede yetersiz kaldığına da değinerek, "Hafler.top-
tancı denetiminin yapüması gereken yerlerdir. ihraç
edilen ürünler, buralarda denetinıden geçmeli. Ama
bunlar yapıimadığı için, ürünler pazanmıza geri dö-
nüyor" dedi.
Kanser vapıvor
îstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. Erkan Topuz da tanm ilaçlannın ölçüsüz
kullanıldığında kanser yaptığını söyledi. Topuz, ta-
nm ilaçlannın belli ölçülerde ve standartlarda kulla-
nıldığında bir zaran olmadığını belirterek "Kullanı-
lan ilaçlar geneüikle meyve-sebzenin kabuğunda, az
da olsa çekirdeğinde toplamyor. Meyve-sebze iyi yı-
kanmazsa kanser yapar" dedi. Türk çiftçisinin orga-
nik tanma geçmesi gerektiğini vurgulayan Topuz, or-
ganik tanmın tamamen doğal yöntemlerle yapıldığı
için daha sağlıklı olduğunun altını çizdi. Gıda Mü-
hendisleri Odası Başkanı PetekAtaman, Tanm Ba-
kanlığı'nın zirai ilaç satan bayileri yeteri kadar denet-
leyemediğini ifade ederek. "Çiftçi kafasına göre ilaç
kuilanıyor. Üacı tarlaya atnğı zaman 1 hafta beklemesi
gerekirken, beklemeden hasat yapryor" dedi.
Bekleme süresl önemli
Tanm Kredi Kooparatifi Genel Müdürlüğü Zirai ilaç
Pazarlamacısı Adem Danışık ise bilinçsiz ilaçlama
iddialanna karşın, "Bilinçsiz ilaçlama yoktur, çiftçiler
ürünün ilaçlama süresini biür, önemli olan ilaçların
kullanımındaki bekleme süresidir" diye konuştu. Da-
nışık, ilaçtaki moleküllenn parçalanma sürelerinin
farklılık gösterebileceğini belirterek meyve ve sebze-
ler üzerinde kalan ilaç miktannın insana zarar ver-
meyeceğini savundu. Turfanda sebzecilik yapan üre-
ticüıin, sebzeler üzerindeki ilaç moleküllerinin parça-
lanmasını beklemediğini anlatan Damşık, "Türfanda
sebzecilikte hasat etme süresi kısaldığı için, yeterince
parçalanamayan ilaç molekülleri meyve ve sebze üze-
rinde birikerek bu şekilde insan sağhğına zarar vere-
bilir" diye konuştu.
Bartm Irmağı'nda yapılan kontrolde bahk ölümJerine kaü aüklann neden olduğu beliriendi
Toplu balık ölümleri korkuttu
BARTIN (Cumhuriyet) - Bartın Irmağı'na
dökülen atık madeni yağ nedeniyle toplu
balık ölümleri meydana geldi. Il Çevre ve
Orman Müdürü Sedat Ecevit, bazı
vatandaşlann, Bartın Irmağı'nda ölü
balıklar bulunduğunu bildirmelen üzerine
harekete geçtiklerini ve ırmakta inceleme
başlattıJdannı söyledi. Irmağa,
Kemerköprü ile Asmaköprü arasından
henüz kimlikleri belirlenemeyen kişi veya
kişilerce atık madeni yağ döküldüğünün
tespit edildiğini belirten Ecevit, "Irmağa
dökülen yanmış sanayi >agı muhtemelen
gece saatlerinde bırakünuş. Akuıtı sona
ermiş, ancak ırmagın durgun yerlerinde
sanayi yağlan suyun üzerinde kalmış.
Balıklar da bu nedenle öhnüş olabilir"
dedi. Yağ dökenlerin tespit edilmesi
halinde çevre il müdürlüğü ve Bartm
Belediyesi'nce toplam 16 bin YTL ceza
kesileceğini anlatan Ecevit, "Böyle bir
şeyin yapılmış olmasına hayret ediyorum.
Irmak da kentüniz de bizim. Temiz
rufmamız gerekirken, hem görüntü
kirtüigine hem de bahklaruı ölümüne neden
oluyoruz" diye konuştu. Vatandaşlan bu
konuda dikkatli ve duyarlı olmalan
çağnsmda bulunan Ecevit, "Irmağa ne
şekUde olursa olsun aük atanlan kesinhkle
bize ya da belediyeye bildirmelerini
istiyoruz. Öhnüş bahklaruı yenmemesi
konusunda da uyanyonız" dedi.
rak önemli bir hukuki boşluk doğdu-
ğu gözlenmiştir.
•" GDO kapsamındaki ürünlerin it-
haline ilişkin olarakgenellikle yasalboş-
luktan kaynaklandığı ıddia edilen de-
netim eksikliklerinin, insan sağlığını ko-
ruyan genel mevzuat çerçevesinde ele
alınarak giderilmesi zorunludur.
^ Dünyadaki öraek uygulamalar
içerisinde insan ve çevre sağlığına ver-
diği önem ve bu yönde geliştirdiğ ka-
tı kurallarla saygın bir yere sahip olan
Avrupa ülkelerindeki kriterlerin ülke-
miz koşullannda ele alınarak bu kri-
terlerin ithalattaki kontrollerde işler
hale getirilmesi gerekmektedir.
V' Konuya ilişkin yasalaşma süreci-
nin tamamlanmasına kadar altyapıla-
n oluşturulmaya başlanan modern la-
boratuvarlann yeterli nitelikte ve sayı-
ca faal hale getirilerek denetimlerde-
ki zaafıyetlerin zaman yitirilmeden gi-
derilmesi gerekmektedir.
HD BAŞKANIÇAKAR:
'Enerji
içecekleıi
toplanmah'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Tüketicı Haklan Denieğı (THD)
Genel Başkanı Turhan Çakar. Da-
nıştay'ın enerji içecekleri hakkmda
aldığı son karân olumlu karşıladıkla-
nnı belirtirken "Tanm Bakanhğı'nın
dava sonuçlanana kadar bu ürünlerin
üretimini durdunnası ve piyasadan
toplatması gerekir" dedi. Çakar, Da-
nıştay'ın enerji içeceklerindeki kafe-
in miktannın düşürülmesi ve 18 yaş
altına satılmasını yasaklayan tebliğ
hakkında açtıklan iptal davasında
yürütmeyi durdurma karan alınması-
nı Cunthuriyet'e değerlendirdi. "Ük
olarak yüriitme durduruldu. Daha
sonra o tebliğ de iptal edilir diye dü-
şünüyorum" şekünde konuşan Ça-
kar, Tanm Bakanlığı'nın harekete
geçmesi gerektiğini söyledi.
'18 yaşın altına yasak'
Bakanlığın savunmasında Avrupa
normalannın örnek alındığının behr-
tildiğini söyleyen Çakar, "Fransa'da
bu içecekleryasak, Ashnda zararta ol-
duğunu kendileri de bUi\T)r" dedi.
Çakar, söz konusu içeceklerin 18 yaş
altına satılmasının yasak olduğunu
da anımsatarak şunlan kaydetti:
"Kimse bümiyor ama çocuklar bu
içecekleri içiyor. Khn denetliyor?
Ebevejnlerin de haberi yok, öğret-
menlerin de haberi yok, bunlan ahp
tüketrvvriar." TMMOB Gıda Mü-
hendisleri Odası Başkanı Petek Ata-
man da Tanm Bakanlığı 'nın bir an
önce harekete geçmesi ve bu içecek-
lerin piyasadan kaldınlması gerekti-
ğini belirterek "Bakanhk gereğini ya-
pacakür herhalde" dedi.
Necip Fazıl Kısakürek'in kitaplan listeye alınırken Aziz Nesin görmezden gelindi
İBDA-C idoKi İOO eseıdeANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Milli Eğitim Bakanlığı "nın il-
köğretim öğrencilerine okuma alış-
kanlığı kazandırmak için hazırla-
dığı "100 Temel Eser" listesine
NecipFazılKısakürekve Mehmet
Akif Ersoy'un kitaplan eklenir-
ken Aziz Nesin yine "görmezden
gehndi''. CHP Denizli Milletve-
kili MustafaGazala, konuyu Mec-
lis gündemine taşıdı.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafın-
dan ilköğretim ögrencüeri için ha-
zırlanan "100TemelEser" listesi-
ne "NecipFazılKısakürekv«Meh-
met Akif Ersoj rötuşu" yapıldı.
Vakit, Dünden Bugüne Tercüman
ve Kanal 7 başta olmak üzere din-
cimedyanınyoğun baskısıylakar-
şılaşan bakanhk, Kısakürek ve Er-
soy'un "seçmeler''ini listeye ekle-
di. Bakanlık, buna karşın Fransız
yazar A. D. Esupery'nin "Küçük
Prens" adlı kitabı ile Zeki Bur-
duriu'nun "Anılarda Öyküler*
adlı eserlerini listeden çıkardı. Er-
soy ve Kısakürek'i listeye ekle-
yen bakanlık, Aziz Nesin'i yine
"görmezden geldi". Çocuklara
yönelik onlarca kitabı bulunan Ne-
sin'inhiçbir kitabı listeye alınma-
dı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin
EKTA GUNGOR ÖZDEN'DENSUÇLAMA
'Kısakiirekcumhuriyet düşnıamy
ANKARA (ANKA) - Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı ye
Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi kurucusu Yekta Güngör Öz-
den, Necip Fazıl Kısakürek'in usta bir şair ancak Türkiye Cum-
huriyeti düşmam olduğunu söyledi. Antoine de Saint Exu-
pery'nin Küçük Prens kitabındaki "diktatör" niteliğinin Ata-
türk'e ait olduğu kesin ise, kitabın listeden çıkanlmasının doğ-
ru bir karar olduğunu söyleyen Özden, "Ama bir belirsizlik var-
sa bu bir bahanedir. Beüi sayıda kitaba yer verilecekse birini
çıkanp diğerini koymak gerektiğinden Necip Fazü'ı ahnak için
Küçük Prens'i çıkarnuş olabiürler" dedi.
ÇeKk, daha önce Ersoy ve Kısa-
kürek'in kitaplannın "çocuklann
seviyesineuygun ofanadıklangerek-
çesryte" listeye alınmadıgım açık-
lamıştı. Bakanlığın listeye ekle-
diği Necip Fazıl Kısakürek, şeri-
atçı terör örgütü ÎBDA-C'nin "ido-
Ki" olarak biliniyor.
AKP'nln rengl ortada'
Konuyu değerlendiren CHP De-
nizli Milletvekili Mustafa Gazal-
a, yapılan sıralamayla, her konu-
da olduğu gibi bu konuda da
"AKP'nin siyasal damgası veren-
ginin ortaya çıküğmı" söyledi.
Gazalcı, "tdeolojik davranarak
Necip Fazd'ı üsteye eklevip Aziz
Nesin'i eklememek, tamamen bir
önyargryla, 'Biz yapıyoruz, olu-
yor' anlayışuıa çıkıyor" dedi.
Listede, Fazıl Hüsnü Dağlarca
gibi dünyaca ünlü yazarlann bu-
lunmadığını belirten Gazalcı, "Ha-
di diyeam ki ölen yazarian listeye
ahyorsunuz; o zaman neden Aziz
Nesinyok?BuAKP'nin kendipen-
ceresinden ve belnii göriişjeri ço-
cuklaraaşjdamakiçinyapüğıbirdu-
rum. Bunun bUimsel bir ölçütü
yok" diye konuştu. Listede, ço-
cuklann anlaması mümkün olma-
yanbirçokesere yerverildiğinidi-
le getiren Gazalcı şunlan kaydet-
ti : "Burada amaç, çocuklara oku-
ma ahşkanhğıkazandırmaksa, bu
bö\1e 100 temel eserin okunmaa
biçiminde değil, o iklimi v^rata-
rak sağjanır. Bir yandan siz Nâ-
zım'dan şür okudu diye çocuğu
yargdayacaksuuz,YaşarKemal'in
tiyatrolannı ovnatmayacaksuuz,
listeye ahnayacaksunz. Öte yan-
dan böyle bir üste hazuiayacaksı-
mz. Bürün bunlar gerçekten ço-
cuklara okuma ahşkanitğı kazan-
dırmakrru, onlan beüi yöndeeğtt-
mekmi,aşdamakmı?tyiniyediol-
madıklannı düşünüyor insan."
Eğitim-Sen Genel Başkanı Ala-
addin Dinçer de çeşitli dinci çev-
relerin bu tür konularda baskıcı
bir tutum izlediklerini ve etkili ol-
duklannı söyledi. "Kısakürek'in
çocuklarayönelikkitaplanmıvar-
nuş, var da biz mi bümhvruz" di-
ye soran Dinçer, "Bakanınbu ko-
nuyiailgüıgeriadun atması doğaL
Listedepekçok o düşüncedeinsan
var zaten. Ben u\gulamanm ken-
disini saçma buluyorum. Aynca
kim buna kararvermiş,bununbir
ölçüsü mü \ar?" dedi.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Düz Çizgiciler ve
Özelleştirme
AKP, dolayısıyla ülke, küresel liberalizmin dayattığı
koşulların gözü kara uygulayıcısı, hatta kraldan fazla
kralcısı bir siyasal öndeıiiğin mengenesi altında. Par-
tiye ve hükümete yön veren Başbakan ve "maliye, eko-
nomi" yöneticileri, özelleştirmeler konusunda iziedik-
leri, cetvelle çizilmiş düz hat üzerinde yol alıyoriar..
Hem de inanılmaz bir azimle! öyle ki, dünya çapın-
da bir mal olan ERDEMİR'İ bile kötüleyecek, yerden
yere vuracak kadar gözü dönmüşçesine!
Ülke ekonomisine ve kalkınmasına bir düz mantık
egemen..
Oysa, ekonomi ve kalkınma, karmaşık, kaotik, çok
boyutlu, çok girdili, yerel ve küresel göreceliklerle do-
lu konular..
Her şeyi satma düz düşüncesi, karmaşık dünyada
geçerli bir "politika" değildir. Çünkü liberalizmi, öze\-
leştirmeyi teşvik eden sanayileşmiş ülkelerin büyük ço-
ğunluğunda bile ekonominin belirli kesimleri önemli
oranlarda "devlet/ kamuyönetiminde" bulunmakta-
dır.
Dünyaya baktığınızda, ekonomide siyah/ beyaz
bir manzara yoktur. Yani, ekonomi ya kamu yöneti-
mindedir ya da tamamen özel yönetimdedir biçimin-
de bir anlayışın hüküm sürdüğü ender bir ülkedirTür-
kiye!..
Gelişmiş ülkelerde devlet, tamamen seyirci ve sa-
dece yasalarla piyasayı "regüle eden" bir "sorum-
luluk" üstlenmiyor. Gerektiğinde, ülke çıkarlan, ülke-
piyasanın uzun vadeli çıkarlan için birçok sanayide yön-
iendirici rolünü hiçbir zaman terk etmiyor.
Erdoğan, geçmişte KlT'lerin ne kadar kötü yöne-
tildiklerini, satışlara neden olarak gösteriyor. haklıdır,
felsefi ve düşünsel olarak "ülke kalkınması" fikrinin zer-
resine sahip olmayan, ülke yönetimini günlük siyasal
ve ekonomik yararlar peşinde koşmak olarak algıla-
yan siyasal iktidarlar, ülkeyi perişan etti.
Şu da doğrudur ki, iktidarda olmayı, devletin ola-
naklan ve Hazine'yi sürekli olarak özel sektöre peş-
keş çekme olarak anlayan insanlara, KlTleri iyi yönet
demek mümkün değil, eşyanın tabiatına aykındır. Bu
bakımdan, devletin ekonominin her alanında bizzat iş-
letmeci olarak bulunmasının bir anlamı yoktur. Bu,
verimli değildir ve işletmeleri siyasetçinin tasallutu
ve talanına terk etmek anlamına gelir..
• • •
Ancak, belirli sanayi alanlarında, devletin birçok
özerk kurumunun varlığı, hem ekonomiye hem kalkın-
maya katkıyı 'ençoklayıcı' etki yapar. ERDEMİR, TÜP-
RAŞ ve satılamadığı süre içinde 13-15 milyar dolar
kâr ettiği için değerinden ashnda bir şey kaybetme-
yen örneğin Türk Telekom, bu tür kuruluşlardır.
Aynca devlet, özel sektörün kısa sürede kâr görme-
diği için girmediği, birçok ileri sanayi kollannda özel-
likle Ar-Ge'ye büyük destekler vererek ulusal polrti-
kalar yaratmak (") zorundadır.
Ulusal sanayi, teknoloji, kalkınma polrtikası olma-
yan hiçbir ülke yoktur! Türkiye hariç!
Kalkınma, refah, bir fikir meselesidir her şeyden
önce..
Bazı gözde ve güzide yazaıiann yazıp çizdikleri ve
sandıklan gibi, "zengin hammadde varlığına sahip
olmak" meselesı değildir. Iran zengin hammaddeye
sahip, ama yoksuldur!
• • •
özelleştirme, kalkınma, zenginleşme konulanna bir
"fıkir meselesi" olarak yaklaşmayan hiçbir ülke kalkı-
namaz ve ülkenin temel ekonomik sorunlannı çöze-
mez.
Ekonomide, özelleştirmede düz çizginin yolcusu
AKP'de, bu ülkenin hiçbirtemel sorununu çözecek dü-
şüncezenginliği, kıvrakiığı, esneMiği gosterecek bir ham-
madde olmadığı görülüyor.
İktidarda ne yazık ki ülke yöneticileri değil, piya-
sa tüccarfan oturuyoıi
Ne yazık ki bu "düz çizgi" ve "tekyol", "siyah-be-
yaz" mantığı, ülkemizde fikir hayatının yoksulluğun-
dan mıdır, bilinmez, "düşünce üretecekler" kesimine
de oldukça egemendir. Ikinci Cumhuriyetçiler, liberal-
ler, küreselleşmeciler, özelleştirmecilerin büyük ço-
ğunluğu "feA-yo/"cu düşüncenin esiri değil mi? "Tek
yol devrim"ci\er, sadece bir dönem solculann sorunu
değildi, bu bakış her kesimden insanın düşünceleri-
ne yapışıktır.
Düşünce hayatımız böyle olunca, günlük al-ver ve
al-sattan iktidara tırmananlann da "styah-beyazcı"
olması rastlantı olabilir mi?
(*) Bu cumartesi Cumhuriyet Bilim Teknikte "Müm-
künlerin Oyunu olarak Ekonomide öndekilere Yetiş-
mek ve Ulusal Strateji" başlıklı yazıya dikkat çekmek
isterim.
obursali(a cumhuriyet.com.tr.
400 YTL olarak beliriendi
Öğretmenlerin
ödenek isyanı
ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Öğret-
menlere yeni eğitim-öğretim dönemi için
400 YTL hazu"lık ödeneği verilecek. Ba-
kanlık Araştırma Planlama ve Koordi-
nasyon Kurulu (APK) tarafindan Milli
Eğitim Bakanı Hüseyin ÇeKk'e gönderi-
len bilgi notunda, 2005-2006 öğretim yılı
hazu"lık ödeneğinin 2005 Mali Yılı Bütçe
Yasası ile belirlendiği belirtildi. Notta,
geçen yıl 350 YTL olan ödeneğin bu yıl
400 YTL'ye yükseldiği belirtildi. Öde-
nek, okullann açılmasıyla birlikte ögret-
menlere verilecek.
'Dağ fare doflurdu'
Eğitün-Sen Genel Başkam Alaaddhı
Dinçer, ödenek konusunda daha önce ba-
kanlıkla yaptıklan görüşmelerde bunun
bir maaş tutannda olması ve yılda iki kez
verilmesi konusunda uzlaşmaya vardıkla-
nnı ancak, bakanlığın anlaşmaya uyma-
dığrnı söyledi. Dinçer şöyle konuştu:
"Sonuçta, dağ fare doğurdu. Bakanhk al-
tına imza koyduğu hiçbir mutabakat met-
nine, sendikayla imzaladığı hiçbir taahhü-
de uymamakta, yerine getirmemektedir."